EKONOMİ - 18 Kasım 2025 Salı 15:37

Murzioğlu: "170 ülkeye ihracat yapan, 11 organize sanayi bölgesi bulunan güçlü bir üretim şehriyiz"

A
A
A
Murzioğlu: "170 ülkeye ihracat yapan, 11 organize sanayi bölgesi bulunan güçlü bir üretim şehriyiz"

Samsun Ticaret ve Sanayi Odası (TSO) yönetimi, Polonya ile karşılıklı iş birliği ve ticareti artırmak, yeni iş imkanları sağlamak amacıyla Varşova’da iş forumu düzenledi ve bazı temaslarda bulundu. Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, Samsun’un lojistik ve üretim kapasitesine dikkat çekerek, "170 ülkeye ihracat yapan, 11 organize sanayi bölgesi bulunan güçlü bir üretim şehriyiz" dedi.


Samsun TSO Avrupa İşletmeler Ağı Projesi kapsamında, proje ortağı KOSGEB iş birliğinde Polonya’nın başkenti Varşova’ya üç gün süren çalışma gezisi düzenledi. Samsun TSO heyeti ilk olarak Samsun-Varşova İş Forumu’nda Polonyalı iş insanlarıyla bir araya geldi. Polonya Ticaret Odası’nda Türkiye Cumhuriyeti Varşova Büyükelçisi Rauf Alp Denktaş, Polonya Türkiye İş Konseyi Başkanı Büyükelçi Jerzy Drod, Polonya-Türkiye Ticaret Odası Başkanı Marek Nowakowski’nin de katıldığı forumda iki ülke arasındaki ticari potansiyelin geleceğine dair önemli mesajlar verildi.



"Samsun heyetinin ziyareti yeni bir dönemin başlangıcı"


Forumun ev sahibi olan Polonya Ticaret Odası Başkanı Marek Kloczko, Samsun iş dünyasının ilk kez bu ölçekte Polonya’yı ziyaret ettiğini belirterek, memnuniyetini dile getirdi. Kloczko konuşmasında, "Polonya ile Türkiye arasındaki ekonomik ilişkiler son derece dinamik bir gelişim gösteriyor. Ancak iki ülkenin potansiyeli mevcut ticaret hacminin çok daha üzerinde. Bugünkü temasların yeni iş ortaklıklarının başlangıcı olacağına inanıyorum" dedi ve Polonya-Türkiye iş birliğinin gelecek yıllarda daha da güçleneceğine işaret etti.



"Samsun, Türkiye’nin kuzeye açılan kapısıdır"


Samsun TSO Başkanı Salih Zeki Murzioğlu da yaptığı konuşmada şehrin lojistik ve üretim kapasitesine dikkat çekti. Konuşmasında, Samsun’un kara, hava, deniz ve demiryollarının kesiştiği stratejik bir merkez olduğuna vurgu yapan Başkan Murzioğlu, "170 ülkeye ihracat yapan, 11 organize sanayi bölgesi bulunan güçlü bir üretim şehriyiz. Polonya ile tarım makineleri, enerji sistemleri, savunma, lojistik ve sağlık teknolojilerinde büyük bir sinerji oluşturabiliriz" ifadelerine yer vererek, iki ülke firmaları arasında uzun vadeli ortaklık kurmaya hazır olduklarını ifade etti.



"12 milyar avroluk ticaret tesadüf değil"


Türkiye Cumhuriyeti Varşova Büyükelçisi Rauf Alp Denktaş ise yaptığı konuşmada hem tarihi bağlara hem de ekonomik verilere vurgu yaparak, "Polonya ile ticaret hacmimiz 2019’da 5 milyar dolar seviyesindeydi, bugün 12 milyar avroyu aştı. Bu artış iki ülkenin birbirini tamamlayan ekonomilerinin doğal sonucudur. Ekonomik ortaklığımız, karşılıklı güven ve birbirini tamamlayan güçlü yanların sağlam zemininde gelişiyor" diye konuştu.


Denktaş ayrıca, dijitalleşme, savunma sanayi, enerji dönüşümü ve yenilenebilir enerji gibi yüksek katma değerli alanlarda Türkiye ile Polonya’nın güçlü ortaklıklar geliştirebileceğini de sözlerine ekledi.



Açılış konuşmalarının ardından Samsun heyetinde yer alan firmalar kendilerini Polonyalı iş insanlarına tanıttı. İnşaattan tıbbi cihazlara, un sanayinden mobilyaya, soğutma sistemlerinden liman işletmeciliğine kadar farklı sektörlerden temsilciler, Polonyalı firmalarla bire bir 60’a yakın iş görüşmesi gerçekleştirdi. Toplantı sonunda ise, Polonya Ticaret Odası Marek Kloczko, Samsun TSO’ya iki ülke arasındaki 600 yılı aşkın tarihi dostluğun simgesi olan anlamlı bir hediye takdim edildi. Kyoczko, Osmanlı Sultanı II. Bayezid’in Leh tüccarlarının Osmanlı topraklarında serbest ticaret yapabilmelerine izin veren fermanının özel bir replikasını Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu’na takdim ederek, Türkiye-Polonya ticari ilişkilerinin tarihi derinliğini ve günümüzdeki stratejik önemini vurguladı.



Murzioğlu, Samsun’u anlattı


Samsun heyeti ardından ise, TÜRKPOL Derneği Başkanı Mehmet Göktürk İplikçioğlu ve Polonya-Türkiye İşadamları Derneği Başkanı Habeş Fakıbaba’yı ayrı ayrı ziyaret ederek istişarede bulundu. Heyet çalışma gezisinin son gününde ise, Türkiye Cumhuriyeti Varşova Büyükelçisi Rauf Alp Denktaş’ı ziyaret etti. Denktaş, Samsun TSO heyetine Türk firmalar için başta Varşova olmak üzere Polonya pazarındaki fırsatlar hakkında bilgilendirmede bulundu. Murzioğlu ise oldukça yoğun geçen ziyaretlerde, Samsun’un ekonomik gücü, sanayi ve ihracat potansiyelinin yanısıra öne çıkan sektörleri hakkında bilgiler verdi.



"Samsun-Polonya ticaret köprüsünü güçlendiriyoruz"


Samsun TSO Yönetim Kurulu Başkanı Salih Zeki Murzioğlu, Varşova’da gerçekleştirilen üç günlük çalışma gezisinin ardından yaptığı değerlendirmede, ziyaretin hem Samsun iş dünyası, hem de Türkiye-Polonya ticari ilişkileri açısından son derece verimli geçtiğini söyledi. Murzioğlu, "Bu çalışma gezisi, Samsun’un üretim gücünü, ihracat kapasitesini ve yatırım potansiyelini Polonya gibi stratejik bir pazara tanıtmamız açısından önemli bir fırsat sundu. Polonya Ticaret Odası’nda düzenlediğimiz iş forumu, iki ülke firmalarının birbirlerini daha yakından tanımasına, ortak proje ve yatırımların zemininin oluşmasına imkân sağladı. Özellikle tarım makineleri, enerji, savunma, lojistik ve sağlık teknolojileri gibi alanlarda güçlü bir iş birliği potansiyeli olduğunu bir kez daha gördük. Yaptığımız ziyaretlerde de ifade ettiğimiz gibi; Samsun, Türkiye’nin kuzeye açılan kapısı. Samsun olarak 170 ülkeye ihracat yapan, geniş OSB altyapısına sahip, lojistik avantajları yüksek bir şehiriz. Bu avantajlarımızı uluslararası platformlarda daha görünür kılmak için bu tür temasları artıracağız. Amacımız, Samsun firmalarının yurtdışı pazarlarında daha fazla yer edinmesini sağlamak, şehrimizin ticaret hacmini büyütmek ve yeni ortaklıklar oluşturmak" ifadelerine yer verdi.


Murzioğlu’nun başkanlığında düzenlenen çalışma gezisine Meclis Başkanı Haluk Akyüz ve çeşitli sektörlerde faaliyet gösteren yönetim kurulu üyeleri ve meclis üyeleri katıldı.



Murzioğlu: "170 ülkeye ihracat yapan, 11 organize sanayi bölgesi bulunan güçlü bir üretim şehriyiz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Sonbahar alerjilerine dikkat Sonbahar ayları ile birlikte alerjik hastalıklarda artış görüldüğünü belirten uzmanlar, ilkbahar ve yaz aylarının bitmesine rağmen, özellikle geçmeyen öksürük, geniz akıntısı ve burun tıkanıklığı gibi şikayetlerin devam ettiği hatta şiddetlendiğini söyledi. Sonbaharda alerji sebebi olarak, artış gösteren küfler, ev tozları veya yabani ot polenlerinin artması gösterilebileceğini ifade eden Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kaplan, sonbahar mevsiminin güzellikleri yanında bazı kişiler için sorun olabilecek sürprizleri de beraberinde getirdiğini söyledi. İlkbahar ve yaz mevsimlerinden sonra büyük bir umutla beklenilen sonbahar aylarında da alerjik hastalığı olanları ilgilendiren bazı değişiklikler meydana geldiğini ifade eden Medicana Bursa Hastanesi Göğüs Hastalıkları Uzmanı Dr. Gülay Kaplan, "Havaların serinlemesiyle beraber rüzgâr ve rutubet bu dönemde yaşanan iklim değişikliğinin önemli özelliklerindendir. Polenler, rüzgârlar ile çok uzak bölgelerden taşınabilir. Yaz sonu ve sonbaharda bazı yabani ot polenleri atmosferde yoğundur. Yağmurlarla toprağa düşen polenler kuru yapraklar altında uzun süre kalabilirler. Yürüyüşler ve rüzgârlar ile bu polenler havaya karışıp solunum yolu ile alındığında bazı hastalıklara sebep olabilir" dedi. Rutubetin küf mantarlarının üremesi için de uygun ortam sağlamakta olduğuna dikkat çeken Kaplan, "Yine doğada toprakta, çürümüş bitki artıkları üzerinde büyüyen mantar sporlarına bahçe işleri ile uğraşırken, bu alanlarda yürüyüş yaparken maruz kalabilirsiniz. Bu mantar sporları yine rüzgâr ile uzak bölgelere taşınabilir. Rutubetin artması sadece doğada değil, aynı zamanda iç ortamlarda, yaşam alanlarımızda da akar (mite) ve küf oluşumu için de uygun şartlar oluşturmaktadır. Evimizde, okullarda ya da işyerlerimizde akar ve küf oluşumuna bağlı olarak yaz aylarından sonra bu alerjenlere bağlı olarak sorunlarımız ortaya çıkmaya başlayacaktır. Bunların sonucunda duyarlı kişiler alerjik rinit ve astım hastalıklarında alevlenme yaşayabilirler" şeklinde konuştu. Polen ya da küf mantarlarına karşı alerjisi olan hastaların dış ortamda yapacakları aktiviteler konusunda iyi planlama yapması gerektiğini belirten Kaplan, "Özellikle sabah saatlerinde, rüzgarlı havalarda zorunlu değilse dışarı çıkmaması, sportif faaliyetler için kapalı alanları tercih etmeleri alerjenlerden korunma için önemlidir. Yaşanılan ortamlarda polen ya da mantar sporlarının içeri girmesini önlemek için pencerelerin kapalı olması ve eve gelindiğinde giysilerin değiştirilerek duş alınması üzerimize yapışan alerjenlerden temizlenmek amacıyla yapılması iyi olabilir. Özellikle ormanlık alanlarda bitkisel artıklarda mantar sporları bulunduğundan buralardaki aktivitelerden kaçınılması gerekir. İç ortam alerjenlerinden olan akarlar (mite) ve mantar sporları (küf), sonbahar aylarında rutubetin artması ile tekrar sorun olmaya başlayacaktır" dedi. Gözlerde kaşınma, kızarma ve batma Ev ortamının akarların yaşayamayacağı şekilde düzenlenerek, banyo ve mutfak gibi alanlarda daha sık görülen küf mantarları özenle yok edilmesi gerektiğini belirten Kaplan, "Bu önlemlerin etkili olması için rutubetin azaltılması da son derece önemlidir. Havalandırma sistemlerinin de bu açıdan büyük risk oluşturduğu unutulmamalı ve bu cihazların bakımları düzenli olarak yapılmalıdır. Bahar alerjisine bağlı yakınmalar kişiden kişiye farklılıklar gösterebilir. Birçok kişide burun akıntısı, tıkanıklığı, burun içinde kaşıntı, arka arkaya hapşırıklar, geniz akıntısı, gözlerde kaşınma, kızarma, batma, gözaltlarında torbalanma ve morarma, boğazda ağrı, kaşıntı ve ses kısıklığı, kulaklarda doluluk ve kaşıntı olabilir" dedi.
Gaziantep Kadın bakır ustası erkeklere taş çıkartıyor Gaziantep’te ev hanımı iken katıldığı kursta unutulmaya yüz tutmuş bakır işlemeciliği mesleğini öğrenen 54 yaşındaki Emine Sibel Bakırcı, maharetleriyle adeta erkeklere taş çıkartıyor. Soyadlarını yaptıkları meslekten alan eşinin ailesinin uzun yıllar yürüttüğü bakır işlemeciliğinde usta olmak için 10 yıl önce Gaziantep Bakırlar ve Sedefçiler Odası’nın kadınlara yönelik açtığı kursa katılan ve kursta bakır işlemeciliğinin tüm inceliklerini öğrenen Emine Sibel Bakırcı, ortaya çıkardığı eserlerle ve ustalığıyla adeta erkeklere meydan okuyor. 10 yıldır ilmek ilmek bakıra şekil veriyor Yaklaşık 1 yıl gördüğü kursun ardından adımını attığı bakır işleme mesleğinde ustalığa kadar yükselen ve 10 yıldır ilmek ilmek bakıra şekil veren Bakırcı, eşinin ata mesleği olan geleneksel el sanatlarından bakırcılığı öğrenerek ailesinin geleneksel mesleğine sahip çıkıyor. Asırlardır hassas ve ince işçiliği nedeniyle genellikle erkekler tarafından yapılan bakır işlemeciliğinde usta olan Bakırcı, ilgi duyduğu ve sevdiği işi yapmanın en güzel örneğini ortaya koyuyor. Ortaya çıkardığı eserlerle erkek ustalara taş çıkarıyor Bakır işlemeciliğinin patentini elinde bulunduran Gaziantep’te bakıra şekil vermeyi öğrenerek usta olan Bakırcı, ortaya çıkardığı eserlerle erkek ustalara taş çıkarıyor. Bakır işleme ustalığı belgesi alan ve bakır işlemeciliğinde büyük azimle başarı sağlayan Bakırcı, 10 yılı geride bıraktığı mesleğinde usta olmanın gurunu yaşıyor. Kalfalık, ustalık ve usta öğreticilik belgelerini alarak bakır ustası olarak çalışmaya devam eden Bakırcı, meslek sahibi olmanın yanı sıra aile ekonomisine katkı sağlamanın sevincini yaşıyor. "Kadınların bu mesleğe çok yakıştığını düşünüyorum" Daha önceki yıllarda bakırcılık için "erkek mesleği" denildiğini ancak bu görüşü yıktıklarını ifade eden Bakırcı, "Bu mesleğe 10 yıl önce komşularımızın tavsiyesi üzerine başladım. Ev hanımıydım. Şu an ev hanımlığından çalışma hayatına döndüm. İlk başta kursiyer olarak mesleğe başladım ve daha sonra da istihdam edildim. İstihdamdan sonra kalfalık ve usta öğreticilik belgesi aldım. Daha sonra üniversite okudum. Hala mesleğe devam ediyorum. Mesleğimi çok seviyorum. Bu mesleğin bir erkek mesleği olduğunu söylüyorlar. Görenler ilk önce çok şaşırıyor. Ama ben kadınların bu mesleğe çok yakıştığını düşünüyorum. Çünkü bu bir el sanatı olduğu için kadınların bu işi çok iyi yaptığına inanıyorum" dedi. "Bakır işlemeciliğinin okullarda öğretilmesini istiyoruz" Gaziantep’in ilk kadın bakır ustalarından olduğunu belirten Bakırcı, "Bakıra şekil verdiğimizi görenler, ‘siz bu işi nasıl yapıyorsunuz, yorulmuyor musunuz?’ diye soruyorlar. Ama mesleğimizi sevdiğimiz için bize hiç yorucu gelmiyor. Bu meslekte daha da ilerlemek istiyorum. Ayrıca üniversiteyi de okudum. Bakır işlemeciliğinin okullarda öğretilmesini istiyoruz. Okullarda çocuklarımıza bu mesleği tanıtmak, şehrimize daha iyi nasıl katkıda bulunuruz diye bir çaba içerisindeyiz. İnşallah bu konuda da faydalı oluruz" şeklinde konuştu. "Mesleğimi yaparak evime de katkıda bulunuyorum" Kursiyer olarak başladığı bakır işlemeciliğinde ustalaşarak artık kendi ayakları üzerinde durduğunu belirten Bakırcı, "Evime de katkıda bulunuyorum. Bana çok katkısı oluyor, özgüvenimiz bakımından da çalışmak bana özgüven veriyor. Üretmenin mutluluğunu da tattığımız için hem üretip hem de maddi olarak kazanç sağlayınca bu bana ayrıca bir haz veriyor. Mesleğimi çok severek yapıyorum. Kadınların çalışmasını ve evlerine de katkıda bulunmasını tavsiye ediyorum. Oğlumun çocukluktan bir meslek edinme isteği vardı. Ben bu mesleğe oğlumu düşünüyordum. Fakat daha sonra ben kendimi burada buldum. Bu mesleği öğrendiğim için de çok mutluyum. Burada bulunmaktan çok gurur duyuyorum" ifadelerini kullandı. "Aklınıza gelen ve desen islemesi yapılacak olan her ürünü yapıyoruz" Ortaya çıkardığı eserlerin büyük ilgi gördüğünü ifade eden Bakırcı, "Çaydanlık yapıyoruz. Su matarası, tepsi ve daha birçok ürün yapıyoruz. Biz genelde nakış üzerine çalışıyoruz. Çünkü bakır işlemeciliğinin birçok aşaması var. Biz sadece nakış bölümündeyiz. Aklınıza gelen ve desen islemesi yapılacak olan her ürünü yapıyoruz. Takı da yapıyoruz. Ben kuyumculuk takı tasarım bölümünü okudum ve bakıra nakış atılabilecek her şeyi de yapıyorum. Daha çok erkek mesleği olan bakır işlemeciliği hiç hayalimin köşesinden bile geçmezdi. Ama ben el sanatlarını çok sevdiğim için ve bu meslekte de olduğum için çok mutluyum" diye konuştu.