KÜLTÜR SANAT
Engelsiz yazar okuyucularıyla bir araya geldi 30 Aralık 2025 Salı - 09:35:11 Denizli’nin Kale ilçesinde doğuştan yürüme engelli olan ve "Engelsiz Yazar" kimliğiyle tanınan Gökhan Sağıt, büyük beğeni toplayan dört şiir kitabını okuyucuları için imzaladı. Denizli’nin Kale ilçesinde yaşayan 35 yaşındaki Gökhan Sağit’in engelli olduğu, yaklaşık 2 yaşına kadar fark edilemedi. Hayatının erken dönemlerinden itibaren zorluklarla karşılaşmasına rağmen, hiçbir zaman engeline takılmayan Sağit, yazma tutkusu ve hayalleriyle şiir kitapları yazmaya devam ediyor. Edebiyat dünyasında "Engelsiz Yazar" olarak tanınan Sağit, bugüne kadar yayımladığı dört şiir kitabıyla dikkatleri üzerine çekti. "Mucize Dizeler", "Bir Engellinin Yüreğinden Şiirler" "Bir Engellinin Yüreğinden Şiirler2" ve son olarak "Sonsuz Düşlerim" adlı kitaplarıyla hem duygularını hem de yaşam mücadelesini şiirle anlatan Sağit, Denizli Kitap Fuarında okuyucularıyla bir araya geldi. Sağit, okurlarıyla birebir buluşmanın mutluluğunu yaşadı. Son şiir kitabı Sonsuz Düşlerim’i 7 ayda yazdığını belirten Sağit, "Hayatım boyunca birçok zorlukla karşılaştım ama hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Çünkü biliyordum ki; düşü olan insanın yolculuğu da olur. Ben de hayallerime tutundum, kelimelere sarıldım, engelleri değil, umutları yazdım. Ben engelime takılmadım, canım yandığında susmadım ve yolum zorlaştığında dönmedim. Kelimelerle yürüdüm, umutla direndim ve 4 kitap bıraktım bu hayata. Okuyan herkes bilsin; inanan bir yürek için hiçbir engel aşılmaz değildir. Yazmaya ve umudu paylaşmaya devam edeceğim" dedi.
30 Aralık 2025 Salı - 09:22 Altındağ Belediyesi Sarıkamış’ı unutmadı Altındağ Belediyesi tarafından gerçekleştirilen Sarıkamış Harekatı tiyatro gösterisi, izleyenlere duygusal anlar yaşattı. Altındağlı gençler, sergiledikleri tiyatro gösterisiyle büyük beğeni topladı. Altındağ Belediyesi Gençlik Merkezi üyeleri, yıl boyunca aldıkları eğitimleri gözler önüne serdi. Sarıkamış Harekatı’nı konu alan tiyatro gösterisi, izleyenlere duygusal anlar yaşattı. Gençlerin heyecanına öğretmenleri ve ailelerinin yanı sıra, Altındağ Belediyesi Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup da ortak oldu. "Sarıkamış şehitlerimizin ruhları şad olsun" Altındağlı gençlerin başarıları ile gurur duyduklarını vurgulayan Altındağ Belediyesi Başkan Yardımcısı Ahu Özyakup "Gençlerimiz bir tiyatro gösterisinde daha adeta profesyonel oyunculara taş çıkardı. Tarih bilincine sahip bir gençlik yetiştirmekten ötürü büyük mutluluk duyuyoruz. Altındağ’da tarihine, geçmişine sahip çıkan, bilinçli nesiller yetiştirmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Belediye olarak, çocuklarımızın geleceğe en iyi şekilde hazırlanmaları için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Tiyatro gösterisinde emeği geçen herkesi, gençlerimizi ve onların yetişmesinde büyük emek sarf eden öğretmenlerimizi tebrik ediyorum. Sarıkamış’ta hayatını kaybeden aziz şehitlerimize bir kez daha Allah’tan rahmet diliyorum. Ruhları şad olsun" ifadelerini kullandı.
Roma döneminden esinlenildi: Diyarbakır Müzesinde ’Sütunlu Yol’ dönemi başlıyor
07 Ekim 2025 Salı - 09:41 Roma döneminden esinlenildi: Diyarbakır Müzesinde ’Sütunlu Yol’ dönemi başlıyor Türkiye’nin en köklü müzelerinden biri olan Diyarbakır Müzesi, köklü geçmişine yakışır yeni bir çalışmaya imza atıyor. Açık hava müzesi görünümündeki bahçede yapılacak düzenleme kapsamında, ’Sütunlu Yol’ Projesinin çalışmaları başladı. 1934 yılından bu yana 50’nin üzerinde kazı çalışması yürüten müze, 36 bin 352 envanterli eseriyle bölgenin kültürel hafızasında önemli bir yer tutuyor. Müze yönetimi, fiziki şartlar sebebiyle uzun süredir depolarda korunan taş eserlerin bir kısmını müze bahçesinde sergilemek üzere çalışma başlattı. Açık hava müzesi görünümündeki bahçede yapılacak düzenleme kapsamında, ’Sütunlu Yol’ Projesinin çalışmaları bugün itibariyle başladı. Proje Roma döneminden esinlenerek yapıldı Diyarbakır Müze Müdür Vekili Müjdat Gizligöl, projenin Roma döneminden esinlendiğini söyledi. Gizligöl, "Diyarbakır Müzesi, Türkiye’nin en köklü ve en eski müzelerinden biri, haliyle koleksiyonunda çok sayıda kültür varlığı bulunuyor. 1934 yılından bu yana elliden fazla kazı çalışması yürütmüş bir müzeden bahsediyoruz. Şu anda 36 bin 352 envanterlik eserimiz var. Ancak bu eserlerin büyük bir kısmı, fiziki şartlar sebebiyle depolarda muhafaza ediliyor. Bizler ise özellikle Diyarbakır Müzesinin bahçesi açık hava müzesi görünümünde olduğu için bu taş eserlerin bir kısmını bahçemizde sergilemeyi planlıyoruz. Bu doğrultuda bir hazırlık sürecine girmiştik ve artık bu hazırlığın son aşamasına geldik. Bugün itibarıyla müze bahçemizde ’Sütunlu Yol’ adını verdiğimiz bir proje başlattık. ’Sütunlu Yol’ dediğimiz şey şudur, Roma döneminde Diyarbakır’da iki büyük cadde bulunmaktaydı. Bugünkü Gazi Caddesi ve Melik Ahmet Caddesi olarak bildiğimiz bu caddeler Roma döneminde de mevcuttu. Bu caddelerin sağında ve solunda sütunlar, ortasında ise heykeller yer alıyordu. Diyarbakır aynı zamanda bir Roma kenti olduğu için, biz de Roma döneminde kullanılan bu sütunları ve envanterimizde yer alan Roma dönemine ait bazı heykelleri müzemizin bahçesinde sergilemeyi amaçlıyoruz. Böylece vatandaşlarımız bu eserleri yakından görme fırsatı bulacak’’ dedi. "Sütunlu Yol" Projesinin tamamlandığında, Roma döneminden kalan 22 sütun, sütun altlıkları ve sütun başları ile farklı dönemlere ait heykellerin bahçede sergileneceğini ifade eden Gizligöl, şöyle devam etti: "Bu sayede Diyarbakır Müzesine gelen ziyaretçiler, sadece bina içerisindeki eserleri değil, bahçedeki taş eserleri de görebilecekler. Bu proje, hem ilimizin tanıtımı açısından hem de müzemizi ziyaret eden vatandaşlarımızı daha fazla memnun etmek açısından bizim için çok önemli. Böylelikle hem ziyaretçi sayımız artacak hem de müzemizin ve Diyarbakır’ın prestiji yükselmiş olacak. "Sütunlu Yol" sergilemesi kalıcı olacak ve çalışmamızı yaklaşık 4 hafta içinde tamamlamayı planlıyoruz."
Latmos’un izleri için Amerika çöllerinde iz sürecek
07 Ekim 2025 Salı - 09:14 Latmos’un izleri için Amerika çöllerinde iz sürecek Aydın’ın Kuşadası ilçesindeki 8 bin yıllık Latmos kaya resimleriyle Amerika’nın çöl taşlarına kazınan semboller arasındaki bağı araştıran Türk yönetmen Yavuz Pullukcu, iki kıtanın kadim sanatını buluşturacak belgesel için Amerika çöllerinde iz sürecek. Türkiye’nin batısında yer alan Latmos (Beşparmak) Dağları ile Amerika Birleşik Devletleri’nin Nevada eyaletinde bulunan Valley of Fire State Park, aralarında binlerce kilometre olsa da insanlığın ortak sembol dilini taşıyan kaya resimleriyle dikkat çekiyor. Latmos’taki Neolitik Çağ’a uzanan resimler ve Valley of Fire’daki Moapa Paiute Kabilesi’nin petroglifleri, insanın doğayla kurduğu ilişkiyi benzer sembollerle anlatıyor. Bu benzerlik, iki kıta arasındaki kadim kültürel bağları görünür kılarken, Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) üyesi ve uluslararası ödüllü yönetmen Yavuz Pullukcu, benzerliği araştırmak ve belgeselleştirmek için Amerika çöllerinde iz sürecek. "Aynı hikaye farklı taşlara yazılmış" Alman Arkeolog Dr. Anneliese Peschlow tarafından 1994 yılında keşfedilen ve Batı Anadolu’da bilinen ilk tarih öncesi kaya resimleri olma özelliği taşıyan Karadere kaya resimleri 8 bin yıllık tarihi ile koruma altına alınacağı günü beklerken, yönetmen Pullukcu, Latmos bölgesindeki kaya resimleriyle Valley of Fire’daki petroglifler arasındaki sanatsal ve kültürel bağları inceleyerek, insanlığın ortak sembol diline ışık tutmayı hedefliyor. Aynı hikayenin farklı taşlara yazıldığını ifade eden Yönetmen Yavuz Pullukçu; "Valley of Fire, sadece jeolojik güzelliğiyle değil, Amerika’nın yerli halklarından Moapa Paiute Kabilesi’nin kültürel mirasıyla da çok değerli bir bölge. Kaya resimleri, atalarından kalan mesajları ve ruhani sembolleri bugüne taşıyor. Aynı şekilde Latmos’ta da insanın doğayla kurduğu o bağın izleri var. Bu iki alan, aslında aynı hikayeyi farklı taşlara yazmış" dedi. "Geçmiş uygarlıkların ortak anlatılarına odaklanılacak" Bugüne kadar bulunan yeni resimlerle birlikte sayıları 200’e ulaşan, konu ve üslup açısından benzersiz özelliklere sahip Latmos kaya resimleri için hazırlanan koruma projelerinin bir an önce hayata geçirilmesini umduklarını ifade eden EKODOSD Başkanı Bahattin Sürücü, belgesel ile ilgili yaptığı açıklamada "The Grand Canyon Rock Art (Büyük Kanyon Kaya Sanatı) belgeseli, iki kıtanın kadim kaya sanatı mirasını buluşturacak. EKODOSD üyesi uluslararası ödüllü yönetmen Yavuz Pullukcu, daha önce ziyarette bulunduğu Amerika Birleşik Devletleri’nin Nevada eyaletinde yer alan Valley of Fire State Park’ta yaptığı araştırmalar sonucunda, yeni belgesel projesi için tekrar Amerika Nevada’ya gidiyor. Yönetmen Pullukcu, 2025 yılı başında ABD’ye giderek Death Valley ve Valley of Fire bölgelerinde kapsamlı saha araştırmaları yürüttü. Şimdi ise aynı yılın Ekim ayı içinde çekimlerine başlayacağı yeni belgeseli için hazırlıklarını sürdürüyor. Pullukcu, bölgedeki kaya sanatı üzerine detaylı saha incelemeleri ve görsel belgeleme çalışmaları yapacak. Belgeselde, iki farklı kıtada yer alan bu kaya resimlerinin sanatsal, kültürel ve tarihi bağları ele alınarak, geçmiş uygarlıkların ortak anlatılarına odaklanılacak. Pullukcu, Valley of Fire’daki koruma önlemlerinin örnek teşkil ettiğini belirterek, ‘Amerika’da petrogliflere çıplak elle dokunmak bile yasak. Oysa Latmos’ta aynı ölçüde değerli bir miras, kontrolsüz doğa tahribatı ve insan etkisiyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya’ diyor. Yönetmen, bu belgeselin Latmos’un korunması için farkındalık oluşturacağını ve uluslararası ölçekte kültürel miras bilincini artıracağını ifade ediyor. Bu resimler, özellikle aile ve doğa temalarını merkezine alarak insanoğlunun dünyasına dair eşsiz bir anlatı sunuyor. Belgeselin 2026 yılında uluslararası film festivallerinde gösterime girmesi planlanıyor" dedi.
Pala bıyıklar yarıştı
06 Ekim 2025 Pazartesi - 20:11 Pala bıyıklar yarıştı Antalya’nın Kaş ilçesine bağlı Kınık Mahallesi’nde bu yıl ikinci kez düzenlenen Yörük Şenliği’nde renkli görüntüler oluştu. Bu yılki şenliğin en dikkat çeken bölümlerinden biri ise ilk kez düzenlenen "En Gösterişli Pala Bıyık Yarışması" oldu. Kınık Mahallesi meydanında gerçekleştirilen şenlikte sabahın erken saatlerinde başlayan hazırlıklar gün boyu sürdü. Halk oyunları gösterileri, yöresel müzikler, el sanatları stantları ve geleneksel lezzetlerin sunulduğu şenlik büyük ilgi gördü. Katılımcılar hem eğlenip hem de Yörük kültürünün köklü mirasını yakından tanıma fırsatı buldu. Bu yılki şenliğin en dikkat çeken bölümlerinden biri ise ilk kez düzenlenen "En Gösterişli Pala Bıyık Yarışması" oldu. Yedi yarışmacının katıldığı yarışmada jüri, bıyıkların şekline, gürlüğüne ve geleneksel tarzına göre değerlendirme yaptı. Yarışmanın sonunda birinciliği Bahri Kebapçı kazandı. Sahneye alkışlar eşliğinde çıkan Kebapçı, yıllardır özenle baktığı bıyıklarıyla izleyenlerden tam not aldı. Bahri Kebapçı, "Ben bu bıyıklara 20 senedir bakıyorum. Bıyıklarıma son model gibi bakarım. Kendimden çok onlara bakıyor ve koruyorum. Kesmemeye dikkat ederim. Beni götürebilseler müzeye koyacaklar" dedi. Şenliğin bir diğer renkli etkinliği ise "Domates Yeme Yarışması" oldu. Katılımcılar, dereceye girebilmek için tabaklara koyulan domatesi en hızlı şekilde yemeye çalıştı. İzleyicilerin tezahüratları arasında geçen eğlenceli yarışma, hem seyirciler hem de yarışmacılar için keyifli anlara sahne oldu.
Amasra’ya "ören yeri" müjdesi
06 Ekim 2025 Pazartesi - 17:59 Amasra’ya "ören yeri" müjdesi Muhteşem doğası ve denizi ile yerli ve yabancı turistlerin gözde rotaları arasında bulunan Bartın’ın Amasra ilçesine yürütülen kazı çalışmaları ile ören yeri statüsü kazandırılması hedefleniyor. Amasra Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Melih Saylam ve derneğin yönetim kurulu üyeleri, Amasra Antik Kent Kazı Platosu’nu gezdi. Kazı Başkanı Prof. Dr. Fatma Bağdatlı Çam’ın karşıladığı dernek üyelerine yürütülen çalışmalar hakkında detaylı bilgi verildi. Prof. Dr. Çam, kazı çalışmalarının temel amacının Amasra’nın turizm potansiyelini artıracak adımlar atmak olduğunu belirterek, en önemli hedefin kentin "ören yeri" statüsünü kazanarak turizm anlamında kritik öneme sahip "kahverengi tabelayı" alabilmesi olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Çam, geçen sene üç sütunun ayağa kaldırıldığını belirterek, bu yılki çalışmaların sponsorluk desteğiyle hız kazandığını söyledi. Çalışmalar tamamlandığında alanda toplam yedi sütunun ayakta görülebileceğini ifade eden Çam, "Bu alandaki çalışmalarımızda üst tavanımızın büyük kısmını ortaya çıkarttık. Geçen sene 2024 yılında üç tane sütunumuzu ayağa kaldırdık. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı şirketinin destekleriyle çalışmalarımıza tekrar başladık. Çalışmalarımızı bitirdiğimizde toplam yedi tane sütunu ayakta görebileceğiz" dedi. "Kamulaştırma çalışmaları bittikten sonra o bölgeyi açacağız" Buranın ören yeri olabilmesi için öncelikle ziyarete açılması gerektiğini söyleyen Kazı Başkanı Çam, "Ziyaretçilerimizin burayı ziyaret edebilmesi için çevre düzenlemesi projesi yapmamız gerekiyor. Biz de o anlamda çalışmayı tamamladığımızda gelecek sene o bölgeyi kısmi ziyarete açmayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu. Bu kapsamda bir karşılama ünitesi, yürüyüş noktaları ve parkurların oluşturulacağı, gerekli bilgilendirme tabelalarının da yerleştirilmesinin ardından antik kentin yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılacağı belirtildi. Dernek Başkanı Saylam’dan teşekkür Bilgilendirmenin ve istişarelerin ardından Dernek Başkanı Melih Saylam, Kazı Başkanı Çam’a teşekkür ederek, "10 gün önce olağanüstü genel kurulumuzu gerçekleştirdik, geçici yönetim kurulumuzu oluşturduk. Kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar dahilinde çalışmalarımıza başladık ve bu kapsamda ziyaretlerimize başladık. Bizi kabul ederek yürütülen çalışmalar hakkında bilgi vermeyi kabul ettiğiniz için şahsım, yönetim kurulumuz ve Amasra halkı adına teşekkür ederim" dedi.
Amasra’ya "Ören Yeri" müjdesi
06 Ekim 2025 Pazartesi - 17:30 Amasra’ya "Ören Yeri" müjdesi Muhteşem doğası ve denizi ile yerli yabancıların gözde rotaları arasında bulunan Bartın’ın Amasra ilçesi yürütülen kazı çalışmaları ile ilçeye ören yeri statüsü kazandırılması hedefleniyor. Amasra Kültür ve Turizm Derneği Başkanı Melih Saylam ve derneğin yönetim kurulu üyeleri Amasra Antik Kent Kazı Platosu’nu gezdi. Kazı Başkanı Prof. Dr. Fatma Bağdatlı Çam’ın karşıladığı dernek üyelerine yürütülen çalışmalar hakkında detaylı bilgi verildi. Kazı Başkanı Çam, kazı çalışmalarının temel amacının, Amasra’nın turizm potansiyelini artıracak adımlar atmak olduğunu belirterek, en önemli hedefin kentin "Ören Yeri" statüsünü kazanarak turizm anlamında kritik öneme sahip "kahverengi tabelayı" alabilmesi olduğunu ifade etti. Kazı alanındaki somut ilerlemeler hakkında detaylı bilgi veren Prof. Dr. Çam, özellikle anıtsal yapıların restorasyon ve konservasyon çalışmalarında kaydedilen gelişmeleri aktardı. Prof. Dr. Çam, geçen sene üç sütunun ayağa kaldırıldığını belirterek, bu yılki çalışmaların sponsorluk desteğiyle hız kazandığını duyurdu. Çalışmalar tamamlandığında, alanda toplam yedi sütunun ayakta görülebileceğini ifade ederek, "Bu alandaki çalışmalarımızda üst tavanımızın büyük kısmını ortaya çıkarttık. Geçen sene 2024 yılında üç tane sütunumuzu ayağa kaldırdık. Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı şirketinin destekleriyle çalışmalarımıza tekrar başladık. Çalışmalarımızı bitirdiğimizde toplam yedi tane sütunu ayakta görebileceğiz" dedi. "Kamulaştırma çalışmaları bittikten sonra o bölgeyi açacağız" Buranın Ören yeri olabilmesi için öncelikle ziyarete açılması gerektiğini söyleyen Kazı Başkanı Çam, "Ziyaretçilerimizin burayı ziyaret edebilmesi için çevre düzenlemesi projesi yapmamız gerekiyor. Biz de o anlamda çalışmayı tamamladığımızda gelecek sene o bölgeyi kısmi ziyarete açmayı düşünüyoruz" şeklinde konuştu. Bu kapsamda, bir karşılama ünitesi, yürüyüş noktaları ve parkurların oluşturulacağını, gerekli bilgilendirme tabelalarının da yerleştirilmesinin ardından antik kentin yerli ve yabancı turistlerin ziyaretine açılacağı belirtildi. Dernek Başkanı Saylam’dan teşekkür Bilgilendirmenin ve istişarelerin ardından Dernek Başkanı Melih Saylam, Kazı Başkanı Çam’a teşekkür ederek, "10 gün önce olağanüstü genel kurulumuzu gerçekleştirdik, geçici yönetim kurulumuzu oluşturduk. Kısa, orta ve uzun vadeli planlamalar dahilinde çalışmalarımıza başladık ve bu kapsamda ziyaretlerimize başladık. Bizi kabul ederek yürütülen çalışmalar hakkında bilgi vermeyi kabul ettiğiniz için şahsım, yönetim kurulumuz ve Amasra Halkı adına teşekkür ederim" dedi.
Haluk Akakçe Atelier, SM Sanat desteğiyle sanatseverlere kapılarını açıyor
06 Ekim 2025 Pazartesi - 16:32 Haluk Akakçe Atelier, SM Sanat desteğiyle sanatseverlere kapılarını açıyor Haluk Akakçe’nin atölyesi, vefatının ikinci yıldönümünde yeniden sanatseverlerle buluşuyor. SM Sanat’ın katkılarıyla düzenlenen bu özel alan, yalnızca bir sanatçının çalışma mekânı değil; onun hayal gücüne, üretim enerjisine ve dünyaya bakışına açılan bir kapı. Türk çağdaş sanatının öncü ve vizyoner isimlerinden Haluk Akakçe’nin Akaretler Sıraevler 33 numaradaki atölyesi, 13 Ekim’de vefatının ikinci yıldönümünde yeniden sanatseverlerle buluşuyor. SM Sanat’ın katkılarıyla düzenlenen bu özel alan, yalnızca bir sanatçının çalışma mekânı değil; onun hayal gücüne, üretim enerjisine ve dünyaya bakışına açılan bir kapı. Burada görülen her eşya, her renk, her fırça darbesi Haluk’un yaşamla kurduğu şiirsel ilişkinin izlerini taşıyor. Sanatçının 2019-2023 yılları arasında özenle tasarladığı bu mekân, eserleri, kişisel eşyaları, kostümleri, eskizleri ve tablolarıyla Akakçe’nin dünyasına farklı bir tanıklık sunuyor. Atölyenin bir başka özelliği ise yalnızca içindeki eserlerle değil, kendisiyle de bir sanat yapıtı olması. Haluk Akakçe, merdivenlerden kapılara, zeminden duvarlara kadar atölyenin tüm yüzeylerini yeniden boyayarak burayı yaşayan bir enstalasyona dönüştürdü. Ziyaretçiler, bu nedenle yalnızca sanatçının işlerini görmekle kalmıyor; aynı zamanda onun tasarladığı bir sanat eserinin içinde dolaşıyor. Bir atölyeden fazlası: Hayallerin ve hatıraların mekânı Haluk Akakçe Atelier, SM Sanat’ın desteğiyle sadece geçmişi korumakla kalmıyor, geleceğe de sesleniyor. Bu mekân, sanatçının eserleriyle birlikte hayallerini de canlı tutan bir alan olarak konumlanıyor. SM Sanat Yönetim Kurulu Başkanı Şengül Oğuz, proje hakkında şunları söyledi: "Haluk, çağdaş sanatın dünyada tanınan en önemli isimlerinden biriydi. Onun yaşamına ve üretim sürecine tanıklık eden bu mekânı sanatseverlerle yeniden buluşturmak bizim için çok kıymetli. Biz de, onun sanat mirasının geleceğe taşınmasına katkı sunmaktan gurur duyuyoruz."
Osmancık karası üzümü tescillendi
06 Ekim 2025 Pazartesi - 16:21 Osmancık karası üzümü tescillendi Çorum’un Osmancık ilçesinde yüzyıllardır yetiştirilen ve Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde de övgüyle bahsedilen ’Osmancık karası üzümü’, yeni bir çeşit olarak tescillenerek Türkiye Gen Bankası kayıtlarına girdi. Çorum’un Osmancık ilçesinde yüzyıllardır yetiştirilen ve "Osmancık karası", "Kargı karası", "İnal karası", "Başpınar karası" ve İncesu karası "gibi isimlerle bilinen üzüm çeşidi, Türkiye Gen Bankası kayıtlarına yeni bir üzüm çeşidi olarak işlendi. Bu önemli gelişme, Osmancık Kaymakamlığı ile Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsü Profesör Doktor Ali Ergül, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Müdürü Mehmet Ali Kiracı, Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü Gen Bankası Sorumluları Yüksek Mühendis Tamer Uysal ve Dr. Onur Ergönül ile yapılan çalışmalar neticesinde Osmancık karası üzümünün yeni bir üzüm çeşidi olduğu ortaya çıktı. "Osmancık karası üzümü, ilçenin korunması gereken önemli tarımsal değerlerinden biridir" Osmancık karası üzümünün milli koleksiyon bağına dahil edildiğini belirten Osmancık Kaymakamı Furkan Duman, "Osmancık karası üzümünden, geleneksel ‘Kelik’ adı verilen toprak evlerde üzüm pekmezi yapılmaktadır. Bu üzüm, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesinde de ‘Havası sıcak olduğundan üzümü lezzetli ve sulu olur’. Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü tarafından millî bir çeşit olarak koruma altına alınan Osmancık karası, ince kabuklu, bol sulu ve kendine has aromasıyla dikkat çekmektedir. Yapılan analizler, Osmancık karası üzümünün yüzde 78 oranında şıra içerdiğini ortaya koymuştur. Bu yüksek şıra oranı, üzümü diğerlerinden ayıran önemli bir özelliktir. Ayrıca, üzümün yapraklarının ekşimsi tadı ve aroması nedeniyle gastronomide de özel bir yere sahiptir. Osmancık karası üzümü, ilçenin dört coğrafi işaretli ürünü için ayırt edici bir özellik sağlamaktadır. Osmancık Yaprak İçi Yemeği ve Osmancık Yırtmaç Yemeği, bu üzümden elde edilen asma yaprakları kullanılarak yapılmaktadır. Aynı zamanda Osmancık Malak Tatlısı ve Osmancık Ayvalı Yahnisinin yapımında kullanılan pekmez de Osmancık karası üzümünden elde edilmektedir. Osmancık karası Üzümü, ilçenin korunması gereken önemli tarımsal değerlerinden biridir. Yapılan çalışmalar neticesinde bu üzüm, ülkemizin üzüm gen bankası kayıtlarına dahil edilerek millî koleksiyon bağına dahil edilmiştir. Ayrıca, ilçenin tarımsal çeşitliliğine katkı sağlayacak bu gelişmenin, yerel tarım ve gastronomi kültürünün tanıtımına da katkıda bulunacaktır" dedi.
THY’dan Priene Antik Kenti’ne tanıtım desteği gelecek
06 Ekim 2025 Pazartesi - 15:57 THY’dan Priene Antik Kenti’ne tanıtım desteği gelecek Aydın’ın Söke ilçesinde bulunan Priene Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Kalıcı Miras Listesi yolunda önemli adımlar atılmaya devam ediliyor. Söke Priene Antik Kenti’nin tüm dünyada tanıtımının yapılabilmesi için Türk Hava Yolları Teknik A.Ş. Yönetim Kurulu ve İcra Komitesi Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat’ı ağırladı. Bolat, Türkiye ve Söke’nin tarihi miraslarından biri olan Priene Antik Kenti’ni ziyaret etti. Söke Ticaret Odası ve Söke Belediyesi’nin öncülüğünde gerçekleşen program, bölge turizmini canlandırma ve kültürel miras bilincini artırma hedefi taşıyor. Ziyarette Prof. Dr. Bolat’a; Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan, Söke Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Metin Sakalar ve Meclis Başkanı Veysel Kara ile oda yönetimi, Aydın İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü yetkilileri, Priene Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hakan Mert, Priene Antik Kenti Alan Başkanı Mine Aşçı, İlçe Jandarma Komutanı Üsteğmen Fatih Fuçular eşlik etti. "Priene’yi dünyaya tanıtacağız" Ziyarette konuşan Prof. Dr. Ahmet Bolat, Priene’nin dünya çapında tanıtımı için özel bir çalışma başlatacaklarını belirtti. Bolat açıklamasında, "Priene Antik Kenti UNESCO’nun kalıcı miras listesinde yer almak için bekliyor. Türkiye’de 90 antik ören yerimiz bu listede sırada. Her yıl sadece bir tanesi dahil ediliyor. Biz bu süreci hızlandırmak ve Priene’yi dünyaya daha fazla tanıtmak istiyoruz" dedi. THY olarak Priene’nin tanıtımı için özel bir fon ayıracaklarını vurgulayan Bolat, "Bundan sonra dünyanın dört bir yanından gazetecileri, YouTuber’ları buraya getireceğiz. Deniz, kum, güneş turizmine gelen insanları antik kentlere yönlendirmemiz gerekiyor. Aydın Valimiz Yakup Canbolat ve Aydın Büyükşehir Belediye Başkanımız Özlem Çerçioğlu’na söz verdik; önümüzdeki 5 yıl boyunca bu bölgeye yatırım yapacağız" dedi. Ziyareti sırasında antik kentteki öğrencilerle de karşılaştıklarını dile getiren Bolat, eğitimle kültürel mirasın birleştirilmesi gerektiğini belirtti. Söke Ticaret Odası Başkanı Metin Sakalar, ziyaretin Priene’nin uluslararası tanıtımı ve UNESCO hedefi açısından büyük anlam taşıdığını ifade etti. Sakalar, "Türk Hava Yolları gibi güçlü bir markanın bu sürece destek vermesi, bölge turizmi için büyük bir fırsat" dedi. Priene başta olmak üzere kültürel zenginliklerin toplumun ortak paydası olduğunu belirten Söke Belediye Başkanı Dr. Mustafa İberya Arıkan, "Ören yerlerimiz bacasız fabrikalar. Tüm dinamikleri harekete geçirmek, turizmin canlanması dolayısıyla Güllübahçe, Sökemiz ve Aydın’ımız ile tüm ülkemize katma değer sağlamayı amaçlıyoruz. Bu amaçla çalışmalarımız devam edecek" diye konuştu.