YEREL HABERLER - 26 Nisan 2012 Perşembe 18:41

SATSO NİSAN AYI MECLİS TOPLANTISI

A
A
A
SATSO NİSAN AYI MECLİS TOPLANTISI

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası Nisan Ayı Meclis Toplantısı Meclis Başkanı Adnan Borazancıoğlu başkanlığında yapıldı.
Toplantıya geçmeden önce konuşan Meclis Başkanı Adnan Borazancıoğlu, `` 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı`nın 92. Yılının kutluyor olmamız sebebiyle aramızda misafirler de var. Geleceğin neslini bugünden hazırlıyoruz ve onları her zaman önemsiyoruz`` diyerek Işık Lisesi Erden Erdoğan, Talat Ayhan Okulu`ndan Betül Kiler, Yazlık Yunus Emre İÖ. Okulu`ndan Kadriye Özbek`I kürsüye davet etti.
Borazancıoğlu, SATSO Eski Başkanlarını da kürsüye davet ederek konuklara hediye takdiminde bulundular.
Yoklama ve gündem maddelerinin oylanmasının ardından 1074 nolu meclis oturumuna ait tutanağın görüşülmesi ve tasvibi ile Mart ayı kati mizan ve ekleri ile Hesapları İnceleme Komisyonu Başkanlığının bütçe izleme raporunun müzakeresi ve tasdiki oy birliği ile kabul edildi.
Hesapları inceleme Komisyonu Başkanı Necmi İbil`in bütçe izleme raporunu sunumunun ardından kürsüye gelen Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul Yönetim Kurulu`nun aylık faaliyetleri ile ilgili açıklamalarda bulundu.
Kösemusul konuşmasında şunları dile getirdi: ``Geçen hafta 23 Nisan Ulusal Egemenlik Haftası`nı kutladık. TBMM`nin kuruluşunun 92. Yılı ve 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı tüm ulusumuz adına büyük bir gündür. Bağımsızlık ve egemenlik vazgeçilmez değerlerimizdir. Her zaman dile getirdiğimiz gibi yenidünya düzeninde bağımsızlık ve özgürlük temelinde bilim, sanayi ve ekonomi alanında verilen savaşlarla elde ediliyor. Bilgiye ve ekonomiye hükmeden dünyaya da hükmediyor. Biz de dünya üzerinde rekabet edebilmek için ulus olarak Atalarımızdan miras kalan bir ruhla ilerlemeliyiz. 23 Nisan kutlamaları ilimizde oldukça görkemliydi. Kutlamalar kapsamında 8`inci Uluslararası Halk Oyunları Şöleni delegasyon yetkililerini SATSO`da ağırlarken oldukça etkilendik. Şu anda konuğumuz olan çocuklarımız nezdinde bir kere daha ulusal egemenlik bayramı kutlu olsun diyorum. İthalatın yüzde 70`inin gerçekleştirildiği demir çelik, otomotiv, makine, tekstil, kimya, tarım ve gıda sektörlerinde uygulanacak stratejik teşvikler büyük ölçekli yatırımları özendirecektir. İş dünyasının önceki teşvik paketlerinde rahatsızlığını hissettiği bölgesel teşviklerden ziyade bu yeni pakette il bazlı teşviklere yer verilmesi özellikle yararlı olacağına inandığımız bir nokta. Sakarya 2nci bölgede ancak, Stratejik yatırımlar adı altındaki sektörlere, eğitime, yük ve yolcu taşımacılığına, madenciliğe ve bazı turizm bölgelerine yapılan yatırımlar nerede olursa olsun 5`inci bölge gibi desteklerden yararlanabilecek. Bu madde Sakarya`da oluşmasını istediğimiz yatırımlar için önemli teşvik olacak.``
Kösemusul son olarak şunları kaydetti: ``Yeni teşvik yasasından yararlanılarak Sakarya ve bölge ekonomisinin gelişimi, şehrin kalkınması, yatırıma dayalı istihdamın artırılmasının sağlanması adına bölgenin ve yatırımcının ihtiyaçlarını tespit etmek, buna dair çözüm önerilerini saptamak için toplantılar yaptık. Söz konusu yeni teşvik paketi ile yatırımcı ve iş dünyasının önündeki belirsizliklerin imzalanması sonrası çözüleceğini düşünüyor ve bu teşviklerden Sakarya`nın maksimum seviyede yararlanmasını ümit ediyorum. Bilim Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Bakan Ergün Yeni teşvik sisteminin otomotiv sektöründe büyük yatırımlar kapsamında ve stratejik sektör olarak çok geniş bir alanı etkilediğini belirtti. Sakarya`da TÜVASAŞ ve Eurotem ilgili çalışmaları Ankara`da Ulaştırma Bakanımız Binali Yıldırım ile birlikte Sakarya milletvekillerimiz, Sakarya Valisi Mustafa Büyük, milletvekilimiz, kaymakamımız ve belediye başkanlarımız ile değerlendirdik.
Burada önemli olan ülkemizin devletimizin milletimizin menfaatleridir. Sakarya`da Raylı Sistemler Organize Sanayi Bölgesi`nin kurulması, bölge ve ülkenin sürdürülebilir kalkınmasında önemli katkı sağlayacaktır. Raylı sistemler ve raylı sistemler yan sanayinin yerlileştirilmesi, yenilikçi ve rekabetçi anlayışla ihtisas alanı olarak kümelenmesi Sakarya`ya ve ülkeye büyük kazanımlar getirecektir. Üretimin yüzde 50`sinin yerli olması şartının aranacak olması nedeniyle vagon, EMU ve DMU üretiminde Sakarya`nın en avantajlı il ve cazibe merkezi olarak ortaya çıkıyor
SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul`un ardından kürsüye gelen Yönetim Kurulu Üyesi ve Çevre Komisyonu Başkanı M.Önol Taşöz ilimizde kurulması planlanan Çimento Fabrikası ile ilgili olarak Çevre Komisyonu adına değerlendirmelerde bulundu. Taşöz, ``Hiçbir şey için geç kalınmış değildir`` diyerek Daha önce Geyve`de kurulması düşünülen çimento fabrikası ile ilgili 2010 yılından beri görüşmelerin devam ettiğini ve daha sonar vazgeçildiğini ifade etti.
Son zamanlarda farklı bir firma tarafından Darı Çayırı`nda kurulması planlanan Çimento Fabrikası`nı yetkilileri ile de geçtiğimiz yıldan itibaren çeşitli defalar toplantılar düzenlendiğini ancak Çevre Komisyonu olarak fabrikanın çevreye zarar vermeyeceği konusunda ikna olmadıklarını belirten Taşöz `` Biz bu süreci bir yıldır takip ediyoruz. İlgili firma yetkilileri ile yapılan görüşmelerde kendileri, Sakarya`nın yılda 850 bin ton çimento tükettiği ve bu ihtiyacı il dışından karşılaması sebebiyle iktisadi bir çıktı oluştuğunu ifade ettiler. Yetkililer ayrıca İstanbul gibi büyük bir pazara yakınlığı itibariyle çok önemli bir konumda bulunduğunu dile getirdiler. İstanbul`un ilgili ürün ihtiyacının %60`ının dışarıdan karşılanması sebebiyle Sakarya için büyük bir Pazar olacağı ve 250 kişilik bir istihdamın oluşacağı ifade edildi. Ancak verilen bilgiler ve işleyiş şemasına göre otomasyona dayalı bir fabrika olması sebebiyle 250 kişilik bir istihdam çok da gerekli değil. Ayrıca Sakarya merkez alınırsa 200 km`lik alanda 5 adet çimento fabrikası yer alıyor. Bu açıdan çok rantable değildir ve çevre konusunda çekinceler mevcuttur. Türkiye`de çimento üretimi konusunda üretim fazlası vardır. Ülkemizde şu anda 44 çimento fabrikası var. Enerji maliyeti sebebiyle kömür yakarak ihtiyaç karşılanacak ve Sakarya`nın toprak yapısı üretim maliyetlerini oldukça düşüren bir unsurdur. 110 kilo kömür yakmak zorundalar bir günde. Bunun için tehlike atık ve bertaraf tesisi kurmaları gerekirken kurmayacakları bilgisini de edindik. Bu da çevreye oldukça ciddi zararlar vermektedir.
Taşöz Çimento Fabrikası`nın ilimizde kurulmasının oldukça zarar vereceğini dile getirerek konu ile ilgili meclis üyelerine detaylı bilgi vererek ``Kirli sanayi Avrupa`dan Doğu`ya doğru giderek itilmektedir. Türkiye, Marmara, Sakarya`nın bir karbbon potası olacak. Bu konu hakkında SATSO`nun ve Çevre Komisyonu`nun görüşleri böyledir`` dedi.
Önol Taşöz`ün konuşmasının ardından Yönetim Kurulu`nun faaliyetleri çerçevesinde görüşlerini bildirmek üzere kürsüye gelen Meclis Üyesi Bülent Yılmaz, çimento sanayinin önemine değinerek ``çimento fabrikası rantable bir yatırımdır ve günümüzde son teknoloji ile faaliyet gösteriyor. Çimento Fabrikası zararlı ise de bir formulü olması lazım bazı çözümler önerilebilir`` dedi. Yılmaz, Enerji santrallerine örnek vererek çevreye zarar verdiğini ancak teknoloji açısından gerekli olduğunu ifade etti.
Meclis Üyesi Ahmet Aygün ise ``şehrimiz sanayileşsin istiyoruz hem de teknolojiye karşı çıkıyoruz. Tedbiri mutlaka alınmıştır bu yatırımlar gerekli`` diyerek tarım alanlarının imara açılması konusunun da ciddi bir konu olduğunu şehre aynı zararı verdiğini dile getirdi. Aygün teknolojiye karşı çıkmayalım, çimento fabrikasının ciddi maliyetli bir yatırım olması sebebiyle çevreye zararlı etkilerini ortadan kaldıracak tedbirlerin de ortadan kaldırılacağını dile getirdi.
Meclis Üyesi Mehmet Yılmaz da, Darı Çayırında yapılması planlanan arazinin TİGEM arazisi ile çok yakın mesafede olduğunu belirterek ``bu fabrika buradaki tarım alanını ne kadar önlem alınırsa alınsın etkileyecek`` dedi. Yılmaz SATSO önderliğinde bu konunun tekrar ele alınarak gündeme getirilmesi ve bir netice alınması gerektiğini ifade etti.
Konu ile ilgili değerlendirmelerde bulunan SATSO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Kösemusul SATSO olarak meclis üyelerinin görüşlerini almadan hiç bir konuda bir karara varmadığını ve sağlıklı bir ortamda tüm meclis üyelerinin görüşlerini belirtmesinin doğal olduğunu dile getirdi. Kösemusul ``. Çevre Komisyonunun hazırladığı bir raporu kimseyi kırmadan meclis üyelerine sunduk. Bu konuda olduğu gibi her konuda aynı metotları uyguladık. Konuyu olgunlaştırıp meclis üyelerinin fikirlerini almadan hareket etmiyoruz. Bu konuyu da görüşler doğrultusunda daha sonra karara bağlayacağız`` dedi
Konu yeterince müzakere edildikten sonra Kaynarca OSB Müteşebbis Heyeti`ne seçilen adaylar oylanarak kabul edildi.
Gündem maddeleri arasında yer alan SATSO tarafından vakıf kurulması ile ilgili bilgi verildi. Sakarya`da kurulması planlanan ve Bursa`da modeli yapılmış olan mesleki eğitim merkezi ile ilgili açıklama yapana Kösemusul vakfın kurulması ile ilgili detaylı çalışmaların hazırlıkların yapılmasının ardından sonraki meclis toplantısında mecliste görüşülerek yetki isteneceğini ifade etti.
Konu ile ilgili Bursa modelini anlatan filmin izlenmesinin ardından gündem maddesi ile ilgili söz alan Kenan Taçyıldız, Birol Öner, Mustafa Kösemusul projenin çok heyecan verici ve olumlu olduğu üzerine değerlendirmelerde bulundular.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Faslı yolcunun ölümüne neden olan taksiciye 9 yıla kadar hapis talebi Beyoğlu’nda taksiye binmek için el kaldıran Fas uyruklu Jamal Doumane’yi taksiye almadığı, bunun üzerine aracın bagaj kısmına vuran Doumane’yi inip darp sırasında yere düşürerek ölümüne neden olduğu iddia edilen taksicinin yargılandığı davada mütalaa açıklandı. Savcılık, sanığın haksız tahrik indirimi ile 9 yıla kadar hapis cezasına çarptırılmasını talep etti. Ölen Doumane’nin ailesi ise sanığın tahliye edildiğini düşünerek mahkeme başkanına saldırmak istedi. Beyoğlu’nda taksiye binmek için el kaldıran Fas uyruklu Jamal Doumane’yi taksiye almadığı ve bunun üzerine aracın bagaj kısmına eliyle vuran Doumane’yi inip darp sırasında yere düşürerek ölümüne neden olduğu iddia edilen taksici Doğan Güç’ün yargılanmasına devam edildi. İstanbul Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuklu sanık Doğan Güç ile taraf avukatları hazır bulundu. Duruşmaya ölen Jamal Doumane’nin eşi ile kızı da ‘müşteki’ sıfatıyla katıldı. “Yerlerde sürünecek haldeyiz” Duruşmada beyanda bulunan ölen Doumane’nin eşi Fatima Krib, mahkemeye güveninin sonsuz olduğunu söyleyerek, “Eşim öldükten sonra evimin geçimini nasıl sağlayacağım bilemiyorum. Yerlerde sürünecek haldeyiz. Çocuklarım intihara kalkıştılar. Sanığın 10 veya 20 yıl değil müebbet almasını istiyoruz” dedi. Mütalaa açıklandı Duruşmada esasa ilişkin mütalaasını açıklayan Cumhuriyet Savcısı, olay günü Jamal Doumane’nin taksi sürücüsü olan sanık Doğan Güç’e araçla yanından geçtiği sırada binmek amacıyla el salladığı, sanığın durmadan devam ettiği sırada Doumane’nin aracın bagaj kısmına vurduğu ve kısa süre sonra sanığın aracı sağa çekerek araçtan indiği anlatıldı. Sert bir şekilde ittirerek yere düşürdüğü ve ölümüne neden olduğu belirtildi Açıklanan mütalaada, sanığın araçtan inerek direkt olarak Doumane’ye saldırdığı, Doumane’nin boğazını sıktığı ve tekme attığı sırada sert bir şekilde ittirmesiyle Doumane’nin yere düştüğü, bu şekilde hayatını kaybetmesine neden olduğu kaydedildi. Mütalaada, sanığın kastının ölüme yönelik olmadığı, yaralama kastıyla hareket ettiği, taraflar arasındaki kavganın başlamasına maktul Doumane’nin seyir halinde olan ve sanığın kullanımında bulunan taksiye vurması üzerine başladığı belirtildi. Haksız tahrik indirimi ile 9 yıla kadar hapsi talep edildi Mütalaada, sanık Doğan Güç’ün haksız tahrik altında ‘kasten yaralama sonucu ölüme neden olma’ suçundan 6 yıldan 9 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılması talep edildi. “Çok pişmanım” Açıklanan mütalaaya karşı savunma yapan sanık Güç pişman olduğunu söyleyerek, “Karşı taraftan özür diliyorum. Böyle olsun istemedim. Çok pişmanım. Tahliyemi talep ediyorum” ifadelerini kullandı. Sanığın tahliye edildiğini sanan aile, mahkeme başkanına saldırmak istedi Mahkeme Başkanı, sanığın savunmasını tutanağa geçirdiği sırada ölen Doumane’nin müşteki eşi ve kızı, sanığın tahliye edildiğini düşünerek duruma tepki gösterdi. Bulunduğu yerden Başkanın olduğu alana geçmek isteyen Doumane’nin kızı Chaimae Doumane’yi salonda bulunan güvenlik görevlileri engelledi. Daha sonra müşteki aile duruşma düzenini bozdukları gerekçesiyle duruşma salonundan dışarı çıkarıldı. Tutukluluk halinin devamına hükmedildi Ara kararını açıklayan mahkeme, sanık Doğan Güç’ün tutukluluk halinin devamına ve taraf avukatlarına açıklanan mütalaaya karşı savunma hazırlayabilmeleri için süre verilmesine hükmederek duruşmayı erteledi. İddianameden İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca hazırlanan iddianamede, şüpheli Doğan Güç’ün ‘kasten yaralama sonucu ölüme neden olma’ suçundan 8 yıldan 12 yıla kadar hapis cezasına çarptırılması talep edildi.
Hatay Depremde ayakta kalmayı başaran altından yol geçen cami, görünümüyle dikkat çekiyor Hatay’da altından araç ve yaya geçebilen yol bulunan cami, depremde yıkılmayarak ayakta kalmayı başardı. Yıllara meydan okuyan cami, görünümüyle de görenlerin dikkatini çekiyor. Asrın felaketinde Hatay’da binlerce binanın yanında camilerde yıkılmıştı. Sayılı sağlam caminin kaldığı Antakya ilçesinde ayakta kalmayı başaran camilerden biri de Narlıca Mahallesi’nde bulunan Merkez Camii oldu. Depremde minaresi zarar gören caminin dikkat çeken özelliğiyse altından yol geçiyor olması. Yıllara meydan okuyan ve altından yaklaşık 2 metre yüksekliğinde, 1 metre 80 santim genişliğinde yol geçen cami, görünümüyle dikkat çekiyor. Bölge halkı evlerine gitmek için araçlarıyla ve yaya olarak caminin altından geçen yolu kullanabiliyor. "Yıllardan beri altından yol geçiyor" Narlıca Mahallesi’nde yaşayan Cuma Bulut, depremde zarar gören minarenin tadilatının devam ettiğini belirterek, "Ben doğma, büyüme buralıyım. Burası Narlıca Merkez Camii. Yıllardan beri altından yol geçiyor. Deprem dolayısıyla minaresi zarar gördü, kendi yıkılmadı. Minarenin tadilatı var. Altından araçta geçiyor" dedi. "Bu tür yapıları sadece Karadeniz’de görüyorduk" Hataylı gezgin Kemal Korkmaz, yürüyüş yaptığı esnada görünümüyle dikkat çeken camiyi fark ettiğini belirterek, "Dün buraya gezi yaptım, böyle ilginç bir yapı gördüm. Ardından da ilginç yapının fotoğrafını çektim. Çok güzel, ilginç duruyor. Bu tür yapıları sadece Karadeniz’de görüyorduk. Burayı da görmüş olduk ilginç duruyor, beğendim. Depremde zarar görmedi, sadece minaresi hafif zarar gördü" ifadelerini kullandı.
Hatay 60 yaşından sonra fırçayı eline alan vatandaşlar ortaya sanat eserleri çıkardı Hatay’ın İskenderun ilçesinde 60 yaş üstü vatandaşlar tarafından ortaya çıkarılan sanat eserleri vatandaşların beğenisine sunuldu. Hatay Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürlüğü bünyesinde Antakya ilçesinde hizmet veren Gündüzlü Bakım ve Aktif Yaşam Merkezi, depremi yaşayan 60 yaş üstü vatandaşları hayata tutundurdu. Depremin ardından zor günler geçiren 60 yaş üstü vatandaşlar, ilerleyen yaşlarına rağmen sanattan geri kalmadı ve hayatlarında ilk kez ellerine aldıkları fırça ile ortaya eşsiz eserler çıkardı. Ortaya çıkarılan eserler, İskenderun ilçesinde bulunan bir alışveriş merkezinde düzenlenen sergide vatandaşların beğenisine sunuldu. Hatay Gündüzlü Bakım evi Aktif Yaşam Merkezi Sorumlusu Ali Dalioğlu, "Aktif Yaşam Merkezimiz, huzurevine bağlı bir merkez, Türkiye’de 6 ilde pilot bölge olarak açılmış bir merkez. Depremden önce Ocak ayında fiili olarak çalışmalarımıza başladık, aktif yaşam merkezinde. Deprem sebebiyle de maalesef 3 ay ara verip tekrardan Haziran ayında tekrardan merkezimizi faaliyete geçirdik. Buradaki amacımız aktif yaşam merkezinde 60 yaş üstü kendine bakabilen herhangi bir ruhsal rahatsızlığı olmayan yaşlıları, tükenmişlikten çıkarıp üreterek hayata bağlayabilmek. Şu an Aktif Yaşam Merkezimize 72 tane aktif yaşlımız geliyor. Merkezimizde; resim, ahşap boyama ve takı tasarım kurslarına katılıyorlar. Bugün İskenderun’dayız şu an yaşlılarımızın yaptığı çok güzel eserleri gördünüz. Amacımız bu eserleri başkalarına da beğendirmek, yaşlılarında bir şeyler yapabildiğini herkese gösterebilmek. Merkezimizdeki yaşlılar hayatları boyunca belki ellerine fırça almamış, fırça darbesi vurmamış, herhangi bir el becerisi olmamış kişilerdi ama çok şükür bize o yeteneklerini belki 70 yaşından sonra ortaya çıkarttık. Sonra da ortaya böyle güzel eserler çıkarttılar ve şu an bunları burada sergiliyorlar” ifadelerini kullandı. 6 Şubat depremlerinde 8 kaybı olan ve Aktif Yaşam Merkezinde yeniden hayata tutunan 80 yaşındaki Kamuran Koyuncuoğlu, "Çok ağır şeyler yaşadım bana hiç onu sorma, benim aileden 8 tane kaybım var. Buraya evden çıkıp gelişimiz bizim için bir ilaç kadar önemli orada arkadaşlarla muhabbetimiz oluyor sohbetlerimiz oluyor, boya yapıyoruz, örgü ve boncuk işi yapıyoruz teselli oluyoruz" şeklinde konuştu. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı dolayısıyla gerçekleştirilen sergi açılışının ardından vatandaşlara konser verildi.
Balıkesir Cihat Yaycı Balıkesir Üniversitesinde "Mavi Vatan"ı anlattı Mavi Vatan doktrinini geliştiren ilk kişilerden birisi olan Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Balıkesir Üniversitesinde gerçekleştirilen konferansta; “Mavi Vatan” doktrini çerçevesinde Türkiye için denizlerdeki mücadelenin önemini anlattı. Balıkesir Üniversitesinde Gençlik Haftası Bilim, Kültür, Sanat ve Spor Etkinlikleri kapsamında Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı’nın konuşmacı olduğu Mavi Vatan ve Coğrafya başlıklı bir konferans düzenlendi. Konferans BAÜN Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Şehit Polis Fethi Sekin Konferans Salonu’nda düzenlendi. “Denizlerdeki mücadele, gelecek mücadelesidir” Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan konferansta konuşan Müstafi Tümamiral Doç. Dr. Cihat Yaycı, Mavi Vatan doktrini çerçevesinde denizlerdeki mücadelenin Türkiye için önemine dikkat çekti. Türklerin köklü tarihi boyunca denizci bir toplum olduğunu belirten Doç. Dr. Cihat Yaycı, denizlerin sahip olduğu kaynaklar ile bitmek tükenmek bilmeyen bir zenginlik olduğunu dile getirdi. Yaycı, Türkiye için denizlerdeki mücadelenin sadece bir su mücadelesi olarak görülmemesi gerektiğini, ortaya konulan mücadelenin gelecek mücadelesi olduğunu vurguladı. Türkiye’nin denizlerdeki egemenlik alanı ve münhasır ekonomik bölge kavramlarının da altını çizen Türk Denizcilik ve Global Stratejiler Merkezi Başkanı Doç. Dr. Cihat Yaycı, konferansta Mavi Vatan ve Gök Vatan kavramları ile Coğrafya konularında da paylaşımlarda bulundu. Konferans, soru-cevap bölümünün ardından Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu ve Balıkesir Üniversitesi Rektör Prof. Dr. Yücel Oğurlu tarafından Doç. Dr. Cihat Yaycı’ya çiçek ve hediye takdimi ile sona erdi. Düzenlenen konferansa; Balıkesir Valisi İsmail Ustaoğlu, İl Jandarma Komutanı Tümgeneral Nurettin Alkan, Balıkesir Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yücel Oğurlu, İl Emniyet Müdürü Hasan Yiğit, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Cevdet Avcıkurt ve Prof. Dr. Murat Doğdubay, senato üyeleri, Altıeylül Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Karakaş, sivil toplum kuruluşları yöneticileri, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı.