ASAYİŞ - 10 Ekim 2025 Cuma 11:32

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki çocuğunun annesi, katiline seslendi!

A
A
A

Konya’da ’yan bakma’ iddiasıyla çıkan ve silahların ateşlendiği olayda hayatını kaybeden 5 yaşındaki çocuğun annesi, çocuğunun katiline; "Sen benim canımı aldın, Allah da sana bu acıyı yaşatsın" diye seslenirken, annenin kucağında çocuğunun kıyafetiyle gözyaşı dökmesi yürekleri dağladı.

Olay, geçtiğimiz pazar günü saat 20.00 sıralarında merkez Karatay ilçesi Şemsitebrizi Mahallesi Baba Sultan Sokak’ta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, sokaktan taksiyle geçen 3 kişi, kendilerine ’yan baktığı’ iddiasıyla sokakta bulunan 19 yaşındaki N.K. ve 18 yaşındaki A.T. ile tartışmaya başladı.

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki çocuğunun annesi, katiline seslendi!

Tartışmanın kavgaya dönüşmesi üzerine taksiden inen ve sokakta dolaşan 3 kişiden 2’si yanlarında bulunan tabancayla N.K. ile A.T.’ye ateş etti. Olayda, N.K. ve A.T. ile bu sırada olay yerinde bulunan ve mermi isabet eden 5 yaşındaki Yıldırım Kaçın yaralandı. Küçük çocuk kaldırıldığı hastanede hayatını kaybetti. Olay yerinden kaçan şüpheliler Ferhat U. (22), Doğukan İ. (21) ve Ahmet A. (26) Asayiş Şube Müdürlüğü’ne bağlı Cinayet Büro Amirliğince yapılan çalışma sonrası yakalanarak gözaltına alındı. Adliyeye sevk edilen şüphelilerden Ferhat U. (22) ve Doğukan İ. (21) çıkarıldığı mahkemece tutuklanırken, Ahmet A. adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı.

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki çocuğunun annesi, katiline seslendi!

"Allah sana bu acıyı yaşatsın"

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki Yıldırım Kaçın’ın ailesi ise olaydan sonra büyük üzüntü yaşadı. Olayın şokunu üzerinden atamayan aileden küçük çocuğun annesi gözyaşlarını tutamazken, babası Veysel Kaçın hiç konuşamadı. Kucağında kaybettiği çocuğunun kıyafetleriyle gözyaşı döken anne Güneş Kaçın, "Benim yavrumu vurana sesleneceğim; ’Sen benim canımı aldın ya Allah da sana bu acıyı yaşatsın.’ Ben devletten sadece ona ağırlaştırılmış cezanın verilmesini istiyorum. Hiç çıkamasın orada, sürünsün. Tek istediğim devletten bütün kim varsa bu işin içinde, sebep olan kimse, yardım yataklık yapan, kavgayı çıkartan sebep olan her kimse hepsinin içeri atılmasını istiyorum" diye konuştu. Annenin konuşurken çocuğunun kıyafetlerini kucağına bastırarak gözyaşı dökmesi yürekleri dağladı.

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki çocuğunun annesi, katiline seslendi!

"Bizim canımız yandı başkasının canı da yanmasın"

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki Yıldırım Kaçın’ın dedesi Zübeyir Turhan, "Ben evimde yatıyordum, kapımın önüne kadar silahla geldiler çocuğumu vurdular, serseriler. Bizim canımız yandı. Ben kanlı çocuğumu kendim elime aldım. Bizim devletimizden istediğimiz bu silahlar toplansın. Bizim canımız yandı. O serserilerin en yüksek cezayı almasını istiyoruz. Bizim canımız yandı, başkalarının yanmasın. Bunlar mafya özentisi, cahil 3 tane genç. Anasıyla babasıyla görüştüm ’müptezelin, uyuşturucu bağımlısının teki biz zapt edemiyoruz’ dediler. Ne yapalım o zaman, gitti masum yavrumuz gitti bizim. Bizim canımız yandı. Uyuşturucu almaya geliyorlar. Tamam polisimiz, yunuslarımız, amirlerimiz baş ediyor, geliyor kontrol ediyor ama daha fazla yapılsın. Ben de onlara yardımcı oluyorum, 25 yıllık mahallenin sakini olarak. İstediğimiz oradan uyuşturucu temizlensin, eski mahallemizi istiyoruz" şeklinde konuştu.

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki çocuğunun annesi, katiline seslendi!

"Dört gündür sürünüyorum yerlerde"

Hayatını kaybeden küçük Yıldırım’ın dedesi Yıldırım Kaçın da, "Benim ciğerim yanıyor. Benim çocuğum bir serseri kurşuna kurban gitti. 5 yaşında çocuğum oyun oynarken orada ölüyor. Bu uyuşturucunun bir an evvel önlemi alınması lazım. Benim çocuğum öldü, yarın başkasının çocuğu da aynı şekilde olacak. Binkonutlardan taksiye binip gelip benim çocuğum orada nasıl vuruluyor. Bunların en ağır cezayla cezalandırmasını devletimden, hakimimden, savcımdan istiyorum. Yarın onların birisi salındığı zaman birisi suç alacak, birisi salınacak, o aynı şahıs çıkacak vatandaşın evladını, çocuğunu yakacak. Ben dört gündür sürünüyorum yerlerde. Torunum 24 saat benim yanımda olan bir çocuktu, arkadaşının yanına gidecek oynuyor, 3 tane serseri geliyor orada elini kolunu sallıyor, geziyor" diye konuştu.

Cinayete kurban giden 5 yaşındaki çocuğunun annesi, katiline seslendi!

İbrahim Yetkin - Halil İbrahim Taha Taş

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Başkan Kurnaz: "Cenaze hizmetlerimizi 7/24 ulaşılabilir hale getirdik" İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, belediyenin cenaze hizmetlerinin 7 gün 24 saat devam ettiğini söyledi. İlkadım Belediyesi, cenaze hizmetlerinin kapsamını genişletti. İlkadım Belediye Başkanı İhsan Kurnaz’ın talimatı doğrultusunda cenaze hizmetlerinin ekipman ve araç sayısı artırıldı. İlkadım Belediyesi Cenaze Hizmetleri Müdürlüğü, bu doğrultuda çalışma süresini de 7 gün 24 saat olarak güncelledi. İlkadım Belediyesi’nin sosyal belediyecilikte önemli roller üstlendiğinin altını çizen Belediye Başkanı İhsan Kurnaz, "Belediyemiz bünyesinde değer ve kıymet verdiğimiz hizmetlerden birisi de cenaze hizmetleridir. Vatandaşlarımızın güzel günlerde yanında olduğumuz gibi zor günlerinde de yanlarında olmak asli görevlerimizdendir. Bu noktada Cenaze Hizmetleri Müdürlüğü ekiplerimiz, cenazesi olan hemşehrilerimize en hızlı sürede ulaşarak ihtiyaçlarını karşılıyorlar. Cenaze hizmetlerimiz kapsamında hemşehrilerimize çadır, sandalye, masa, pide, çay ve su temin ediyoruz. Cenazesi olan vatandaşımızın bu ihtiyaçları düşünmemesi için tüm imkanlarımızı kullanıyoruz. Ayrıca cenaze hizmetlerimizde kullandığımız ekipmanlarımızın ve bu ekipmanları taşıdığımız araçlarımızın sayısını artırdık ve cenaze hizmetlerimizi 7 gün 24 saat ulaşılabilir hale getirdik. Her zaman dediğimiz gibi vatandaşlarımızın her anında hep yanındayız" dedi.
Antalya Kepez’de "Güçlü Kadınlar, Güçlü Yarınlar" konuşuldu Kepez Belediyesi, Türk kadınlarının seçme ve seçilme hakkını kazandıkları 5 Aralık’ta ‘Güçlü Kadınlar, Güçlü Yarınlar’ mottosuyla akademisyen ve hukukçuları buluşturan panele ev sahipliği yaptı. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün birçok ülkeden önce 5 Aralık 1934’te Türk kadınlarına armağan ettiği seçme ve seçilme hakkının 91. yılı, Kepez’de düzenlenen ‘Güçlü Kadınlar, Güçlü Yarınlar’ paneliyle kutlandı. Kepez Belediyesi ev sahipliğinde,Konyaaltı Lions Kulübü işbirliğiyle Antalya Bilim Merkezi’nde düzenlenen panelde hukukçu ve akademisyenler bir araya geldi. Moderatörlüğünü Burçin Çakın Boyacı’nın üstlendiği panelde Hukukçu Figen Çalıkuşu ‘Erkek Egemen Toplumda Kadın Olmak’, Prof. Dr. Nurşen Adak ‘Türkiye’de Kadın Hakları Mücadele ve Kazanımları’, Av. Pınar Toğaç Bulut ise ‘Türk Kadınının Siyasi Tarihi’ başlıklı konuşmalar yaptı. "Kadınlar değişirse dünya değişir" Kepez Belediye Başkan Yardımcısı Evrim Yalçın, Başkan Mesut Kocagöz’ün sevgi ve selamlarını ileterek başladığı konuşmasında, "Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere açtığı yolda, Cumhuriyetimizin kadınlarını ön plana çıkaran tarihi bir güne hep birlikte eşlik ediyoruz. Bugünü ‘Güçlü Kadınlar, Güçlü Yarınlar’ başlığıyla daha da anlamlandırarak değerli konuklarımızı ağırlıyoruz. Bu anlamlı günde bizlere destek veren tüm katılımcılarımıza teşekkür ediyoruz. Konyaaltı Lions Kulübü’ne belediyemizle gerçekleştirdikleri iş birliği için ayrıca şükranlarımızı sunuyoruz" dedi. Neşet Ertaş’ın "Kadınlar insandır, biz erkekler ise insanoğlu" sözlerini hatırlatan Yalçın, "Kadınlar değişirse dünya değişir. Kadınlar güzelleşirse, dünya güzelleşir" diye konuştu. "Kadınlar cephede erkeklerle birlikte ülkenin kurtuluşu için büyük mücadeleler verdi" CHP Antalya İl Başkanı Nail Kamacı da, kadınların cephede erkeklerle birlikte ülkenin kurtuluşu için büyük mücadeleler verdiğini ve önemli katkılar sunduğunu vurguladı. Atatürk’ün eğitim devrimini hayata geçirirken birçok kadını yurt dışına öğrenim görmeye gönderdiğini hatırlatan Kamacı, "Onlar orada aldıkları eğitimle adeta birer ateş olarak ülkemize dönmüş ve kadın devriminin kıvılcımını yakmışlardır" dedi. Kamacı, kadınların 91 yıl önce elde seçme ve seçilme hakkını kazandıklarını belirterek, "Bu büyük kazanımı elde eden tüm kadınlarımızı kutluyorum" diyerek sözlerini tamamladı. Panelin moderatörü Burçin Çakın Boyacı, "Bugün kalbimiz biraz buruk fakat boynumuz bükük değil. Hala istediğimiz noktada değiliz; kırgınız ama küs değiliz. 91 yıl sonra kadın kotasının hala dolmuyor oluşu bizleri rahatsız etse de, mücadelemizi yüreğimize katık ettik. Yılmayacağız; başımız dik, hak ettiğimizi er ya da geç alacağız" dedi. Seçme ve seçilme hakkının 91. yılını kutladıklarını belirten Boyacı, "Aslında bunu yalnızca bir seçme ve seçilme hakkı olarak görmemek gerekir. Bu hak, kadınların toplumsal hayatta var olabilmesinin, eşitlik mücadelesinin ve özgürleşmesinin temel taşlarından biridir" ifadelerini kullandı. "Kadınlar aktif olarak hayatın içinde" Eski Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı ve eski Antalya Milletvekili Hasan Subaşı ise, "Henüz birçok ülkede kadınlara bu haklar verilmemişken, Atatürk Türk kadınına bu hakları kazandırmıştı. Bugün geldiğimiz noktada öğretmenlerimize, doktorlarımıza ve pek çok meslek grubuna baktığımızda kadınlarımızın aktif olarak hayatın içinde yer aldığını ve eşitliği görüyoruz. Ancak kadınların her zaman dile getirdiği ve mücadele verdiği gibi siyaset hayatında bu haklar verildiği günden bu yana ilerleme değil, ne yazık ki zaman zaman gerileme olduğunu da müşahede ediyoruz. Sorun kadınların mücadelesinde değil, belki de Türk siyasetinin çok çekişmeli, çok zorlu bir yapıya dönüşmesindedir. Bu nedenle kadınların mücadelesinin yanında, siyasetin de topyekün bir düzenleme ve iyileştirmeye ihtiyaç duyduğu açıktır" dedi. Konyaaltı Lions Kulübü Başkanı Av. Pınar Toğaç Bulut, 5 Aralık ve 8 Mart’ın toplumda çoğu zaman yanlış anlaşıldığını belirterek, "Kadınlar bu haklarını büyük bir mücadeleyle kazandılar. 1934 yılı öncesinde kadınların başlattığı çok ciddi bir hak arayışı ve örgütlü bir mücadele vardır. Ancak biz bunları çoğu zaman görmezden geliyoruz. Bu nedenle Türk kadını olarak asıl kutlamamız gereken gün bugün. Bugün bizim günümüz; hepimiz için mutlu ve kutlu olsun" diye konuştu. "Sadece kadınların problemi değil" Akdeniz Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dekanı ve AÜ Kadın Çalışmaları-Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Nurşen Adak, konuşmasında kadın sorunlarının kadın haklarıyla olan bağını ele aldı. Adak, "Kadın sorunu, sadece kadınların sorunu değildir; aslında kadın–erkek eşitsizliğinin sebep olduğu toplumsal sorunlardır. Bu sorunlar hem kadınların hem erkeklerin sorunudur ve ancak birlikte çözülebilir. Örneğin siyasetteki sorunları sadece kadınlarla konuşarak çözebilir miyiz? Hayır. Bunları erkeklerle dayanışma ve iş birliği içinde çözebiliriz" dedi. "Boşanan kadınlarda şiddet daha yüksek" Türkiye’de kadınlara yönelik şiddet araştırmalarının verilerini paylaşan Prof. Dr. Adak, evli ve boşanmış kadınlar arasındaki şiddet oranlarının arttığını söyledi. Adak, evli kadınların yüzde 26’sının, boşanmış kadınların ise yüzde 62’sinin psikolojik şiddet gördüğünü, ekonomik ve fiziksel şiddet oranlarında da boşanmış kadınların yine daha çok şiddete maruz kaldığını bildirdi. Bu verilerin boşanmış olmanın doğrudan şiddete maruz kalma ihtimalini artırdığını gösterdiğini belirten Adak, "Kadınlar şiddet gördüğü için boşanıyor ancak boşandığı için de şiddet görmeye devam edebiliyor. Bu döngüyü kırmak ise ne yazık ki sanıldığı kadar kolay değil" ifadelerini kullandı. Panelin son konuşmacısı Hukukçu Figen Çalıkuşu, "Erkek egemen toplumda kadın olmak nasıldır? Erkek egemen bir toplumda zamanla bazı şeyler değişebilir; ancak özünde erkek kendisine hak gördüğünü kadına yasak görür" dedi. Kadınlara yönelik şiddet ve yargı süreçlerine de dikkat çeken Çalıkuşu, tahrik indirimlerine değindi. Çalıkuşu, erkek egemen toplumda yetişen birinin kendisini bir kadının yerine koyamayacağını, kadının gözünden bakamayacağını da sözlerine ekledi. Kadınların cinsiyetçi bir sistem fanusu içine hapsedildiğini savunan Çalıkuşu, "Bugün 5 Aralık" diyerek, Atatürk’ün 5 Aralık’ta kanunun kabul edilmesinin hemen ardından söylediği bir sözü şöyle hatırlattı: "Bu sözü özellikle önemsiyorum. Atatürk o konuşmasında sıcağı sıcağına şöyle diyor: ‘Kadına Seçme ve Seçilme Hakkı Kanunu, Türk kadınına sosyal ve siyasi hayatta bütün milletlerin üstünde yer vermiştir.’ Belli ki Mustafa Kemal Atatürk şunu düşündü: Eğer kadın seçme ve seçilme hakkına kavuşursa, toplum sosyal hayatta da büyük bir dönüşümü başaracaktır. Ama biz bunu başaramadık" dedi.