SAĞLIK
Bolu’da yediği mantardan zehirlenerek baygın halde bulunmuştu: "Kimse mantar satın almasın" 05 Aralık 2025 Cuma - 22:03:09 Bolu’nun Mudurnu ilçesinde geçtiğimiz ay pazardan aldığı mantardan zehirlenen ve 2 gün sonra baygın halde bulunan 45 yaşındaki Turgut Varol’un, sağlık durumu iyiye gidiyor. Varol, zehirlendikten sonra yaptığı açıklamada, "Kimse mantar satın almasın" dedi. Bolu’da 17 Kasım’da Mudurnu Pazarı’ndaki bir satıcıdan aldığı mantardan zehirlenen Turgut Varol (45), 2 gün sonra ev sahibi tarafından baygın halde bulundu. Olayın ardından ambulansla Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Varol, 2 gün yoğun bakım ünitesinde tedavi altında kaldı Sonrasında tedavisinin tamamlanması için Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Burada sağlığına kavuşan Varol, Mudurnu’ya geri döndü. Sağlığı iyiye giden Turgut Varol, zehirlendiği günü, nasıl zehirlendiğini İHA’ya anlattı. "Mantarı yedikten sonra mide bulantısı başladı" Turgut Varol, "Mantardan dolayı zehirlendim. Mantarı aldım ama içerisinde zehirli madde olup olmadığını bilmiyordum. Mantarı aldım, eve geldim temizledim daha sonrasında tavaya attım. Akşamında da mantarı yedim. Yedikten sonra mide bulantısı başladı. 2 defa istifra ettikten sonrasını da hatırlamıyorum zaten. Beni ev sahibim Kenan abi bulmuş. En son hastaneye giderken gözümü açtığımı hatırlıyorum. Bana ambulansta ‘zehirlendin, seni hastaneye götürüyoruz’ dediler. Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2 gün kaldım. Ondan sonra beni Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne gönderdiler" dedi. "Mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldım" Zehirlendiği mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldığını söyleyen Varol, "Mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldım. Kanlıca Mantarı aldım, mantar bildiğim bir mantar aslında ama büyük ihtimal yanlarda duran diğer mantarlardan bulaşmıştır. Bundan sonra mantarı kendim toplarsam yerim. Benden sonra bayağı bir kişi zehirlenmiş. Ama onların yanında birileri olduğu için çabuk fark edip, hızlıca tedavi etmişler. Ben burada tek yaşadığım için beni 2 gün sonra bulmuşlar" dedi. "Kimse mantarı satın almasın" Kültür mantarından zehirlenen Turgut Varol, vatandaşların mantarı satın almamasını, kendilerinin toplamasını önerdi. Varol, "Bence kimse mantarı satın almasın. İsterlerse kendileri toplasınlar. Aldığınız mantara bakarak alıyorsunuz ama yandaki zehirli mantarlar diğer mantarı etkiliyor" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 18:04 Uşak’ta hemodiyaliz merkezi hizmete alındı Uşak’ın Karahallı ilçesinde hayırseverlerin destekleriyle hazırlanan Semra-Özkan Atak Hemodiyaliz Ünitesi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Karahallı Devlet Hastanesi Hacı Rafet Zora ek binası bahçesinde gerçekleştirilen açılış törenine, Uşak Valisi Naci Aktaş, AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba, İl Emniyet Müdürü Taner Çiftçi, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Deniz Çezik, Karahallı Kaymakamı Ramazan Çelebi, İl Özel İdare Genel Sekreteri Sabri Ceylan, İl Sağlık Müdürü Tarık Acar ile siyasi parti temsilcileri, sağlık çalışanları, hayırseverler ve vatandaşlar katıldı. Tören, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Burada konuşma yapan Vali Aktaş, "Buradan şifa bekleyen tüm hastalarımıza Allah’tan şifa diliyorum. Burada ve diğer sağlık tesislerinde çalışan tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımıza işlerinde kolaylıklar diliyorum. Ünitenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." dedi. Programda, Karahallı Devlet Hastanesi Hacı Rafet Zora ek binasının yenilenmesine katkı sağlayan hayırseverler Fehmi Zora ve Sinan Zora ile hemodiyaliz ünitesini yaptıran Özkan ve Semra Atak çiftine plaket takdim edildi. Duanın ardından açılış kurdelesi kesildi. Açılışın ardından Vali Aktaş, protokol üyeleri ve hayırseverler daha sonra yeni hemodiyaliz merkezini gezerek bilgi aldı.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:56 Bingöl’e 5 yeni ambulans ve 2 UMKE aracı tahsis edildi Sağlık Bakanlığı tarafından Bingöl’e 5 adet 2025 model tam donanımlı acil yardım ambulansı ile 1 adet UMKE personel aracı ve 1 adet UMKE haberleşme aracı tahsis edildi. Yeni araçların hizmete alınması kapsamında düzenlenen programda konuşan Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, sağlık alanında Bingöl’de son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını belirtti. Vali Usta, tahsis edilen 5 ambulanstan 3’ünün 4x4, 2’sinin ise 4x2 özellikte olduğunu ifade ederek, "4x4 araçları Solhan, Genç ve Karlıova ilçelerimize birer tane gönderiyoruz. İki aracı da merkezde hizmete alıyoruz. Bu araçlarla birlikte ilimizdeki ambulans sayısı 39’dan 44’e yükseldi. Bunların 3’ü de paletli ambulans. Merkezde 20, Genç’te 6, Solhan’da 4, Karlıova’da 5 ve diğer ilçelerimizde birer ambulans görev yapıyor" dedi. Yeni Devlet Hastanesinin tamamlanmasıyla birlikte hasta nakli ihtiyacının önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Usta, ilçelere verilen 4x4 ambulanslarla sağlık hizmetlerine erişimin daha hızlı olacağını kaydetti. Ayrıca tahsis edilen iki yeni UMKE aracından birinin tam donanımlı haberleşme aracı, diğerinin ise personel nakil aracı olduğuna değinen Usta, "İnşallah ihtiyaç olmaz ama afet anlarında haberleşme aracımız çok kritik bir görev üstlenecek" ifadelerini kullandı. Vali Usta, Bingöl’e kazandırılan araçlarda emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısına, milletvekillerine, Sağlık Bakanına ve İl Sağlık Müdürüne teşekkür ederek, "112 çalışanlarımıza ve doktorlarımıza güç kuvvet versin. Ambulanslarımız ilimize hayırlı uğurlu olsun" dedi. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Samet Tatlı ise yeni araçların sahadaki çalışma şartlarını güçlendireceğini belirterek, "Sağlık camiamızın göz bebeği kıymetli 112 çalışanlarımızın sahadaki çalışma şartlarını daha kolay hale getirecek ve vatandaşlarımıza daha hızlı ulaşmamızı sağlayacak yeni ambulanslarımızın 112 ailemize ve Bingöl’ümüze hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:53 Bingöl’e 5 yeni ambulans ve 2 UMKE aracı tahsis edildi Sağlık Bakanlığı tarafından Bingöl’e 5 adet 2025 model tam donanımlı acil yardım ambulansı ile 1 adet UMKE personel aracı ve 1 adet UMKE haberleşme aracı tahsis edildi. Yeni araçların hizmete alınması kapsamında düzenlenen programda konuşan Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, sağlık alanında Bingöl’de son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını belirtti. Vali Usta, tahsis edilen 5 ambulanstan 3’ünün 4x4, 2’sinin ise 4x2 özellikte olduğunu ifade ederek, "4x4 araçları Solhan, Genç ve Karlıova ilçelerimize birer tane gönderiyoruz. İki aracı da merkezde hizmete alıyoruz. Bu araçlarla birlikte ilimizdeki ambulans sayısı 39’dan 44’e yükseldi. Bunların 3’ü de paletli ambulans. Merkezde 20, Genç’te 6, Solhan’da 4, Karlıova’da 5 ve diğer ilçelerimizde birer ambulans görev yapıyor" dedi. Yeni Devlet Hastanesinin tamamlanmasıyla birlikte hasta nakli ihtiyacının önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Usta, ilçelere verilen 4x4 ambulanslarla sağlık hizmetlerine erişimin daha hızlı olacağını kaydetti. Ayrıca tahsis edilen iki yeni UMKE aracından birinin tam donanımlı haberleşme aracı, diğerinin ise personel nakil aracı olduğuna değinen Usta, "İnşallah ihtiyaç olmaz ama afet anlarında haberleşme aracımız çok kritik bir görev üstlenecek" ifadelerini kullandı. Vali Usta, Bingöl’e kazandırılan araçlarda emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısına, milletvekillerine, Sağlık Bakanına ve İl Sağlık Müdürüne teşekkür ederek, "112 çalışanlarımıza ve doktorlarımıza güç kuvvet versin. Ambulanslarımız ilimize hayırlı uğurlu olsun" dedi. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Samet Tatlı ise yeni araçların sahadaki çalışma koşullarını güçlendireceğini belirterek, "Sağlık camiamızın göz bebeği kıymetli 112 çalışanlarımızın sahadaki çalışma koşullarını daha kolay hale getirecek ve vatandaşlarımıza daha hızlı ulaşmamızı sağlayacak yeni ambulanslarımızın 112 ailemize ve Bingöl’ümüze hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. (FB-YRT
Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde erken tanıda kemik sintigrafisi
25 Kasım 2025 Salı - 14:13 Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde erken tanıda kemik sintigrafisi Medical Point Gaziantep Hastanesi Nükleer Tıp Uzmanı Doç. Dr. Füsun Kökçü Aksoy, kemik sintigrafisinin özellikle kanser hastalarında erken tanı ve doğru tedavi planlamasında kritik bir öneme sahip olduğunu belirtti. Medical Point Gaziantep Hastanesi, nükleer tıp alanındaki teknolojik altyapısını güçlendirerek bölgedeki ileri tanı imkanlarını genişletiyor. Medical Point Gaziantep Hastanesi’nin nükleer tıp biriminde kullanılan yeni nesil görüntüleme cihazları sayesinde kemik sintigrafisi, hem yüksek çözünürlükte hem de daha kısa sürede gerçekleştirilebiliyor. Bu da hastaların hem konforunu artırıyor hem de hastalıkların erken dönemde tespit edilmesine imkan sağlıyor. Kemik sintigrafisi uygulamalarında hastaların sonuçlara aynı gün içinde ulaşabilmesi, Medical Point Gaziantep Hastanesi’nin bölgeye sunduğu önemli avantajlardan biri. Bu sayede hekimler tedavi planlarını hızla oluşturabiliyor ve hastalar için zaman kaybının önüne geçiliyor. Bölgeye değer katan sağlık hizmeti Medical Point Gaziantep Hastanesi yönetimi, nükleer tıp biriminin güçlendirilmesinin yalnızca Gaziantep için değil, çevre iller için de önemli bir sağlık yatırımı olduğunu ifade etti. Hastane, ileri görüntüleme teknikleriyle özellikle onkoloji, ortopedi, romatoloji ve enfeksiyon hastalıkları alanlarında tanı süreçlerini daha etkin hale getirmeyi hedefliyor. Hizmet kapsamı genişliyor Doç. Dr. Füsun Kökçü Aksoy, kemik sintigrafisinin kullanım alanlarını anlatarak, "Kemik sintigrafisinin yanı sıra hastanenin nükleer tıp birimi şu alanlarda da hizmet veriyor. PET/BT görüntüleme, tiroid, böbrek ve kalp sintigrafileri, radyonüklid tedaviler, onkolojik süreçlerin takibi, organ fonksiyon değerlendirmeleri, kemik sintigrafisi, iskelet sistemindeki metabolik değişiklikleri ortaya çıkarmada son derece etkili bir yöntemdir. Kırık şüphelerinden kemik enfeksiyonlarına, romatolojik hastalıklardan kanser metastaz taramalarına kadar birçok durumda başvuruyoruz. Özellikle onkoloji hastalarında, tümör yayılımının erken dönemde tespit edilmesi tedavinin başarısı açısından büyük önem taşıyor. Hastanemizde bu incelemeleri modern cihazlarımızla hızlı, güvenilir ve hasta dostu bir süreçle gerçekleştiriyoruz" dedi.
"Kadınlar, şiddetin sessiz travmasını yıllarca atlatamıyor"
25 Kasım 2025 Salı - 13:54 "Kadınlar, şiddetin sessiz travmasını yıllarca atlatamıyor" Kadına uygulanan şiddetin ‘sessiz ilerleyen bir travma hastalığı’ oluşturduğunu vurgulayan Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çevik, "Şiddete maruz kalan kadınların çoğu yalnızca o anı atlatmaya odaklanıyor. Ancak beyin travmayı bir tehdit olarak kaydediyor ve bu kayıt yıllarca kapanmıyor. Bu durum depresyon, panik bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, uyku problemleri ve özgüven kaybı gibi birçok ruhsal tabloya yol açıyor" dedi. 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’de, Liv Hospital Samsun Psikiyatri Uzmanı Dr. Mehmet Çevik, şiddetin oluşturduğu ruhsal etkilerin toplum tarafından hâlâ yeterince bilinmediğine dikkat çekti. Kadına yönelik şiddetin yalnızca fiziksel yaralanmalarla sınırlı kalmadığına değinen Uzm. Dr. Çevik, "Kadınların beyninde, sinir sisteminde ve psikolojik yapısında uzun vadeli izler bırakıyor" diye konuştu. "Depresyona yol açabilir" Kadına uygulanan şiddetin ‘sessiz ilerleyen bir travma hastalığı’ oluşturduğunu belirten Uzm. Dr. Çevik, şu bilgileri paylaştı: "Şiddete maruz kalan kadınların çoğu yalnızca o anı atlatmaya odaklanıyor. Ancak beyin travmayı bir tehdit olarak kaydediyor ve bu kayıt yıllarca kapanmıyor. Bu durum; depresyon, panik bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu, uyku problemleri ve özgüven kaybı gibi birçok ruhsal tabloya yol açıyor." "Duygusal şiddet etkili olabiliyor" Uzm. Dr. Çevik, "Yapılan son araştırmalar, sürekli psikolojik veya fiziksel şiddet gören kadınlarda beynin stres merkezinin aşırı aktif hale geldiğini, buna bağlı olarak da kişinin gündelik işlevselliğinin belirgin şekilde bozulduğunu gösteriyor. Özellikle duygusal şiddet çoğu zaman fark edilmeyerek, fiziksel şiddet kadar yıkıcı olabiliyor" dedi. "Destek almak bir zayıflık değil" Toplumun şiddet döngüsünü normalleştirmeyi bırakması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Çevik, "Şiddet yaşayan kadınların en büyük ihtiyacı güvenli bir alan ve yargılanmadan dinlenmek. Destek almak bir zayıflık değil, tam aksine iyileşme sürecinin ilk adımıdır" ifadelerini kullandı.
Gençlerde ani ölümler artıyor: "Nedeni ise virüsün damarlarda bıraktığı hasar"
25 Kasım 2025 Salı - 13:06 Gençlerde ani ölümler artıyor: "Nedeni ise virüsün damarlarda bıraktığı hasar" Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Şevket Özkaya, pandemi sonrası genç yaşta ani ölüm vakalarında artış gözlendiğini belirterek bunun nedeninin Kovid-19 virüsünün damarlarda oluşturduğu kalıcı hasar olduğunu ifade etti. Prof. Dr. Özkaya, son dönemde spor sırasında veya sonrasında yaşanan beklenmedik kalp krizlerinin, virüsün damar yapısı üzerindeki etkilerinden kaynaklandığını söyledi. "5 yıllık yaşlanmaya eşdeğer" Prof. Dr. Özkaya, Kovid-19’un özellikle kılcal damar düzeyinde ciddi hasar bıraktığını belirterek, "Pandemi boyunca takip ettiğimiz binlerce hastada ‘endotelit’ dediğimiz damar iç yüzeyi hasarının ani ölümleri tetiklediğini saptadık ve uluslararası dergilerde yayınladık. Avrupa Kalp Dergisi’nin son verilerinde de bu durum ‘Kovid-19 sonrası damar yaşlanmasının hızlanması’ olarak tanımlanmıştır. Virüsü geçirenlerde damar yaşı, takvim yaşından daha yaşlı hale geliyor. Bu etki bazı kişilerde 5 yıllık yaşlanmaya eşdeğer" dedi. "Ani ölümlerin sebebi virüsün damar yapısına verdiği hasar" Gençlerdeki ani ölümlerin nedeni aşılar olmadığını ifade eden Prof. Dr. Özkaya, "Ani ölümlerin sebebi Kovid-19 aşıları değil, virüsün damar yapısına verdiği hasardır. Aşılar hastalık şiddetini ve damar içi hasarı azaltarak koruyucu rol oynamaktadır" diye konuştu. "Ağır spor sonrası kalp ve akciğer sorunu riski" Özkaya, Kovid-19 sonrasında yoğun egzersiz yapan gençlerde ani kalp krizlerinin görülebildiğini belirterek şunları söyledi: "Pandemi öncesi yaptığı ağır sporları aynı şekilde sürdüren bazı kişilerde ciddi kalp ve akciğer sorunları ortaya çıkabiliyor. Kovid-19 sonrası kalp ve akciğer kılcal damarlarındaki hasar nedeniyle ağır egzersiz sırasında vücut yeterli oksijenlenmeyi sağlayamıyor; bu durum ani ölüme kadar gidebiliyor." "Damar yaşlanması ölçülebilir ve büyük oranda geri döndürülebilir" Prof. Dr. Özkaya, Kovid-19 geçirenlerin yalnızca kısa vadeli komplikasyonlara değil, uzun vadeli damar yaşlanmasına da dikkat etmesi gerektiğini belirtti. Ancak bu hasarın tamamen kalıcı olmadığını vurguladı. Özkaya, "Bazı vasküler bozukluklar zaman içinde kısmen geri dönebiliyor. Yaşam tarzı düzenlemeleri, kan basıncının kontrolü, kalbi aşırı zorlayan egzersizlerden kaçınma ve uygun ilaç tedavileriyle bu süreç yavaşlatılabilir" ifadelerini kullandı.
Uzmanından uyarı: "Günde 6 saatin altında uyku, amiloid-beta birikimini ve beyin iltihabını artırır"
25 Kasım 2025 Salı - 11:54 Uzmanından uyarı: "Günde 6 saatin altında uyku, amiloid-beta birikimini ve beyin iltihabını artırır" Medical Park Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Bozkurt, "Günde 6 saatin altında uyku, amiloid-beta birikimini ve beyin iltihabını artırır. Alzaymır riski 2-3 kat yükselir" dedi. Medical Park Ankara Hastanesi Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Bozkurt, uykunun sadece bir dinlenme değil, aynı zamanda vücudun yenilenmesine katkı sağlayan bir süreç olduğunu belirtti. Dr. Bozkurt, sağlıklı uykunun insan vücuduna birçok yararı olduğunu vurguladı. Dr. Bozkurt ayrıca derin uykunun eksik olduğu durumlarda beynin ödeminin arttığını, nöroplastisitenin azaldığını ve enfeksiyon riskinin yükseldiğini ifade etti. "Kaliteli uyku, alzaymır ve parkinson riskini azaltıyor" Uykunun sadece dinlenme değil, beynin kendini temizlediği ve yenilediği aktif bir süreç olduğunu belirten Beyin ve Sinir Cerrahisi Uzmanı Doç. Dr. İsmail Bozkurt, "Kaliteli uyku, alzaymır, parkinson ve inme riskini önemli ölçüde azaltabilir. Beyin uykuda durmaz. Bazı bölgeler uyanık zamana göre daha aktiftir. Uyku, beynin bakım, temizlik ve yenilenme sürecidir. Derin uykuda glinfatik sistem devreye girer ve beyin atıkları temizlenir. Amiloid-beta ve tau gibi toksik proteinler uzaklaştırılır. Gereksiz sinir bağlantıları budanır, hafıza sağlamlaşır. Ayrıca melatonin ve büyüme hormonu gibi birçok hormonun dengesi sağlanır. Derin uykuda beyin hücreleri küçülür, aralarındaki boşluk artar ve beyin omurilik sıvısı bu boşluklarda dolaşarak toksik maddeleri uzaklaştırır. Bu sistem bozulursa alzaymır riski belirgin şekilde artar" ifadelerini kullandı. "Günde 6 saatin altında uyku beyin iltihabı riskini artırır" Kronik uykusuzluğun nörodejeneratif hastalıklarla doğrudan ilişkili olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Bozkurt, "Günde 6 saatin altında uyku, amiloid-beta birikimini ve beyin iltihabını artırır. Alzaymır riski 2-3 kat yükselir. Parkinsonda da dopamin hücrelerinin kaybı hızlanır. Uyku eksildiğinde temizlik mekanizması durur ve toksik proteinler birikmeye başlar. Bu da uzun vadede zihinsel gerilemeye yol açabilir. Derin uyku eksik olduğunda beyin ödemi artar, nöroplastisite azalır, enfeksiyon riski yükselir. Hastanede dahi uyku hijyenini ve melatonin düzenini takip ediyoruz. Kaliteli uyku öğrenme, hafıza ve iyileşme süreçlerini doğrudan etkiler. REM ve derin uyku yeni sinir bağlantıları için gereklidir. Uyku olmadığında öğrenme de iyileşme de durur. Her apne atağında oksijen azalır ve kafa içi basınç yükselir. İnme riski 3-6 kat artar. CPAP tedavisi bu riski yüzde 70-80 azaltır. Uykusuzluk prefrontal korteksin ve hipokampusun işlevlerini bozar, inflamasyonu artırır ve beynin temizliğini engeller. Bu durum çoğu zaman tedavi edilebilir bir uyku bozukluğu belirtisidir" cümlelerine yer verdi.
Ağız sağlığı diyabet ve kalp hastalıklarının seyrini değiştiriyor
25 Kasım 2025 Salı - 11:23 Ağız sağlığı diyabet ve kalp hastalıklarının seyrini değiştiriyor Kış aylarında diş ve diş eti rahatsızlıkları yaygınlaşırken, yapılan araştırmalar ağız sağlığının diyabet ve kalp hastalıkları gibi kronik durumlarla da doğrudan ilişkili olduğunu gösteriyor. Dt. Can Gökkurt, ağız hijyeninin bu hastalıkların önlenmesinde kritik bir rol oynadığını vurguladı. Özellikle kış aylarında soğuk hava ve mevsimsel beslenme alışkanlıkları, diş çürükleri ve diş eti hastalıklarını artırabiliyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünya genelinde 3 buçuk milyar insan çeşitli ağız hastalıklarıyla mücadele ediyor. Diş çürükleri ve diş eti iltihapları, erişkinlerde diyabet komplikasyonlarını yüzde 30’a kadar artırabiliyor. Medicana Kadıköy Hastanesi Ağız ve Diş Sağlığı Uzmanı Dt. Can Gökkurt, ağız bakımının tüm yaş gruplarında kronik hastalıkların önlenmesinde kritik bir yer tuttuğunu şu şekilde belirtti: "Düzenli ağız muayeneleri ve doğru hijyen uygulamaları sadece diş sağlığını değil, kalp-damar sağlığı, metabolik dengeler ve bağışıklık sistemi üzerinde de doğrudan etkili. Ağızda başlayan iltihaplanmalar, sistemik hastalıkların tetikleyicisi olabilir." Ağızda başlayan sorun tüm vücudu etkiliyor Ağız sağlığının sistemik hastalıklarla ilişkisi, özellikle son yıllarda yapılan araştırmalarla daha net ortaya konuyor. Bir çalışmada, ileri düzey diş eti hastalığı olan bireylerde kalp krizi riskinin yüzde 20, inme riskinin ise yüzde 44 oranında arttığı tespit edildi. Benzer şekilde, diyabetli hastalarda düzenli ağız bakımı uygulanmadığında kan şekeri kontrolünde ciddi dalgalanmalar gözlendi. Dt. Can Gökkurt, araştırmayla ilgili bilgiler aktararak, "Ağız sağlığı ihmal edildiğinde, vücutta kronik iltihaplanmalar oluşabilir. Bu durum sadece diş kaybına değil, uzun vadede kalp hastalıkları, böbrek sorunları ve metabolik düzensizliklere de yol açar. Bu nedenle ağız hijyeni, genel sağlık stratejisinin ayrılmaz bir parçasıdır" ifadelerini kullandı. Ağız hijyeninde bu yanlışlara dikkat Ağız bakımında yapılan hatalar; özellikle hızlı ve eksik fırçalama, diş ipi kullanımının ihmal edilmesi ve ağız bakım ürünlerinin yanlış seçimi olarak öne çıkıyor. Dt. Can Gökkurt, alınabilecek önlemleri şöyle sıraladı: Dişler günde en az iki kez, her seferinde en az iki dakika olacak şekilde florürlü diş macunu ile fırçalanmalı. Diş ipi veya ara yüz fırçaları ile diş araları temizlenmeli. Şekerli ve asitli gıdaların tüketimi sınırlandırılmalı, özellikle gece yatmadan önce ağız temizliği ihmal edilmemeli. Düzenli diş hekimi kontrolleri, yılda en az iki kez uygulanmalı. Bu basit önlemler, diş ve diş eti hastalıklarının yanı sıra diyabet, kalp-damar sorunları ve enfeksiyon risklerini de azaltıyor. Çocuklarda ağız sağlığı bilinci ebeveyn desteğiyle güçlenir Çocuklarda ağız hijyeni alışkanlıklarının erken yaşta kazandırılması, ilerleyen yıllarda ciddi diş ve diş eti sorunlarının önlenmesinde kritik öneme sahip. Dünya genelinde çocukların yüzde 60’ı 12 yaşına gelene kadar en az bir diş çürüğü problemiyle karşılaşıyor. Dt. Can Gökkurt, çocuklarda ağız sağlığı farkındalığını artırmanın yollarını şöyle açıkladı: "Okul öncesi dönemde doğru diş fırçalama tekniklerini öğrenen çocuklar, yetişkinlikte ciddi diş ve diş eti sorunları ile daha az karşılaşıyor. Oyun ve etkinliklerle desteklenen eğitim programları, çocukların ağız sağlığını bilinçli şekilde korumasını sağlıyor. Ayrıca ebeveynlerin rolü, alışkanlık kazandırmada oldukça etkili." Düzenli kontroller diş kayıplarını önleyebilir Diş kaybının önlenmesi ve ağız sağlığının korunması için düzenli kontrollerin büyük önem taşıdığını belirten Dt. Can Gökkurt, yılda iki kez yapılan diş hekimi muayeneleri ve profesyonel temizliklerin, diş kaybı riskini yüzde 50’ye kadar azalttığını söyledi. Dt. Can Gökkurt, koruyucu uygulamaları ise şöyle özetledi: "Bireyler kendi günlük bakım rutinlerini düzenli olarak sürdürmeli ve profesyonel kontrolleri ihmal etmemeli. Bu, hem ağız sağlığını korur hem de sistemik hastalıkların riskini azaltır."
Eğil’de sağlıkta yeni bir seviye: 25 yataklı yeni devlet hastanesi yükseliyor
25 Kasım 2025 Salı - 11:14 Eğil’de sağlıkta yeni bir seviye: 25 yataklı yeni devlet hastanesi yükseliyor Diyarbakır’ın Eğil ilçesinde sağlık hizmetlerini çok daha güçlü ve modern bir yapıya kavuşturacak olan yeni 25 yataklı devlet hastanesi, Sağlık Bakanlığının yatırım programı kapsamında hızla yükseliyor. İlçede uzun yıllardır temel sağlık hizmetleri mevcut hastane binası üzerinden yürütülürken, yeni proje ile bu hizmetlerin kapasitesi ve niteliği önemli ölçüde artırılacak. Eğil’de mevcut hastane, yıllarca vatandaşların temel sağlık ihtiyaçlarını karşılayan önemli bir birim oldu. Ancak artan nüfus, gelişen sağlık teknolojileri ve vatandaşların daha kapsamlı ve hızlı hizmet beklentileri doğrultusunda artık çok daha donanımlı bir yapıya ihtiyaç duyuluyordu. Yeni hastane bu anlamda Eğil’e büyük bir sıçrama imkanı sunuyor. "Eğil, sağlık hizmetlerinde yeni bir standarda kavuşuyor" Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Emre Asiltürk, yeni hastanenin ilçeye sağlayacağı katkıyı şu sözlerle ifade etti: "Eğil, bugüne kadar temel sağlık hizmetlerini karşılayan bir yapıya sahipti. Şimdi bu kapasiteyi çok daha ileri bir seviyeye taşıyoruz. Sağlık Bakanlığımızın güçlü yatırımıyla modern, erişilebilir ve kapsamlı bir hastane inşa ediyoruz. Bu tesis, Eğil ve kırsal mahallelerimiz için çok önemli bir kazanım olacak." İnşaatı hızla devam eden Eğil Devlet Hastanesi yeni hizmet binası, modern mimarisi ve gelişmiş teknik altyapısıyla dikkat çekiyor. Projenin 2026 yılı sonunda tamamlanarak hizmete açılması planlanıyor. Hastanenin yeni hizmet binası tamamlandığında otel konforunda 25 yataklı nitelikli yatan hasta odaları, 4 üniteli modern diyaliz merkezi, ilk kez ilçeye kazandırılacak ameliyathane, 1 doğum salonu, 4 ana branşta poliklinik, 2 diş üniti, tam donanımlı acil servis ve resüsitasyon birimi, görüntüleme ve laboratuvar birimleri sayesinde hızlı tanı ve tetkik imkanı sağlanacak. Hastane yeni hizmet ile birlikte Eğil’de sağlık hizmetlerinin erişilebilirliği ve kalitesi önemli ölçüde artacak. Özellikle tetkik, doğum, diyaliz ve acil müdahale gibi hizmetlerin artık ilçe içinde karşılanacak olması, vatandaşların zamandan tasarruf etmesini ve çok daha konforlu hizmet almasını sağlayacak.
İl Sağlık Müdürlüğü, afetlere hazırlık kapasitesini güçlendirdi
25 Kasım 2025 Salı - 10:59 İl Sağlık Müdürlüğü, afetlere hazırlık kapasitesini güçlendirdi Karabük İl Sağlık Müdürlüğü’ne bağlı Ulusal Medikal Kurtarma Ekibi (UMKE), afetlere hazırlık çalışmaları kapsamında yeni ekipman ve çadırların envantere eklenmesiyle sahra hastanesi kapasitesini artırdı. 2025 yılı Kasım ayında envantere kazandırılan 54 metrekarelik ve 36 metrekarelik çadırlarla birlikte toplam 8 ünite ve 350 metrekare kapalı alandan oluşan tam donanımlı bir sahra hastanesi oluşturuldu. İl Sağlık Müdürü Op. Dr. İsmail Kara, UMKE personelinin Van, Elazığ, İzmir ve Kahramanmaraş depremleri başta olmak üzere birçok afette gösterdiği özverili çalışmalardan dolayı teşekkür etti. Kara, ihtimal afetlere karşı 140 personel, sahra hastanesi çadırları, 3 UMKE aracı, 1 lojistik aracı, 1 acil müdahale ünitesi aracı ve güçlü ekipmanlarla 7/24 göreve hazır olunduğu vurgulayarak Sağlık Bakanlığı başta olmak üzere Karabük Valisi Mustafa Yavuz, Karabük milletvekilleri Cem Şahin ve Dr. Ali Keskinkılıç ile tüm personele desteklerinden dolayı teşekkür etti. Kara, çalışmalarla ilgili yaptığı değerlendirmede de, "Karabük ilimiz her türlü kötü senaryoya hazırlıklıdır ve bu hazırlıklarımızı güçlendirmeye kararlılıkla devam edeceğiz. UMKE ekiplerimizin başarılı çalışmalarıyla afetlere karşı her zaman hazır bir şekilde müdahale edecek gücümüz bulunmaktadır" ifadelerini kullandı.
Renkli tabak kuralı ile bağışıklık güçlendirilebilir
25 Kasım 2025 Salı - 10:47 Renkli tabak kuralı ile bağışıklık güçlendirilebilir Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin güçlendirilmesi gerektiğini belirterek "Sonbahar, rengarenk sebze ve meyveleriyle antioksidan açısından oldukça zengindir. Renkli tabak kuralı uygularsanız yani tabağınızda ne kadar farklı renkte gıda varsa, o kadar çok antioksidan alırsınız" dedi. Acıbadem Bodrum Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Tuğçe Arabalı, havaların serinlediği sonbaharın bağışıklık sisteminin en çok desteğe ihtiyaç duyduğu dönem olduğuna dikkat çekerek "Sonbaharda günlerin kısalmasıyla birlikte enerji seviyemiz düşer, uyku düzenimiz değişir ve grip gibi mevsimsel hastalıklar sık görülür. Bu dönemde doğru beslenme, vücudun savunma hattını güçlendirmenin en etkili yollarından biridir" dedi. Vitamin ve mineraller bağışıklığın temelini oluşturuyor Bağışıklık sisteminin sağlıklı çalışabilmesi için yeterli C vitamini, D vitamini, çinko ve demir alınması gerektiğini vurgulayan Diyetisyen Arabalı, C vitamininin serbest radikallerle savaşarak bağışıklık hücrelerini koruduğunu belirtti. Nar, portakal, kivi, brokoli ve kırmızı biberin sonbahar sofralarında sıkça yer alması gerektiğini söyledi. D vitamininin güneşin azaldığı aylarda en fazla eksikliği görülen vitamin olduğunu dile getiren Arabalı, haftada 2-3 kez balık tüketimi, yumurta sarısı ve takviyelerin D vitamini ihtiyacını karşılamaya yardımcı olacağını ifade etti. Çinko ve demirin enfeksiyonlara karşı savaşan akyuvarların etkinliğini artırdığını, kırmızı et, kabak çekirdeği ve kuru baklagillerin bu minerallerin önemli kaynakları olduğunu söyledi. "Sarımsak doğal antibiyotik" Zencefil, zerdeçal ve karabiber üçlüsünün antienflamatuar etkileri sayesinde hem solunum yollarını koruduğunu hem de vücut direncini artırdığını kaydeden Arabalı, sarımsağın "allicin" bileşiği sayesinde doğal bir antibiyotik olduğunu vurguladı. Yoğurt, turşu ve kombucha gibi fermente gıdaların bağırsak florasını desteklediğini, sağlıklı bağışıklığın sağlıklı bağırsakta başladığını söyledi. "Sofrada ne kadar renk varsa o kadar antioksidan var" Sonbaharın antioksidan açısından zengin sebze ve meyveler sunduğunu belirten Arabalı, balkabağı, pancar, havuç ve ıspanak gibi sebzelerin A vitamini ve beta karoten içerikleriyle hücre yenilenmesini desteklediğini aktardı. Elma, nar ve armut gibi meyvelerin lif bakımından zengin olduğunu söyleyen Arabalı "Renkli tabak kuralı çok önemlidir; tabağınızda ne kadar farklı renk varsa, o kadar fazla antioksidan alırsınız" dedi. Bitki çayları bağışıklığı destekliyor Havaların soğumasıyla birlikte ıhlamur, zencefil, adaçayı ve kuşburnu çaylarının günlük rutine eklenebileceğini belirten Arabalı, bu çayların hem bağışıklığı desteklediğini hem de vücudu ısıttığını ifade etti. Ancak fazla tüketimin bazı ilaçlarla etkileşime girebileceğini, bu nedenle ölçülü içilmesi gerektiğini söyledi. Bağışıklık sistemini güçlendirmeye hastalandıktan sonra değil, mevsim geçişinden önce başlamak gerektiğini vurgulayan Arabalı "Unutmayın, en güçlü ilaç tabakta başlar. Yeterli su tüketimi, kaliteli uyku, stres yönetimi ve düzenli egzersizle vücudumuz doğanın değişen temposuna kolayca uyum sağlar" dedi.