Son Dakika
|
İBB davasında yeni karar: Tüm sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi
Futbolda Bahis Soruşturmaları'nda ikinci dalga operasyon: 35 gözaltı
Ziraat Türkiye Kupası’nda gruplar belli oldu
Bakan Yılmaz Tunç: " Hep beraber soruşturmanın seyrini takip edeceğiz"
Bodrumda sokaklar göle döndü araçlar sular altında kaldı
İstanbul’da çete operasyonu: 12 gözaltı
İmralı tutanağı okundu
Adliyedeki emanet deposu soygununun görüntüleri ortaya çıktı
Emanet kasasından altın çalıp İngiltere'ye kaçmıştı! Kırmızı bülten talebi!
Adalar Adliyesi adli emanetinde soygun
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Abone
Gündem
Politika
Ekonomi
Dünya
Asayiş
Spor
Video
Yerel
Belgesel
Daha
Fotogaleri
Aktüel
Sağlık
Çevre
Magazin
Kültür Sanat
Eğitim
Teknoloji
Hava Durumu
Tüm Haberler
Tüm Manşetler
RSS
Whatsapp
İHA Kurumsal
EN
The Voice of the Steppe Lives On in Kyrgyz Craftsmanship
Şanlıurfa’da zehirlenme şüphesiyle 25 öğrenci hastanelik oldu
Victor Osimhen bu sezonki gol sayısını 11’e çıkardı
İtfaiye aracı köprü arasında sıkıştı: 3 personel yaralı
Küçükçekmece’de 4 katlı binada çatı yangını: Binadakiler tahliye edildi
Tartıştığı şahsı 17 yerinden bıçaklayan kadın tutuklandı
Ferdi Zeyrek davasında tutuklu sanık kalmadı
Ehliyetsiz sürücünün kullandığı otomobil ağaca çarpıp yola savruldu: 2 yaralı
SAĞLIK
Bolu’da yediği mantardan zehirlenerek baygın halde bulunmuştu: "Kimse mantar satın almasın"
05 Aralık 2025 Cuma - 22:03:09
Bolu’nun Mudurnu ilçesinde geçtiğimiz ay pazardan aldığı mantardan zehirlenen ve 2 gün sonra baygın halde bulunan 45 yaşındaki Turgut Varol’un, sağlık durumu iyiye gidiyor. Varol, zehirlendikten sonra yaptığı açıklamada, "Kimse mantar satın almasın" dedi. Bolu’da 17 Kasım’da Mudurnu Pazarı’ndaki bir satıcıdan aldığı mantardan zehirlenen Turgut Varol (45), 2 gün sonra ev sahibi tarafından baygın halde bulundu. Olayın ardından ambulansla Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne kaldırılan Varol, 2 gün yoğun bakım ünitesinde tedavi altında kaldı Sonrasında tedavisinin tamamlanması için Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Burada sağlığına kavuşan Varol, Mudurnu’ya geri döndü. Sağlığı iyiye giden Turgut Varol, zehirlendiği günü, nasıl zehirlendiğini İHA’ya anlattı. "Mantarı yedikten sonra mide bulantısı başladı" Turgut Varol, "Mantardan dolayı zehirlendim. Mantarı aldım ama içerisinde zehirli madde olup olmadığını bilmiyordum. Mantarı aldım, eve geldim temizledim daha sonrasında tavaya attım. Akşamında da mantarı yedim. Yedikten sonra mide bulantısı başladı. 2 defa istifra ettikten sonrasını da hatırlamıyorum zaten. Beni ev sahibim Kenan abi bulmuş. En son hastaneye giderken gözümü açtığımı hatırlıyorum. Bana ambulansta ‘zehirlendin, seni hastaneye götürüyoruz’ dediler. Bolu İzzet Baysal Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde 2 gün kaldım. Ondan sonra beni Ankara Etlik Şehir Hastanesi’ne gönderdiler" dedi. "Mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldım" Zehirlendiği mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldığını söyleyen Varol, "Mantarı Mudurnu Pazarı’ndan aldım. Kanlıca Mantarı aldım, mantar bildiğim bir mantar aslında ama büyük ihtimal yanlarda duran diğer mantarlardan bulaşmıştır. Bundan sonra mantarı kendim toplarsam yerim. Benden sonra bayağı bir kişi zehirlenmiş. Ama onların yanında birileri olduğu için çabuk fark edip, hızlıca tedavi etmişler. Ben burada tek yaşadığım için beni 2 gün sonra bulmuşlar" dedi. "Kimse mantarı satın almasın" Kültür mantarından zehirlenen Turgut Varol, vatandaşların mantarı satın almamasını, kendilerinin toplamasını önerdi. Varol, "Bence kimse mantarı satın almasın. İsterlerse kendileri toplasınlar. Aldığınız mantara bakarak alıyorsunuz ama yandaki zehirli mantarlar diğer mantarı etkiliyor" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 18:04
Uşak’ta hemodiyaliz merkezi hizmete alındı
Uşak’ın Karahallı ilçesinde hayırseverlerin destekleriyle hazırlanan Semra-Özkan Atak Hemodiyaliz Ünitesi düzenlenen törenle hizmete açıldı. Karahallı Devlet Hastanesi Hacı Rafet Zora ek binası bahçesinde gerçekleştirilen açılış törenine, Uşak Valisi Naci Aktaş, AK Parti Uşak Milletvekili İsmail Güneş, CHP Uşak Milletvekili Ali Karaoba, İl Emniyet Müdürü Taner Çiftçi, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay Deniz Çezik, Karahallı Kaymakamı Ramazan Çelebi, İl Özel İdare Genel Sekreteri Sabri Ceylan, İl Sağlık Müdürü Tarık Acar ile siyasi parti temsilcileri, sağlık çalışanları, hayırseverler ve vatandaşlar katıldı. Tören, Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Burada konuşma yapan Vali Aktaş, "Buradan şifa bekleyen tüm hastalarımıza Allah’tan şifa diliyorum. Burada ve diğer sağlık tesislerinde çalışan tüm sağlık çalışanı arkadaşlarımıza işlerinde kolaylıklar diliyorum. Ünitenin hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." dedi. Programda, Karahallı Devlet Hastanesi Hacı Rafet Zora ek binasının yenilenmesine katkı sağlayan hayırseverler Fehmi Zora ve Sinan Zora ile hemodiyaliz ünitesini yaptıran Özkan ve Semra Atak çiftine plaket takdim edildi. Duanın ardından açılış kurdelesi kesildi. Açılışın ardından Vali Aktaş, protokol üyeleri ve hayırseverler daha sonra yeni hemodiyaliz merkezini gezerek bilgi aldı.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:56
Bingöl’e 5 yeni ambulans ve 2 UMKE aracı tahsis edildi
Sağlık Bakanlığı tarafından Bingöl’e 5 adet 2025 model tam donanımlı acil yardım ambulansı ile 1 adet UMKE personel aracı ve 1 adet UMKE haberleşme aracı tahsis edildi. Yeni araçların hizmete alınması kapsamında düzenlenen programda konuşan Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, sağlık alanında Bingöl’de son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını belirtti. Vali Usta, tahsis edilen 5 ambulanstan 3’ünün 4x4, 2’sinin ise 4x2 özellikte olduğunu ifade ederek, "4x4 araçları Solhan, Genç ve Karlıova ilçelerimize birer tane gönderiyoruz. İki aracı da merkezde hizmete alıyoruz. Bu araçlarla birlikte ilimizdeki ambulans sayısı 39’dan 44’e yükseldi. Bunların 3’ü de paletli ambulans. Merkezde 20, Genç’te 6, Solhan’da 4, Karlıova’da 5 ve diğer ilçelerimizde birer ambulans görev yapıyor" dedi. Yeni Devlet Hastanesinin tamamlanmasıyla birlikte hasta nakli ihtiyacının önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Usta, ilçelere verilen 4x4 ambulanslarla sağlık hizmetlerine erişimin daha hızlı olacağını kaydetti. Ayrıca tahsis edilen iki yeni UMKE aracından birinin tam donanımlı haberleşme aracı, diğerinin ise personel nakil aracı olduğuna değinen Usta, "İnşallah ihtiyaç olmaz ama afet anlarında haberleşme aracımız çok kritik bir görev üstlenecek" ifadelerini kullandı. Vali Usta, Bingöl’e kazandırılan araçlarda emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısına, milletvekillerine, Sağlık Bakanına ve İl Sağlık Müdürüne teşekkür ederek, "112 çalışanlarımıza ve doktorlarımıza güç kuvvet versin. Ambulanslarımız ilimize hayırlı uğurlu olsun" dedi. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Samet Tatlı ise yeni araçların sahadaki çalışma şartlarını güçlendireceğini belirterek, "Sağlık camiamızın göz bebeği kıymetli 112 çalışanlarımızın sahadaki çalışma şartlarını daha kolay hale getirecek ve vatandaşlarımıza daha hızlı ulaşmamızı sağlayacak yeni ambulanslarımızın 112 ailemize ve Bingöl’ümüze hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" şeklinde konuştu.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:53
Bingöl’e 5 yeni ambulans ve 2 UMKE aracı tahsis edildi
Sağlık Bakanlığı tarafından Bingöl’e 5 adet 2025 model tam donanımlı acil yardım ambulansı ile 1 adet UMKE personel aracı ve 1 adet UMKE haberleşme aracı tahsis edildi. Yeni araçların hizmete alınması kapsamında düzenlenen programda konuşan Vali Dr. Ahmet Hamdi Usta, sağlık alanında Bingöl’de son yıllarda önemli çalışmalar yapıldığını belirtti. Vali Usta, tahsis edilen 5 ambulanstan 3’ünün 4x4, 2’sinin ise 4x2 özellikte olduğunu ifade ederek, "4x4 araçları Solhan, Genç ve Karlıova ilçelerimize birer tane gönderiyoruz. İki aracı da merkezde hizmete alıyoruz. Bu araçlarla birlikte ilimizdeki ambulans sayısı 39’dan 44’e yükseldi. Bunların 3’ü de paletli ambulans. Merkezde 20, Genç’te 6, Solhan’da 4, Karlıova’da 5 ve diğer ilçelerimizde birer ambulans görev yapıyor" dedi. Yeni Devlet Hastanesinin tamamlanmasıyla birlikte hasta nakli ihtiyacının önemli ölçüde azalacağına dikkat çeken Usta, ilçelere verilen 4x4 ambulanslarla sağlık hizmetlerine erişimin daha hızlı olacağını kaydetti. Ayrıca tahsis edilen iki yeni UMKE aracından birinin tam donanımlı haberleşme aracı, diğerinin ise personel nakil aracı olduğuna değinen Usta, "İnşallah ihtiyaç olmaz ama afet anlarında haberleşme aracımız çok kritik bir görev üstlenecek" ifadelerini kullandı. Vali Usta, Bingöl’e kazandırılan araçlarda emeği geçen Cumhurbaşkanı Yardımcısına, milletvekillerine, Sağlık Bakanına ve İl Sağlık Müdürüne teşekkür ederek, "112 çalışanlarımıza ve doktorlarımıza güç kuvvet versin. Ambulanslarımız ilimize hayırlı uğurlu olsun" dedi. Programda konuşan İl Sağlık Müdürü Dr. Samet Tatlı ise yeni araçların sahadaki çalışma koşullarını güçlendireceğini belirterek, "Sağlık camiamızın göz bebeği kıymetli 112 çalışanlarımızın sahadaki çalışma koşullarını daha kolay hale getirecek ve vatandaşlarımıza daha hızlı ulaşmamızı sağlayacak yeni ambulanslarımızın 112 ailemize ve Bingöl’ümüze hayırlı uğurlu olmasını diliyorum" şeklinde konuştu. (FB-YRT
Çok Okunan Kategori Haberleri
1
05 Aralık 2025 Cuma- 12:07
Örnek olacak karar: Kahramanmaraş’ta Özel Megapoint Hastanesi’nde alınan fazla ücret tüketici hakem kararıyla iade edildi
2
04 Aralık 2025 Perşembe- 15:45
Tamamlandığında bölgenin en büyük sağlık yatırımı olacak
3
05 Aralık 2025 Cuma- 12:00
Uzmanı uyardı: "Mevsimsel değişimler, psikolojik sorunlar ortaya çıkarabilir"
4
05 Aralık 2025 Cuma- 11:25
Diyarbakır Silvan Devlet Hastanesi güçleniyor
5
04 Aralık 2025 Perşembe- 12:36
Sosyal medya bağımlılığı beyni çürütüyor
24 Kasım 2025 Pazartesi - 14:16
Kepez’de miniklere diş sağlığı eğitimi
Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi, 20-26 Kasım Diş Sağlığı Haftası etkinlikleri kapsamında belediyenin Nasreddin Hoca Kreş ve Gündüz Bakımevleri öğrencilerini diş sağlığı konusunda bilgilendirdi. Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi tarafından 20-26 Kasım Diş Sağlığı Haftası etkinlikleri kapsamında, Nasreddin Hoca Kreş ve Gündüz Bakımevleri öğrencilerine ağız ve diş sağlığı eğitimi verildi. Çocuklara özel hazırlanan sunumda; Dt. Şule Çiçek ve Dt. Meliha Şimşek Görgülü, çocuklara diş çürüğünün ne olduğu, çürük oluşumunu önlemek için neler yapılması gerektiği, doğru diş fırçalama teknikleri ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları gibi önemli bilgiler aktardı. Ağız ve diş sağlıyla ilgili bilgiler çocukların ilgisini çeken eğlenceli ve öğretici yöntemlerle anlatıldı. Etkinlik boyunca minikler sunumu büyük bir dikkatle izlerken, merak ettikleri soruları da diş tabiplerine yönelttiler. Kepez Belediyesi Sağlık Merkezi, 20-26 Kasım Diş Sağlığı Haftası etkinlikleri çerçevesinde belediyenin Şefkat ve Huzurevi’nde de büyüklere diş sağlığı taraması hizmet verdi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 14:01
Sakarya’da kız öğrenci yurdunda zehirlenme şüphesi: Sayı 23’e yükseldi
Sakarya’nın Serdivan ilçesinde bulunan bir kız öğrenci yurdunda yedikleri yemek sonrası rahatsızlanan öğrencilerin sayısı 23’e yükseldi. Zehirlenme şüphesiyle hastanelere kaldırılan öğrencilerden 21’i taburcu edilirken, 2 öğrencinin tedavisinin sürdüğü öğrenildi. Edinilen bilgiye göre, Kemalpaşa Mahallesi’ndeki yurtta kalan kız öğrenciler, dışarıdan tükettikleri tavuk döner olduğu iddia edilen yemek ile yurtta yedikleri sütlü tatlının ardından mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve halsizlik şikayetleri yaşadı. Şikayetlerin artması üzerine toplam 23 öğrenci, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Serdivan Devlet Hastanesi’ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Hastanelerde tedavileri tamamlanan 21’i öğrenci taburcu edildi. Durumu iyi olan 2 öğrencinin ise kontrol amaçlı tedavisinin sürdüğü öğrenildi. Zehirlenme şüphesine ilişkin yemeklerden numunelerin alındığı, kesin sonucun laboratuvar incelemesinin ardından belli olacağı belirtildi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 13:42
Psöriatik artritte erken tanı önem taşıyor
Medical Point Gaziantep Hastanesi Romatoloji Kliniği’nden Doç. Dr. Nuh Ataş, toplumda sık görülen ve ilerleyici özellik gösterebilen Psöriatik Artrit (Sedef Romatizması) konusunda önemli açıklamalarda bulundu. Erken tanı konulmayan hastalarda kalıcı eklem hasarına kadar varabilen ciddi sonuçlar ortaya çıkabileceğine dikkat çeken Ataş, hastalığın yalnızca cildi değil, eklemleri ve hatta iç organları etkileyebileceğini belirtti. Psöriatik artritin çoğu zaman sedef hastalığı olan bireylerde görüldüğünü söyleyen Doç. Dr. Nuh Ataş, "Hastalar çoğu zaman eklem ağrısını yorgunluk, iş stresi ya da geçici bir zorlanmaya bağlı sanabiliyor. Oysa özellikle sabah tutukluğu, el ve ayaklarda şişlik, topuk ve tendon bölgelerinde ağrı, sedefle bağlantılı olabilecek romatizmanın ilk işaretleri olabilir. Günümüzde biyolojik ajanlarla çok başarılı sonuçlar alıyoruz. Uygun hasta seçimi ve düzenli takip, hastalığın ilerlemesini durdurabiliyor" dedi. Doç. Dr. Ataş, psöriatik artritin kronik bir hastalık olduğunu ancak doğru tedaviyle hastaların yaşam kalitesinin belirgin şekilde artırılabildiğini belirtti. Tedavide, iltihap baskılayıcı ilaçlar, biyolojik tedaviler, yaşam tarzı değişiklikleri ve düzenli takiplerin önemli olduğunu söyledi. Medical Point Gaziantep Hastanesi’nde psöriatik artritli hastalara dermatoloji, romatoloji ve fizyoterapi bölümlerinin ortak çalıştığı multidisipliner bir tedavi modeli uyguladıklarını ifade eden Ataş, "Sedef ve eklem birlikte değerlendiriyoruz. Bu sayede hem tanı süreci hızlanıyor hem de daha etkili tedavi planları oluşturabiliyoruz" ifadelerini kullandı.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 13:12
Sakarya’da kız öğrenci yurdunda zehirlenme şüphesi
Sakarya’nın Serdivan ilçesinde bulunan bir kız öğrenci yurdunda kalan 14 öğrenci, dışarıdan yedikleri yemek sonrası rahatsızlanarak zehirlenme şüphesiyle hastaneye kaldırıldı. Edinilen bilgiye göre, Kemalpaşa Mahallesi’ndeki yurtta kalan kız öğrenciler, dışarıdan tükettikleri tavuk döner olduğu öne sürülen yemekten ve yurtta yedikleri sütlü tatlıdan sonra mide bulantısı, kusma, baş dönmesi ve halsizlik şikayetleri yaşadı. Rahatsızlanan 14 öğrenci, Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi ile Serdivan Devlet Hastanesi’ne sevk edilerek tedavi altına alındı. Öğrencilerden 12’sinin taburcu edildiği, diğer öğrencilerin de sağlık durumunun iyi olduğu öğrenildi. Zehirlenmenin kesin sebebi için yemeklerden numune alınacağı ve olayın laboratuvar sonuçlarının ardından netlik kazanacağı bildirildi. Konu ile alakalı inceleme başlatıldı.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 13:06
Diyarbakır’da mobil sigara bırakma polikliniği hizmete başladı
Diyarbakır’da toplum sağlığını güçlendirmek ve sigara kullanımını azaltmak amacıyla hayata geçirilen mobil sigara bırakma polikliniği, vatandaşlara daha kolay erişim sağlamak için hizmete başladı. Diyarbakır İl Sağlık Müdürlüğü, tütünle mücadele kapsamında mobil sigara bırakma polikliniğini vatandaşlarla buluşturdu. Ücretsiz danışmanlık, değerlendirme, bağımlılık düzeyi tespiti ve tedavi yönlendirmesi sağlayan mobil poliklinik, Diyarbakır’ın farklı ilçe ve bölgelerine ulaşarak sağlıklı yaşamı teşvik etmeyi hedefliyor. Tam donanımlı araçta sigara bırakma konusunda uzman hekimler, psikologlar ve sağlık profesyonellerinden oluşan ekip görev alıyor. Bu sayede sağlık merkezine gidemeyen veya vakit bulamayan bireylere yerinde hizmet sunuluyor. Mobil poliklinikte yapılan değerlendirmeler sonucunda kişiye özel sigara bırakma planları oluşturuluyor, gerekli görülen durumlarda ücretsiz olarak ilaç tedavisi sunuluyor ve bırakma süreci profesyonel ekip tarafından düzenli olarak takip ediliyor. Bu kapsamlı yaklaşım, sigara bırakma sürecindeki başarı oranını artırmayı hedefliyor. Diyarbakır İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Emre Asiltürk yaptığı açıklamada, ’’Mobil sigara bırakma polikliniği sigara ile mücadelemizde önemli bir adım olacaktır. Tütün ve tütün ürünleri le mücadelemizde vatandaşlarımızda farkındalık oluşturmak ve tütün ve tütün ürünlerini kullanan kişilerin sigara bırakma hizmetlerine erişimini artırmak amacıyla mobil polikliniğimizi hizmete aldık. Alanında uzman hekimlerimizle sigara bırakma yolculuğunda vatandaşlarımızın yanında olmaya devam edeceğiz. Mobil sigara bırakma polikliniği, ilimizin farklı noktalarında vatandaşlarımızla buluşmaya devam edecek’’ dedi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 11:50
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca: "Geçmeyen ağrılardan "nöral terapi" ile kurtulun"
Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Uzmanı Doç. Dr. İrfan Koca, nöral terapinin, tedaviye dirençli tüm ağrılı durumlarda, hastalıklara karşı koruyucu amaçla ve daha sağlıklı bir yaşam için başta olmak üzere birçok durum için uygulanan ve vücudun kendi kendini tamir mekanizmalarını harekete geçiren bütüncül bir tanı ve tedavi yaklaşımı olduğunu söyledi. Doç. Dr. Koca, "İlk olarak 1920’de Almanya’da kullanılmaya başlanan, Türkiye’de son 20 yıldır kullanımı yaygınlaşmaya başlayan nöral terapi, bütüncül ve tamamlayıcı tıbbın popüler bir yöntemi olarak biliniyor. Vücudun kendi kendini tamir etme mekanizmalarını harekete geçiren nöral terapi, insan vücutta birçok nedenle oluşan ve vücut işleyişini bozan hasarların vücut üzerindeki olumsuz etkilerini ortadan kaldırır" dedi. Nöral Terapi nasıl bir uygulamadır Nöral Terapi’nin içeriği ve uygulanışına ilişkin merak edilen sorulara da cevap veren Doç. Dr. Koca, "Nöral terapi solüsyonu, serum fizyolojik ve lokal anestezikten oluşur. Tek kullanımlık çok ince uçlu enjektörler ile hastanın kliniğine göre ilgili bölgelerde deri içine ve ihtiyaç durumuna göre vücudun kilit noktalarına enjeksiyonlar yapılır. Böylece vücutta hali hazırda bulunan vücudun kendi kendini iyileştirme mekanizmalarının önündeki engellerin ortadan kaldırılması hedeflenir. Bu tedavide amaç sadece geçici olarak ağrıyı kesmek veya ilgili bölgeyi uyuşturmak değildir" dedi. Nöral Terapi hangi hastalıkların tedavisinde kullanılır Doç. Dr. Koca, nöral terapi ile tedavi edilebilen hastalıklarla ilgili "Boyun ve bel ağrıları, baş ağrısı, sinir sıkışmaları, kas ve bağ problemleri, omuz, diz ağrıları, romatizmal hastalıklar başta olmak üzere bir çok hastalıkta Nöral terapi uzun yıllardır başarılı bir şekilde uygulanmaktadır" şeklinde konuştu. Nöral Terapi’nin kaç seans uygulanır Nöral Terapi seans sayısı ve seans aralığının hastanın yaşına ve kliniğine göre farklılık gösterebileceğini ifade eden Doç. Dr. Koca, "Genel olarak nöral terapi 3-10 gün arası seanslar halinde uygulanır, ortalama 4-8 seans arası uygulanır. 1-2 seansta iyileşen hastalar olduğu gibi 8 seans üzerinde uygulanması gereken hastalar da olabilir" dedi. Nöral Terapinin yan etkileri var mıdır Doç. Dr. Koca, nöral terapinin yan etkileri ile ilgili olarak da, "Nöral terapi uygulamasından sonra, nadiren ve geçici olarak, baş dönmesi, uygulama bölgesinde hassasiyet, hafif ağrı ve renk değişikliği görülebilir" diye konuştu.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 11:29
Uzmanlardan ek gıda uyarısı: "Hazır çorbayla başlayanlar var"
Yenidoğanda anne sütünün önemine dikkat çeken Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Meltem Erol, "Anne sütünün koruyucu özellikleri var, uzun dönem etkilerinde de diyabet, obezite gelişimini engelliyor. Tek başına anne sütü alma oranı ilk 6 ayda düşük. Ek gıdaya başlarken bazı ailelerin yaptığı gibi hazır birtakım çorbalar, paketli gıdalar kesinlikle önermiyoruz. Bunlar bazen 4’üncü ayda da olabiliyor veya daha erken aile yemek yerken ‘merak ediyor’ diyor, bebeğin ağzına ufak tefek yedikleri yemeklerden koyabiliyor. Mümkünse ilk 6 ay tamamlayıcı, ek gıdalardan uzak tutacağız, anne sütü vereceğiz" dedi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 10:55
Elazığ’da sağlıklı beslenme ve diyabet etkinliği
Elazığ’da Genç Osman İşitme Engelliler Okulu öğrencilerine yönelik diyabet ve beslenme konulu eğitim verildi. Elazığ İl Sağlık Müdürlüğü ve İl Milli Eğitim Müdürlüğü işbirliğinde, Genç Osman İşitme Engelliler Okulu öğrencilerine yönelik Dünya Diyabet Günü kapsamında "Sağlıklı Beslenme ve Diyabet" konulu etkinlik düzenlendi. Öğrencilere; sağlıklı beslenme, fiziksel aktivite ve diyabet konusunda yapılan sunumlarla çeşitli bilgiler verilerek bilgilendirme broşürleri dağıtıldı. Okulda görev yapan öğretmenlere kan şekeri ölçümü yapıldı.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 10:48
Akciğer kanserinde erken teşhis hayat kurtarıyor
Kasım ayı boyunca uzmanlar tarafından, "Akciğer Kanseri Farkındalığı"nın önemine dikkat çekiliyor. Kartal Lütfi Kırdar Eğitim ve Araştırma Hastanesi Göğüs Cerrahisi Uzmanı ve Başhekim Prof. Dr. Recep Demirhan da, erken teşhis ve doğru tedavi yöntemleriyle akciğer kanserinde hayat kurtarıcı sonuçlar elde edildiğini dile getirirken, "Akciğer kanserinde en büyük etken kesinlikle sigara içilmesi" dedi.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 10:47
Erzurum’da sağlıkta "Misafir anne" uygulaması
Erzurum’da kış ayları ile birlikte anne ve bebek ölümlerini azaltmak için önceki yıllarda başlatılan" "Misafir Anne Uygulaması" devam ettiriliyor. Gebe Misafirhanesi Erzurum Şehir Hastanesi’nde hizmet veriyor. Sağlık Bakanlığı, ülke genelinde bazı bölgelerde kış aylarının olumsuz hava koşulları, ulaşımı zaman zaman imkânsız hale getirmesi ve bütün çabalara rağmen kimi zaman doğum eylemi yaklaşmış ya da başlamış olan annelerin, ilgili sağlık kurum ve kuruluşlarına ulaşmasında yaşanabilecek olumsuzlukları önlemek amacıyla 16.04.2008 tarih ve 2008/29 sayılı Anne Ölümleri Genelgesi ile anne ve bebek ölümlerini azaltmak için "Misafir Anne Uygulaması" başlatmıştı. "Anne ölümlerine neden olan ikinci gecikmeler engellenecek" Erzurum Vali Yardımcısı Didem Dinç Özay imzasıyla konu ile ilgili yayınlanan yazıda, "Bahse konu uygulama kapsamında tahmini doğum tarihine son 10 gün kalan gebelerin doğum yapabilecekleri uygun merkezlere (hastane, kamu misafirhanesi, akraba yanı) nakledilerek güvenli ortamda doğumlarının yaptırılması sağlanmaktadır. Bu hizmet ile merkezden uzak bir yerde ikamet eden gebelerin hastaneye ulaştırılarak gerekli sağlık ve sosyal desteği alması, özellikle hava ve yol şartları, maddi yetersizlik ve sosyal nedenler vb. annelerin sağlıklarını tehdit edebilecek durumlara karşı gerekli önlemlerin alınması ve güvenli ortamda doğumlarının yaptırılması sağlanmaktadır. Bu uygulama ile anne ölümlerine neden olan ikinci gecikme yani sağlık hizmetine ulaşımda gerçekleşen engellerde rol alan faktörlere çözüm sağlamakta olup, kış koşullarının yaklaşması ve illerde programı yürüten ekiplerin değişmiş olma ihtimaline karşın programa ilişkin yapılması gerekenleri hatırlatıcı olarak Bakanlığımız tarafından gönderilen "Kışa Hazırlık Bilgi Notu" ile tanıtılmaktadır" denildi. Gebeler 10 gün kala aranıyor Söz konusu uygulamada; aile hekimi tarafından gebeye uygulama ile ilgili bilgi verildiği ve daveti kabul eden gebelerin tahmini doğum tarihine son 10 gün kala toplum sağlığı merkezi ilçe sağlık müdürlüğünce arandığı belirtilerek şöyle devam edildi, "Acil sağlık hizmetleri tarafından Gebe Misafirhanesine ulaşımı sağlanmaktadır. Gebe Misafirhanesinde konaklama ve verilen hizmetler ücretsiz olup, gebe gün boyunca sağlık personeli tarafından takip edilmektedir. Gebe Misafirhanesi Erzurum Şehir Hastanesi B Blok 8. Kattadır. Anne ve bebek sağlığının korunması hakkında kadınların desteklenmesi, ücretsiz sağlanan bu sağlık hizmetinin duyurulması amacıyla kurumunuzda görev yapan personele Misafir Anne Uygulaması ve Gebe Misafirhanesi hakkında bilgi verilmesi."
24 Kasım 2025 Pazartesi - 10:44
Uzmanından, "Aç değilim ama elim pakete gidiyor" diyenlere 3 saniye kuralı
Pek çok kişi açlık hissetmediği halde akşamları televizyon karşısına geçtiğinde abur cubur atakları yaşayabiliyor. "Hatta farkına varmadan mutfağa gidip tatlı yeme ihtiyacı hissedebiliyor. Bu da kilo alımına ve sağlıksız beslenme alışkanlıklarının edinilmesine neden oluyor" diyen Uzman Diyetisyen Ayça Sena Yılmaz, yeme ataklarının sebepleri ve bunun çözüm yolları hakkında bilgi verdi. Sürekli bir şeyler yeme isteği hemen hemen herkesin başına gelen bir deneyim olsa da genellikle günlük yaşamın istenmeyen bir parçası haline gelebiliyor. Hatta birçok kişi işlenmiş gıdaları, abur cubur ürünlerini azaltmaya çalışırken daha çok yeme eğilimine girebiliyor. Medicana Ataköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Uzman Diyetisyen Ayça Sena Yılmaz, yiyecek tüketimini sınırlandırmak ve kontrol edebilmek isteyenlerde bu nedenle kaygı oluşabileceğini söyledi. Stres de sürekli atıştırma sebebi olabilir Bazen kişilerin yeme eğiliminde olduğunda psikolojik olarak da rahatsız hissedebileceğine değinen Yılmaz, "Yiyecek isteği zayıflık işareti değildir, beynin hem beslenme hem de psikolojik ihtiyaçlara verdiği yanıttır. Yani sürekli elimizin paketli gıdalara gitmesi aslında bedenin değil, zihnin otomatik bir tepkisi olabilir. Yeterince yememek, belirli yiyecekleri kısıtlamak veya yemekler arasında uzun boşluklar bırakmak ve psikolojik nedenler, stres, duygular ve karşılanmamış ihtiyaçlar sürekli olarak bir şeyler yemenin nedenleri arasında sayılabilmektedir" şeklinde konuştu. Önce düşüncelerinizi fark edin Bu tür durumlarda genelde kişilerin açlık hissiyle abur cubura yöneldiğine dikkat çeken Uzm. Dyt. Yılmaz, "Aslında açlık hissedildiğinde durumun fiziksel mi duygusal mı olduğunu anlayabilmek, bu davranışın kontrolünü ele almayı sağlayabilir. Bu nedenle sağlıklı beslenmenin temelinde önce düşünme biçimini değiştirmek yer alır. Otomatik olarak besinlere el uzatma davranışını kırmanın ilk kuralı düşünceleri ve durumu fark etmekle başlar. Yani bir şey yemeden önce bunun açlıktan mı yoksa stresten mi kaynaklandığını ayırt etmek faydalı olabilmektedir. Bir şeyi yemeden önce kendinize 3 saniye verin ve durumun ne olduğunu anlamaya çalışın" dedi. Kısa bir nefes egzersizi yapın Verilen 3 saniyeden sonra yeme davranışının yerine farklı bir alternatif konulabileceğini ifade eden Uzm. Dyt. Ayça Sena Yılmaz, "Örneğin kısa nefes egzersizleri gibi 1-2 dakika yönlendirme ile dürtünün geçmesi sağlanabilir. O sürede su içmek bile o otomatik isteğin hızla azalmasına yardımcı olacaktır. Çevrede düzenlemeler yapılabilir. Bu dönemde çok kolay ulaşılabilen zararlı yiyecekleri çevreden kaldırmak faydalı olabilir. Düzensiz öğün yapmak yetersiz proteinden kaynaklı beslenme stili de açlık tetikleyebilir. Kişiler kendisine ‘Bunu yememeliyim’ diyerek besin yasağı koymamalıdır. Çünkü bu davranış biçimi açlık isteğini daha da güçlendirebilir. Yani yeme ataklarını önlemek için önce ‘Dur, fark et’ davranışı benimsenmeli, 1-2 dakika nefes egzersizi yapılmalı, sonrasında su içilmeli. Bu noktalar gerçekten açlık mı çekiliyor yoksa sıkıntıdan mı yeniyor kısmında yardımcı olabilir. Bunun yanında öğünlerde yeterli protein ve lif alarak dengeli beslenmeli. Zaten dengeli ve sağlıklı beslenildiğinde eğer altta yatan daha farklı bir tıbbi sebep yoksa açlık atakları kendiliğinden sona erecektir" ifadelerini kullandı.
24 Kasım 2025 Pazartesi - 10:37
Doktorların 17 yıl önce "ameliyat olmazsa ölür" dediği çocuk doğru teşhisle hayata tutundu
Gaziantep’te beynindeki sıvı birikmesi nedeniyle doktorların "ameliyat olmazsa ölür" dediği ve 10 günlük bebekken Adana’daki Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen’in kontörlünde ilaç tedavisi uygulanan Hasan Hüseyin İzgünden bugün 17 yaşında ve üniversiteye hazırlanıyor. Hasan Hüseyin İzgünden, bundan 17 yıl önce Gaziantep’te dünyaya geldi. İzgüden için bazı doktorlar hidrosefali yani beyinde su toplaması teşhisi koyup "ameliyat olmazsa ölür" dedi. Bunun üzerine dede Hüseyin Erdoğan torununu kurtarmak için arayışa girdi. Gaziantep’te bir çok hastane ve doktora götürdü nereye gittiyse ameliyat olması gerektiği söylendi. Dede Erdoğan son olarak torununu daha önceden tanıştığı Adana’daki Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen’e getirdi. Prof.Dr.Şen’in kontörlünde ilaç tedavisi uygulanan İzgünden, büyüdü 17 yaşına geldi. "İlkokul ile ortaokulu birinciliklerle tamamlayan genç, şimdi de üniversiteye hazırlanıyor" Süreçle ilgili bilgi veren Beyin, Sinir ve Omurilik Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Orhan Şen, "17 yıl önce, 10 günlük bebekken annesi ve dedesi tarafından bana getirildi. Doğar doğmaz doktorlar ameliyat önermişler. Hidrosefali nedeniyle beyinde su toplanması var, bu nedenle acil ameliyat etmemiz gerekiyor yoksa ölür demişler. Gaziantep ve Adana’da farklı yerlere götürmüşler. Genel olarak hep ameliyat demişler. Ben muayenesini yaptım ve bıngıldak denilen yere baktığımda normal bombelikteydi. Anneye sordum, normal dururken kusma var mı? diye. ‘Hayır, yemek yerken kusma oluyor’ dedi. Muayeneye devam ettiğimde çocuğun klinik tablosu, nörolojik muayenesi ve filmi birbiriyle uyumlu değildi. Bunun üzerine acil ameliyat gerekmiyor, izleyelim. dedim. Bıngıldakta bombe olursa ve arka arkaya kusma olursa o zaman ameliyatını yaparız dedim. Normalde ilk anne karnındayken gelişen süreçte olan bir olay. Radyolojik olarak çocuğun doğar doğmaz bu bulguyu görmemiz, hepsinin aktif hidrosefali olduğu anlamına gelmiyor. Bazen yeni doğanlarda olan ufak kanamalardan kaynaklanabiliyor" dedi. Sözlerini sürdüren Prof.Dr. Şen "Bizim çocuğumuzda, anne karnında yaşanan bir süreç olduğu için beyine ekstra bir baskı uygulamıyordu. Beyin buna göre gelişmişti. Anne, bizim söylediğimizi tercih etti. O tercihin üzerine şu an 17 yıl geçti. 17 yaşında ve ilkokul ile ortaokulu birinciliklerle tamamlayan genç, şimdi de üniversiteye hazırlanıyor. Bizim burada asıl amacımız, özellikle genç meslektaşlarıma sesleniyorum: Hidrosefali tanısı konulan her çocuk acil ameliyatlık değildir. Bazen arrest hidrosefali olabilir ve şant takmak gerekmiyor. İzlemekte fayda var. Her müdahale cerrahi müdahale değildir. Doğruyu söyleyip göstermek en güzel müdahaledir" diye konuştu. "Avukat olmak istiyorum" 17 yaşında olan Hasan Hüseyin İzgüden, "Üniversite sınavına hazırlanıyorum. Umarım hocamızın kızı gibi ben de avukat olabilirim. Ameliyat olsaydım belki şu an bu durumda olmayabilirdim. İyi ki ameliyat olmamışım, iyi ki hocamızla tanışmışız. Ameliyat olsaydım kafamda şant takılı olacaktı, hayat daha da zor olacaktı. İyi ki takılmamış ve bugünlere gelmişim" diye konuştu. Dede Hüseyin Erdoğan ise, "Bundan 17 yıl önce torunum doğduğunda ‘ameliyat yapılması gerekiyor, yoksa ölür’ dediler. Ben de Orhan hocayla telefonda görüştüm. Daha sonra buraya getirdik. Orhan hoca muayene etti ve herhangi bir cerrahi müdahale yapılmadan, ‘Birkaç gün daha bekleyelim, beyinde su toplama olursa ameliyata alırız’ dedi. Çok şükür o da olmadı. O gün Orhan hocamla tanışmamızın meyvesini aldık. Bugün torunum 17 yaşında ve üniversiteye hazırlanıyor" ifadelerini kullandı.
Daha Fazla Yükle
GERİ BİLDİRİM
Geliştirme sürecine katkıda bulunmak için lütfen sitede karşılaştığınız hataları bize bildirin.
Gönder