SPOR - 16 Ağustos 2025 Cumartesi 22:48

Selçuk İnan: "Takımın reaksiyonu mutlu etse de skor üzüyor"

A
A
A
Selçuk İnan: "Takımın reaksiyonu mutlu etse de skor üzüyor"

Kocaelispor Teknik Direktörü Selçuk İnan, 1-0’lık Samsunspor mağlubiyetinin ardından, "Takımın reaksiyonu bizi memnun etse de skor olarak üzüyor. Fenerbahçe maçından da hiçbir şekilde korkmuyoruz. Gidip mücadele edeceğiz" dedi.


Trendyol Süper Lig’in 2. haftasında Kocaelispor, Samsunspor’u konuk etti. İlk yarı 10 kişi kaldığı maçtan 1-0 mağlup ayrılan Kocaelispor’un teknik direktörü Selçuk İnan karşılaşmanın ardından basın toplantısında oyunu değerlendirdi. Genç teknik adam maçla ilgili olarak, "Sözlerime nasıl başlasam bilmiyorum. Çok üzgünüm. Hakemle ilgili sorularınız olacaktır, ilk sözlerimi onunla ilgili söylemek istiyorum. Kısa olacak. Onun iyi niyetli olmadığını daha önce söylemiştim, söylediklerimin arkasındayım. Maçla ilgili; geçen haftadan beri 2 maç, 2 aynı skor, 2 iyi mücadele. Oyuncularımız özellikle bugünkü maçta 50 dakikadan fazla 10 kişi oynamasına rağmen mücadeleyi hiç bırakmadılar. Pozisyonlara girdik, direkten dönen toplarımız vardı. Her şeyi sahaya yansıtmaya çalıştılar. Emeklerinin karşılığını alamadıkları için onlar adına çok üzgünüm. Lig zor, biliyoruz. Ama bunun altından hep beraber inşallah kalkacağız" dedi.



"Takımın reaksiyonu bizi memnun etse de, skor olarak üzüyor"


Takımın ne zaman kazanma alışkanlığına geçeceğine dair soruya Selçuk İnan, "Bu zamanda oyun dışında yaşanan şeyler dışında konuşulacak en önemli konu bu. Hepimizin bilmesi gerekiyor; Kocaelispor çok büyük camia. Bunu bilerek geldim. Hedeflerimiz var ki göreceksiniz; çok önemli işler başaracak bu takım ve camia, yürekten inanıyorum. Zor fikstürle başlıyoruz ama oyun olarak bu kağıt üzerinde zor görünen fikstürün karşılığını bu kadar eksiğimize rağmen alıyoruz. Eksiğimiz; evet var. Orta saha ve stoperde eksiğimiz var. Çok önemli oyuncumuzu kaybettik. Mateusz’u kaybetmek kaybettiğimiz maçlar kadar beni üzdü. Bu, 2 maçtan daha da önemli bir kayıptı benim için. Zaten sıkıntılarımız var. Harcama limitleri var, limitleri aşamıyoruz. Tabii ki gelenler ve gidenler olacak. Çünkü mutlaka birkaç takviyeyle takımımızı güçlendirmemiz gerekiyor. Hepimizin hemfikir olduğu konu bu. Gerçekleşmesi süreç istiyor. Bu süreyi ne kadar kısaya indirgersek istediğimiz oyunu, her maçı kazanmak için sahaya çıkan takımı daha rahat sahaya süreriz. Bunun dışında takımın bize verdiği reaksiyon bizi memnun etse de skor olarak bizi biraz üzüyor" diye konuştu.



"Fenerbahçe maçından hiçbir korkumuz yok"


Önümüzdeki hafta oynanacak Fenerbahçe maçından çekinmediklerini ifade eden Selçuk İnan, sözlerine şöyle devam etti:


"Kent hiçbir korku yaşamasın. Sahaya 11 kişi çıkıyorsak bizim için yeterli. Evet, eksikler beni düşündürüyor. Ama hayatım hep zorluklarla geçti ve yolun sonunda başaran oldum. Bu camiayla beraber bunu fazlasıyla gerçekleştireceğim; transfer olsa da, olmasa da. Olursa süreci hızlandırır daha önemli takım haline gelebiliriz. Olmasa da; ben bunları bilerek geldim. Hepimize görev düşüyor. Oyuncularımıza sahip çıkmamız lazım, hepsi bizim oyuncumuz. Yeşil-Siyah kim giyiyorsa; öncesinde bakmaksızın onları desteklemek lazım. İsim isim hayatım boyunca bakmadım, mevkisel baktım. Bütün oyuncularım benim için bir. En hazır kimse onu koymaya çalışıyorum. İnsanlar dışarda yeterliliklerini konuşabilir. Ama benim alanım değil. Kimden faydalanacağımı düşünürsem onları sahaya sürüyorum. Zor maç bizi bekliyor, Fenerbahçe maçı. Samsunspor çok güçlü takım. Özellikle kaptıkları toptan sonra defans arkasına yaptıkları koşular çok tehlikeli, birçok takıma çok büyük sıkıntı yarattılar. Kenar ortaları dışında, çok pozisyon vermeden maçı bitirdik. Ama bir korner ve biraz da talihsizlik. Bir golle maçı kaybettik. Oyuncularım da ellerinden gelen mücadeleyi gösterdi. Fenerbahçe maçı bundan da zor olacak. Hiçbir korkumuz yok. Gidip mücadele edeceğiz. İnşallah oradan da puan ve puanlar alacağız."



"Petkovic bütün pozisyonlarımızda var, elbet skor olarak bize de dönecek"


Oyuncu performanslarıyla ilgili yöneltilen soruları da yanıtlayan genç teknik adam, "Bruno Petkoviç önemli bir oyuncu. İlk 2 maçta skor katkısı sağlayamadı. İstediği performansı sergileyemedi ama bütün pozisyonlarımızda var. Elbet bir gün skor olarak bize dönecek ve bizi sevindirecek. Buna eminim. Ona güveniyorum. Bir hamle oyuncusu daha, bir 9 numara daha tabii ki isterim. Ama şartlar çok kolay değil. Belki sonlara doğru fırsat olabilir. Limitle ilgili açılma ya da sapma payı izni verilirse düşünebiliriz ama şu an önceliğimiz maalesef ki ön tarafa değil" şeklinde konuştu.



"Karol fiziksel olarak hazır değil. Fenerbahçe maçına yetişmeyecek"


Yeşil-siyahlıların yeni transferi Karol Linetty’nin Fenerbahçe maçına yetişemeyeceğini de belirten Selçuk İnan, "Karol hazır değil. Sözleşmesi bitmişti, evinden geldi. Fiziksel olarak oyuncuyu hazırlamak kolay değil. İhtiyacınız olduğu anda oynatalım derseniz, sezonun geri kalanında önemli bölümünde kaybedebilirsiniz. Oyuncu geldi ve insanlar ne zaman oynayacak diye düşünebilir ama hazırlanması kolay değil. 3.günü daha. Büyük tehlike, henüz hazır değil. O yüzden kadroya alamadık. Fenerbahçe maçına yetişmeyebilir. Işık görürsek, hazır hissederse değerlendireceğiz. Şu anki düşüncemde; fiziksel olarak hazır olmayacaktır. 7-8 günde bu kadar zorluk derecesi yüksek maçta onu oynatmak kolay olmayacak" diyerek sözlerini tamamladı.



Selçuk İnan: "Takımın reaksiyonu mutlu etse de skor üzüyor"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Malatya Malatya’da 1. Kısa Film Yarışması’nın ödülleri törenle sahiplerini buldu Malatya Valiliğinin destekleriyle Yeşilyurt Belediyesi öncülüğünde İnönü Üniversitesi ile Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin katkılarıyla düzenlenen ‘Gençlik ve Ailem’ konulu ödüllü 1. Kısa Film Yarışması’nın ödül töreni yoğun katılımla gerçekleştirildi. Ünlü sanatçıların da katıldığı gecede, dereceye giren genç yönetmenler aile bağlarını, gençliğin sorunlarını ve toplumsal değerleri konu alan filmleriyle izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençlerin sanatsal üretimlerini teşvik etmeyi, aile kavramına dikkat çekmeyi ve toplumsal farkındalık oluşturmayı amaçlayan 1. Kısa Film Yarışması tamamlanırken, dereceye giren genç yönetmenlerin ödülleri düzenlenen törenle takdim edildi. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Gençlik ve Spor Bakanlığı ile Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın destekleriyle ‘2025 Aile Yılı’ etkinlikleri kapsamında gerçekleşen film yarışmasının ödül töreni büyük bir katılım altında gerçekleşti. İnönü Üniversitesi Turgut Özal Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen ödül törenine Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat, Turgut Özal Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İlhan Erdem, Büyükşehir Belediye Başkan Danışmanı Mehmet Fatih Güven, Kurum Müdürleri, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurulu üyelerinin yanı sıra yönetmenler, sanatçılar, sponsor firma yetkilileri ve öğrenciler katıldı. Çok sayıda filmin yönetmenliğini yapan Ahmet Kapucu ve Abdullah Harun İlhan ile sinema sanatçıları Bora Cengiz, Seher Terzi ve Ömer Duran da törene katılarak genç yönetmenlerin heyecanını paylaştılar. Öğrenciler, yönetmenler ve sanatçılara büyük ilgi gösterdi. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra devlet konservatuvarı sanatçılarından Orçun Akgün ile Güneş Açıkgöz tarafından gerçekleşen müzik performansı ödül gecesine ayrı bir güzellik kazandırdı. İnönü Üniversitesi öğrencilerinin de yoğun ilgi gösterdiği törenin açılış konuşmasını yapan Yeşilyurt Belediye Başkanı Prof. Dr. İlhan Geçit, aileyi anlatan her eserin toplumsal hafızaya önemli katkılar sunduğuna dikkat çekerek, "Aile bizleri ayakta tutan, bizi biz yapan, hafızamızı ve geleceğimizi şekillendiren en kıymetli değerdir. İşte bu yarışma, gençlerimizin aileyi kimi zaman bir anı, kimi zaman bir çatışma, kimi zaman bir umut ışığı, kimi zaman da bir fedakârlık hikâyesi üzerinden nasıl yorumladığını gösteren nadide bir sanat çalışması oldu" dedi. Yarışma için çekilen her filmin ortak değerlere, kültüre ve geleceğe dokunan bir mesaj niteliğinde olduğunu sözlerine ekleyen Başkan Geçit, "Kısa film, hem duyguyu hem düşünceyi en yoğun biçimde aktaran özel bir sanat dalıdır. Genç yönetmenlerimiz de bugün, kameralarını aile kavramının kalbine çevirerek ortaya hem teknik hem duygusal anlamda çok değerli eserler koydular. Her bir gencimize yürekten teşekkür ediyorum. Onların bu üretkenliği, geleceğimiz adına hepimize büyük umut vermektedir. Bu projeyi birlikte gerçekleştirdiğimiz İnönü Üniversitesi ve Turgut Özal Üniversitesi yöneticilerine ve akademisyenlerine ayrıca teşekkür etmek istiyorum. Gençlerimize hem alan açan hem de rehberlik eden bu güçlü iş birliği, şehrimizin kültür ve sanat hayatını daha da zenginleştiriyor. Jüri üyelerimize de emekleri, titiz değerlendirmeleri ve katkıları için teşekkür ediyorum. Bugün ödül alacak eserler elbette çok kıymetli; fakat yarışmamıza katılan tüm gençlerimizin çalışmaları bizim için aynı ölçüde değerlidir. Çünkü sanatın olduğu yerde kaybeden olmaz, üreten herkes kazanır. Yeşilyurt Belediyesi olarak gençlerimizin yeteneklerini ortaya çıkaracak, onların kendilerini ifade etmesine imkân tanıyacak kültür, sanat ve eğitim projelerine her zaman destek sunmaya devam edeceğiz." diye konuştu. Organizasyonun paydaşlarından olan Malatya İnönü Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nusret Akpolat ise üniversite olarak kültürel ve sanatsal faaliyetlere destek vermeyi öncelik haline getirdiklerini ifade ederken, dereceye giren genç yönetmenleri tebrik etti ve yarışmanın hayata geçmesinde büyük emek sarf eden Yeşilyurt Belediyesi ile tüm kurumlara teşekkürlerini sundu. Aile içi iletişim, kuşaklar arası bağlar, gençliğin sorunları ve umutları gibi konuları ele alan filmler, izleyicilerden ve jüri üyelerinden tam not aldı. Gençler, aile birliğini, sevgi bağlarını, kuşaklar arası iletişimi ve aile içindeki dayanışmayı kısa film diliyle etkileyici biçimde yorumladı. Kısa film, sinema, medya ve akademi alanında uzman isimlerden oluşan jüri heyeti filmleri teknik kalite, senaryo derinliği, özgünlük, mesaj gücü ve yönetmenlik başarısı gibi kriterlere göre değerlendirdi. Yapılan değerlendirmeler sonucunda dereceye giren filmler törende açıklandı. 80 film başvurusundan 41 filmi değerlendirmeye alan jüri heyetinin ortak kararı neticesinde Üniversite ve Serbest Çalışma kategorisinde birinci ‘Kalem’ adlı filmiyle Ahmet Serhat Ak olurken, ikinci ‘Yankı’ filmiyle Serdal Altun, üçüncü ‘Aile’ filmiyle Kübra Bal oldu. Jüri özel ödülüne ‘Civciv’ filmiyle Turgut Kanal ile ‘Anne Seni Annemle Tanıştırayım mı?’ filmiyle Elif Örüm layık görülürken, mansiyon ödülleri ise ‘Çıpa’ filmiyle Kenan Karayiğit ile ‘Bir Sabah Küçük Bir İsyan’ filmiyle Mehmet Rutkay Açıkgöz’e gitti. Ortaokul ve lise kategorisinde ise ‘Okulda Bir Gece’ adlı filmiyle Yusuf Karaaslan ödül almaya hak kazandı. Dereceye giren yarışmacılara ödülleri protokol üyeleri tarafından takdim edilirken, yarışmanın jüri heyeti, yürütme ve danışma kurullarında görev alan akademisyenlere ve destek sunan sponsor firmalara teşekkür plaketi verildi.
Karabük Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına bilimsel katkı Karabük Üniversitesi (KBÜ) Kamu Politikaları Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nin (KAPGEM) yayımladığı 9. Politika Raporu’nda, yatay mimariyle hem Türkiye’nin konut ihtiyacının ülke yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1’lik bir alanında karşılanabileceği hem de depreme dayanıklı ve insani kentler inşa edilebileceği ortaya konuldu. Hazırlanan "Yatay Mimari Politika Raporu" başlıklı rapor, Safranbolu Kampüsü Taş Bina’da düzenlenen toplantıyla kamuoyuna tanıtıldı. Toplantıya; KBÜ Rektörü Prof. Dr. Fatih Kırışık, Safranbolu Belediye Başkanı Elif Köse, rektör yardımcıları Prof. Dr. Elif Çepni, Prof. Dr. Hasan Solmaz ve Prof. Dr. İsmail Karaş ile akademisyenler, öğrenciler ve davetliler katıldı. Rektör Prof. Dr. Kırışık, üniversite bünyesinde politika üretimi ve sosyal inovasyonu bir araya getiren bütüncül bir yapı inşa ettiklerini belirtti. Kırışık, "Bir ekosistem kurmaya çalışıyoruz. Ekosistemimizin birinci ana parçası Sosyalfest idi. İkinci ana parçası KAPGEM idi. Şimdi üçüncü parçasını kuruyoruz. O da Sosyal İnovasyon Merkezi" dedi. Sosyal İnovasyon Merkezinin kuruluş kararının alındığını ifade eden Kırışık, bu yapıyla üniversitedeki projelerin ve KAPGEM bünyesinde geliştirilen politika raporlarının sahaya yansıtmayı hedeflediklerini söyledi. - Yatay mimari sayılarla ortaya konuldu Yatay mimari tartışmalarına rakamsal bir perspektif sunduklarını vurgulayan Kırışık, Türkiye’nin konut ihtiyacına ilişkin dikkat çekici bir hesaplama yaptıklarını belirtti. Kırışık, "Her üç kişiye 300 metrekarelik bir alan versek, yani 200 metrekare bahçe ve 100 metrekare konut olacak şekilde düşündüğümüzde, Türkiye’nin tamamına yaydığımızda bu yerleşimin Muş ili kadar bir alan kapladığını hesapladık. Bu da Türkiye yüzölçümünün yaklaşık yüzde 1,1’i" ifadelerini kullandı. Dikey yapılaşmanın sosyal etkileri Dikey yapılaşmanın özellikle çocuklar üzerindeki etkilerine dikkat çeken Kırışık, apartman yaşamının sosyal sorunları artırdığına işaret ederek, şunları kaydetti: "Şu anda çocuklarımız apartmanda; ‘kızım, oğlum yapma, hoplama, zıplama’ denilerek büyüyor. Enerjisini atamıyor, koşamıyor, temiz havayla buluşamıyor." Kırışık, yatay mimarinin daha sağlıklı bir yaşam ortamı sunduğunu vurguladı. Yatay mimari dünyada bir gelişmişlik göstergesi Yatay mimarinin dünyada bir gelişmişlik göstergesi olarak ele alındığını ifade eden Kırışık, bu yaklaşımın mahalle kültürünü güçlendiren ve üretkenliği artıran bir yaşam modeli sunduğunu dile getirdi. Kırışık, "İnsanımızı insanca yaşayabileceği, çevresiyle sağlıklı ilişkiler kurabileceği bir mimariye kavuşturmak arzusundayız." dedi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yatay mimari çağrısına katkı Rektör Prof. Dr. Fatih Kırışık, yatay mimari yaklaşımının devlet politikalarıyla örtüştüğüne dikkat çekerek, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu yöndeki talimatlarını hatırlattı ve KAPGEM tarafından hazırlanan raporun bu sürece katkı sunmayı amaçladığını ifade etti. Raporun akademik çerçevesi KAPGEM Kentleşme Politikaları Masası Başkanı Prof. Dr. Hatice Selma Çelikyay ise raporun geniş bir veri seti ve analizle hazırlandığını belirterek, sunumunda temel bulguları özetledi. Çelikyay, Türkiye’de büyükşehirler başta olmak üzere kentsel alanlarda yaşam alanlarının giderek daraldığını, nüfusun belirli bölgelerde yoğunlaşmasının kentsel yoğunlaşmayı artırdığını ifade etti. Nüfusun büyük bölümü sınırlı alanlarda yaşıyor Çelikyay, TÜİK verilerine göre Türkiye nüfusunun yüzde 67,9’unun "yoğun kent" olarak tanımlanan yerleşimlerde yaşadığını belirterek, bu alanların ülke yüzölçümünün yalnızca yüzde 1,6’sını oluşturduğunu kaydetti. 2022 yılı itibarıyla bu alanlarda yaklaşık 58 milyon kişinin ikamet ettiğini söyleyen Çelikyay, söz konusu durumun dengeli kentleşme ihtiyacını ortaya koyduğunu ifade etti. Çelikyay, yatay mimarinin yalnızca bir konut tercihi değil, aynı zamanda depreme dayanıklı, güvenli ve dirençli kentlerin oluşturulması açısından da stratejik bir kent politikası hedefi olduğunu vurguladı. OECD ülkelerinde yatay mimari eğilimi artıyor Sunumda, dünyada yatay mimariye yönelik eğilimin arttığına da dikkat çekildi. OECD verilerine göre, müstakil bahçeli konut oranlarının Yeni Zelanda’da yüzde 83, Avustralya’da yüzde 70, Japonya’da yüzde 60, ABD’de yüzde 54 ve Kanada’da yüzde 52 seviyelerinde olduğu aktarıldı.