GENEL - 10 Kasım 2020 Salı 15:15

Başkan Arı, “Vicdanı olmayan ve akıl sağlığını yitirenler yetersiz”

A
A
A
Başkan Arı, “Vicdanı olmayan ve akıl sağlığını yitirenler yetersiz”

Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, akıl ve vicdan sahibi herkesin şehirdeki değişimi ve gelişimi gördüğünü ancak bazılarının ısrarla dedikodu üretmeye devam ettiğini belirterek, “Biz şehrimize hizmeti akıl sahipleri ve vicdan ehilleri için yapıyoruz.

Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı, akıl ve vicdan sahibi herkesin şehirdeki değişimi ve gelişimi gördüğünü ancak bazılarının ısrarla dedikodu üretmeye devam ettiğini belirterek, “Biz şehrimize hizmeti akıl sahipleri ve vicdan ehilleri için yapıyoruz. Şehrin kalkınmasından, iyileşmesinden sıkıntı duyan, karın ağrısı çekenlerin ne dediğinin hiçbiri umurumda değil. Biz önümüze bakıyoruz.” dedi.


Belediye Başkanı Rasim Arı, Nevşehir Belediyesi tarafından hayata geçirilen ‘Dijital Eğitim Platformu’ tanıtım toplantısı öncesinde gazetecilere açıklamalarda bulundu.


Göreve geldiği günden bu yana alınan tedbirlerle ve gerçekleştirilen reformlarla güçlü bir mali yapıya kavuşan Nevşehir Belediyesi’nin kısa sürede tüm Türkiye’ye örnek olacak belediyecilik hizmetleri ile taraflı tarafsız herkesin takdirini kazandığını ifade eden Arı, bu süre içerisinde özellikle altyapı probleminin çözümü için ciddi bir çaba sarf ettiklerini kaydetti.


Arı, “Ben 2 Nisan 2019 tarihinde görevi devraldım daha belediyeyi öğrenmeden 1. Altyapısını başlattık. Bu planlı bir hamleydi. Ben seçimlerden önce sürekli olarak bu şehrin hem psikolojisini, hem sosyolojisini hem de fiziksel altyapısını analiz etmiştik. Şehrin nerede sorunu var, hangi noktalarda değişime, dönüşüme ihtiyacı var hepsini seçilmeden önce tespit etmiştik.” diye konuştu.


Arı, gerçekleştirilen 1. ve 2. altyapı hamleleri ile birçok bölgede 30 yılı aşkın süredir kullanılan asbest borular yerine en az 100 yıl dayanıklı ve daha sağlıklı yeni nesil borular döşeyerek şehirde ilk kez yağmur suyu hatlarını oluşturduklarını açıkladı.


“Altyapı için 400 milyon liralık yatırım”


Son dönemde gerçekleştirilen planlı su kesintilerinin ana isale hatlarındaki yenileme çalışmalarından kaynaklandığını belirten Arı, “ Şehrin tamamının altyapısını yenilemeden bu su kesintilerine son vermemiz mümkün değil. Şimdi şehrin birçok noktasında en az 30 yıldır kullanılan eski asbestli borular yerine yeni nesil, en az 100 yıl ömürlü ve daha sağlıklı borular döşedik. Yeni boruları döşedikten sonra suyu verdiğimiz zaman tazyikle eski borular patlıyor. Değiştirmediğimiz asbestli borular patladığı için de spesifik kesintiler yapıyoruz. Bu kesintiler de geçtiğimiz yıllar ile kıyaslandığında daha az bir oranda. Su ihtiyacından dolayı asla kesintiye gitmiyoruz. En fazla su tüketiminin yaşandığı yaz aylarında bile depolarımız doluydu.” dedi.


3,5 yıllık görev süresi sonunda şehrin altyapı probleminin tamamen ortadan kalkacağını ve bunun için Nevşehir Belediyesi’nin yaklaşık 400 milyon lira bir yatırım planlaması yaptığını açıklayan Arı, sözlerini şöyle sürdürdü;


“3,5 yılın sonunda altyapı hamlesinin tamamını bitirmiş olacağız ve şehrin altyapı problemi tarihe karışacak. Bunun yaklaşık maliyeti 400 milyon lira. Türkiye’de birçok belediye pandemi sürecinde altyapı yapamazken biz milyonlarca lira yatırım yaptık. Altyapı cesaret işidir beraberinde finans işidir. Bakın böyle bir dönemde 2019 yılının tam üç katı altyapı yaptık ve yapmaya devam ediyoruz. Biz altyapıyı bitirmeden makyaja geçmeyeceğiz. İnsanların gözünü boyamak için belediyemizin kaynaklarını boşa harcamayacağız. Bizim ilk önce halkımıza sonra hakka karşı bir sorumluluğumuz var. Vicdansızlıktır eğer ben altyapıyı yapmadan üstüne bir şey yaparsam. “


“Başka çaremiz yok”


“Biz ne pahasına olursa olsun, ne kadar eleştiri alırsak alalım, ne kadar tenkit edilirsek edilelim bu şehrin geleceği için altyapıyı yapmak zorundayız. Boşa harcanacak tek kuruşumuz olmadığı için bunu yapmaktan başka çaremiz yok. Benim en önem verdiğim şey altyapı neden? Çünkü ben bu şehri turizme açmak istiyorum, ben bu şehri marka şehir yapmak istiyorum, ben Nevşehir’i Türkiye’de ve dünyada örnek bir şehir yapmak istiyorum. Eğer ben bu hedeflerde ilerlerken altyapıyı yapmazsam Nevşehir Kalesi’ni, Kayaşehir’i turizme açmamızın hiçbir manası yok. Altyapısı sağlam olmayan bir ilde üstyapıya hiçbir şey yapamazsınız. Yıllık bir şehre 11 milyon metre küp su verir kayıp ve kaçaktan dolayı bunun ancak 5,5 milyon metre küpünü faturalandırdığınız bir şehirde belediyeciliği sürdüremezsiniz. İşte bu yüzden altyapı hamlelerini başlattık ve çok şükür belli bir noktaya geldik. “


‘Vicdanı olmayan ve akıl sağlığını yitirenler yetersiz’


Yapılan bu çalışmalardan rahatsız olanlara ve haksız eleştirilere kulak tıkayarak Nevşehir için, bu şehrin insanları için gece gündüz demeden çalışmaya devam edeceklerini belirten Arı, daha sonra şöyle konuştu;


“Bizler bu şekilde çalışırken bazıları algı yapıyorlar. Su arızalarının sebebinin yaptığımız altyapıdan kaynaklandığını söyleyenler var. Altyapıya boş yere para harcadığımızı iddia edenler var. Bugüne kadar altyapısını yenilediğimiz hiçbir yerde su arızası meydana gelmedi gelmeyecekte. Altyapısını değiştirdiğimiz bölgelerdeki boruları herkes gördü. Bu boruları ben uzaydan getirmedim. Bu borulardan bu şehrin insanları su içiyordu. Yeni döşediğimiz borularla eski borular arasındaki farkı akıl ve vicdan sahibi herkes görüyordur. Bunları göre göre bir insan aksi bir şeyi nasıl söyler? Ben altyapıyı alıp sırtıma götürmeyeceğim.”


“Ben bu şehrin evladıyım”


“Yaptığım tüm işleri bu şehir için yapıyorum. Bu şehrin iyiliği için çalışıyoruz ama bazılarının işine gelmediği için farklı algı peşinde. Adamın vicdanı yoksa akıl sağlığını da kaybetmişse şehrin iyiliğinden rahatsız olur.3,5,10 kişi de olsa maalesef bu şehrin gelişmesinden, kalkınmasından rahatsız olanlar var. Bunların kim olduğunu ben çok iyi biliyorum. Kamuoyu da tahmin ediyordur. Ama bu şehir bizim. Biz bu şehrin evladıyız. Bize emanet bu şehre adam diye hizmet diye verildi. Bu şehrin her bir bireyine hizmet etmemiz için bize oy verdiler.


Benim idare ettiğim belediyede belediyenin tek kuruşunu heba edecek, tek kuruşuna göz dikecek adamın gözünü çıkartmazsam Allah bana belediye başkanlığını nasip etmesin. Herhangi bir personelim yapsın gözünü çıkartmazsam bende de sıkıntı var demektir. Ben bu şehrin tek kuruşunu heba etmem. Öyle olduğu için 89 Milyon’dan borç bu kadar hizmet ederken 53 Milyon’a düştü. Bende olmaması yetmez benim personelim eğer tek kuruşa tenezzül ediyorsa onun gözünü çıkartmazsam o zaman bende bir sıkıntı var demektir. Ya beceriksiz yöneticiyimdir ya da bende beraberimdir. Ben ne beceriksizim ne de kimseyle ortakçılığım var. “


“Bu nasıl vidandır”


“Biz iki makama hesap veririz. Birincisi halka hesap veririm ikincisi hakka hesap veririm. Herkese eşit mesafedeyim. Aksini yapmadım ve yapmayacağım. Biz şehrimize hizmeti akıl sahipleri ve vicdan ehilleri için yapıyoruz. Şehrin kalkınmasından, iyileşmesinden sıkıntı duyan, karın ağrısı çekenlerin ne dediğinin hiçbiri umurumda değil. Biz önümüze bakıyoruz. Trafik ışıklarına takılırsan eve geç gidersin. Biz takılmayacağız, yolumuza bakacağız. İsteyen istediğini konuşabilir. Şehrin gelişmesinden, kalkınmasından bir insan nasıl rahatsızlık duyabilir? Nasıl bir vicdandır bu? Nasıl bir insanlıktır? Bakın 3,5 yıl benim şevkimi kırmayın sonra Allah kerim. Ama 3,5 yıl herkes otursun oturduğu yerde. Bilmiyor değiliz. Kimlerin ne yaptığını biliyorum. Elbette eksikliklerimiz vardır ama asla yanlışımız yok.”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Trabzon Prof. Dr. Osman Bektaş: "Doğu Karadeniz 3 riskli fay ortasında yer alıyor" Doğu Karadeniz Bölgesi’nde dolgu ve heyelanlı alanlarındaki yapılaşma deprem riskini büyütüyor. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, bölgenin 3 tane fay arasında bulunduğuna dikkat çekerek yerel yöneticilerinin deprem algısını benimsemeleri gerektiğini söyledi. Doğu Karadeniz Bölgesi’nin dik ve engebeli arazi yapısı tehlikeli yapılaşmayı beraberinde getirdi. Son yıllarda dolgu ve heyelanlı alanlarda yükselen yüksek katlı binalar deprem riskini arttırdı. 3 riskli fay ortasında bulunan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde uzmanlar özellikle dolgu ve heyelanlı alanlara yapılan yüksek katlı binalara karşı uyarılarda bulundu. Jeoloji Mühendisi Prof. Dr. Osman Bektaş, Trabzon’daki yapı stokunun depreme dayanıklı olmadığını belirterek “Yerel yöneticilerin Doğu Karadeniz’in deprem tehlikesini kabullenmesi gerekir. Maalesef yıllardan beri burada deprem olmaz buranın deprem tehlikesi yoktur diye Doğu Karadeniz’in yapı stoku maalesef depreme dayanıklı değildir. Yani hem şu andaki yapı stokumuz depreme dayanıklı değil hem şehirleşme, heyelan sahaları üzerinde, yamaçlarda veya kumsal alanda yapılaşmalar mevcut. Kumsaldaki bir apartman üç depremi hissetti. Şimdi bu durumda burada deprem tehlikesi yok demek mümkün mü? Mümkün değil. Yani her şeyden önce yöneticilerin bu deprem algısını benimsemeleri lazım. Halkın daha duyarlı olması lazım. Toplum ve yöneticiler ile el birliği verirsek bu gelecek kuşağı daha sağlıklı, daha güvenli bir yaşam ortamı bırakmış oluruz” dedi. Trabzon’da Yomra, Beşirli ve Akyazı’da riskli yapıların olduğuna dikkat çeken Bektaş, “Deprem açısından eğer değerlendirecek olursak en riskli yerlerden bir tanesi Yomra’da Şana mevkii. Kumsal alan üzerindeki binalar veya dere yatağındaki büyük binalar. Ayrıca Beşirli ve Akyazı mahallelerinde heyelan sahaları üzerinde dikilmiş çok katlı binalar. Bunlar her an sallanıyor. 10 kilometre açıkta kuzeyimizde Karadeniz fayı var. Deprem kaynağı. Güneyimizde 100 kilometre uzaklıkta Kuzey Anadolu fayı var. Türkiye’nin en büyük fayı. Doğumuzda Kuzeydoğu Anadolu fayı var. Bu üç tane deprem kaynağı arasında ben kumsalın üzerindeyim ve her depremi de hissediyorum. O zaman deprem tehlikesi yok demek ne kadar doğrudur?” ifadelerini kullandı.
Bursa (Özel) "Tarlasını yola çevirenlere" kızdı, tabelayı dikti Bursa’da parsel parsel sattıkları arazilerin yolunu çiftçinin mahsul ekili tarlasından geçiren emlakçılar, köylüyü çileden çıkardı. Tarlasının ortasından kaçak yol yapıldığını gören köylü ise, “Bu tarladan emlakçı geçemez, vatandaşa helaldir” tabelası asıp yolu kapattı. Bursa’nın Nilüfer ilçesine bağlı 165 haneli Güngören Köyü’ndeki arazileri parsel parsel satan emlakçıların oyunu, köylüyü isyan ettirdi. Emlakçılar, ’hobi bahçesi ve tiny house projesine uygun’ diyerek arazileri köy ve doğa hayali kuran vatandaşlara satmak istedi. Ancak iddiaya göre emlakçılar satışa çıkardıkları arazinin yolu olmayınca, Yücel Özdemir’e ait tarlanın ortasından izin almadan yol geçirdiler. Durumu fark eden arazi sahibi Yücel Özdemir (37) tarlasının ortasından giden yolun izinsiz yapıldığını görünce hemen emlakçıyı aradı. Fakat emlakçıyla anlaşamayan Özdemir, “En azından ahlaken bana bir sorsaydı, ben hayvancılıkla uğraşıyorum. Benim mahsulümü ezip geçti. Kendisinden şikayetçi olacağım” dedi. Kendisine ait tarlanın yol olarak kullanılmasına izin vermeyen Yücel Özdemir, tarlanın girişine “Buradan emlakçı geçemez, şahsa helaldir” tabelası dikti. Yaşadığı mağduriyet üzerine konuşan Özdemir, “Bir emlakçı benim tarlamın arka tarafında hobi bahçesi yapmak için yer alıyor. Buraya gidecek yolu bulamayınca beni aramadan kepçelerle tarlamın ortasından yol geçiriyor. Burada hayvanlarımı otlatıyordum, şimdi tarlamın 3’te birini kullanamıyorum. İnsan en azından beni arar, "anlaşalım" diye sorar. Ben kendisini aradığımda da komik rakamlar teklif ediyor, "istediğim gibi yol geçiririm" diye konuşuyor. Üstelik beni mahkemeye vereceğini söylüyor” diye konuştu. Yol krizinin sık sık yaşandığını belirten Köy Muhtarı Mesut Aydın ise, “Burada sık sık parsel sorunu yaşanıyor. Bu köyün 165 hanesi 300 kişilik yerli nüfusu var. Fakat bu rakam şu anda 900 kişiye ulaşmış durumda. Yer sahibi olan vatandaşlar aldıkları arazinin yolu var mı? yok mu? bakmadan ev yapmaya kalkıyorlar. En azından burada kurulan bir muhtarlık heyeti var. Gelip bize danışsınlar. Şimdi birçok köylümüz bu durum nedeniyle mağdur oluyor. Mahsulü çiğneniyor, iş mahkemeye gidiyor” dedi.