Son Dakika
|
İsrail, Maghazi Mülteci Kampı’na saldırdı: 23 ölü
Asgari ücrette ikinci toplantı tarihi belli oldu!
Trafikte korkutan anlar!
Cezaevinden izinli çıktı yaptığıyla pes dedirtti!
Böyle sağlam ağır hasarlı bina görülmedi!
Milli Eğitim Müdürlüğü’nün bahçesine istinat duvarı çöktü
Cihangir’de 12 saatlik soygun pes dedirtti!
ABD’de şiddetli fırtına ve hortum: 6 ölü
Göçük altında kalan anne ve oğlunun cenazeleri çıkarıldı
İsrail’in Gazze Şeridi’ne yönelik saldırılarında 65. gün
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Aktüel
Daha
Fotogaleri
Asayiş
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Aktüel
Daha
Fotogaleri
Asayiş
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Tortum Waterfall Keeps Receiving Visitors Amid Winter
Okan Buruk: “Galatasaray için tekrar burada tarih yazmak istiyoruz"
ABD basını: “İsrail Lübnan'da beyaz fosfor bombası kullandı”
Gazze’de can kaybı 18 bini aştı
Bakan Bolat’tan gençlere başarı için "5T Hedefi"
Komşusunun yeni aldığı 1,5 milyon liralık aracı, yerden aldığı taşla boydan boya çizdi
Fatih Karagümrük’te Alparslan Erdem gitti, Şota geldi
Bariyerlere çarpan motosiklet sürücüsü metrelerce sürüklendi
Mekke’de sel: Cadde ve sokaklar sular altında kaldı
Süper Lig’de sadece 12 dakika oynadı, kadro dışı kaldı
SAĞLIK
Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi kadrosu büyüyor
11 Aralık 2023 Pazartesi - 17:41:24
Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi kadrosunu genişletmeye devam ederken bugün 4 doktorun daha kadrosuna aldığını duyurdu. Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi kadrosunu genişletmeye devam ederken geçtiğimiz günlerde Ortopedi Bölümüne Op. Dr. Volkan Tural, Patoloji Bölümüne Uzm. Dr. Melis Kılıç, Tıbbi Onkoloji Bölümünde Uzm. Dr. Murat Eser, Tıbbi Onkoloji Bölümünde Uzm. Dr. Murat Eser, İç Hastalıkları Bölümüne Uzm. Dr. Mustafa Murat Mıdık ve Çocuk Sağlığı Ve Hastalıkları Bölümüne İse Uzm. Dr. Seren Cerit Öksüz’ü kadrosunu almıştı. Bugün Uşak Eğitim ve Araştırma Hastanesi sosyal medyası üzerinden yapılan paylaşımda ise 4 doktorun daha kadrosunu alarak göreve başladığını duyurdu. Yapılan açıklamada yeni kadroya başlayan doktorların görevleri şu şekilde, Tıbbi Biyokimya Bölümüne Dr. Öğr. Üyesi Hatice Bozkurt Yavuz, Adli Tabiplik Bölümüne Uzm. Dr. Gökçe Öz Nalbant, Dahiliye Bölümüne Uzm. Dr. Mahmut Can Kılıç ve Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümüne ise Uzman Dr. Selim Öztürk’ü kadrosuna aldığını duyurdu.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 16:32
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesine 3 ayda yeni ameliyathane
Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi’nde 3 ay gibi kısa sürede 24 yeni ameliyathane inşa edildi. İleri düzeyde ameliyatların yapılabileceği donanımda yapımı tamamlanan ameliyathaneler bugün düzenlenen törenle hizmete alındı. Covid salgını döneminde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’nın talimatıyla acil durum hastanesi olarak inşa edilen Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesi 6 Şubat depremlerinin ardından yapılan kontroller de riskli bulunan yapıların yıkılmasının ardından Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’ne tahsis edildi. 4 ameliyathane ile hizmet verilen hastane de ameliyathane sayısının yetmemesi üzerine 3 ay içerisinde hastaneye 24 yeni ameliyathane daha inşa edildi. Yapımı tamamlanan 24 yeni ameliyathane bugün düzenlenen tören ile hizmete alındı. Düzenlenen törene İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. M. Sait Gönen, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Başhekimi Doç. Dr. Emin Köse ve çok sayıda davetli katıldı. Bu hastane İstanbul’da beklenen olası depremde şifa odaklarından biri olacak Törende bir konuşma gerçekleştiren İstanbul İl Sağlık Müdürü Prof. Dr. Kemal Memişoğlu salgın döneminde binlerce Covid hastasına hizmet verdiğini ayrıca hastanenin olası bir İstanbul depreminde de büyük rol oynayacağını belirterek “Bu hastane Covid döneminde sayın Cumhurbaşkanımızın öngörüsüyle sağlık hizmetini dünyaya en iyi sunduğunun ispatı olan bir örneği. 45 günde inşa edildi. Burada binlerce COVİD hastasının hayatı kurtarıldı. Acil durum hastanesi diyoruz. Esasında İstanbul da beklenilen depreminde şifa odaklarından birisi olacak bir nokta burası. 6 şubat depremi gerçekten çok üzücü Allah bir daha bize göstermesin ama İstanbul’un her zaman bir deprem riski bulunuyor. Bu bölge de çalışan bizler oraya da hazırlığımızı elimizden geldiğince yapıyoruz. Bizim kendi hastanelerimiz ve özel sektör de dahil İstanbul’da sağlıkla ilgili deprem çalışmamız aslında var. bu çalışma da ilk 48 saat içerisinde sağlık hizmetlerinin otomatize olarak kendi kendine yönetebilir hale getirmeye çalışıyoruz. O noktalardan birisi de burası. Cerrahpaşa 6 Şubattan sonra kendi binaları ile ilgili analiz yaptıktan sonra bir alana ihtiyaç duyduk . Sağ olsun Cumhurbaşkanımız burayı Cerrahpaşa’ya tahsis konusunda talimatlandırdıktan sonra artık burası Cerrahpaşa’nın hizmet sunduğu bir alan oldu” diye konuştu. 3 ay içerisinde 24 ameliyathane inşa edildi Hastanenin kendilerine tahsis edildikten sonra kapasite arttırmak için çalışma gerçekleştirdiklerini dile getiren İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Rektörü Prof. Dr. Nuri Aydın, ”Burası çok hızlı bir zamanda Covid döneminde inşa edilmiş çok önemli bir hastane. Kendisine göre yatak ve ameliyathaneleri bulunmakta. Burada ki ameliyathane kapasitesini artırmaya yönelik bir çalışma gerçekleştirdik. 3 ay gibi kısa bir zaman içerisinde 24 ameliyathane sıfırdan inşa edildi ve bugün bunun açılışını gerçekleştiriyoruz. Burada bulunan mevcut 4 ameliyathane de geçtiğimiz 6 aylık zaman içerisinde 3 bin 60 ameliyat gerçekleştirildi. Yani Cerrahpaşa kısıtlı imkanlarla bile maksimum üretkenliği gerçekleştirmiş oldu. Eş zamanlı olarak Cerrahpaşa Tıp Fakültemizin tarihi yerleşkesinde de inşaat faaliyetleri devam etmektedir. Tarihi binalarımızın restorasyonunun yanı sıra 1. Etap hastane binalarının fore kazık işlemleri başladı. Her gün de bu fore kazıkların imalatı devam ediyor. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Prof. Dr. Murat Dilmener Hastanesinde bundan böyle 28 ameliyathane ile ileri düzey robotik cerrahi ameliyathanemizi de buraya konuşlandırarak özellikli işlemleri nakiller de dahil olmak üzere ileri düzey tüm ameliyatları bu çatı altında gerçekleştireceğiz” dedi.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 15:42
Kalça avasküler nekrozu erken teşhisle tedavi edilebilir
Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Recep Kurnaz, kalça hareketlerini kısıtlayan ve kalça protezi gerektirecek kadar ilerleyebilen kalça avasküler nekrozunun, erken tanı konulursa başarıyla tedavi edilebileceğini söyledi. Acıbadem Eskişehir Hastanesi Ortopedi ve Travmatoloji Uzmanı Doç. Dr. Kurnaz, kalça kemiğinin kan akışının azalması veya tamamen kesilmesi nedeniyle oluşan ve kan akışı yetersizliği nedeniyle kemik dokusunda hasara yol açan ‘kalça avasküler nekrozu’ hakkında önemli bilgiler verdi. "Kan dolaşımındaki bozukluklar burada daha belirgin hale gelebilir" Kalça kemiğinin sağlıklı çalışmasının kan akışına bağlı olduğunu belirten Doç. Dr. Kurnaz, dolaşım sistemindeki sorunlar veya kan damarlarındaki tıkanıklıkların ya da yaralanmalar veya travmaların kan akışını engelleyerek hastalığa neden olabileceğini dile getirdi. Hastalığın bir başka nedeninin uzun süreli steroid kullanımı olduğuna değinen Doç. Dr. Kurnaz, “Koronavirüs (COVID-19) salgını sırasında steroidler, ağır vakalarda bağışıklık sistemini düzenleyerek ve inflamasyonu azaltarak hastaların durumunu iyileştirmek amacıyla yaygın olarak kullanıldı. Ancak uzun süreli ve yüksek dozda steroid kullanımı, kemik sağlığını etkileyebilir ve avasküler nekroz gibi komplikasyonlara yol açabilir. Steroidler, kan damarlarının daralmasına ve kan akışının azalmasına neden olabilir. Bu durum, özellikle büyük eklem bölgeleri gibi kan dolaşımının kritik olduğu alanlarda sorunlara yol açabilir. Kalça eklemi, vücut ağırlığını taşıyan büyük bir eklem olduğu için kan dolaşımındaki bozukluklar burada daha belirgin hale gelebilir” dedi. “En çok şiddetli ağrı görülür, ilerleyen aşamalarda topallama olabilir” Doç. Dr. Recep Kurnaz, hastalığın en yaygın belirtisinin kalçada şiddetli ağrı olduğunu ve bununla birlikte kalça hareketlerinde kısıtlılık ya da zorlanma hissi ile ilerleyen aşamalarda topallama görülebileceğini ifade etti. Kalça avasküler nekrozundan korunmak için ise kan dolaşımını artırarak kalça sağlığını desteklemek için düzenli egzersiz ve dengeli beslenme, riski azaltmak için steroid kullanımını sınırlamak ve travmalardan kaçınmak gerektiğini vurgulayan Doç. Dr. Kurnaz, kalça avasküler nekrozunun ciddi bir durum olmakla birlikte, doğru tedavi ve yaşam tarzı değişiklikleri ile yönetilebileceğinin, erken tanının tedavi seçeneklerini artırdığının altını çizdi. Ayrıca Doç. Dr. Kurnaz, belirtiler fark edildiğinde vakit kaybetmeden uzman bir hekim ile görüşmek gerektiğini de sözlerine ekledi. "Uygun tedavi planının belirlenmesi önemlidir" Tedavi planının her hasta için farklı olabileceğini vurgulayan Doç. Dr. Kurnaz, “Tedavi seçenekleri, hastanın genel sağlık durumu, nekrozun şiddeti, lokalizasyonu ve evresi gibi faktörlere bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Bu nedenle, bir ortopedik cerrahın, hastanın durumunu değerlendirmesi ve en uygun tedavi planını belirlemesi önemlidir. Hastanın yaşam tarzı, aktivite düzeyi ve genel sağlık durumu da cerrahi seçeneklerin belirlenmesinde etkili olabilir” diye konuştu. “Erken dönemde farklı cerrahi tedavi yöntemleri var” Doç. Dr. Kurnaz, erken dönem cerrahi seçeneklerini sıralarken, nekroz bölgesine daha iyi bir kan akışı sağlamak ve eklemi desteklemek amacıyla tercih edilen ‘Kemik Grefti (grefonaj)’ prosedürünün, femur başında bulunan nekroz bölgelerine yeni bir kemik parçasının eklenmesini esas aldığını anlattı. Kan akışını arttırmak ve kemik dokusunu korumak için uygulanan ‘Dirilleme (Core Decompression)’ yönteminde, femur başındaki nekroz bölgesinde açılacak küçük bir delik içine özel bir cihazla girilerek basıncın azaltılabileceğini ifade eden Doç. Dr. Kurnaz, ‘Osteotransfer (Vaskülerize Kemik Grefti)’ yönteminde kan akışını artırmak için, hastanın kendi kan damarları ile beslenen bir kemik parçasının taşındığını belirtti. "Kalça protezi hastanın ağrısız bir yaşam sürmesine imkan tanıyabilir" Kök Hücre Tedavisi hastanın kendi yağ dokusundan alınan yağ hücrelerini içindeki stem hücreler kullanılarak nekroz bölgesine enjekte ederek uygulandığını da dile getiren Doç. Dr. Recep Kurnaz, konuşmasına şöyle devam etti: “Bu, yeniden büyümeyi ve iyileşmeyi teşvik etmek amacıyla yapılır. Artroskopik Debridman, eklem içindeki yapıları incelemek ve düzeltmek için kullanılan bir minimal invaziv cerrahi yöntemdir. Nekrozlu alanın temizlenmesi ve düzeltilmesi amacıyla kullanılabilir. Son olarak erken evrede fark edilip müdahale edilmeyen ya da diğer tedavilerden fayda görmeyen ve artroza (aşınmaya) başlamış bir kalça eklemine uygulanacak kalça protezi hastanın ağrısız bir yaşam sürmesine imkan tanıyabilir.”
