Son Dakika
|
Fenerbahçe sezon sonu seçime gidecek
İstanbul Valiliğinden ‘Kar’ uyarısı!
Bolu Dağı’nda kar yağışı yeniden başladı
İstanbul’da DEAŞ operasyonu: 29 şüpheli yakalandı
Bursa’da köprü altında şüpheli ölüm
DEAŞ operasyonunda şehit olan polis memuru memleketinde toprağa verildi
Aradan 10 yıl geçmesine rağmen kayıp çocuğun izine rastlanılmadı
Kocaeli'de büyük DEAŞ ve El-Kaide operasyonu: 37 gözaltı
Yalova polisi 4 ay önce aynı eve baskın yapmış
Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan hain saldırıya tepki: ''Mücadelemizi devam ettireceğiz"
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Beşiktaş Ortaköy’de son yılların en sakin yılbaşı akşamı yaşanıyor
ABD’li Özel Temsilci Witkoff, Zelenskiy ve Avrupalı yetkililerle görüştü
Bakan Fidan: "Geçtiğimiz yıl Türkiye coğrafyada krizlerin çözüm adresi olarak öne çıktı"
İstanbul Valisi Gül: "Hemşehrilerimizin huzur içinde yeni yıla girmesi için bütün tedbirleri aldık"
Başkentte yılbaşı öncesi geniş çaplı polis denetimi
Tayland yeni yılı havai fişek gösterileriyle karşıladı
Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan MHP Lideri Bahçeli’ye doğum günü ve yeni yıl kutlaması
KÜLTÜR SANAT
Denizli 2026’ya coşkuyla girdi
01 Ocak 2026 Perşembe - 00:31:18
Denizli’de yeni yıl kutlamaları coşkuyla geçti. Kentin her noktasında havai fişekleri patlarken, , Vali Coşkun ise kentte görev başında olan kamu personellerini ziyaret ederek yeni yıllarını kutladı. Denizli 2026’e büyük coşkuyla girdi. Kentin farklı noktalarındaki meydanlarda bir araya gelen onlarca vatandaşlar kutlamalar yaptı. Araç konvoyu yaparak kutlamalara dahil olan vatandaşlar ise dikkatlerden kaçmadı. Denizli Valisi Ömer Faruk Coşkun beraberindeki Denizli Emniyet Müdürü Yavuz Sağdıç ve beraberindeki heyet ile birlikte ziyaretlerde bulundu. Vali Coşkun ve beraberindekiler jandarma ve polis ekiplerini uygulama noktalarında, kamu hastanelerinde görev yapan personelleri ve 112 Acil Çağrı Merkezinde görevli personelin yeni yılını kutladı. Hem jandarma hem de emniyet teşkilatının gecenin huzur ve güven içerisinde geçmesi için gerekli tüm tedbirleri aldığını ifade eden Denizli Valisi Coşkun, "2026 yılının merhaba diyecek olmanın heyecanı ile yılın son gününde esizlerle bir aradayız. 2026 yılının ülkemize hayırlı uğurlu ve bereketli olmasını temenni ediyoruz. Yeni yılda tüm tedbirleri aldık. Bu amaçla ilimizde 26-27 Aralık 2025 tarihlerinde ve sonrasında emniyet ve jandarma birimleri tarafından 250 ekip 900 personel ile Yılbaşı Huzur ve Güven uygulaması gerçekleştirilmiştir. Yılbaşı gecesi ise İl Emniyet Müdürlüğümüz ve İl Jandarma Komutanlığı tarafından denetim ve uygulamaları devam ediyoruz. Bu doğrultuda 31 Aralık gecesi Emniyet Müdürlüğümüz 321 ekip 2 bin 495 personel, İl Jandarma Komutanlığımızda 270 ekip 850 personel ile 24 saat esasına göre görevinin başındadır. Her türlü olumsuzluğa karşı teyakkuz halindeyiz. Vatandaşlarımızın huzurunu bozacak, kamu düzenini tehdit edecek hiç bir duruma müsamaha gösterilmeyecektir. Görev başında olan tüm güvenlik güçlerimize ve kamu personelimize teşekkür ediyorum. Vatandaşlarımızın yeni yılını kutluyorum. Hemşehrilerimizi 2026 yılında sağlık ve huzur diliyorum" dedi.
31 Aralık 2025 Çarşamba - 22:37
Tarihi meydan "beyaz gelinliğini" giydi
Soğuk ve karın en çok yakıştığı şehirlerden Sivas’ta yağan karla birlikte Tarihi Kent Meydanı’nda kartpostallık görüntüler oluştu. Sivas’ta sabah saatlerinden itibaren etkili olan yoğun kar yağışı adeta şehri felç etti. Kapanan yollar nedeniyle Sivas’ın dışarıyla ulaşımı kesildi. Ancak karın güzel yanları da vardı ve bu güzel yanların tadını çıkartanlar da oldu. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet dönemi eserleri bir arada bulunduran Sivas Tarihi Kent Meydanı’nı adeta yağan karla birlikte beyaz gelinliğini giydi. 8 asırdan fazladır tüm heybetleriyle ayakta kalmayı başaran Şifahiye Medresesi, Çifte Minareli Medrese ve Buriciye Medresesi’nde belgesel tadında görüntüler ortaya çıktı. 8 asırlık tarihi yapıların çatılarındaki su arklarında 1 metreyi bulan buz sarkıtları oluştu. Osmanlı dönemi eseri olan Kale Camisi, Kongre Müzesi ve tarihi Sivas Valilik binası da bu görsel şölene katkı sundu. Sivaslılar ve Sivas dışından misafir olarak gelip Sivas’ta bulunanlar, dondurucu soğuğa rağmen kartpostal güzelliğindeki meydanın tadını çıkarttı.
31 Aralık 2025 Çarşamba - 17:03
Aydın Büyükşehir Belediyesi minik öğrencileri tiyatro ile buluşturdu
Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’nun öncülüğünde kültür ve sanat etkinlikleri, kentin dört bir yanında her yaştan Aydınlı ile buluşmayı sürdürüyor. Başkan Çerçioğlu’nun sanata ve çocukların gelişimine verdiği önem doğrultusunda hayata geçirilen çalışmalar, minik izleyicilerden büyük beğeni topluyor. Aydın Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları, çocuklar için perdelerini "Müzisyenler Çetesi" oyunuyla bir kez daha açtı. Usta oyuncular tarafından sahnelenen oyun, Şükran Güngör - Yıldız Kenter Kültür Merkezi ve Tiyatro Salonu’nda yüzlerce öğrenciyi bir araya getirdi. Renkli sahneleri ve eğlenceli anlatımıyla dikkat çeken oyunda çocuklar keyifli anlar yaşadı. Tiyatro gösterimi boyunca kahkahaların eksik olmadığı salonda çocuklar, eğlenerek öğrenmenin mutluluğunu yaşadı. Veliler ise etkinliklerden duydukları memnuniyeti dile getirerek Aydın Büyükşehir Belediye Başkanı Özlem Çerçioğlu’na teşekkür etti.
31 Aralık 2025 Çarşamba - 16:56
Bakan Ersoy’dan somut olmayan kültürel miras vurgusu
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerinde kayıtlı unsur sayısının 32’ye ulaştığını belirterek insan unsurunun somut olmayan kültürel mirasın temel taşı olduğunu dile getirdi. Bakan Mehmet Nuri Ersoy, somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı ebru sanatçısı Duygu Orak’ın sanat merkezini ziyaret etti. Ziyarette, somut olmayan kültürel mirasın korunması, ustalık geleneğinin yaşatılması ve bu mirasın genç kuşaklara aktarılmasına yönelik yürütülen çalışmalar hakkında bilgi alan Bakan Ersoy, Türkiye’nin bu alandaki güçlü konumuna dikkat çekti. Türkiye’nin UNESCO Somut Olmayan Kültürel Miras Listelerinde kayıtlı unsur sayısının 32’ye ulaştığını belirten Ersoy, bu sayıyla Türkiye’nin sözleşmeye taraf ülkeler arasında ikinci sırada yer aldığını ifade etti. Bu başarının, kültürel mirası icra eden ustalar ve sanatçılar sayesinde mümkün olduğunu vurgulayan Ersoy, insan unsurunun somut olmayan kültürel mirasın temel taşı olduğunu dile getirdi. Kültürel miras taşıyıcısı kartıyla 7 bini aşkın sanatçı destekleniyor Somut olmayan kültürel miras taşıyıcısı kartı sistemine ilişkin de bilgi veren Ersoy, bu kapsamda 7 bin 36 sanatçının kültürel miras taşıyıcısı olarak kayıtlı olduğunu ifade etti. Yaşayan insan hazineleri envanterinde 102 miras taşıyıcısı yer alıyor Somut olmayan kültürel mirasın ustalık düzeyinde özel temsilcilerinin yer aldığı Yaşayan İnsan Hazineleri Ulusal Envanterine de değinen Bakan Ersoy, bu envanterde Türkiye genelinde 100 kültürel miras taşıyıcısı ile 2 kurumun yer aldığını söyledi. Ersoy, Yaşayan İnsan Hazineleri sisteminin, kuşaktan kuşağa aktarılan bilgi ve becerilerin korunması açısından büyük önem taşıdığını vurguladı. Yaşayan Miras Okulu Ankara’da açıldı Somut olmayan kültürel mirasın aktarımında eğitimin önemine işaret eden Ersoy, geçtiğimiz günlerde 15 Temmuz Demokrasi Müzesi’nde Yaşayan Miras Okulu’nun açıldığını hatırlattı. Bu okulun, geleneksel sanatlar ve zanaatların deneyimlenerek öğrenilmesini amaçladığını belirten Ersoy, pilot uygulamanın ardından projenin başta etnografya müzeleri olmak üzere Bakanlığa bağlı birçok mekana yayılacağını ifade etti. Özellikle küçük yaşta ilgi duyan çocukların bu sanatlarla erken dönemde tanışmasının önemine dikkat çeken Ersoy, "Bu işler deneyimlemeden anlaşılmıyor. Çok zor zanaatlar ama aynı zamanda insanı ruhen de rahatlatan bir tarafı var" dedi. Ziyaret sırasında ebru sanatı hakkında da bilgi alan Bakan Ersoy, iyi bir zanaatkar olmanın uzun yıllar süren bir emek gerektirdiğini vurgulayarak, özellikle ebru sanatında ustalaşmanın yaklaşık beş yılı bulduğunu ifade etti. Bu sanatların yalnızca üretim değil, aynı zamanda zihinsel ve ruhsal bir sakinlik sağladığını dile getirdi. Bakanlık olarak yaşayan mirasın korunması, görünür kılınması ve gelecek kuşaklara aktarılması için çalışmaların artarak süreceğini belirten Ersoy, kültürel miras taşıyıcılarının bu sürecin temel unsuru olduğunu vurguladı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
15 Mart 2016 Salı- 11:57
Usta çizer Tan Oral, çizgileriyle İKÜSAG’da
2
26 Aralık 2025 Cuma- 15:48
9 dil biliyor, gören şaşırıyor
3
30 Aralık 2025 Salı- 11:59
Arkeologların çamur ve suyun içinde bin 850 yıllık antik havuzu gün yüzüne çıkarma çabası
4
29 Temmuz 2025 Salı- 10:23
Terme’de bin 350 çocuk yaz okullarında hem eğleniyor hem öğreniyor
5
29 Aralık 2025 Pazartesi- 09:19
Fransızların 1922 petrol planı: Erzurum neden ilk hedef?
04 Ekim 2025 Cumartesi - 12:47
Mersin Şehir Tiyatrosu 25. sezonunu ‘Bahar Noktası’yla başlattı
Mersin Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatrosu, 25. sanat sezonunu Shakespeare’in ölümsüz eseri ’Bir Yaz Dönümü Gecesi Rüyası’nın Can Yücel’in Türkçe söylemiyle sahnelenen ‘Bahar Noktası’ adlı uyarlamasıyla açtı. Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleştirilen prömiyerde salon tamamen doldu. Seyirciler, rüya ile gerçeğin birbirine karıştığı büyülü atmosferde unutulmaz bir gece yaşadı. Zehra Alev Tol’un dekor ve kostüm tasarımıyla göz kamaştıran oyunda; ışık tasarımını Şükrü Kırımoğlu, müzik tasarımını Cem Altun, koreografiyi Serbülent Biçer, dramaturjiyi ise Taner Çelik üstlendi. Dev bir kadroyla sahneye taşınan oyun, hem görsel hem duygusal yönüyle tam bir sanat şöleni sundu. Aşkın deliliğini, rüyanın büyüsünü ve doğanın uyanışını anlatan Bahar Noktası, Shakespeare’in klasik metnini Anadolu’nun dokusuyla harmanlıyor. Oyunda, Atina’nın genç aşıkları kadim yasalardan kaçarken kendilerini cinler ve perilerle dolu sihirli bir ormanda buluyor. Gerçekle hayalin, vuslatla ayrılığın iç içe geçtiği bu masalsı yolculuk, Mersin Şehir Tiyatrosu’nun oyuncularıyla yeniden hayat buluyor. Tiyatroseverlerin yoğun ilgi gösterdiği prömiyer sonunda oyuncular dakikalarca ayakta alkışlandı. "Burası bir sanat ocağı" Oyuna, Mersin Büyükşehir Belediye Başkanı Vahap Seçer’i vekaleten katılan Belediye Meclis Üyesi Hamit Mert Avcı, belediyeciliğin sadece en iyi asfaltı dökmek yada en iyi hasta bakımını sağlamakla olmadığını, aynı zamanda insanı merkezine koymayı ve onu anlamaya çalışmayı da barındırdığını söyleyerek, "İnsanı doğru şekilde anlamak için insanı en iyi şekilde anlatmak lazım. Büyükşehir Belediyemizin bu vazifeyi dört dörtlük yapmasına vesile olan, insanı iyi şekilde anlatmamızı sağlayan ve burayı bir sanat ocağına çeviren çok kıymetli çalışma arkadaşlarıma Başkanınız Vahap Seçer adına teşekkür etmek istiyorum. Emekleriniz boşa çıkmamış. Hepinize teşekkür ediyorum. Sezonun ilerleyen oyunlarında, bu oyunun tekrarlarında görüşmek üzere" dedi. "Mersin Büyükşehir Belediyesi bir sanat fabrikasına sahip" Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı Koordinatörü, Opera Sanatçısı Bengi İspir Özdülger, yeni tiyatro dönemine başlamanın kendileri için büyük bir gurur ve mutluluk olduğunu söyledi. Oyuncu kadrosuyla birlikte çok güzel işler yapmaya devam edeceklerini kaydeden Özdülger, "Mersin Büyükşehir Belediyesi bir sanat fabrikasına sahip. Bunun mimarı da Vahap Seçer. Buradan kendisine teşekkürlerimizi sunuyorum. Yolumuz uzun. Bu yolu hep beraber başarıyla ve emin adımlarla yürüyeceğiz. Biz büyük bir aileyiz. Bu güzel gece çok büyük bir performans ve büyük bir emek. Mersin Şehir Tiyatrosu’nun bir ferdi olarak tüm arkadaşlarımı ve rejisörümüz Sayın Hakan Çimenser nezdinde de tüm üretken kadroyu kutluyorum" ifadelerine yer verdi.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 12:35
"Ulusal Kısa Film Yarışması"nda jüri üyeleri açıklandı
Türkiye’nin en köklü film festivali Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamında gerçekleştirilecek Ulusal Kısa Film Yarışması’nda jüri üyeleri açıklandı. Yarışmanı jüri üyeleri; "Ezgi Esma Kürklü Pervaz, İlkay Nişancı ve Vuslat Saraçoğlu"ndan oluşuyor. 24 Ekim - 2 Kasım 2025 tarihleri arasında bu sene 62.’si gerçekleştirilecek Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali kapsamındaki Ulusal Kısa Film Yarışması’nda jüri üyeleri belli oldu. Ön seçici kurulunu Mersin Üniversitesi İletişim Fakültesi Radyo, Sinema ve Televizyon Bölümü’nde öğretim üyesi Prof. Senem Duruel Erkılıç, Sinema yazarı, Digiturk Sinema Kanalları program yöneticisi Okan Arpaç ve Belgeselci, akademisyen Ayşegül Selenga Taşkent’in oluşturduğu Ulusal Kısa Film Yarışması’nda ‘Adako’, ‘Akşam Yemeği’, ‘Bimba’, ‘Defne’, ‘Eudaimonia’, ‘Giderayak’, ‘Kudret’, ‘Ölüm Bizi Ayırana Dek’, ‘Soğuk Beyaz’ ve ‘Verdiğiniz Bilginin Doğruluğu İçin Teşekkür Ederiz’ filmleri yer alıyor. Ulusal Kısa Film Yarışması’nda jüri üyeleri belli oldu Ulusal Kısa Film Yarışması jüri üyesi senarist ve çevirmen Ezgi Esma Kürklü Pervaz, Bilkent Üniversitesi Mütercim-Tercümanlık bölümünden mezun oldu. Tiyatro, sinema ve televizyon projelerinde oyuncu olarak yer alan Pervaz, film, dizi ve televizyon programları için senaryo yazdı ve kitap, tiyatro oyunu ve altyazı çevirileri yaptı. Yaşamını Türkiye ve Almanya arasında sürdüren Pervaz, Onur Tan’ın yönettiği Aman Reis Duymasın filminde Veteriner Gamze karakterini, Hakan Alak’ın yönettiği Hakikat filminde ise Maria karakterini canlandırır. Kısa film çalışmalarında Osman Oğuz Öğün’ün yönettiği Yaşanmaz ve İlker Çatak’ın yönettiği Sadakat filmlerinde rol alır. James Younger’ın belgeseli Science of Bibleda yer alır. Televizyon izleyicisinin karşısına Metin Günay’ın yönettiği Diriliş Ertuğrul dizisiyle çıkar. Ayrıca Alper Özyurtlu’nun yönettiği Heberler ve Gül Oğuz’un yönettiği Sıla dizilerinin senaryolarında imzası bulunur. Ulusal Kısa Film Yarışması jüri üyesi İlkay Nişancı ise İstanbul Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Anabilim Dalı’nda Doç. Dr. olarak akademik hayatını sürdürüyor. Nişancı, akademik çalışmalarının yanı sıra sinema ve televizyon alanında çok sayıda belgesel, kurmaca film, müzik videosu, reklam filmi ve televizyon programında yönetmen ve kurgucu olarak yer aldı. Müzikle de yakın bağlarını sürdüren Nişancı, öğrencilik yıllarından itibaren özellikle belgeseller ve kısa filmler için müzik tasarladı; profesyonel müzik yaşamında ise söz yazarı, besteci ve solo gitarist olarak yer aldığı ELA isimli heavy metal grubuyla iki albüme imza attı. HBO Max’te yayınlanan iki sezon ve 14 bölümden oluşan Eko Eko Eko belgesel serisinin oluşturucusu ve yönetmeni Nişancı, son filmi Zamanın Kıyısında Sınav ile de dikkat çekti. Film, 31. Adana Altın Koza Film Festivali’nde "En İyi Belgesel Film" ödülünü aldı; 44. İstanbul Film Festivali’nde ise "En İyi Belgesel Film", "En İyi Müzik" ve "En İyi Kurgu" ödüllerini kazanarak festivalin en çok ödül alan yapımı oldu. Ulusal Kısa Film Yarışması jüri üyesi Vuslat Saraçoğlu 2010 yılında Sarajevo Talent Campus’e katıldı. Saraçoğlu, Neden Tarkovsky Olamiyorum adlı uzun metraj kurmaca filmde oyuncu ve yapım koordinatörü olarak yer aldı. Borç adlı ilk uzun metraj filmi birçok uluslararası festivalde gösterilip yarışan Saraçoğlu, ulusal alanda ise başta 37. İstanbul Film Festivali’nde ’Altın Lale En İyi Film’ ödülü olmak üzere çeşitli ödüller kazandı. Saraçoğlu’nun İkinci uzun metraj kurmaca filmi Bildiğin Gibi Değil, 43.İstanbul Film Festivali’nde "En İyi Kurgu", "En İyi Senaryo", "Jüri Özel Ödülü" ve "En İyi Erkek Oyuncu" ödüllerinin sahibi oldu. Saraçoğlu’nun Her Şey Geçer isimli ilk öykü kitabı ise 2024 yılında İnkılap Kitabevi çatısı altındaki Sayfa 6 Yayınları tarafından yayınlandı. Vuslat Saraçoğlu yeni projeleri için de çalışmalarına devam ediyor. 62. Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde ödüller 1 Kasım 2025, Cumartesi günü gerçekleştirilecek olan ödül töreninde açıklanacak.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 12:31
Menteşe ve Çadır Lunga arasında iyi niyet mektubu imzalandı
Muğla Büyükşehir Belediyesi ve Menteşe Belediyesi işbirliğinde gerçekleştirilen 32. Muğla Kültür ve Sanat Şenliği kapsamında, Menteşe Belediyesi ile Moldova Cumhuriyeti Çadır-Lunga Belediyesi arasında "İyi Niyet Mektubu" imza töreni gerçekleştirildi. Gazi Mustafa Kemal Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen imza töreninde konuşan Çadır-Lunga Belediye Başkanı Anatoli Topal, "Burada olduğumuz için çok mutluyuz. Bu imza kardeşlik bağımızı daha da güçlendirecek. 8 Kasım’daki festivalimize hepinizi davet ediyorum" dedi. Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras, Çadır-Lunga Belediyesi ile imzalanan iyi niyet mektubunun hem belediyeler hem de halklar arasında kültürel, sosyal, ekonomik ve teknolojik açıdan kalıcı bağlar kuracağını dile getirdi. Başkan Köksal Aras şöyle konuştu: "Bugün, Muğla’nın kalbi Menteşe’mizde, Uluslararası 32. Muğla Kültür ve Sanat Şenliği’mizin önemli bir anına şahitlik ediyoruz. Moldova Cumhuriyeti’nin güzide kenti Çadır-Lunga ile kardeş kent ilişkisi kurulmasına ilişkin iyi niyet mektubunu imzalamak üzere bir aradayız. Uluslararası iş birlikleri ve vizyoner projeler, kentimizin geleceği için büyük önem taşıyor. Geçtiğimiz aylarda Almanya’nın Sindelfingen Belediyesi ile kent diplomasisi alanında önemli bir iş birliği protokolü imzalamıştık. Sindelfingen Belediyesi ile ortak projeler geliştiren ve karşılıklı öğrenmeye açık, çağdaş bir yerel yönetim olarak bağımızı büyütmeye devam ediyoruz. Bu iyi niyet mektubunu; iki halk arasındaki ortak değerleri desteklemek, karşılıklı bağları kuvvetlendirmek; ekonomi, ticaret, kültür, eğitim, turizm, spor ve kentsel gelişim gibi alanlarda bilgi ve deneyim paylaşarak iş birliği yapmak amacıyla imza atıyoruz." Başkan Köksal Aras, "İki kentin tarihi arasında bir dostluk köprüsü kuruyoruz" Çadır-Lunga’nın Menteşe gibi zengin bir kültürel mirasa sahip olduğuna dikkati çeken Başkan Köksal Aras sözlerini şöyle sürdürdü: "Çadır-Lunga, St. Dimitrie Kilisesi, hamamları ve etnografya müzesi ile yaşayan bir tarihe sahip. Tıpkı Menteşe’miz gibi. Menteşe’mizde ise yüzyıllardır ayakta duran Arasta bölgemiz, Karabağlar Yaylamız, Saburhane’miz, geçmişle bugünü buluşturan eşsiz değerlerimiz var. Bugün bu imzayla, iki kentin tarihi arasında bir dostluk köprüsü kuruyoruz. Menteşe ile Çadır-Lunga arasındaki bu yeni kardeşlik, her iki kentin de kültürel ve ekonomik ufkunu genişletecek, geleceğe umutla bakmamızı sağlayacaktır. Bu anlamlı günde bizlerle birlikte olduğunuz için hepinize teşekkür ediyorum. İki şehir arasındaki dostluğun daim olmasını diliyorum." Törende konuşan Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras ise şunları söyledi: "Bugün çok önemli bir birliktelik oluşturuluyor. Bundan sonra daha somut projelerle birlikte iki kentte de kardeşliğin izlerini taşıyacağız. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ben de bu dostluğa gereken desteği her zaman vereceğim" Konuşmaların ardından Muğla Büyükşehir Konservatuvarı Halk Dansları ve Çadır-Lunga Belediyesi Dans Topluluğu ekipleri tarafından dans gösterileri sahnelendi. Gösterilerin ardından Menteşe Belediyesi ve Çadır-Lunga Belediyesi arasındaki "İyi Niyet Mektubu", Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras ve Çadır-Lunga Belediye Başkanı Anatoli Topal tarafından imzalandı. İmza Törenin ardından Menteşe Belediye Başkanı Gonca Köksal Aras, Çadır-Lunga Belediye Başkanı Anatoli Topal’a günün anısına kristal baca ve çiçek takdim etti.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 12:24
Kocaeli Kitap Fuarı’na görkemli açılış
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin bu yıl 15.’sini düzenlediği Kocaeli Kitap Fuarı, "Altaylardan Tuna’ya: Müzik Birleştirir" adlı özel konser ile başladı. Programda konuşan Başkan Büyükakın, Anadolu mayasının bizi biz yapan en önemli unsur olduğunu vurgulayarak, "Mayamızı yeniden karacağız. O mekânlardan biri de Kocaeli Kitap Fuarı’dır" dedi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nce bu yıl 15.’si gerçekleştirilen ve Türkiye’nin en çok ziyaret edilen kitap fuarı olan Kocaeli Kitap Fuarı, özel bir konserle başladı. Kocaeli Kongre Merkezi’ndeki, "Altaylar’dan Tuna’ya: Müzik Birleştirir" temalı açılış programına Kocaeli Valisi İlhami Aktaş, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Doç.Dr. Tahir Büyükakın, Deniz Eğitim ve Öğretim Garnizon Komutanı Tuğamiral Selçuk Akarı, AK Parti Kocaeli Milletvekilleri Prof. Dr. Sadettin Hülagü, Veysel Tipioğlu, Mehmet Akif Yılmaz ve Cemil Yaman, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Cumhurbaşkanlığı Kamu Görevleri Etik Kurul Üyesi İbrahim Karaosmanoğlu, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Dr. Hayri Baraçlı, AK Parti Kocaeli İl Başkanı Dr. Şahin Talus, MHP Kocaeli İl Başkanı Tuncay Batı ve BBP İl Başkanı Metehan Küpçü ile fuarın bu yılki onur konuğu olan Prof. Dr. Kemal Sayar da katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda ilk konuşmayı, onur konuğu Prof. Dr. Kemal Sayar yaptı. Sayar, "Öncelikle bana böyle bir şeref misafirliği payesini verdiği için Kitap Fuarına ve Büyükşehir’e teşekkür ederim" dedi. Prof. Sayar, bu yılki Anadolu Mayası’na değinerek söz konusu temanın son derece heyecan verici olduğunu söyledi. Sayar, "Bizi mayalayan bir medeniyetin mensubuyuz. Hepimizin farkında olmadığı bir bilinçaltında geçmişin bilgeliği ile mayalanmış durumdayız. Ben, Anadolu irfanını anneannemden aldım. Bu irfanı aktaran birileri hep var. Umarım bizler vasıtasıyla yeni nesil bu büyük hazinenin farkında olurlar" şeklinde konuştu. "Bu milletin mayası temizdir" Kemal Sayar konuşmasında, Türk milletinin temiz bir mayaya sahip olduğunun altını çizdi, "Anadolu bilgeleri geçmişi iyilikle mayalamıştır. Bu toplum birçok kedere rağmen hala ayaktadır ve dimdiktir. Yakın zamandaki depremler ve darbe girişimi ile başa çıkarak zorlukların üstesinden gelmiştir. Bizim mayalayan bir şey var. Bizde güzelliğin adaletin, yardım etmenin geçmişten gelen bir bilgeliği var. Bütün badirelere rağmen, bütün hastalıklarımıza rağmen bu topraklarda yüzyıllardır var olmaya ve bir merhamet toplumu olmaya devam ediyoruz. Ben bütün felaket tellalığına rağmen insanımızın iyi olduğunu ve iyi şartlar altında her zaman inşa edici olduğuna her zaman taşı taş üzerine ve çalışkanlığına inanıyorum" dedi. "Bugün çok gururluyuz" Başkan Tahir Büyükakın, onur konuğu Kemal Sayar’a Kocaeli Büyükşehir Belediye Konservatuvarı eğitmenleri tarafından hazırlanan tablodan hediye etti. Ardından da bir konuşma yaptı. Başkan Büyükakın 15 yıldır gururla icra edilen Kocaeli Kitap Fuarı’nın kentin markası olduğunu kaydederek, "Sadece çevre illere değil artık yurt dışına ismini duyuran bir organizasyonumuz var. Bununla gurur duyuyoruz" şeklinde konuştu. Bizi biz yapan anadolu mayasıdır Başkan Büyükakın fuarın bu seneki teması olan ‘Anadolu Mayası’na’ değindi ve şu ifadeleri kullandı: "Anadolu mayası dediğimiz şey bizi biz yapan olgudur. Bizi bir kılan, bizi ilelebet var edecek olan Anadolu mayasıdır. Türkiye yeni bir ufka yol açtı. Tarihi geçmiş için değil gelecek için okuruz. Tarih derseniz ancak bugüne dair bir anlam taşır. Tarihini yazamayanların ne geçmişi ne de geleceği olur. Tarihi yeniden yazmak gerekiyor. Bu da dil birlikteliği ile mümkündür. Sanattan kültüre, mimariden iş yaşamına ne varsa bunların tamamı dile dökülüyor. Diliniz ne ise siz osunuz. Dil soyut vatandır. Dili olmayanın vatanı yoktur. Bir toprak parçası üzerinde yaşarsınız. Dil olunca millet olur ve vatanda birlik olursunuz" dedi. Mayamızı Kocaeli Kitap Fuarı’nda karacağız Türklerin yüzyıllardır hüküm sürdüğü topraklardaki adalete dikkat eden Başkan Büyükakın, "Benim medeniyetim öyle bir medeniyet ki insanlığın en dibe indiği Gazze’deki meseleye nasıl baktığını herkes görüyor. O topraklarda 400 yıldır burnu kanamadan yaşadı. Dilimizden gelen kültür de böyle bir kültür. Biz mayamızı yeniden karacağız. Onların mekanlarında biri de Kocaeli Kitap Fuarı’dır" dedi. Programda selamlama konuşması yapan Milletvekili Prof.Dr. Sadettin Hülagü de; "Bugün; kentimiz için yıllar içerisinde önemli bir değere dönüşen, ender buluşmalarından biri olan 15. Kocaeli Kitap Fuarı’nda çok güzel bir birliktelik oldu. Ruhumuz edebiyata doyacak" dedi. Açılış kurdelesinin kesilmesiyle Uluslararası 15. Kocaeli Kitap Fuarı resmen başlatılmış oldu. Kocaeli Kongre Merkezi’nde onlarca söyleşiye ev sahipliği yapacak Kitap Fuarı, 4-12 Ekim tarihleri arasında açık olacak. Kitap dostları, fuarı 10.30-21.30 saatleri arasında ziyaret edebilecek
04 Ekim 2025 Cumartesi - 11:58
Yozgat’tan çıkarılıyor, kadınların elinde aksesuara dönüşüyor
Yozgat’ın Aydıncık ilçesinde doğada bulunan ametist ve kalsedon taşları, el işçiliğiyle işlenerek takı ve süs eşyasına dönüştürülüyor. Bölge halkı için hem ekonomik hem de kültürel bir değer haline gelen bu doğal taşlar, yerel kalkınmaya ve tanıtıma da katkı sağlıyor. Aydıncık ilçesi, sahip olduğu zengin doğal taş yataklarıyla dikkat çekiyor. Özellikle ametist ve kalsedon taşlarının yoğun olarak bulunduğu bölgede, bu taşlar yerel girişimciler ve zanaatkârlar tarafından doğadan titizlikle çıkarılıyor. Daha sonra çeşitli işlemlerden geçirilerek kolye, yüzük, küpe, bileklik ve dekoratif objelere dönüştürülüyor. El emeğiyle üretilen bu aksesuarlar oldukça talep görüyor. Aynı zamanda çeşitli sergi ve fuarlar vasıtasıyla yurdun dört bir yanında tanıtılıyor. "Yozgat’ın o dönem ilk kadın girişimi kooperatifini kurduk" Kültür ve Turizm Bakanlığı Somut Olmayan Kültürel Miras Değerli Taş Sanatçısı Nimet Türker yöredeki doğal taşları aksesuara dönüştürdüklerini ifade etti. Türker, "Burada öğreticiliğini de yapıyorum. Yöremizde çıkan taşlar keşfedildiğinde o dönem Halk Eğitim’de atölye kuruldu. Dışarıdan eğitici geldi. Doğal taş ve kuyumculuk eğitimi aldık. Eğitimi tamamlayan arkadaşlarımızla birlikte bu yola devam ettik. Dernek kurduk. 2017 yılında Aydıncık Kadın Girişimi Kooperatifi’ni kurduk. Yozgat’ın ilk kadın girişimi kooperatifiydi" dedi. "Aksesuarlarımızı kullanıp faydasını görenler oldu, bunlar aracı şifa Allah’tan" Kadınların sosyalleşmesi ve ev ekonomisine katkı sağlaması adına çok faydası olduğunu söyleyen Türker, "Kurslar açıldı, kadınlar eğitimler aldı. Kooperatifimizde doğal taş üretimi yaptık, festival ve fuarlara katıldık. İstanbul, Bursa, Erzurum, Yalova gibi çok yere katılım sağladık. Yöremizin doğal taşını ve kültürünü tanıttık. Bu taşların faydaları eski çağlardan beri kullanılır ve alternatif tıp tarafından bilinir. Aksesuarlarımızdan alıp kullanıp şifasını enerjisini görüp teşekkür ve dua eden insanlara şahit oldum. Rabbimin güzellikle bahşettiği ışıl ışıl taşlar. Hiçbir şey boşa değil, bunlar aracı. Şifa Allah’tan" cümlelerini kullandı. "Ametist taşı baş ağrısına, kalsedon taşı başarıya iyi gelir" Taşların özelliklerine değinen Türker, "Mor renkli olan ametist taşı alternatif tıpta da kullanılmakta. Vücuttaki negatif enerjiyi ve stresi aldığı, pozitif enerjiye çevirdiği bilinir. Baş ağrısı, migren ve uykusuzluğa iyi geldiği bilinmekte. Bu taşlardan işlediğimiz takıları hem görsel olarak hem de şifasından faydalanmak adına çok talep görüyor. Gittiğimiz fuar ve festivallerde çok yoğun ilgiyle karşılaşıyoruz. Mavi renkli olan taş kalsedon taşıdır. Eski çağlarda Bizanslı avukatların duruşmalara girmeden önce mutlaka kalsedon taşı taktığı öğrendiğimiz bilgilerden. Başarı ve nazar taşı olarak bilinir. Radyasyonu çekmesi, stresi alması ve başarı taşı olması sebebiyle çok rağbet gören taşlarımızdan. Günümüzde ‘Avukat Taşı’ olarak biliniyor" şeklinde konuştu.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 11:55
Yozgat’tan çıkarılıyor, kadınların elinde aksesuara dönüşüyor
Bölge halkı için hem ekonomik hem de kültürel bir değer haline gelen bu doğal taşlar, yerel kalkınmaya ve tanıtıma da katkı sağlıyor.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 11:18
Bakan Ersoy: "Hangi bebek hangi çocuk hangi masum insan böyle bir acıyı hak eder"
Malatya’da Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin açılışı, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un katılımıyla gerçekleştirildi. Festivalin açılış programında konuşan Bakan Ersoy, Kültür Yolu Festivali’nin bugün dünyanın en büyük festivali haline geldiğini söyledi. Bu yıl ilk kez Malatya’da gerçekleştirilen Türkiye Kültür Yolu Festivali’nin açılışı törenle yapıldı. Malatya Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen törende konuşan Bakan Ersoy, "Her zaman ifade ediyorum, benim kalbimde, Malatya’nın hep ayrı bir yeri oldu. Depremin ardından burada yaşadığım o günleri hiçbir zaman unutmayacağım. Allah Malatya’yı, ülkemizi böylesi acılardan korusun" dedi. "Malatya’nın hep ayrı bir yeri oldu" 6 Şubat 2023 depremlerinde Malatya’da yaşadıklarını hiç bir zaman unutmayacaklarını kaydeden Bakan Ersoy, "Çok köklü bir kültüre ve tarihe sahip bu kadim topraklarda, sadece ülkemizin değil dünyanın en önemli kültür ve sanat organizasyonlarından Türkiye Kültür Yolu Festivalleri vesilesiyle sizlerle bir arada olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Ayrıca 6 şubat tarihinde üst üste yaşadığımız iki büyük depremde hayatını kaybeden tüm Malatyalı kardeşlerime bir kez daha Allah’tan rahmet, yakınlarına ve sizlere sabırlar diliyorum. Tarihin en büyük afetinde 53 bin 537 kardeşimizi kaybetmenin derin acısını bugün halen yüreğimizde hissediyoruz. Her zaman ifade ediyorum, benim kalbimde, Malatya’nın hep ayrı bir yeri oldu. O çok büyük acıların yaşandığı günün ardından hemen Malatya’ya gelerek acıların sarılmasına katkı sağlamak amacıyla uzun bir süre sizlerle beraber olduk. Depremin ardından burada yaşadığım o günleri hiçbir zaman unutmayacağım. Allah Malatya’yı, ülkemizi böylesi acılardan korusun" ifadelerini kullandı. "Hangi bebek hangi çocuk hangi masum insan böyle bir acıyı hak eder" Konuşmasına sanatın iyileştirici gücüyle devam eden Bakan Ersoy, "Biz, adaletsizlik, zulüm ve çatışmalar karşısında insanların barış ve huzur dolu bir dünya inşa etmesinde sanatın iyileştirici gücüne inanmış bir medeniyetin mensuplarıyız. Maalesef bugün dünyanın dört bir yanında yaşanan çatışmalara hepimiz üzülerek şahit oluyoruz. Savaşlar nedeniyle insanlar evlerini terk etmek zorunda kaldılar. Bebekler ve çocuklar gıdasızlık nedeniyle hayatlarını kaybettiler. Yıkılmış binalar, bombalanmış şehirler, zorunlu göçler, sakat kalan insanlar ve yaşamını kaybedenler. Peki, insanlar bu acıları neden yaşıyor? Hangi bebek, hangi çocuk, hangi masum insan böyle bir acıyı hak eder? Hiç kimse. İşte bu yüzden biz yaşanan tüm zulümlerin karşısında olmaya devam edeceğiz. Hırsları, egoları, kirli hesapları nedeniyle hayatı yaşanmaz hale getirmeye çalışanlara inat biz yaşamı güzelleştiren tarafta olacağız. Biz kalbi bebekler, çocuklar, yaşlılar, güzellikler ve iyilik için atanlardan yana olmaya devam edeceğiz. Biz silahlarla, bombalarla, çatışmalarla oluşan bu karanlığın içinde hiçbir ayrım yapmadan tüm insanlar için sanatın ışığına sarılarak hayatı aydınlatmanın gayreti içinde olmayı sürdüreceğiz. Çünkü her zaman, her platformda ifade ettiğim gibi sanat bir iyileştirme biçimidir. Bu sebeple biz Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak kültürün ve sanatın etkisini arttırmak adına hem sanata hem de sanatçıya destek olmaya devam edeceğiz. Ülkemizde gençlerimizin sanata ulaşmalarının önündeki tüm engelleri bir bir kaldırıyoruz. Dünyanın dört bir yanında ülkemizi temsil eden genç sanatçılarımızın yetişmesine katkı sağlamak amacıyla devrim niteliğinde adımlar attık" dedi. Kültür Yolu Festivali’nin bugün dünyanın en büyük festivali haline geldiğini belirten Bakan Ersoy, "Bir yandan yeni sanat merkezleri inşa ederken diğer yandan yeni sanatçıların yetişmesi, şehirlerimizde sanatın sesinin yankılanması adına gerekli altyapı çalışmalarını hayata geçirdik. Bakanlık olarak ortaya koyduğumuz bu yeni vizyon çerçevesinde ‘Kültür ve Sanatla Bütünleşmiş Bir Turizm’ anlayışıyla geliştirdiğimiz Türkiye Kültür Yolu Festivalleri de bu politikanın sonucunda ortaya çıkmıştır. Beş yıl önce bir bölgede ve bir şehirde başladığımız, bu yıl 7 bölgede 20 şehirde devam ettirdiğimiz festival, ülkemizin en büyük ve en zengin marka projelerinden olmasının yanında katılımcı sayısı ile bugün dünyanın en büyük festivali haline gelmiştir. Bu yıl Malatya’nın eklenmesiyle çok daha zenginleşen Kültür Yolu Festivali, şehirlerin somut ve somut olmayan miraslarını herkesle buluşturmayı, şehirlerimizi marka şehirler haline getirmeyi hedeflediğimiz bir kültür atılımıdır. Amacımız, sahip olduğumuz özgün ve geleneksel kültürel değerlerimizi, uluslararası kültür-sanat formlarıyla harmanlamak ve bunları şehirlerimizin tarihi ve doğal dokusu içinde halkımızla buluşturmaktır. Kültürel zenginlikleriyle, tarihiyle, stratejik konumuyla ve güçlü tarım geleneğiyle güçlü şehirlerimizden biri olan Malatya, 9 gün boyunca festivalimize ev sahipliği yapacak" şeklinde konuştu. Festival kapsamında, Malatya’nın dört bir yanında gerçekleştirilecek olan etkinliklere de değinen Bakan Ersoy, "42 noktada yaklaşık 350 etkinlik gerçekleştirilecek. Bugün başlayıp 12 Ekim Pazar gününe kadar konserlerden sergilere, söyleşilerden sahne performanslarına, atölyelerden çocuk etkinliklerine ve çalıştaylara kadar her yaştan ve ilgi alanından ziyaretçiye hitap eden etkinlikler Malatyalı hemşehrilerimizle buluşacak. Malatya Kültür Yolu Festivali ile yalnızca kültür ve sanat etkinliklerini değil, aynı zamanda Malatya’nın tarihî, ekonomik, sportif, kültürel ve turistik imkanlarını daha da görünür kılmayı hedefliyoruz. Festival boyunca şehre gelen ziyaretçilere Malatya’yı ve zengin yerel kültürünü daha yakından tanıma fırsatı sunmuş olacağız. Gençlerimiz ve çocuklarımız için de çok özel etkinlikler hazırlandı. Bu çerçevede birçok etkinliğin de düzenleneceği bir çocuk köyü kuruyoruz. Bakanlığımıza bağlı müzeler ve ören yerleri, kültür merkezleri, sanat merkezleri, kütüphaneler, özel müzeler, tarihi ve turistik mekânlar ile açık alanlar ve şehir meydanları dokuz gün boyunca etkinlik alanı olarak değerlendirilecek. Halk müziğinden tasavvuf musikisine, klasik müzikten operaya, popüler müzikten dünya ezgilerine ve tiyatroya kadar geniş bir yelpazede halkımızı farklı mekanlarda sahne performanslarıyla buluşturacağız" dedi. Sözlerine Filistin ile devam eden Bakan Ersoy, "Düzenlediğimiz festivalimizde Filistin’i de unutmadık. Filistin mücadelesine bir saygı duruşu olarak Filistin için de özel bir etkinlik hazırladık. Söyleşi, konferans, çalıştay ve atölye faaliyetlerinin yanında sinema ve tiyatro alanında da çok özel içerikler sizlerle buluşacak. Bu vesileyle Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak, ülkemizde kültürün ve sanatın daha da güçlenmesi, genç sanatçılarımızın yetişmesi adına kültür ve sanat hayatına katkı sağlamaya devam edeceğiz. Bizim bu festivallerdeki her bir etkinliği barışa, aydınlık yarınlara dair bir umut tohumu olarak gördüğümüzü de ayrıca ifade etmek istiyorum" diye konuştu.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 10:24
Elazığ’da Fırat’tan Gelen Kültür Projesi
Elazığ’da hayata geçirilen "Fırat’la Gelen Kültür Projesi" kapsamında düzenlenen etkinlikte Fırat havzasına özgü yöresel yemekler tanıtıldı. Etkinlikte öğrencilere hem kültürel mirası koruma bilinci kazandırıldı hem de sağlıklı beslenmenin önemi vurgulandı. Elazığ Baskilliler Derneği, Fırat’la Gelen Kültür Projesi kapsamında Fırat’ın Gastronomisi adlı özel bir etkinlik gerçekleştirdi. Yoğun ilgi gören programda, Fırat havzasına özgü geleneksel yemekler, tatlılar ve unutulmaya yüz tutmuş yöresel yiyecekler davetlilerin beğenisine sunuldu. Etkinlikte lise öğrencilerine Elazığ mutfağının zenginliği tanıtıldı, çeşitli yöresel ürünler ikram edildi. Gençlerin kültürel mirası tanımaları, sahiplenmeleri ve geleceğe aktarmaları hedeflenirken, fast food ve zararlı beslenme alışkanlıklarının olumsuz etkileri konusunda bilgilendirme yapılarak sağlıklı beslenmenin önemi vurgulandı. Ayrıca, program kapsamında gastronomi uzmanları ve bölgede yaşayan ev hanımları, bölgenin yemek kültürünün Anadolu’daki yeri ve önemi üzerine sunumlar gerçekleştirdi. Etkinliğe katılan öğrenciler ve ilçe protokolü, hem Elazığ mutfağının zengin çeşitliliğini tatma imkanı buldu hem de Fırat kültürünün tarihsel birikimi hakkında bilgi edindi. Baskilliler Derneği Başkanı Aygün Çam, "Fırat sadece bereketiyle değil, kültürü ve mutfağıyla da bir hazinedir. Biz de bu mirası gelecek nesillere aktarmak için çalışmalar yürütüyoruz. Fırat’ın Musikisi, Fırat’ın Arkeolojisi, Fırat’ın Yaban Hayatı ve Fırat’ın Mutfağı ile etkinliklerimiz devam edecek" dedi.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 10:23
Nilüfer’de 20. Uluslararası işçi filmleri festivali başladı
Bursa’da düzenlenen 20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. 9 Ekim’e kadar sürecek olan festivalde, yerli ve yabancı çok sayıda yapım gösterilecek. Açılışın ilk filmi ise "Döngü" oldu. Nilüfer Belediyesi ev sahipliğinde düzenlenen 20. Uluslararası İşçi Filmleri Festivali, kokteyl ve açılış programı ile başladı. Nilüfer Kent Konseyi, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB), Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK), Türk Tabipleri Birliği (TTB), Tüm Taşıma İşçileri Sendikası (TÜMTİS) ve Bursa Barosu’nun iş birliği yaptığı festivale ilgi büyüktü. Konak Kültürevi’ndeki açılış programına Nilüfer Belediye Başkanı Şadi Özdemir, Başkan Yardımcısı Bukle Erman, akademik oda temsilcileri ve çok sayıda sanatsever katıldı. Açılış konuşmasını yapan Başkan Şadi Özdemir, bu festivalde emeğin ve emekçinin hikayelerinin beyaz perdeye taşındığına dikkat çekerek, sinemanın evrensel diliyle alın terinin öykülerinin anlatılacağını belirtti. 9 Ekim tarihine kadar 51 filmin gösterileceğini söyleyen Başkan Şadi Özdemir, "Yerli ve yabancı yapımlar seyirciyle buluşacak. Kısa metraj filmler ve belgeseller gösterilecek. Emek hikayeleri beyaz perdeye taşınacak. Kadın ve çocuk temalı filmler de programda yer alıyor. Ayrıca, Fransız Kültürevi ve TÜMTİS Bursa Şubesi özel gösterimleri olacak" dedi. İlk gösterim "döngü" oldu Açılışın ardından festivalin ilk gösterimi yapıldı. Sinemaseverler, ev işçiliğinin görünmez emeğini ve işveren ile işçi arasındaki sınıfsal çatışmayı anlatan "Döngü" filmini izledi. Gösterimin ardından da filmin yönetmeni Erkan Tahhuşoğlu ve yapımcısı İris Tahhuşoğlu ile bir söyleşi gerçekleştirildi. Programda 51 yerli ve yabancı yapım var Yerli ve yabancı 51 yapımın gösterileceği festivalde; kısa filmler, kısa metraj belgeseller ve deneysel yapımlar sinemaseverlerle buluşacak. Festival kapsamında ayrıca Fransız Kültürevi’nin katkılarıyla "Köpekler ve İtalyanlar Giremez" ve "Alarmlar" filmleri de gösterilecek.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 10:01
Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, 2025-2026 konser sezonunu açtı
Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası, 2025-2026 sanat sezonuna görkemli bir açılış konseriyle başladı. Kültür ve Turizm Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğü’nün kuruluşunun 90. yılı çerçevesinde yapılan konser Bursalı sanatseverlerden tam not aldı. Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi-Merinos’ta gerçekleşen konserde orkestrayı uluslararası tecrübeye sahip İtalyan orkestra şefi Alessandro Cedrone yönetirken, dünyaca ünlü keman virtüözü Hyeyoon Park konserde solist olarak yer aldı. Yeni sanat sezonuna coşkulu bir giriş yapan BBDSO, bu sezon da her Perşembe seçkin şef ve solistleri, çoksesli müziğin eşsiz repertuvarından renkli programları Bursalı sanatseverlerin beğenisine sunacak. Her yıl olduğu gibi BBDSO genç virtüözleri, özel temalı konserleri, farklı müzik türleri ve çocuklara yönelik eğitim konserleri ile de dinleyicileriyle buluşacak. Uludağ İçecek’in 16 yıllık kesintisiz desteği Uludağ İçecek Türk A.Ş., 16 yıldır BBDSO’nun ana sponsoru olarak orkestraya kesintisiz destek veriyor. Bu süreçte; 100’den fazla canlı konser kaydı hayata geçirildi, kayıtlar sosyal medya kanalları üzerinden yayınlandı. Konserler aynı zamanda TRT Radyo 3 ve TRT FM üzerinden her hafta dinleyicilere ulaşıyor. Konser salonları için akustik ve teknik altyapı yenilendi. Eğitim konserleriyle de genç nesillerin sanatla buluşmasına katkı sağlanıyor. Uludağ İçecek Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Kızıl, merhum Prof. Dr. Ayhan Kızıl’ın bıraktığı mirası sürdürerek orkestraya desteklerini kararlılıkla sürdürdüklerini ifade ederek; "Uludağ İçecek olarak kültür ve sanatın toplumları bir arada tutan en güçlü değerlerden biri olduğuna inanıyoruz. 16 yıldır Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’na kesintisiz destek vermekten büyük gurur duyuyoruz. Bu iş birliği sayesinde yalnızca konser salonlarını dolduran sanatseverlere değil, aynı zamanda genç nesillere de çok sesli müziğin zenginliğini ulaştırabiliyoruz. Önümüzdeki sezonda da Bursa’nın sanatla anılan bir şehir olması için yanlarında olmaya devam edeceğiz" dedi. 1996’da kurulan Bursa Bölge Devlet Senfoni Orkestrası’nda Bursa Filarmoni Derneği koordinasyonuyla yerli ve yabancı şefler ve solistler Bursa’ya davet ediliyor. Bu katkılar sayesinde BBDSO, ulusal ve uluslararası sanat camiasında prestijli bir konuma ulaştı.Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde her hafta perşembe akşamları sahneye çıkan orkestra, Bursa’yı kültür ve sanatın önemli merkezlerinden biri haline getirmeye devam ediyor.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 09:37
Ruha dokunan büyük yolculuk başlıyor
Tasavvuf araştırmacısı, yazar ve senarist Hacer Özlem Çiçek ile tıp profesörü Ümit Beden’in kaleminden çıkan üç serilik büyük yolculuğun ilk romanı, raflardaki yerini aldı. Okurlarını yalnızca bir hikâyeye değil, kalbin en derin yolculuğuna davet eden eser, gündelik hayatın sıradanlığından sıyrılıp varlığın özüne, insanın kalbine ve hakikatin ışığına uzanan unutulmaz bir serüven sunuyor. Hakikate açılan bir kapı olarak tanımlanan roman, her insanın içinde saklı olan "kıvılcımı" uyandırmaya çağırıyor. Satırlar boyunca yalnızca kelimeler değil, kalplere düşen ışık hissediliyor. "Tefekkürün Ateşi" ile başlayan yolculuğun anlatıldığı ’Her bilinç bir kainat’ kitabının önsözünde şu satırlarla okura sesleniliyor: "İnsanın eline verilmiş tek bir kibrit vardır; o kibrit tefekkürün ateşidir. Onu yak. Öyle yak ki hem yolunu hem de iç âlemini aydınlatsın". Eser, tüm kitapçılarda ve web satış sitelerinde yerini aldı.
04 Ekim 2025 Cumartesi - 09:29
Bu tesiste para geçmiyor
Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde bir hayırsever tarafından yaptırılan tesiste çaydan çorbaya, kahvaltıdan ata binmeye kadar her şey ücretsiz. "Burada para geçmez" yazılı tabelalarla dikkat çeken mekân, Siverek’in gurur kaynağı haline geldi. Şanlıurfa’nın Siverek ilçesinde hayırsever Remzi Asal tarafından yaptırılan ve "para geçmeyen tesis" olarak bilinen mekân, sosyal dayanışmanın en güzel örneklerinden biri oldu. Çaydan çorbaya, kahvaltıdan sıcak yemeğe kadar tüm hizmetlerin ücretsiz olduğu tesis, hem yolcuların hem de Siverek halkının ortak buluşma noktası haline geldi. Siverek-Adıyaman karayolunun 6. kilometresinde bulunan tesisin temeli 5 yıl önce atıldı. Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremleri sonrasında ise tamamen ücretsiz hale getirildi. O günden bu yana bölge halkı ve yolu kullanan sürücüler için adeta uğrak yer konumuna geldi. Tesiste 24 saat boyunca çay ve çorba ikram ediliyor. Konuklar diledikleri gibi masalarına yiyecek alıp kendi evindeymiş gibi rahatlıkla vakit geçiriyor. Yiyecek ve içeceklerin yanı sıra at binme imkânı da sunuluyor. Çocuklar için oluşturulan küçük hayvan alanı sayesinde aileler çocuklarına doğayla iç içe bir deneyim yaşatma fırsatı buluyor. Hayırsever Remzi Asal, projenin ilhamını köy kültüründen aldığını belirterek, "Eskiden köylerde bir günlük ikram olurdu, biz bunu kalıcı hale getirdik. Depremden sonra her şeyi ücretsiz yaptım. Burada para kesinlikle geçmiyor. Dolaplarda ne varsa herkes alıp tüketebiliyor. Ben olmasam da insanlar burayı kendi evleri gibi özgürce kullanıyor. Yolda kalanlar için konaklama imkânı da sağlıyoruz" dedi. Tesisten faydalanan Şanlıurfa Gençlik Spor antrenörü Eren Öngör, bisikletli sporcularla sık sık uğradıklarını belirterek, "Nemrut Dağı’na ya da Adıyaman’a giderken mutlaka buraya uğruyoruz. Çay, çorba ve tüm yiyecekler ücretsiz. Böyle bir yeri Türkiye’nin başka hiçbir yerinde görmedim. Siverek halkının bu projeyle gurur duyması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Deprem döneminde tesisi keşfeden Muhsin Bilgen ise buranın yalnızca dinlenme değil, aynı zamanda kültürel bir buluşma noktası haline geldiğini belirtti. Bilgen, "Tahta tabelalardaki özlü sözlerden sohbetlere kadar burası insana huzur veriyor. Ücretsiz ikramların yanı sıra, konaklama imkânı da var. İlerleyen dönemde buraya kitaplı bir kafe projesi de eklenirse çok daha değerli bir yer olacak. Haftada bir mutlaka uğruyorum ve herkese de tavsiye ediyorum" ifadelerine yer verdi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder