SAĞLIK
18 Temmuz 2025 Cuma - 17:55 Beş günlük bebek, Selçuk Tıp’ta nefesine kavuştu Üç günlükken bilateral koanal atrezi (her iki burun deliğinin kapalı olma durumu) teşhisi konulan bebek, ambulansla Antalya’dan Konya’ya getirildi. Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesinde ameliyata edilen Yavuz bebek, artık rahat nefes alabiliyor. Antalya’da doğan ve her iki burun deliğinin de tıkalı olması nedeniyle entübe edilen bebek, 3 günlükken Selçuk Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesine sevk edildi. Ambulansla getirilen bebeğin yapılan kontrollerinde bilateral koanal atrezi (her iki burun deliğinin kapalı olma durumu) tespit edilmesi üzerine cerrahi planlandı. Ameliyata alınan ve her iki burun deliği açılarak burundan nefes alması sağlanan bebek, kendisi nefes alıp vermeye başladı. Kontrollerinde nefes alış verişi normal olan ve solunum sıkıntısı yaşamayan bebek taburcu edildi. Koanal atrezinin, burun arka kısmının nefes alıp vermeye katkı sağlamaması durumu olduğunu belirten KBB Ana Bilim Dalı Dr. Öğr. Üy. Muhammet Fatih Gökmen, "Bebekler doğumdan sonra sadece burundan nefes alıp verebildikleri için solunum sıkıntısı ortaya çıkabiliyor. Burnun arkasındaki doğal açıklığın, cerrahi olarak yeniden sağlanması gerekiyor. Kliniğimizde tamamen endoskopik olarak (burun içinden) yapılan bu ameliyat, doğumdan sonra erken dönemlerde bile yapılabilmektedir" dedi. Beş günlük ve 2 bin 500 gram ağırlığında olan bebeğin ameliyatını başarıyla gerçekleştirebilmek için yenidoğan yoğun bakım, anestezi ve kulak burun boğaz cerrahi ekibinin ortak çalışması gerektiğini ifade eden Gökmen, "Hastamızın tedavi sürecine verdikleri katkılardan dolayı başta Dr. Öğr. Üy. Saime Sündüs Uygun olmak üzere tüm yenidoğan yoğun bakım ekibine; Prof. Dr. İbrahim Özkan Önal ve anestezi ekibine; hastanın tanı, tedavi ve takip sürecinde her an bizlere yardımcı olan KBB araştırma görevlisi meslektaşlarıma ve ameliyat ekibime teşekkür ediyorum" diye konuştu.
18 Temmuz 2025 Cuma - 14:58 ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ kampanyasında 10 milyonun üzerinde kişiye ulaşıldı ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ kampanyası tamamlandı. Kampanyada katılım hedefi aşılarak, 10 milyon 72 bin kişinin ölçümü yapıldı. Sağlık Bakanlığı tarafından 10 Mayıs-11 Temmuz tarihleri arasında gerçekleştirilen ‘İdeal Kilonu Öğren, Sağlıklı Yaşa’ kampanyası, 9. haftasında hedeflenen 10 milyon kişilik ölçüm sayısını aşarak başarıyla tamamlandı. Kampanyaya Türkiye’nin tüm illerinden yoğun ilgi gösterildi. Kampanya süresince 5,5 milyondan fazla kişiye bilgilendirme ve yönlendirme desteği sağlandı. Kampanyaya en yüksek katılım Ankara, İstanbul ve İzmir’de oldu. Kampanya süresince 10 milyon 72 bin kişinin ölçümü yapıldı Sağlık Bakanlığı tarafından toplumda sağlıklı yaşam bilincinin artırılması amacıyla hayata geçirilen ‘İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa’ kampanyasının 9. haftasında ülke genelinde 2 milyon 398 bin 397 kişilik rekor katılım gerçekleşti. Kampanya, son haftasında 10 milyon kişilik hedef ölçüm sayısını aşarak, 10 milyon 72 bin 20 kişiye ulaştı. Kampanyaya ilişkin değerlendirmede bulunan Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Malum kilo-boy ölçümleriyle esasında sahaya çıkarak insanlarımızın farkındalığını artırıp, onları daha sağlıklı bir beden için ölçümlere başladık ve şu ana kadar 10 milyon insanımızı kilo ve boy olarak ölçtük. Ama maalesef yaklaşık yüzde 70’e yakın insanımızın fazla kilolu olduğunu, hatta bu kişilerin yaklaşık yüzde 25’inin obez diyeceğimiz aşırı kilolu olduğunu fark ettik. Özellikle toplumdan bu konuda bize destek vermesini, beraber bu kiloları vermemiz gerektiğini özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü kilo sonuçta hayat kalitesini düşürüyor, uyku kalitesini etkiliyor, eklemlerimizi bozuyor, kalp hastalıklarına sebebiyet veriyor" ifadelerini kullandı. En yoğun katılım İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleşti Kampanyaya Türkiye’nin tüm illerinde yoğun ilgi gösterildi. En yüksek katılım sayısı, nüfus yoğunluğu da göz önünde bulundurulduğunda İstanbul, Ankara ve İzmir’de gerçekleşti. İl bazlı değerlendirildiğinde kampanyaya katılım oranı en yüksek olan iller sırasıyla Van, Adana ve Niğde oldu. Bu illerde hedef nüfusun neredeyse iki katından fazla bireye ulaşılması dikkat çekti. Kadınlarda obezite, erkeklerde fazla kilo daha sık görüldü Kampanya boyunca yapılan ölçümlerden elde edilen veriler, katılımcıların yaklaşık yüzde 70’lik bölümünün ‘normal’ kilo aralığının üzerinde olduğunu ortaya koydu. Kadınlar arasında obezite oranı yüksek çıkarken, erkeklerde ise fazla kiloluluk daha yaygın olarak belirlendi. 5 milyondan fazla kişiye ‘ücretsiz’ beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı desteği sağlandı Ölçüm sonuçları doğrultusunda belirlenen vücut kitle indekslerine göre katılımcıların yaklaşık yüzde 45’inin fazla kilolu ve yüzde 25’inin obezite sınırları içerisinde olduğu tespit edildi. 5,5 milyondan fazla kişi, tercihleri doğrultusunda birinci basamak sağlık kuruluşlarında sunulan ücretsiz beslenme ve fiziksel aktivite danışmanlığı hizmetlerine yönlendirildi. Danışmanlık hizmetleri; vatandaşların sağlıklı beslenme alışkanlıklarının desteklenmesi, fiziksel aktivite düzeylerinin artırılması ve yaşam tarzı değişimlerinin teşvik edilmesine katkı sundu. Toplumsal farkındalık arttı İdeal Kilonu Öğren Sağlıklı Yaşa kampanyası kapsamında 81 ilde görev yapan sağlık personelinin aktif katılımıyla yürütülen ölçüm ve bilgilendirme faaliyetleri, sağlıklı beslenme alışkanlıklarının desteklenmesi, fiziksel aktivitenin günlük yaşama dahil edilmesi ve fazla kilo sorununa yönelik toplumsal farkındalığın artırılmasına katkı sağladı.
Tek bir sözle hayata yeniden tutundu
18 Temmuz 2025 Cuma - 10:22 Tek bir sözle hayata yeniden tutundu Elazığ’da 4 yıldır kanserle mücadele eden 70 yaşındaki Penbe Yılmaz, son olarak yemek borusu kanseri olduğunu öğrenince tedavi için doktor doktor gezdi. Radyoterapi ve kemoterapi aldığı için ESD uygulamasında yaşanacak risklerden kaynaklı çoğu doktordan olumsuz cevap alan Penbe Yılmaz’ın umutları, Medicana Sağlık Grubu Gastroenteroloji Bölümü’nden Doç. Dr. Süleyman Günay sayesinde yeşerdi. Penbe Yılmaz, 4 yıl önce kızının yönlendirmesiyle gittiği rutin kontrolde göğsünde kitle olduğunu öğrendi ve tedavi sürecinde uzun süre kemoterapi ve radyoterapi aldı. 3 yıl boyunca devam eden tedavisinin ardından bu kez de yemek borusu kanseri olduğunu öğrendi. Kanserin erken teşhis edilmesi nedeniyle basit bir operasyonla sağlığına kavuşabilecekken, radyoterapi ve kemoterapi aldığı için bu operasyona giremeyen Yılmaz’ın iyileşmeye dair umutları onu İzmir’e getirdi. Medicana International İzmir Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Süleyman Günay’la görüşen Penbe Yılmaz’ın tedavisine başlandı. Yapılan ESD operasyonuyla Yılmaz’ın yemek borusundaki tümör temizlendi ve hastanın biyopsi sonucu temiz çıktı. Doktorlar endişeyle yaklaştı Meme kanserinden sonra yemek borusunda tümör görüldüğünü söyleyen Yılmaz, "Yemek borusunda tespit edilen tümör küçük olduğu için Elazığ’daki onkolog bir Endoskopik Submukozal Diseksiyon (ESD) denilen bir ameliyat önerdi. Ancak daha öncesinde radyoterapi aldığımız için doktorlarımız ESD yapamayacaklarını, riskli olduğunu belirttiler. ESD, belli bir aşamada tespit edilen tümörlerin kazıma işlemine deniyor. Özel teknolojilerle tümörlü kısmı vücuttan uzaklaştırıyorlar. Ama ben önceden bir kemoterapi ve radyoterapi tedavisi aldığım için doktorlar ESD uygulamasına endişeyle yaklaştı. Eğer radyoterapi ya da kemoterapi süreçlerim olmasaydı, bu ameliyatı daha kolay bir şekilde olabilirdim" sözlerini kaydetti. Zor bir ameliyattı ama bir sözü yetti Ameliyat olmak ve sağlığına kavuşmak adına doktor doktor gezen Yılmaz, son olarak bir tavsiye üzerine Doç. Dr. Süleyman Günay’a ulaştıklarını anlattı. Bu zamana kadar ulaştıkları doktorlardan ESD uygulamasına dair olumlu yanıt alamadıklarını aktaran Yılmaz, "İlk defa birisi bize olumlu dönüş yaptı. İstanbul’daki birçok doktora evraklarımızı gönderdik. Ama yapamayacaklarını söylediler. Yemek borusu ameliyatı çok zor bir ameliyattı. Ya ESD yapılacaktı ya da cerrahi bir operasyon geçirecektim. ESD’yi Doç. Dr. Süleyman Günay yaptı. İnsan böyle zamanlarda bir umut ışığı arıyor" diye konuştu. Penbe Yılmaz’a uygulanan tedavi hakkında bilgi veren Doç. Dr. Süleyman Günay, "Hasta daha öncesinde radyoterapi ve kemoterapi aldığı için ESD işlemini yapmak zorlaşıyor ve hasta bazı komplikasyonlara açık hale geliyor. Çünkü kemoterapi ve radyoterapi sırasında hastanın yemek borusundaki tabakalar birbirine yapışıyor. Bu da ameliyatı riskli kategoriye taşıdığından, ESD işlemini uygulamak zorlaşabiliyor. Ancak bu tür hastalara endoskopik tedavi imkanı sunulabilir" sözlerini kaydetti. Doç. Dr. Süleyman Günay, ESD operasyonuyla Penbe Yılmaz’ın yemek borusundaki tümörün temizlendiğini ve hastanın biyopsi sonucunun temiz çıktığını söyledi. Hastaların çoğuna cerrahi işlem öneriliyor Hasta Penbe Yılmaz’ın vakasında olduğu gibi çoğu hastaya cerrahi ameliyat önerildiğinin altını çizen Doç. Dr. Süleyman Günay, "Cerrahi müdahale sonrası hastanın yaşam konforu bozulabiliyor. Ameliyata bağlı ciddi komplikasyonlar gelişebiliyor. Yemek borusunun bir kısmı alınıp tekrar mide ile ağızlaştırınca hastalarda reflü atakları olabiliyor. Mide boşalım problemleri olabiliyor" diye konuştu. Hastaya, Endoskopik Mukoza Rezeksiyonu (EMR) yapılması mümkün olmadığında ESD yapıldığını aktaran Doç. Dr. Süleyman Günay, "ESD denilen işlem, kalın bağırsakta daha rahat ve güvenli yapılabilir. Ama yemek borusu çok ince olduğundan aynı işlemi bu bölgede yapmak daha büyük hassasiyet gerektiriyor" dedi. Doç. Dr. Süleyman Günay, hastaların cerrahi işlemden önce mutlaka uzman görüşü alarak, endoskopik tedavinin mümkün olup olmayacağını öğrenmelerini tavsiye etti.
Sigara Bırakma Poliklinikleri’nde görev alacak personele eğitim verildi
18 Temmuz 2025 Cuma - 10:20 Sigara Bırakma Poliklinikleri’nde görev alacak personele eğitim verildi Bursa İl Sağlık Müdürlüğü, tütün bağımlılığı konusunda etkin çalışmaların yürütüldüğü Sigara Bırakma Poliklinikleri’nde görev alacak personellere yönelik eğitim düzenledi. Bursa’da sigarayı bırakmak isteyen vatandaşlara ücretsiz tedavi hizmeti veren ve birçok vatandaşın sigaradan kurtulmasına vesile olan sigara bırakma polikliniklerinin sayısının ve niteliğinin artması için çalışmalar devam ediyor. Son olarak Nilüfer İlçe Sağlık Müdürlüğü’nde yeni açılacak sigara bırakma polikliniklerinde görev alacak hekim, psikolog ve hemşirelere yönelik sigara bağımlılığı konusunda eğitim düzenlendi. Eğitime, Bursa İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Dr. İrfan Oğuz, Uludağ Üniversitesi Göğüs Hastalıkları A.B.D. Öğr. Üyesi Prof. Dr. Mehmet Karadağ, Bursa Yüksek İhtisas Eğitim Ve Araştırma Hastanesi Göğüs Hastalıkları Hekimi Doç. Dr. Gülgün Çetintaş ile sağlıklı hayat merkezi sorumlu hekimleri ve sigara bırakma polikliniği sorumlu hekimleri katıldı. Bağımlılık düzeyine göre tedavi Öte yandan yürütülen çalışmalarla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bursa İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Mustafa Çetin, bu merkezlerde tütün bağımlılığı ile etkin mücadelenin yürütüldüğünü vurguladı. Polikliniklere başvuran çok sayıda vatandaşın sigarayı bıraktığını belirten Çetin, "Bu merkezlerde tütün ürünü bağımlıları, genel bir sağlık bakış açısıyla değerlendirilerek bağımlılık düzeyleri ortaya konulmaktadır. Gerekli testler, laboratuvar ve görüntüleme tetkikleri yapılmaktadır. Değerlendirme sonucunda farmakalojik tedavi düzenlenmekte, gerekli durumlarda davranışsal danışmanlık hizmeti verilmektedir" dedi. Yaygınlaştırılması hedefleniyor Sertifikalarını alan hekim, psikolog ve hemşirelerin görev yaptıkları kurumlarda ücretsiz tedavi ve danışmanlık hizmeti vereceğinin altını çizen Çetin, "Eğitimlerin ardından öncelikle ilçe sağlık müdürlükleri olmak üzere tüm sağlık kuruluşlarında en az 1 sigara bırakma polikliniği açılarak yaygınlaştırılması ve buralarda tütün ürünü bağımlısı vatandaşların bağımlılıktan kurtulmaları hedeflenmektedir" diye konuştu. Son olarak; sigara bırakma polikliniklerine başvurmak isteyen vatandaşların ALO 171 Sigara Bırakma Danışma Hattı’nı arayarak bilgi alabileceğini söyledi.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Gündüz:  "Carnivore diyet kalp damar hastalıklarına neden olabilir"
18 Temmuz 2025 Cuma - 09:45 Beslenme ve Diyet Uzmanı Gündüz: "Carnivore diyet kalp damar hastalıklarına neden olabilir" Beslenme ve Diyet Uzmanı Çisem Gündüz, Carnivore (etobur) diyeti gibi trendlerin sürdürülebilir olmadığına dikkat çekerek, "Kolesterol, kalp damar hastalıklarına ve kabızlığa neden olabilir. Hatta kalıcı zararlar verebilir" uyarısında bulundu. Acıbadem Adana Hastanesi Uzman Diyetisyen Çisem Gündüz, popülerliği giderek artan beslenme akımlarından biri olan "carnivore beslenme" hakkında bilgiler vererek sağlık için uygun olup olmadığını, kimlerin uygulayabileceğini ve nasıl sonuçları olabileceğini anlattı. Hızla kilo vermeyi vadeden protein diyetlerinin dönem dönem popüler olduğuna değinen Diyetisyen Gündüz, "İsveç diyeti, dukan diyeti, taş devri (paleo diyet), ketojenik diyetler ve şimdi de carnivore diyet... İnsanların kısa zamanda hızlı kilo verme istekleri geçmişten günümüze hep var olmuştur, sağlıklı beslenmenin temeli oturmadığı müddetçe de gerek ülkemizde gerek dünyada bu tarz diyetler ne yazık ki popüler olmaya devam edecektir" diye konuştu. Carnivore kelimesinin "etobur" anlamına geldiğini; bu beslenme modelinin, tamamen hayvansal ürünlerden oluşan bir beslenme modeli olduğunu belirten Gündüz, diyetin temelini kırmızı et, tavuk ve hindi eti, balık, yumurta ile hayvansal ürünlerden yapılan şarküteri ve diğer et ürünlerinin oluşturduğunu dile getirdi. Carnivore beslenme düzeninin tüm sebzeleri, meyveleri, tahılları, baklagilleri ve tohumları beslenme programının dışında bıraktığını ve bu yüzden bazı kaynaklarda "sıfır karbonhidrat diyeti" olarak da adlandırıldığını söyledi. "Bir çeşit ketojenik diyet" Bu beslenme tipinin bir tür ketojenik diyet olduğuna işaret eden Diyetisyen Gündüz, "Ketojenik diyetin mantığı, glikoz ve diğer şeker türlerinden yeterli enerji ihtiyacı sağlanmamasıdır ve bu durumda vücut enerji kaynağı olarak yağları kullanır. Tipik bir ketojenik diyette, günlük enerji ihtiyacının büyük bir kısmı protein ve yağlardan karşılanır, yüzde 10’luk kısımda da karbonhidratlar olur. Ancak carnivore diyette, ketojenik diyetten farklı olarak karbonhidrata hiç yer verilmez. Yüksek protein ağırlıklı beslenmek; böbrek fonksiyonlarının bozulmasına ve kalp damar hastalıklarına neden olabilir. Hayvansal et ürünlerinin doymuş yağ içerir. Doymuş yağ da hem kısa hem de uzun vadede kötü kolesterol olarak adlandırılan LDL‘nin yükselmesine neden olur. Osteoporoz, böbrek taşı oluşum risklerini de arttırır" dedi. Bu diyetin dezavantajlarına değinen Diyetisyen Gündüz, "İlk başta sabah kahvaltıda pastırmalı yumurta, akşam yemeğinde ise lezzetli bir bonfile yemek kulağa hoş gelse de yapılan çalışmalarda bu diyeti uygulayan kişilerdeki en yaygın negatif semptom; tiksinme ve kabızlık problemi olmuştur" diye konuştu. Tüm bunlara dayanarak Carnivore diyetini değerlendiren Diyetisyen Gündüz şunları söyledi: "Sonuç olarak hızla kilo vermek için yapılan protein diyetleri, kısa zamanda aynadaki görüntünüzün değişmesine neden olsa da sürdürülebilir değildir ve sağlığınıza kalıcı zararlar verebilir. Sağlıklı beslenmek, beslenme düzeni oluşturmak her zaman çok kolay olmayabiliyor. Bu noktada bir beslenme uzmanından destek alarak, beslenme alışkanlığı kazanmak için destek alabilirsiniz."
Aşırı sıcaklar beyin kanaması riskini artırıyor
18 Temmuz 2025 Cuma - 09:18 Aşırı sıcaklar beyin kanaması riskini artırıyor Adana’da aşırı sıcaklarda dışarıda vakit geçirmek beyin kanamasına yol açabiliyor. Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, "Aşırı sıcaklara maruz kaldığınızda beyin, buna hemen tepki olarak onu dengelemeye çalışır. Kalp hızı artar ve eğer yaşlıysanız, damar duvarınız zayıfsa, idrar söktürücü ilaç kullanıyorsanız, tansiyon hastasıysanız bu durumlar beyinde kanamaya yol açar" dedi. Adana’da termometreler mevsim normallerinin çok üzerinde seyrederken, kent genelinde kavurucu sıcaklar etkisini sürdürüyor. Son günlerde 40 dereceyi aşan hava sıcaklığı nedeniyle vatandaşlar serinlemek için gölge ve kapalı alanlara yöneliyor. Beyin kanaması riski yüksek Uzmanlar, özellikle uzun süre güneş altında kalmanın ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği konusunda uyarıyor. Özellikle sıcak havalarda şapka takmadan yürümek veya çalışmak beyin kanamasına neden olabiliyor. "Sıcaklar herkeste beyin kanamasına yol açmaz" Konuyla ilgili Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Şen, aşırı sıcakların insan sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabileceğine dikkat çekerek, "Aşırı sıcaklar beyin kanamasına yol açabilir. Ancak bu sıcaklar herkeste beyin kanamasına yol açmaz. Aşırı sıcaklarda beynin tansiyondaki oynamalara karşı kendisini koruduğu oto regülasyon sistemi var. Sıcak havalarda damarlarda aşırı bir genişleme, bunun sonucu olarak da tansiyonda düşme olur. Tansiyon düşmesi ise beyne veya diğer organlara giden kan miktarlarında azalmaya yol açar. Beyinde buna hemen tepki olarak onu dengelemeye çalışır. Kalp hızı artar ve eğer yaşlıysanız, damar duvarınız zayıfsa, idrar söktürücü ilaç kullanıyorsanız, tansiyon hastasıysanız bu durumlar beyinde kanamaya yol açar" ifadelerini kullandı. "Yeteri kadar sıvı almamak kanda koyulaşmaya yol açıyor" Tansiyon hastaları ve idrar söktürücü ilaç kullananların daha dikkatli olması gerektiğine vurgu yapan Prof. Dr. Şen, "Aşırı sıcaklarda beraberinde terlemede fazla olduğu için vücut sıvı kaybediyor. Yeteri kadar sıvıyı vücuda almadığınızda ise kanda koyulaşma, yoğunlaşma oluyor. Bu yoğunlukta beyin ve kalp damarlarında tıkanıklığa yol açarak felçlik yapar ya da kalp, fazla efor harcayarak tansiyon hastalığı olarak kendisini gösterebilir. Tansiyon hastasıysanız, idrar söktürücü ilaçlar alıyorsanız muhakkak dikkatli olmanız gerekiyor" diye konuştu. Öte yandan Prof. Dr. Orhan Şen, özellikle yaşlılar, tansiyon hastaları ve ağır işlerde çalışanların sıcak saatlerde dışarı çıkmamalarını, bol sıvı tüketmelerini ve güneşten korunmalarını önerdi.
Manisa CBÜ Tüp Merkezinde ilk buluşma gerçekleştirildi
17 Temmuz 2025 Perşembe - 17:05 Manisa CBÜ Tüp Merkezinde ilk buluşma gerçekleştirildi Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tüp bebek merkezinde gördükleri tedaviyle çocuk sahibi olan aileler ve bebekleri, düzenlenen özel bir etkinlikte bir araya geldi. MCBÜ Tüp bebek merkezinde tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olan aileler ve bebekleri, Başhekimlik toplantı salonunda bir araya geldi. Toplantıya Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Oktay Üçer, MCBÜ Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmet Topçu, Başhekim yardımcısı Prof. Dr. İhsan Şebnem Örgüç ile MCBÜ Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Burcu Artunç Ülkümen ve tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olan aileler ve bebekleri katıldı. Toplantıda konuşan Manisa Celal Bayar Üniversitesi (MCBÜ) Hafsa Sultan Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. İsmet Topçu, MCBÜ Tüp bebek merkezinde tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olan aileler ve bebeklerinin, ilk kez düzenlenen özel bir etkinlikte bir araya geldiğini söyledi. Başhekim Prof. Dr. Topçu, "2013 yılından bu yana hizmet veren Manisa Celal Bayar Üniversitesi Tüp Bebek Merkezi, kurulduğundan bu yana yüzlerce çifte gebelik sevincini yaşatarak, Manisa ve çevre illerden gelen hastalara umut olmaya devam ediyor. Tecrübeli kadrosu ile son teknolojik gelişmeleri takip ederek, yüksek başarı oranları, etik ilkelere bağlılık ve çifte özel tedavi yaklaşımları ile fark oluşturuyor." diye konuştu. Başhekim Topçu, "Tüp Bebek Merkezi’nde bugün yaklaşık 20 tane aile bir araya geldi ve ağlama sesinin bu kadar güzel olduğu bir topluluk daha yok görmedik. Tabii ki biz bizim için çok büyük bir mutluluk. 10 yılı aşkın bir süredir bizim üniversitesinde tüp bebek merkezi kuruldu. İlimizde kurulan ilk tüp bebek merkezi ve çok yüksek başarı oranıyla çalışıyor. Bizler de bugün ilk defa böyle bir buluşma gerçekleştirdik. Tüp bebek tedavisiyle olan çocuklarımız ve yine anne babalarla bir aradaydık. Bunu doktorlarla çalışanlarınızla beraber. O yüzden güzel bir gün oldu. Bu buluşmayı tekrarlayacağız. Bu birincisiydi, bundan sonra her yıl bu tip etkinliklerin devamı gelecek. Hastanemiz tüp bebek merkezini ben kesinlikle tavsiye ederim. Çok yüksek başarı oranı olan bir merkezimiz. Biz de böyle bir esere sahip olduğumuz için çok mutluyuz." dedi. MCBÜ Tüp Bebek Merkezi Müdürü Prof. Dr. Burcu Artunç Ülkümen ise konuşmasında, "Her çiftin hikâyesini önemsiyor, her yolculuğu titizlikle planlıyoruz. bu süreç sadece en güncel teknolojilerin kullanıldığı tedaviyi değil, aynı zamanda güven, anlayış ve destek sunuyoruz. Tüp bebek tedavisiyle çocuk sahibi olan aileler ve bebekleri, düzenlenen özel bir etkinlikte bir araya geldi. Etkinlikte, zorlu bir tedavi sürecinin ardından dünyaya gelen bebekler, aileleriyle birlikte umut ve sevincin simgesi oldu. Etkinliğin amacı öncelikle bu zorlu süreci ve sonuçlarını kutlamak. Emek verdiğimiz, eşlik ettiğimiz yeni hayat hikayelerinin mutlu sonları bizim için de çok değerli manevi bir tatmin. Süreci yaşayan ama hala mücadele eden ailelere umut vermek, aynı süreçlerden geçen aileleri bir araya getirerek, paylaşmak ve güçlenmek; yalnız değilsiniz demek, sizlerin varlığı, yeni başlayanlar için en güçlü motivasyon. Tüp Bebek Tedavileri tıbbi bir gereklilik; utanılacak-saklanacak bir durum değil, toplumda bu tedavilere dair önyargıları azaltmak, sizlerle takip sürecinde de iletişimi sürdürmek. Eylül ayı itibarı ile Tüp Bebek tedavi sürecinde olan, tüp bebek tedavisi ile gebe kalan ailelerimizle düzenli aralıklar ile eğitim programları yapılmasını planlamaktayız. Psikolog, diyetisyen, çocuk doktorlarımızın destekleri ile küçük grup eğitimleri gerçekleştireceğiz." diye konuştu. Yapılan konuşmaların ardından tüp bebek merkezi sayesinde bebek sahibi olan aileler birbirleriyle tanışarak sohbet ettiler. Etkinlik, hastane önünde toplu hatıra fotoğraf çekimi ile sona erdi.
Adana’ya Plazma Bağış Merkezi kuruluyor
17 Temmuz 2025 Perşembe - 16:39 Adana’ya Plazma Bağış Merkezi kuruluyor Türkiye’de kurulacak ilk Plazma Bağış Merkezi için Türk Kızılay ile Adana Ticaret Odası’nca ilgili protokol imzalandı. Türk Kızılay tarafından kurulacak ilk Plazma Bağış Merkezi için Adana seçildi. İlgili protokol Türk Kızılay Genel Sekreteri Y. Ramazan Saygılı ve Adana Ticaret Odası Başkanı Yücel Bayram tarafından imzalandı. Adana Ticaret Odası’nın (ATO) tarihi hizmet binası bu amaçla kiralanırken merkezin kurulmasına ilişkin teknik ve idari hazırlıklar hızla sürüyor. Konuyla ilgili açıklama yapan Türk Kızılay Genel Sekreteri Y. Ramazan Saygılı, "Plazma ürünleri, insan kanının sıvı kısmı olan plazmadan elde edilen ve tedavide hayati önem taşıyan beşeri ilaçlardır. Bu ürünler, başta kan hastalıkları, bağışıklık sistemi yetersizlikleri ve nadir genetik rahatsızlıklar olmak üzere, yaşamı tehdit eden pek çok hastalığın tedavisinde kullanılmakta; birçok durumda tek tedavi seçeneği olarak öne çıkmaktadır. Ülkemiz, plazma ürünleri konusunda halen tamamen yurt dışına bağımlı durumdadır. Ülkemizin bu alandaki dışa bağımlılığını sonlandırmak ve yerli üretim kapasitesini oluşturmak amacıyla Plazma Fraksinasyon Projesi başlatılmıştır. Bu proje için Adana’nın seçilmesi bizler için ayrı bir gurur kaynağıdır. Ayrıca sosyal sorumluluk konusunda duyarlılık gösteren Adana Ticaret Odası’na bu merkezin kurulumunda bizlere verdiği destekten dolayı teşekkür ederim" dedi. Adana Ticaret Odası’nın tarihi hizmet binasının Plazma Kan Merkezi olarak kullanılması için kiraya verdiklerini belirten ATO Başkanı Yücel Bayram, "Adana Ticaret Odamızın tarihi hizmet binası birçok ilke imza atmış tarih kokan bir binadır. Bizim için manevi bir öneme sahiptir. Türk Kızılay ile nerdeyse aynı yaşa sahip Adana Ticaret Odası böyle manevi bir projenin destekçisi olmaktan gurur duymaktadır. ATO olarak birçok sosyal projede imzamız vardır. İnsanlığa faydalı bu tür projelerin her zaman destekçisi olduk, olmaya da devam edeceğiz. Türk Kızılay ile imzaladığımız protokolle Adana’da kurulacak bu ilk merkez hem teknik altyapı hem de plazma bağışçısı kazanımı açısından model teşkil edecek; ülke genelinde kurulacak diğer Plazma Bağış Merkezlerine öncülük edecektir. Adana Plazma Bağış Merkezi’nin faaliyete geçmesiyle birlikte, plazma bağışı kültürünün yaygınlaşması sağlanacak; yerli plazmadan stratejik öneme sahip ilaçların üretiminin önü açılacak ve dışa bağımlılığı azaltan, sağlık sistemine güvence oluşturan milli bir kapasite oluşturulması sağlanacaktır. Hizmet binamızı kiraya verirken Kızılay ile kararlaştırdığımız konulardan biri de, binamızın tarihi dokusuna ve dış cephesine müdahale edilmemesi hususu olmuştur" dedi.
Akseki’ye yeni sağlık merkezi ve 112 istasyonu yapılıyor
17 Temmuz 2025 Perşembe - 16:06 Akseki’ye yeni sağlık merkezi ve 112 istasyonu yapılıyor Antalya’nın Akseki ilçesine 4 hekimli aile sağlığı merkezi, 112 acil sağlık hizmetleri istasyonu ve ilçe sağlık müdürlüğü hizmet binasından oluşacak sağlık kompleksi yapılacak. Akseki ilçesinde sağlık hizmetlerine erişimi artırmak ve vatandaşlara daha hızlı hizmet sunmak amacıyla yüklenici firma tarafından Akseki Aile Sağlık Merkezi ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonunun yapımına başlandı. 1030 metrekare büyüklüğünde inşa edilen sağlık kompleksi, 4 hekim birim kapasiteli olacak şekilde planlandı. Mevcut sağlık ocağı bahçesine yapılıyor Mevcut Akseki Sağlık Ocağı bahçesine yapımı başlanan sağlık kompleksi tamamlandığında yaklaşık 1030 metrekare büyüklüğünde Zemin+1 katlı bir yapı şeklinde hizmet verecek olan yapının zemin katında teknik zorunlu mekanlar ve ıslak hacimler dışında Aile Sağlığı Merkezine ait sağlık birimleri ile 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonuna ait bölümler yer alacak. Üst katında ise yine Aile Sağlığı Merkezine ait bazı birimlerin yanı sıra İlçe Sağlık Müdürlüğü Hizmet Binası olarak kullanılacak bölümler yer alacak. Antalya İl Sağlık Müdürlüğü tarafından ihale iş ve işlemleri yürütülerek açık ihale usulü ile ihale edilen, anahtar teslimi götürü bedel tutarı olarak 39 milyon 590 bin TL bedel üzerinden ihale edilen sağlık kompleksinin, 17.05.2026 tarihine kadar tamamlanması planlandığı bildirildi. Modern donanımlı sağlık tesisi Tamamlandığında bölge halkına önemli katkılar sağlayacak olan sağlık merkezi, modern donanımlara sahip Aile Sağlık Merkezi ve 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu ile hizmet verecek. Vatandaşların daha kaliteli ve hızlı sağlık hizmeti alabilmesi için planlanan proje, ilçenin sağlık altyapısını güçlendirecek. Yetkililer, projenin tamamlanmasıyla birlikte ilçede sağlık hizmetlerinin daha etkin ve erişilebilir hale geleceğini vurguladı. İlçede sağlık altyapısını güçlendirecek bu önemli yatırımın en kısa sürede tamamlanarak hizmete açılacağını belirten AK Parti Akseki ilçe başkanı Halis Gündoğdu, şu ifadeleri kullandı: "Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine daha kolay erişimini sağlamak amacıyla hayata geçirilen bu projeyi en kısa sürede tamamlayarak hizmete sunacağız"
Alzheimer ve Demans hastaları etkinliklerle hayata tutunuyor
17 Temmuz 2025 Perşembe - 15:30 Alzheimer ve Demans hastaları etkinliklerle hayata tutunuyor Yunusemre Belediye Başkanı Semih Balaban, Alzheimer ve Demans Danışma ve Dayanışma Merkezi sözünü hayata geçirdi. Alzheimer ve Demans hastalarına yönelik çalışmalarını sürdüren merkez sayesinde hastalar hem hayat kalitesini artırıyor hem de çeşitli etkinlikler ile sosyalleşiyor. Toplumun önemli bir kesimini etkileyen Alzheimer ve Demans hastalarının hayatları Yunusemre Belediyesi ile güzelleşiyor. Yunusemre Belediyesi ve Türkiye Alzheimer Derneği Manisa Şubesi işbirliği ile Ferdi Zeyrek Millet Çarşısı 2.katında faaliyete geçirilen Alzheimer ve Demans Danışma ve Dayanışma Merkezi hasta ve hasta yakınlarına yönelik olarak yürüttüğü çalışmalarını sürdürüyor. Merkezde Alzheimer ve Demans hastalarına yönelik olarak gerçekleştirilen el işi, resim, müzik, fiziksel aktivite ve çeşitli oyunlarla hayat kaliteleri artırılırken, hasta yakınlarına ise bu hastalıklar ile ilgili baş etme yöntemleri, hastalık hakkında farkındalığın artırılması ve yasal haklar konusunda bilgilendirmelerde bulunuluyor. "Amacımız hayat kalitelerini artırmak" Yunusemre Belediyesi Alzheimer ve Demans Danışma ve Dayanışma Merkezi Sorumlusu Duygu Selcan Gündüz, amaçlarının hasta ve hasta yakınlarının hayat kalitelerini artırmak olduğunu belirtti. Gündüz, "Faaliyete başlayan merkezimizde hasta ve hasta yakınlarının hayat kalitelerini artırmak amacıyla çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Çeşitli etkinliklerle bu merkezde hizmet veriyoruz. Merkezimizde bize çalışmalarımızda destek sağlayan Türkiye Alzheimer Derneği Manisa Şubemize, Celal Bayar Üniversitesi hocalarımıza ve Belediye Başkanımız Semih Balaban’a teşekkür ediyorum." diye konuştu. "Mutlulukları paha biçilmez" Demans hastası Sultan Eşbah’ın eşi Ali Eşbah, merkezden duyduğu memnuniyeti ifade etti. Eşbah konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı: "Amacımız eşimin mutluluğu ve huzuru. Eşim buraya geldiğinde aktiviteler yaptığında kendisini mutlu hissediyor. Hem sosyalleşiyor, hem uğraşlar ediniyor. Buradan eve gittiğimizde mutlu oluyor. Biz de onun mutluluğu ile mutlu oluyoruz. Böyle bir merkezi hizmete açtığı için Yunusemre Belediye Başkanımız Semih Balaban ve ekibine çok teşekkür ediyorum." "Eşim bazen beni tanımıyor" Alzheimer hastası Hatice Güngör’ün eşi Yaşar Güngör ise konu ile ilgili olarak yaptığı açıklamada şöyle konuştu: "Allah kimsenin başına vermesin. Zor bir rahatsızlık. 55 yıllık eşim bazen beni bile tanımıyor. Rahatsızlığını geç fark ettik. Bu merkez bizim için faydalı oluyor. Bizim gibi hastası olan herkese bu merkezi tavsiye ederim." Yunusemre Belediyesi Ferdi Zeyrek Millet Çarşısı 2. katta hizmet veren Yunusemre Belediyesi Alzheimer ve Demans Danışma ve Dayanışma Merkezi’nden faydalanmak isteyen vatandaşlar konu ile ilgili 444 62 09 numaralı çağrı merkezinden detaylı bilgi alabilecek.