YEREL HABERLER - 15 Nisan 2012 Pazar 11:00

MESLEK SEÇİMİNDE YAPILAN HATALAR

A
A
A
MESLEK SEÇİMİNDE YAPILAN HATALAR

Malatya İnönü Üniversitesi (İ.Ü) Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim görevlisi Abdullah Atlı, "Meslek danışmanlığı hizmetlerinin "bireye uygun işi ara-bul ve öner" olmadığının farkına varılması gerekmektedir" dedi.
(İ.Ü) Eğitim Fakültesi Rehberlik ve Psikolojik Danışmanlık Anabilim Dalı öğretim görevlisi Abdullah Atlı, konuşla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "İnsan yaşamının yüzde 70`ine yakının işyerinde geçtiği bilinmektedir. Bu gerçek meslek seçiminin bireyin yaşamında ne kadar önemli olduğunu göstermektedir.
Meslek seçimi aşamasında olan bireyin kendisi için doğru ve isabetli bir karar verebilmesi kendi yetenek, ilgi ve değerlerinin farkında olması gerekir. Bu özelliklerini nasıl kullanacağına dair öngörü ve profesyonel yardıma gereksinim duymaktadır ancak bu hizmetler yeteri kadar verilmemektedir. Çok ciddi değişimlerin yaşandığı çağımızda meslek seçimi eskisi kadar kolay değildir. Meslek sayısının çok az olduğu dönemlerde bir çocuğun hangi mesleği yapacağı yetenek, ilgi ve mesleki değerlere pek
bakılmaksızın babasının ya da yakın çevresinde bulunan birinin mesleğine yönlendirilmekteydi. Ancak şu anda bilindiği kadarıyla yaklaşık olarak 12 bin çeşit meslek bulunmaktadır. Bu kadar fazla alternatifin olduğu meslek içinde bireyin kendine uygun bir mesleği yalnız başına seçebilmesi zor gözükmektedir" ifadelerini kullandı.
"Ne yazık ki şuanda öğrenciler için meslek seçiminin tek değişkeni sınavlardan aldıkları puanlar olmaktadır. Bireyin meslek seçiminde yeteneği, ilgisi, mesleki değerleri ve diğer birçok faktörü yok sayarak sadece puan odaklı bir seçim yapılmaktadır. Hatta öğrencinin puanına göre meslek seçilirken söz konusu yöntemi bir uzmanlık olarak gören kişiler öğrencinin cinsiyetini dahi sorma gereksinimi duymamaktadırlar. Bireyin kişiliğinden, bireysel farklılıklarından soyutlanmış, cinsiyetsiz, anne-ve babasız
olan sınav puanları öğrencinin geleceğini belirleyen tek faktör olmaktadır. Sadece sınav puanlara göre seçilen meslekler çoğu zaman bireyin isteklerinden çok uzak olmaktadır. Freud`un "Sağlıklı birey, çalışan ve sevebilendir" ifadesinde yer alan çalışmak bireyin kendini ifade edebileceği etkinlikleri referans alırken puan sistemine göre yapılan meslek seçimi sonucu elde edilen iş ise sadece sayıları ifade etmektedir.
Son yıllarda meslek seçimi aşamasında bulunan gençlerin özellikle aile ve çevre beklentileri karşısında kendi özelliklerini keşfetmeyi ciddi bir şekilde engellemektedir. Aileler daha çok çocukları için iyi seçimleri kendilerinin yapabileceğini ifade etmektedirler. Çocuklarına "bu meslek senin için en iyisi" diyerek çocuğun meslek gelişim süreci içinde karar verme becerileri engellenmektedir. Son yıllarda aileler çocuklarının seçecekleri mesleklerde ekonomi ve iş güvencesi gibi mesleki değerleri ilk sıraya
koymakta ve meslek seçimi aşamasında olan gençleri bu iki değer üzerinde yönlendirmeye çalışmaktadır" diyet Atlı, daha sonra şunları belirtti:
"İlk olarak meslek seçiminin anlık bir karar olmadığı, bir süreç olduğu kabul edilmelidir. Yani öğrenci lise son sınıfa gelene kadar göz ardı edilen süreç üniversite sınavları arifesinde "Hadi gel bir meslek seçelim" anlayışının değiştirilmesi gerekmektedir.
İkinci olarak öğrencilerin kendi ilgilerini keşfedecek daha sonrada bu ilgilerini, yetenekleri ve mesleki değerleri ile pekiştirecekleri zengin bir yaşam ortamı sağlanmalıdır. Yaşam zenginliği olmayan bir kişiye hiçbir çiçeğin olmadığı bahçede "hangi çiçeği daha çok seversin" sorusunu sormaktan farksız bir durum ortaya çıkmayacaktır. Bu örnekten yola çıkarsak öğrencinin çiçekleri görmesi, dokunması, koklaması ve büyütmesi için fırsatlar tanınmalıdır."
Meslek danışmanlığı hizmetlerinin "bireye uygun işi ara-bul ve öner" olmadığının farkına varılması gerektiğine dikkat çeken Atlı, "Meslek danışmanlığı bir açıdan bakıldığında bireyin yaşadığı bir karar verme ve kişiliğin iş yaşamına aktarılması sürecidir. Bu sürece birçok zihinsel, duygusal ve psikolojik faktör eşlik etmektedir. Meslek danışmanın bu faktörleri bilen özellikle de bireysel psikolojik danışma pratiği olan kişiler olmalıdır."önerisinde bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Auckland City - Boca Juniors maçı gecikmeli tamamlandı 2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda Auckland City-Boca Juniors maçı olumsuz hava koşulları nedeniyle gecikmeli tamamlandı. Yeni Zelanda ekibi turnuvadaki ilk puanını Arjantin’in güçlü takımına karşı aldı. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ev sahipliğinde düzenlenen FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda 3. ve son hafta maçları oynandı. Turnuvanın zayıf takımlarından olan Yeni Zelanda ekibi Auckland City, Arjantin temsilcisi Boca Juniors ile karşılaştı. Boca, müsabakaya beklendiği gibi üstün başlarken 26. dakikada öne geçti. Köşe vuruşu sonrası Di Lollo kafayı vururken direkten dönen topu kaleci Nathan Garrow çekmek istedi ancak başarılı olamadı ve top filelerle buluştu. Sarı-lacivertliler üst üste girdiği pozisyonları değerlendiremedi ve ilk yarı bu sonuçla tamamlandı. Auckland City, 52. dakikada beraberlik golünü buldu. Ceza sahasında Christian Gray kafayla topu ağlara gönderirken, takımı turnuvadaki ilk gol sevincini Boca Juniors’a karşı yaşadı. Bu golden kısa süre İsveçli hakem Nyberg, olumsuz hava koşulları nedeniyle maçı durdurdu ve iki takımın oyuncuları soyunma odasına girdi. Yaklaşık 50 dakika sonra, karşılaşma 55. dakikadan itibaren devam etti. Boca Juniors, 59’da Merentiel ile 2. golü buldu ancak VAR uyarısıyla pozisyonu izleyen hakem golden önce elle oynama belirleyerek golü iptal etti. Kalan dakikalarda sarı-lacivertlilerin etkili ataklarına karşı kaleci Garrow gole izin vermedi. İki ekip de sahadan birer puanla ayrıldı. Auckland City, turnuvada kalesinde 17 gol gördüğü grubu 1 puanla tamamlarken, Boca Juniors da 2 puanla Benfica ve Bayern’in ardından 3. oldu.
Sakarya Sakarya’da film sahnelerini aratmayan olay: Polisle çatıştı, bacağından vuruldu Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde, kendisini polis ekiplerinin takip ettiğini fark eden, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan bir şüpheli, polisle girdiği çatışmada bacağından vuruldu. Kaçtığı motosiklet dükkanında silahı başına dayayarak intihar girişiminde bulunan ve saatlerdir teslim olmayan şahsı ikna etmek için ailesi bölgeye getirildi. Olay, akşam saatlerinde Sakarya’nın Adapazarı ilçesi Yenidoğan Mahallesi Harmanlık Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan Engin Ö. (53), Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince takibe alındı. Polise ateş açtı, bacağından vuruldu Takibi fark eden Engin Ö., ekiplerden kaçmaya çalışırken yanında bulunan tabancayla ateş açtı. Polis ekiplerinin karşılık vermesiyle kısa süreli çıkan çatışmada Engin Ö. bacağından vuruldu. Buna rağmen kaçarak ateş etmeyi sürdüren şahıs, bölgede bir motosiklet dükkanına girdi. Dükkana giren şüpheli, bu kez elindeki tabancayı başına dayayarak intihar girişiminde bulundu. Bölgeye kısa sürede özel harekât polisleri dahil çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerinde güvenlik çemberi oluşturulurken, Harmanlık Sokak’ın çevresi araç ve yaya trafiğine kapatıldı. Çocukları ikna için getirildi Polis, şahsı ikna etmek için yakınlarına ulaştı. Kısa süre içinde Engin Ö.’nün çocukları, eşi ve ağabeyi olay yerine getirildi. Ailesi, şahsı ikna etmeye çalıştı. Aile üyeleri çelik yelek giydirilip, polis gözetiminde Engin Ö.’ye seslenerek teslim olması için ikna etmeye çalıştı. Polis ekipleri saatlerdir teslim olmayan şüphelinin teslim olması için çabalarını sürdürüyor.
Ankara TBMM Başkanvekili Buldan: "Eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir" TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, "Hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır" dedi. Buldan, TBMM Genel Kurulu açılışında konuştu. Buldan, cezaevinde tutuklu olan milletvekilleri Eş Başkanlar, Baladiye Başkanları’nı andı. Buldan, TBMM’nin kıymetli bir üyesi olan Sırrı Sürreyya Önder’i kaybettiklerini kaydederek, "Bugün öncelikle Sırrı Süreyya Önder’i huzurunuzda bir kez daha rahmetle, en içten duygularımla ve minnettarlığımla saygıyla anıyorum. Sırrı Başkan, demokratik, adil, çoğulcu bir yönetim anlayışıyla, hakikati her zaman ince bir zekâyla ortaya koyan mizahi üslubuyla alışılagelmiş siyasetten farklı bir tarzı meclis zemininde mümkün kıldı, siyasetin yasa yapmaktan daha fazlası olduğunu gösterdi bizlere, siyasetin esas olarak insanlara ulaşabilme, diyalog kurabilme sanatı olduğunu tüm hüneriyle hepimize gösterdi, herkesi ortak duyguda, hissiyatta birleştirmeyi başardı. Çatışma ve kavga için sarf edilen sözler onun lügatinde zarar ziyandı. Söz onun dilinde eşsiz bir muhabbetin mücevherleriydi. Onun hakikatle buluşan sözü yıkmak için değil, onarmak ve yapmak içindi. O, bu meclise ötekileştirilenlerin, ezilenlerin sesini, mutlunun mutsuza olan borcunu, hakikati, hakkaniyeti taşıdı ve bu meclise aslında halkı taşıdı. O bir şifacıydı, bu ülkenin en derin, en çok kanayan yaralarını çok iyi biliyordu ve bu yaralara bir çare olunması için çabalıyordu. Bu nedenle barışa çok inandı, barışın tarafında durdu, barış için yürüdü; çok kıymetli bir barış emekçisiydi. ’Barış, soylu bir çabadır ama iyilik değildir. Bir hayat felsefesi olarak barışı savunmak gerekir.’ derdi. Barışı nasıl savunduğunun en yakın tanığıyım. Her zaman için çok cesur, çok samimi, çok emektar, çok fedakârdı. Kimsenin ölmeyeceği bir barış imkânı için yüreği elinde mücadele verdi. Barışı kendi yaşamından öncelikli tuttu. Kıymetli dostum ve yol arkadaşımdan bu görevi bu şekilde devralmak benim için duygu yüklü, çok ağır bir durum fakat onun bıraktığı yerden devam etmek, onun bizlere bıraktığı birlikte yaşam ve barış iradesini sürdürmek için çaba içinde olmak benim için bir onurdur. Bu görev benim için bir makam değil, bir emanettir. Onun barış hayali benim yolumdur ve onun anısı yolumuza her daim ışık tutacaktır. Ben dostluğuna, yol arkadaşlığına, demokrasi ve barış mücadelesine omuz verdiği her anına huzurlarınızda sonsuz teşekkürler ediyorum; ruhu şâd olsun, devri daim olsun" şeklinde konuştu. Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın milletvekilleri, değerli halkımız; ben de bu kürsüye vekâlet ederken demokratik ilkelere bağlılıkla, tarafsız ve eşitlikçi bir tutumla yol alacağım. Gayretim, halk iradesinin gerçek manada parlamento zemininde tecelli etmesi üzerine olacaktır. Ülkenin dört bir yanından tüm farklılıkların, başta kadınların, ezilenlerin, yok sayılanların sesinin bu zeminde yükselmesi ve duyulması için çaba sarf edeceğim. Her siyasi düşüncenin, her fikrin kendisini özgürce ifade edebilmesi için çoğulculuğu ve katılımcılığı esas alan bir anlayış içerisinde olacağım. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte ülke ve bölge barışının inşa edilmesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerine düşen tarihî sorumluluğu yerine getirmesi elbette ki elzemdir. Ortak vatanda 86 milyonun geleceğini yakından ilgilendiren onurlu bir barışı sağlamak istiyoruz. Bu temelde, hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır. Bundan hareketle, barış ikliminin kalıcılaşması ve demokratik çözüm sürecinin güvenli bir zeminde ilerleyebilmesi için hukuki ve siyasi zeminde atılması gereken temel adımların en önemli adresi tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisidir."