EKONOMİ - 21 Eylül 2023 Perşembe 10:49

KOBİ’ler ve teknoloji firmaları dijital dönüşüm için bir arada

A
A
A

KOBİ’ler ile teknoloji tedarikçisi firmalarını bir araya getiren Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferansı’nın ilki Kocaeli’de gerçekleştirildi. KOBİ’lerin dijitalleşmesiyle ilgili yaşadıkları sorunlar konuşulurken, teknoloji şirketlerinden alacakları hizmetler tanıtıldı.

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) ve Kocaeli Ticaret Odası ev sahipliğinde, Kocaeli Sanayi Odası, Körfez Ticaret Odası ile Gebze Ticaret Odası paydaşlığında, Akıllı KOBİ Dijital Dönüşüm Konferansı gerçekleştirildi. KOBİ’lerle, teknoloji tedarikçisi firmaları bir araya getiren program 20 Eylül günü İzmit ilçesindeki Kocaeli Ticaret Odası’nda gerçekleştirildi. Turkcell ana sponsorluğunda gerçekleştirilen konferansta, KOBİ’lerin dijital dönüşümleri odağında dijital iş servisleri, e-ticaret, yenilikçi ödeme sistemleri ve açık bankacılık, dijital pazarlama, ERP’nin bulut dönüşümü, İK süreçlerinde dijitalleşme, yönetilen hizmetler ve daha birçok temada oturumlar gerçekleştirildi. KOBİ’lerin dijitalleşmesiyle ilgili yaşadıkları sorunlar konuşulurken, teknoloji şirketlerinden alacakları hizmetler tanıtıldı. Öte yandan, 86 kategoride 2 bine yakın dijitalleşme ürün ve hizmetinin yer aldığı Akıllı KOBİ uygulaması katılımcılarla paylaşıldı.

KOBİ’ler ve teknoloji firmaları dijital dönüşüm için bir arada

"TOBB olarak KOBİ’lerin dijitalleşmesi konusunda çalışmalarımızı yoğunlaştırdık"

Şirket ve KOBİ’lerin dijital dönüşümü tamamlaması gerektiğini ifade eden TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Günay, "Gelişen dünyada verimlilik, ölçek ve birlikte çalışma çok kritik konular olarak karşımıza çıkıyor. Artık KOBİ’lerimizin birbirleriyle rekabet etmeleri kadar, verimli olmaları ve birlikte çalışarak ölçek ekonomisine geçebilmeleri son derece önemli. Bunun yolu ise dijitalleşmeden geçiyor. Biz de TOBB olarak KOBİ’lerin dijitalleşmesi konusunda çalışmalarımızı yoğunlaştırdık, daha çok proje geliştirmeye başladık. Bu sorunlara çözüm olmak üzere Akıllı KOBİ Platformu’nu hayata geçirdik. Ben bu çerçevede KOBİ’lerimizi dijitalleşme ihtiyaçlarını karşılamak ve platformdaki destek mekanizmalarından faydalanmak üzere Akıllı KOBİ’ye ücretsiz olarak kayıt olmaya davet ediyorum" diye konuştu.

KOBİ’ler ve teknoloji firmaları dijital dönüşüm için bir arada

"Dijital Dönüşüm artık bir ihtiyaçtan ziyade bir zorunluluk haline gelmeye başlamıştır"

Dijital dönüşümün asla göz ardı edilmemesi gerektiğini söyleyen Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut, "Türkiye’de KOBİ’ler tüm işletmelerin yüzde 99’unu oluşturmakta ve 11,5 milyon istihdam sağlamaktadır. KOBİ’lerimiz için Dijital Dönüşüm artık bir ihtiyaçtan ziyade bir zorunluluk haline gelmeye başlamıştır. KOBİ’lerimizin dijitalleşme serüveninde, böylesine katılımcı, kapsayıcı ve çok paydaşlı iş birliği ağı olan, TOBB’un bünyesinde hayata geçirilen Akıllı KOBİ platformunu kıymetli buluyoruz" dedi.

KOBİ’ler ve teknoloji firmaları dijital dönüşüm için bir arada

"KOBİ’ler ile teknoloji şirketlerini dijital dönüşüm ortak paydasında bir araya getiriyoruz"

TOBB Başkan Danışmanı ve Reel Sektör, Ar-Ge ve Uygulama Daire Başkanı Hasan Çağlayan Dündar ise, "Dijital dönüşüm TOBB olarak odaklandığımız ana alanlardan biri. Tabii ki dijital dönüşüm sürecine önce TOBB ve Oda-Borsalardan başladık. Üyelerimize sunduğumuz çok sayıda hizmeti dijitalleştirdik. Bununla birlikte, geliştirdiğimiz Akıllı KOBİ Platformu ile Türk iş dünyasının dijital dönüşüm sürecine rehberlik ediyoruz. KOBİ’ler ile teknoloji şirketlerini dijital dönüşüm ortak paydasında bir araya getiriyoruz. Dijital dönüşümü artık yeşil dönüşümle birlikte el almamız gerekiyor. İşte bu vizyonla TOBB Karbon Platformu ile üyelerimizin yeşil dönüşüm sürecine destek oluyoruz" şeklinde konuştu.

KOBİ’ler ve teknoloji firmaları dijital dönüşüm için bir arada

Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Ekosistemi’ni oluşturuyoruz

KOBİ’lerin kalkınmasıyla ekonominin kalkınacağını belirten Akıllı KOBİ İcra Kurulu Üyesi Başar Ceylan, "2 sene önce Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Platformu olma vizyonuyla, TOBB ev sahipliğinde Visa’nın ana destekleriyle yola çıkan Akıllı KOBİ, KOBİ’lerin dijital dönüşümlerini tek bir çatı altında gerçekleştirmelerini sağlamak üzere kuruldu. Çok yakın zamanda Dijital Dönüşüm Mağazamızı açıyoruz. Bir yandan da çeşitli faaliyetlerle KOBİ’lere dijital dönüşüm eksenin farkındalık ve vizyon sağlamaya, eğitici ve bilgilendirici içeriklerle desteklemeye gayret ediyor, Türkiye’nin Dijital Dönüşüm Ekosistemi’ni oluşturuyoruz" ifadelerini kullandı.

KOBİ’ler ve teknoloji firmaları dijital dönüşüm için bir arada

"Türkiye’nin dijital kalkınmasına da destek oluyoruz"

Dijitalleşmenin artık günümüzün gerçeği olduğunu ifade eden Turkcell Dijital İş Servisleri Genel Müdürü Gürkan Arpacı, "İş sürekliliğini sağlamak, verimliliklerini artırmak ve rekabet edebilmek için teknolojiye ihtiyaçları her geçen gün artan KOBİ’lerimiz artık dönüşümün bir gereklilik olduğunun farkında. En öncelikli beklentileri ise bu süreci güvenilir bir danışmanla yönetebilmek. Türkiye’deki KOBİ’lerin dijitalleşme süreçlerine destek olma hedefiyle yola çıkan Akıllı KOBİ bu ekosistem için birleştirici ve kapsayıcılığıyla örnek bir platform. İşTurkcell çatısı altında sektörel uzmanlığımız ve güçlü altyapımız sayesinde müşterilerimizin ihtiyaçlarını anlayarak finansmandan erişime, buluttan siber güvenliğe uçtan uca ve tek noktadan çözümlerimizi sunuyoruz. Ülkemizin lokomotifi KOBİ’lerimizin dijitalleşme yolculuklarına eşlik ederken Türkiye’nin dijital kalkınmasına da destek oluyoruz" diye konuştu.

KOBİ’ler ve teknoloji firmaları dijital dönüşüm için bir arada

"KOBİ’lerin e-ticaretteki başarısına katkıda bulunmak için buradayız"

KOBİ’lerin Türkiye ekonomisinin ve ticaretin kalbi olduğunu kaydeden ikas CEO’su Mustafa Namoğlu, "Günümüz ticaret ekosistemimin en önemli parçası olan KOBİ’ler, dijital dönüşümde de öncü olma özelliğini taşıyor. Akıllı KOBİ Kocaeli Dijital Dönüşüm Konferansı ise bu yolculukta KOBİ’lere uzman bir rehberlik sağlıyor. Bizler de ikas olarak, dijital dönüşümün iş dünyasına getirdiği yeni fırsatları keşfetmek ve KOBİ’lerin e-ticaretteki başarısına katkıda bulunmak için buradayız. Bu sürece katkıda bulunmaktan mutluluk duyuyoruz" cümlelerini kullandı.

"Müşterilerimizin dijitalleşen dünyaya adaptasyonlarını kolaylaştırıyoruz"

Bu yıl Dijital Dönüşüm Konferansı’nda katılımcılara ilham verecek pek çok konunun bulunduğunu dile getiren Param CSO & Satıştan Sorumlu İcra Kurulu Üyesi ve Finrota Genel Müdürü İlknur Uzunoğlu, "Yenilikçi ödeme sistemleri, finansal hizmetlerin daha erişilebilir, hızlı, verimli ve güvenli olmasına katkı sağlıyor. Sunulan tüm hizmetlerin daha kapsayıcı olması hedefleniyor. Bu noktada Bütünleşik finans sağlayıcısı Param, tüm finansal ürün ve hizmetlerini iş ortakları için daha erişilebilir ve kullanışlı hale getiriyor, uçtan uca finansal çözümler sunuyor. Bugün ParamPOS ile dünyanın her yerinden ödeme alma ve ertesi gün tahsilat imkanı sağlıyoruz. Finrota markamızla online tahsilat ve açık bankacılık çözümleri geliştiriyoruz. Müşterilerimizin dijitalleşen dünyaya adaptasyonlarını kolaylaştırıyoruz" şeklinde konuştu.

"Satışlarını artırabilir ve marka bilinirliklerini geliştirebilirler"

Dijital dönüşümün lüks değil, zorunluluk haline geldiğinin altını çizen Digital Exchange CGO Rinet Hoşol, "Dijital pazarlama, günümüzde işletmelerin büyümesi için en etkili araçlarından biri. KOBİ’ler, dijital pazarlamayı doğru bir şekilde kullanarak hedef kitlelerine daha kolay ulaşabilir, satışlarını artırabilir ve marka bilinirliklerini geliştirebilirler. Akıllı KOBİ tarafından düzenlenen Kocaeli Dijital Dönüşüm Konferansı, KOBİ’lerin dijital pazarlama alanındaki ihtiyaçlarını karşılamak için önemli bir platform. Biz de Digital Exchange olarak, bu konferansta KOBİ’lere dijital pazarlamanın temellerini ve başarılı olmanın yollarını aktarmaktan mutluluk duyuyoruz" ifadelerini kullandı.

"Logo ERP servisleri, işletmelere kolay kullanım ve kolay erişim imkânı sağlayarak rekabette güçlendiriyor"

Gelecek sene 40’ıncı yılını kutlayacak olan LOGO Yazılım’ın, Türkiye’de en fazla KOBİ’ye ulaşan firma olduğunu söyleyen LOGO Yazılım Türkiye Kanal Satış Direktörü Altuğ Özmen, "Bulut teknoloji ile geliştirdiğimiz Logo ERP servisleri, işletmelere kolay kullanım ve kolay erişim imkânı sağlayarak rekabette güçlendiriyor. Aylık veya yıllık abonelik yöntemi ile hızlıca kullanıma alınan bulut servisler, herhangi bir sistem veya kurulum yatırımı gerektirmeden güvenli bir şekilde bulut ortamında kullanıcılarla buluşuyor. ERP çözümlerinde uzun yıllardır en çok KOBİ’ye ulaşan şirket olarak, dönüşüm yolculuğunu konuşmak için önemli bir platform sağlayan Akıllı KOBİ Kocaeli Dijital Dönüşüm Konferansı’nın destekçisi olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz" dedi.

"Dijitalleşme KOBİ’lerin gelecekleri için yapabilecekleri en güçlü yatırımlardan birisi"

Global pazarda rekabet etmek için dijitalleşmensin şart olduğunu belirten Gizem Güneşdoğdu, "Günümüzde neredeyse anlık olarak gerçekleşen teknolojik gelişmeler ve bu istikamette değişen piyasa şartları dolayısı ile dijitalleşme KOBİ’lerin gelecekleri için yapabilecekleri en güçlü yatırımlardan birisi haline geldi. Akıllı KOBİ Kocaeli Dijital Dönüşüm Konferansı bölgeler bazına inerek, dijital dönüşüm yolculuklarında KOBİ’lere yol haritalarını hazırlamaları ve dijital dönüşüm senaryolarını uygulamaları konusunda çok büyük destek sağlayan adımlardan birisi oldu. Bu konferansta yer alarak, KOBİ’lerin dijital dönüşümü nasıl avantaja çevirebileceklerini paylaşıyor olmaktan ve büyümelerine destek olmaktan mutluluk duyuyoruz" diye konuştu.

"Dijitalleşmenin KOBİ’ler için rekabet avantajı oluşturmakta kritik olduğuna inanıyoruz"

Dijital dönüşüm çalışmalarıyla ilgili büyük bir heyecan duyduğunu söyleyen Eclit KOBİ İş Biriminden Sorumlu İcra Kurulu Üyesi Orçun Akın ise "Akıllı KOBİ, teknoloji tedarikçileri ile KOBİ’leri buluşturarak, KOBİ’lerin dijital dönüşüm yolculuklarını destekleyen önemli bir platform. Biz, dijitalleşmenin KOBİ’ler için rekabet avantajı oluşturmakta kritik olduğuna inanıyoruz. Akıllı KOBİ’nin liderliğinde düzenlenen Kocaeli Dijital Dönüşüm Konferansı’nda işletmeler için yönetilen hizmetlerin sağlayacağı maliyet ve rekabet avantajlarını vurgulamaktan memnuniyet duyduk" şeklinde konuştu.

Programa Kocaeli Vali Yardımcısı Mustafa Ayhan, TOBB Yönetim Kurulu Üyesi Cengiz Günay, Kocaeli Ticaret Odası Başkanı Necmi Bulut, Turkcell Dijital İş Servisleri Genel Müdürü Gürkan Arpacı, ikas, Param, Digital Exchange, Logo Yazılım, BIS Çözüm ve Eclit firma temsilcileri katıldı.

Aslı Aktaş - Ardacan Uzun

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Trabzon’da gıda işletmelerine yönelik denetimlerde 121 işletmeye para cezası Trabzon’da 6 aylık dönemde gıda ve yem üreten işletmelere yönelik 4 bin 480 denetim yapıldı. Yapılan denetimlerde ürünlerin mevzuatlara uygunluğunu kontrol etmek amacıyla 660 adet numune alınırken, mevzuata uygun olmayan 121 gıda işletmesine idari para cezası uygulandı. Trabzon İl Tarım ve Orman Müdürü İsa Kaplan yaptığı açıklamada, 2025 yılının ilk 6 aylık döneminde gıda ve yem üreten, satış ve toplu tüketim faaliyeti yürüten işletmelere yönelik 4 bin 480 denetim yaptıklarını belirterek, kontrollerde tespit edilen uygunsuzluklar nedeniyle 121 gıda işletmesine idari para cezası uyguladıklarını söyledi. Kaplan, "Bilindiği üzere gıda zincirinin tüm aşamalarında tüketici sağlığının korunması ve güvenilir gıda arzının sağlanması Bakanlığımızın sorumluluğundadır. Kontrol ve denetimlerde hijyenik gereklilikler, ürünlerin hazırlanma, saklama, satış şartlarını ve etiket kontrolleri yaptık. Yapılan denetimlerde ürünlerin mevzuatlara uygunluğunu kontrol etmek amacıyla 660 adet numune aldık. Gerek analiz sonuçlarına göre, gerekse resmi kontrollerde tespit edilen uygunsuzluklar nedeniyle 121 gıda işletmesine idari para cezası uygulandı. Halk sağlığını korumak amacıyla gıda işletmelerine yönelik kontrol ve denetimlere büyük bir titizlik ve hassasiyetle devam ediyoruz. Tüketicilerimizin hijyenik olmayan şartlarda açıkta satılan ve üzerinde etiket bilgileri bulunmayan ürünlerini kesinlikle satın almasınlar" dedi. Kaplan, denetimlere yıl boyunca devam edileceğini belirterek, vatandaşlardan gelecek bildirimlerin son derece önemli olduğu, vatandaşların gıda ile ilgili karşılaştıkları her türlü olumsuzlukta ALO 174 Gıda ihbar hattından ve 05011740174 numaralı Whatsapp ihbar hattına bildirebileceklerini sözlerine ekledi.
Ordu TVHB Başkanı Eroğlu’ndan KKKA ve şap hastalığı uyarısı Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, Türkiye’de kene yoluyla bulaşan Kırım-Kongo kanamalı ateşi (KKKA) vakaları ile son günlerde görülen şap hastalığına ilişkin açıklamalarda bulundu. Eroğlu, Ordu Veteriner Hekimler Odası’nda düzenlenen toplantı ile, ildeki veteriner hekimler ile bir arya geldi. Türk Veteriner Hekimleri Birliği olarak, özellikle son aylarda Türkiye’de görülen Kırım-Kongo kanamalı ateşi ve şap hastalığı ile ilgili görüşlerini meslektaşlarla paylaşmak, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çalışmalarını değerlendirmek amacıyla il ziyaretleri gerçekleştirdiklerini belirten Eroğlu, şap hastalığının SAT 1 tipi olduğunu ve bu tipin Türkiye’de daha önce görülmediğini söyledi. "SAT 1 tipi ülkemizde ilk kez görülüyor ancak yasal ve bilimsel anlamdaki önlemler alındıktan sonra bir sıkıntı söz konusu değil" SAT 1 tipinin, diğer 7 şap tipiyle hastalık yapma ve diğer özellikler açısından çok farklı olmadığını kaydeden Eroğlu, "Hastalığın haberi alındığı ilk günden itibaren konuyla ilgili çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çoğunlukla hayvan hareketlerinin durdurulması sorusu soruluyor. Biz de başından bu yana uzman ekibimiz ile konuyu değerlendirdik. SAT 1’in ülkemizde ilk defa görülmesi dolayısı ile popülasyon daha önceki tiplere göre aşılandığı için bağışıklık onlara karşı söz konusu, yaygınlığının sebebi de budur. Bizim tespitlerimize göre herhangi bir paniğe gerek yoktur. Diğer tiplerde olduğu gibi bunda da yasal ve bilimsel anlamdaki önlemler alındıktan sonra bir sıkıntı söz konusu değil" dedi. "İnsanlarda çoğu zaman hafif belirtiler gösteriyor, insan sağlığı için sıkıntı yoktur" Şap hastalığının insanlara bulaşabilen bir hastalık olduğunu ancak çoğunlukla hafif belirtilerle seyrettiğini ve herkeste görülmediğini vurgulayan Eroğlu, "Onun için halk sağlığı açısından bir sıkıntı yoktur. Asıl önemli tarafı, hayvanlardaki verim kaybına sebep olması dolayısı ile ekonomik değer anlamında önemli. Yapılan tespitlere göre süt verimini yüzde 70, et verimini yüzde 30’dan daha fazla etkiliyor. Yetişkin hayvanlarda ölüme neden olmuyor ancak daha çok buzağılarda ölüme neden olan bir hastalık. Hastalığa karşı alınması gereken, hayvan hareketlerinin önlenmesi, hayvan pazarlarının kapatılması ve asıl önemli olan da bir an önce ülke genelinde en azından sığır varlığının yüzde 80’inin aşılanması gerekiyor. Bunlar zamanında gerçekleştirildiği takdirde panik ya da tehlike söz konusu değil" ifadelerini kullandı. "Bağışıklık seviyesi bir noktaya gelecek, sonrasında bölgesel ya da Türkiye genelindeki kısıtlamalar kaldırılacak" Bakanlığın aldığı önlemleri ‘yerinde’ olarak nitelendiren Eroğlu, şap hastalığının viral bir hastalık olduğunu ve hızla yayıldığını belirterek, "İnsan hareketleri, rüzgar, kuşlarla, taşınan ot ve yemlerle de bulaşan bir hastalık. Dikkatli olduğumuz zaman en kısa sürede ülkemizin bunu bertaraf edeceğine inanıyoruz. Aşılama bitecek ve ayrıca bir antikor oluşacak, bağışıklık seviyesi bir noktaya gelecek, bunun için en az 3 hafta daha süre gerekiyor. Sonrasında bölgesel ya da Türkiye genelindeki kısıtlamalar kaldırılacak" şeklinde konuştu. Keneye karşı ‘geç kalmaktan kork’ uyarısı KKKA konusunda da değerlendirmelerde bulunan Eroğlu, hastalığın taşıyıcısı olan kenelere karşı dikkatli olunması gerektiğini söyledi. Eroğlu, "Maalesef 15 insanımız hayatını kaybetti. Ordu da İç Anadolu’ya bakan tarafı ile riskli bölgelerden bir tanesi. Artvin’den Bolu’ya kadar olan çizgideki illerde özellikle Tokat, Sivas, Erzincan, Amasya görüldü. Ancak şu anda 33’ten fazla ilde görülüyor. Her kene hastalık etkeni taşımıyor. Sadece 46 çeşit tür kene var ve bunlardan 1 tanesi bu hastalığı yapıyor. Bu hastalık, halkın eğer doğru bilgilendirilmesi sağlanırsa can kaybına sebebiyet vermez. Biz; ‘Keneden korkma, geç kalmaktan kork’ şeklinde söylüyoruz" diye konuştu. Eroğlu ayrıca, kene görüldüğünde çıplak elle değil, tedbirli şekilde vücuttan uzaklaştırılması gerektiğini ve ardından sağlık kuruluşuna başvurulmasının önem taşıdığını belirtti. "Havaların ısınması ile görülüyor, kırsal kesimde açık renk ve uzun elbiseler giyilmesi, kırsal dönüşü vücutta kene taraması yapılması gerekiyor" Hastalığın havaların ısınmasıyla, 15 derecenin üzerine çıkmasıyla birlikte görülmeye başlandığını vurgulayan Eroğlu, bireysel önlemlerin önemine dikkat çekerek, "Kırsal alanlara gidildiğinde mutlaka pantolon paçaları çorabın içerisine konulmalı, uzun kollu ve açık renkli giysiler giyilmeli, akşam eve dönüldüğünde ise vücutta mutlaka kene taraması yapılmalı. Hayvanların veteriner hekim kontrolünde ilaçlanması, sütte ve ette kalıntı bırakmayan ilaçların kullanılması gerekiyor" şeklinde konuştu. Programda, TVHB Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu ve Ordu Veteriner Hekimler Odası Başkanı Tayfun Kara tarafından karşılıklı hediye takdiminde bulunuldu. Program, veteriner hekimlerinin katılımı ile fotoğraf çekilmesinin ardından sona erdi.
Ankara 15 Temmuz Gazisinden FETÖ elebaşı Gülen’e: "Müslüman diye geçiniyordu, kendi toprağına bile gömülmedi" Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanı Lokman Aylar, 15 Temmuz Gazisi Yusuf Atak ve 15 Temmuz Şehidi Mustafa Solak’ın eşi ile oğlu Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain darbe girişimi sırasında yaşadıklarını anlattı. Türkiye’de 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan, demokrasiyi hedef alan Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) hain darbe girişiminin üzerinden tam 9 yıl geçti. ‘15 Temmuz Milli Birlik Günü’ dolayısıyla Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı Genel Başkanı Lokman Aylar, 15 Temmuz Gazisi Yusuf Atak ve 15 Temmuz Şehidi Mustafa Solak’ın eşi ile oğlu duygu ve düşüncelerini İhlas Haber Ajansı muhabirine aktardı. "Fethullah Gülen denen alçak öldüğünde sazlı sözlü eğlenceler düzenlendi" Karanlık geceyi asla unutmayacaklarını vurgulayan Başkan Aylar, "250 tane şehit verdik, 2 bin 700’e yakın gazimiz var. Bugün milletimizin tarihinde unutulmaması gereken, unutmayacağımız ve unutturmayacağımız bir gecedir. Türkiye tarihinin değil, dünya demokrasisinde de çok önemli bir yeri vardır. Ülkeyi sevenler, ülkesinde devletin yanında olanlar ve ülkeye ve millete karşı olup kendini dış güçlere bağlayan bazı güçlerin de ortaya çıktığını gördük. Çok acılar yaşandı, şehitler verdi, kiminin düğünü vardı, kiminin nişanı vardı, kiminin yeni çocuğu doğmuştu. Ateş düştüğü yeri yakıyor. Milletimize, Cumhurbaşkanımıza ve Devlet beye hakikaten bir gazi olarak çok teşekkür ediyorum. Hainleri temizledik, o hainlerin kimler olduğunu gördük. Hiçbir zaman bir daha 15 Temmuz gibi bir hayal kurmasınlar. Çünkü bu millet onları o hayallerinde boğacaktır. Eğer bir kez daha milleti sokağa dökerlerse, o gece yarım bıraktığımız işi biz tamamlamaya söz veriyoruz. Türkiye Gaziler ve Şehit Aileleri Vakfı olarak biz 15 Temmuz gazilerimizle, şehitlerimizle, tüm şehit ailelerimizle ve gazilerimizle birlikte beraberiz ve devletimizin her zaman yanında olacağız. Fethullah Gülen denen alçağın öldüğü haberini aldığımızda tabii ki şehit ailelerimizin intikamı alındı. Şehit aile ve gaziler olarak bir yerlerde lokma döktürüldü, bir yerlerde davul çalındı. Bazı yerlerde sazlı sözlü eğlenceler düzenlendi" şeklinde konuştu. "Hala vücudumda bir kurşun var" O gün hasat için Haymana’da olduğunu söyleyen Emekli Astsubay olan 15 Temmuz Gazisi Yusuf Atak, "Gece bir telefon geldi. Bir darbe girişiminin olduğundan bahsedildi. Siyasi anlamda bir partinin yönetim kadrosundaydık. İsmimizin FETÖ terör grubunun içinde olduğunu öğrendik. Millet Meclisi bombalanıyor denilince Gençlik Caddesi üzerinden Milli Savunma Bakanlığı’nın oraya kadar gelebildim. Orada 3 kurşun yedim, yaralandım. İslam’a, Türk vatanının birliğine ve bütünlüğüne inananlar kazandı. Ucu dışarıda olan hain grup mağlup oldu. Milli Savunma Bakanlığı’nın kapısında tanklar vardı. Silahlı, asker kıyafeti giymiş kişiler vardı. Subay olan bu kişilerin elinde, malumunuz nöbet tutan erlerin silahları vardı. Kendim de asker olduğum için bu işleri çok iyi biliyorum. Şahısların o durumuna müdahil oldum. Ateş etmemeleri ve silahları bırakmaları devlete, millete isyan etmemeleri konusunda uyardım. Kendimin de asker olduğunu beyan ettim. Onların bu tavrı ne yazık ki bizlere karşı menfi oldu. Oradan bir general düzeyinde rütbesi olduğunu düşündüğüm bir şahıs tarafından ateş emri verildi. Ateş edilince yerden seken mermiler sol bacağıma 3 kurşun olarak isabet etti. Yaralandık, tedavi gördük. Süreç sonrasında hala vücudumda bir kurşun var. Mehmetçik kıyafetini giymiş olmaları, mensubu olduğum Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait kişilerin zehirlenmiş tiplerin olması en büyük üzüntülerimizden bir tanesiydi" ifadelerini kullandı. "Müslüman diye geçiniyordu, kendi toprağına bile gömülmedi" Gazi Atak, FETÖ elebaşı Fetullah Gülen’in ölüm haberi ile ilgili duygu ve düşüncelerini şu ifadelerle belirtti: "Vatan millet düşmanlarının ölümü bizleri tabii ki ilahi adaletin tecelli ettiği konusunda manevi anlamda mutlu etti. İnsanların ölmesine karşıyız, kimse kimseyi öldürmesin ama şu var; vatana ihanet edenlerin kesinlikle canlarıyla ödemesi. Çünkü 250 şehidin vebali ondaydı. Türk yargısı ona cezasını verseydi, en ağır cezayla cezalandırıp kendi topraklarımızda cezasını infaz ederken ölmesi bizi daha mutlu ederdi. Dolayısıyla da o şahsın yaptığı, kendiyle beraber mezara gitti. Bakın kendi toprağında bile değil. Müslüman diye geçinen bir insan Müslüman topraklarında değil" "Babamı ben yıkadım" Şehit oğlu olmanın kimseye nasip olmayacağını söyleyen ve babasının boyacı olduğunu belirten Şehit Mustafa Solak’ın oğlu Emre Solak, "Babamla 18 yıl geçirdim. Çok güzel bir babalık yaptı. Babam gece çalışacağı için erken yatmıştı. İstanbul’dan babamın askerlik arkadaşı haber etti. Babam ‘hainler’ demiş. Annem duymuş. Onun için hemen üstünü giymiş. Annem, nereye gidiyorsun Mustafa deyince. Külliyeye gidiyorum demiş. İnerken bizim komşumuzu görmüş. Demiş, nereye gidiyorsun cenke mi Mustafa? Benim gitmem lazım. Sen, ben gitmezsem kim gidecek? Vatan elden gidiyor demiş. Sabah kalktığımda babam gelmemişti. Aradım, telefona cevap vermedi. Eli kanda da olsa o telefonu açardı. Sonra amcamı aradım, dedim babam yok. Bütün akrabalarımız babamı aradı. En son biri babamın telefonunu açıp demiş ki, Devlet Demiryolları Hastanesi’nde, ağır yaralı, gelin. Hastaneye gidince her yer kan revan içindeydi. Doktor geldi, bizi sordu. Eşiyle oğlu dedi amcam. Bize sakinleştirici yaptılar. Amcam geldi. Emre, evin reisi olmak kolay değil dedi. Evin reisi babam, başka kimsem yok dedim. Baban artık şehit dedi. O hastanenin bahçesi bana çukur oldu. Ben o çukura gömüldüm. Yaşınız 18, babanızı kaybediyorsunuz. Doğduğumdan beri acılar çekiyorum. Amcama dedim ki, senin için sözümü tuttum. Hiç ağlamadım. Senden de benim bir ricam var, babamı ben yıkamak istiyorum. Amcam ilk inanmadı bana. Babamı ben yıkadım. Çok şükür bir uzuv kaybı yoktu. Şarapnel parçası iç organlarını parçalamıştı" dedi. Emre Solak, babasını yıkadığında yününün şehadete güldüğünü ve defnettikten sonra mezarlıktan çok güzel bir koku geldiğini, daha önce böyle bir koku koklamadığını belirtti. 2 ay önce umreye gittiğinde ise Kabe’deki koku ile babasının mezarında kokladığı kokunun aynı olduğunu söyleyen Emre Solak, 2’nci sefer de Umre için Kabe’ye gittiği vakit babasının silüetini gördüğünü aktardı. "Rabbim beni ilk oğlumla sınav etti, sonra eşimle" Şehit haberini aldığında dünyasının başına yıkıldığını belirten Şehit Mustafa Solak’ın eşi Melek Solak, "Emre ile tek başıma kalacağım. Ona hem anne hem baba olacağıma, emanetine iyi bakmaya söz verdim. Önce Rabbimin emaneti, sonra şehidimin emaneti dedim. Rabbim beni 2 defa sınadı. Gerçekten de çok memnunum. Allah razı olsun oğlumdan da. Rabbim beni ilk oğlumla sınav etti, sonra eşimle. Acımız gerçekten çok büyük ama gururumuz daha büyük. Oğlum da babasının izinde gidiyor. Çünkü babası çok mükemmel bir insandı. Mustafa hep şehit olmayı isteyen birisiydi. Kendisi Mardin’de askerlik yapmış. Terörle göz göze geldim, çatıştık ama bir şehit olamadım derdi. Ufak tefek birisiydi ama yüreği çok büyüktü, cesurdu. Kardeşi Sivas’ta askerlik yaptı. Kardeşine inşallah şehit olursun derdi. Abi kardeşe söyleyebilir mi bunu? Söyleyemez. Şehit abisi olmaktan gurur duyarım derdi. Çarşamba günü oğlumun küçük bir diş operasyonu vardı. Emre dedi ki acıktım baba dedi. O da dedi ki oğlum lokantada ne yapacaksın, alayım ama evde yapıp yiyelim. Markete uğradık. Bir de tuttu kocaman karpuzu aldı. Mustafa, biz 3 kişiyiz. Bu koca karpuzu ne yapacaksın? Dolaba da sığmıyor dedim. Sen ne yapacaksın, 2 gün sonra çok kalabalık olacak dedi. Cuma günü 2 gün sonra gerçekten de kalabalık oldu. Onlara malum oluyordu, ben biliyorum" diye konuştu.