TEKNOLOJİ - 12 Ağustos 2024 Pazartesi 10:42

Arıcılar da dijitalleşiyor

A
A
A
Arıcılar da dijitalleşiyor

Mersin Teknopark’ta bir firmanın geliştirdiği Kovan Takip Sistemi ve Kovan Güvenlik Kartı ile arıcılık dijital ortama taşınıyor. Arıcılara kovan başına gitmeden günlük bal üretim miktarı, koloni sağlığı, koloni nemi, koloni sıcaklığı gibi birçok veriye akıllı telefondan ulaşma imkanı sunan sistem sayesinde, kovanın bulunduğu bölgede çıkan yangınlar ile zirai ilaçlama hakkında da anında bilgi aktarılıyor. Kovan peteğine gizlenen Kovan Güvenlik Kartı ise hırsızlıklara karşı alarm sistemini devreye sokarken, kovanların bulunduğu mekanı GPS üzerinden bildiriyor.


Mersin Teknopark’ta faaliyet gösteren BioCoder adlı teknoloji geliştirme firması ürettiği ürünlerle arıcılığı dijital ortama taşıyor. Arıcılardan gelen talepler doğrultusunda ürettiği ürünlere her geçen gün yeni teknolojiler ekleyen firma, arıcılara kovan başına gitmeden uygulama üzerinden birçok veriye ulaşma imkanı sunuyor.



Arıcılardan gelen talep üzerine sistem geliştirildi


Firmanın yöneticisi Mehmet Ali Kan, 2014 yılında Muğla’da arı noktalarını sayısallaştırma projesini sürdürürken, arıcıların "Telefonla teknolojiyi biz de yakalamak istiyoruz, kovanlarımızı dijital ortamda takip etmek istiyoruz" şeklinde talepleri olduğunu söyledi. Bunun üzerine çalışma başlattıklarını anlatan Kan, 2020-2021 yıllarında devletten aldıkları KOSGEB desteği ile Kovan Takip Sistemi’ni geliştirmeye başladıklarını kaydetti. Bunu yaparken de dünyadaki birçok örnekleri incelediklerini dile getiren Kan, "Bu örnekleri incelerken bir nokta keşfettik. Bu da ses frekansıyla kovan takibi. Bunu dünyada yapabilen çok az bir firma var. Arılar dışarıda arı dansıyla hareket ederler. İçeride ses frekansıyla haberleşirler. Kraliçe arıyla diğer arılar bir frekansta haberleşir. Ve bu frekansın belli bir değerler, ölçüleri vardır. Bu ölçülerin altına veya üstüne çıktığı zaman kovanda sıkıntı var demektir. Arılar oğula gideceği zaman kovanı terk edeceği zaman da biz buradan direkt takip edebiliyoruz" dedi.



"Arıcılarımız günlük ne kadar bal verimini aldıklarını takip edebiliyorlar"


Arıcılar için sıcak ve nemin oldukça önemli olduğunu vurgulayan Kan, "Arıcıların bizden istedikleri neydi? Sıcaklık ve nemi takip etmek istiyorlar. Çünkü sıcaklık ve nemi takip edemedikleri zaman; yani kovanda sıcaklık yükseldiği zaman arı çalışmıyor, nem yükseldiğinde ise arı hastalıkları oluyordu. Arıcılarımız artık sıcaklık ve nemi takip ederek, kovanlarına müdahale edebiliyorlar. Ayrıca sistem sayesinde kovanımızın ilk ağırlığını kaydediyoruz. Ondan sonra sistem her gün kovanı günde bir defa tartıyor ve ağırlığını kaydediyor. Bu şekilde arıcılarımız günlük ne kadar bal verimini aldıklarını takip edebiliyorlar. Konum bize iki türlü lazım. Hırsızlık olduğu zaman GPS’den konumunu takip ediyoruz. Artı burada üreticimiz balını satmak istediği zaman, ’ben bu arıların ballarını Van bölgesinde aldım’ dediğinde, uygulama üzerinden arıların hangi bölgede ne kadar kaldığı görülebiliyor" diye konuştu.



Orman yangınları ve zirai ilaçlamaya karşı uyarı


Arıcılar için diğer ciddi sıkıntının orman yangınları ve zirai ilaçlama olduğunu dile getiren Kan, "Bal ve bal mumu müthiş bir yanıcı bir maddedir. Yangın bölgelerine giden arıcılarımız, o bölgede yangın olduğu zaman sistem sayesinde anında haberdar olabiliyorlar. Biz burada yangının yanı sıra zirai ilaçlama kontrolü de yapabiliyoruz. Bunun dünyada birçok örneği var ama bu zirai ilaçlama ve yangını aynı anda takip edebilen bir cihaz neredeyse yok. Biz bunu Türkiye’de ilk defa yaptık. Arıların konulduğu bölgelerde yangın çıktığı zaman veya zirai ilaçlama yapıldığında arıcıyı direkt uyarıyoruz. Böylelikle kovan, kalite ve verim kaybının önüne geçiyoruz" dedi.



"Kovandaki değişimlerden anında haberdar oldukları için kısa sürede müdahale ediyorlar"


Günümüzde iklim kriziyle birlikte hava şartlarının hızla değişebildiğine işaret eden Kan, "Bundan 10 yıl önce iklim krizine karşı mücadele veriyorduk. Şu an iklim krizine uyum bölümüne geldik. Artık havalar çok hızlı değişkenlik gösteriyor. Eskiden mevsimler belli bir normalde geliyordu, arıcılar da ona göre hazırlıklarını yapıyorlardı. Ama şimdi her gün hava değişimi var. Mevsimler kısalıyor, bazen uzayabiliyor, sıcaklar çoğalabiliyor, geçişler çok hızlı bir şekilde oluyor. Artık arıcılar bunu takip edemiyorlar. Takip edemedikleri için belli bir ihtiyaç doğuyor. Bu ihtiyacı da arı kovan takip sistemi ile karşılıyorlar. Özellikle havalarda hızlı değişkenlik yaşanmaya başlamasının ardından kovan takip sistemine talepler gelmeye başladı. Çünkü arıcıların kovanlarını koydukları bölgelerde bir anda yağmur, fırtına yaşanabiliyor. Buna bağlı olarak da kovanın dengesi bozulduğu için kovandaki sıcaklık artabiliyor, düşebiliyor ya da nem artabiliyor, düşebiliyor. Bunu arıcı anında fark edemiyor. Ama takip sistemi sayesinde kovandaki değişimlerden anında haberdar oldukları için kısa sürede müdahale ediyorlar ve çözüm üretiyorlar" diye konuştu



"Peteğe gizlediğimiz bir kovan güvenlik cihazı yaptık"


Arıcıların talepleri doğrultusunda sistemi sürekli geliştirdiklerini ifade eden Kan, "Özellikle Doğu Karadeniz bölgesindeki arıcılarımız, ’bizim bölgede ayı saldırıları çok oluyor, hırsızlık çok oluyor. Bununla ilgili nasıl bir çözüm üretebilirsiniz’ dediler. Biz de peteğe gizlediğimiz bir kovan güvenlik cihazı yaptık. Bu kovan güvenlik cihazı herhangi bir kovanda hareketlilik olduğu zaman direkt üreticiyi uyarıyor. Cep telefonu, SMS ve alarmla üreticileri uyarabiliyoruz. Simkart da takılan bu cihazımız sayesinde üreticiler çalınma durumunda da GPS’den kavanlarını takip edebiliyorlar" dedi.



"Arıcılar artık kovanları rahatlıkla bırakıp istediği yere gidebilir"


Kovan Takip Sistemi ile günlük verilerin izlenmesinin yanı sıra, hastalıkları önleme konusunda arı ve kovan kayıplarının önüne geçileceğini, kalite ve verimin artacağını kaydeden Kan, "Günlük gelişmeleri telefonla takip edebilen arıcılar artık kovanları rahatlıkla bırakıp istediği yere gidebilir. Kendi işlerini halledebilirler. Sürekli kovanın başında olmalarına gerek yok. Zaten çalınmayla ilgili, ayı saldırılarıyla ilgili güvenlik cihazımız olduğu için arıcılar artık çok rahat bir şekilde kovanlarını bırakabiliyorlar" ifadelerini kullandı.



"Devletimiz arıcılara yüzde 60-70 oranında destek vermektedir"


Arıcıların sistemin devlet desteğine alınması konusunda kendilerine talepleri olduğunu vurgulayan Kan, "Artık devletimiz de bu olayın farkında olduğu için destek kapsamının içine aldı. Artık devletimiz kovan takip sisteminde arıcılara yüzde 60-70 oranında destek vermektedir" dedi.


Sistemin kurulumun yapılmasının ardından kullanımının basit olduğunu belirten Kan, "Zaten cihazı aldıktan sonra direkt kayıt oluyor ve cihazı kullanmaya başlıyor. Arıcılarımız da zaten teknolojiye çok meraklı olduğu için bu sistem onların işlerini bayağı bir kolaylaştırıyor" şeklinde konuştu.



"Arıları 1-1,5 sene sonra Varroa’dan kurtarabiliriz"


Arıcıların taleplerine yönelik yeni çözümler üretmek için de çalışmalarını sürdürdüklerini anlatan Kan, "Arıcılarımızın bizden bir talepleri daha var. Arıcılığın dünyada en büyük sıkıntılarından biri ’Varroa’ dediğimiz bir hastalık var. Bu Varroa, arının üzerine yapışan kene gibi bir şey. Biz buna ’arı kenesi’ diyoruz. Arıcılarımız onunla ilgili bizden bir çözüm istiyorlar. Biz de bu sorunla ilgili bir çözüme aslında ulaştık. Tamamen rastlantıyla ulaştık. Şu an onunla ilgili çalışmalarımız devam ediyor ve arıları 1-1,5 sene sonra Varroa’dan kurtarabiliriz.



Vanlı arıcı memnun


Van’da arıcılık yapan Fatih İşlek de kullandığı Kovan Takip Sistemi ve Kovan Güvenlik Kartı hakkında bilgi verdi. Sistem sayesinde işlerinin kolaylaştığını dile getiren İşlek, cihazı kovan üzerinde göstererek, faydalarını anlattı.



Arıcılar da dijitalleşiyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Auckland City - Boca Juniors maçı gecikmeli tamamlandı 2025 FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda Auckland City-Boca Juniors maçı olumsuz hava koşulları nedeniyle gecikmeli tamamlandı. Yeni Zelanda ekibi turnuvadaki ilk puanını Arjantin’in güçlü takımına karşı aldı. Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) ev sahipliğinde düzenlenen FIFA Kulüpler Dünya Kupası C Grubu’nda 3. ve son hafta maçları oynandı. Turnuvanın zayıf takımlarından olan Yeni Zelanda ekibi Auckland City, Arjantin temsilcisi Boca Juniors ile karşılaştı. Boca, müsabakaya beklendiği gibi üstün başlarken 26. dakikada öne geçti. Köşe vuruşu sonrası Di Lollo kafayı vururken direkten dönen topu kaleci Nathan Garrow çekmek istedi ancak başarılı olamadı ve top filelerle buluştu. Sarı-lacivertliler üst üste girdiği pozisyonları değerlendiremedi ve ilk yarı bu sonuçla tamamlandı. Auckland City, 52. dakikada beraberlik golünü buldu. Ceza sahasında Christian Gray kafayla topu ağlara gönderirken, takımı turnuvadaki ilk gol sevincini Boca Juniors’a karşı yaşadı. Bu golden kısa süre İsveçli hakem Nyberg, olumsuz hava koşulları nedeniyle maçı durdurdu ve iki takımın oyuncuları soyunma odasına girdi. Yaklaşık 50 dakika sonra, karşılaşma 55. dakikadan itibaren devam etti. Boca Juniors, 59’da Merentiel ile 2. golü buldu ancak VAR uyarısıyla pozisyonu izleyen hakem golden önce elle oynama belirleyerek golü iptal etti. Kalan dakikalarda sarı-lacivertlilerin etkili ataklarına karşı kaleci Garrow gole izin vermedi. İki ekip de sahadan birer puanla ayrıldı. Auckland City, turnuvada kalesinde 17 gol gördüğü grubu 1 puanla tamamlarken, Boca Juniors da 2 puanla Benfica ve Bayern’in ardından 3. oldu.
Sakarya Sakarya’da film sahnelerini aratmayan olay: Polisle çatıştı, bacağından vuruldu Sakarya’nın Adapazarı ilçesinde, kendisini polis ekiplerinin takip ettiğini fark eden, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan bir şüpheli, polisle girdiği çatışmada bacağından vuruldu. Kaçtığı motosiklet dükkanında silahı başına dayayarak intihar girişiminde bulunan ve saatlerdir teslim olmayan şahsı ikna etmek için ailesi bölgeye getirildi. Olay, akşam saatlerinde Sakarya’nın Adapazarı ilçesi Yenidoğan Mahallesi Harmanlık Sokak üzerinde meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, hakkında çok sayıda suç kaydı bulunan Engin Ö. (53), Sakarya Emniyet Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekiplerince takibe alındı. Polise ateş açtı, bacağından vuruldu Takibi fark eden Engin Ö., ekiplerden kaçmaya çalışırken yanında bulunan tabancayla ateş açtı. Polis ekiplerinin karşılık vermesiyle kısa süreli çıkan çatışmada Engin Ö. bacağından vuruldu. Buna rağmen kaçarak ateş etmeyi sürdüren şahıs, bölgede bir motosiklet dükkanına girdi. Dükkana giren şüpheli, bu kez elindeki tabancayı başına dayayarak intihar girişiminde bulundu. Bölgeye kısa sürede özel harekât polisleri dahil çok sayıda polis ekibi sevk edildi. Olay yerinde güvenlik çemberi oluşturulurken, Harmanlık Sokak’ın çevresi araç ve yaya trafiğine kapatıldı. Çocukları ikna için getirildi Polis, şahsı ikna etmek için yakınlarına ulaştı. Kısa süre içinde Engin Ö.’nün çocukları, eşi ve ağabeyi olay yerine getirildi. Ailesi, şahsı ikna etmeye çalıştı. Aile üyeleri çelik yelek giydirilip, polis gözetiminde Engin Ö.’ye seslenerek teslim olması için ikna etmeye çalıştı. Polis ekipleri saatlerdir teslim olmayan şüphelinin teslim olması için çabalarını sürdürüyor.
Ankara TBMM Başkanvekili Buldan: "Eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir" TBMM Başkanvekili Pervin Buldan, "Hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır" dedi. Buldan, TBMM Genel Kurulu açılışında konuştu. Buldan, cezaevinde tutuklu olan milletvekilleri Eş Başkanlar, Baladiye Başkanları’nı andı. Buldan, TBMM’nin kıymetli bir üyesi olan Sırrı Sürreyya Önder’i kaybettiklerini kaydederek, "Bugün öncelikle Sırrı Süreyya Önder’i huzurunuzda bir kez daha rahmetle, en içten duygularımla ve minnettarlığımla saygıyla anıyorum. Sırrı Başkan, demokratik, adil, çoğulcu bir yönetim anlayışıyla, hakikati her zaman ince bir zekâyla ortaya koyan mizahi üslubuyla alışılagelmiş siyasetten farklı bir tarzı meclis zemininde mümkün kıldı, siyasetin yasa yapmaktan daha fazlası olduğunu gösterdi bizlere, siyasetin esas olarak insanlara ulaşabilme, diyalog kurabilme sanatı olduğunu tüm hüneriyle hepimize gösterdi, herkesi ortak duyguda, hissiyatta birleştirmeyi başardı. Çatışma ve kavga için sarf edilen sözler onun lügatinde zarar ziyandı. Söz onun dilinde eşsiz bir muhabbetin mücevherleriydi. Onun hakikatle buluşan sözü yıkmak için değil, onarmak ve yapmak içindi. O, bu meclise ötekileştirilenlerin, ezilenlerin sesini, mutlunun mutsuza olan borcunu, hakikati, hakkaniyeti taşıdı ve bu meclise aslında halkı taşıdı. O bir şifacıydı, bu ülkenin en derin, en çok kanayan yaralarını çok iyi biliyordu ve bu yaralara bir çare olunması için çabalıyordu. Bu nedenle barışa çok inandı, barışın tarafında durdu, barış için yürüdü; çok kıymetli bir barış emekçisiydi. ’Barış, soylu bir çabadır ama iyilik değildir. Bir hayat felsefesi olarak barışı savunmak gerekir.’ derdi. Barışı nasıl savunduğunun en yakın tanığıyım. Her zaman için çok cesur, çok samimi, çok emektar, çok fedakârdı. Kimsenin ölmeyeceği bir barış imkânı için yüreği elinde mücadele verdi. Barışı kendi yaşamından öncelikli tuttu. Kıymetli dostum ve yol arkadaşımdan bu görevi bu şekilde devralmak benim için duygu yüklü, çok ağır bir durum fakat onun bıraktığı yerden devam etmek, onun bizlere bıraktığı birlikte yaşam ve barış iradesini sürdürmek için çaba içinde olmak benim için bir onurdur. Bu görev benim için bir makam değil, bir emanettir. Onun barış hayali benim yolumdur ve onun anısı yolumuza her daim ışık tutacaktır. Ben dostluğuna, yol arkadaşlığına, demokrasi ve barış mücadelesine omuz verdiği her anına huzurlarınızda sonsuz teşekkürler ediyorum; ruhu şâd olsun, devri daim olsun" şeklinde konuştu. Buldan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Sayın milletvekilleri, değerli halkımız; ben de bu kürsüye vekâlet ederken demokratik ilkelere bağlılıkla, tarafsız ve eşitlikçi bir tutumla yol alacağım. Gayretim, halk iradesinin gerçek manada parlamento zemininde tecelli etmesi üzerine olacaktır. Ülkenin dört bir yanından tüm farklılıkların, başta kadınların, ezilenlerin, yok sayılanların sesinin bu zeminde yükselmesi ve duyulması için çaba sarf edeceğim. Her siyasi düşüncenin, her fikrin kendisini özgürce ifade edebilmesi için çoğulculuğu ve katılımcılığı esas alan bir anlayış içerisinde olacağım. İçinden geçtiğimiz bu zorlu süreçte ülke ve bölge barışının inşa edilmesi adına Türkiye Büyük Millet Meclisinin üzerine düşen tarihî sorumluluğu yerine getirmesi elbette ki elzemdir. Ortak vatanda 86 milyonun geleceğini yakından ilgilendiren onurlu bir barışı sağlamak istiyoruz. Bu temelde, hukukun üstünlüğünü, temel insan haklarını ve demokratik bir toplumu esas alan demokratik yasalarla ve toplumsal mutabakata dayalı yeni bir toplumsal sözleşmeyle eşit ve demokratik bir yaşamı inşa etmek parlamentonun önünde duran en önemli gündem maddesidir. Bu tarihî sorumluluk için mesai yapmak en büyük temennimdir. Kalıcı bir barış, bugün ülkemizin ve yakın bölgemizin, tüm Orta Doğu’nun en acil ihtiyacıdır. Bundan hareketle, barış ikliminin kalıcılaşması ve demokratik çözüm sürecinin güvenli bir zeminde ilerleyebilmesi için hukuki ve siyasi zeminde atılması gereken temel adımların en önemli adresi tabii ki Türkiye Büyük Millet Meclisidir."