Son Dakika
|
Bahis soruşturması kapsamında 30 gözlemci, PFDK’ya sevk edildi
Sultangazi’de kuyumcu vurgunu: Altınları alıp kayıplara karıştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Başbakanı Dibeybe ile görüştü
İtalya Başbakanı Meloni: "Bu sene zordu ama endişelenmeyin, 2026 daha da zor olacak"
ABD’de huzurevinde patlama: 3 ölü, 5 kayıp
Sadettin Saran'ın Adli Tıp test sonucu belli oldu!
İstanbul merkezli 4 ilde uyuşturucu operasyonu: 20 gözaltı
Sadettin Saran'ın villasının bekçisi serbest bırakıldı
Ev sahibi olma hayali kabusa döndü: 23 milyon TL’lik dolandırıcılık
Armutlu’da 1.2 milyarlık devre mülk vurgunu: 9 tutuklama
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Yaşlı kadın yolun karşısına geçmek isterken tramvayın altında kaldı
Lütfi Arıboğan ve İlhan Helvacı, adli kontrolle serbest bırakıldı!
Zelenskiy, Trump'ın Özel Temsilcisi Witkoff ve damadı Kushner ile telefonda görüştü
Yeni yıl öncesi sınır kapılarında dev uyuşturucu operasyonu
Yenidoğan Çetesi davasının görülmesine devam edildi
İsrail’den İran’ın Lübnan’daki Kudüs Gücü mensubuna suikast
Japonya’da 5.6 büyüklüğünde deprem
SAĞLIK
Erzincan’ın acil sağlık filosuna 4 yeni ambulans
25 Aralık 2025 Perşembe - 18:25:37
Erzincan’da acil sağlık hizmetlerinin gücü, Sağlık Bakanlığı tarafından tahsis edilen tam donanımlı 4 yeni ambulansla artıyor. Yeni araçlar, ileri teknoloji altyapısı ve Elektronik Vaka Sistemi ile hizmet verecek. Sağlık Bakanı Prof. Dr. Kemal Memişoğlu’nun katılımıyla Bilkent Yerleşkesi’nde düzenlenen törenle, Türkiye genelinde 856 yeni ambulans hizmete alındı. Erzincan İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin’in de hazır bulunduğu tören kapsamında, Erzincan’a tahsis edilen 4 yeni ambulans şehre kazandırıldı. İleri teknoloji ile hızlı müdahale Hizmete alınan yeni ambulanslar, sadece birer nakil aracı değil, aynı zamanda teknolojik birer ünite olma özelliği taşıyor. Ambulanslarda bulunan Elektronik Vaka Sistemi sayesinde; vaka anından hastaneye varış sürecine kadar her saniye kayıt altına alınacak. Bu dijital altyapı, sağlık ekiplerinin koordinasyonunu artırırken hastaya müdahale hızını da maksimize edecek. Sağlık Müdürlüğü’nden teşekkür mesajı Erzincan İl Sağlık Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, yeni araçların şehrin sağlık altyapısına büyük katkı sunacağı belirtilerek şu ifadelere yer verildi: "Güçlü altyapımız ve yeni katılan araçlarımızla acil sağlık hizmetlerimiz daha etkin ve hızlı bir hale gelecektir. İlimize kazandırılan ambulansların hayırlı olmasını diliyor; başta Sağlık Bakanımız Prof. Dr. Kemal Memişoğlu olmak üzere emeği geçen tüm kişi ve kurumlara teşekkür ediyoruz." Yeni ambulansların, özellikle kış şartlarının çetin geçtiği Erzincan’da, en ücra bölgelere ulaşımda ve kritik vakalarda can kurtarıcı rol üstlenmesi bekleniyor.
25 Aralık 2025 Perşembe - 14:50
MUSKİ’den Ortaca’ya yeni içme suyu deposu
MUSKİ Genel Müdürlüğü, il genelinde yürüttüğü içme suyu depoları yenileme çalışmaları kapsamında Ortaca’nın Akıncı Mahallesi’nde yeni nesil modüler (paslanmaz, modern sistemli) depo kurulumuna başladı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras’ın Muğla’nın her yerine sağlıklı içme suyunun ulaştırılması yönündeki hassasiyeti doğrultusunda çalışmalarını sürdüren Muğla Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (MUSKİ) Genel Müdürlüğü Ortaca ilçesi Akıncı Mahallesi’nde bulunan içme suyu deposunu hızla yeniliyor. Yaklaşık 1000 nüfusa sahip Akıncı Mahallesi’nde kurulumu süren yeni deponun tamamlanmasıyla birlikte, mahalle sakinleri sağlıklı, hijyenik ve kesintisiz içme suyundan faydalanmaya devam edecek. 156 adet içme suyu depo satın alımı gerçekleştirildi Akıncı Mahallesi’ndeki mevcut deponun yerine, hijyenik panellerin birleştirilmesiyle oluşturulan ve her biri 25 olmak üzere 4 depo montajı yapılarak toplamda 100 ton kapasiteli modüler depo hizmete sunulacak. Bu şekilde bölgeye hem daha fazla su sağlanabilecek hem de uzun yıllar boyunca temiz su sağlanmaya devam edilecek. Akıncı Mahallesinde yapılan depo çalışmasının yanı sıra MUSKİ Genel Müdürlüğü tarafından 2025 yılında Muğla genelinde depo yatırımları da dikkat çekiyor. Çalışmalar kapsamında; 2025 yılında 214 adet içme suyu deposunun temizlik, bakım ve onarımı yapılırken 156 adet yeni nesil sisteme sahip paslanmaz ve sızdırmaz panellere sahip modüler deponun montajına başlandı. Ekonomik ömrünü tamamlamış yapılar yerine de 18 adet içme suyu deposunun imalatı gerçekleştirilerek yenilendi. Bölgedeki kullanım ömrünü tamamlamış olan deponun değişim işlemlerine başladıklarını belirten MUSKİ İşletmeler 3. Bölge Dairesi Başkanı Sefa Türkmen, "MUSKİ Genel Müdürlüğü olarak bu yıl, içme suyu depolarımızın modernizasyonu ve güvenliği adına üç stratejik ihale gerçekleştirdik. Bu çalışmalarımızın ilk ayağını depolarımızın hijyenik dezenfeksiyonu, ikinci ayağını ise yalıtım ve kapsamlı bakım-onarım faaliyetleri oluşturdu. Üçüncü ve en kritik ihalemiz ise ekonomik ömrünü tamamlamış depolarımızın, hızla yeni nesil modüler sistemlerle yenilenmesi üzerineydi. Bu kapsamda, Ortaca ilçemizin Akıncı Mahallesi’nde bulunan ve acil müdahale gerektiren 100 tonluk depomuzu gündemimize aldık. Genel Müdürümüz Sayın Yılmaz Şengül’ün direktifleriyle, projemizi hızla başlatarak 25 metreküplük 4 adet modern modüler depoyu bölgeye sevk ettik. Montaj işlemlerini en kısa sürede tamamlayarak depomuzu hizmete alacağız" dedi. Akıncı Mahallesi Muhtarı Doğan Ünal, "Mahallemiz yüksek standartlarda bir içme suyuna kavuşuyor" Mahallemizde yaşanan altyapı sorunlarını yetkililere iletmelerinin hemen ardından, çalışmaların hızla başlatılmasından büyük mutluluk duyduklarını belirten Akıncı Mahallesi Muhtarı Doğan Ünal, "Mevcut içme suyu depomuz, Muğla’nın Büyükşehir Belediyesi statüsü kazanmasından çok daha önce inşa edilmiş yaklaşık 45 yıllık bir yapıydı. Bu durumu MUSKİ Genel Müdürlüğümüze ve ilgili birimlerimize ilettiğimizde, taleplerimiz büyük bir hassasiyetle karşılandı. Muğla Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras’ın vizyonu ve projeyi önceliklendirmesiyle, yenileme süreci hız kazandı. Bize verilen değeri hissettiren başta Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Ahmet Aras olmak üzere; MUSKİ Genel Müdürümüze, daire başkanlarımıza ve sahada emek veren tüm emekçi kardeşlerimize, şahsım ve mahallem adına teşekkürlerimi sunuyorum" dedi.
25 Aralık 2025 Perşembe - 14:49
Patnos’ta implat tedavisi uygulamaya başladı
Ağrı’nın Patnos ilçesinde Patnos Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi, bölge halkına kaliteli ve erişilebilir sağlık hizmeti sunmaya devam ediyor. Yeni bir döneme giren merkez, implant tedavisi uygulamaya başladı. Bu sayede, bölgedeki vatandaşlar artık diş eksikliklerini modern ve etkili bir yöntemle tedavi ettirebilecek. Patnos ADS’den Diş Tedavisinde Yenilik Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde görevli uzman diş hekimleri, implant tedavisini başarıyla uygulamaya başladıklarını belirterek, bu hizmetin Patnos ve çevre ilçelerdeki hastalar için büyük bir kolaylık sağladığını ifade etti. İmplant tedavisi, kaybedilen dişlerin yerine yerleştirilen yapay diş kökleri ile hastaların daha sağlıklı ve estetik bir gülüşe kavuşmalarını sağlıyor. Bu yeni uygulama, Patnos’taki diş sağlığı hizmetlerinin kalitesini artırırken, hastaların tedavi için uzak şehirlerdeki kliniklere gitme ihtiyacını da ortadan kaldırmış oluyor. Başarıyla başlayan implant tedavisi, bölgedeki sağlık hizmetlerine önemli bir katkı sağlıyor.
25 Aralık 2025 Perşembe - 14:07
Uzmanından uyarı: "Uyku düzeninin bozulması agresif tip meme kanseri riskini artırabiliyor"
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor" dedi. Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, yeni yapılan araştırmalarda gece vardiyasında çalışan ya da uyku bozukluğu olan bireylerde, agresif meme kanseri riskinin önemli ölçüde arttığını belirtti. Texas A&M Üniversitesi’nde yürütülen ve JAMA Oncology dergisinde yayımlanan çalışmada, bozulan sirkadiyen ritmin, bağışıklık sistemini baskılayarak tümör gelişimine ve yayılmasına zemin hazırladığını açıkladı. Dr. Coşkun, sirkadiyen ritim bozukluğu, meme bezlerinin yapısını bozarak bağışıklık sisteminin savunmasını zayıflattığını ve bozulan bağışıklık sonucunda tümörler daha hızlı ve daha agresif şekilde büyüyebileceğini vurguladı. "Geç saatlere kadar uykusuz kalmak ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor" Uyku düzeninin bozulmasının ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirdiğini ve kaliteli uykunun insan vücuduna her anlamda yararı olduğunu belirten Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı Öğretim üyesi Prof. Dr. Uğur Coşkun, "Uyku düzeninin bozulması sadece yorgunluğa veya strese sebep olmuyor. Aynı zamanda agresif tip meme kanseri riskini de artırabiliyor. Araştırmada, laboratuvar modelleri iki gruba ayrıldı. Biri normal gündüz gece döngüsünde yaşarken diğeri sirkadiyen ritimleri bozacak şekilde ışık döngülerine maruz bırakıldı. Normal döngüde tipik olarak 22’nci haftada kanser gelişirken, ritmi bozulan grupta kanser belirtileri yaklaşık 18’inci haftada ortaya çıktı. Bu modellerde daha agresif tümör gelişimi gözlemlendi ve tümörün akciğerlere yayılma ihtimali daha yüksek bulundu. Çalışmayı yürüten araştırmacılar, çalışmada bağışıklık tepkilerini bastıran bir molekül olan LILRB4’yi odak noktasına aldı. Normalde bağışıklık sistemini aşırı iltihaptan koruyan bu molekül, kanser ortamında aşırı aktifleşip bağışıklığı daha da baskılayabiliyor. LILRB4 etkisi hedeflendiğinde ise, bağışıklık sistemi tekrar aktifleşerek hem tümör büyümesini hem de metastazı önemli ölçüde azalttığı görüldü. Çalışmanın bir diğer önemli bulgusu da uzun vadeli sirkadiyen ritim bozukluğunun sağlıklı meme dokusunun yapısını değiştirerek bu dokuların tümör gelişimine karşı savunmasız hale gelmesine neden olmasıdır. Sonuç olarak gece vardiyasında çalışmak, sık sık seyahat etmek veya geç saatlere kadar uykusuz kalmak sadece yorgunluk değil, ciddi sağlık sorunlarını da beraberinde getirebiliyor. Bu çalışmanın sonucuna göre uyku ve dinlenme sürelerine daha çok özen göstermek gerektiği görülüyor. Özellikle gece vardiyasında çalışan kadınların sağlık taramalarını aksatmaması, mümkünse vardiya saatlerinin biyolojik ritimle uyumlu şekilde planlanması, vardiya sistemiyle çalışanların düzenli uyku alışkanlığı edinmeleri, karanlık ve sessiz ortamlarda uyumaları, uyku hijyenine dikkat etmeleri yaşam kalitesi ve hastalıklardan korunmak açısından oldukça önemli" ifadelerini kullandı.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
25 Aralık 2025 Perşembe- 09:35
Central Hospital sağlık ihracatına 10 milyon dolarlık katkı sunmaya hazırlanıyor
2
14 Nisan 2025 Pazartesi- 09:06
Prof. Dr. Habib Bilen; "Şeker kalbi vuruyor"
3
25 Aralık 2025 Perşembe- 10:27
Kalbinizi soğuktan koruyacak 10 altın öneri
4
25 Aralık 2025 Perşembe- 09:53
Besin tüketiminden sonra ilk 90 dakikaya dikkat
5
25 Aralık 2025 Perşembe- 11:02
Uzmanı uyardı: "Kan tahlili hayat kurtarabilir"
20 Ekim 2025 Pazartesi - 12:36
Şırnak’ta sağlıkçıların maaş promosyon ihalesi iptal edildi
Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanlığı, İl Sağlık Müdürlüğü personeline yönelik banka promosyon ihalesinin oy birliği ile iptal edildiğini açıkladı. Şırnak İl Sağlık Müdürlüğüne bağlı hastane ve sağlık kuruluşlarında görevli doktor, hemşire, sağlık çalışanı ve diğer personelin maaş ve diğer ödemelerinin yapılması için kurum ile bir banka arasında yapılan anlaşmaya maaş promosyon sözleşmesi iptal edildi. Banka promosyon ihalesinin iptal edilmesi ile ilgili açıklama yapan Sağlık-Sen Şırnak Şube Başkanı Sabgatullah Anmal, yapılan değerlendirmede, mevcut ekonomik şartlar göz önünde bulundurulduğunda verilen tekliflerin sağlık çalışanlarımızın emeğini ve alın terini karşılamadığını söyledi. Başkan Anmal, ’’İl Sağlık Müdürlüğü personeline yönelik banka promosyon ihalesinin, 31 Aralık 2025 tarihinde süresi dolacak mevcut sözleşmenin yenilenmesi kapsamında bugün yapılan yeni ihalede yetkili sendika olarak Sağlık-Sen Şırnak Şubesi adına bu teklifleri çalışanlarımız adına yeterli bulmamış ve kabul etmediğimizi ilgili komisyona açık şekilde ifade ettik. Duruşumuz nettir, sağlık çalışanlarımızın hakkı ne ise o alınana kadar mücadelemiz kararlılıkla devam edecektir’’ dedi.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 12:32
Kemiklerin sessiz düşmanı "osteoporoz" yaşam kaybına bile neden olabiliyor
Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, "20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü" dolayısıyla bir mesaj yayımladı. Osteoporozun milyonlarca insanın hayatını etkileyen, sinsi ilerleyen ve ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalık olduğuna dikkat çeken Aydın, "Özellikle kalça kırığı sonrası ilk yılda ölüm riski artıyor ve sakatlık bırakabiliyor. Omurga kırıkları, sırt ağrısı, boy kısalması ve kamburluğa neden oluyor. Erken müdahale olmazsa, yaşam kalitesini dramatik şekilde düşürebiliyor" dedi. Memorial Antalya Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü’nden Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın, "20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü" dolayısıyla yaptığı açıklamada, osteoporozun milyonlarca insanın hayatını etkileyen, sinsi ilerleyen ve ciddi sonuçlar doğurabilen bir hastalık olduğuna dikkat çekti. Prof. Dr. Aydın, "Osteoporoz neden olduğu kalça omurga ve el bilek kırıklarıyla (osteoporotik kırıklar) ciddi sağlık sorunları oluşturuyor. Özellikle kalça kırığı sonrası ilk yılda ölüm riski artıyor ve sakatlık bırakabiliyor. Omurga kırıkları, sırt ağrısı, boy kısalması ve kamburluğa neden oluyor. Erken müdahale olmazsa, yaşam kalitesini dramatik şekilde düşürebiliyor. Uzmanlara göre, erken önlem almak bu hastalığın etkilerini büyük ölçüde azaltabiliyor" dedi. "40’lı yaşlarda bile ortaya çıkabiliyor" Hastalığın genellikle 50 yaş üstü bireylerde görüldüğünü ancak bazı risk faktörleriyle 40’lı yaşlarda da ortaya çıkabileceğini belirten Prof. Dr. Aydın, "Osteoporoz sessiz ilerler. Kırık oluşmadan fark edilmeyebilir. Kemik yapısı bozulur, gözenekli hale gelir. Vücut eski kemiği yenisiyle değiştiremez. Bu nedenle erken teşhis çok önemlidir" ifadelerini kullandı. "Kadınlar dört kat daha fazla risk altında" Kadınların erkeklere oranla dört kat daha fazla risk altında olduğunu söyleyen Aydın, "Menopoz sonrası östrojen seviyesi düşen kadınlarda risk daha fazladır. Ayrıca küçük yapılı bireyler, ailesinde osteoporoz öyküsü bulunanlar, hareketsiz yaşam sürenler, sigara kullananlar ve alkol tüketenler de risk altındadır. Uzun süreli kortizon kullanımı ve bazı kronik hastalıklar da kemik sağlığını olumsuz etkiler" dedi. "Genç yaşlarda önlem alınmalı" Osteoporozun önlenebilir bir hastalık olduğunun altını çizen Prof. Dr. Aydın, "Kemik sağlığına yatırım erken yaşta başlamalı. Ergenlik döneminden itibaren yeterli kalsiyum ve D vitamini almak, düzenli egzersiz yapmak, sigara ve alkol kullanımından kaçınmak gerekir. Kemik yoğunluğunun en yüksek seviyeye ulaştığı 20-30 yaş döneminde sağlıklı yaşam alışkanlıkları kazanmak, ileri yaşlarda hastalığın önüne geçilmesini sağlar" diye konuştu. "Yaşam tarzı değişiklikleriyle korunmak mümkün" Prof. Dr. Aydın, osteoporozdan korunmanın basit ama etkili yolları olduğunu belirterek, Günlük bin- bin 200 mg kalsiyum süt ürünleri, yeşil sebzeler ve somon gibi besinlerle alınmalı, Güneş ışığından faydalanılmalı ve gerekirse D vitamini takviyesi yapılmalı, Haftada en az 150 dakika yürüyüş, egzersiz, yoga veya Tai Chi yapılmalı, Sigara bırakılmalı, alkol tüketimi sınırlandırılmalı, Ev ortamında düşmeyi önleyici güvenlik önlemleri alınmalı" dedi. Prof. Dr. Ahmet Turan Aydın açıklamasını, "Erken teşhis ve doğru önlemle osteoporozun etkilerini büyük ölçüde azaltmak mümkündür. Kemik sağlığınızı koruyun, çünkü güçlü kemikler uzun ve sağlıklı bir yaşamın temelidir" sözleriyle tamamladı.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 11:20
Dünya Osteoporoz Günü’nde uyarı: "Erken önlemle kemik kaybı yavaşlatılabilir"
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Şükür, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada kemik sağlığının önemine dikkat çekti. Şükür, osteoporozun erken dönemde alınacak önlemlerle yavaşlatılabileceğini vurguladı. Sakarya Özel Adatıp Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Prof. Dr. Erhan Şükür, 20 Ekim Dünya Osteoporoz Günü çerçevesinde kemik sağlığı ve osteoporoz hakkında açıklamalarda bulundu. Osteoporozun halk arasında ‘kemik erimesi’ olarak bilindiğini belirten Prof. Dr. Şükür, "Bu hastalık kemiklerin daha kırılgan hale gelmesine yol açar. Özellikle ileri yaşlarda sık görülen bir durumdur ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir" dedi. Osteoporoz gelişiminde genetik yatkınlığın yanı sıra hareketsizlik, yetersiz beslenme ve hormonal değişimlerin de etkili olduğunu ifade eden Erhan Şükür, "Özellikle menopoz sonrası kadınlarda ve ileri yaşlardaki bireylerde risk daha yüksektir. Düzenli sağlık kontrolleri ve sağlıklı yaşam alışkanlıkları kemik sağlığı açısından büyük önem taşır" diye konuştu. Dünya Osteoporoz Günü’nün toplumda farkındalık oluşturmayı amaçladığını vurgulayan Şükür, kemik sağlığını korumak için dengeli beslenmenin, kalsiyum ve D vitamini alımının, düzenli egzersizin ve güneş ışığından faydalanmanın destekleyici olduğunu söyledi. Prof. Dr. Erhan Şükür, "Osteoporoz tamamen önlenemese de erken dönemde alınacak önlemlerle kemik kaybının hızı azaltılabilir. Kemik sağlığını korumak her yaşta önemlidir. Düzenli kontroller ve sağlıklı yaşam alışkanlıklarıyla osteoporozun etkilerini azaltmak mümkündür" ifadelerini kullandı.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 11:17
Göğüs kanserini erken fark edecek ‘akıllı tekstil’ ürünü geliştirildi
İzmir Ekonomi Üniversitesi’nde (İEÜ), kadınlarda çok sık görülen göğüs kanserinin önceden tespit edilmesine katkı sağlamak amacıyla sensör özelliğine sahip bir ‘akıllı tekstil’ ürünü geliştirildi. Tişört ya da atlet olarak kullanılabilecek, ürettiği elektromanyetik dalgalar sayesinde meme dokusundaki değişimleri anlık ölçebilecek özel ürün için Türk Patent ve Marka Kurumu’na başvuru yapıldı. Günlük hayatta rahatlıkla kullanılabilecek, bilimsel adıyla ‘Tekstil Yama Anteni’ olarak ifade edilen bu ürün, yaptığı ölçümleri uzaktaki bir cihaza veri olarak gönderebilecek. Bu veriler, bilgisayar yardımıyla sürekli raporlanıp doktor ya da başka bir kişi tarafından kayda alınabilecek. Dokuda meydana gelen değişimlerin düzenli olarak analiz edilmesi sayesinde, erken evrede olası bir hastalığın da önüne geçilecek. Yıkanabilir ve ucuz maliyetli İzmir Ekonomi Üniversitesi Havacılık ve Uzay Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Diaa Gadelmavla ile Biyomedikal Mühendisliği öğrencileri Mehmet Ali Dalgıç ve Israa M. F Abdullah Alhammoodi tarafından 6 aylık çalışma sonunda tamamlanan akıllı tekstil ürünü; yıkanabilir özelliği, ucuz maliyeti, sürdürülebilir olması ve hafifliğiyle ön plana çıkıyor. Pek çok alternatifi var Patent almayı bekledikleri özel tasarımla ilgili detaylı bilgiler paylaşan Prof. Dr. Gadelmavla, "Prototipini de yaptığımız ürün, günlük hayatta kullanılan atlet, tişört ya da uzun kollu bir giysi olarak uygulanabilir. Ayrıca, mevcut bir giysinin üzerine de yapıştırılabilir. Bunun yanı sıra firmalar, hazırladığımız ürünü, kendi tasarımlarına uyarlayarak yeni giysiler de tasarlayıp satışa sunabilir. Hazırladığımız ürün, bir markanın logosu gibi giysilerin sağ ve sol köşesinde konumlanabilir. Bu tekstil malzemesinin, göğüs kısmının tam önünde yer alması yeterli. Bunun gibi pek çok alternatif söz konusu. Bu açıdan yenilikçi ve farklı bir çalışmaya imza attığımızı söyleyebilirim" ifadelerini kullandı. Mamografi ile karıştırılmamalı Hazırladıkları ürünün mamografi cihazı ile karıştırılmaması gerektiğini ifade eden Prof. Dr. Diaa Gadelmavla, "Mamografi, görüntüleme özelliğine sahip bir cihaz. Elbette meme kanserinin teşhisi için en etkili yol. Bizim ürünümüzde görüntüleme özelliği bulunmuyor. Biz, bir anten özelliği taşıyan ve elektromanyetik dalgalar sayesinde doku değişimini tespit edebilen bir ürün geliştirdik. Radyasyona sebebiyet veren bir durumumuz da yok. Akıllı saatlerin nabız sensörünü düşünün. Derideki küçük değişimleri algılamak için belirli bir sinyal gönderir ve bu sinyaldeki en ufak farklılık bile ölçümlere yansır. Bizim geliştirdiğimiz ürün de benzer şekilde çalışıyor. Elektromanyetik dalgalar aracılığıyla meme dokusunda meydana gelen değişimleri tespit ederek olası riskleri bildiriyor. Ciddi bir hastalığın erkenden önüne geçmek için önemli bir çalışma olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. "Güzel bir deneyim oldu" İEÜ öğrencileri Mehmet Ali Dalgıç ve Israa M. F Abdullah Alhammoodi ise, böylesine önemli bir çalışmaya imza attıkları için mutlu olduklarını söyleyerek, "Bu süreç, bizim için harika bir deneyim oldu. Proje üzerinde titizlikle çalıştık. En sonunda da ortaya güzel bir sonuç çıktı. Eğitim aldığımız alanda kendimizi en iyi şekilde geliştirmek, üniversitede edindiğimiz bilgileri meslek hayatımızda da kullanmak istiyoruz. Bu noktada öğrencilik döneminde yapacağımız projelerin, kariyer hedeflerimiz için güçlü bir temel olacağına inanıyoruz. Hazırladığımız tekstil ürününün de uygulanabilir ve gelecek vadeden bir çalışma olduğunu düşünüyoruz" diye konuştu.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 10:53
Çocuklarda el yıkamaya teşvik etmek için meyve şeklinde sabun tasarladı
Elazığ’da 7 yıldır 50’den fazla farklı doğal sabun çeşidi üreten Tuba Bahçeci, çocuklarda el yıkamaya teşvik etmek ve eğlenceli hale getirmek için meyve şeklinde sabunlar tasarladı. Elazığ’ın Yedigöze köyünde yaşayan iki çocuk annesi Tuba Bahçeci, 7 yıldır çeşitli doğal ürünler üretiyor. Bahçeci, 50 farklı sabun çeşidinin yanı sıra çocuklarda el yıkamaya teşvik etmek ve eğlenceli bir hal getirmek amacıyla meyve şeklinde sabunlar tasarladı. Bahçeci, tasarladığı sabunları özel bir okulda miniklere hediye etti. Sabunları alarak ellerini yıkayan öğrenciler, büyük mutluluk yaşadı. Sınıf Öğretmeni Esat Şahinoğlu, "Birinci sınıfların okula alışması münasebetiyle bazı alışkanlıkları sevdirerek kazandırmayı tercih ediyorum. Özellikle temizlik konusunda çocuklar sıvı sabuna veya köpük sabuna alıştıkları için bunu sıradan bir durum olarak görüyorlar. Fakat biz, sıradanlıktan çıkarak farklı yöntemlerle çocukları temizlik yapmaya yönlendirmeyi, bunu eğlenceli hale getirmeyi amaçlıyoruz. Tuba Hanım’ın katkılarından dolayı kendisine teşekkür ediyorum" dedi. Çocuklara özel olarak meyve şeklinde doğal sabun yaptığını ifade eden Tuba Bahçeci ise "7 yıldır doğal sabun üretiyorum. Bu sefer sabunlarımızı çocukları el yıkamaya teşvik etmek amacıyla üzüm şeklinde tasarladık. Okulda öğrencilerimize dağıttık ve umarım onlar için faydalı bir etkinlik olmuştur" şeklinde konuştu. Öğrencilerden Ali Kardeşbilir de, "Sabunlar bizi hastalıklardan koruyor, hediyeler için teşekkür ederiz" diye konuştu.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 10:34
Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. Turan’dan erken tanı uyarısı
Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı Prof. Dr. M. İbrahim Turan, özellikle gelişim çağındaki çocuklarda nörolojik sorunların erken teşhis edilmesini, hem tedavi başarısını hem de çocuğun yaşam kalitesini büyük ölçüde etkilediğini belirtti. Prof. Dr. Turan, çocuklarda görülebilecek nörolojik hastalıkların oldukça çeşitli olduğunu belirterek, Epilepsi (sara hastalığı), konuşma ve motor gelişim gerilikleri, otizm spektrum bozuklukları, kas hastalıkları ve kas zayıflıkları, serebralpalsi (beyin felci), kronik baş ağrıları ve migren, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu (DEHB), uyku bozuklukları, yürüme bozuklukları ve koordinasyon sorunları bu gibi belirtilerle karşılaşıldığında vakit kaybetmeden bir çocuk nöroloji uzmanına başvurulması gerekiyor" dedi. Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde modern tanı ve tedavi imkanları Medical Point Gaziantep Hastanesi’nin modern altyapısı ve multidisipliner yaklaşımı sayesinde, çocuk nörolojisi alanında kapsamlı değerlendirmeler yapılabiliyor. Medical Point Gaziantep Hastanesi Çocuk Nörolojisi Uzmanı, her hastaya özel tanı ve tedavi planları geliştirerek; ilaç tedavisi, özel eğitim yönlendirmeleri, fizik tedavi ve psikolojik destek gibi çok yönlü çözümler sunuyor.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 09:51
Ozon tedavisinin sağlık üzerindeki faydaları
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, ozon tedavisinin sağlık üzerindeki etkileri hakkında bilgi verdi. Uzman Doç. Dr. İrfan Koca, "Bağışıklık sistemini güçlendiriyor, vücudu detoksifiye ediyor, dolaşımı rahatlatıyor ve genel iyileşme süreçlerini hızlandırıyor. Son yıllarda bütüncül ve tamamlayıcı tıp yöntemlerine artan ilgi ile birlikte, tıbbi ozon tedavisi yoğun talep edilen doğal ve yan etkisiz bir tedavi seçeneği haline geldi. Ozon tedavisinin sağlık üzerine en önemli etkileri; bağışıklık sistemini güçlendirmesi, vücudu detoksifiye etmesi, dolaşımının rahatlatılması ve genel iyileşme süreçlerini hızlandırması ile biliniyor" dedi. Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, ozon tedavisinin ilk olarak yaklaşık 90 yıl önce tıpta kullanıldığını ve özellikle son 50 yıldır da çeşitli sağlık sorunlarında güvenli bir şekilde kullanımının yaygınlaştığını söyledi. Ozon tedavisinin temel faydaları Ozon gazının, üç oksijen atomundan oluştuğunu ve oksijenden çok daha fazla etkili olduğunu, vücuttaki birçok koruyucu ve düzenleyici mekanizmayı harekete geçirdiğini vurgulayan Dr. Koca, "Bu özellikleri ile ozon tedavisinin sağlık problemlerine ilişkin tedavi süreçlerini hızlandırıcı etkiler sağlıyor. Ayrıca, ozon tedavisi hücrelere oksijen taşıyan eritrositlerin glikoliz hızını ve nitrik oksit üretimini arttırarak, doku ve organlara daha fazla kan ve oksijen sunulmasını sağladığını, bu sayede vücuttaki hücrelerin daha sağlıklı bir şekilde işlev görmeye başlar" ifadelerini kullandı. "Ozon tedavisi bağışıklık sistemini güçlendiriyor" Dr. Koca, "Ozon tedavisinin en büyük faydalarından birisinin bağışıklık sistemini güçlendirmesidir. Araştırmalar, ozonun tedavisinin bağışıklık sisteminde görev yapan hücre ve bu hücrelerden salgılanan maddelerin üretiminde artış sağladığını göstermektedir. Bu da vücudun hastalıklara karşı vücudun daha dirençli hale gelmesini sağlar" dedi. Ozon tedavisinin sağlık üzerine diğer faydaları Dr. Koca, "Ozon tedavisinin birçok farklı sağlık sorunu üzerinde olumlu ve iyileştirici etkileri vardır. Ozonun özellikle inflamasyonu (iltihabı) azaltmada, kas-iskelet sistemi hastalıklarının iyileşmesinde önemli rol oynar. Fibromyalji (kas romatizması), osteoartrit (kireçlenme), iltihaplı romatizmal hastalıklar, boyun ve bel fıtıkları, nöropatik ağrı, dolaşım bozuklukları, diyabetik yaralar, inme, infertilite, erken menopoz gibi birçok hastalığın tedavisinde ozon tedavisi, kanlanmayı arttırıcı, iltihabı azaltıcı ve vücudun onarıcı mekanizmalarını harekete geçirici özelliklerinden yararlanmak için sıklıkla tercih edilen bir tedavi yöntemidir" şeklinde konuştu. Detoks etkisi ve cilt yenilenmesi Dr. Koca, "Ozon tedavisinin vücutta detoksifikasyon sağlayarak, metabolik atıkları ve oksidatif (dokulara zarar verici) maddeleri temizlediği sağlık üzerine bir diğer önemli faydalarıdır. Vücutta biriken zararlı maddelerin atılmasına yardımcı olan ozon, genel sağlığı iyileştirirken, cilt hücrelerinin yenilenmesine de katkı sağlar. Cilt ve diğer doku hücrelerinin daha sağlıklı bir şekilde yenilenmesi için ozon, dokular için gerekli oksijeni sağlayarak cildin gençleşmesine yardımcı olur" ifadelerine yer verdi. Ozon tedavisinin uygulama yöntemleri Ozon tedavisinin uygulama yöntemleriyle ilgili bilgi veren Dr. Koca, "Tıbbi ozon tedavisi, birçok yollarla vücuda uygulanabilir. En sık uygulanan yöntem majör ozon olarak isimlendirilen ozon tedavisi uygulanacak kişiden tamamen steril ve kapalı özel bir ozon seti ile yaklaşık 100 cc kan alınıp, içine ozon gazı zerk edilip, ozonlanmış kanın tekrar hastaya damar yolu ile verilmesi şeklindedir. Bunun dışında; serumun içine ozon gazı katılarak, ozonlanmış kanı aşı şeklinde kasa uygulayarak, torbalama metoduyla, rektal, vajinal, üretral gibi seçeneklerin yanı sıra, ozon gazı doğrudan kas veya disk içine ya da cilt altına da uygulanabilmektedir. Ozonun hangi dozunun, hangi uygulama yöntemi ile uygulanacağına hastayı değerlendirdikten sonra tıbbi ozon konusunda eğitim ve ozon tedavisini uygulama ruhsatı almış olan hekim tarafından karar verir" diye konuştu. Dr. Koca, klasik tıbbi tedavilerden yeterli fayda görmeyen, ilaç kullanmak veya ameliyat olmak istemeyen hastalar için tamamen doğal, yan etkisiz ve tamamlayıcı bir tedavi seçeneği olarak ozon tedavisinin gün geçtikçe daha çok tercih edildiğini söyledi.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 08:56
Prof. Dr. Taş: "En kaliteli stentleri kullanıyoruz"
Atatürk Üniversitesi Tıp Fakültesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hakan Taş, Kardelen TV’de Gazeteci-Yazar Esat Bindesen’in hazırlayıp sunduğu "Analiz" programının konuğu oldu. Programda kalp hastalıklarından anjiyoya, stentlerin kalitesinden ritim bozukluklarına kadar pek çok önemli konu masaya yatırıldı. Prof. Dr. Taş, kalp damar hastalıklarında kullanılan stentlerin kalitesine değinerek, "Bizim üniversitemizde en kaliteli Avrupa ve Amerikan menşeli stentler kullanılmaktadır. Çin menşeli stentlerde tıkanma oranı daha yüksek. Ancak hangi marka olursa olsun, her stentin belli oranda tıkanma riski vardır." dedi. Son yıllarda yaygınlaşan ilaçlı balon uygulamaları hakkında da bilgi veren Taş, "İlaçlı balonlar damar tıkanıklığını azaltıyor ancak henüz uzun vadeli sonuçlarını değerlendirme aşamasındayız." ifadelerini kullandı. Anjiyo tekniklerinde yaşanan gelişmelere de dikkat çeken Taş, "Artık anjiyo sadece kasıktan değil, koldan da yapılabiliyor. Koldan yapılan anjiyonun kanama riski düşük, ancak radyasyon oranı biraz daha fazla olabiliyor. Hangi yöntem kullanılacaksa hastanın durumuna göre karar veriyoruz." dedi. Prof. Dr. Hakan Taş, kalp ritim bozukluklarının tedavisinde gelinen noktayı da anlattı: "Artık 3 boyutlu haritalama sistemiyle ritim bozukluğuna neden olan odaklar tespit edilip yakılabiliyor. Bu yöntem kliniğimizde de başarıyla uygulanıyor." Programda ayrıca kalp pili uygulamaları, aort damar yırtılması, hipertansiyonun önemi, ve kalp hastalarının egzersiz yaparken dikkat etmesi gereken noktalar da ele alındı. Kahve ve asitli içecek tüketimine ilişkin soruları da yanıtlayan Taş, "Kahve ve benzeri kafeinli içecekler kalp ilaçlarının etkisini azaltabiliyor. Bu nedenle kalp hastalarının kahveyi ölçülü tüketmeleri gerekir." uyarısında bulundu. Gazeteci-Yazar Esat Bindesen, program sonunda Prof. Dr. Taş’a teşekkür ederek, "Atatürk Üniversitesi Kardiyoloji Bölümü gerçekten Türkiye’ye örnek olacak düzeyde. Deneyimli hekimlerimizin varlığı büyük bir güven kaynağı." ifadelerini kullandı.
20 Ekim 2025 Pazartesi - 08:48
Mevsim değişirken sağlığınızı korumanın yolları
Sonbaharın gelişiyle havalar soğumaya başladı, kapalı mekânlarda geçirilen zaman arttı. Bu değişim sadece doğayı değil, sağlığı da etkiliyor. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, "Sonbaharda solunum yolu enfeksiyonları hızla artıyor. Bu dönemde mutlaka korunma önlemleri alınmalı" diyerek özellikle risk gruplarına uyarılarda bulundu. Sonbahar ve kış ayları, enfeksiyon hastalıklarının artış gösterdiği kritik dönemler arasında yer alıyor. Bu süreçte solunum yolu enfeksiyonlarına karşı alınacak kişisel önlemler, riskin büyük ölçüde azalmasını etkiliyor. Medipol Acıbadem Bölge Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Doç. Dr. Hüsrev Diktaş, özellikle çocuklar, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf kişiler için koruyucu tedbirlerin önemini vurguluyor. Risk grupları dikkat etmeli Doç. Dr. Diktaş, özellikle çocukluk çağı, 55 yaş üstü bireyler ve bağışıklık sistemi baskılanan hastaların daha büyük risk altında olduğunu belirterek, "Kanser tedavisi gören, romatolojik hastalıklarla ilgili ilaç kullanan ya da bağışıklığı baskılayan tedaviler alan kişilerde enfeksiyonlara yakalanma riski artıyor. Bu nedenle korunma yöntemlerini ihmal etmemeliyiz" diye konuştu. Maske, el hijyeni ve havalandırma Kapalı ve kalabalık ortamlarda maske kullanımının hâlâ önemli olduğuna değinen Doç. Dr. Diktaş, "El hijyeni her zamankinden daha kritik. Ellerin sık sık yıkanması, kullanılan maskelerin kirlenmesi halinde hemen değiştirilmesi ve bulunduğumuz ortamın sık sık havalandırılması gerekiyor" ifadelerini kullandı. Aşı zamanı geldi Grip ve nezle vakalarının artmaya başladığını vurgulayan Doç. Dr. Diktaş, "Grip aşısı olma zamanı geldi. Risk grubunda yer alan kişilerde zatürre aşısı ve RSV aşısı da çok önemli. Bu aşılar özellikle yaşlı bireyleri ciddi solunum yolu enfeksiyonlarına karşı koruyor" diye konuştu. Maske ve kişisel eşyaların kullanımında hijyene dikkat edilmesi gerektiğini söyleyen Diktaş, "Kirlenen maskeler hemen değiştirilmelidir. Basit görünen bu önlemler, sonbahar ve kış aylarını daha sağlıklı geçirmemizi sağlar" diyerek uyarılarını yineledi.
19 Ekim 2025 Pazar - 18:47
Dr. Selveroğlu, "Menopoz bir hastalık değil, kadın yaşamının doğal bir evresidir"
Menopozun bir hastalık değil kadın yaşamının doğal bir evresi olduğunu belirten Tunceli Devlet Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cahidenur Selveroğlu, " Doğru bilgi ve uygun destekle bu süreci sağlıklı, dengeli ve konforlu bir şekilde geçirmek mümkündür" dedi Tunceli Devlet Hastanesi’nde görev yapan Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op. Dr. Cahidenur Selveroğlu, kadınların yaşam döngüsünde önemli bir dönüm noktası olan menopoz sürecine ilişkin açıklamalarda bulundu. Menopoz sürecinden ve bu dönemde yaşanabilecek belirtilerden bahseden Op. Dr. Cahidenur Selveroğlu, "Menopoz, kadının doğal üreme döneminin sona ermesi anlamına gelir. Tıbbi olarak, 12 ay boyunca adet görülmemesi durumunda menopoz tanısı konur. Bu süreç genellikle 45 ile 55 yaşları arasında gerçekleşir, ancak genetik, yaşam tarzı ve bazı sağlık durumları bu yaşı etkileyebilir. Unutulmamalıdır ki menopoz bir hastalık değil, kadın yaşamının doğal bir evresidir. Doğru bilgi ve uygun destekle bu süreci sağlıklı, dengeli ve konforlu bir şekilde geçirmek mümkündür. Menopoz döneminde; sıcak basması ve gece terlemeleri, uyku problemleri, duygu durum değişiklikleri, sinirlilik, sık idrara çıkma veya idrar kaçırma, kilo artışı ve kemik erimesi riski, ciltte kuruluk, saçlarda incelme gibi belirtiler yaşam kalitesini etkileyebilir, ancak uygun önlemler ve doktor desteğiyle kontrol altına alınabilir. Bu süreci kolay ve sağlıklı bir şekilde atlatabilmeniz için önerilerimiz, yaşam tarzı değişiklikleri, dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve stres yönetimi menopoz belirtilerini hafifletmede oldukça etkilidir, hem şikâyetleri azaltır hem de uzun vadede kemik ve kalp sağlığını korur" şeklinde konuştu. Sağlıklı bir menopoz süreci için önerilerini sıralayan Selveroğlu, "Dengeli beslenin. Kalsiyum, D vitamini ve protein yönünden zengin gıdalar tüketin. Sebze, meyve ve tam tahılları sofranızdan eksik etmeyin. Düzenli egzersiz yapın. Yürüyüş, yüzme veya hafif egzersizler kemik sağlığınızı destekler ve kilo kontrolüne yardımcı olur. Tütün ve alkol kullanmayın. Sigara ve alkol, menopoz belirtilerini artırabilir ve kemik erimesini hızlandırabilir. Stresle baş etmeyi öğrenin. Uyku düzeninize dikkat edin, rahatlatıcı aktivitelerle stresinizi azaltın. Düzenli kontrollerinizi yaptırın. Kadın hastalıkları uzmanına düzenli olarak muayene olun. Meme ve rahim ağzı taramalarınızı ihmal etmeyin. Gerekirse kemik yoğunluğu ölçümü yaptırın. Belirtiler şiddetliyse mutlaka doktorunuza başvurun: hormon tedavisi veya diğer tıbbi yaklaşımlar sadece hekim önerisiyle uygulanmalıdır" diye konuştu.
19 Ekim 2025 Pazar - 18:37
Her 8 kadından biri risk altında: Uzmanlardan mamografi çağrısı
"Meme Kanseri Farkındalık Ayı" kapsamında Fenerbahçe Medicana-THY Spor Kulübü maçı öncesinde erken teşhisin önemine dikkat çekildi. Uzmanlar, her 8 kadından birinde görülen meme kanserinde erken tanı konulduğunda iyileşme oranının yüzde 90’a ulaştığını vurguladı.
19 Ekim 2025 Pazar - 16:10
Fethiye’de kanser hastaları için koştular
Fethiye’de farkındalık oluşturmak, ihtiyaç sahibi kanser hastalarına yardım etmek ve Fethiye Devlet Hastanesi Onkoloji bölümüne bilgisayar kazandırmak amacıyla ’Yaşam İçin Yarış’ koşusu yapıldı. Fethiye Kaymakamlığı ile Fethiye Turizm Tanıtım Kültür Çevre ve Eğitim Vakfı (FETAV) öncülüğünde bu yıl 10.’su düzenlenen ‘Yaşam İçin Yarış’ etkinliğine büyük kısmı ilçede yaşayan İngilizler olmak üzere 250’ye yakın kişi katıldı. Yarışma öncesinde kanserden hayatını kaybedenler için bir dakikalık saygı duruşunda bulunuldu. Fethiye Özer Olgun Kültür Merkezi önünde başlayan yarışta 4 ile 80 yaş arasındaki katılımcılar, 5 kilometrelik parkuru tamamlayabilmek için kıyasıya mücadele etti. Organizasyondan elde edilecek gelirin Fethiye Devlet Hastanesi Onkoloji bölümüne ihtiyaç olan bilgisayarların alınması, ayrıca ihtiyaç sahibi kanserli hastaların giderlerine destek amacı taşıdığı belirtildi. Yarış öncesi müzik eşliğinde ısınma hareketleri yapılırken, 4 yaş ve üzeri çocukların ayrı ayrı yarışlarının yapılmasının ardından, büyüklerde 5 kilometrelik yarış gerçekleştirildi. Yarışmada kadınlarda Gökçe Bakar 1., Defne Ela Küçükcoban 2., Johanne King 3. olurken, erkeklerde geçen yıl olduğu gibi bu yıl da İngiliz Joe Sgtone1., Yeugenii Gopeev 2., Burak özcan’da 3. oldu. ’Yaşam İçin Yarış’ ödüllerini İlçe Sağlık Müdürü Ayşen Eroğlu, FETAV Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Argın, FETAV Müdürü Dilek Dinçer ve diğer yetkililer sundu. FETAV Müdürü Dilek Dinçer yaptığı açıklamada, ‘’Bu yıl 10’uncusunu gerçekleştirdik. Pandemi de bir yıl ara vermiştik. Devlet Hastanesi onkoloji servisine destek oluyoruz. Ayrıca ihtiyaç sahibi hastaların Antalya Muğla ve İzmir’e yol masraflarına katılıyoruz. Hastanemizin onkoloji bölümü bu yıl bilgisayar istedi. Şimdiden temin ettik. Önümüzdeki günlerde teslim edeceğiz’’ ifadelerini kullandı. Yarışmalara ilk günden bu yana destek veren Pınar Ural ise bu yarışların çok anlamlı olduğunu belirterek, ‘’Kanser geçmişi olan bir bireyim. Ailem de bu savaşı kaybetti ve benden ayrıldılar. Bu yarışlara gönüllü olarak destek vermekten mutlu oluyorum’’ dedi. FETAV Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Argın ise ‘’10 senedir bu yarışlar devam ediyor. Fethiye Devlet Hastanemizin kanser bölümü çok önemli. Bu etkinlikler özel bir etkinlik oluyor. FETAV gönüllüleri olarak bu aktivitelere destek olmaya devam edeceğiz’’ ifadelerinde bulundu.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder