GENEL - 26 Şubat 2016 Cuma 16:12

28 Şubat Mağdurlarından Ramazan Keskin:

A
A
A
28 Şubat Mağdurlarından Ramazan Keskin:

28 Şubat mağdurlarından Malatya’nın kanaat önderlerinden Ramazan Keskin, baskı ve zorlamalarla geçen 28 Şubat sürecini asla unutamadığını, yapılan post modern darbenin Müslümanlara karşı yapıldığını belirterek bu darbeyi yapanların kıyamet gününde Mahkeme-i Kübra’da hesaplaşacaklarını ifade etti.
Malatya’da, 28 Şubat sürecinde başörtülü üniversiteli kız öğrencilerine destek verdiği için idamla yargılanan ve cezaevinde yatan Malatya Medeniyet Derneği Başkanı Ramazan Keskin, o dönem yaşadığı sıkıntıları unutamıyor. 28 Şubat sürecinin mağdurlarından Ramazan Keskin yaptığı açıklamada, 28 Şubat sürecinin İslama ve Müslümanlara karşı başlatılmış topyekun bir savaş olduğunu belirtti. Keskin, 28 Şubatçıların, bu başlattıkları harekete savaş demeye cesaret edemediklerinden dolayı ’demokrasiye balans ayarı’ demek zorunda kaldığını, kendisinin ise bu süreci Müslümanların inancına karşı yapılmış bir post modern darbe olarak tanımladığını kaydetti.
"MESCİDİ GASP ETTİLER"
Keskin, kendisinin de imamlık yaptığı Malatya Medine Mescidinin baskı ve zorlamalarla ellerinden alındığını belirterek yaşananları anlattı. Keskin, “O süreçte Malatya Medine Mescidimiz 28 Şubatçılar tarafından gasp edildi ve 8 yıllık kesintisiz eğitime karşı okuduğumuz hutbelerden dolayı hakkımızda soruşturma açıldı. O zamanın soğuk yüzü olan Devlet Güvenlik Mahkemesinde yargılandık” dedi. Keskin, 28 Şubat sürecinde Malatya İnönü Üniversite Senatosunun “Başörtülü öğrencilerin kapalı alanlara girmesinin yasaklanması” ile ilgili karar vermesinin ardından kentte başörtüsü olaylarının yaşandığını ifade etti. Amacın darbeye zemin hazırlamak ve Müslümanları sindirmek olduğunu belirten Keskin, olayların dış güçler ve karanlık eller tarafından tertiplendiğini de sözlerine ekledi. Keskin, olayların başörtülü öğrencilerin İnönü Üniversitesi’ne alınmamasıyla başladığını ve bir grup öğrencinin adliye kavşağından Akpınar Caddesine doğru sessiz bir yürüyüş yaptıklarını, birkaç gün içerisinde de üniversite de oturma eylemi gerçekleştirildiğini anlattı.
"EMNİYET MÜDÜRÜ TEHDİTLER YAĞDIRDI"
O süreçte İnönü Üniversitesindeki başörtülü 56 öğrencinin polisler tarafından gözaltına alınarak Malatya Merkez Polis Karakolu’na götürüldüğünü kaydeden Keskin, “O gün biz Belediye Başkanlığı’na seçilmiş olan Mehmet Yaşar Çerçi’yi ziyaretten dönüyorduk. Akpınar’daki Esnaf İşhanının karşısındaki çay ocağında da 6 kız öğrenciyi gördük. O kız kardeşlerimizden birisi de yaralıydı. Hemen yaralı bacımızı sağlık kabininde tedavi ettirdik. Çay Ocağının dışarısında ise başörtülü öğrencileri tutuklamak üzere bir polis ekibi beklemekteydi. O kız kardeşlerimizi polise vermedik. Ama oraya gelen dönemin Malatya Emniyet Müdürü Kemal İskender ile çay ocağının kapısında karşı karşıya geldik. Yakama yapışarak, ‘Senin sonun geldi. Seni yok edeceğim. Senin canını alacağım’ diyerek bana tehditler savurdu. O ara, Petek Taksi ’den Cihan ağabey araya girerek ‘Müdür Bey, Müdür Bey, Hoca Allah dostlarından’ dedi. Yine de Emniyet Müdürünün tehditleri bitmedi” şeklinde konuştu.
"ŞARLAK PAŞA BAŞÖRTÜLÜLERİ ALMADI"
İlk Cuma olaylarının üniversitedeki eğitime ara verilmesine kısa bir süre kala başörtülü öğrencilerin dönemin İnönü Üniversitesi Rektörü Ömer Şarlak’ın (Şarlak Paşa) talimatıyla askerler, polisler tarafından üniversiteye alınmamasıyla başladığını hatırlatan Ramazan Keskin, “Daha sonra anlaşılmaz bir hal aldı. Tanımadığımız bilmediğimiz kişiler esnafı dolaşıp eyleme davet etti. Olaylar sırasında tepkileri mecrasından çıkarmaya yönelik dışarıdan getirilen provokatörler provokasyon yaptılar. Cuma günü yürüyüşlerindeki temel amaç, başörtülü kızlarımızı eğitime devam ettirmekti. Fakat kirli eller, yabancı güçler medyayı da kullanarak bu işi farklı mecralara çektiler ’’dedi.
600 KİŞİ SORGUYA ÇEKİLDİ
Kentteki ikinci Cuma olaylarında ise 40’ı kadın olmak üzere 236 kişiyi tutukladığını ve toplamda ise 600 kişinin sorguya çekildiğini söyleyen Keskin, ‘‘Tutuklananlar ve gıyabi tutuklama kararı verilenler arasında basın mensupları da vardı. Medeniyet Gazetesi imtiyaz sahibi oğlum Mehmet Keskin ile gazetenin yazı işleri Müdürü Şevket Başıbüyük kardeşimi de yaka paça tutukladılar, cezaevine attılar. İşte o günlerde bize, Müslüman kesime baskı uygulayanlar milletin vicdanında mahkumlardır” ifadesinde bulundu.
"İŞKENCE ÜSSÜ MALATYA SEÇİLMİŞTİ"
TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu raporunda yer alan tespitler incelendiğinde de 28 Şubatçıların işkence üssünün ilk olarak Malatya’da kurulduğunun görüldüğünü söyleyen Keskin, 28 Şubat sürecinde Malatya’da sistematik bir şekilde toplum mühendisliği yapıldığı, sanal örgütler kurulduğu, kolluk kuvveti eliyle Filistin askısı, ailelere baskı, zorla alıkoyma ve darp gibi ağır işkenceler sonucu insanlara zorla suç isnat edildiğini, fakat inançlı Malatya halkının sağduyusuyla darbe severlerin gerçek planladığı hedeflerine ulaşamadığını kaydetti.
"YAPTIKLARI KÖTÜLÜKLER ANLATMAKLA BİTMEZ"
28 Şubat sürecinde bazı hastanelerin başörtülü hasta dahi kabul etmediğini anımsatan Ramazan Keskin, “Askeri kışla ve garnizonlarına başörtülülerin girmesi yasaklandı. Sakallı babalar, başörtülü anneler, eşler ve kız kardeşler çocuklarını ve yakınlarını ziyaret edemez oldu. Başörtülüler adeta öcü gösterildiler. Devletin her kademesinde mütedeyyin insanlara farklı bakılmaya başlandı. Tüm Üniversitelere, sivil toplum kuruluşlarına ve hak ve adalet arayan insanlara sövüldü, işkence edildi, gözaltılar oldu ve nice tutuklamalar oldu. 28 Şubat sürecinin tahribatlarını ve yaptığı kötülükleri anlatmakla bitiremeyiz. Onları yüce adalete havale ediyoruz” ifadesinde bulundu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Sinop Sinop’un Kasım ayı bilançosu: 638 asayiş olayı, yüzde 96 aydınlatma Sinop Valisi Mustafa Özarslan, İl Güvenlik ve Asayiş Bilgilendirme Toplantısı’nda yaptığı açıklamada, il genelinde Kasım ayında meydana gelen 638 asayiş olayının yüzde 96’sının aydınlatıldığını bildirdi. Vali Özarslan, Kasım ayı içerisinde Sinop genelinde 638 asayiş olayının meydana geldiğini ifade ederek, emniyet ve jandarma birimlerinin koordineli ve özverili çalışmaları sayesinde faillerin büyük ölçüde tespit edildiğini söyledi. En önemli hedeflerinin suçun oluşmadan önlenmesi olduğuna dikkat çeken Özarslan, bu kapsamda şok uygulamalar, huzur operasyonları ve denetimlerin aralıksız sürdüğünü kaydetti. Asayiş olaylarının genel tablosuna ilişkin değerlendirmelerde bulunan Özarslan, yılın ilk 11 ayında geçen yılın aynı dönemine göre kişilere karşı işlenen suçlarda yüzde 10, malvarlığına karşı işlenen suçlarda yüzde 21 oranında azalma sağlandığını açıkladı. Diğer takibi gereken olaylarda da yüzde 11’lik düşüş yaşandığını belirten Özarslan, bu verilerin Sinop’un huzurlu bir şehir olduğunu ortaya koyduğunu ifade etti. Aranan şahısların yakalanmasına yönelik çalışmalara da değinen Vali Özarslan, Kasım ayı içerisinde farklı suçlardan aranan ve kesinleşmiş hapis cezası bulunan 63 kişinin yakalanarak cezaevine teslim edildiğini söyledi. Suçluların Sinop sokaklarında rahatça dolaşmasına asla izin vermeyeceklerini vurguladı. Uyuşturucu ile mücadelede kararlılık mesajı veren Özarslan, yılın ilk 11 ayında 21 operasyon gerçekleştirildiğini, bu operasyonlarda 47 kişinin yakalandığını ve 10 kişinin tutuklanarak cezaevine gönderildiğini aktardı. Geçen yıla göre operasyon sayısında yüzde 9, yakalanan şüpheli sayısında yüzde 31 ve tutuklu sayısında yüzde 100 artış yaşandığını ifade eden Özarslan, "Gençlerimizi ve toplumumuzu zehirlemeye çalışanlara Sinop’ta yer yok" dedi. Karadeniz’in en uzun sahil şeridine sahip illerinden biri olan Sinop’ta deniz güvenliğine de büyük önem verildiğini dile getiren Özarslan, Sahil Güvenlik Komutanlığı tarafından Kasım ayında 71 gemi ve teknenin kontrol edildiğini, 694 kişinin sorgulandığını söyledi. Deniz kirliliğine neden olduğu tespit edilen bir gemiye Çevre Kanunu kapsamında idari yaptırım uygulandığını da açıkladı. Trafik güvenliğinin öncelikli konular arasında yer aldığını belirten Vali Özarslan, "Sıfır Can Kaybı" vizyonu doğrultusunda denetimlerin sürdüğünü ifade etti. Kasım ayında yapılan kontrollerde 65 bin araç ve 2 bin 900 motosikletin denetlendiğini, 4 bin 900 ceza işlemi uygulandığını, 389 aracın trafikten men edildiğini ve 68 sürücünün ehliyetine el konulduğunu aktardı. Öğrencilerin güvenliğinin en hassas konulardan biri olduğunu vurgulayan Özarslan, il genelinde okul çevrelerinde yoğun denetimlerin yapıldığını söyledi. Kasım ayında okul servisleri, iş yerleri, park ve bahçelerde gerçekleştirilen kontrollerde kusurlu bulunan servis araçlarına idari işlem uygulandığını, okul çevrelerinde alkol ve açık sigara satışına kesinlikle müsaade edilmediğini belirtti. Yeni yıla girerken kapsamlı tedbirler alındığını açıklayan Vali Özarslan, 31 Aralık itibarıyla asayişten trafiğe, sağlıktan gıda güvenliğine kadar tüm alanlarda kamu kurumlarının sahada olacağını ifade etti. Yılbaşı gecesi ve sonrasında yüzlerce güvenlik, sağlık ve acil durum personelinin görev yapacağını belirten Özarslan, vatandaşların 2026 yılını huzur ve güven içerisinde karşılaması için tüm hazırlıkların tamamlandığını söyledi.