GENEL - 27 Mart 2012 Salı 15:32

(ÖZEL HABER) "BAHAR YORGUNLUОUNU BÜYÜTMEYİN"

A
A
A
(ÖZEL HABER) "BAHAR YORGUNLUОUNU BÜYÜTMEYİN"

Özel Kayseri Avrupa Hastanesi Dahiliye Ana Bilim Dalı`ndan uzman doktor Mesut Polat, bahar yorgunluğunun geçici olduğunu bilmenin, hastalığı daha kolay atlatmanın bir yolu olduğuna dikkat çekti.
Bahar mevsimi ile birlikte bahar yorgunluğu belirtilerinden şikayetçi olan insan sayısı da arttı. Özel Kayseri Avrupa Hastanesi Dahiliye Ana Bilim Dalı doktorlarından Uzm. Dr. Mesut Polat, bazı otoriteler tarafından hastalık olarak kabul edilmese de bahar yorgunluğunun göz ardı edilmemesi gerektiğini, tedbir alınmadığı takdirde vücutta telafisi imkansız değişiklik ve rahatsızlıklara neden olacağını söyledi.
Polat, bazı otoriteler tarafından `geçici ya da mevsimsel depresyon` şeklinde tanımlanan bahar yorgunluğunun oluşumuna dair şunları söyledi: "Baharın gelmesiyle birlikte hava ve toprağın ısınması, havada negatif iyonların artışına neden oluyor. Negatif iyonların artışı, insan bedeninde birtakım değişiklikler ortaya çıkarıyor. Negatif elektrik yükleri damarlarda büzülmeye yol açıyor. Böyle olunca birtakım organların beslenmesi güçleşiyor. Ayrıca bu negatif elektrik yükleri vücutta adrenalin ve kortizon
artışına sebep oluyor. Bu, vücudun bahara adaptasyon mekanizması ve bunlar gerekli şeyler. Fakat bunların uzun sürmesi ve bireyin tedbirsiz yakalanması ileride bazı hastalıklara yol açabiliyor."
Bahar yorgunluğunun kas, eklem ağrıları, yorgunluk, halsizlik, isteksizlik, kas krampları ve romatizmal ağrılar gibi belirtileri olduğuna değinen Polat, söz konusu rahatsızlığın geçici olduğunu bilmenin, bahar yorgunluğundan daha erken kurtulmanın önünü açacağını ifade etti. Polat, "Hayatı sevmek, yaşamayı sevmek önemli. Bütün bu üzerimize çöken kas ve eklem ağrıları, bitkinliğin geçici olduğuna inanmak da çok önemli. Bunların geçici olduğunu bilmek ve büyütmemek lazım. Adı üstünde geçici, mevsimsel
depresyon. Bunun 1-2 ay içinde geçeceğini düşünüp kendimize çok fazla dert etmememiz lazım" şeklinde konuştu.
Polat; kalp, tansiyon, şeker, tiroit ve depresyon hastaları, bağışıklık sistemiyle alakalı sıkıntısı olan hastalar ve romatizmal ağrıları olanların durumlarının, bahar yorgunluğuna hazırlıksız yakalandıkları takdirde ağırlaşabileceğini kaydetti.
Bahar yorgunluğuna karşı koymak için spor yapmanın ve beslenme düzenini değiştirmenin faydalı olacağını belirten Polat, "Sabah kahvaltıdan önce açık havada 15`er dakika ya da bunu yapamıyorsak en az 45`er dakika haftada 3 kez açık havada, aç karnına yürüyüş faydalı olabilir. Ve diğer spor türleri de aynı şekilde bahar yorgunluğuna karşı alınabilecek en akıllıca tedbirdir. İkinci tedbir ise diyettir. Baharla birlikte vücudun vitamin ve mineral metabolizması hızlanmakta ve vücudun bunlarla birlikte suya
gereksinimi gittikçe artmaktadır. Kafeinli içeceklerden uzak durmakta fayda var. Vitamin ve mineral ihtiyacını taze sebze ve meyvelerden, potasyum, manganez, selenyum ihtiyacını kuru yemiş ve kuru meyvelerden karşılamakta fayda var. Kışın yediğimiz ağır yağlı, kızartmalı, soslu yiyeceklerden de mümkün olduğu kadar uzak durmalıyız" ifadelerini kullandı.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aksaray Hastaneden dönen karı koca kaza yapıp hastanelik oldu Aksaray’da hastanedeki muayenesinin ardından eşiyle birlikte Taşpınar beldesine giden karı koca yolda geçirdiği trafik kazası sonucu hastanelik oldu. Kaza, Aksaray - Adana Karayolu organize sanayi yakınlarında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Aksaray’dan Adana istikametine seyreden Süleyman D. (52) idaresindeki 70 BF 450 plakalı Scanıa marka tır, hastanedeki muayeneden Aksaray’ın merkeze bağlı Taşpınar beldesindeki evlerine giden Durmuş A. (62) yönetimindeki Fiat marka hafif ticari araç ile kavşakta çarpıştı. Çarpışmanın etkisiyle hafif ticari araç refüje çıkarak durabilirken, araç sürücüsü ve yanında yolcu konumundaki eşi Lefan A. (62) hafif şekilde yaralandı. Kazayı gören diğer araç sürücüleri durumu hemen 112 Acil Çağrı Merkezine bildirdi. İhbar üzerine olay yerine polis, jandarma ve sağlık ekibi sevk edildi. Kısa sürede kaza yerine gelen sağlık ekipleri yaralı kadını ambulansla Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi Acil Servisine kaldırırken, sürücü Durmuş A. ise tedaviyi reddetti. "Tır gelmeden geçerim dedim ama geçemedim" Yaşanan kazayı anlatan Durmuş A., "Ana yola çıkarken bu taraf serbestti, diğer yönden tır geliyordu. Tır gelmeden geçerim dedim ama geçemedik çarpıştık" dedi. Polis ve jandarma ekipleri kazayla ilgili inceleme yaparken karayolunda bir başka kazanın yaşanmaması için güvenlik önlemleri alındı. Kazayla ilgili Aksaray Cumhuriyet Başsavcılığı koordinesinde tahkikat başlatıldı.
Ankara Kümeste yaşamaya mahkum edilen çocuklar kurtarıldı Ankara’da amcaları ve yengeleri tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen biri engelli 3 kardeş kurtarıldı. Ankara’da yengeleri ve amcaları tarafından kümeste yaşamaya mahkum edilen engelli Adnan ve kardeşleri, sosyal medya fenomeninin yayınladğı video ile durumun ortaya çıkmasının ardından kümesten kurtarıldı. Suriye uyruklu ailenin 4 çocuğuna kendi evinde baktığı, biri engelli olan 3 yeğenini de güvercinlerin ve tavukların olduğu kümese attığı ortaya çıktı. Mahalledeki bir vatandaş, olayı fark etmesinin ardından Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na, Ankara Valiliği’ne ve sosyal medya fenomenine ihbarda bulundu. Fenomenin dün akşam saatlerinde çocukları kümesten çıkarttığı video, sosyal medyada gündem oldu. Yenge ve amcaya çocuklara bakmaları için maaş bağlandığı ancak çiftin çocuklara bakmadığı iddia edildi. "Yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar" Sosyal medya fenomenine ve bakanlığa kümeste kalan çocuklar için ihbarda bulunan Volkan Altınışık, engelli Adnan ve iki kardeşinin kümeste kaldığını 28 Kasım’da öğrendiğini belirtti. Ardından Valiliğe ve bakanlığa da haber verdiğini söyleyen Altınışık, aynı zamanda "Ankara Abisi" isimli sosyal medya fenomenine de ihbarda bulunduğunu dile getirdi. Altınışık, "Bu çocuklar burada yatıyor kümes gibi bir yerde. Yengesine maaş bağlamışlar, düzenli olarak her ay maaş veriyorlarmış. Dedim ki ‘Bu kadın buna bakmıyor. Bakıyorum diye sizi kandırıyorlar, yukarıya alıyorlar, sonra akşamları bu kümes gibi yere atıyorlar’ diye kendilerine söyledim" şeklinde konuştu. "Para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" Çocuklara mahallelinin yardım ettiğini ama kendilerinin durumu yeni öğrendiğini aktaran Altınışık, "Bu konunun devamlı takipçisiydim. Şimdi soğukta yatıyorlar. Vicdanen dayanamıyordum artık. Yapacağım bir şey yoktu. Ankara Abisi’ni aradım. Ankara Abisi de hemen ilgilendi, videoları attım. Hemen geldiler. Onların da hazır kurulu bir evleri vardı, oraya yerleştirdiler. Ondan sonra Sosyal Hizmetler geldi dün. Çocukları oradan da aldılar. Tabii almaları gerekiyordu. Adnan engelli olduğu için bakıma ihtiyacı vardı. Zaten yengesinin dört tane çocuğu var. Dört kardeş de bunlar. 8 tane çocuğa kadın da bakamaz bir nevi ama para alıp bakacağını söylüyor ama bakmıyor" ifadelerini kullandı. "İnşallah sıcak bir yuvaları olur" Kümeste sadece Adnan’ın kalmadığını, diğer kardeşlerinin de orada yaşadığını dile getiren Altınışık, "Şimdi bunların annesi yok, babası yok. Babası Suriye’ye kaçmış, annesi burada başkasıyla evlenmiş. Ben ihbarda bulundum. Artık değerlendirdiler, sağ olsun her kurum ilgilendi, geldiler. İnşallah sıcak bir yuvaları olur. Tek dileğimiz bu. Sadece engelli Adnan kalmıyordu. Adnan’ın kardeşi vardı dedi. "Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş" Altınışık, ailenin Suriye uyruklu olduğunu anlatarak, "Yenge kendi çocuklarına tabii yukarıda bakıyordu, bunlar burada kalıyordu. İşte karınları aç oluyordu. Yemek getiriyordum, bir şeyler getiriyordum. Çocuklar yedi senedir burada kalıyormuş. Ben buraya yeni geldim, bir sene oldu. Arka taraf yıkılıp bu taraf açılınca ben bunları görmeye başladım bu taraftan. Daha önce görsem daha önce müdahale ederdim ben bu olaya" diye konuştu. "Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, biz giderken çocukları atıyordu" Mahalle sakinlerinden Suna Niga ise, "Üç senedir sağdan soldan yardım getiriyorum çocuklara. Ama yenge bakmıyordu. Yenge alıyordu, kendi çocuklarına giydiriyordu, Adnanlara giydirmiyordu. Biz gelirken çocukları içeri alıyordu, giderken atıyordu, yani öyle oluyordu. Yengeyle amcayı yakaladılar sonra neden atıyor diye" açıklamasında bulundu.
Hakkari VEDAŞ’ın ihmali can ve mal güvenliğini tehdit ediyor: Yüksekova’nın kalbi tehlike saçıyor Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde, özellikle Okullar Bölgesi’nin en işlek noktası olan İpekyolu üzerindeki elektrik direklerinin durumu, adeta faciaya davetiye çıkarıyor. Yıllar önce Vangölü Elektrik Dağıtım A.Ş. (VEDAŞ) tarafından düzensiz bir şekilde bırakılan bu eski direkler, hem yayaların ve öğrencilerin can güvenliği için ciddi bir tehlike oluşturuyor hem de bölgeyi "görüntü kirliliğine" boğuyor. İpekyolu’nda, özellikle öğrencilerin ve velilerin yoğun olarak kullandığı Okullar Bölgesi’nde yer alan eski elektrik direkleri, bakımsızlıkları nedeniyle her an devrilme ve kazaya neden olma riski taşıyor. Direklerden sarkan kablolar ve derme çatma yapı, bölgedeki can ve mal güvenliğini doğrudan tehdit ederken, Yüksekova’nın bu en önemli aksı estetik açıdan da kabul edilemez bir tablo sunuyor. "Faciaya dönmeden önlem alınmalı" Günün her saatinde insan yoğunluğunun yaşandığı bu kritik noktada, vatandaşlar kazaların "an meselesi" olduğunu belirterek yetkililere acil önlem çağrısı yaptı. Can güvenliğinin tehlikede olduğunu vurgulayan lise öğrencisi Melis Çelik, yaşadığı endişeyi şöyle dile getirdi: "Burada okul okuyorum, sürekli buradan gelip geçiyorum. İnanın, her gidişimiz ve gelişimiz tehlike altında. İnşallah kısa sürede önlem alınacak. Ayrıca acayip bir görüntü kirliliği var, bunu bitirmek gerekiyor." Bölgede ikamet eden ve çocukları bu yolu kullanan bir diğer vatandaş Kemal Gümüşgöz ise duruma sert tepki gösterdi: "Ben de burada oturuyorum ve 5 öğrencim var, onlar da buradan gergin gelip geçiyor. Allah korusun, birinin başına bir tel düşerse faciaya döner! Onun için derhal önlem alınmalı, hem de acil. Bu durum aynı zamanda büyük bir görüntü kirliliğine sebep oluyor. Bu kadar da olmaz artık, önlem alın". Yüksekova halkı, VEDAŞ ve ilgili kurumların, bir felaket yaşanmadan bu tehlike saçan direkleri modern ve yer altına alınmış sistemlerle değiştirmesini talep ediyor.