11 Aralık 2023 Pazartesi - 14:22
Tunahan Yılmaz’ın annesi Yılmaz: “Sokaklar köpeklerin değil, çocukların”
Başkentte sahipsiz köpeklerin saldırısına uğrayan Tunahan Yılmaz’ın annesi Ergül Yılmaz, “Doktorlarımızın sayesinde hayata tutunmaya çalışıyor. İnşallah iyiye gidecek. Sokaklar köpeklerin değil, çocukların” dedi.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
11 Aralık 2023 Pazartesi- 12:02
Ayak topuğundan 37 santim tel çıktı
2
11 Aralık 2023 Pazartesi- 12:47
Diyarbakır’da memurun yazışma hatası nedeniyle 20 kelebek hastasının boğaz ameliyatı ertelendi
3
10 Aralık 2023 Pazar- 09:42
Bilim adamı, hayvanlar üzerinde test ettiği projeyle sağlıklı hücrelere toksik etki oluşturmadan kanser hücrelerini yok etmeyi başardı
4
11 Aralık 2023 Pazartesi- 11:43
Çift terapistinden uyarı: "Eve iş getirmeyin"
5
30 Kasım 2023 Perşembe- 16:14
Önce çocukları, sonra da kendisiyle damadı tüp mide ameliyatı oldu
11 Aralık 2023 Pazartesi - 11:11
Sigarada dudak tiryakilerine kötü haber: "İçinize çekmeseniz bile yakmanız yetiyor"
ANTALYA (İHA) – Sigarada dudak tiryakilerine kötü haber Prof. Dr. Gökhan Özyiğit’ten geldi. Özyiğit, sigaranın yakılıp dumanının içine çekilmese bile ağız ve dudak çevresinde kansere neden olabileceğini açıkladı. Türk Radyasyon Onkolojisi Derneği (TROD) tarafından 2 yılda bir düzenlenen ve bilimsel gelişmelerin tartışıldığı Ulusal Radyasyon Onkolojisi Kongresi’nin (UROK) 15’incisi, 6-10 Aralık tarihleri arasında Antalya Kemer’de gerçekleştirildi. Kongrede yurt içi ve yurt dışından alanında deneyimli 154 bilim adamı bilgi ve deneyimlerini paylaşırken, alanında söz sahibi toplam 13 uluslararası konuşmacı yer aldı. Kanser ve tedavi yöntemlerinin ana hatlarıyla ele alındığı kongrenin başkanlığını yapan Prof. Dr. Gökhan Özyiğit, kanseri bir kitle imha silahı olarak nitelendirdi. “Ayırt etmeksizin tüm tütün mamulleri kansere sebebiyette birinci sırada” Tüm kanser türlerinde en önemli etkenin tütün mamulleri olduğuna dikkat çeken Özyiğit, “Hiç ayırt etmeksizin tütünün içinde olduğu, nargile, pipo, elektronik sigaralar aynı kapsamda ve birinci derece kanser yapıcılığı kesin ispatlanmış ajanlardır. Bunlardan uzak durmak son derece önemli” dedi. “Ağız ve dudak çevresindeki kanserlere sebep olabiliyor” Sigarada dudak tiryakiliğiyle ilgili görüşlerini de paylaşan Özyiğit, “Dudak tiryakiliği farklı bir kavram ama sonuç itibariyle dudak çevresinde de kanserin en önemli etkilerinden biri tütün ürünleri. Dumanı illa akciğere solumanız gerekmiyor, ağız boşluğunda olması dahi aynı kanser yapıcı binlerce etki kendisini gösterebiliyor. Bu etkiler yüksek ısılarda ortaya çıkıyor ve tütün yakıldığı zaman içindeki birtakım katkı maddeleri -alkol dahi var- açığa çıkıyor ve akciğer kanseri olmasa bile ağız ve dudak çevresindeki kanserlere sebep olabiliyor” ifadelerini kullandı. “Kanser tedavilerindeki başarıda Avrupa ve ABD’ye yakın seyrediyoruz” Özyiğit, kanserin tedavisi konusunda Türkiye’nin insan altyapısı ve sağlık sisteminin gelişmiş ülkelere yakın düzeyde olduğunu işaret ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ülkemizde kanser tedavisinde ulaşılamayan ilaçlar var ama radyasyon onkolojisinde ulaşılamayan tek bir teknoloji var, proton tedavisi. Ama bunun dışında bütün teknolojiler var. Dünya standartlarında bunu kullanacak ekiplerimiz var ve kullanıyorlar da. Kanser tedavilerindeki başarıya baktığımızda ülkemizdeki başarının Avrupa ve ABD’ye yakın seyrettiğini görüyoruz. Bu yönüyle gerçekten güçlü bir sağlık sitemimiz olduğuna halkımızın güvenmesini istiyoruz.” KETEM’in önemi Kanser türlerinin erken evrede teşhisi, tanısı ve tedavisinin oldukça önemli olduğuna vurgu yaparak sözlerini sonlandıran Özyiğit, bu konuda vatandaşların Sağlık Bakanlığı’nın Kanser Erken Teşhis, Tarama ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) ücretsiz olarak sunduğu bu hizmetten yararlanmaya davet etti.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 11:01
Cumhuriyetin 100’üncü yılında Ümit’ten özel kutlama
Özel Ümit Hastanesi doktorları ve ortaklarının katılımı ile Cumhuriyetin yüzüncü yılı, düzenlenen özel gecede coşkuyla kutladı. Gecenin organizasyonunu gerçekleştiren Özel Ümit Hastanesi Halkla İlişkiler Müdürü Gülay Özler’in yaptığı açılış konuşması ile başlayan gecede hastanenin Yönetim Kurulu Başkanı Kasım Çetin söz alarak, geceye katılan tüm misafirlere teşekkür etti. "Cumhuriyetimizin 100. yılını coşku ve gurur içinde kutlamak ve Uluönder Mustafa Kemal Atatürk ve Silah arkadaşlarını anmak için bir araya geldik. Bu önemli yıldönümünde, siz değerli misafirlerimizle birlikte olmak benim için büyük bir onur" diyerek sözlerine başlayan Kasım Çetin, Özel Ümit Hastaneleri’nin de 26 yıldır Atatürk’ün gösterdiği hedef doğrultusunda çalıştığını kaydetti. Çetin sözlerini şöyle sürdürdü: "Cumhuriyetimizin 100’üncü yılında; yurdumuzun her bir ferdinin kendi alanında atamızın bize gösterdiği çağdaş medeniyetler seviyesine ulaşma hedefinde tüm gücüyle çalışması gerekmektedir. Ümit grubu da sağlık sektörünün bölgedeki en önemli aktörlerinden birisi olarak 26 yıldır Atamızın gösterdiği hedef doğrultusunda çalışmaktadır. Bu özel günde sağlık sektöründe gösterdiğiniz başarılar için hepinizi tebrik ediyor gelecekteki projelerinizde ve hedeflerinizde başarılar diliyorum. Hepinizi saygı ve sevgiyle selamlıyorum." Gece Yüzüncü Yıl Marşı eşliğinde 100’üncü yıla özel hazırlanan pasta kesimi ile sona erdi.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 10:31
Bin 79 vatandaşa ücretsiz sağlık taraması
Menteşe Belediyesi 2023 yılı içerisinde Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından kurduğu stantlarla toplam Bin 79 vatandaşa ücretsiz sağlık taraması yaptı. Menteşe Belediyesi Sağlık İşleri Müdürlüğü tarafından kurulan stantlarda vatandaşlar ücretsiz olarak sağlık taramasından geçirilirken aynı zamanda kan, şeker ve tansiyon ölçümleri de yapıldı. Kentin farklı noktalarına kurulan stantlarda 2023 yılı içerisinde Bin 79 vatandaşa sağlık taraması yapıldığını kaydeden Menteşe Belediye Başkanı Bahattin Gümüş, “Standımızda dileyen vatandaşlarımızın sağlık taramalarını ücretsiz olarak yapıyoruz. 2 hemşire ve 1 doktordan oluşan sağlık ekibimiz tarafından yapılan ölçümler sonucunda değerleri yüksek çıkan vatandaşlarımızı takip altına alarak, gerek duyulması halinde sağlık kuruluşlarına yönlendiriyoruz. Sağlık taraması ile ilgili vatandaşlarımızdan olumlu geri dönüşler alıyoruz. Halkımız, ücretsiz verdiğimiz hizmetimizden son derece memnun. Sağlıklı bir Menteşe için bu uygulamamıza devam edeceğiz” dedi.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 10:30
Ülkesinde ’göz tümörüsün’ denilen hasta, Antalya’da 1,5 saate sağlığına kavuştu
Kazakistan’da sol gözündeki büyümeye doktorların ’kist, kanser olabilir’ demesiyle dünyası başına yıkılan 5 çocuk babası 55 yaşındaki Nurlan Karayev, mukosel tanısı konulan Antalya’da 1,5 saatlik bir operasyonla göz sağlığına yeniden kavuştu. Kazakistan’ın Çimket kentinde yaşayan ve ticaretle uğraşan Nurlan Karayev’in sol gözünde yaklaşık 16 yıldır çektiği rahatsızlık son 2 yıldır arttı ve görme kaybı yaşamaya başladı. Ülkesindeki hastanelere giden Karayev’e, gözünde’ kist, tümör, kanser olabilir’ denilerek tam bir tanı konulamadı. Bu ön tanılarla, büyük üzüntü yaşayan Karayev’in, bir akrabasının tavsiyesiyle Memorial Antalya Hastanesi’ne başvurdu. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Önder Uysal tarafından tetkikler yapılan Karayev’in, orbita denilen yerinde bir mukosel olduğu belirlendi. Yaklaşık 1,5 saatlik bir operasyonla Karayev’in, endoskopik sinüs cerrahisi yöntemiyle göz arkasındaki kitle çıkarıldı. Gözüyle yeniden sağlıklı görmeye başlayan Karayev, mutlu bir şekilde ülkesine döndü. "Şu an çok sağlıklı ve mutluyum" 55 yaşındaki 5 çocuk babası Kazakistan Çimkent Nurlan Karayev, sol gözündeki rahatsızlığın 16 yıl önce başladığını ama son iki yıldır şikayetlerinin arttığını ve gözünün şişmeye başladığını ifade etti. Ülkesindeki doktorların tam bir tanı koyamadığını, ’kist, tümör, kanser şüphesi var’ diyenlerin olduğunu hatırlatan Karayev, ”Artık görme kaybı yaşamaya başlamıştım. Ameliyatın ardından hemen gözüm düzelmeye ve görmeye başladım. Kendimi daha iyi hissediyorum. Gözümde onkolojik bir şey olmadığı için çok rahatladım. Çünkü göz kanseri gibi söylemlerden korktum. Ailemle ne yapacağız diye konuştuk. Eşim, akrabalarım üzüldü. Şu an çok iyiyim ve mutluyum" dedi. "Beyne doğru ilerlerdi" Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Önder Uysal, Kazakistan’dan gelen hastasının kendilerine görme kaybı ve gözde kitle şikayetiyle başvurduğunu söyledi. Yaptıkları tetkiklerde Karayev’in gözünde ciddi derecede görme kaybı olduğunu belirlediklerini kaydeden Uysal, “Tomografi ve MR’lar çekildi. Gözün arkasında orbita dediğimiz yerde kitle olduğu görüldü. Ona yönelik tedaviye başlandı. Bu tedavi olmasaydı, kitle görme sinirine bastığı için muhtemelen göz kör olacaktı. Aynı zamanda bu mukosel beyine doğru ilerleyecekti, daha büyük hasarlar verecekti” diye konuştu. "Operasyonumuz 1,5 saat sürdü" Hastaya mukosel tanısı konduktan sonra tedaviye başladıklarının altını çizen Uysal, "Sonra cerrahi olaraktan endoskopik sinüs cerrahisi var. Burundan girilerek göz arkasındaki kitleye ulaşıldı. Göz, orbita dediğimiz alandaki kitle çıkarıldı. Operasyonumuz 1,5 saat sürdü. Hastamızın şu an sağlık durumu gayet iyi. Artık sadece takip sürecimiz olacak" dedi.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 10:28
Ülkesinde ’Göz tümörüsün’ denilen hasta, ’Antalya’da 1,5 saate sağlığına kavuştu
Kazakistan’da sol gözündeki büyümeye, doktorların ’kist, kanser olabilir’ sözleriyle dünyası başına yıkılan 5 çocuk babası 55 yaşındaki Nurlan Karayev, mukosel tanısı konulan Antalya’da 1,5 saatlik bir operasyonla göz sağlığına yeniden kavuştu. Kazakistan’ın Çimket kentinde yaşayan ve ticaretle uğraşan Nurlan Karayev’in, sol gözünde yaklaşık 16 yıldır çektiği rahatsızlık son 2 yıldır arttı ve görme kaybı yaşamaya başladı. Ülkesindeki hastanelere giden Karayev’e, gözünde’ kist, tümör, kanser olabilir’ denilerek tam bir tanı konulamadı. Bu ön tanılarla, büyük üzüntü yaşayan Karayev’in, bir akrabasının tavsiyesiyle Memorial Antalya Hastanesi’ne başvurdu. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Önder Uysal, tarafından tetkikler yapılan Karayev’in, orbita denilen yerinde bir mukosel olduğu belirlendi. Yaklaşık 1.5 saatlik bir operasyonla Karayev’in, endoskopik sinüs cerrahisi yöntemiyle göz arkasındaki kitle çıkarıldı. Gözüyle yeniden sağlıklı görmeye başlayan Karayev, mutlu bir şekilde ülkesine döndü. "Şuan çok sağlıklı ve mutluyum" 55 yaşındaki 5 çocuk babası Kazakistan Çimkent Nurlan Karayev, sol gözündeki rahatsızlığın 16 yıl önce başladığını ama son iki yıldır şikayetlerinin arttığını ve gözünün şişmeye başladığını ifade etti. Ülkesindeki doktorların tam bir tanı koyamadığını, ’kist, tümör, kanser şüphesi var’ diyenlerin olduğunu hatırlatan Karayev,” Artık görme kaybı yaşamaya başlamıştım. Ameliyatın ardından hemen gözüm düzelmeye ve görmeye başladım. Kendimi daha iyi hissediyorum. Gözümde onkolojik bir şey olmadığı için çok rahatladım. Çünkü göz kanseri gibi söylemlerden korktum. Ailemle ne yapacağız diye konuştuk. Eşim, akrabalarım üzüldü. Şuan çok iyiyim ve mutluyum" dedi. "Beyne doğru ilerlerdi" Memorial Antalya Hastanesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü’nden Doç. Dr. İsmail Önder Uysal, Kazakistan’dan gelen hastasının kendilerine görme kaybı ve gözde kitle şikayetiyle başvurduğunu söyledi. Yaptıkları tetkiklerde Karayev’in gözünde ciddi derecede görme kaybı olduğunu belirlediklerini kaydeden Uysal, “ Tomografi ve MR’lar çekildi. Gözün arkasında orbita dediğimiz yerde kitle olduğu görüldü. Ona yönelik tedaviye başlandı. Bu tedavi olmasaydı, kitle görme sinirine bastığı için muhtemelen göz kör olacaktı. Aynı zamanda bu mukosel beyine doğru ilerleyecekti, daha büyük hasarlar verecekti” diye konuştu. "Mukosel" Hastaya mukosel tanısı konduktan sonra tedaviye başladıklarının altını çizen Uysal,” Sonra cerrahi olaraktan endoskopik sinüs cerrahisi var. Burundan girilerek göz arkasındaki kitleye ulaşıldı. Göz, orbita dediğimiz alandaki kitle çıkarıldı. Operasyonumuz 1.5 saat sürdü. Hastamızın şuan sağlık durumu gayet iyi. Artık sadece takip sürecimiz olacak” dedi. (İA-
11 Aralık 2023 Pazartesi - 10:18
Uzmanından acile gelen hastalar için hassasiyet çağrısı
29 Mayıs Devlet hastanesi Acil tıp Uzmanı Uzman Doktor Seda Fidan, acile gelen hastaların daha hassas davranması gerektiği çağrısında bulunarak, “Acile gelen her hasta kendisinin en acil hasta olduğunu düşünüyor” dedi. Polikliğine gidemeyecek kadar acil durumda olan veya hayati tehlikesi bulunan hastalar, sağlık hizmetinden yararlanmak için hastaneleri “acil servis” bölümüne başvuruyor. Acil servise başvuran hastalar ise acil serviste görev alan uzman doktor tarafından değerlendirilerek, hastanın öncelik sırasına göre “kırmızı, sarı ve yeşil” alan hastası olarak belirleniyor. Bu çerçevede 29 Mayıs Devlet hastanesi Acil tıp Uzmanı Uzman Doktor Seda Fidan, acile gelen hastaların belirlenen alanlara göre hareket etmesi ve daha hassas davranması gerektiği çağrısında bulunarak, “Acile gelen her hasta kendisinin en acil hasta olduğunu düşünüyor” dedi. "Polikliniğe gidemeyecek kadar acil hastalığı ve hayati bir tehlikesi olan durumlarda acile gelmesi gereken hastalar oluyor" Acile gelen hastaların triyaj sistemine göre “kırmızı, sarı ve yeşil” alan hastası olarak isimlendirdiklerini ifade eden Fidan, “Polikliniğe gidemeyecek kadar acil hastalığı ve hayati bir tehlikesi olan durumlarda acile gelmesi gereken hastalar oluyor. En acil dediğimiz kırmızı alanlar genelde ani kalp durması, kalp krizi ya da yüksek enerjili trafik kazaları gibi durumlar oluyor. Sarı alan hastaları daha çok nefes darlığı, ciddi karın ağrıları olabiliyor. Yeşil alan hastaları da daha çok boğaz ağrısı, baş ağrısı ve ishal tarzı hastalar oluyor. Hastalar bunun bilincinde olamayabilirler çünkü nasıl bir tanısı olacak veya ne gibi bir durumda olduklarının kararını veremezler. Aslında bir bakıma acile başvurmak da haklılar ama bunun kararını biz veriyoruz. Triyaj’da bir doktor ya da triyajdan sorumlu, gerçekten bu işi yapabilen sağlık memuru veya acil tıp teknisyeni vasfında bir elemanımız oluyor. Hastanın bekleyebileceği veya bekleyemeyeceği kararını veriyoruz” diye konuştu. “Yeşil alan hastalarının bekletilmesi o sırada daha acil bir hasta olduğundandır” Acile başvuran hastaların bazılarının yeşil alan da bekletilmesinin nedenlerine de değinen Fidan, “Bu hastalarının bekletilmesinin bir nedeni de o sırada kırmızı alanda kalp durması, kalp krizi gibi şikayetlerle takip ettiğimiz hastalar oluyor. Sarı alanda takip ettiğimiz daha ciddi hastalar oluyor. O yüzden yeşil alan, biraz daha bekleyebiliyor” ifadelerini kullandı. “Acile gelen her hasta kendisinin en acil hasta olduğunu düşünüyor” Acile gelen her hastanın kendisinin en acil olduğunu düşündüğünü belirten Fidan, “Sadece bu konuda onlardan biraz sabır istiyoruz. Bunun kararını ya uzman bir doktor ya da triyajda görevli diğer arkadaşlarımız karar vermelidir. O yüzden biraz sabırlı olurlarsa bu şiddet sorununu önüne geçilebilir diye düşünüyorum. Hastaneye başvuran hastalar kendi arasında bile kavga edebiliyor. O yüzden öncelikle sabır, biraz hoşgörü istiyoruz. Acile başvuran hastalar da orada çalışan personel de gerçekten olağanüstü durumlarda çalıştıkları için her iki taraf için zor oluyor” şeklinde konuştu.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 10:00
Milk belgeseli ilk kez Türkiye’de
Emzirme hakkında farkındalık oluşturmayı hedefleyen Kanadalı yönetmen Noémi Weiss’in doğum ve emzirme ile ilgili “Milk” isimli belgesel filmi Liv Hospital Gaziantep’te gösterime girdi. Emzirme hakkında farkındalık oluşturmayı hedefleyen Kanadalı yönetmen Noémi Weiss’in doğum ve emzirme ile ilgili “Milk” isimli belgesel filmi Türkiye’de ilk defa Liv Hospital Gaziantep’te gösterime girdi. Deprem bölgesindeki uzmanların erişimine de sunulacak olan film, özellikle afet durumlarında bebek beslenmesinin önemine dikkat çekiyor. Film Blanc, Telus Fund ve La Leche League Türkiye işbirliğiyle düzenlenen etkinlikler, film gösterimlerinin yanı sıra uzmanlar tarafından yönetilen Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ- WHO) onaylı doğal afet (deprem vs.) durumlarında bebek beslenmesi ile ilgili uluslararası protokoller ve bilimsel kaynakların (rehberlerin) anlatıldığı etkinlik de (workshop) oldu. "Lohusa kadınlar ve yeni doğan bebekler özel bakıma muhtaçtır" Konu ile ilgili konuşan Gaziantep Ebeler Derneği Başkanı Doç. Dr. Ali Ovayolu, “Bizim için önemli olan emzirme konusunda yapılan bir belgeseli sunum için buradayız. Filmde özellikle doğal afetlerde yaşanan önemli bir sorunu gündeme getiriliyor. Lohusa kadınlar ve yeni doğan bebekler özel bakıma muhtaçtır. Afet durumlarında kadın ve bebeğin özel bakımı için neler yapılabilir. Bu konuda daha önce farklı konularda neler yapılmış bunları anlatan bir belgeseldir. Bu belgeselde alternatif beslenme önerileri ve aynı zamanda alternatif barınma yöntemleri gösteriliyor. Bizim bölgemizde yakın zamanda gerçekleşen büyük bir doğal afet olan depremden sonra yaşadığımız sıkıntıları düşünerek bu filmin bölgemiz için anlamlı olacağını düşündük. Türkiye’de ilk kez Liv Hospital Gaziantep’te gösterime giriyor” dedi.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 09:58
"Dünyada 39 milyon kişi HIV ile yaşıyor"
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülden Eser Karlıdağ, "Ülkemizin bulunduğu Kuzey Avrupa ve Orta Asya dünyada HIV’in hızlı yayılan ve artışın olduğu yerlerdir. Bizim ülkemiz de artışın çok olduğu bölgelerden birisidir" dedi. Elazığ Fethi Sekin Şehir Hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülden Eser Karlıdağ, HIV hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. HIV’in bulaşıcı bir hastalık olduğu için bulaşıcılığının önlenebileceğini aktaran Doç. Dr. Karlıdağ, "Hastalık gelişmeden ortadan kaldırılabilir. HIV hastalığının belirtileri, hastalığın başında grip benzeri, baş ağrısı ve ateş gibi semptomlar olabilir. Ya da lenf düğümlerinde şişlikler de olabilir. Bu kişinin bağışıklık durumuna göre de değişiklik gösterebilir. Her hastada aynı şekilde bulgu vermeyebilir. Tanı ve tedavi alınmadıysa arkasından çok uzun yıllar süren bir sessiz duruma girer. Bu sessiz dönemden sonra hastanın AIDS hastalığı dediğimiz diğer fırsatçı enfeksiyonlar ve bazen de kanserlerle başvurduğu dönemdir. HIV tanı alınıp tedavi edilirse bu son dönem hastalığı gelişmez. Özellikle sessiz dönem bizim için çok tehlikeli olan ve bulaştırabilen bir hal alır. Hasta kendinden şüphelenmediği için korunma yöntemi kullanmayabilir ve bulaştırabilir. Bu sürede bizim için çok önemli. En önemli şey, şüpheli durumu olan bireylerin bizlere başvurarak test yaptırmasıdır. Çünkü test yaptırıp tanı aldıktan itibaren öncelikle kendilerini hastalıkla ilgili ileriki süreçler gelişmeden tedavi etmiş olacağız hem de bulaşmayı engellemiş olacağız. HIV’de virüsü belirleyemezseniz, kanda ölçülmeyecek düzeye getirdiyseniz bulaştırılmaz, onun için bu süreç çok önemli. Ülkemizin bulunduğu Kuzey Avrupa ve Orta Asya dünyada en hızlı yayılan ve artışın olduğu yerlerdir. Bizim ülkemiz de artışın çok olduğu bölgelerden birisidir. HIV bilindiği gibi sadece cinsel temasla bulaşan, sadece belli cinsel tercihe mensup kişilerin hastalığı değil. Hetoroseksüel temasla, kan temasıyla ve anneden bebeğe de geçebilir. Sağlık çalışanlarına da iş ile alakalı olarak da bulaşabilir. Onun için her grubun hastalığını bir gruba mal etmememiz gerekiyor. HIV hastalığının artışı da hem ilimizde hem de ülkemizde son dönemlerde maalesef oldukça fazla" diye konuştu. 2023’te 1,3 milyon yeni vaka tespit edilmiş HIV hastalığının artık tedavi edildiğinin de altını çizen Karlıdağ, "Hastalığı artık tedavi edilen kronik bir hastalık gibi düşünelim. Virüsü tamamen ortadan kaldıramasak da virüsün yaptığı hasarları engelleyebiliyoruz ve virüsü vücutta ölçülemez düzeylere indiriyoruz. Dolayısıyla kronik bir hastalık gibi tedavisi şu anda var. Ama tamamen eradikasyon kür dediğimiz durum henüz yok. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan 2023 raporlarında 39 milyonun HIV ile yaşadığını belirtmişti. 2023 yılında 1,3 milyon yeni vaka tespit edilmiş. Maalesef yine 2023 yılında 630 bin kişi HIV ve HIV ile ilgili hastalıklardan hayatını kaybetmiş. 2030 yılında Dünya Sağlık Örgütü artık yeni vaka çıkmasını engellemek istiyor. Eğer ki biz mevcut hastaları tedavi edebilsek vücuttaki virüs yüklerini belirlenemez düzeye indirebilirsek bunlar bulaştıramayacaklar. Yeni vaka çıkmasını da engelleyeceğiz, mevcut hastaları da tedavi altına alacağız. Yani en önemli şey, önce hastaların tanısını koyup tedavi altına alabilmektir. Hastaların vücutlarındaki virüs yükünü negatife çevirerek bulaşmayı engellemektir. Dünya Sağlık Örgütünün 2030 yılındaki hedefi budur" şeklinde konuştu.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 09:55
39 milyon kişi HIV ile yaşıyor
Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülden Eser Karlıdağ, ’’Ülkemizin bulunduğu Kuzey Avrupa ve Orta Asya dünyada HIV’in hızlı yayılan ve artışın olduğu yerlerdir. Bizim ülkemizde artışın çok olduğu bölgelerden birisidir’’ dedi. Elazığ’da Fethi Sekin Şehir Hastanesinde Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Gülden Eser Karlıdağ HIV hastalığı hakkında açıklamalarda bulundu. HIV’in bulaşıcı bir hastalık olduğu için bulaşıcılığının önlenebileceğini aktaran Doç. Dr. Karlıdağ, ’’Hastalık gelişmeden ortadan kaldırılabilir. HIV hastalığının belirtileri, hastalığın başında grip benzeri, baş ağrısı ve ateş gibi semptomlar olabilir. Ya da lenf düğümlerinde şişlikler de olabilir. Bu kişinin bağışıklık durumuna göre de değişiklik gösterebilir. Her hastada aynı şekilde bulgu vermeyebilir. Tanı ve tedavi alınmadıysa arkasından çok uzun yıllar süren bir sessiz duruma girer. Bu sessiz dönemden sonra hastanın AIDS hastalığı dediğimiz diğer fırsatçı enfeksiyonlar ve bazen de kanserlerle başvurduğu dönemdir. HIV tanı alınıp tedavi edilirse bu son dönem hastalığı gelişmez. Özellikle sessiz dönem bizim için çok tehlikeli olan ve bulaştırabilen bir hal alır. Hasta kendinden şüphelenmediği için korunma yöntemi kullanmayabilir ve bulaştırabilir. Bu sürede bizim için çok önemli. En önemli şey, şüpheli durumu olan bireylerin bizlere başvurarak test yaptırmasıdır. Çünkü test yaptırıp tanı aldıktan itibaren öncelikle kendilerini hastalıkla ilgili ileri ki süreçler gelişmeden tedavi etmiş olacağız hem de bulaşmayı engellemiş olacağız. HIV’de virüsü belirleyemezseniz, kanda ölçülmeyecek düzeye getirdiyseniz bulaştırılmaz onun için bu süreç çok önemli. Ülkemizin bulunduğu Kuzey Avrupa ve Orta Asya dünyada en hızlı yayılan ve artışın olduğu yerlerdir. Bizim ülkemiz de artışın çok olduğu bölgelerden birisidir. HIV bilindiği gibi sadece cinsel temasla bulaşan sadece belli cinsel tercihe mensup kişilerin hastalığı değil. Hetoroseksüel temasla kan temasıyla ve anneden bebeğe de geçebilir. Sağlık çalışanlarına da iş ile alakalı olarak da bulaşabilir. Onun için her grubun hastalığını bir gruba mal etmememiz gerekiyor. HIV hastalığının artışı da hem ilimizde hem de ülkemizde son dönemlerde maalesef oldukça fazla’’ diye konuştu. 2023’te 1.3 milyon yeni vaka tespit edilmiş HIV hastalığının artık tedavi edildiğinin de altını çizen Karlıdağ, “Hastalığı artık tedavi edilen kronik bir hastalık gibi düşünelim. Virüsü tamamen ortadan kaldıramasak da virüsün yaptığı hasarları engelleyebiliyoruz ve virüsü vücutta ölçülemez düzeylere indiriyoruz. Dolayısıyla kronik bir hastalık gibi tedavisi şu anda var. Ama tamamen eradikasyon kür dediğimiz durum henüz yok. Dünya Sağlık Örgütü tarafından yapılan 2023 raporlarında 39 milyonun HIV ile yaşadığını belirtmişti. 2023 yılında 1.3 milyon yeni vaka tespit edilmiş. Maalesef yine 2023 yılında 630 bin kişi HIV ve HIV ile ilgili hastalıklardan hayatını kaybetmiş. 2030 yılında Dünya Sağlık Örgütünün artık yeni vaka çıkarmasını engellemek istiyor. Eğer ki biz mevcut hastaları tedavi edebilsek vücuttaki virüs yüklerini belirlenemez düzeye indirebilirsek bunlar bulaştıramayacaklar. Yeni vaka çıkmasını da engelleyeceğiz mevcut hastaları da tedavi altına alacağız. Yani en önemli şey, önce hastaların tanısını koyup tedavi altına alabilmektir. Hastaların vücutlarında ki virüs yükünü negatife çevirerek bulaşmayı engellemektir. Dünya Sağlık Örgütünün 2030 yılındaki hedefi budur’’ şeklinde konuştu.
11 Aralık 2023 Pazartesi - 09:52
Uzmanlar diyabete bağlı ampütasyonu tartıştı
Türkiye’de yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 15’inde diyabet görüldüğünü belirten Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nurullah Doğan, kilo kaybı ve sık idrara çıkmanın diyabet belirtisi olabileceğini söyledi. Türkiye’nin dört bir yanından gelen doktorlar, diyabet hastalığı sebebiyle yapılan ampütasyonu tartıştı. Uzuv kaybı olmadan hastalara çare arayan hekimler, Doruk Nilüfer Hastanesinde bir araya geldi. Konferans öncesi basın mensuplarının sorularını cevaplayan Doruk Nilüfer Hastanesi Girişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nurullah Doğan, "Türkiye’de yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde 15’inde diyabet hastalığı var. Bu sayı da her yıl katlanarak artmaktadır. Diyabet hastalarının yüzde 20’sinde ise, hayatı boyunca en az bir kere ayak yarası oluşuyor. Ayak yarası olan hastaların da yüzde 20’sinde ampütasyon yaşanıyor. Bu parmak, ayak veya bacak ampütasyonu olabiliyor. Bugünkü toplantımızda bu sorunu tartışacağız. Hekimler olarak bu hastalık için ne yapabiliriz nasıl bir tedavi protokolü izlenmeli bu konuda bilgilerimizi paylaşacağız. Doruk Nilüfer hastanemizde diyabetik ayak konseyini ve polikliniği oluşturduk. Diyabet hastalarına daha fazla nasıl faydalı olabiliriz diye çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Buradaki en önemli şey hastalara düşüyor. Hastalara önerilerde bulunuyoruz, tedavi veriyoruz. Hastalar tedavilerine uyup önerilere dikkat ederler, hayat şartlarını buna göre değiştirirlerse bizim uygulayacağımız tedaviler daha etkili olur" dedi. Grişimsel Radyoloji Uzmanı Doç. Dr. Nurullah Doğan konuşmasını şöyle sürdürdü: "Hastanemizde oluşturduğumuz Diyabetik Ayak Konseyimiz radyoloji, dahiliye, enfeksiyon hastalıkları, kalp damar cerrahisi, plastik cerrahi ve dermatolojiden oluşuyor. Komisyonda diyabet hastası olan her hastayı münazara ediyoruz. Hastanın durumuna göre tedavi düzenliyoruz. Diyabet hastalarının birçok sıkıntısı oluyor. Bunların hepsini beraber değerlendirip en doğru tedaviyi bulmaya çalışıyoruz. Hastalarımız buraya başvurduklarında tek tek poliklinikleri dolaşmadan bütün sorunu çözebiliyoruz." "Sık idrara çıkma, kilo kaybı diyabetin habercisi olabilir" Diyabet hastalarının, en çok kilo kaybı ve sık idrara çıkma şikayeti ile başvurduklarını belirten Doç. Dr. Nurullah Doğan, "Genetik faktörlerin dışında, hazır gıdaların tüketimi, stresli hayat ve sağlıksız şartlarda sebebiyle diyabet hastalığı hızlı bir şekilde artmakta. Eğer spor yapıp beslenmemize dikkat edersek bu hastalıktan mümkün olduğu kadar uzak durabiliriz" diye konuştu.
10 Aralık 2023 Pazar - 14:46
Hayat Hastanesi pozitif atölyede
Kuruluşundan bu yana geride kalan 45 yılda sağlık hizmetleri ile birlikte eğitime de büyük önem veren Hayat Hastanesi, yılsonu etkinlikleri kapsamında Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu ile motivasyon eğitiminde biraraya geldi. Bursa ve bölgesinde yaşayanlara daha kaliteli hizmet vermek için çalışmalarını aralıksız sürdürürken bölüm yöneticilerini de eğitime tabi tutan Hayat Hastanesi yönetimi Uludağ Swiss Otel’de düzenlenen etkinlikte bir araya geldi. Kurum çalışanlarının eğitimi ile kurumun kendini daha rahat yenilemesine katkı sağladığını belirten Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı ve Genel Koordinatörü Betül Kabalar “İşletmelerin başarısını etkileyen en önemli faktörlerin başında insan gücü gelmektedir. İşletmelerin başarısı çalışanların başarısına bağlıdır. Çalışanların yeni şeyler öğrenmesi ve kendini geliştirmesi yoluyla işteki performanslarını yükseltmek mümkündür. Kurum olarak bizde personel eğitimi ve gelişimi için önemli yatırımlar yapıyoruz. Yılsonu için bir dizi etkinlik planladık. İlkini tüm personelimiz ve ailesinin katılımıyla interaktif tiyatro etkinliği olarak gerçekleştirdik. İkinci olarak bölüm müdürlerimizin katılımıyla pozitif atölye etkinliği düzenledik. Bu atölye çalışması ile hem oyun, hikaye anlatma gibi tekniklerle iletişim becerilerini, takım çalışmasını ve problem çözme yeteneklerini geliştiriyorlar hem de iş motivasyonunu, verimliliğini ve iş tatminini artırabiliyorlar” dedi. Başarılarının arkasında ekibin özverili çalışmasının büyük olduğunu belirten Hayat Hastanesi Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Ahmet Özkul da, “Sağlığınız için Hayattayız sloganı ile çıktığımız yolda 45. yılımıza ulaştık. Bugünlere gelmemizde doktorumuzdan, sağlık personeline ve de tüm çalışanların özverili çalışmasının payı büyüktür. Özellikle insanı merkez olarak aldığımız çalışmaların yanı sıra personel eğitimine de büyük önem veriyoruz. Bu eğitimlerin katkısıyla daha sağlıklı ve daha başarılı bir iş ortamı oluşturarak, hizmet kalitemizi artırıyoruz“ şeklinde konuştu.
10 Aralık 2023 Pazar - 14:43
Sektör temsilcileri İzmir’de sağlık turizmini değerlendirdi
17. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi ile TTI Health 1. Sağlık Turizmi Fuarı kapsamında, sektör temsilcilerinin katılımıyla “Sağlık Turizminde Destekler, Türkiye’de Termal, Geriatri ve Wellness Turizmi” konuşuldu. Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı Hüseyin Sağmak, “2022 yılında sağlık turisti sayısı 1,2 milyon olurken 2023 yılının ilk 9 ayında 1 milyon sağlık turisti sayısını yakalamış bulunmaktayız. Sağlık ihracatı gelirlerimizde ise 2022 yılında, 2,1 milyar doları yakaladık” dedi. Kültür ve Turizm Bakanlığı ile Ticaret Bakanlığı himayesinde, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ev sahipliğinde, TÜRSAB desteği, İZFAŞ ve TÜRSAB Fuarcılık ortaklığında düzenlenen 17. TTI İzmir Uluslararası Turizm Ticaret Fuar ve Kongresi, TTI Health 1. Sağlık Turizmi Fuarı ve TTI Outdoor - 3. Kamp, Karavan, Tekne, Outdoor ve Ekipmanları Fuarı binlerce ziyaretçiyi ağırladı. Yurtiçi ve yurtdışından turizm profesyonelleri fuarı ziyaret ederken TTI İzmir ve TTI Health fuarları kapsamında, alım heyeti programları da düzenlendi. TTI İzmir alım heyeti programına 61 ülkeden 150 turizm profesyoneli katılırken TTI Health kapsamında düzenlenen alım heyeti programına ise İngiltere, İsviçre ve Rusya gibi ülkelerin de içinde yer aldığı 24 ülkeden 75 sağlık turizmi sektörü profesyoneli katıldı. Alım heyetleri fuar kapsamında katılımcılarla B2B görüşmelerde bulundu. Fuarlar kapsamında sektör temsilcilerinin katılımıyla çeşitli paneller de düzenlendi. “Sağlık Turizminde Destekler, Türkiye’de Termal, Geriatri ve Wellness Turizmi” başlıklı oturumun moderatörlüğünü TÜRSAB Yönetim Kurulu Üyesi Elif Ural yaptı. Oturuma Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı Hüseyin Sağmak, İzmir Sağlık Turizmi Derneği (İZSATU) Başkanı Dr. Bülent Cinel ve Balçova Termal Oteli Genel Müdürü Tuncay Volkan Bayat konuşmacı olarak katıldı. Elif Ural, “Bugün İzmir için çok önemli yere sahip olan termal, geriatri ve yaşlı bakım turizmini konuşacağız. Sağlık turizminde bize en büyük desteği veren Ticaret Bakanlığımıza teşekkür etmek isterim. Çünkü bakanlığımızın hem seyahat acenteleri hem de sağlık kurumları için sağlık turizminin gelişimine yönelik büyük devlet teşvikleri bulunmakta” dedi. Türkiye’nin sağlık turizmi raporu Ticaret Bakanlığı olarak, sağlık turizmi sektörüne 2012 yılından günümüze büyük desteklerimiz bulunmakta diyen Ticaret Bakanlığı Ticaret Uzmanı Hüseyin Sağmak, " 2023 yılına geldiğimizde, sağlık turisti sayısı ve sağlık hizmeti ihracatımızdaki gelirlerin çıktıları büyük memnuniyet vermekte. 2022 yılında sağlık turisti sayısı 1,2 milyon olurken 2023 yılının ilk 9 ayında 1 milyon sağlık turisti sayısını yakalamış bulunmaktayız. Sağlık ihracatı gelirlerimizde ise 2022 yılında, 2,1 milyar doları yakaladık. Genel olarak, bakanlığımızın sağlık turizmine yönelik teşvik sistemi gelişerek devam ediyor. Bu yaşayan bir süreç ve sivil toplumun ve sektör temsilcilerinin bu sürece verdiği katkı çok büyük ve önemli. Ülkemizin genel olarak cari açığını kapatmada sağlık turizmi sektörünün büyük katkısı bulunmakta. Türkiye olarak sağlık hizmetlerinde gerçekten ileri bir noktadayız. Sağlık sistemimiz, doktorlarımızın kalitesi, kalifiye iş gücümüz diğer ülkelere kıyasla ne kadar ileride herkes tarafından bilinmekte” dedi. Hüseyin Sağnak, “Sağlık hizmeti ihracatı dediğimizde, medikal turizmi, esenlikler ve termal turizmi, engelli yaşlı bakım turizmi olarak üç ana başlık altında topluyoruz. Uluslararası hastalarımızın en çok geldiği ülkelere bakacak olursak yakın coğrafya ülkelerinin çok olduğu görülmekte. Irak, Suriye, Azerbaycan gibi ülkeler ön plana çıkmakla birlikte Avrupa’dan, Almanya ve Birleşik Krallık’tan çok sayıda sağlık turisti çektiğimizi söyleyebiliriz. Öne çıkan tedavi branşlarımızın ise estetik, saç ekimi, diş, onkoloji, tüp bebek ve kalp cerrahisi olduğunu görüyoruz. 2022 yılında ise bakanlık teşvik desteklerine spor turizmini ekledik” diyerek ilgilileri teşviklere başvurmaya davet etti. "Dünyada sağlık turizmi harcamaları 2027’de 8.5 trilyon dolara ulaşacak" İZSATU Başkanı Dr. Bülent Cinel, sağlık turizmini dört ana başlık altında değerlendirdiklerini belirtti. Medikal, Termal, SPA ve Wellness, İleri Yaş ve Engelli Turizmi olarak kategorize ettikleri bu başlıkların önemini vurgulayan Cinel, termal turizminde Avrupa’da önde olan Türkiye’nin dünya genelinde ise 7. sırada yer aldığını ifade etti. Özellikle pandemi sonrasında dünya genelinde sağlığın ve sağlıklı yaşam ekonomisinin önemli bir yer kazandığını belirten Dr. Cinel, bu kapsamda geleneksel ve tamamlayıcı tıp, halk sağlığı, sağlıklı yaşam gayrimenkulleri, kişisel bakım ve güzellik, sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite, akıl sağlığı ve iş yeri sağlığı gibi yeni sektörlerin ortaya çıktığını dile getirdi. Sağlık turizmi alanında dünya genelinde harcanan miktarlara da dikkat çeken Cinel, “2022-2027 projeksiyonuna göre; 2022’de 5.6 trilyon dolar, 2023’te 6.2 trilyon dolar ve özellikle 2027’de 8.5 trilyon dolara ulaşacağı öngörülüyor. Türkiye’nin toplam sağlık turizmi geliri ise 10 milyar dolar, ancak bu alanda daha fazla çaba harcanması gerekiyor” dedi. Sağlık turizminden önemli pay alan illerden birinin de İzmir olduğunu da belirten Cinel, kentin en çok obezite cerrahisi, diş hastalıkları ve göz hastalıklarının tedavileri için tercih edildiğini dile getirdi. Dr. Bülent Cinel, sağlık turizminde başarı için süreçleri iyi tanımlayan, güvenilir, sürdürülebilir, kalite odaklı ve marka değeri olan ülkelerin bu alanda gerçek başarıya ulaştığını ifade ederek, “Türkiye’nin bu alanda başarı elde etmek için lobi ve tanıtım faaliyetleri yapması, özellikle termal ve ileri yaş turizminde markalaşması, yeni stratejiler geliştirmesi ve ülke destinasyon imajını güçlendirmesi gerekiyor” diye konuştu. "Termal turizminde öncüyüz" Balçova Termal Oteli Genel Müdürü Tuncay Volkan Bayat ise Türkiye’nin termal turizm potansiyeli hakkındaki görüşlerini paylaştı. Bayat, "Türkiye, termal turizm konusunda oldukça zengin bir ülke. Şu anda tespit edilen 500’den fazla şifalı su ve bin 500’ün üzerinde termal kaynak su bölgesi bulunmakta. Balçova Termal olarak, özellikle Batı Avrupa ve İskandinav ülkelerine yönelik yürüttüğümüz çalışmalar sayesinde termal turizmde önemli başarılar elde ettik. Hollanda, Almanya ve Norveç gibi ülkelerle büyük hasta gruplarına hizmet sunuyoruz. Bu noktada Sağlık Bakanlığı ve Ticaret Bakanlığı’nın gerçekleştirdiği önemli çalışmalar, sektörümüzün gelişimine katkı sağlamakta. Termal turizmin, ülkemizdeki su kaynakları açısından medikal turizmden daha önde olması gerektiğine inanıyorum. Balçova Termal olarak, sektördeki öncü konumumuzu 1992 yılından beri sürdürmekteyiz ve sunduğumuz hizmetlere sürekli yenilikler ekleyerek liderliğimizi sürdüreceğiz. Özellikle otel odalarını ve alanları, yaşlı turistlerin kolaylıkla kullanabileceği bir düzenlemeye tabi tutmamız, sunduğumuz en önemli hizmetlerden biridir. Bu alandaki ilerlemelerimiz ve öncülüğümüzü sürdürme konusundaki kararlılığımızı sürdüreceğiz" dedi.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder