Son Dakika
|
AKOM uyardı: İstanbul’da İzlanda soğuk hava dalgası etkili olacak
Antalya Döşemealtı Belediyesi’ne ’yolsuzluk’ operasyonu: 10 gözaltı
Çin elektrikli otomobillere enerji tüketim sınırı getirdi
Zelenskiy’den Ukrayna’da barış açıklaması: "Yeni yıl öncesinde birçok karar alınabilir"
MİT yeni yılda eylem hazırlığında olan DEAŞ sempatizanını yakaladı
'Futbolda Bahis Soruşturması'nda yeni dalga!
Bahis soruşturması kapsamında 30 gözlemci, PFDK’ya sevk edildi
Sultangazi’de kuyumcu vurgunu: Altınları alıp kayıplara karıştı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya Başbakanı Dibeybe ile görüştü
İtalya Başbakanı Meloni: "Bu sene zordu ama endişelenmeyin, 2026 daha da zor olacak"
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
Radon Thermal Springs Near Bishkek Attract Visitors Year-Round
Polisten kaçan araç takla attı: 3 yaralı
Başakşehir Atatürk Oto Sanayi Sitesi’nde korkutan yangın
Gazze'de ateşkesten bu yana can kaybı 410'a yükseldi
İnşaat işçilerini taşıyan minibüs devrildi: 16 yaralı
Beşiktaş’ta Necip Uysal ve Mert Günok ile yollar ayrılıyor
Zelenskiy: "Hafta sonu Florida'da Trump ile görüşeceğim"
Putin'in Yardımcısı Uşakov, ABD yönetiminden yetkililerle görüştü
SAĞLIK
Bakan Memişoğlu: "Türkiye Yüzyılı’nda sağlık sistemimizi güçlendirmeye devam edeceğiz"
26 Aralık 2025 Cuma - 21:02:27
Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye Yüzyılı’nda bu güveni daha da büyütmeye, sağlık sistemimizi güçlendirmeye ve insanımızın sağlığını her şeyin önünde tutmaya devam edeceğiz" dedi. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, İstanbul’da Medistate Çekmeköy Hastanesi Açılış Töreni’ne katıldı. Bakan Memişoğlu, törende yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde hayata geçirilen sağlıkta dönüşüm süreciyle İstanbul’un her ilçesinde güçlü ve erişilebilir bir sağlık altyapısı oluşturduklarını ifade ederek, son 10 yıl içinde İstanbul’da 26 yeni hastane ile 5 yeni Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi inşa ettiklerini belirtti. Türkiye genelinde 334 Sağlıklı Hayat Merkezi ile vatandaşlara sunulan hizmetler hakkında bilgi paylaşan Bakan Memişoğlu, "Bu merkezler aracılığıyla vatandaşlarımızı erken tanı ve tarama programlarına yönlendiriyor, hastalıklar ortaya çıkmadan önce önlem almayı hedefliyoruz. Aile hekimlerimizin sahadaki etkin çalışmalarıyla yalnızca son bir yıl içinde 35 milyon kronik hastalık taraması gerçekleştirdik" dedi. Bakan Memişoğlu, sağlık sistemini daha etkin ve erişilebilir kılmak amacıyla son bir yıl içinde 91 mevzuat düzenlemesini hayata geçirdiklerini vurguladı. Memişoğlu, "Hayata geçirdiğimiz Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Hizmetleri Lisans Yönetmeliği ile özel sağlık yatırımlarının sahadan elde edilen bilimsel veriler ışığında Anadolu başta olmak üzere bölgesel ihtiyaçlara göre planlanmasını sağlıyor, sunulan sağlık standartlarını daha da yukarı taşıyoruz. Bu yaklaşım sayesinde özel sektör, kamu hastaneleri ve üniversite hastanelerinin aynı kalite anlayışıyla vatandaşlarımıza en iyi sağlık hizmetini sunabilmesi için bütüncül bir çerçeve oluşturuyoruz" şeklinde konuştu. Sağlık Bakanı Memişoğlu; ilaçtan aşıya, tıbbi cihazdan biyoteknolojiye kadar her alanda Türkiye’nin yerli üretim kapasitesini artırarak sağlıkta tam bağımsız bir Türkiye hedefine kararlılıkla ilerlediklerinin altını çizerek, "Sağlık sistemimizin erişilebilirliği, kapsayıcılığı ve dirençliliği uluslararası alanda takdir edilmekte, hatta diğer ülkelere model olarak önerilmektedir. Bu başarının arkasında fedakârca görev yapan sağlık çalışanlarımızın alın teri ve milletimizin sağlık sistemimize duyduğu güven vardır. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde, Türkiye Yüzyılı’nda bu güveni daha da büyütmeye, sağlık sistemimizi güçlendirmeye ve insanımızın sağlığını her şeyin önünde tutmaya devam edeceğiz" ifadelerini kullandı.
26 Aralık 2025 Cuma - 18:08
Tunceli’ye 16 yeni hekim kadrosu tahsis edildi
Sağlık Bakanlığı tarafından yapılan 126’ncı Devlet Hizmet Yükümlülüğü Kurası kapsamında Tunceli’ye 4’ü uzman, 12’si pratisyen olmak üzere toplam 16 hekim kadrosu verildi. Sağlık Bakanlığı’nın 126’ncı Devlet Hizmet Yükümlülüğü (DHY) Kurası sonuçlarına göre Tunceli’ye 16 yeni hekim kadrosu tahsis edildi. Açıklanan kadrolar kapsamında acil tıp, genel cerrahi, kadın hastalıkları ve doğum ile nöroloji branşlarında 4 uzman tabip görevlendirilecek. Ayrıca 12 pratisyen tabibin de il genelindeki sağlık kuruluşlarında hizmet vermesi planlanıyor. Yapılan atamalarla birlikte Tunceli’de sağlık hizmetlerinin daha etkin ve erişilebilir hale getirilmesi hedefleniyor.
26 Aralık 2025 Cuma - 17:33
Vali Aydoğdu hastanede tedavi gören hastaları ziyaret etti
Erzincan Valisi Hamza Aydoğdu, beraberindeki il protokolü ile birlikte Mengücek Gazi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde tedavi gören vatandaşları ziyaret ederek moral verdi. Ziyaret programına Vali Aydoğdu’nun yanı sıra; İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Veysel Yanık, İl Emniyet Müdürü Zafer Baybaba ve İl Sağlık Müdürü Dr. Cihan Tekin katıldı. Hastane girişinde Başhekim Prof. Dr. Ufuk Kuyrukluyıldız ve hastane yönetimi tarafından karşılanan Vali Aydoğdu, servislerde yatan hastaları tek tek ziyaret etti. Hastaların genel sağlık durumları hakkında doktorlardan ve Başhekim Kuyrukluyıldız’dan detaylı bilgi alan Vali Aydoğdu, hasta yakınlarıyla da bir süre sohbet ederek taleplerini dinledi. "Devletimizin şefkat eli vatandaşımızın yanında" Vatandaşlara geçmiş olsun dileklerini ileten Vali Hamza Aydoğdu, ziyarete ilişkin yaptığı değerlendirmede şu ifadelere yer verdi: "Vatandaşlarımızın sağlığı bizim önceliğimizdir. Bugün birim amirlerimizle birlikte hastalarımıza moral vermek, yanlarında olduğumuzu hissettirmek istedik. Tedavi gören tüm hemşehrilerimize Allah’tan acil şifalar diliyorum. Sağlık çalışanlarımıza da bu özverili çalışmalarından dolayı teşekkür ediyorum." Ziyaret, hastaların ve hasta yakınlarının memnuniyetlerini dile getirmesinin ardından sona erdi.
26 Aralık 2025 Cuma - 15:10
Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 15 milyon TL’lik tıbbi cihaz bağışı
Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne 15 milyon TL’lik tıbbi cihaz bağışı gerçekleştirildi. Toplam değeri yaklaşık 15 milyon TL olan bağış kapsamında, hastanenin Göz Hastalıkları Kliniği ve Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi için hayati öneme sahip cihazlar kazandırıldı. Bağış kapsamında Göz Hastalıkları Kliniği’nde kullanılmak üzere 1 adet OCT (Optik Koherens Tomografi) göz arkası tomografi cihazı, Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi için ise 8 adet kuvöz, 2 adet ultrasonografi (USG) cihazı ve 2 adet mekanik ventilatör hastaneye teslim edildi. Yapılan bağışın ardından açıklama yapan Niğde İl Sağlık Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Doğan Bahadır İnan, yeni cihazların özellikle yenidoğan bebeklerin yaşam mücadelesinde ve göz hastalarının tanı ve tedavi süreçlerinde önemli katkılar sunacağını ifade ederek teşekkür etti. Niğde Eğitim ve Araştırma Hastanesi Doç. Dr. Kürşad Ramazan Zor ise gerçekleştirilen bağışın, hastanenin teknolojik altyapısını güçlendirerek sağlık hizmetlerinin kalitesini daha da yukarı taşıyacağını ifade ederek toplum sağlığına duyarlılık göstererek bu anlamlı destek için teşekkür etti.
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
26 Aralık 2025 Cuma- 11:09
Elazığ’da estetik ameliyatta şaşırtan olay, burundan taş çıktı
2
09 Ocak 2013 Çarşamba- 11:20
"Kadın huzur, erkek heyecan arar"
3
26 Aralık 2025 Cuma- 10:12
Yılbaşında sahte içki tehlikesi: "2026’ya yoğun bakımda girmeyin"
4
26 Aralık 2025 Cuma- 10:25
Samsun’da 112 ambulansları 2025’te 4 milyon kilometre yol yaptı, dünyayı 100 kez turladı
5
14 Nisan 2025 Pazartesi- 09:06
Prof. Dr. Habib Bilen; "Şeker kalbi vuruyor"
10 Eylül 2025 Çarşamba - 14:30
Sağlık Bakanlığı personeli, Halk Sağlığı Haftası’nda sigara bırakma konusunda teşvik edildi
Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan Halk Sağlığı Haftası çerçevesinde Sağlık Bakanlığı personeli, sigara bırakma konusunda teşvik edildi. Türkiye’de her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan Halk Sağlığı Haftası çerçevesinde Sağlık Bakanlığı binasında sigara bırakma polikliniklerin tanıtımı etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte, Bakanlık personeli bilgilendirildi ve sigara bırakma konusunda teşvik edildi. Ankara İl Sağlık Müdürlüğü Tütün ve Diğer Bağımlılık Yapıcı Maddelerle Mücadele Birimi’nde görev yapan sağlık uzmanı Gülsüm İğde, Halk sağlığı haftası vasıtasıyla vatandaşlara ulaşmak için aktif olarak çalıştıklarını dile getirerek, "Sahadayız, birçok arkadaşlarımız da halkımızın yoğun olduğu yerlerde görev yapıyor. Karbonmonoksit ölçümü yapıyoruz, halkımıza broşür dağıtıyoruz ve bilgilendirme yapıyoruz. Ankara özelinde 54 tane aktif sigara bırakma polikliniğimiz mevcut. Bu bir bağımlılık, zor bir süreç ama imkansız değil. Bir kişi isterse başarabilir, biz de Sağlık Bakanlığı ve İl Sağlık Müdürlüğü olarak yanlarındayız, destek sağlıyoruz. Gerekirse ekibimiz ilaç desteği sağlıyor" diye konuştu. "Kalp krizi geçirdim, yaşarsam sigara içmeyeceğim dedim" Bakanlık personeli Uzman Doktor İbrahim Özcan, yaklaşık 40 yıldır sigara kullandığını ifade ederek, "66 yaşındayım. Yaklaşık 40 sene sigara kullandım. Hipertansiyon, diyabet gibi ilave kronik hastalıklarım var. 6 ay öncesinde ani bir kalp krizi geçirdim. Allah kimseye o ağrıyı yaşatmasın. Ben Genel Cerrahi uzmanıyım. Bu ‘kalp krizi’ dedim. Yaşarsam sigara içmeyeceğim dedim. Az içiyordum ama içiyordum. Sigara bana göre psikolojik bir bağımlılık yapıyor. Yanınızda biri içerse ‘yak bir sigara oluyor’. Hava alalım diyorsunuz, sigara içiyorsunuz. Bunların hepsi yanlış ama niyet ettikten sonra illa kalp krizi geçirmeye gerek yok. Bıraktım dediğiniz zaman bırakıyorsunuz" dedi.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 14:23
İntihar önlenebilir bir halk sağlığı sorunu
Dr. Onur Yılmaz, intiharın her yıl yüz binlerce can aldığını belirterek erken tanı ve psikiyatrik destekle önlenebileceğini vurguladı. Her yıl 720 bin kişinin intihar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Dr. Yılmaz, toplumda farkındalık çalışmalarının hayat kurtarıcı olduğunun altını çizdi. Medipol Sağlık Grubu’nda Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü’nden Dr. Onur Yılmaz, Dünya Sağlık Örgütü tarafından 2003’ten itibaren ilan edilen "İntihar Önleme Günü" dolayısıyla önemli açıklamalarda bulundu. Dünyada her yıl yaklaşık 720 bin insanın intihar nedeniyle yaşamını yitirdiğini belirten Dr. Yılmaz, intiharın tüm ölümler arasında 10’uncu sırada yer aldığını, özellikle 15-29 yaş arasındaki gençlerde ise trafik kazalarından sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu vurguladı. Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir hastalık bulunuyor Tedavi edilmeyen ruhsal sorunların intihar riskini artırdığını dile getiren Dr. Yılmaz, "Her yıl yaklaşık 720 bin insan intihar nedeniyle hayatına son vermektedir. Tüm toplumda, ölümler arasında en sık görülen 10’uncu ölüm nedenidir. Bu kadar yaygın görülmesi ve aslında önlenebilir bir ölüm nedeni olması sebebiyle oldukça önemli bir gündür. Farkındalığı artırmak için ülkeler, organizasyonlar ve sağlık kurumları yoğun çaba sarf etmektedir. Tamamlanmış intiharların yüzde 90’ında psikiyatrik bir hastalık bulunduğu, özellikle tedavi edilmeyen psikiyatrik durumların intihar riskini artırdığı bilinmektedir. Öte yandan ailevi problemler, ekonomik zorluklar, iş kaybı, sosyal destek azlığı gibi yaşamsal krizler de intihara yol açabilmektedir" diye konuştu. "Dile getirilen tüm intihar fikirleri ciddiye alınmalı" Kişinin sıkışmış hissettiği ve yoğun acıdan kurtulmanın tek yolu olarak gördüğü bir durum olduğunu belirten Dr. Yılmaz, "İntihara cesaret ya da zayıflık gibi anlamlar yüklemek, bu kişileri etiketleyerek onlara yardım etme şansını kaybetmemize neden olur. Kişiler bazen bu durumu doğrudan dile getirebilir ya da dolaylı yollardan ima edebilirler. Araştırmalarda, intihar edenlerin yaklaşık yüzde 80’inin daha önce doktorlarına veya yakınlarına intihar düşüncelerinden bahsettiği ortaya çıkmıştır. Bu nedenle dile getirilen tüm intihar fikirlerini ciddiye almak önemlidir. Ruh hali bozuklukları, duygu değişimleri ve uyku/iştah düzensizlikleri de riskin göstergeleridir. Bu işaretlere karşı duyarlı olmak ve yardım etmek önemlidir" şeklinde konuştu. "İntihar, bir sıkışmışlık göstergesidir" İntihara cesaret ya da zayıflık anlamı yüklemenin kişilere yardım etme şansını kaybettirdiğini söyleyen Yılmaz, "Bazen kişi, artık diğerlerine yük olduğunu, ölümün bir seçenek olabileceğini ifade edebilir veya miras bırakmak, borçlarını ödemek, geride kalanlara veda mesajı yazmak gibi davranışlar sergileyebilir. Bunlar da intihar hazırlığı işareti olabilir. Ruhsal olarak uzun zamandır moralsiz ve keyifsiz görünen, giderek içe kapanan, çevresiyle bağlarını koparan, hızlı duygu değişimleri yaşayan, öfke ve çökkünlük atakları sıklaşan, uyku ve iştah düzensizlikleri artan bir kişinin intihar riski taşıdığını göz önünde bulundurmalıyız. İntihar ne bir cesaret göstergesidir ne de bir zayıflık. İntihar, bir sıkışmışlık göstergesidir. Kişi, yoğun acıdan, ıstıraptan ve olumsuz duygulardan kurtulmanın tek yolu olarak intiharı görebilir. Eğer intihara cesaret ya da zayıflık anlamı yüklersek bu kişileri etiketlemiş ve yardım etme şansımızı kaybetmiş oluruz" dedi. Destek almaktan çekinmeyin Dr. Yılmaz’a göre intihar, kişinin kendini çaresiz, yetersiz ve çözümsüz hissettiği zorlu bir süreçtir. Bu durumda olan kişileri yargılamadan, destek olmak ve bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirmek hayati önem taşıyor. Yardım almanın bir zayıflık belirtisi olmadığını belirten Dr. Yılmaz, "İntiharın önlenebilir bir durumdur ve zorlukların aşılabileceğini anlamak önemlidir. Eğer çevrenizde risk altında olduğunu düşündüğünüz biri varsa, empatiyle yaklaşın ve profesyonel yardım alması için destek olun" ifadelerini kullandı.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 13:28
Kadınlara doğru bel kullanımı öğretildi
Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Anne Şehir Merkezi’nde düzenlenen seminerde, kadınlara bel sağlığını korumaya yönelik pratik bilgiler verildi. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi, kadınların fiziksel sağlığını korumaya ve yaşam kalitesini artırmaya yönelik etkinliklerine devam ediyor. Bu kapsamda Anne Şehir Merkezi’nde fizyoterapist Hatice Kübra Gür, bel sağlığı konusunda kadınlara seminer verdi. Gür, bel fıtığından romatizmaya kadar pek çok rahatsızlığa değinerek, doğru duruş, manuel terapi, postür eğitimi ve nefes tekniklerinin önemini anlattı. "Sihirli dokunuş beklemeyin" Bel sağlığını korumak için yapılması gerekenleri anlatan Gür, manuel terapi, postür eğitimi, egzersiz ve diyafram nefesi gibi yöntemlerin önemine dikkat çekti. Uyku pozisyonlarından oturma alışkanlıklarına kadar günlük yaşamda farkında olmadan yapılan hataların bel sağlığını olumsuz etkilediğini vurgulayan Gür, "Sihirli bir dokunuş beklemeyin, iyileşme süreci çabayla gelir" ifadelerini kullandı. Kadınlara yönelik yürütülen seminerlerle, farkındalık ve sağlık okuryazarlığının artırılması hedefleniyor. Anne Şehir Merkezleri’nde düzenlenen bu tür etkinliklerle kadınlar hem bilgi edinme hem de yaşam kalitelerini artırma fırsatı buluyor.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 12:38
Elazığ’da 3 aile sağlığı merkezi törenle hizmete girdi
Elazığ’da yapımı tamamlanan 3 aile sağlığı merkezi düzenlenen törenlerle hizmete açıldı. Elazığ’da vatandaşların birinci basamak olarak daha rahat tedavi olabilecekleri aile sağlığı merkezleri, Kızılay, Güneykent ve Şahinkaya mahallelerinde hizmet vermeye başladı. Kentte yapımı süren 4 aile sağlığı merkezinin de en kısa sürede hizmete gireceği bildirildi. Merkezlerin açılış programında konuşan Vali Numan Hatipoğlu, "4 aile sağlığı merkezimizin de inşaatı devam ediyor. Birinci basamak sağlık hizmetleri bizim sağlık hizmetlerimizin ilkini oluşturuyor ve çok önemli görevler görüyor. Bu anlamda mahallelerimizde dengeli bir şekilde dağılması vatandaşımızın erişilebilirliği açısından büyük bir önem taşıyor. İlimize ve mahallelerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. 3’üncü basamak sağlık hizmetinde randevu sisteminin önüne geçmek için aile sağlığı merkezleri önemlidir. Aile hekimlerimiz çok büyük ve önemli iş görüyorlar. Bu anlamda doğrudan hastanelerden randevu alabilmeleri sebebiyle de vatandaşımızın daha fazla gelmesi ve ilk muayene ve kontrol için buraları kullanmaları büyük bir önem taşıyor" dedi. Elazığ için kıymetli olan merkezlerin açılışını gerçekleştirdiklerini belirten AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş ise, "İlki Kızılay Aile Sağlığı Merkezimiz. Burası 2 hekimlik bir aile sağlığı merkezi. Son dönemde sevk zinciriyle ilgili özellikle vatandaşlarımızın hastanelerden randevu almadaki sıkıntılarından dolayı bakanımızın ciddi emekleri sonucu birinci basamak dediğimiz aile sağlığı merkezlerimizin sayısını arttırmak, içerisini teknolojik açıdan donatmak ve aynı zamanda personel açısından sıkıntılarını gidererek birinci basamaktan alınması gereken hizmetin kalitesinin arttırılması amaçlanıyor. Bu amaçla, şehrimizde şu anda 3 acil sağlık merkezinin açılışını gerçekleştireceğiz, 4’ü de çok yakın zamanda açılacak. İnşallah merkezler, bulunduğu bölgedeki insanlarımıza hem kaliteli hem de kolay ve rahat erişilebilir sağlık hizmeti sunacak. Aynı zamanda illerde bulunan 3’üncü basamak hastanelerimizin sağlık yükünü de almış olacak. Şu anda yeni bir genelgeyle aile sağlığı merkezlerinde çalışan aile hekimlerimiz 3’üncü basamak hastanelerden randevu alabiliyor. Aile hekimlerimize bir kota verildi. Bir vatandaşımız eğer 3’üncü basamak hastaneden randevu alamadıysa aile hekimine müracaat ederek aile hekiminin muayenesinden sonra aile hekimimiz de uygun görürse vatandaşımız yerine hekimimiz hastaneden randevu alabilir. Bu uygulama devreye girdi" ifadelerini kullandı. Açılışlara Vali Numan Hatipoğlu, AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, İl Sağlık Müdürü Dr. Emrah Gecekuşu, Belediye Başkan Yardımcısı Nazif Bilginoğlu ve sağlık çalışanları katıldı.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 12:30
Elazığ’da 3 Aile Sağlığı Merkezi açıldı
Elazığ’da yapımı tamamlanan 3 Aile Sağlığı Merkezi düzenlenen törenlerle hizmete açıldı. Elazığ’da Sağlık Bakanlığı tarafından yapımı desteklenen 3 Aile Sağlığı Merkezi hizmete açıldı. Vatandaşların, birinci basamak olarak daha rahat tedavi olabilecekleri Aile Sağlığı Merkezleri, Kızılay, Güneykent ve Şahinkaya Mahallelerinde hizmet vermeye başladı. Açılışlara Vali Numan Hatipoğlu, AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, İl Sağlık Müdürü Dr. Emrah Gecekuşu, Belediye Başkan Yardımcısı Nazif Bilginoğlu ve sağlık çalışanları katıldı. Kentte yapımı devam eden 4 Aile Sağlığı Merkezinin de en kısa süre içerisinde vatandaşların hizmetine açılacağı bildirildi. Vali Numan Hatipoğlu, "4 Aile Sağlığı Merkezimizin de inşaatı devam ediyor. Birinci basamak sağlık hizmetleri bizim sağlık hizmetlerimizin ilkini oluşturuyor ve çok önemli görevler görüyor. Bu anlamda mahallelerimizde dengeli bir şekilde dağılması vatandaşımızın erişilebilirliği açısından büyük bir önem taşıyor. İlimize ve mahallelerimize hayırlı ve uğurlu olmasını diliyorum. 3’üncü basamak sağlık hizmetinde randevu sisteminin önüne geçmek için Aile Sağlığı Merkezleri önemlidir. Aile hekimlerimiz çok büyük ve önemli iş görüyorlar. Bu anlamda doğrudan hastanelerden randevu alabilmeleri sebebiyle de vatandaşımızın daha fazla gelmesi ve ilk muayene ve kontrol için buraları kullanmaları büyük bir önem taşıyor" dedi. Elazığ için kıymetli olan 3 Aile Sağlığı Merkezinin açılışını gerçekleştirdiklerini belirten AK Parti Elazığ Milletvekili Prof. Dr. Erol Keleş, "İlki Kızılay Aile Sağlığı Merkezimiz. Burası 2 hekimlik bir aile sağlığı merkezi. Son dönemde sevk zinciriyle ilgili özellikle vatandaşlarımızın hastanelerden randevu almadaki sıkıntılarından dolayı bakanımızın ciddi emekleri sonucu birinci basamak dediğimiz Aile Sağlığı Merkezlerimizin sayısını arttırmak, içerisini teknolojik açıdan donatmak ve aynı zamanda personel açısından sıkıntılarını gidererek birinci basamaktan alınması gereken hizmetin kalitesinin arttırılması amaçlanıyor. Bu amaçla, şehrimizde şuan da 3 tane Acil Sağlık Merkezinin açılışını gerçekleştireceğiz. 4 Aile Sağlığı Merkezimiz de çok yakın zamanda açılacak. İnşallah Aile Sağlığı Merkezleri, bulunduğu bölgedeki insanlarımıza hem kaliteli hem de kolay ve rahat erişilebilir sağlık hizmeti sunacak. Aynı zamanda illerde bulunan 3’üncü basamak hastanelerimizin sağlık yükünü de almış olacak. Şuan da yeni bir genelgeyle Aile Sağlığı Merkezlerinde çalışan aile hekimlerimiz 3’üncü basamak hastanelerden randevu alabiliyor. Aile hekimlerimize bir kota verildi. Bir vatandaşımız eğer 3’üncü basamak hastaneden randevu alamadıysa aile hekimine müracaat ederek aile hekiminin muayenesinden sonra aile hekimimiz de uygun görürse vatandaşımız yerine hekimimiz hastaneden randevu alabilir. Bu uygulama devreye girdi" ifadelerini kullandı.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 12:05
KBB Uzmanı Çalışkan: "İki haftadan uzun süren ses kısıklığı ciddi hastalık habercisi olabilir"
KBB Uzmanı Op. Dr. Mustafa Çalışkan, ses kısıklığının sadece basit nedenlerden değil, ses tellerinde polip, nodül, tümör gibi ciddi hastalıkların veya tiroid ameliyatı sonrası sinir hasarlarının da habercisi olabileceğini belirterek iki haftadan uzun süren ses kısıklığında mutlaka doktora başvurulması gerektiğini söyledi. Ses kısıklığı, günlük yaşamda sıkça karşılaşılan ve çoğu zaman geçici bir sorun olarak görülen bir belirtidir. Ancak BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Mustafa Çalışkan, ses kısıklığının bazı durumlarda ciddi sağlık problemlerinin habercisi olabileceğine dikkat çekti. Basit nedenler kadar ciddi riskler de var "Ses kısıklığı, sadece fazla konuşmak ya da boğazı tahriş eden basit nedenlerle ortaya çıkabileceği gibi; ses telleri, gırtlak veya sinir yapılarında gelişen ciddi hastalıkların ilk belirtisi de olabilir" diyen Op. Dr. Çalışkan, ses kısıklığının en sık nedenleri arasında sesin kötü ve aşırı kullanımı, sigara ve alkol tüketimi, mide asidinin yemek borusuna geri kaçtığı reflü gibi faktörlerin yer aldığını ifade etti. Op. Dr. Çalışkan, "Bu tür nedenlere bağlı ses kısıklıkları genellikle ses istirahati ve ilaç tedavisiyle düzelebilir. Ancak belirtiler ısrarcıysa, altında yatan başka bir sorun olabileceğini düşünmeliyiz" dedi. Polip, nodül ve tümörlere dikkat Bazı hastalarda ses tellerinde oluşan polipler, nodüller veya kötü huylu tümörlerin ses kısıklığına yol açabileceğini vurgulayan Çalışkan, bu tür durumların yalnızca medikal tedaviyle sınırlı kalmayabileceğini, cerrahi müdahale ya da radyoterapi gibi ileri düzey tedavi seçeneklerinin gerekebileceğini belirtti. "Özellikle uzun süredir sigara içen bireylerde ya da ailesinde gırtlak kanseri öyküsü bulunan kişilerde ses kısıklığı dikkate alınmalı, erken tanı için detaylı bir kulak burun boğaz muayenesi yapılmalıdır" şeklinde konuştu. Tiroid ameliyatı ve travmalar sonrası ses problemleri Ses kısıklığının bazı özel durumlarda da ortaya çıkabileceğini ifade eden Çalışkan, tiroid ameliyatı sonrası ses tellerini kontrol eden sinirin zarar görmesinin kalıcı ses problemlerine neden olabileceğini söyledi. "Ayrıca boyun bölgesinde bulunan tümörlerin bu sinire baskı yapması veya boğaza alınan darbeler, sesin kalitesinde ciddi bozulmalar yapabilir" dedi. İki haftadan uzun süren ses kısıklığı önemli Son olarak ses kısıklığının süresine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini vurgulayan Çalışkan, şu uyarıyı yaptı: "Ses kısıklığı eğer iki haftadan uzun sürüyorsa, bu durum mutlaka bir KBB uzmanına danışılmalıdır. Erken tanı sayesinde hem ciddi hastalıkların önüne geçilebilir hem de sesin doğal ve sağlıklı işlevi korunabilir."
10 Eylül 2025 Çarşamba - 11:58
Çocuklarda boy kısalığına karşı ebeveynlere uzmanından uyarılar
Çocuk Endokrinolojisi Bölümü’nden Uz. Dr. Jamala Mammadova, çocuklarda boy kısalığı hakkında ebeveynlerin dikkat etmesi gereken noktaları açıkladı. Memorial Antalya Hastanesi Çocuk Endokrinolojisi Bölümü’nden Uz. Dr. Jamala Mammadova, çocukluk döneminin en kritik değişkenlerinden birinin büyüme olduğunu belirterek, "Büyümenin temelleri anne karnında atılıyor. Çocukların büyüme hızı ve miktarında beslenme, hormonal nedenler, diyabet ve astım gibi rahatsızlıklar ile çevresel faktörler önemli rol oynuyor. Boyları cinsiyet ve yaş popülasyon ortalamasının altında kalan çocukların, boy kısalığında erken teşhis ve tedavi büyük önem taşıyor" dedi. "Çocuklarda her yaşa göre beklenen yıllık büyüme hızı farklıdır" Okul çağındaki büyüme hızına dikkat çeken Mammadova, "Çocuklarda her yaşa göre beklenen yıllık büyüme hızı farklıdır. İlk bir yılda yaklaşık 20–25 cm, ikinci yılda 10–12 cm, okul öncesi dönemde 6–8 cm, okul çağında 5–6 cm, ergenlik döneminde ise 8–12 cm civarındadır. Eğer bir çocuğun boyu, yaşıtlarının yüzde 3’lük diliminin altındaysa veya büyüme hızı kendi yaşına göre beklenenden düşükse, bu durum boy kısalığı olarak değerlendirilir" diye konuştu. Mammadova, boy kısalığını anlamak için 4 önemli işaret bulunduğunu belirterek: Yaşıtlara göre kısa boy çocuğun boyunun, aynı yaş ve cinsiyetteki çocuklara kıyasla belirgin şekilde kısa olması. Yavaş büyüme hızı: Çocuğun boy artışının, düzenli ölçümlerde beklenenden az olması. Fiziksel orantısızlık: Kol, bacak veya gövde arasındaki orantısızlıklar, altta yatan bir sağlık sorununa işaret edebilir. Gelişimsel işaretler: Ergenlikte gecikme, diş çıkmasında veya motor becerilerde gerilik gibi belirtiler boy kısalığını da işaret edebilir" şeklinde konuştu. Boy kısalığının birden fazla nedeni olabilir Boy kısalığının nedenlerine değinen Mammadova, "Ailevi kısa boy, hormonal sorunlar, kronik sağlık sorunları, beslenme eksiklikleri, genetik bozukluklar veya nedeni bulunamayan sebepler boy kısalığına yol açabilir" ifadelerini kullandı. "Erken teşhis çocuğun boy potansiyelini etkiliyor" Erken teşhisin önemine dikkat çeken Mammadova, "Boy kısalığı olan çocuğun boyunun uzaması durumu, boy kısalığının nedenine bağlıdır. Erken teşhis ve uygun tedaviyle birçok çocuk genetik potansiyeline uygun boya ulaşabilir. Tedavi sürecinde düzenli takip şarttır" dedi. Beslenme tek başına yeterli olmayabilir Beslenmenin büyüme üzerindeki etkisine vurgu yapan Mammadova, "Yetersiz beslenme, özellikle protein, kalsiyum, D vitamini, çinko ve demir eksiklikleri, büyüme geriliğine yol açabilir. Ancak sadece beslenmeyle sorun çözülemez. Boy kısalığı şüphesinde bir çocuk endokrinoloji uzmanına başvurulmalıdır" diye konuştu.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 11:28
Çocuk sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bihter Gürsel Al Hatem’de
Hekim kadrosu ve branş çeşitliliğini her geçen gün artıran Gaziantep Özel Hatem Hastanesi, Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Bihter Gürsel Al’ı kadrosuna dahil etti. 1986 yılında Gaziantep’te dünyaya gelen Dr. Bihter Gürsel Al , 2014 yılında Çukurova Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden mezun oldu. Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları ihtisasını 2021 yılında Gaziantep Üniversitesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalında tamamlayan Dr. Bihter Gürsel Al , Eylül 2025 itibarıyla mesleki çalışmalarına Gaziantep Özel Hatem Hastanesi’nde devam ediyor. Gaziantep’te başarılı çalışmaları ile tanınan Uzm. Dr. Bihter Gürsel Al ‘ın, Yenidoğan Aylık Düzenli Takipleri , Yenidoğan Hastalıkları , Bebek ve Çocuklarda Beslenme , Çocukluk Çağı Ateşli Hastalıklarının Tanı ve Tedavisi , Anemi ve Vitamin Eksiklikleri , Alt ve Üst Solunum Yolu Hastalıkları Tanı ve Tedavisi , Çocukluk Çağı Alerjik Hastalıkları Tanı ve Tedavisi (Astım , Atopik Dermatit , Egzama , Besin Alerjileri ) , Sağlıklı Çocukta Büyüme ve Gelişme , Çocukluk Çağı Rutin Aşıları ve Özel Aşıların Takibi ve Çocukluk Çağı Obezitesitıbbi ilgi ve uzmanlık alanları arasında yer alıyor. Mesleki İngilizceye hakim olan Dr. Bihter Gürsel Al, ulusal ve uluslararası düzeyde birçok kongre, kurs ve eğitim programına da katıldı.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 11:25
10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü: "İntiharları önlemek mümkün"
Dünyada her yıl 1 milyon kişinin intihar nedeniyle hayatını kaybettiğini belirten Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çevik, ’10 Eylül Dünya İntiharı Önleme Günü’ dolayısıyla bilgilendirmelerde bulundu. Çevik, "Her bir intihar, yaklaşık 135 kişinin bu durumdan yoğun bir şekilde etkilenmesine neden olmaktadır. Bu, tüm dünyada her yıl intihar davranışı ile derinden etkilenen 108 milyon insana denk gelmektedir. Oysa nazik bir söz söylemek ve yargılamadan dinlemek; fark sağlayarak o kişinin hayatını kurtarmanıza vesile olabilir" dedi. Liv Hospital Samsun Psikiyatri Kliniği’nden Uzm. Dr. Mehmet Çevik, bilgilendirmelerde bulundu. Dünya Sağlık Örgütü’nün (DSÖ), Uluslararası İntiharı Önleme Derneği’nin bir girişimi olarak 2003 yılında dünyada intihar olgusu konusunda farkındalık oluşturmak amacıyla 10 Eylül tarihini Dünya İntiharı Önleme Günü olarak ilan ettiğini vurgulayan Çevik, "DSÖ verilerine göre dünyada her yıl yaklaşık bir milyon kişi intihar nedeniyle ölmektedir. Bu değer kabaca her 40 saniyede 1 ölüm demektir" ifadelerini kullandı. "Kaybedilen her hayat onlarca kişinin yakınını temsil ediyor" Her 25 intihar girişiminden 1’inin ölümle sonuçlandığını, bundan çok daha fazla kişinin de intiharla ilgili ciddi düşünceleri olabildiğini işaret eden Uzm. Dr. Çevik, "Kaybedilen her hayat birinin eşini, çocuğunu, ebeveynini, arkadaşını veya meslektaşını temsil etmektedir. Her bir intihar yaklaşık 135 kişinin bu durumdan yoğun bir şekilde etkilenmesine neden olmaktadır. Bu, tüm dünyada her yıl intihar davranışıyla derinden etkilenen 108 milyon insana denk gelmektedir" diye konuştu. "İntiharı önlemek büyük oranda mümkündür" Toplumun bir üyesi olarak, çocuk olarak, ebeveyn olarak, arkadaş olarak, meslektaş olarak veya komşu olarak kişilerin hayatında bir fark oluşturmanın mümkün olduğunu işaret eden Uzm. Dr. Çevik, şu önerilerde bulundu: "İntihar davranışını önlemek için her gün yapabileceğiniz birçok şey var. Örneğin, her fırsatta konuyla ilgili farkındalığı artırabilir, intihar nedenleri ve intihar amaçlı uyarı işaretleri hakkında kendinizi ve başkalarını eğitebilir, çevrenizde sıkıntı yaşayanlara şefkat gösterebilir, yine kendi çevrenizdeki kişilerin intihar, intihar davranışı ve ruhsal sağlık sorunları ile ilgili ön yargılarını onlara fark ettirebilirsiniz." "İntiharın önlenmesinde kilit oyuncu olabilirsiniz" "Eğer bir kişinin intihar düşüncesi olduğuna inanıyorsanız bunu kişiyle konuşmaktan korkmayın" diyen Çevik, "Kişiyi yargılamadan, sevecen ve basit bir biçimde kendine zarar verme düşüncesi olup olmadığını sorun. İntihar girişiminde bulunmuş kişiler genellikle ölmek istemediklerini, bunun yerine birinin kendilerine müdahalede bulunup onları durdurmasını istediklerini belirtirler. Çoğu, umutsuzluklarını hisseden ve onlara iyi olup olmadığını soran birilerini aradığını söyler. Nazik bir söz söylemek ve yargılamadan dinlemek fark sağlayarak o kişinin hayatını kurtarmanıza vesile olabilir" şeklinde konuştu.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 11:12
Kandaki sessiz tehlike
Medical Point Gaziantep Hastanesi Dahiliye Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Hüseyin Taşkıran, toplumda oldukça yaygın görülen kolesterol yüksekliği (hiperkolesterolemi) hakkında önemli uyarılarda bulundu. Sessiz seyreden bu rahatsızlığın, başta kalp-damar hastalıkları olmak üzere birçok ciddi sağlık sorununa zemin hazırladığını belirten Dr. Taşkıran, erken tanı ve yaşam tarzı değişikliklerinin hayati önem taşıdığını vurguladı. "Kolesterol yüksekliği sessizce organlara zarar verebilir" Dr. Taşkıran, kolesterolün vücut için gerekli bir madde olduğunu ancak kandaki seviyesinin yükselmesinin damar sertliği (ateroskleroz), kalp krizi ve inme gibi hayati risklere yol açabileceğini ifade etti. "Kolesterol yüksekliği çoğu zaman herhangi bir belirti vermez. Ancak yıllar içinde damar yapısını bozarak geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabilir" diyen Dr. Taşkıran, özellikle ailesinde kalp hastalığı öyküsü bulunan bireylerin düzenli olarak kolesterol düzeylerini kontrol ettirmesi gerektiğini hatırlattı. Kolesterolü kontrol altında tutmak için öneriler Kolesterol yüksekliğinin önlenebilir bir sağlık sorunu olduğunu vurgulayan Dr. Taşkıran, Doymuş yağ ve trans yağ tüketimini sınırlayın, sebze, meyve ve tam tahılları beslenme düzeninize dahil edin, haftada en az 150 dakika orta tempolu egzersiz yapın, sigara ve alkol tüketiminden uzak durun, gerekli görüldüğü durumlarda, hekiminizin önerdiği ilaç tedavisini aksatmayın" dedi. "Kontrollerinizi ihmal etmeyin" Medical Point Gaziantep Hastanesi Dahiliye Polikliniği’nde, kolesterol yüksekliği ve diğer metabolik hastalıklarla ilgili detaylı değerlendirme ve tedavi hizmeti sunduklarını belirten Dr. Taşkıran, "Doğru teşhis ve yaşam tarzı değişiklikleriyle bu sorunun üstesinden gelmek mümkündür. Yeter ki sağlığınızı ihmal etmeyin" diye konuştu.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 10:55
Karaman’da Halk Sağlığı Haftası’nda pilates etkinliği
Karaman’da Halk Sağlığı Haftası etkinlikleri çerçevesinde pilates etkinliği düzenlendi. Her yıl Eylül ayının ilk haftasında kutlanan Halk Sağlığı Haftası dolayısıyla Karaman’da çeşitli etkinlikler gerçekleştiriliyor. Bu kapsamda İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Sağlıklı Hayat Merkezleri tarafından vatandaşların farkındalığını artırmak, sağlıklı yaşam alışkanlıklarını teşvik etmek ve toplumda hareketli yaşamı yaygınlaştırmak amacıyla Kemal Kaynaş Stadyumu’nda pilates etkinliği düzenlendi. "Bize ulaşmak çok kolay" Sağlıklı Hayat Merkezi’nde fizyoterapist olarak görev yapan Özlem Ünal etkinlik hakkında, "Halk Sağlığı Haftası’nda halkımızın sağlığını ve yaşam kalitesini artırmak amacıyla böyle güzel bir pilates etkinliği düşündük. Burada toplanma amacımız aslında Sağlık Bakanlığımızın ev kadınlarına büyük bir iyiliğiydi. Sağlıklı hayat merkezinde her zaman amacımız yaşam kalitesinin artırmak, kronik hastalıkları önlemek ve hareket alanımızı genişletmek. Bizlere aile hekimlerinden, sağlıklı hayat merkezlerinden veya telefonla iletişime geçerek ulaşabilirsiniz. Kısacası bize ulaşmak çok kolay. Bu uygulamalar Türkiye’nin 81 ilinde Sağlık Bakanlığı’nın teşvikiyle devam etmektedir" diye konuştu. Etkinliğe katılan kadılarsa bu tür etkinliklere düzenli olarak katıldıklarını ve memnun olduklarını dile getirdiler.
10 Eylül 2025 Çarşamba - 10:52
Operasyona alınan hastanın karnından ’dev tümör’ çıktı
Kahramanmaraş Sular Akademi Hastanesi’nde gerçekleştirilen bir operasyonda hastanın karnını tamamen dolduran yaklaşık 40 santimetrelik kitle çıktı. Kitlenin çıkarılmasıyla kurtulan hasta sağlığına kavuştu. 52 yaşındaki Dilek Erbay şehir dışından gelerek Sular Akademi Hastanesi’ne başvurdu. Burada hastanın uzun süre takip edildiği, ancak rahim ve yumurtalıklarının alınmış olması ve ayrıca "myasthenia gravis" isimli kas hastalığı bulunduğu öğrenildi. Bir çok merkezde ameliyat edilmek istenilmeyen hasta, Sular Akademi Hastanesi bünyesindeki üçüncü basamak yoğun bakım, nöroloji ve anestezi ekibinin ortak değerlendirmesiyle operasyon planlandı. Yapılan başarılı ameliyat ile hastadan yaklaşık 30-40 santimetre boyutunda kitle çıkarıldı. Ameliyatı gerçekleştiren Op. Dr. Ferah Kazancı, kadın doğumla ilgili tüm kanser cerrahisi operasyonlarını, güçlü yoğun bakım ve patoloji desteğiyle üniversite hastanesi standartlarında çalışmalar yaptıklarını ifade etti. "Karnın tamamen kitlesiyle dolu olduğu görüldü" Dr. Kazancı, "Şehir dışından gelen hastamızın tüm karnını dolduran, yaklaşık 30-40 santimetre boyutunda bir kitlesi vardı. Daha önce uzun süre takip edilmiş ancak kitlenin kaynağı tam olarak tespit edilememiş. Yapılan ultrason incelemesinde de karnın tamamen kitlesiyle dolu olduğu görüldü. Hastamızın daha önce rahim ve yumurtalıkları alınmıştı. Ayrıca ’myasthenia gravis’ dediğimiz kas güçsüzlüğüne yol açan bir hastalığı vardı. Bu nedenle birçok merkezde ameliyat edilmek istenmemiş. Ancak bizim üçüncü basamak yoğun bakım imkanlarımız, nöroloji uzmanlarımız ve güçlü anestezi ekibimiz sayesinde hastayı multidisipliner bir yaklaşımla değerlendirdik ve ameliyatını gerçekleştirdik. Operasyon sırasında kitleyi çıkardık ve acil patolojik inceleme (frozen) yaptırdık. Çok şükür, kanser hücresine rastlanmadı. Ameliyat sonrası dönemde yoğun bakımda hastamızın takibini detaylı ve özverili bir şekilde yaparak sağlıklı bir şekilde taburcu ettik" diye konuştu. Hastanede jinekolojik onkoloji alanında kadın doğuma dair tüm kanser cerrahisi ameliyatlarını gerçekleştirdiklerine de dikkat çeken Dr.Kazancı, "Ekibimiz, yoğun bakım imkanlarımız ve patoloji laboratuvarlarımızla bu hizmeti üniversite hastanesi standartlarında sunuyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder