KÜLTÜR SANAT - 13 Eylül 2024 Cuma 12:01

Kale duvarında kitabedeki gizemli alfabeyi bilim insanları çözemedi

A
A
A
Kale duvarında kitabedeki gizemli alfabeyi bilim insanları çözemedi

Osmaniye’nin Sumbas ilçesinde bulunan Çem Kalesi’nin duvarındaki kitabede hangi dilde ve hangi alfabe ile yazıldığı henüz çözülememiş gizemli metin çözülmeyi bekliyor.


Sumbas ilçesi Mehmetli Beldesi sınırları içerisinde bulunan oldukça dik ve sarp bir kayalığın üzerine kurulan Çem Kalesi, bilim insanları tarafından henüz çözülememiş yazılı metinleri ile gizem barındırıyor. Kale surlarının 3 farklı noktasında bulunan kitabelerde hangi medeniyet tarafından kullanıldığı bilinmeyen alfabe ile yazılmış yazılı metin bulunuyor. Yapılan çalışmalarda şu ana kadar alfabenin hangi medeniyet ve millet tarafından kullandıldığı ve kitabede ne yazdığı çözülmüş değil. Çem Kalesi’ndeki yazılı metinlerin dünyada çözülememiş ender yazıtlardan olduğunu belirten Araştırmacı Tarihçi-Yazar Yurdaer Yanık, "Dünyada henüz çözülememiş gizemli alfabe çözülürse Çukurova tarihi baştan yazılır" dedi. Yanık, "Çem Kalesi bölgede ticaret yolunun üzerine kurulmuş, oldukça korunaklı bir Ortaçağ kalesidir. Osmanlı döneminde Vannos Kalesi olarak bilinir. Kale surlarında devşirme taş olarak kullanılmış 3 ayrı kitabe var ki şu ana kadar gizemi çözülemedi. Hangi dilde yazıldığı belli olmayan metinlerde ne var bilmiyoruz. Bilim insanlarını, akademisyenleri buraya davet ediyorum. Metindeki harflerin bazıları İskit Türklerinin kullandığı alfabedeki harflere benziyor ama İskit alfabesi değil. Bazı harfler ise Göktürk alfabesine benziyor. Buradaki yazılı metin çözülürse Çukurova tarihi baştan yazılır" şeklinde konuştu.



Kale duvarında kitabedeki gizemli alfabeyi bilim insanları çözemedi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Ayhan Bora Kaplan’dan rüşvet aldığı iddia edilen polisler hakim karşısına çıktı Ankara İl Emniyet Müdürlüğü’nde dönemin organize suçlardan sorumlu emniyet müdür yardımcısı olarak görev yapan 1. Sınıf Emniyet Müdürü Alp Aslan, Ankara Asayiş Şubeden sorumlu Emniyet Müdür Yardımcısı Oben Özay ile suç örgütü lideri olduğu iddiasıyla yargılanan Ayhan Bora Kaplan’ın da aralarında bulunduğu 4’ü polis 5 kişinin “rüşvet” ve “mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet” suçlarından yargılanmasına başlandı. Ankara 33. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya tutuksuz sanıklar Ercan Karagöz, Alp Arslan, Oben Özay ve Serdar Coşkun katılırken, bu dosya kapsamında tutuksuz olan ancak hakkında silahlı suç örgütü kurduğuna yönelik açılan davada tutuklu yargılanan Ayhan Bora Kaplan, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davaya katılacağı gerekçesiyle mazeret sunarak duruşmaya katılmadı. Sanıkların kimlik tespitinin ardından mahkeme başkanı, sanıkların dinleneceğini belirterek tutuksuz sanık Alp Arslan’a söz verdi. Banka hesabındaki para transferleri hakkında konuşan Arslan, “Para transferi olmuş bu kişilerin neredeyse tamamı arkadaşım ya da akrabalık bağım olan insanlardır. Özellikle 3 kişiden bahsedilmiştir. Mazlum Görgü, Levent Yılmaz arkadaşımdır. Bahsettiği işlemler trafikte kavga, basit bir yaralama. Yine bir işlemden bahsedilmiş; o da kavga, basit bir yaralama. Silah satmışım onun işlemi. Bunun cevabı bu efendim; ticari işlemlerdir” dedi. "Otele nakit para göndermemiz gerekiyordu, borç aldım" Para transferlerinin alacak-verecek meselesi olduğunu iddia eden Arslan, “Ben Vedat’tan borç aldım. Tatilde otele nakit para göndermemiz gerekiyordu, eşimle beraber gidecektik. Param yoktu, borç aldım, bir gün sonra maaşım yattı, onu ödemiş. Bu niye dikkat çekmiş, onu da anlamış değilim” ifadelerini kullandı. Mal varlığını hiçbir zaman gizlemediğini, aksine mal beyanında bulunduğunu söyleyen Arslan, meslek hayatı boyunca herhangi bir haksız menfaat sağlamadığını söyledi. Sanık Arslan’ın savunmasının ardından mahkeme başkanının söz vermesi üzerine konuşan Oben Özay, “Yapılan tüm incelemelerde de belirtmiştim ki mal varlığım; bir tane oturduğumuz evim, eşim adına kayıtlı 2015 model BMW markalı araç, 2013 yılında gönderdiğim 600 bin lira nakit paradan ibarettir” dedi. Özay, F.A.’yı yaklaşık 10 süreyi aşkın süredir tanıdığını, kendisiyle kardeşlik, dostluk safhasında bir ilişkisi olduğunu ifade ederek, "Maaş hesabıma ve borsa işi ile uğraştığım için açtığım maaşımı aldığım iki hesabıma 570 bin lira para gönderdiği doğrudur. Bunun 170 bin lirası silah karşılığı, diğer kalan 400 bin lira para da 2019-2023 senesi arasında mühendislik okuyan ikiz oğullarım adına kullandığım para. F.A. aramızdaki dostluk ilişkisine bağlı bu 400 bin lirayı aralıklarla göndermiştir.” "Benim suça karışmamla ilgili hiçbir şey yoktur" Söz alan tutuksuz sanık Serdar Coşkun, ticaret yaptığını ve olaylardan ötürü ticaretinin engellendiğini söyleyerek, "Benim suça karışmamla ilgili hiçbir şey yoktur. MASAK raporlarında 2023 ve 2024 yılında hesabıma yüklü paraların girdiğini söylüyorlar. Emekli olmak için ne kadar beklemeliyim efendim. Baktım, dava yok. Aklandığımı düşündüğüm için şirket ortağı oldum ve kendi üzerimden işlem yapabiliyorum” dedi. Tutuksuz sanık Ercan Karagöz ise, “Gizli tanık Serdar Sertçelik ifadeleriyle soruşturmaya dahil edildim. Serteçelik’in de ifadelerini nasıl verdiğini basında gördük ve aynı mahkemede de yargılanıyorlar" diye konuştu. Sanık ifadelerinin ardından ara kararını açıklayan mahkeme, sanıkların mal varlığı üzerinde bulunan tedbir kararlarını kaldırmazken, başka dosyadan tutuklu bulunan Bora Kaplan’ın duruşmada dinlenilmesine hükmetti. Duruşma 20 Aralık’a ertelendi. Dava hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca başlatılan soruşturma çerçevesinde Ankara Emniyeti’nde Organize Suçlarla Mücadele Şubesinden sorumlu eski İl Emniyet Müdür Yardımcısı Alp Arslan, eski Ankara Asayiş Şube Müdürü Oben Özay, Başkomiser Ercan Karagöz ve polis Serdar Coşkun’un “mali profili ile uyumsuz şekilde banka hesaplarına yüksek tutarlarda para yatırıldığı” tespit edilmişti. Müdürler hakkında hazırlanan iddianamede, Ayhan Bora Kaplan’ın ifadeleri ve telefon kayıtları ile mali profiller de delil olarak yer almıştı. Sanıklar Aslan ve Özay’ın mal varlığı bildirilmesi kanununa muhalefet suçundan 5 yıla kadar hapis ve 10 milyon liraya kadar para cezası ile cezalandırılması talep edilen iddianamede, Aslan için ayrıca rüşvet suçundan da 12 yıl hapis talebinde bulunulmuştu. Ayrıca her iki emniyet müdürünün de “ömür boyu kamu hizmetinden men edilmesi” talep edilmişti. Öte yandan şüpheliler hakkında “suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama” iddiasından ayrıca soruşturma yürütüldüğü ve bu kapsamda “mal varlıklarına el koyma kararı talebinde bulunulduğu” belirtildi.
İstanbul Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, savcının tehdit edilmesiyle ilgili soruşturma başlattı: 9 gözaltı İstanbul, Çorlu ve Tekirdağ’da gereksiz yere özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin soruşturmayı yürüten savcı tehdit edildi. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, savcının tehdit edilmesiyle ilgili soruşturma başlatıldığını, 9 şüphelinin gözaltına alındığını açıkladı. Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı, özel hastanedeki yoğun bakım ünitesine yatırılan 12 bebeğin ihmalden öldüğü iddiasına ilişkin soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Y.E’nin tehdit edilmesine ilişkin soruşturma başlattı. Konuya ilişkin Büyükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılan açıklamada, "Birkaç özel hastanenin bebek yoğun bakım üniteleriyle ilgili soruşturma yürüten Cumhuriyet Savcısı Y.E’ye telefon ile ulaşan Avukat A.A.’nın soruşturma ile ilgili tehdit içerikli konuşması üzerine, Başsavcılığımız derhal soruşturma başlatmıştır. Teknik ve fiziki takip ile yasal dinlemelerde elde edilen kayıtlarından yola çıkarak şüpheliler tespit edilmiş, yakalama kararları uyarınca 9 şüpheli gözaltına alınmış, 1 kişi hakkında da yakalama çalışmaları devam etmektedir. Soruşturma kapsamında ayrıca biri ruhsatlı, biri ruhsatsız olmak üzere iki tabanca ele geçirilmiştir" denildi.
Kocaeli Kocaelispor’da oyuncular rotayı Ümraniyespor maçına çevirdi TFF 1. Lig’in 9. haftasında evinde Ümraniyespor’u ağırlayacak lider Kocaelispor hazırlıklarını sürdürüyor. Yeşil-siyahlı takımın tecrübeli oyuncuları Caner Osmanpaşa ile Oğulcan Çağlayan basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. TFF 1. Lig’in 9. haftasında evinde Ümraniyespor’u ağırlayacak lider Kocaelispor çalışmalarını Körfez Brunga tesislerinde sürdürürken, tecrübeli futbolcular Caner Osmanpaşa ile Oğulcan Çağlayan basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. İki rakip olarak birbirlerini iyi tanıdıklarını söyleyen Osmanpaşa, “İki takım birbirine yabancı değil. Ancak takım olarak birbirimize daha iyi adapte olmamız gerekiyor. Rakibimiz deplasmanda olduğu için baskı altında kalacaklar ve savunmada oynayacaklar. Bu da bizim açımızdan zorlayıcı olabilir. Bundan sonra umarım burada puan kaybetmeyiz. İlerleyen haftalarda puan farkını açarak üst sıralara çıkmak istiyoruz, ama şu an bunun için erken. Takımımıza destek olmamız gerekiyor. Özgüvenli olmamız için taraftarımızdan destek bekliyorum. Geçen hafta kötü bir performans sergiledik ama toparlamayı başardık. Taraftarlarımızdan tüm takıma destek vermelerini rica ediyorum” dedi. Geçtiğimiz hafta oynanan İstanbulspor maçını değerlendiren Oğulcan Çağlayan ise, “İstanbulspor maçına çok iyi hazırlanmıştık ve her şey planladığımız gibi gitti. Antrenmanlarda çalıştığımız pozisyonları sahada doğru futbolla ve ataklarla değerlendirerek iyi bir sonuç elde ettik. Taraftarımızı ve camiamızı mutlu ettiğimiz için çok sevinçliyim. Uzun bir aradan sonra liderliğe ulaştık. İnşallah sezon sonuna kadar birinci sırada kalıp 15 yıllık özleme son vermek istiyoruz. Hocama bana olan güveni için teşekkür ediyorum. Kart cezalısı olduğum için iki hafta takımdan ayrı kaldım. Cezam biter bitmez beni ilk 11’e aldı. Bu benim için çok önemliydi. İnşallah bu performansımı gol ve asistlerle süslerim. Takım olarak çok iyi bir ortamımız ve arkadaş grubumuz var” diye konuştu. Taraftarlardan, tüm oyuncuların arkasında olmalarını isteyen Çağlayan, Sahada oynayan ya da oynamayan tüm futbolcular üst düzey. Futbolun doğasında, oyunculara zaman zaman tepkiler olabiliyor. Ancak hepimizin hedefi bu takımı Süper Lig’e çıkarmak. Lütfen sahada ve saha dışında sadece bize destek vererek yardımcı olun. Aksi türlüsü kimseye bir şey kazandırmaz. Ümraniyespor maçı hakkında çok pozitifim. Çünkü takım olarak herkesin özgüveni yerinde. Maç gününe kadar çalışmalarımızı sürdüreceğiz ve galibiyet alarak farkı açmak istiyoruz” ifadelerini kullandı. Geçtiğimiz hafta oyundan çıkarılmasına gösterdiği tepkiyle ilgili sorulara ise Oğulcan, “Oyuncu olarak, iki haftadır oynamadığım ve takıma katkı sağlamak istediğim için oyundan çıkmak istemedim. Ancak hocamız maç eksiğim olduğunu gördü ve yorulmaya başladığımı fark etti. Bu yüzden beni oyundan çıkardı. Bu son derece doğal bir durum. Onun kararlarına her zaman saygı duyuyorum” şeklinde konuştu.
Aydın Didim Zeytin Festivali başladı Didim’de bu yıl 6. Düzenlenen “Didim Zeytin Festivali” renkli görüntülerle başladı. 3 gün sürecek olan ve ilçede yetiştirilen zeytin ve zeytin yağının tanıtılacağı etkinliğe katılım yoğun oldu. Didim Kaymakamlığı, öncülüğünde bu yıl 6. düzenlenen Didim Zeytin Festivali başladı. 11-13 Ekim tarihleri arasında gerçekleştirilecek olan festival açılış korteje ile başladı. Didim Atatürk bulvarı üzerindeki yürüyüş kortejine yörük kültürünün simgesi olan develer de katıldı. Develer’in ardından davul zurna ile yürüyüş başlatılırken korteje İlçe Kaymakamı Can Kazım Kuruca, Didim Garnizon Komutanı Erkut Arslan, kurum müdürleri, oda ve sivil toplum kuruluş temsilcileri, mahalle muhtarları, animasyon ekipleri, öğrenciler ve vatandaşlar katıldı. Atatürk bulvarı üzerinde devam eden yürüyüş Apollon Tapınağı önünde sona erdi. Açılış kurdelası ilçe protokolü tarafından kesildi. Ardından resmi törenlere geçildi. Aydın İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Altıntaş konuşmasında Aydın’ın zeytin varlığı hakkında bilgiler vererek “ Zeytin ağacının ölümsüzlüğü, dalının barışı simgelediği coğrafyamızın çok kıymetli, kadim bir üründür. Ülkemiz ve ilimiz sahip olduğu coğrafi konum ve iklimsel özelliklerle bu değerli meyvenin ve yağının üretilebildiği yegane yerler arasındadır. İlimiz zeytin üretimiyle ülke sıralamasında ilk sıralarda yer alan ve toplam üretime %10 üzerinde katkı sunan önemli bir zeytin üreticisi konumundadır. Nitekim ülkemizin sahip olduğu 30 coğrafi işaretli ürün arasında Aydın Yamalak Sarısı Zeytinimiz Aydın Memecik Zeytinimiz ile bu kıymetli ürünün yağı olan Avrupa Birliğince de tescillenmiş Aydın Memecik Zeytinyağımız bulunmaktadır. Geçtiğimiz yıl ilimizde toplamda 173 bin ton zeytin üretimi gerçekleşirken bu üretimin %70’i yağlık, %30’unu sofralık zeytin oluşturmaktadır. Bu yılki öngörümüz rekoltemizde 154 bin sofralık, 360 bin yağlık toplam 514 bin ton zeytin rekoltesi bekliyoruz. Ekonomisini tarımın yanında turizminle şekillendirdiği Didim ilçemizde altıncısı düzenlenen Uluslararası Zeytin Festivali’nin ilimizin ürünlerini ve kültürünü Yerli ve yabancı konuklarımıza tanıtma ve zenginliklerimizi onlarla paylaşma anlamında oldukça kıymetli olduğu kanaatini taşıyorum” dedi. Didim Kaymakamı Can Kazım Kuruca ise konuşmasında Didim’in antik ve zeytin’in antik geçmişiyle ilgili detaylı bilgiler aktararak “Ne mutlu bizlere ki dibinde biz 2 bin 500 yıllık ağaçlara sahibiz. Gözünüzün önündeki ağaçlar canlandırın ki bu tarihin gördüğü en büyük imparatorluk Osmanlı’nın başlangıcını görmüş, yükseliş dönemini görmüş, maalesef sona erdiğini görmüş. Bu güzel cumhuriyetimizin başlangıcını gördü ve gün gönderimizin sözüyle İlelebet faydalar olacak bu cumhuriyetle beraber bu büyük ağaçlar inşallah yaşamaya devam edecekler. Bu yıl 6. Didim Zeytin festivali de bunun geleceğe taşınması noktasında önemli bir adım olacaktır” dedi. Konuşmaların ardından Seçil Tireli “zeytin yolculuğu” adlı gösterisini sahneledi. Ardından DAHOT Halk oyunları ekipleri yöresel oyunlarını oynadı. Ardından İlçe protokolü festival alanında açılan standları gezdi; kendilerine ikram edilen ürünlerin tadına baktı.
Edirne Meriç’te coğrafi işaretli yer fıstığında hasat mesaisi başladı Edirne’nin Meriç ilçesinde bağlı Alibeyköy’de alternatif ürün olarak ata tohumu ile ekilmeye başlanan coğrafi işaretli yer fıstığında hasat mesaisi başladı. İnce kabuklu, kızıl renkli ata tohumu ile ekilen ve coğrafi işaretli Edirne’nin Meriç ilçesine bağlı Alibeyköy Köyü’nde üretilen yer fıstığının ekim alanları her geçen yıl yaygınlaşıyor. Türkiye’de yer fıstığı üretiminde önemli bir paya sahip olan Meriç’te yer fıstığı hasadı başladı. Yüksek rekolte ve verim almayı bekleyen üreticilerin zorlu hasat mesaisi başladı. Alternatif ürün olarak ekimine başlanan yer fıstığı zamanla birçok çiftçinin geçim kaynağı oldu. Yer fıstığı ekildiği bölgelerde buğday, çeltik ve ayçiçeğine rakip oldu. Elle ve makine yardımıyla topraktan sökülen fıstıklar eleklerden geçirildikten sonra kurumaya bırakılıyor. Meriç ilçesine bağlı Alibeyköy köyünde fıstık hasadı şenliği düzenlendi. Köy meydanında düzenlenen şenlik etkinliği öncesi hasat yapan üreticilere bir araya gelen Edirne Valisi Yunus Sezer, gazetecilere açıklamalarda bulundu. Meriç ilçesine bağlı Alibeyköy’de yıllardır devam eden bir fıstık üretimi olduğunu söyleyen Vali Sezer, son 2 yılda üretimin daha da arttırılması ile ilgili çalışmaların devam ettiğini belirtti. "Ata tohumu ile üretilen bir ürün" Fıstığın kendine özgü bir özelliği olan ve ata tohumu ile üretilen bir ürün olduğunu aktaran Vali Sezer, "Dekar başına çok az verim alınıyor fakat özellikleri çok besleyici olması, yağ oranı çok fazla olması ve küçük olmasına rağmen çok lezzetli ve bir şeyde dört tane fıstık var. Bazılarından 5 tane çıkıyor. Dolayısıyla kendimize ait ve bu yöreye ait. Gerçekten de keşfedilmemiş bir ürün. Desteklerde gittikçe büyüyor" ifadelerine yer verdi. Geçen yıl 540 dekar kadar bir ekim olduğunu ve bu yıl bin 700 dekarlara çıktığını dile getiren Vali Sezer, "Bu yıl sözleşmeli tohum ve üretim modeline geçtik ve burada çiftçilerimizle sözleşmeli ürünlerini alma taahhüdümüz var. Bunun da tüm kooperatifleri bir araya getirdiğimiz Edirne Yöresel çatısı altında pazarlaması yapılıyor. Şu anda tarım kredimiz başta olmak üzere bütün ulusal marketlere Meriç Alibeyköy Fıstığı girmiş ve bir marka olmuş durumda. Bunun da önümüzdeki yıllarda daha da gelişeceğine inanıyorum" dedi. "Müthiş bir talep var" Çeltik, ayçiçeği, buğday ekiminin yanı sıra fıstığın da alternatif ürün olarak sadece Alibeyköy’de değil Edirne’nin diğer toprağı ve iklime uygun olan yerlerinde de yaygınlaşacağından emin olduğunu vurgulayan Vali Sezer, "Şu anda müthiş bir talep var. Aslında burada bir başarı hikayesi var. Köylülerimizin ısrarı ve küçük bir kıvılcımla beraber büyüyen bir talep patlaması söz konusu. İnşallah önümüzdeki sene 4 bin dekara çıkmayı hedefliyoruz. Ondan sonra da katlanarak alternatif ürün olacaktır" diye konuştu. "Zincir marketlerde satışa sunulmaya başlandı" Pazarlama alanında ilk olarak Tarım Kredi Kooperatif marketi ile başladıklarını aktaran Vali Sezer, yavaş yavaş diğer marketlerde de satışa sunulması için çalışmaların devam ettiğini ifade etti. Ekilen alan ve elde edilen ürünün 4-5 katına çıkacağının altını çizen Vali Sezer, Coğrafi işaretli Meriç Alibeyköy yer fıstığının büyük marketlerde ve her yerde büyük talep görerek yer almaya devam edeceğini aktardı. Köy meydanındaki hasat şenliği saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Ardından konuşmalar yapıldı. Hasat şenliğine Vali Yardımcıları Eyyüp Batuhan Ciğerci ve Ercan Çiçek, Meriç Kaymakamı Fuat Sözer, Belediye Başkanı Yunus Atay, İl Genel Meclis Başkanı Çiğdem Gegeoğlu, Alibeyköy Muhtarı Erkan Demirel, kurum müdürleri ve üretici kadınlar katıldı.