KÜLTÜR SANAT - 01 Mayıs 2024 Çarşamba 12:39

Mersin’de ’Kadın ve Bisiklet’ etkinliği

A
A
A
Mersin’de ’Kadın ve Bisiklet’ etkinliği

Mersin Büyükşehir Belediyesi Kadın ve Aile Hizmetleri Dairesi Başkanlığı bünyesindeki Etkinlik ve Sanat Merkezinde ‘Kadın ve Bisiklet’ temalı sanat çalışması etkinliği düzenledi.


Etkinlikte; kadınların sosyalliğini artırmak, sanat çalışmalarında yer almalarını desteklemek, çevre bilinci oluşturmak, özgürlük ve bisiklet konularında farkındalık oluşturmak amaçlandı. Tuvalini ve boyasını kapıp gelen kadın ve çocuklar, denize karşı açık alanda renkleri özgürce kullandı. Etkinlikte, TADEKA (Tarsus’a Değer Katanlar Kurulu) Plastik Sanatlar Kurulu’ndan 42 sanatsever de yer aldı. Sanatın iyileştirici gücünü hep birlikte deneyimleyen kadınlar, hem sosyal hem ruhsal yönden şifalandıkları güzel bir geçirdiler.



“Böyle ortamlarda harika üretim çıkıyor”


TADEKA Plastik Sanatlar Kurulu üyelerinden sanatçı Sema Tüfekçi, etkinlik için Tarsus’tan geldiklerini ve çok güzel bir organizasyon olduğunu ifade etti. Etkinliğe katılmaktan dolayı oldukça mutlu olduğunu aktaran Tüfekçi, “Böyle ortamlarda harika üretim çıkar. Sanat demek, özgürlük demek, bisiklet de özgürlük demek. Bir kadının bisiklete binmesi ve özgürce hızlı bir şekilde gidebilmesi herhalde insanın yaşayabileceği en güzel duygulardan biridir. Bir sanatçı ancak yeteneklerini özgür bir şekilde çalıştığı zaman ortaya koyar. O yüzden bu ikisi çok güzel bir ikili” dedi. Etkinlikte herkesi kadını, doğayı ve bisikleti kendi özgün tarzı ile resmettiğini dile getiren Tüfekçi, Büyükşehir Belediyesinin yaptığı çalışmalarla diğer belediyelerin önüne geçildiğini de sözlerine ekledi.



“Büyükşehir, yaptığı çalışmalarla diğer belediyelerin önüne geçiyor”


Büyükşehir Belediyesinin kadına değer veren bir belediye olduğunu söyleyen Tüfekçi, “Kadına verilen değerle birlikte kadınlar güçleniyor. Sosyal ortamlarda kendisine imkân buluyor ve emeklerini bir şekilde değerlendiriyor Bunların hepsi çok önemli. Bu çalışmaların ülkemize de katkı sağlayacağını düşünüyorum. Kadınların güçlü olması demek, güçlü bir Türkiye demektir” diyerek yapılan faaliyetlerin toplumda bir değer katacağını vurguladı.



Etkinlikte, kadınlar hem sosyalleşti hem de moral buldu


Akademisyen Neriman Beslem, etkinliği duyunca sevindiğini ve bütün işlerini bırakıp geldiğini dile getirerek, “Benim için değerli ve çok güzel bir ortam. Kadın özgürleştiğinde bütün dünyaya hayat katar. Kadının ruhu o kadar derin ki, özgür olduğunda bütün derinlikler içerisinde insanlığın iyiliğine ve refahına olacak çok şey yapabilir. Bisiklet de doğaya uygun bir araç ve herkesin kullanması gereken bir araç. Etkinliği mükemmel buldum. Benim ruhuma çok iyi geldi. Haftanın 5 günü yoğun bir şekilde çalışıyoruz. Burada bütün stresimi attım” ifadelerini kullandı.


Resim öğretmeni Esin Küçük, etkinlik sayesinde kadınların hem sosyalleştiklerini hem de moral bulduklarını ifade ederek, “Etkinlik, festival havasında çok güzel geçti ve burada olmaktan çok mutlu oldum. İyi ki gelmişim diyorum. Sosyalleştiğimiz, kadınlarla birlikte el ele olduğumuz güzel bir gün geçirdik” dedi.


TADEKA üyelerinden Nagehan Kargılı, daha önce böyle bir etkinliğe hiç katılmadığını belirterek, “Daha önce arkadaşımızla böyle bir çalışma yapmamıştık. Kadınlar bir arada olmaktan dolayı mutlular. Aynı zamanda sosyalleşiyoruz. Ben daha önce böyle etkinlikleri Avrupa ülkelerinde görmüştüm ama biz bunu daha önce yaşamamıştık. Büyükşehir sayesinde bunu yaşadık. Çok memnunuz” diye konuştu.



Mersin’de ’Kadın ve Bisiklet’ etkinliği

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TBMM’de 6-8 Ekim olayları tartışması yaşandı TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti grup önerisi görüşmeleri sırasında 6-8 Ekim olayları tartışması yaşandı. TBMM Genel Kurulu’nda DEM Parti, 6-8 Ekim olaylarının araştırılması için grup önerisi verdi. Grup önerisi üzerine DEM Parti Erzurum Milletvekili Meral Danış Beştaş konuştu. Beştaş, 6-8 Ekim olaylarını hatırlatarak, “Kobani’de ne oldu? 15 Eylül’de IŞİD, Kobani’yi kuşattı ve Salih Müslim acil yardım talebinde bulundu, yüz binlerce insanın, 400 bin Kobanilinin ölüm tehdidi altında olduğunu ifade etti. Birleşmiş Milletler Suriye Özel Temsilcisi Stefan de Mistura 7 Ekim’de açıklama yaptı ve katliam riskine dikkat çekti, ’Kobani halkını koruyalım’ çağrısında bulundu. Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban Ki-mun da Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Yüksek Komiseri de aynı çağrıyı yaptı. Bütün dünyada bu çağrılar çığ gibi büyüdü ve 25 Eylülden sonra bütün dünyada, bütün kıtalarda Kobani halkıyla dayanışma eylemleri yapıldı ve IŞİD protesto edildi. Bu protestolar 25 Eylül’de başladı, neden 6 Ekim geçiyor; onu da bir soru olarak koyuyorum. 6-8 Ekim’de genel kabul gören veri -çünkü iktidar soruşturmuyor, kovuşturmuyor, failleri bulmuyor, yakalamıyor, ceza vermiyor- 54 ölüm ve bunların 47’si partimizden, HDP’li, partimizin üyeleri, yöneticileri” ifadelerini kullandı. Saadet Partisi Grup Başkanvekili Bülent Kaya, 2 bin 700 müştekinin bütün suçlardan beraatine karar verildiğini aktardı. İYİ Parti Antalya Milletvekili Uğur Poyraz da, 6-8 Ekim olaylarına gelene kadar yaşananları anlattı. CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre ise, 6-8 Ekim olaylarına ilişkin davayla ilgili olarak, "Bu dosyadaki ana kurgu şunun üzerine kurulmuş, iddianamede ’Abdullah Öcalan’dan aldıkları talimat üzerine sosyal medya paylaşımlarıyla, demeçlerle halk sokağa çağırıldı ve onlarca insanın ölümü, yaralanması, maddi, manevi zararlar ortaya çıktı, bundan ötürü bu insanlar cezalandırılmalıdır’ deniliyor değil mi? Burası net. Peki, değerli arkadaşlar, öyleyse Abdullah Öcalan niye bu dosyada sanık değil? Bakın, çok net bir soru soruyorum size. Öyleyse Abdullah Öcalan niye bu dosyada sanık değil? Niye biliyor musunuz? Cezaevinde olması engel değil yani bunu da mı biz söyleyelim. Çünkü yargının bir siyasi operasyon olarak kullanıldığının onlarca delilinden biri. Bakın, size bir şey daha söyleyeceğim; bunun cevabını veremeyeceksiniz, biliyorum, bir şey daha söyleyeceğim: Değerli arkadaşlar, bu dosyaya ilişkin kamuoyunca çok tartışma oldu ve bütün tartışmalarda ’Yasin Börü’nün katilleri, katilleri’ dendi. Bakıyorsunuz, o, 40’a yakın ilde o kadar vatandaşımız hayatını kaybetti, yaralandı, postaneler yakıldı, okullar yakıldı; bunlara ilişkin kurulan bir hüküm yok. Demokratik bir ülkede ne olması lazım? Bütün bunları yapanların faillerinin cezalandırılması lazım. nerede? Suçun işlendiği yerde. Öyle değil mi? Yani demokratik bir ülkede olması gereken bu değil midir? Peki, değerli arkadaşlar, bunu da geçtik” dedi. DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit, IŞİD’in bir kenti yok etme tehdidi olduğu için demokratik çağrı yapıldığını iddia etti. Beştaş da, 6-8 Ekim olaylarında Kürt düşmanlığı yapıldığını ve IŞİD tarafından Kürt kökenli insanların yok edilmek istendiğini öne sürdü. AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin de, Kobani’de yapılan konusunda herkesin destek vereceğini belirterek, "Ama siz kendi içinde yaşadığınız şehirleri altüst etmeye davet ediyorsunuz. PKK’nın yaptığı davete icabet ediyorsunuz, üstelik el yükseltiyorsunuz. Sizin birinci meseleniz asla ve asla bu ülke değil, sizin meseleniz bu ülke değil. Siz Meclisi bir araç olarak kullanıyorsunuz, bir daha söylüyorum” dedi. AK Parti Diyarbakır Milletvekili Mehmet Galip Ensarioğlu, çözüm sürecinde toplumu ikna için hükümetin, devletin yürüttüğü bir süreç olduğunu hatırlatarak, o süreçte kendilerinin de bunun niçin gerekli olduğunu anlatmaya çalıştıklarını söyledi.
Mardin Mardin’de iki kız kardeşin okuma azmi engel tanımıyor Mardin’in Artuklu ilçesinde yaşayan 2 kız kardeş, eşyasız ama kitap dolu evlerinde tüm zorlukları aşarak üniversiteyi kazanmak istiyor. Kız kardeşleri küçük yaşta evlendirilen ve kendileri okumayı başaran Hazal Aybüke Atay (25) ve kız kardeşi Ayşil Neva Atay (19), okumak için destek bekliyor. Kendileri de evlendirmek isteyen fakat okumak isteyen kız kardeşler okuma azimlerini sürdürüyor. Batman’da şehit edilen Aybüke öğretmenin hayatını kendine örnek alan kız kardeşlerden Hazal, ismine mahkeme kararıyla "Aybüke" öğretmenin ismini ekletti. Atay, “Genelde kitaplarla örülü bir hayatımız var. Sürekli kitaplarla haşır neşir bir şekilde bilgi edinmeye çalışıyoruz. İsmime gelecek olursak, 2017 yılında mezuniyet senemde Şehit Şenay Aybüke Yalçın öğrencilerine karne dağıttıktan sonra terör örgütü tarafından şehit edildi. Şehit Aybüke öğretmenin üzerimde çok farklı bir etkisi oldu. Uzun süre etkisinden çıkamadım. Her yıl kendisini saygıyla anıyorum. Onun ismini yaşatmak istedim ve gerekli müracaatlarda bulundum. Şu an Aybüke öğretmenimizin ismini taşıyorum. Bizim de öğretmenlerimiz var, biz de karne alıyorduk. Şehit edildiği gün aklıma öğretmenlerim geldi” diye konuştu. Kız kardeşi Aysil Neva Atay ise bugüne kadar yüzlerce kitap okuyarak hukuk fakültesini okumak için hazırlandığı, sınavı kazanıp kadınların hakkını savunmak için hakime olmak istediğini belirtti. Her çocukta olduğu gibi kendi okuma merakının da çocukken başladığını vurgulayan Atay, "Hukuk alanında uzman bir hakim olmak istiyorum. Fakat oldukça kaynak eksikliğim var" ifadelerinde bulundu.
Edirne Vali, öğrencilere okul sevgisi aşıladı Edirne Valisi Yunus Sezer, öğrencilerin devamsızlık yapmaması ve öğrencilere okul sevgisini aşılamak amacıyla çocuklarla birlikte geleneksel oyunlar oynadı. Edirne Valisi Yunus Sezer, Barutluk Mahallesi’nde bulunan ve pilot okul olarak seçilen Fevzi Paşa İlkokulu bahçesinde oluşturulan “Geleneksel Oyun Alanı” projesi ile dezavantajlı öğrencilerle birlikte topaç çevirme, beş taş, ip atlama ve daha birçok oyun oynayarak çocukların devamsızlık sorununun önüne geçilmesini hedefledi. Hayatta geçirilen proje ile devamsızlık yapan yaklaşık 1300’e yakın öğrenciye okul sevgisi aşılandı. Öğrenciler geleneksel oyunlar oynayarak okullu oldu. Proje sayesinde devamsızlık yapan öğrenciler geleneksel oyunlar oynayarak hem eğleniyorlar hem de öğreniyorlar. Vali Sezer, Edirne’deki diğer okullarda da benzer alanların oluşturulacağını ve devamsızlık sorununun önüne geçilerek, öğrencilerin okullu sevmelerinin amaçlanacağını belirtti. “Çocukların okulu sevmeleri çok önemli” Edirne Valisi Yunus Sezer, "Öğrencilerin hem akademik başarılarını artırmak hem de sosyal, sportif ve kültürel gelişimlerine katkı sağlamayı hedefliyoruz. Öğrencilerimizin okula devamıyla ilgili sıkıntı yaşıyoruz sene başından beri. Çocuklarımızı okulu sevdirme, okulla ilgili olarak aileleriyle okulu bir araya getirme ve çocuklarımızı evlerinde ziyaret ederek eksikleri varsa onları bir şekilde giderme ve her halükarda çocuklarımızın okullara devamını sağlama amacıyla bir dizi proje yürüttük. Yaklaşık 1300’e yakın devamsız öğrencimiz vardı. Bu öğrencilerimizin şu anda neredeyse tamamı devam eder duruma geldiler. Bu söylediklerim sürekli devamsız öğrencilerimizdi. Şimdi öğrencilerden çok az bir kısmı bazen işte aralıklı olarak devamsızlık yapıyorlar. Onlarla ilgili de çalışmalarımız devam ediyor. Burada çocuklarımız hem okulu sevsinler, hem gelsinler burada enerjilerini atsınlar, hem de geleneksel oyunlarımızı öğretelim diye hocalarımız, öğretmenlerimiz, müdürümüz, milli eğitimimiz yoğun bir çaba içerisinde. Burada da okul bahçesini geleneksel oyunların oynanabileceği şekilde dizayn etmiş durumdalar. Biz de çocukluğumuzu hatırladık. Burada hem halat çekmece, hem topaçla ilgili topaç döndürmece, bunlar çocukluğumuzda çok vardı. Şimdi çocukların, yeni neslin de bunu öğrenmesi bizim açımızdan çok önemli. Hem eğleniyorlar, hem öğreniyorlar, hem de geleneksel oyunlarımızı unutmuyorlar, hem de okulu seviyorlar. Bu çok önemli, çocukların okulu sevmeleri çok önemli” dedi.
Kocaeli Tanımadığı genci parkta öldüren sanık: "’Niye bakıyorsun lan’ diyerek bana küfür etti" Kocaeli’nin Derince ilçesinde tanımadığı genci bıçaklayarak öldüren sanık hakim karşısına çıktı. Maktulü daha önce tanımadığını söyleyen sanık, "Şahıs ’Niye bakıyorsun lan’ diyerek bana küfür etti. Şahıs beni ölümle tehdit ederek saldırdı. Ben kendimi savundum, şahsın yaralandığını hiç düşünmedim. Öldüğünü sonradan öğrendim" dedi. Olay, 23 Temmuz 2023 gece saatlerinde Yenikent Mahallesi İsmet Paşa Caddesi Mimar Sinan Parkında meydana geldi. Edinilen bilgiye göre, parkta Kaptan Kırdudu (26) ile Murat E. (42) arasında tartışma yaşandı. Yaşanan tartışma kavgaya dönüşürken, Kırdudu darp edilip bıçaklandı, olayı gerçekleştiren şahıs ise kayıplara karıştı. Sağlık ekiplerince Kırdudu’nun olay yerinde hayatını kaybettiği tespit edildi. Cinayet büro dedektifleri, zanlıyı yakalamak için güvenlik kameralarını inceledi. Yapılan incelemede bir şüphelinin üzerinden kan damladığını gördü. Görüntülerden yola çıkarak kan damlalarını takip eden ekipler, olayı gerçekleştiren zanlıyı yakaladı. İfadesi alınan zanlı çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. "Ölen şahıs bana, ’Niye bakıyorsun lan’ diyerek küfür etti" Olaya ilişkin ilk celse Kocaeli 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü. Duruşmaya tutuklu sanık Murat E., taraf avukatları ve aileler katıldı. Yaşananları anlatan Murat E., "Olay tarihinde gece saatlerinde parkta tek başıma oturuyordum. Alkol satın almıştım ancak henüz içmemiştim. Parkta otururken arkamdan bir ses geldi. Arkama baktığımda birinin geçtiğini fark ettim. Ölen şahıs bana, ’Niye bakıyorsun lan’ diyerek küfür etti. Gayri ihtiyari baktığımı söyledim ancak adını sonradan öğrendiğim Kaptan bana yine küfür etti. Alkollü ve çok sinirliydi. Başıma dikilmeye başladı ve yine aynı şekilde ’Neden bakıyorsun?’ diye küfür etmeye devam etti. Banan kafa atmaya çalışarak, ’Seni öldürürüm’ dedi. Kafa atmaya çalışınca ben eğildim Kaptan’ın üzerine parke düştü ve kalkar kalkmaz elindeki bir şeyi bacağıma doğru savurdu. Acı hissettim. Kaptan üzerime çullandı, bu esnada elinde bıçak olduğunu anladım. Ben altta kaldım, boğuşmaya başladık, kendisini sürekli itekledim ve bıçağı almaya çalıştım. Bıçağı da şahsa doğru itekliyordum. Kaptan, ’Seni öldürürüm’ demeye devam ediyordu. Ben ölen şahsın kolunu sırtına doğru büktüm ve bıçağı almaya başardım. Devamında hemen oradan kaçtım. Çok korkmuştum" diye konuştu. "Öldürme kastım yoktu, ben kendimi savundum, şahıs beni ölümle tehdit etti ve yaraladı" Olay sonrası yaşananları anlatan Murat E., "Ağzımda inanılmaz bir kuruluk hissi oluştu, yakındaki camiye elimdeki bıçakla geçtim. Camide elimdeki bıçağın bana ait bıçak olduğunu fark ettim. Benim bıçağım normalde çantamda duruyordu. Bıçağı nasıl elime aldım bilmiyorum. Tahminimce ölen şahıs bana kafa atmaya çalışıp düştüğünde çantamdan bıçağım düştü. Şahıs da bu bıçağı alarak bana hamle yaparak kullandı. Camide elimdeki bıçağın bana ait olduğunu fark edince attım. Eve gidecekken cep telefonumun üzerimde olmadığını fark ettim. Olay yerinde düştüğünü düşündüm. Telefonu almak için olay yerine gittiğimde şahıs yerde oturuyordu. Telefonumu aldıktan sonra olay yerinden ayrıldım ve evime gittim. Şahsın olay esnasında bu kadar ciddi şekilde yaralandığını fark etmedim, hatta yaralandığını dahi hiç düşünmedim. Evde kendi kendime bacağımı tedavi etmeye çalıştım ancak başarılı olamadım, kanama durmadı. Bunun üzerine ertesi gün akşam üstü hastaneye gittim, düşerek yaralandığımı söyledim. Bacağıma dikiş atıldı ve eve döndüm. 1 gün sonra da polisler eve geldi ve şahsın öldüğünü söyledi. Öldürme kastım yoktu, ben kendimi savundum, şahıs beni ölümle tehdit etti ve yaraladı. Şahsı tanımam herhangi bir husumetimde yoktur" şeklinde konuştu. Mahkeme heyeti, avukatların savunmalarının ardından sanığın tutukluluk halinin devamına karar vererek duruşmayı erteledi.