KÜLTÜR SANAT - 30 Aralık 2023 Cumartesi 10:23

Vezirköprü’nün köklü mirası: 200 yıllık tescillenmiş yassı semaver

A
A
A
Vezirköprü’nün köklü mirası: 200 yıllık tescillenmiş yassı semaver

Samsun’un Vezirköprü ilçesi tarihi ve kültürel zenginliğiyle bilinmesinin yanı sıra, 200 küsur yıllık bir semaver geleneğini içinde barındırıyor. Şehrin Bedesten Çarşısı’nda 2 asırdır ‘yassı semaver’ üretiliyor.


Vezirköprü’nün tarihine tanıklık eden yassı semaver, ananevi semaverde yapılan çay içme kültürünü yaşatma ve gelecek nesillere de aktarma görevini sürdürüyor. 18. yüzyılda üretildiği düşünülen yassı semaver, zaman içinde usta eliyle işlendikçe geçmişin izlerini de beraberinde getirerek bir simge haline gelmiş ve şehrin kültürel mirasını yansıtan bir hazine olarak kabul edilmiş. 26 Eylül 2017 tarihinde ise 299 sayılı kararla mahreç türünde ’Vezirköprü’nün coğrafi işareti’ olarak tescillendi.



“Bugün temsilciliğini Vezirköprü halkı olarak biz üstlenmiş durumdayız”


Semaverin tarihine dair bilgi veren, 40 yıla yakın süredir Vezirköprü’de yassı semaver üretimi yapan iki ustadan biri olan 58 yaşındaki Seyit Kaya, “Büyüklerimizin ve ustalarımızın bize anlattığına göre semaver, 18. yüzyılda sadece Osmanlı sarayları ve zengin ailelerin sofralarında içeceklerin demlenmesi için kullanılan önemli bir araçmış. O dönemde semaverler genellikle bakır veya pirinçten yapılır gösterişli olmasıyla da dikkat çekermiş. Daha yakın zamana baktığımızda yavaş yavaş semaver geleneği kahvehanelere karışmış. Çok geçmeden de Türk evlerinde de yerini almıştır. Günümüzde de bu gelenek hâlâ yerini korumaktadır. Temsilciliğini de Vezirköprü halkı ve ustalar olarak tescillenmiş bir biçimde biz üstlenmiş durumdayız” dedi.



“Mesleğin inceliklerini öğrenmek tam 5 senemi aldı”


Çıraklıktan ustalığa kadar giden yoldaki gelişmeleri anlatan Seyit Kaya, “Metal işçiliğiyle tanışmam 1983 yılında çıraklık dönemimle başladı. O zamanlar makinelerin gücüne değil, ellerimizin maharetine güvenirdik. Yaptığımız semaverlerin parçalarını elimizde keser, büker, şekil verirdik. Bu şekilde makinesiz uzun süre çalışarak mesleğin inceliklerini öğrenmek tam 5 senemi aldı. Beş sene çıraklık, ardından kalfalık ve nihayetinde iki sene süren ustalık dönemimle anca çırak yetiştirecek kıvama geldim. Her bir aşamayı ustamdan öğrendiklerimle aştım. Ustam Topal Metin lakabıyla bilinen Metin Ataman’dı. Çalışma hayatım boyunca usta-çırak ilişkisini çok önemsedim. Ustamın ağzının içine bakar, o ne söylüyorsa ben 10 katını yapardım. Ustam benim için sadece bir iş arkadaşı olmadı, aynı zamanda bir öğretmendi. Kendisine çok şey borçluyum. Metin usta emekli olduktan sonra işi bana devretti, ben de bu ‘yassı semaver’ geleneğini sürdürmek ve gelecek nesillere aktarmak adına mücadele veriyorum” ifadelerine yer verdi.



“Kendine has olan detaylar, semaverin estetik ve sanatsal değerini artırır”


Yassı semaverin oluşum sürecini anlatan Kaya, “İmalathanemizde yassı ve düz semaver üretiyoruz. Semaverimiz pul halinde kesiliyor, kesildikten sonra preslerde işlem görüyor, pres makinesinin ardından silme aşamasına geçiliyor. Bu işlem sonrası ise sap ve musluklar takılıyor. Geliyoruz ayak kısımlarına, ayak kısımlarını parlatılıyor ve en son semaveri bir araya getiriyoruz. Bu işlemelere ek olarak semaverin dış yüzeyine göze hitap etmesi adına geleneksel desenler ve işlemeler ekliyoruz. Kendine has olan detaylar, semaverin estetik ve sanatsal değerini artırır. Sıra geliyor semaverin iç yüzeyine genellikle kalayla kaplama yaparız. Bu işlem, içerideki suyun temiz kalmasını sağlar ve lezzetli çay demlenmesine katkıda bulunur. Bütün bu işlemlerden sonra semaveri semaver yapan aşamaya gelecek olursak, semaverin alt kısmına ateşle ısıtılan bir bölme eklemesi yapıyoruz. Bu bölme, içindeki suyu kaynatır ve buharın yukarı doğru yükselmesini sağlar. İşte semaver çay demlemek için hazır” şeklinde konuştu.



“Bu işi öğrenmek isteyen yaşlı genç herkese kapım sonuna kadar açıktır”


Semaver ustalığını ve semaver kültürünü gelecek nesillere aktarmanın sorumluluğunu taşıdığını vurgulayan Seyit Kaya, “Çıraklıktan ustalığa uzanan yolculuğum, sadece benim değil, birçok meslektaşımın da öyküsü. Ben başta olmak üzere semaver ustalığı dair kaybolmaya yüz tutmuş zanaatların ustaları sanatlarını yaşatmak adına her birimizin ayrı ayrı sorumluluğu olduğunu düşünüyorum. Yaşım 58, gücüm yettiği yere kadar bu zanaatı devam ettirmek ve usta yetiştirmek istiyorum. Bu işi öğrenmek isteyen yaşlı genç herkese kapım sonuna kadar açıktır” diye konuştu.



Vezirköprü’nün köklü mirası: 200 yıllık tescillenmiş yassı semaver

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Bursa’da narkotik operasyonları: Zehir tacirlerine darbe üstüne darbe Bursa İl Jandarma Komutanlığı Narkotik Suçlarla Mücadele ekipleri, uyuşturucu ile mücadele kapsamında son bir ayda düzenlediği operasyonlarla zehir tacirlerine göz açtırmadı, çok sayıda uyuşturucu madde ve uyuşturucu madde yapımında kullanılan aparat ele geçirildi. Osmangazi ilçesi Ovaakça Mahallesi’nde Narkotik ekiplerince yapılan aramada 355 gram kubar esrar, 1 kök skunk bitkisi, 2 adet iklimlendirme sistemi (birinin kurulu ve aktif olduğu), 2 adet hassas terazi, 5 gram kenevir tohumu ile çok sayıda bitki yetiştirmede kullanılan tarımsal ürün ve ilaç ele geçirildi. Gemlik ilçesi Cumhuriyet Mahallesi’nde yapılan operasyonda ise 7 kök kenevir bitkisi, 2 gram kenevir tohumu ile iklimlendirme sistemi ve uyuşturucu madde üretiminde kullanılan çok sayıda ekipman bulundu. Nilüfer ilçesi Altınşehir Mahallesi’nde gerçekleştirilen aramada da 2 gram kokain, 17 adet sentetik ecza hapı, 300 gram kubar skunk, 1 kök skunk bitkisi, 1 adet hassas terazi ile iklimlendirme sistemi ve üretimde kullanılan çeşitli malzemeler ele geçirildi. Sokak satıcılarına yönelik düzenlenen şok operasyonlarda toplamda 100 grama yakın metamfetamin, kokain, uyuşturucu hap ve esrar maddesi ele geçirildi. Bursa İl Jandarma Komutanlığı’ndan yapılan açıklamada, uyuşturucu ile mücadelenin kararlılıkla sürdürüldüğü belirtilerek, özellikle iklimlendirme sistemi kullanılarak ev ve iş yerlerinde uyuşturucu üreten şahıslara yönelik operasyonların artarak devam edeceği vurgulandı.
İzmir Menemen’in 95 yıllık hayali gerçek oluyor Menemen’de tam 95 yıl önce ilçeye yapılması planlanan ancak Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın göreve gelişine kadar yalnızca bir hayal olarak kalan kent müzesi için tarihi bir eşik aşıldı. Yıkılan Menemen Hükümet Konağı, kendi yerinde aslına uygun olarak yeniden inşa edilerek müze olarak hizmet verecek. Antik çağlardan itibaren insanlık için bir yaşam noktası olan ve içinde yüzlerce yıllık camileri, hanları, kiliseleri ile zengin bir kültürel birikime sahip olan Menemen, tüm bu birikimini koruyacak ve geleceğe aktarabilecek bir merkeze kavuşuyor. Cumhuriyetin ilk yıllarında gazete sayfalarında konu olarak işlenen fakat bugüne dek gerçekleştirilemeyen müze hayali, artık mutlu sona kavuşmaya hazırlanıyor. Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan’ın göreve gelmesinin ardından kurulan Menemen Belediyesi Kent Arşivi ve Müzesi’nde, bugüne kadar büyük çoğunluğu bağışçılardan olmak üzere 4 bin 300 obje ve 2 bin 500 yazılı materyalin toplanmasının ardından sıra uzun yıllardır beklenen müzenin kurulmasına geldi. Tarihi Hükümet Konağı, yeniden yapılacak Menemen’de kurulacak müze, 1886 yılında hizmete giren, 1984 yılında yıkılan Menemen Hükümet Konağı’nın yerinde, tarihi binanın rekonstrüksiyon yöntemiyle yeniden dizaynıyla yapılacak. Bodrum katıyla birlikte toplam 3 katlı ve cumbalı olarak aslına uygun şekilde hayata geçirilecek proje, bölgenin tarihi kimliğine de katkı sunacak. Bedesten, Taşhan, Mahkeme Camii, Gazez Camii gibi birçok tarihi yapının bulunduğu alanda, sokak sağlıklaştırma projesinin de tamamlanmasıyla birlikte bölgenin turizme kazandırılması yolunda önemli bir adım atılmış olacak. Başkan Pehlivan’dan teşekkür Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, Menemen’in bir müzeye kavuşmasını ilçe kimliği adına çok önemsediklerini belirtti. Başkan Pehlivan, "Menemen, antik çağlardan tutun da 8 bin yıllık çömlekçilik geçmişine, Türk İslam eserlerinden köylerinde ve kent merkezinde yaşattığı kültürel kimliğine kadar ruhu olan bir kent. Böylesi kadim bir kentin, bugüne kadar bir müzeye sahip olmayışı kabullenmek mümkün değil. Bu nedenle göreve geldikten çok kısa bir süre sonra Kent Arşivi ve Müzesi adını verdiğimiz birimimizi kurarak kolları sıvadık. Uzman kadromuzun özverili çalışmaları, hemşehrilerimizin çok kıymetli bağışlarıyla, bugün artık kendilerine ayırdığımız alana sığmayacak kadar çok materyale sahip olduk. Bu süre zarfında bir yandan müzemizde sergileyeceğimiz eşyaları toplarken, diğer taraftan da müzemizi kurmak adına ön çalışmalarımızı tamamladık. Çok kısa süre içinde ihale ve yer tesliminin ardından müze binamız inşa edilecek. Bu noktada bizlere çok kıymetli desteklerinden ötürü İzmir Valimiz Sayın Dr. Süleyman Elban ve Menemen Kaymakamımız Sayın Vedat Yılmaz Beyefendi’ye ilçem adına yürekten teşekkür ediyorum. Neredeyse bir asırlık bir hayalin gerçek olmasına sundukları katkıyı, Menemenliler olarak unutmayacağız. Bu önemli eseri Menemen’e kazandıracak olmanın gurur ve heyecanı içerisindeyiz" dedi.