Son Dakika
|
MİT, terör örgütü DEAŞ’ın intihar eylemcisini yakaladı
Başakşehir’de bankadan para çeken iş adamına soygun girişimi
Ataşehir’de korkutan yangın: 4 kişi kurtarıldı
Fenerbahçe - Beşiktaş maçını Oğuzhan Çakır yönetecek
Türkiye’den Şam’a kritik ziyaret
Okan Buruk’un ifadeye çağrıldığı iddiasının doğru olmadığı öğrenildi
Kremlin: "Dmitriev, ABD önerileri hakkında Putin’e bilgi verecek"
Leyla Mizrahi hayatını kaybetti
Yatırım danışmanlığı yoluyla dolandırıcılık yapan çeteye operasyon
Bahçelievler’de 6 katlı binada yangın çıktı, içeride mahsur kalanları itfaiye kurtardı
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Sarıkamış şehitleri için eksi 10 derecede saygı nöbeti
Suriye ordusu ile terör örgütü SDG arasında Halep’te çatışma: 5 yaralı
TSK unsurlarının 2 yıl daha Libya’da görev yapması onaylandı
Sadettin Saran: "Şahsıma yönelik bir algı operasyonu yürütüldüğü görülmektedir"
Dışişleri Bakanı Fidan, Kasyun Dağı'nda Şam'ı seyretti
MİT, terör örgütü DEAŞ’ın intihar eylemcisini yakaladı
Trabzon’da bıçaklı kavga: 1’i ağır 8 yaralı
KÜLTÜR SANAT
Başkan Altay: "Tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek"
22 Aralık 2025 Pazartesi - 18:28:00
Konya Büyükşehir Belediyesi, 6 Şubat 2023’te meydana gelen Kahramanmaraş merkezli depremlerde yıkılan Hatay Habib-i Neccar Camisi’nin aslına uygun olarak restorasyonunu tamamlayarak yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir, depremde büyük oranda yıkılan Anadolu’nun ilk camisi kabul edilen Habib-i Neccar Camisi’nde titizlikle yürüttüğü ihya çalışmalarını tamamlayarak tarihi camiyi yeniden ibadete hazır hale getirdi. Konya Büyükşehir Belediye Başkanı Uğur İbrahim Altay, 27 Aralık Cumartesi günü Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından açılışı yapılacak Habib-i Neccar Camisi’nde Konya basınıyla birlikte incelemelerde bulundu. Tarihi camide yürüttükleri titiz çalışmaları anlatan Başkan Altay, depremin ilk anlarından itibaren Konya Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerinin yürüttüğü çalışmalar ile tüm Konya halkının yaptığı yardımlardan bahsetti. "Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatları yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu" Konya’nın ilk andan itibaren Hatay’la bir kardeşlik köprüsü kurduğunu kaydeden Başkan Altay, "Konyalılar biz ne istemişsek birin yerine adeta iki gönderdiler. Biz de bu koordinasyonu sağladık. Gelinen noktada asrın felaketinden sonra 11 ilimizde devletimiz Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok yoğun bir çalışma yürütüyor. Hatay da yıkımın en fazla olduğu şehirlerden birisiydi. Bugün kule vinçlerden adeta gökyüzünün görülmediği şantiyelerde günde 550 daire hak sahiplerine imal ediliyor. İnşallah cumartesi günü Cumhurbaşkanımız Hatay’da 455 bininci konutun anahtar teslim törenini ve çeşitli açılışları gerçekleştirecek. Söylemek kolay geliyor ama Avrupa’da birçok ülke büyüklüğündeki bu inşaatı yapmak ancak büyük ve güçlü bir ülkeye nasip olurdu. Ülkemizin ne kadar büyük ve güçlü olduğunu bir kez daha görmüş olduk. Cumhurbaşkanımıza deprem bölgesindeki faaliyetlerden dolayı teşekkür ediyoruz. Ayrıca bu işin kahramanlarından birisi de değerli hemşehrimiz, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız Murat Kurum 11 ilde de çok müthiş bir çalışma yürüterek bütün şehirleri tekrar ayağa kaldırıyor" dedi. Cami aslına uygun olarak restore edildi Depremden sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Habib-i Neccar Camisi’nin yapılmasının Konyalılara yakışacağı sözünü Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un ilettiğini, kendilerinin de bunu görev addettiğini ve hemen çalışmalara başladıklarını vurgulayan Başkan Altay, sözlerine şöyle devam etti: "Burada iki yıldan fazla süredir yoğun bir çalışma yürütüyoruz. Bugün artık sonuna geldik, inşallah cumartesi günü de fiilen açılışını Cumhurbaşkanımızın katılımıyla yapmayı planlıyoruz. Burada büyük bir yıkıntı vardı. Kubbe tamamen göçmüştü, minare ortadan kalkmıştı. Öncelikle titizlikle yıkılan molozlar temizlendi ve taşlar numaralandırıldı. Sonra özellikle kıbledeki duvarın tekrar kullanılması için şakülüne getirilme çalışmaları yürütüldü, bir takviye süreci yapıldı. Sonra diğer duvarlar ayağa kaldırıldı ve en önemlisi de ahşap kirişler üzerine ahşap bir kubbe inşa ettik. Sonra aslına uygun bir şekilde tamamlanması için o kubbe içeriden sıvandı, dışarıdan da kurşunla kaplandı. Caminin içinde üç noktada depremin izlerini ifade edecek küçük ayrıntılar bırakıldı ve tezyinat işleri de aslına uygun elimizdeki röleveye göre tamamlanmış oldu. Bugün temizliği yapılarak, camimiz ibadete hazır hale geldi." "Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, Konyalılara nasip oldu" Başkan Altay, caminin simgesi olan minarenin de yine aslına uygun bir şekilde restorasyonunun tamamlandığını belirterek, "En son ahşap külahı da üzerine konularak, süreç tamamlanmış oldu. Bahçedeki düzenlemeler, şadırvan da Büyükşehir Belediyemiz tarafından gerçekleştirildi. Sol taraftaki evler ve arka taraftaki çarşı da Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından tamamlanmış oldu. Bu süreçte Kültür ve Turizm Bakanımıza da çok teşekkür ediyorum. Vakıflar Genel Müdürlüğümüzle birlikte süreci beraber yürüttük. Bugün gelinen noktada 6 Şubat’ta başlayan Konya-Hatay kardeşliğinin ilelebet sürecek bir nişanesine hep birlikte şahitlik etmiş oluyoruz. Burayı kim ziyarete gelirse, tarihin tozlu sayfalarını kim açarsa Konya’nın Hatay’da yaptıklarını ve Habib-i Neccar Camisi’nin restorasyonunu görecek. Bu cami sıradan bir cami değil, sadece Hatay’ın simgesi değil, Anadolu’nun ilk camisi. Burayı restore etmek de herkese nasip olmazdı, bu Konyalılara nasip oldu. Ne kadar şükretsek ne kadar hamd etsek azdır" ifadelerini kullandı. "Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır" Süreçte destek olan herkese teşekkürlerini ileten Başkan Altay, "Deprem sürecinde bize desteğini hiç esirgemeyen Valimizin liderliğinde kamu kurumlarımıza, ilçe belediye başkanlarımıza, AK Parti İl Başkanımıza, odalarımıza, Konya’nın her bir ferdine teşekkür ediyorum. Burada hep birlikte büyük bir başarı hikayesi yazmıştık, bunun son noktasını da yine hep birlikte koyuyoruz. İnşallah insanlık sürdüğü sürece bu cami de insanlığa hizmet edecek. Burada edilen her ibadetten Konya’da yaşayan 2 milyon 300 binin hanesine bir şey yazılacaktır, buna inanıyorum. Bu sadaka-i cariyeyi hep birlikte gerçekleştirmiş olduk. Müteahhidimize, bilim heyetimize de teşekkür ediyorum, çok zor zahmetli bir işti, meşakkatli bir süreçti ama Konya’ya yakışır bir işi gerçekleştirdiler" açıklamasında bulundu. "Birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum" Başkan Altay, Habib-i Neccar Camisi’nin sadece Hatay’ın bir simgesi değil, Türkiye’nin bir simgesi olduğunu dile getirerek, "Aslında depremin izlerinin silindiğinin temel göstergelerinden birisi de buradaki caminin ibadete açılıyor olması. Artık hayat yavaş yavaş normale dönüyor. Gördüğünüz gibi etrafta çarşılar da yeniden inşa ediliyor. Konutlar tamamlanmak üzere. İnşallah Hatay’da ve depremin etkilediği 11 ilimizde hayat bu yıldan itibaren normale dönmeye başlayacak ve buradaki insanlar normal yaşamlarına dönmüş olacak. Ben bu süreçte büyük birlik ve beraberlik gösteren Türk milletine teşekkür ediyorum. Ancak biz bu işin hakkından gelebilirdik. Birlik beraberlik içerisinde bu süreci de layıkıyla tamamlamış olduk" sözleriyle konuşmasını tamamladı. Hatay’ın sembol yapısını ayağa kaldıran Başkan Altay’a teşekkür etti Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı da devletin depremin ağır hasarlarını ortadan kaldırmak için hem Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı olarak hem de Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak yoğun bir gayret sarf ettiğini söyledi. Başkan Altay’ın da taşın altına elini koymayı bilen belediye başkanı olduğunu kaydeden Yazgılı, "O günlerde ‘burayı ben yapmak istiyorum’ dedi ve yaptı. Büyükşehir Belediye Başkanımız Uğur İbrahim Altay’a çok teşekkür ediyoruz. Böyle kadim bir yapıyı, Hatay’ın sembol yapısını Konya Büyükşehir Belediyesi olarak ayağa kaldırdılar. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz. En kısa zamanda Hatay’ımız eski, güzel günlerine kavuşacak Allah’ın izniyle. Belediyelerimiz de bakanlıklarımız da topyekûn bir çalışma içerisindeyiz. Tüm arkadaşlarımız her gün burada. Hatay’ın o eski günlerine geri dönmesi için ellerinden gelen çabayı sarf ediyorlar. Bu çabayı sarf eden herkese gönülden teşekkür ediyorum" değerlendirmesinde bulundu.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 17:21
Kütahya’da Osmanlı motifli perdelere yoğun ilgi
Kütahya’da Osmanlı motifli perdeler üreten Zahide Kabar, el emeğiyle hazırladığı ürünlerin özellikle gençler tarafından ilgi gördüğünü söyledi. Üretimlerinde ağırlıklı olarak Osmanlı motiflerini kullandığını belirten Kabar, bu desenlerin perdelerde estetik ve şık bir görünüm oluşturduğunu ifade etti. Müşteri taleplerine göre farklı desenler de uygulayabildiklerini dile getiren Kabar, "Ancak Osmanlı desenleri daha zarif duruyor. Bu nedenle özellikle gençler Osmanlı desenli perdelere daha fazla ilgi gösteriyor" dedi. Geleneksel motifleri modern yaşam alanlarıyla buluşturduklarını vurgulayan Kabar, el işi ürünlere olan ilginin her geçen gün artmasının kendilerini memnun ettiğini belirtti.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 17:11
Buz Pateni Pisti gençlerin yeni buluşma noktası oldu
Merkezefendi Belediyesi, çocukların ve ailelerin keyifli vakit geçirmesi için Merkezefendi Kültür Merkezi’nin yanında hizmete sunduğu Buz Pateni Pisti’ni vatandaşların yoğun ilgisiyle karşılaştı. Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Merkezefendi’mizde 7’den 70’e Kış Festivali alanımızda sevdiklerimizle birlikte keyifli vakit geçiriyor, festivalimizin tadını çıkarıyoruz" dedi. Merkezefendi Belediyesi, eğlenceli ve sportif etkinlikler düzenleyerek çocukların, gençlerin ve yetişkinlerin keyifli vakit geçirmesini sağlamak amacıyla eğlence dolu bir alan oluşturdu. Merkezefendi Kültür Merkezi’nin yan tarafına kurulan geniş Buz Pateni Pisti, kısa sürede çocukların ve gençlerin buluşma noktası haline geldi. Çocuklar buz pateni yapmanın keyfini yaşarken, aileler için de alan çevresinde sokak lezzetleri, lunapark ve alışveriş stantları kuruldu. Yiyecek-içecek kioskları ve çeşitli stantlarla zenginleştirilen alanda her yaştan ziyaretçi keyifli vakit geçiriyor. Buz Pisti’ne vatandaşlar Mart ayına kadar her gün 12.00 - 22.00 saatleri arasında giriş yapabilecek. "Kış boyunca eğlence Merkezefendi’de yaşanacak" Çocukların mutluluğunun kendileri için çok önemli olduğunu belirten Merkezefendi Belediye Başkanı Şeniz Doğan, "Merkezefendi’mizde 7’den 70’e Kış Festivali alanımızda sevdiklerimizle birlikte keyifli vakit geçiriyor, festivalimizin tadını çıkarıyoruz. Çocuklarımızın sosyal aktivitelerle vakit geçirebileceği, spor yaparak eğlenebileceği alanlar sunmak bizim için çok önemli. Buz Pateni Pistimize gelen çocuklarımıza ve ailelere eşlik ederek bu keyfe hep birlikte ortak olduk. Çocuklarımızın yüzlerindeki mutluluk görülmeye değer. Çocuklarımız eğlenirken, ailelerimizin de keyifle vakit geçirebilmesi için sokak lezzetleri, lunapark ve alışveriş stantlarıyla alanı daha da renklendirdik. Pistimiz 12.00 - 22.00 saatleri arasında her gün Mart ayına kadar açık olacak. Tüm çocuklarımızı ve hemşehrilerimizi bekliyoruz" dedi.
22 Aralık 2025 Pazartesi - 16:36
Eseriyle 19 ülke arasından seçildi, barışın renkleri Muğla’dan yükseldi
Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin 2024 yılında üyesi olduğu Mayors for Peace (Barış için Belediye Başkanları) tarafından düzenlenen 2025 Çocuk Resim Yarışması’nda Muğlalı Elif Kayra Taşkaya ’Mayors for Peace Genel Sekreteri Ödülü’nü kazandı. Dünya’nın barış üzerine çalışan en büyük kurumlarından biri olan, 2024 yılında Muğla Büyükşehir Belediyesi’nin üyesi olduğu ve aktif şekilde çalışmalarına katkı sağladığı Mayors for Peace" Barış için Belediye Başkanları ağı 2025 yılında Çocuk Resim Yarışması düzenledi. Muğla Büyükşehir Belediyesi tarafından duyurusu yapılan "Peaceful Towns" 2025 Çocuk Resim Yarışması’na Muğla’dan Elif Kayra Taşkaya katıldı ve uluslararası jüri tarafından yapılan değerlendirme sonucunda yarışmanın en prestijli, özel ödüllerinden biri olan "Mayors for Peace Genel Sekreteri Ödülü"ne layık görüldü. Yarışmaya 19 ülke, 153 şehir 8 bin 79 eserle katıldı. Elif Kayra Taşkaya’nın eseri 8 bin 79 eser arasından seçilerek önemli bir başarıya imza attı. Mayors for Peace üyesi şehirler tarafından yürütülen yarışmada en önemli ödüllerden birini alan Elif Kayra Taşkaya ödül alan eseri ile ilgili "Okyanuslarla çevrili Japonya’nın turuncu balıkları, ormanlarla çevrili Muğla’nın simgesi hâline gelmiş bacaların kardeşleridir. Balıklar özgürlüğe doğru yüzerken, kollarımdaki saf güvercinlerle barışa olan inancımı göstermek istedim. Sevgi, barış ve dostluk adına bu dileğin dünyadaki tüm ülkelerde gerçekleşeceğine inanıyorum" dedi. Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras dünyanın her coğrafyasında barışın yaşanması için mücadele eden Barış için Belediye Başkanları ağının önemli çalışmalara imza attığını söyledi ve bu ağın düzenlediği resim yarışmasında ödül alan Muğlalı Elif Kayra Taşkaya’yı tebrik etti. Başkan Aras; "Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ’Yurtta Barış Dünya’da Barış’ sözünü şiar edinen bizler 2024 yılında Mayors for Peace (Barış için Belediye Başkanları) ağına üye olduk. Bu ağın dünya genelinde barış için yaptığı çalışmalara aktif katılıyoruz. Barış için Belediye Başkanları Ağı 2025 yılında ’Peaceful Towns’ Çocuk Resim Yarışması düzenledi. Bu yarışmaya Muğla’mızdan Elif Kayra Taşkaya çok anlamlı bir resimle katılarak ’Mayors for Peace Genel Sekreteri Ödülü’nü kazandı. Muğlalı evladımızın çizgileri ile barışı resmetmesi, Muğla’nın bacaları ile Japonya’nın turuncu balıklarının kardeş olduğunu beyaz güvercinlerin kanatları altında anlatması geleceğimiz çocukların ne kadar güçlü, pozitif, yapıcı düşüncelere sahip olduğunu gösteriyor. Elif Kayra Taşkaya bizleri hem gururlandırdı hem de çok mutlu etti. Tertemiz düşünceleri, kıtaları barış ve sevgiyle birleştiren resmi için evladımızı bir kez daha kutluyorum. Sevgi ve mutluluğun hakim olduğu, yurtta ve dünyada barış için her platformda elimizden gelen çabayı göstermeye devam edeceğiz" dedi.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
20 Aralık 2025 Cumartesi- 17:53
Kütahya’da ’Şalvar Gecesi’yle gelenekler yaşatıldı
2
17 Aralık 2025 Çarşamba- 12:52
’Al Fadimem’ türküsünün gerçek hikayesi ortaya çıkarıldı
3
18 Aralık 2025 Perşembe- 11:29
Mardin Büyükşehir Belediyesinden 65 yaş üstü bireyler için "Sağlıklı Yaşam Çay Saati" etkinliği
4
29 Temmuz 2025 Salı- 10:23
Terme’de bin 350 çocuk yaz okullarında hem eğleniyor hem öğreniyor
5
16 Aralık 2025 Salı- 12:09
Şemdinli’nin gizemli taşları araştırılmayı bekliyor
15 Ekim 2025 Çarşamba - 16:24
Başkan Arslan Yozgat’ın hiçbir zaman cezalandırılmadığını söyledi
Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan, Cumhuriyetin ilk yıllarında Yozgat’ın cezalandırıldığı düşüncesinin şehir efsanesi olduğunu, Yozgat’ın cezalandırılmadığın, işini iyi yapmayan insanların Yozgat’ı cezalanmış gibi bir duruma düşürdüğünü söyledi. Mustafa Kemal Atatürk’ün Yozgat’a gelişinin 101’nci yıl dönümü, Cumhuriyet Meydanı’nda düzenlenen törenle kutlandı. Programda Yozgat Belediye Başkanı Kazım Arslan konuşma yaptı. Başkan Arslan konuşmasında milli birlik ve beraberlik vurgusu yaparak, "Yozgat’ımızı da iki kez ziyaret etmiştir. İlk ziyareti 15 Ekim 1924’te olmuştur. Çok geç bir vakitte gelmesine rağmen halkımız büyük bir coşku ve heyecanla Atatürk’ü karşılamış ve bağrına basmıştır. O günkü tablo Yozgat insanının Cumhuriyetin değerlerine bağlılığını ve sadakatini gösteren çok önemli bir göstergedir. Aynı şekilde Ankara ile taşra arasındaki birliğin, beraberliğin, gönül bağının da bir göstergesi olmuştur. Yozgat halkı o gün topyekûn şekilde Cumhuriyete sahip çıkmış, Cumhuriyetin değerlerine sahip çıkacağının işaretini vermiştir. Daha sonra 3 Şubat 1934’te bir defa daha Yozgat’ı ziyaret etti. Yerköy İstasyonu’nda karşılanmıştır. Çok kötü bir hava olmasına rağmen Yozgatlı hemşehrilerimiz coşkuyla karşılamış, bağrına basmıştır. Bütün bunlar Yozgat’ın Cumhuriyet değerlerine bağlılığını ve sadakatini gösterir ifadelerdir." "Hiçbir zaman Yozgat cezalandırılmamıştır" Başkan Arslan Yozgat hakkındaki cezalandırılma iddialarına da değindi. Arslan, "Yozgat gibi bazı Anadolu şehirlerinde anlatılan şehir efsaneleri vardır. Yozgat için de derler ki ‘Atatürk Yozgat’ı cezalandırdı.’ Bunu ben o günkü yöneticilere başta Atatürk olmak üzere haksızlık yapıldığını düşünüyorum. Hiçbir dönemde hiç kimse ne Yozgat’ı ne başka vilayeti cezalandırmamıştır. İş yapmaktan aciz birtakım bürokratlar, yöneticiler, siyasiler milletin hakkını hukukunu korumaktan aciz yöneticiler kendi başarısızlıklarını böyle bir bahanenin arkasına saklamak üzere gizlemeye çalışmışlardır. Hiçbir zaman Yozgat cezalandırılmamıştır. Ama işini iyi yapamayan insanlar Yozgat’ı cezalanmış gibi bir duruma düşürmüşlerdir" cümlelerini kullandı. Etkinlikte ayrıca, Atatürk’ün Yozgat halkına gönderdiği mektup ve Yozgat halkının cevaben yazdığı mektup okundu. Öğrenciler tarafından Atatürk’ü anlatan şiirler seslendirildi. Kutlamalar, halk oyunları gösterileriyle sona erdi.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 15:49
Altın Portakal’ın "Sınırlardan Sınırsızlığa" seçkisinde yer alan filmler açıklandı
62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ‘Sınırlardan Sınırsızlığa’ seçkisinde yer alan filmler belli oldu. 24 Ekim- 2 Kasım 2025 tarihleri arasında bu sene 62.’si gerçekleştirilecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali, bu sene de dopdolu programıyla sinemaseverleri karşılayacak. Festival kapsamındaki ‘Sınırlardan Sınırsızlığa’ seçkisinde 5 film festival katılımcılarıyla buluşacak. Altın Portakal’dan Filistin’e özel seçki Altın Portakal’da bu sene ‘Sınırlardan Sınırsızlığa’ seçkisinde, Filistin’deki acıya sanatın diliyle tanıklık eden filmler izleyiciyle bir araya gelecek. ‘Sınırlardan Sınırsızlığa’ seçkisinde; Sepideh Farsi yönetmenliğini üstlendiği, İsrail askeri işgali altındaki Gazze’deki yaşamı tasvir eden ‘Put You Soul on Your Hand And Walk’, 2025 Venedik Film Festivali Giornate degli Autori bölümünde dünya prömiyerini yapan, Cyril Aris’in yönetmenliğindeki Beyrut’un gölgesinde geçen, umutla kederin iç içe geçtiği otuz yıllık bir aşk hikayesini aktaran, 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ilk kez Türkiye’de gösterilecek ‘A Sad and Beautiful World’, Venedik Film Festivali’nin ana yarışma bölümünde prömiyer yapan ve Jüri Büyük Ödülü’nü kazanan, Gazze’de beş yaşında hayatı yarım bırakılan Hind’in sesi etrafında şekillenen, Kaouther Ben Hania’nın yönetmenliğini üstlendiği ‘The Voice of Hind Rajab’, 2025 Cannes Film Festivali’nin Un Certain Regard bölümünde birçok ödüle aday gösterilen, daha iyi bir hayat arayışıyla Fildişi Sahili’nden Tunus’a göç etmiş üç kadının hikayesini aktaran, Erige Sehiri yönetmenliğindeki ‘Promised Sky’ ve 2025 Sundance Film Festivali’nde dünya prömiyerini yapan, Sidney Film Festivali’nde En İyi Uluslararası Uzun Metraj Ödülü’nü kazanan, Cannes Film Festivali’nin yarışma dışı bölümünde gösterilen, üç kuşak boyunca süren bir aile destanı aracılığıyla, Filistin halkının kolektif hafızasını ve nesiller boyu aktarılan travmalarını derinlemesine işleyen, 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ilk kez Türkiye’de gösterilecek, Cherien Dabis’in yönettiği ‘All That’s Left of You’ filmleri sinemaseverlerle buluşacak. Altın Portakal’da çocuk filmi kuşağı başlıyor 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali bu sene sabah saat 10.30’daki özel kuşakla çocukları da beyaz perdeyle buluşturuyor. Festival kapsamında her sabah birbirinden eğlenceli ve düşündürücü filmlerle, Antalyalı minik izleyicileri festivalle buluşturacak. Çocuklar için 7 özel film Festival kapsamında çocuklarla buluşacak yapımlar; günümüzden geçmişe yolculuk yapan bir grup arkadaşın gözünden Mustafa Kemal’in Selanik Askeri Rüştiyesi’nden Trablusgarp Savaşı’na uzanan yolculuğunu anlatan ‘Mustafa Kemal’, İrlanda’dan New York’a yeni göç eden iki kardeşin New York’un hareketli sokaklarındaki maceralarını aktaran ‘Buffalo Kids’ ( Kovboy Çocukları), büyük bir tehlike ile karşı karşıya olan ormanı korumak için harekete geçen Orman Çetesi’nin maceralarını işleyen ‘Les As de la Jungle 2’ (Orman Çetesi: Dünya Turu), kaybolan ikiz kardeşini bulmak için macera dolu bir yolculuğa çıkan Zak’ın hikayesini konu alan ‘Zak & Wowo, la légende de Lendarys’ (İkizler Takımı), huzurlu ve uzak bir gelecekten gelen ve yanlışlıkla 2075 yılına geri dönüp tehlikelerle dolu bir dünya keşfeden 10 yaşında bir çocuğun göz kamaştırıcı macerasını anlatan, Türkiye’de ilk defa izleyicilerle Altın Portakal’da buluşacak ‘Arco’ olarak açıklandı. Program kapsamında ayrıca 6 Şubat 2023’te yaşanan büyük depremin ardından, Oyun Sağlayıcı Nedim Buğral’ın bir grup gönüllüyle birlikte Hatay’ın farklı noktalarında kurduğu oyun alanlarında yaşananlara odaklanan ‘HOP Hayal Gücü Oyun Parkı’ ve deprem sonrası büyük yıkım yaşayan Hatay’ın Samandağ ilçesinde, sörf aracılığıyla yeniden hayata tutunan gençleri anlatan ‘Hayatın Çizgisi’ yapımlarını da Altın Portakal özel olarak çocuklarla buluşturacak.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 14:38
Bursa festivali, edebiyat ve müziği aynı sahnede buluşturdu
Bursa Kültür Sanat ve Turizm Vakfı (BKSTV) tarafından düzenlenen 63. Uluslararası Bursa Festivali’nde sahne alan Hüsnü Arkan ve Dengin Ceyhan, performanslarıyla Bursalılara müzik dolu bir gece yaşattı. Bu yıl 63.’sü düzenlenen Uluslararası Bursa Festivali, Türkiye genelinde etkili olan yangınlar sebebiyle ertelenen konserlerin sahnelenmesiyle devam ediyor. Festival kapsamında şair ve söz yazarı Hüsnü Arkan ile piyano virtüözü ve besteci Dengin Ceyhan birlikte sahne alarak sanatseverlere müzik dolu bir akşam yaşattı. Atatürk Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesindeki konsere, Bursalılar yoğun ilgi gösterdi. Arkan’ın edebi dünyası, Ceyhan’ın müzikal derinliğiyle buluşarak, hem kişisel hem toplumsal hikayeleri dokunaklı bestelerle aktarıldı. Vatandaşların büyük beğeniyle takip ettiği konser, şiirle müziğin iç içe geçtiği özel bir deneyim sundu.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 14:22
Doğu Türkistan’dan Niğde’ye uzanan yol: Altay köyünde Kazaklar kültürlerini yaşatıyor
Niğde’de 1955 yılında Doğu Türkistan’dan göç eden Kazak Türkleri tarafından kurulan Altay köyünde Kazak kültürü tüm canlılığıyla yaşatılmaya devam ediyor. Kültür ve doğa turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olan Niğde’nin Ulukışla ilçesine bağlı Altay köyü, her yıl artan ziyaretçi sayısıyla kentin alternatif turizm rotaları arasında öne çıkıyor. 1955 yılında Doğu Türkistan’dan göç eden Kazak Türkleri tarafından kurulan köy, bugün hala geleneksel yaşam biçimini, mutfağını ve değerlerini koruyor. Kazak kültürünün özgün izlerini taşımaya devam eden köyde geleneksel kıyafetlerden yemeklere, müzikten at biniciliğine kadar birçok kültürel unsur korunuyor. Kıl çadırlarda ikram edilen kımız (at sütü), Kazak mantısı, akçay (sütlü çay) ve Özbek pilavı gibi özgün lezzetler, okçuluk, at binme ve geleneksel kıyafetlerle düzenlenen etkinlikler, köyün kültürel kimliğini ziyaretçilerine yaşatıyor. "Türkiye’de tek örnek" Ulukışla Kaymakamı Emir Osman Gökçe, Altay köyünün Türkiye’de benzeri olmayan bir kültürel mirasa sahip olduğunu belirterek, "1955 yılında Kazak Türkü vatandaşlarımızın bu bölgeye göç etmesiyle kurulmuş bir köyümüz burası. Köyümüz kendi karakteristik özelliklerini hala taşımaktadır. Bu yönüyle Türkiye’de tek köy olma özelliği taşımaktadır. Özellikle yemek kültürü hala yaşatılmaktadır. Köyümüzün turistik açıdan geliştirilmesi ve turistik tesislerin artırılması bizim için önem arz etmektedir" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkız Baştürk ise, Altay köyünün gastronomi ve kültürel çeşitliliğine dikkat çekerek, "Gerek kültürüyle gerek gastronomisiyle Türkiye’nin pek çok ilinden farklı bir yapıya sahip. Buraya geldiğinizde Kazak mantısı, kımız, akçay, Özbek pilavı gibi özgün tatlarla karşılaşıyorsunuz. Ok atmak, ata binmek, kıl çadırda zaman geçirmek Orta Asya bozkır kültürünü yaşamanızı sağlıyor. Burası adeta yaşayan bir tarih ve herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken bir yer" diye konuştu. Altay köyünün ilk bebeklerinden biri olduğunu söyleyen köy sakinlerinden Abdulmennan Balabakan, "1933 senesinde beyimiz Alp Han, Çinliler tarafından öldürüldü. Ardından oğlu Eliz Han dört yıl boyunca Çinlilerle savaştı. Doğu Türkistan’dan Çin zulmünden kaçarak buraya geldik. 1937’de başlayan göç, Hindistan ve Pakistan üzerinden İstanbul’a uzandı. Ben o zaman 45-50 günlük bebekmişim. Türkiye Cumhuriyeti bizi misafir etti, sonra burada ev verildi. Çiftçilik yaparak hayatımıza devam ettik. O günden beri köyümüz, yurdumuz burası. Kültürümüzü burada yaşatıyoruz" diye konuştu. Köy sakinlerinden Musa Erol ise, "Bu Altay köyü ilk kurulunca, ilk dünyaya gelen bebek benmişim. Onun için kendi köyümü bırakmak istemiyorum. Kazak geleneğini yaşatıyoruz" dedi. "Orta Asya’nın kültürünü burada yaşıyoruz" Altay köyünün sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda kültürel bir bellek olduğunu söyleyen ziyaretçiler ise, köydeki atmosferin etkileyici olduğunu belirttiler. Ziyaretçilerden Burçin Eser, "Kazakistan’a gitme şansımız olmadı ama burada o kültürü yaşadık. Okçuluk, ata binme, kımız içme gibi gelenekleri görmek bizi çok mutlu etti. Halk çok sevecen, ortam çok güzel, herkesi buraya bekleriz" dedi. Erdi Çam ise, "Buraya gelip bu kültürü yerinde görmek istiyordum. Kazakistan’a gitmeden bu kültürü tanımak mümkün. Buradaki insanlar çok misafirperver" diye konuştu. Gözde Çam da, "Unuttuğumuz Türk kültürünü böyle köyleri ziyaret ederek hatırlayabiliriz. Gerçekten yaşayan bir değerle karşılaştık. Kıl çadırda, otağlarda Orta Asya kültürünü hissetmek, bir film platosundaymış gibi" dedi. Turizmde yeni bir rota Tur rehberi Serdar Salcıoğlu da bölgenin alternatif turizm açısından büyük potansiyel taşıdığını vurgulayarak, "Rehberlerin ve acentaların klasik rotalardan çıkıp bu tür alternatif rotaları değerlendirmeleri gerekiyor. Ülkemizin her köşesinde olduğu gibi burada da tanıtılmayı bekleyen güzellikler var. Altay köyü, kültürel miras açısından mutlaka görülmesi gereken bir yer" ifadelerini kullandı. Yalnızca Kazak Türklerinin göç hikayesini değil, aynı zamanda Türk kültürünün köklerine uzanan bir yaşam biçimini temsil eden Alay köyü, ziyaretçiler için geçmişin ruhunu bugüne taşıyan bir kültür hazinesi niteliğinde.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 14:21
Doğu Türkistan’dan Niğde’ye uzanan yol: Altay Köyü’nde yaşayan Kazak kültürü
Orta Asya’dan Anadolu’ya uzanan bir göç hikayesinin yaşayan tanığı Altay Köyü’nde, aradan geçen onca yıla rağmen Kazak kültürü tüm canlılığıyla yaşatılmaya devam ediyor. Kültür ve doğa turizmi açısından önemli bir potansiyele sahip olan Niğde’nin Ulukışla ilçeisne bağlı Altay Köyü, her yıl artan ziyaretçi sayısıyla kentin alternatif turizm rotaları arasında öne çıkıyor. 1955 yılında Doğu Türkistan’dan göç eden Kazak Türkleri tarafından kurulan köy, bugün hala geleneksel yaşam biçimini, mutfağını ve değerlerini koruyor. Kazak kültürünün özgün izlerini taşımaya devam eden köyde geleneksel kıyafetlerden yemeklere, müzikten at biniciliğine kadar birçok kültürel unsur korunuyor. Kıl çadırlarda ikram edilen kımız (at sütü), Kazak mantısı, akçay (sütlü çay) ve Özbek pilavı gibi özgün lezzetler; okçuluk, at binme ve geleneksel kıyafetlerle düzenlenen etkinlikler, köyün kültürel kimliğini ziyaretçilerine yaşatıyor. "Türkiye’de tek örnek" Ulukışla Kaymakamı Emir Osman Gökçe, Altay Köyü’nün Türkiye’de benzeri olmayan bir kültürel mirasa sahip olduğunu belirterek, "1955 yılında Kazak Türkü vatandaşlarımızın bu bölgeye göç etmesiyle kurulmuş bir köyümüz burası. Köyümüz kendi karakteristik özelliklerini hala taşımaktadır. Bu yönüyle Türkiye’de tek köy olma özelliği taşımaktadır. Özellikle yemek kültürü hala yaşatılmaktadır. Köyümüzün turistik açıdan geliştirilmesi ve turistik tesislerin artırılması bizim için önem arz etmektedir" dedi. İl Kültür ve Turizm Müdürü Elif Belkız Baştürk ise Altay Köyü’nün gastronomi ve kültürel çeşitliliğine dikkat çekerek şunları söyledi: "Gerek kültürüyle gerek gastronomisiyle Türkiye’nin pek çok ilinden farklı bir yapıya sahip. Buraya geldiğinizde Kazak mantısı, kımız, akçay, Özbek pilavı gibi özgün tatlarla karşılaşıyorsunuz. Ok atmak, ata binmek, kıl çadırda zaman geçirmek Orta Asya bozkır kültürünü yaşamanızı sağlıyor. Burası adeta yaşayan bir tarih ve herkesin mutlaka deneyimlemesi gereken bir yer. Altay Köyü’nün ilk dünyaya gelen bebeklerinden biri olduğunu söyleyen köy sakini Abdulmennan Balabakan yıllar öncesine uzanarak o zorlu göçü anlattı. Balabakan; "1933 senesinde beyimiz Alp Han, Çinliler tarafından öldürüldü. Ardından oğlu Eliz Han dört yıl boyunca Çinlilerle savaştı. Doğu Türkistan’dan Çin zulmüne kaçarak buraya geldik. 1937’de başlayan göç, Hindistan ve Pakistan üzerinden İstanbul’a uzandı. Ben o zaman 45-50 günlük bebekmişim.Türkiye Cumhuriyeti bizi misafir etti, sonra burada ev verildi. Çiftçilik yaparak hayatımıza devam ettik. O günden beri köyümüz, yurdumuz burası. Kültürümüzü burada yaşatıyoruz" diye konuştu. Bir diğer köy sakini Musa Erol ise duygularını, "Bu Altay Köyü ilk kurulunca, ilk dünyaya gelen bebek benmişim. Onun için kendi köyümü bırakmak istemiyorum. Kazak geleneğini yaşatıyoruz" sözleriyle ifade etti. Kazak yemeklerini tatma, kıl çadırlarda otantik bir ortamda vakit geçirme, okçuluk ve ata binme gibi etkinliklere katılma imkanı bulan ziyaretçiler, burada hem Kazak bir kültürünü tanıma hem de Anadolu’nun köklü misafirperverliğini deneyimleme fırsatı buluyor. "Orta Asya’nın kültürünü burada yaşıyoruz" Altay Köyü’nün sadece bir yerleşim yeri değil, aynı zamanda kültürel bir bellek olduğunu söyleyen ziyaretçiler, köydeki atmosferin etkileyici olduğunu belirtti. Ziyaretçilerden Burçin Eser, "Kazakistan’a gitme şansımız olmadı ama burada o kültürü yaşadık. Okçuluk, ata binme, kımız içme gibi gelenekleri görmek bizi çok mutlu etti. Halk çok sevecen, ortam çok güzel, herkesi buraya bekleriz" dedi. Erdi Çam ise, "Buraya gelip bu kültürü yerinde görmek istiyordum. Kazakistan’a gitmeden bu kültürü tanımak mümkün. Buradaki insanlar çok misafirperver" diye konuştu. Gözde Çam da, "Unuttuğumuz Türk kültürünü böyle köyleri ziyaret ederek hatırlayabiliriz. Gerçekten yaşayan bir değerle karşılaştık. Kıl çadırda, otağlarda Orta Asya kültürünü hissetmek, bir film platosundaymış gibi" sözleriyle paylaştı. Turizme yeni bir rota: Altay Köyü Tur rehberi Serdar Salcıoğlu da bölgenin alternatif turizm açısından büyük potansiyel taşıdığını vurgulayarak, "Rehberlerin ve acentaların klasik rotalardan çıkıp bu tür alternatif rotaları değerlendirmeleri gerekiyor. Ülkemizin her köşesinde olduğu gibi burada da tanıtılmayı bekleyen güzellikler var. Altay Köyü, kültürel miras açısından mutlaka görülmesi gereken bir yer" ifadelerini kullandı. Yalnızca Kazak Türklerinin göç hikayesini değil, aynı zamanda Türk kültürünün köklerine uzanan bir yaşam biçimini temsil eden Alay Köyü, ziyaretçiler için geçmişin ruhunu bugüne taşıyan bir kültür hazinesi niteliğinde.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 13:36
Mübadillerin torunları kültürlerini sanatla yaşatıyor
Isparta’ya 1923 yılında Selanik’ten göç eden mübadillerin torunları, kültürlerini müzikle yaşatıyor. Türk Sanat Müziği Korosu’nda yer alan 82 yaşındaki Hasan Hüseyin Yıldızhan ise, alzaymırı sanatla yenerek örnek bir başarı hikâyesine imza attı. Isparta’nın Emre Mahallesi’nde faaliyet gösteren Lozan Mübadilleri Derneği, 2009 yılında Lozan Mübadilleri Vakfı’nın alt kuruluşu olarak kuruldu. Dernek, 1923 yılında Lozan Antlaşması kapsamında ata topraklarını bırakıp Türkiye’ye göç eden mübadil ailelerin kültürel mirasını yaşatmak ve gelecek kuşaklara aktarmak amacıyla faaliyet gösteriyor. Isparta’ya yerleştirilen bin 200 hanelik mübadil topluluğunun torunları, bugün müzikle ve gelenekleriyle kültürlerini yaşatıyor. Lozan Mübadilleri Derneği, sadece konserlerle değil, aynı zamanda mutfak kültürü, halk oyunları ve geleneksel yaşam tarzını da kayıt altına alarak, Isparta’nın sosyal ve kültürel hayatına önemli katkılarda bulunuyor. Dernek yöneticileri, mübadillerin geride bıraktığı kültürel mirasın korunması ve gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmalarına aralıksız devam ettiklerini belirtti. Dernek Başkanı emekli öğretmen Haldun Özveren, "Atalarımız daha çok Selanik ve çevresinden geldi. Devletimiz Isparta’ya bin 200 hane yerleştirdi. Derneğimizin amacı bu kültürü, gelenekleri ve hatıraları unutturmamak. Türk Sanat Müziği Koromuzla her yıl bayramlarda ve özel günlerde konserler veriyoruz. Şu anda 10 Kasım’da Valiliğimiz bünyesinde gerçekleşecek olan Atatürk’ü anma programı için konser provalarımızı sürdürüyoruz. 500 civarında üyemiz var, koromuzda ise yaklaşık 60 kişi aktif olarak görev yapıyor" dedi. Müzikle hafızasını geri kazandı Derneğin en dikkat çeken üyelerinden biri ise 82 yaşındaki Hasan Hüseyin Yıldızhan. Alzaymır hastalığına yakalanmasının ardından derneğe katıldığını anlatan Yıldızhan, iyileşme sürecinde müziğin rolünü şu sözlerle ifade etti: "Emekli olduktan sonra alzaymır hastalığına yakalandım. Derneğe katıldım, beş yıl boyunca sadece dinledim. Sonra yavaş yavaş hafızam yerine gelmeye başladı. Önce türküler söylüyordum, ardından şarkılara geçtim. Şimdi korodayım, en yaşlı üyeyim. Alzaymırı burada müzikle yendim. Genç ve dinç kalmamın sebebi bu dernek ve müziktir."
15 Ekim 2025 Çarşamba - 13:33
Kavaklıdere’de gönüllü gençlerden miniklere tiyatro keyfi
Kavaklıdere Kaymakamlığına bağlı Kavaklıdere Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesinde faaliyet gösteren gönüllü gençler, hazırladıkları çocuk oyunuyla Kavaklıdere Mehmet Koçarlı İlkokulu öğrencilerini tiyatroyla buluşturdu. Minik izleyicilerin büyük bir ilgiyle takip ettiği oyun, hem eğlenceli anlara sahne oldu hem de çocuklara dostluk, paylaşma ve dayanışma gibi önemli değerleri hatırlattı. Tiyatro gösterisi öncesinde çocuklara Mısır ve içecek ikramı yapılırken, gönüllü gençler yüz boyama etkinliğiyle çocukların sevdiği karakterleri yüzlerine taşıdı. Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) öğrencilerinden Berkay Tuna, etkinlik hakkında duygularını dile getirerek, "’Her Köy Bir Sahne, Her Çocuk Bir Yıldız’ sloganıyla çıktığımız bu yolda köylerde tiyatro izlemeyen çocuk kalmasın diye ben ve benim gibi arkadaşlarımla birlikte 1 aydır hazırladığımız çocuk tiyatrosunun gösteriminin heyecanını yaşıyoruz. Oyun için çocukların yüzündeki gülümseyi görmek bu hayattaki en güzel durum," dedi. Tuna, kendilerine dekor ve tüm desteği veren bakanlığa da teşekkürlerini iletti. Etkinlik sonunda gönüllü gençler, çocuklarla hatıra fotoğrafı çektirerek keyifli bir günün mutluluğunu paylaştı. Kavaklıdere Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü, "Gönüllü gençlerimizle, çocuklarımızın yüzündeki tebessümün bir parçası olmaya devam ediyoruz" mesajıyla bu tür sosyal sorumluluk projelerinin devam edeceğinin altını çizdi.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 12:55
Düzce’de doğa korunuyor, turizme kazandırılıyor: 19 adet bungalov yapılmaya başlandı
Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Aydınpınar Şelaleleri Tabiat Parkı içindeki konaklama alanlarının ikinci etabına ilişkin açıklamada bulundu. Konaklama kapasitesi ve alanının genişletileceğini daha önce duyuran Başkan Özlü, altyapı çalışmaları başlayan alanda incelemelerde bulundu. Düzce’nin turizm yatırımlarını artırmak ve doğa turizmi konusunda tercih edilen bir lokasyon haline getirmek amacıyla özverili çalışmalarını sürdüren Başkan Faruk Özlü, yeni çalışmalar hakkında bilgi verdi. Şehir merkezine en yakın noktalardan biri olan Aydınpınar Şelaleleri Tabiat Parkı’nda Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile yapılan iş birliği kapsamında konaklama tesislerinin ikinci etabı için çalışmalar başladı. Aydınpınar Şelaleleri Tabiat Parkı içinde mevcutta bulunan 9 adet dome çadırda yaşam başlarken, tesisin iç kısmında bulunan alanda inşa edilmesi planlanan 19 adet bungalov için altyapı çalışmaları ve zemin düzenleme işlemi yapılıyor. Alanda incelemelerde bulunan Başkan Özlü, daha büyük kapasiteli konaklama alanlarının, bölgenin doğasına uygun şekilde planlanarak en kısa sürede tamamlanmasını hedeflediklerini belirterek "Şu anda Aydınpınar Şelaleleri’nin olduğu bölgedeyiz. Buradaki konaklama alanımızı büyütüyoruz, ikinci etaba başladık. Bu etapta 19 adet bungalov inşa edeceğiz. Şu anda altyapısını yapıyoruz. Bu kapsamda içme suyu, yolu ve kanalizasyon inşaatı devam ediyor. İnşallah en kısa zamanda buraya 19 adet bungalov tarzında ev yapacağız. Bunlar diğerlerine göre daha büyük metrekarelerde olacak. Buranın mülkiyet sahibi olan Milli Parklar Genel Müdürlüğü ile koordineli şekilde çalışıyoruz. Önümüzdeki yıl, 2026 yılında burada mevcutlara ilaveten 19 adet bungalov evimiz olacak" dedi.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 12:40
Nilüferli kız çocukları Polonya’da farklı kültürlerle buluştu
Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi iş birliğiyle farklı ülkelerden akranlarıyla bir araya gelen Nilüferli kız çocukları, eşitlik ve dayanışma temelli bir deneyim yaşadı. Nilüfer Belediyesi ve Nilüfer Kent Konseyi, kız çocuklarının güçlenmesi ve uluslararası dayanışma bilincinin gelişmesi amacıyla önemli bir iş birliğine imza attı. Uluslararası Erasmus Plus Projesi kapsamında yürütülen "Dünya Kız Çocukları Günü - Çok Uluslu Gençlik Buluşması" ile Nilüferli dört kız çocuğu, Polonya’da farklı ülkelerden yaşıtlarıyla bir araya gelerek eşitlik temelli bir deneyim yaşadı. Nilüfer Kent Konseyi, katılımcıların seçiminde şeffaf bir yöntem izledi. Sosyal medya üzerinden yapılan çağrıda özellikle daha önce yurtdışına çıkmamış kız çocuklarının başvurularına öncelik verildi. Nilüfer Belediyesi ise, resmi yazışmalardan vize sürecine kadar tüm teknik ve idari konularda desteğini sağladı. Değerlendirme sürecinin ardından dört kız çocuğu, bir lider eşliğinde 6-12 Ekim tarihleri arasında Polonya’da gerçekleştirilen programa katıldı. Dayanışma kültürüne katkı Türkiye’nin yanı sıra Polonya, Almanya, İspanya’nın Bask Bölgesi ve Filistin’den katılımcıların yer aldığı buluşmada; kız çocuklarının güçlenmesi, dayanışma kültürünün gelişmesi ve eşitlik temelli bir farkındalık oluşturması amaçlandı. Program boyunca dil animasyonları, takı yapım atölyeleri, feminizm temalı çalışmalar ve kültürel geziler düzenlendi. Etkinliğin sonunda tüm katılımcılara sertifikaları takdim edildi. Bu anlamlı buluşma, Nilüferli kız çocuklarının dünyaya açılan penceresi olurken, gelecekte daha eşit ve güçlü bir toplum için atılan adımların da en güzel örneklerinden biri oldu.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 12:30
Operanın yıldızları ‘Türkiye’nin Mühendis Kızları’ için sahneye çıkıyor
Limak Vakfı bünyesinde kurulan ve bu yıl 8’inci yılını kutlayan Limak Filarmoni Orkestrası, kasım ayında iki büyük konserle sanatseverlerle buluşacak. Operanın dünyaca ünlü isimlerini aynı sahnede buluşturacak konserler; 4 Kasım’da Ankara’da, 6 Kasım’da ise İstanbul’da gerçekleşecek. İtalyan şef Pietro Mazzetti’nin yönetiminde gerçekleşecek konserlerde, dünyaca ünlü tenor Murat Karahan’a, İtalyan soprano Alessandra Di Giorgio ile Karadağlı soprano Tamara Radjenovic aynı sahneyi paylaşacak. Limak Vakfı tarafından, çok sesli müziği geniş kitlelere yaymak amacıyla 2017 yılında kurulan Limak Filarmoni Orkestrası, dünyaca ünlü opera yıldızlarını Türkiye’deki sanatseverlerle buluşturmaya devam ediyor. Türkiye’nin kültürel mirasını müziğin evrensel diliyle birleştiren orkestra, 4 Kasım’da Ankara ATO Congresium’da, 6 Kasım’da ise İstanbul Volkswagen Arena’da sahne alacak. ‘Operanın Yıldızlarıyla Buluşma’ isimli konserlerde, seçkin eserlerden oluşan özel bir repertuvar sanatseverlerin beğenisine sunulacak. Dünya sahnelerinin yıldızları Türkiye’de buluşuyor Orkestranın kasım ayı konserlerinde; dünya çapında birçok büyük operada başrol seslendiren ve Berlin Staatsoper, Berlin Deutscheoper, Münih Bayerische Staatsoper, Wiener Staatsoper, Arena di Verona, Napoli Teatro di San Carlo, Bolshoi Theatre, Wiener Staatsoper gibi prestijli sahnelerde adından söz ettiren ünlü tenor Murat Karahan, dramatik soprano rolleriyle Avrupa’nın önde gelen sahnelerinde yer alan İtalyan soprano Alessandra Di Giorgio ile Forbes’un ‘Avrupa’da 30 Yaş Altı 30 Sanatçı’ listesine seçilen genç yetenek, Karadağlı soprano Tamara Radjenovic sahne alacak. Konser geliri, mühendis kızların eğitimine aktarılacak ‘Operanın Yıldızlarıyla Buluşma’ konserlerinin orkestra şefliğini, genç yaşına rağmen uluslararası kariyeriyle dikkat çeken İtalyan şef Pietro Mazzetti üstlenirken; konserlerin geliri ise Limak Vakfı’nın Türkiye’nin Mühendis Kızları programı aracılığıyla kadın mühendislik öğrencilerinin eğitimine aktarılacak.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 12:29
Kepez Kent Tiyatrosu’ndan kahkaha dolu bir oyun: "Kaç Baba Kaç"
Kepez Kent Tiyatrosu, tiyatroseverleri unutulmaz bir komediyle buluşturuyor. Bol kahkahalı ve sürprizlerle dolu "Kaç Baba Kaç", 17 Ekim Cuma akşamı saat 20.00’de Erdem Bayazıt Kültür Merkezi’nde sahnelenecek. Dünya çapında büyük ilgi gören İngiliz yazar Ray Cooney tarafından kaleme alınan "Kaç Baba Kaç" isimli tiyatro oyunu, usta tiyatrocu Haldun Dormen’in çevirisi ve Gökhan Avkıran’ın yönetmenliğinde Erdem Bayazıt Kültür Merkezi sahnesine taşınıyor. Kepez Kent Tiyatrosu’nun deneyimli kadrosunun sahneleyeceği oyun, hızlı temposu ve enerjik performanslarıyla tiyatroseverlere eğlence dolu anlar yaşatacak. 2 saatlik komedi, 17 Ekim Cuma akşamı saat 20.00’de seyirciyle buluşacak. Bir hastanenin doktorlar odasında geçen ve temposu bir an bile düşmeyen "Kaç Baba Kaç" herkesi soluksuz bir komedi serüvenine davet ediyor. Oyunun kadrosunda Alptekin Bağlamaç, Bedirhan Çapaklı, Fatma Çisem Alemdar, Ezgi Sönmez, İlke Deniz Ercan, Atakan Bahçeci, Ayşe Yılmaz, Damla Mazlumlar, Beyza Nur Özen, Mehmet Kaan Kurt, Doğa Nebioğlu ve Pelin Aydoğdu yer alıyor. Sahne arkasında ise deneyimli bir ekip var. Kostüm tasarımı Ayça Yücebıyık’a, dekor tasarımı Esin Özgün’e, ışık tasarımı İhsan Erkan Emre’ye, sahne düzeni ise Şilan Sevil’e ait. Oyunun merkezinde kariyerinin en önemli gününe hazırlanan Dr. David Morgan yer alıyor. Rektörlüğe giden yolda yapacağı konuşma meslek hayatının dönüm noktası olacak Dr. David Morgan’ın hastanenin doktorlar odasında konuşma provasına başladığı anda kariyerinin en parlak günü bir anda hayatının en karmaşık ve en komik gününe dönüşür. Yıllar önce küçük bir gönül ilişkisi yaşadığı eski hemşire Tate, yıllar sonra yanında ’Senden çocuğum var’ dediği kızı Leslie ile birlikte David’in karşısına çıkar. Bu beklenmedik ziyaretle ortalık karışır. David, bir yandan yeni tanıştığı kızıyla ilgilenmeye çalışırken, diğer yandan Tate’in ani gelişiyle sarsılır. Ancak olaylar bununla da bitmez. Hastaneye gelen rektör yapılacak konferans için David’i ararken, polis komiseri ortalıkta dönen garip olayların peşine düşer. Üstüne bir de David’in karısı hastaneye çıkagelince işler tamamen içinden çıkılmaz bir hal alır. Tüm bu kargaşanın arasında yaşlı bunak bir hasta, rektör, hemşireler, doktorlar ve sinirli bir genç çocuk da bu komedi çemberine dahil olur. Yanlış anlamalar, kimlik karışıklıkları, birbirine bağlanan tesadüfler ve hız kesmeyen tempoyla Dr. David Morgan için tek bir hedef kalır; bu kargaşadan hem kariyerini hem evliliğini hem de akıl sağlığını kurtararak çıkmak.
15 Ekim 2025 Çarşamba - 11:56
Belediyeden camilere örnek hizmet
Erzurum’un Olur ilçesi merkezi ve mahalle camilerinin halıları, Olur Belediyesi tarafından yıkatılıyor. Belediye Başkanı Vedat Ergün’ün talimatıyla başlatılan temizlik çalışması, vatandaşlar tarafından memnuniyetle karşılandı. Olur Belediye Başkanı Vedat Ergün yaptığı açıklamada, camilerin temizliğine büyük önem verdiklerini belirterek şunları söyledi: "Müslüman coğrafyada manevi duyguları güçlendiren, kalplere huzur veren ve birlik beraberliği vurgulayan camilerimizin temiz olması için ilçe merkezindeki ve mahallelerimizdeki camilerimizin halı temizliğini yaptırıyoruz. Camilerde yük ve dertler dua ile hafifler, kalpler huşu ile dirilir. Bu yüzden camilerimizin temizliğini önemsiyoruz." Camilerin halılarını yıkayan işletmeci Yıldırım Çalışkan da, Başkan Ergün’e teşekkür ederek, "Olur Belediye Başkanı Vedat Ergün’ün talimatıyla camilerimizin halılarını yıkıyoruz. Kendisine bu güzel hizmetinden dolayı teşekkür ederiz" dedi. Yapılan temizlik çalışmalarından son derece memnun kalan vatandaşlar da Başkan Vedat Ergün’e teşekkür ederek, bu tür manevi değerleri gözeten hizmetlerin devam etmesini istediklerini ifade ettiler.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder