GÜNDEM - 30 Kasım 2024 Cumartesi 20:31

Adalet Bakanı Tunç’tan CHP Genel Başkanı Özel’e sert eleştiri

A
A
A
Adalet Bakanı Tunç’tan CHP Genel Başkanı Özel’e sert eleştiri

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, CHP Genel Başkanı Özgür Özel’i eleştirerek, “Siz, karalama siyaseti yaparsanız milletten destek bulamazsınız. O nedenle sonunuz CHP’nin eski genel başkanı gibi olur diyoruz ama anlamak istemiyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor, çünkü eser üretmek gibi, icraat yapmak gibi bir dertleri yok. Onların dertleri hep esere karşı gelmek” dedi.


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, AK Parti Kastamonu Merkez İlçe Başkanlığı 8. Olağan Kongresi’ne katılmak üzere Kastamonu’ya geldi. Kastamonu’da ilk olarak Vali Meftun Dallı’yı makamında ziyaret eden Bakan Tunç, ardından Hüsnü Tandoğan Spor Salonu’nda gerçekleştirilen kongreye katıldı. Kongrede konuşan Bakan Tunç, “Kastamonu, Selçuklular’dan, Osmanlı’dan gelen bir medeniyet şehridir. Şehit Şerife Bacı’nın memleketidir. Kastamonu, kahraman bir şehirdir. Halime Çavuş’un memleketidir. Kastamonu, her yönüyle tarih kokan bir şehirdir. Hayatımın en güzel yılları Kastamonu’nun sokaklarında geçti. Buraları unutmamışız. Kastamonu, iktidarımız döneminde bir hayli gelişti. Özellikle belediye hizmetlerinde Tahsin Babaş döneminde çok fazla hizmetler kazandı. Tarihi evler yeniden hayata geçirildi. Kastamonu, doğa harikası bir şehirdir. Kanyonlarıyla, şelalesiyle, cam terasıyla gerçekten görülmeye değer bir şehirdir. Sahildeki güzellikleri ve llgaz Dağı’ndaki güzellikleriyle Kastamonu, hem tarih hem kültür şehri hem de turizm şehridir. İnşallah Kastamonu’ya daha güzel eserleri kazandırmanın gayreti içerisinde olacağız” dedi.


“Laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür"


Yenilenen teşkilatlarıyla birlikte 2028 yılına daha güçlü hazırlandıklarını belirten Bakan Tunç, “Bundan hiç şüphemiz yok. AK Parti bir millet hareketidir. AK Parti milletin talebiyle kurulmuş bir partidir. İstanbul’un CHP yönetiminde yaşanılmaz hale getirdiği şehri 4 yıl gibi kısa bir süre içerisinde Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan yaşanılabilir hale getirmiştir. Suyu akmayan, çöpü toplanmayan, İSKİ skandallarıyla, yolu olmayan, çamur içerisindeki bir İstanbul’u 4 yılda yeniden imar etmiştir. Bu başarıyı gören milletimiz Tayyip Erdoğan bir parti kurarsa ve başına gelirse bu ülkeyi kurtarsa kurtarsa o kurtarır demiş, adeta AK Parti’nin kurulmasını talep etmiş, zorlamış, kurdurmuştur. Böylelikle 2001 yılında AK Parti kurulmuştur. Kurulduktan 14 ay sonra iktidara tek başına gelmiştir. Kurulurken tabii ki vesayetçi anlayışla da karşılaşmıştır. Darbeci anlayış istememiştir. AK Parti’nin önü kesilmek istenmiştir. Buna rağmen tek başına iktidara gelen AK Parti ile yeni bir dönem başlamıştır. Ülkemizin 81 vilayetinde hiçbir ayrım yapmadan, icraat hamlesiyle ülkemizin her tarafını eserlerle donatmaya başlamış, 90’lı yılların çekilen sıkıntılarını tek tek ortadan kaldırmaya çalışırken yine vesayetçi anlayış devreye girmiş, 367 krizi, Cumhuriyet mitingleriyle ülkenin önünü kesmeye çalışmıştır. Cumhurbaşkanlığı seçimleri mecliste krize dönüşmüştür. Anayasa tarafından meclisteki seçimler iptal ettirilmiştir. O zaman millete gidelim denilmiştir, CHP ‘Hayır millete de gitmeyelim, millette seçemez’ demiştir. Millet yanlış adamı seçer demiştir. Hayır propagandası yapmışlardır. 2007 yılındaki referandumda milletimiz ’bundan sonra Cumhurbaşkanını ben seçeceğim, bu tartışmaları bir daha istemiyorum’ demiştir. Yüzde 34 ile iktidara gelen AK Parti, oyunu yüzde 47’ye çıkartmıştır. 2008 yılına geldiğimizde de AK Parti’ye laikliğe aykırı eylemleri olmasından ötürü kapatma davası açılmıştır. Bugün Milli Eğitim Bakanımıza sataşanlar, laiklikle ilgili sözlerini eleştirenler, daha dün Mecliste, okullarda, üniversitelerde başörtüsü serbest olsun diyen kanuna Mecliste ‘evet’ diyen 411 ele, ’411 el kaosa kalktı’ diyen o günün basını değil miydi? Laiklik, din ve vicdan özgürlüğüdür. Herkesin inancında, düşüncesinde serbest olmasıdır. Laikliğin yanlış uygulamalarını sona erdiren bir iktidarız. O nedenle milletimizden 22 yıldır destek alıyoruz" diye konuştu.


"Sonunuz CHP’nin eski genel başkanı gibi olur diyoruz ama anlamak istemiyorlar"


CHP Genel Başkanı Özgür Özel’e eleştirilerde bulunan Tunç, "Herkes inandığı gibi yaşayacak, herkes düşüncesini serbestçe aktarabilecek. Biz, reformcu olduğumuzdan, özgürlükçü olduğumuzdan, hukukun üstünlüğünü savunduğumuz için, biz demokrasiyi savunduğumuz için, biz icraatçı olduğumuz için 22 yıldan bu yana iktidardayız. Milletin sesi olduğumuz için iktidarda bizi tutuyorlar. Eser ürettiğimiz için iktidarda tutuyor. AK Parti eser siyaseti yapıyor, AK Parti karalama siyasetine hayır diyor. Bakın bugün CHP’nin eski genel başkanı da, yeni genel başkanı da, ne eskiden ders çıkardıkları var, ne akıllandıkları var. Sürekli bu ülkenin kalbinde yer etmiş, milletin sevdalısı olmuş bir lidere siz her gün hakaret ederseniz işte sonunuz CHP’nin eski genel başkanı gibi olur diyoruz. Hakaret siyasetiyle bir yere varılamaz. Millet hakaret siyasetine sıcak bakmaz, bu sizi bir yere getirmez diyoruz. 10 yıldan fazla genel başkanlığı yapıp, çok sayıda seçim geçirip, bir yere varamamış eski genel başkanınıza bakın, bugün aynı duruma düşmeyin diyoruz. Bu sefer de diyorlar ki ’Adalet Bakanı olarak siz bunları nasıl söylersiniz. Siz, bize yargı sopasını mı gösteriyorsunuz.’ Hayır diyoruz, o ifadelerin, o kabul edilemeyecek çirkin sözlerin, suç teşkil edip etmediğine karar verecek olan bu ülkenin bağımsız ve tarafsız yargısıdır diyoruz. Siz, karalama siyaseti yaparsanız milletten destek bulamazsınız. O nedenle siyasette başarılı olamazsınız. O nedenle sonunuz CHP’nin eski genel başkanı gibi olur diyoruz ama anlamak istemiyorlar. Çünkü işlerine gelmiyor, çünkü eser üretmek gibi, çünkü icraat yapmak gibi bir dertleri yok. Onların dertleri hep esere karşı gelmek, rahmetli Menderes’in yaptıklarına neler dediler. Merhum Menderes, 27 Mayıs Yassıada mahkemesinde ifade verirken, ’CHP yaptığımız eserlere şöyle dönüp bakmadılar’ demedi mi? ’Bu ülkenin kazanımlarına bir gün çıkıp teşekkür etmediler’ demedi mi? Bu Yassıada zihniyeti aynı, maalesef değişmiyor. Biz eser üretmeye devam edeceğiz, biz icraat yapmaya devam edeceğiz. 2008 yılında kapatmanın eşiğinden döndük. Sonra 2012’de MİT krizi, ardından Gezi olayları. Sokak darbesi ile iktidarı düşürmeye kalkıştılar, başaramadılar. 17-25 emniyet-yargı darbesiyle iktidarı düşürmeye çalıştılar, başaramadılar. 2015’te terörü azdırarak ülkede bir kaos ortamı oluşturmanın gayretinde oldular, yine başaramadılar. 15 Temmuz hain FETÖ kalkışması ile bu ülkenin kutlu yürüyüşünü sona erdirip, dışardaki sahiplerinin bölgedeki planları gerçekleştirmeleri, Ortadoğu’daki enerjiye hakim olabilmek için uygun bir yönetim oluşturabilmeleri için asker kılığına giren teröristler milletin üzerine silah çektiler. Milletimiz o gece öyle bir kahramanlık gösterdi ki, Şerife Bacı, Halime Çavuş gibi meydanlara koştu. O gece lideriyle darbecilere karşı durdu ve o karartılmak istenen Türkiye’yi aydınlığa taşıdı. Şimdi sıra enflasyonda. 2002’de çift haneli aldığımız enflasyonu nasıl tek haneye düşürdüysek yine tek haneye düşüreceğiz. Emeklimizin, işçimizin, memurumuzun alım gücünü artırarak yolumuza devam edeceğiz. AK Parti eser siyaseti yapmaya devam edecek. AK Parti hep önce insan dedi. İnanı güçlendirmeye devam edeceğiz. Hiçbir ayrım yapmadan ülkemizi kalkındırmanın gayreti içerisinde olduk. Ayrım yaptık mı hiç? Havalimanı yaparken Hakkari’ye de yaptık, İstanbul’a da yaptık. Baraj yaparken Kastamonu’ya da yaptık, Sinop’a da yaptık. Üniversiteler yaparken Ardahan’a da, Muğla’ya da yaptık. Bölünmüş yolların gitmediği bir memleket kaldı mı? Hiçbir ayrım yapmadan ülkemizin her köşesine yatırım götürdük. AK Parti’nin en önemli özeliği ayrım yapmaması. Doğudan batıya, kuzeyden güneye ülkemizin her bir köşesinde eserler ürettik. Eserler ürettiğimiz için milletimiz 22 yıldır iktidarda tuttu. 2028 geldiğinde milletimiz yine icraata, esere evet diyecek, karalama siyasetine, boş konuşmaya hayır diyecek, Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti diyecek, Cumhur İttifakı diyecek” şeklinde konuştu.


“Anayasamızda darbeci anlayışa fırsat vermeyecek yapısal reformları hayata geçirdik”


Türkiye’nin bir taraftan fiziki kalkınmasını sağlarken, diğer yandan demokrasisini güçlendirdiklerini belirten Tunç, “Darbelere karşı daha dayanıklı hale getirdik. Vesayetçi anlayışı tarihe gömdük. Hak arama yollarını genişlettik. Kişisel verilerin korunmasına ilişkin maddeler darbe anayasasında yoktu. Bunların hepsini anayasamıza sizlerin desteği ile getirdik. Anayasamızda, bundan sonra darbeci anlayışa fırsat vermeyecek yapısal reformları hayata geçirdik. Hakimler savcılar kurulu, anayasa mahkemesinin yapısı, milli güvenlik kurulunun yapısı demokratik hukuk devleti ilesine uyarlandı. Anayasamızda darbeciler yargılanamaz diye bir madde vardı, kaldırdık. 12 Eylül darbecileri ahir ömürlerinde milletin huzurunda yargının huzuruna çıkıp hesap verdiler” ifadelerini kullandı.


“Türkiye Yüzyılı’na yeni bir anayasayla başlarız”


Ülkede demokratik, katılımcı, sivil bir anayasayla Türkiye Yüzyılı’nı inşa edeceklerini söyleyen Tunç, “Tabii ki bu bir uzlaşmayla olacak şey. Mecliste siyasi partilerimizin bir araya gelip ‘biz bir toplum sözleşmesi yapmalıyız’ demeleri gerekiyor. ‘Biz herkesi kucaklayan, her düşünceyi temsil eden, ayrı gayrımız olmayan bir anlayışla yeni bir anayasayı yapmalıyız’ diyen parlamenterler, diyen partiler milletin gönlünde taht kurar. Ama buna karşı çıkanlar 2028’de konulacak sandıkta da milletten cevabını alır. İnşallah böyle bir olumlu tabloyu Mecliste sergiler ve Türkiye Yüzyılı’na yeni bir anayasayla başlarız" dedi.


“Terörsüz bir Türkiye’yi, inşallah Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında hep beraber bu adımı atarak yolumuza devam edeceğiz”


Türkiye Cumhuriyeti’ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğunu belirten Bakan Tunç, şu ifadelere yer verdi:


“Dolayısıyla burada hiçbir ayrım yapmadan iç cephemizi güçlendirerek, inşallah ülkemizin birlik beraberliğini daha da kuvvetlendirerek terörsüz bir Türkiye’yi Türkiye Yüzyılı’nın başlangıcında hep beraber bu adımı atarak yolumuza devam edeceğiz. Bundan da hiç şüphemiz yok. Bunu başardığımız zaman Türkiye daha güçlü olacak. Dünyada mazlumun hakkını daha güçlü savunacağız. Dünyadaki haksızlıklara daha çok karşı gelecek. İşte Filistin’deki mazlumun hakkını savunabilen, dik duran ve ’Dünya 5’ten büyüktür’ diyebilen dünyada kaç lider var. Recep Tayyip Erdoğan dünyada insan haklarını savunan, dünyada hakkı, hukuku, hakkaniyeti savunan ve dünyanın en tecrübeli lideri. O Türkiye için büyük bir avantaj. İnşallah 2028’e doğru giderken bu avantajı en iyi şekilde kullanarak Türkiye’yi terörden arınmış, her türlü şiddetten arınmış, insanlarımızın huzurlu bir şekilde geleceğe baktığı bir Türkiye’yi inşa edeceğiz inşallah."


Konuşmasının ardından AK Parti Merkez İlçe Başkanı Şenol Kızılabdullah, Kastamonu’da eğitim gören Bakan Tunç’a okul çağındaki fotoğrafı ile diplomasını hediye etti. Bakan Tunç, okul çağında çekilmiş olan fotoğrafın kendisinde dahi olmadığını belirterek teşekkür etti. Bakan Tunç, Avrupa ve dünya şampiyonalarında başarılı olan sporculara da plaket takdim etti. AK Parti Kastamonu İl Başkanı Ahmet Sevgilioğlu da Bakan Tunç’a adına bir yetimin 6 aylık giderlerini karşıladıklarını gösteren belgeyi verdi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Özel halk otobüsü esnafından Saraçhane’de İBB’ye protesto İETT Genel Müdürlüğüne bağlı çalışan özel halk otobüsü sahipleri, İBB’den yeterli ücret alamadıkları gerekçesiyle Saraçhane’de bulunan İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) binası önünde protesto düzenledi. İstanbul’da 3 bin 41 İETT özel halk otobüsü sahibini temsilen bir araya gelen otobüs sahipleri, Saraçhane’de bulunan İBB binası önünde toplanarak bir protesto gerçekleştirdi. Ödemelerini alamadıklarını dile getiren otobüs sahipleri, güvenlik tedbirlerinin alındığı alanda yaşadıkları durumu protesto etti. Protestoda toplanan grup adına açıklamalarda bulunan Özel Halk Otobüsü Platformu sözcüsü avukat Erhan Güneş, mayıs ayından bu yana 4 defa toplandıklarını ancak İBB bürokratları tarafından "bugün, yarın, seçimden sonra" denilerek oyalandıklarını, 6 ayda bir adım ileri gidemediklerini dile getirdi. “Bizim İstanbul’da 3 bin 41 aracımız, araç başı 2 milyon TL’ye yakın alacağımız var. Bizler artık tekerimizi döndüremiyoruz.” diyen Güneş, “Esnafın içerisinde ticaret sicili bozulmayan hiç kimse kalmadı. En son biz ekimin üçünde buraya geldik. Ekimin üçünde İBB bürokratları bize dediler ki, biz komisyon kurduk, bundan sonra İstanbul’daki 3 bin 41 özel halk otobüsünün problemi bu komisyonda çözülecek. Bunun sözünü size veriyoruz, dediler. Biz de bürokratların sözüne itibar ettik. Eylemimize son verdik. Komisyonda 2 aydır iki toplantı oldu, iki toplantıda da bir tane lehimize bir madde değişmedi. İETT Genel Müdürlüğünün psikolojik baskısından mobbinginden bıktık. İETT Genel Müdürlüğünde TÜVTÜRK muayene kriterleri uygulanmıyor. Genel müdürü kendine özel 240 tane muayene kriteri oluşturmuş. Bakın bu 240 muayene kriteri bizim yönergemizde olmayan, teknik şartnamemizde olmayan şartlardır. Bunları defaten her sene maddelerini arttıra arttıra 240 kritere getirdi. Bizim araçlarımızı kendi muayene istasyonlarına çekiyor. Muayene istasyonlarında gereksiz can ve mal güvenliğini tehlikeye atmayacak kusurlardan araçların saatlerini kesiyor. Araçlarımızın saatlerini kestiği için seferden men ediliyor. İstanbul halkı burada mağdur oluyor, biz de mağdur oluyoruz.” dedi Tahkikat komisyon müdürü Yusuf Sevim’i hedef alan ve şoförlere gereksiz cezalar yazıldığını söyleyen Güneş, “Tahkikat komisyon müdürü Yusuf Sevim yazılan her raporu delil olmadan, herhangi bir itirazı kabul etmeden bize cezalar yazılıyor. Bu şekilde bizim içerideki alacaklarımız indirilmeye çalışılıyor. Şoför su içti, ceza yazıyor. Bir şoförün direksiyonda su içmek en doğal hakkıdır. Biz çok ağır şartlar altında çalışıyoruz. Bizim çalışma şartlarımız çok ağır olduğu için şoförlerimiz direksiyonda yeme içme gibi insani ihtiyaçlarını yerine getirmek zorundalar. Kırılma noktalarına uymazsan bin TL ceza, su içtin bin TL ceza, biz bir an önce İETT Genel Müdürlüğünün görevden alınmasını ve değiştirilmesini talep ediyoruz. Biz İETT Genel Müdürlüğü ile anlaşamıyoruz. İETT Genel Müdürlüğü asker kökenli olduğu için bizi sabah akşam içtiması gibi işletmeye çalışıyor. Bu bir ticari işletmedir. Filodan maksimum verim alınmaya çalışılır, sayın genel müdürümüz filodan minimum verim almaya çalışıyor. Eğer genel müdür İstanbul halkını düşünüyorsa, can ve mal güvenliğini tehlikeye atacak bir sebep yoksa o aracın hizmetini kesemez. İETT Genel Müdürlüğünün buradaki ikinci amacı bize yazmış olduğu cezalarla içerideki alacaklarımızı minimize etmeye çalışmaktır. Bir nevi bizi bir gelir kaynağı olarak görüyor. Hem biz mağdur oluyoruz, hem İstanbul halkı mağdur oluyor.” ifadelerini kullandı. Aybaşında ve ay sonunda 160’ar bin TL ödeme aldıklarını ancak aylık maliyetlerinin 400 bin TL olduğunu söyleyen Güneş, daha sonra İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na seslendi, “3 bin 41 aracın 5 milyar TL’ye yakın alacağı var. Bu 5 milyar TL’nin aylık bankalarda çalışılacak faizi bu esnafa ödetiliyor. Biz 30 gün çalıştık. Bize aybaşında 160 bin TL ödendi. Ay sonunda da 160 bin TL ödendi. Bu araçların maliyeti 400 bin TL. Özel halk otobüsü camiasının 2019 yılından önce filo yaş ortalaması 5’ti, şu an 11 olmuş. Araç değiştiremiyoruz. Her gün araçlarımız yollarda kalıyor. Her gün gereksiz yere İETT’nin baskısı oluştuğu için verimli çalışamıyoruz. Bizim bir an önce ödemelerimiz yapılsın. Sıkıntılarımız çözülsün. Bizim talep ettiğimiz bu. İBB meclis kararını tanımıyorlar. Meclis kararına göre temmuz ayında bize güncelleme yapmaları gerekiyordu. Biz bir enflasyon ülkesinde yaşıyoruz. Bize en az yüzde 50-60 güncelleme yapmaları gerekirken, sene başı geldi, yeni sözleşmeyi yapacağız, hala güncellememiz verilmemiş. Sayın Başkanım burada AK Partililer var, MHP’liler var, Dem Partili de var, CHP’li de var. Lütfen bir an önce bizim bu problemimizi çözün.” şeklinde konuştu. Demokratik protesto haklarını kullandıklarını ifade eden Güneş, Ekrem İmamoğlu’nun "Hak yemem hakkımı da yedirmem" sözlerine göndermede bulundu. Güneş, “Herhangi bir taşkınlık yapmadan iki araçla buraya geldik. Demokratik protesto hakkımızı kullandık. Sayın başkanımızdan ricamız bizim sesimizi duysun. Bir an önce ödemelerimizle ve içerdeki alacaklarla ilgili bir ödeme programı yapsın. İETT Genel Müdürlüğü ile ilgili de muayene kriterlerinizin bir an önce TÜVTÜRK muayene kriterlerine dönmesini talep ediyoruz. Bugün buraya araçlarımızla geldik. Demokratik protesto hakkımızı kullandık ama siz bir sabah kalktığınızda bu araçlar işe çıkmayabilir. 3 bin 41 aracın hak ediş problemleri içerideki ödemeleri bir şekilde çözülsün. Çözülmediği takdirde bu saatte buraya gelen esnaf gerekeni yapacaktır. Bir sonraki eylemimiz kontak kapatma olacaktır. Biz şu an İBB ve İETT tarafından ekonomik ve psikolojik baskı altındayız. Bu baskının bir an önce sonlandırılmasını talep ediyoruz. Yarın bu araçlardan birine herhangi bir ceza geldiğinde biz kontak kapatacağız. Yolcularla buraya geleceğiz. Madem Ekrem Başkan ’hak, hukuk, adalet’ diyorsa bu hakkı, hukuku, adaleti yerine getirsin. 2019 yılında biz ona oy verdiğimizde dedi ki ’Ben hak yemem, hakkımı yedirmem.’ Biz de hak yemiyoruz ama hakkımızı yedirmeyeceğiz.” dedi.
İzmir Başkan Pehlivan fahiş konser iddialarına meclis kürsüsünden yanıt verdi Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, cumhuriyetin 100. yılında Menemen’de düzenlenen konserlere ilişkin son dönemde maksatlı bir şekilde yeniden gündeme getirilen asılsız iddialara meclis kürsüsünden yanıt verdi. Pehlivan, "Bir konsere 70-80 milyon verenleri, yıllık konser harcaması 2 milyar liraya yaklaşanları aklamak için seçe seçe İzmir’in en büyük yatırımlarını yapan ilçe belediyesi Menemen’i mi seçtiniz? Bunların hepsi yalandır. Birbirinden ünlü 47 sanatçımızın Menemen’imizin dört bir köşesinde sahne alışının ortalama bedeli, her şey dahil sadece 1 milyon 900 bin TL’dir. Belediyemizi hedef alan tüm kötü niyetli girişimlere karşı tavrımız net olacak. Gerçeği yansıtmayan ve kamuoyunu yanıltan tüm yalan ve iftiracılara karşı hukuki mücadelemizi vereceğiz” dedi. Menemen Belediyesine yönelik son dönemde karalama kampanyasına dönüşen, konser harcaması iddialarına son noktayı Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan koydu. Menemen Belediye Meclisi’nin aralık ayı ilk oturumunda konuşan Başkan Pehlivan, iddiaların asılsız olduğunu, iyi niyetten uzak bir şekilde karalama kampanyasına dönüştüğünü söyledi. Başkan Pehlivan, "Son günlerde, Atatürk’ün ‘en büyük eserim’ dediği cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıl dönümü için gerçekleştirdiğimiz etkinlikler üzerinden çeşitli manipülatif iddialar ortaya atılmaktadır. Bu iddiaların hiçbir şekilde gerçekle uzlaşmadığını açıkça belirtmek isterim. Ortada dolaşan asılsız iddialara bakar mısınız? ’500 milyon harcanmış, 300 milyon harcanmış, 200 milyon harcanmış, bir konsere 85 milyon verilmiş’ gibi tamamen hayal ürünü yalanlar dinliyoruz. Kutlamalarımızda, her biri birer sanatçı olan sunucularımız da dahil olmak üzere birbirinden ünlü toplam 47 sanatçımız sahne aldı ve bu organizasyonların ortalama maliyeti her şey dahil yalnızca 1 milyon 900 bin TL’dir. Ayrıca tüm bu etkinliklerin tasarruf tedbirlerinden önce olduğunu da altını çizerek belirtmek isterim. Bir konsere 70-80 milyon verenleri, yıllık konser harcaması 2 milyar liraya yaklaşanları aklamak için seçe seçe İzmir’in en büyük yatırımlarını yapan ilçe belediyesi Menemen’i mi seçtiniz?" dedi. "Hukuki haklarımızı kullanacağız" Başkan Pehlivan, "Belediyemizi hedef alan kötü niyetli girişimlere karşı tavrımız çok net olacak. Elbette bu olup bitenlere ilişkin hukuki haklarımızı kullanacağız. Menemen Belediyesi, yalnızca halkımıza fayda sağlayacak işlere odaklanmakta ve şeffaf bir şekilde çalışmaktadır. Yapılan maksatlı yorumlar, yalnızca gerçek başarılarımızı gölgelemeye yönelik kötü niyetli girişimlerdir. Bu tür çabalar ne iyi niyetle, ne ifade özgürlüğüyle, ne de gerçek habercilik anlayışıyla uzlaşmaktadır. Açık ve net söylüyorum; eleştiri başımızın üstünde ama Menemen’e saldırmaktan, Menemen Belediyesini karalamaya çalışmaktan vazgeçin. Menemen artık dört mevsim meyve veren bir ağaçtır. Bu ağacı kim taşlamaya kalkarsa; karşısında Aydın Pehlivan’ı bulacaktır, karşısında yıllar sonra hizmet almaya başlayan Menemen halkını bulacaktır” diye konuştu. "Menemen’e çağ atlattık" Menemen Belediyesi hakkında ortaya atılan iddiaların, başarıya gölge düşürme amacı taşıdığını belirten Başkan Pehlivan, "İş başına geldiğimiz ilk günden itibaren göreve dört elle sarılarak, hemşehrilerimizin uzun yıllardır dert yandığı kronikleşmiş sorunları çözdük. Hayali bile kurulamayan projeleri hayata geçirdik. Menemen, metropol ilçelerle rekabet eden modern bir şehir konumuna ulaştı. Bugün Menemen, köy görünümünden çıkmış ve herkesin hayranlıkla bahsettiği modern bir şehir haline gelmiştir. Bu değişim, belediyemizin vizyonu ve halkımıza duyduğu sorumluluk bilinci sayesinde gerçekleşmiştir. Bugün Menemen halkı, bu değişimin farkındadır ve geleceğe daha büyük bir umutla bakmaktadır" ifadelerini kullandı.
İstanbul A Milli Kadın Hentbol Takımı, Avrupa Şampiyonası’na veda etti A Milli Kadın Hentbol Takımı, Avrupa Hentbol Şampiyonası 3. maçında İsveç’e 47-19 mağlup olarak 1 puanla şampiyonaya veda etti. A Milli Kadın Hentbol Takımı, 2024 Avrupa Hentbol Şampiyonası A Grubu’ndaki üçüncü maçında İsveç ile karşı karşıya geldi. Macaristan’ın Debrecen şehrindeki Fönix Arena’da oynanan karşılaşmada hakemler Radojko Brkic ve Andrei Jusufhodzic görev yaptı. Milliler mücadeleye Merve, Yasemin, Aslı, Elif Sıla, Nur Ceren, Emine, Döne Gül ilk 7’si ile başladı. Maça etkili başlayamayan Ay-yıldızlılar, 10. dakikayı 8-3 geride geçti. İsveç kalan bölümlerde farkı açarken devre 25-12 İsveç üstünlüğüyle tamamlandı. İlk yarıda kaleci Yağmur Bembeyaz, rakibine kale alanı dışında yaptığı müdahale sonrasında kırmızı kartla oyun dışı kaldı. İkinci yarıda milliler farkı azaltmak için mücadele etse de İsveç buna izin vermedi ve milliler karşılaşmayı 47-19’luk skorla kaybetti. Ay-yıldızlılar bu sonuçla, ilk kez katıldığı Avrupa Hentbol Şampiyonası’na ön turdan veda etti. A Grubu’nu Macaristan 6 puanla grubu lider, İsveç de 4 puanla 2. sırada tamamlayarak Ana Tur maçlarında mücadele etme hakkı elde etti. Türkiye, Avrupa Hentbol Şampiyonası’nda grupta oynadığı 3 maçta 1 beraberlik, 2 mağlubiyet yaşadı. Debrecen ve Viyana’da oynanacak Ana Tur’da 12 takım altışarlı iki gruba ayrılarak, tek devreli lig usulü mücadele edecek. Final haftasında; grup birinci ve ikincileri yarı finalde eşleşirken, grup üçüncüleri beşincilik maçında karşılaşacak. Şampiyona 15 Aralık’ta oynanacak üçüncülük ve final maçı ile sona erecek.