EĞİTİM - 03 Haziran 2020 Çarşamba 13:04

PKK’lı teröristlerin zarar verdiği kütüphane yeniden açıldı

A
A
A
PKK’lı teröristlerin zarar verdiği kütüphane yeniden açıldı

Şırnak’ta terör örgütü PKK mensuplarının saldırısı sonucu kullanılmaz hale gelen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İl Halk Kütüphanesi, yapılan tadilatın ardından yeniden hizmete girdi.

Şırnak’ta terör örgütü PKK mensuplarının saldırısı sonucu kullanılmaz hale gelen İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile İl Halk Kütüphanesi, yapılan tadilatın ardından yeniden hizmete girdi.


25 Aralık 2015’te İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü ile Halk Kütüphanesine gelen yüzü kapalı PKK’lıların binanın kazan dairesine girerek, el yapımı patlayıcı ve diğer odalara da molotof kokteyli atmaları sonucu yangın çıkmıştı. İçeride öğrenci ve personelin bulunduğu sırada yapılan saldırıda 4’ü öğrenci 6 kişi yaralanmıştı. Yangın sırasında 16 bin kitap yanarken, 20 bin kitap ise kurtarılmıştı.


Şehirde PKK’lı teröristleri etkisiz hale getirmek için 8 ay süren sokağa çıkma yasağından sonra İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü Halk Kütüphanesi için Bahçelievler Mahallesinde bir binanın alt katında bir yer bulundu. Bina ise geçici olarak karakola çevrilmişti. Şırnak’ta huzur ve güvenlik ortamın sağlanmasıyla birlikte bina onarılarak yeniden hizmete açıldı.


Şırnak İl Halk Kütüphanesi Müdür Vekili Kadir Babat, kütüphanenin 1990’da Şırnak’ın il statüsü aldığı yılda açıldığını söyledi. Babat, "Hizmet yılı itibariyle her zaman okuyucularımızla, vatandaşlarımıza hizmet vermede hiçbir aksama yaşamadık 2015 yılında terör olayları başlayan kadar. Kütüphanemiz o dönemde yakıldı ve kitaplarımızın çoğu kullanılmaz hale geldi. 2020 yılı ocak ayı itibariyle eski yerimize tekrar taşıyarak hizmete açtık. Şırnak Valisi Ali Hamza Pehlivan ve Emniyet Genel Müdürlüğümüz sayesinde kütüphanemizi tekrar kültür merkezine taşıdık. Kütüphanemizde 45 bine yakın kitabımız bulunuyor. Günlük olarak yaklaşık 20 kişi ders çalışmak için, 40 kişi ise kitap almak için gelmektedir. Kütüphanemiz çok elverişlidir. Kütüphanemiz yakılamadan önce 35 bin civarında kitap vardı. Kitaplarımız yarısından çoğu yakıldı, kullanılamaz hale geldi. Sağlam kalan kitaplarımızı biz temizlettirdik. Tekrardan raflarında yerlerini aldılar. Bakanlığımız sayesinde sürekli kitaplarımızın sayısı arttı. Şu an itibariyle 45 bin civarında kitabımız var. Okuyucularımızı ve vatandaşlarımızı kütüphanemize bekliyoruz" dedi.


Kütüphanede ders çalışan Sabri Sakın ise, "Ben Şırnak’a geldiğimde ilk aradığım şey kütüphaneydi. Kütüphanenin olmadığını ve kütüphane bize ne kadar bize yarar sağlayacağını biliyorduk. Ben araştırdım ama bulamadım. Bu pandami sürecinden sonra valimiz ve değerli müdürlerimiz olsun bize gerekli desteği vererek kütüphaneyi açtılar. Bu kütüphaneden her kesin faydalanmasını istiyoruz. Kendim sürekli geliyorum, oturuyorum, çalışıyorum. İyi bir şekilde verim alabiliyorum. Öğrencilere diyorum ki sizde gelin, Şırnak’ı iyi bir yere getirmek için hepimiz birlikte çalışalım" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri ERÜ’de ‘9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi’ başladı Erciyes Üniversitesi (ERÜ) Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen 9. Uluslararası Erciyes Tıp Tıbbi Genetik Kongresi Sabancı Kültür Sitesi’nde başladı. 30 üniversiteden 150’nin üzerinde katılımcıyla gerçekleştirilen ve 3 gün sürecek kongre kapsamında yaklaşık 35 konferans gerçekleşecek. Bu konferanslara 6 ayrı ülkeden konuşmacılar katılacak. Kongrenin çıktıları da bir dergide yayınlanacak. Kongrenin açılışında konuşan Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, tıp fakülteleri arasında ilk 10’da yer alan, akredite bir tıp fakültesi olan Erciyes Tıp’ın her zaman bilimsel, kültürel ve sanatsal faaliyetlere ev sahipliği yapmaktan onur ve gurur duyduğunu ifade etti. Her genin bir hikâye anlattığına işaret eden Prof. Dr. Cemal Alper Kemaloğlu, “Bu hikâye insanlığın hikâyesi ve sizler bu hikâyeleri öğrenip yeniden insanlığa armağan eden bilim insanlarısınız. Gen tedavilerinin ve genetik mühendisliğin geleceğin tıbbı olduğunu hepimiz biliyoruz. İnsanın biyolojik sırları genetik malzemesinde saklı ve bu sırlar çözüldükçe hem dejeneratif tıp alanında hem de hastalıkların kök nedenleri hususunda çok ciddi ilerlemeler kaydedeceğimiz açık. Eğer tıpta bir Kopernik Devrimi olacaksa bu kesinlikle genetik alanında olacaktır. Ben buna böyle inanıyorum ve işinize büyük bir saygı duyduğumu belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi aynı zamanda Kongre Başkanı Prof. Dr. Munis Dündar da mensubu olduğu kurumda hem ulusal hem uluslararası anlamda önem taşıyan bir kongrenin açılışını gerçekleştirmekten duyduğu memnuniyeti dile getirdi. Bazı bilimsel aktivasyonları yeterli performansta uluslararası düzeyde ortaya koyamamaktan yakınan Prof. Dr. Munis Dündar, Türk Genom Projesi’nin uluslararası düzeyde mecrasını bulamamasının önemli bir nokta olduğuna dikkati çekti. Türkiye’de önemli genetik merkezleri olduğunu vurgulayan Prof. Dr. Munis Dündar, dernek temsilcilerine seslenerek, “Genom projesinde önemli bir rolünüzün olması lazım. Cemiyet ilişkileri kurarak bu ulusa bu hizmeti sunmamız lazım. Birinci vazifemiz bence bu ve çok önemli. Şu anda biz dünyada hem genetiğin hem de biyoteknolojinin altın çağını yaşıyoruz. Bizim bu altın çağını hissetmemiz ve rekabet etmemiz lazım. Çok genç yetişmiş genetikçilerimiz, uluslararası düzeyde hocalarımız var. Bunların bence gerçek mecrasını bulmasında önemli bir ulusal politika oluşturulması lazım” dedi. Genetik camiası olarak çok hızlı büyüdüklerini belirten Tıbbi Genetik Derneği Başkanı Doç. Dr. Taha Bahsi, yarısı kamuda yarısı özel sektörde olmak üzere şu anda 118 adet Sağlık Bakanlığı’ndan ruhsatlı Genetik Hastalıklar Değerlendirme Merkezi bulunduğunun altını çizerek, hem Türkiye’de hem de yurt dışında önemli hizmetler vermeye çalışan bir bölüm haline geldiklerini söyledi, “Genetiği geliştirmek için elimizden geleni yapıyoruz” şeklinde konuştu. Açılış konuşmalarının ardından kongre, Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik ve Onkolojik Hastalıklarda Okuryazarlık başlıklı birinci oturumla devam etti. İlk oturumun birinci konuşmacısı olan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Elif Yılmaz Güleç “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik / Onkolojik Hastalıklarda Kime Ne Zaman Hangi Testler Yapılmalı?”, Samsun Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Özlem Sezer “Çocukluk Çağı Nadir Hematolojik/Onkolojik Hastalıklarda Genetik Sonuçların Klinisyen Tarafından Doğru Okunması” ve son olarak Çocuk Hematoloji Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Tunç Fışgın ise “Pediatrik Hematolog / Onkolog Genetikçiden Ne Bekler?” başlıklı sunum yaptı.
Ankara Gölbaşı’nda ata tohumları toprakla buluştu Gölbaşı Belediyesi Park ve Bahçeler Müdürlüğü’nce üretilen yerli ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı’nın da katıldığı programda toprakla buluştu. Gölbaşı Belediyesi, yerli ve milli ata tohumlarına sahip çıkıyor. Her yıl olduğu gibi bu yılda Park ve Bahçeler Müdürlüğü tarafından üretilen ata tohumları, Belediye Başkanı Yakup Odabaşı ve Şehit Hakan Can TOKİ Anaokulu öğrencilerinin katıldığı ‘Ata Tohum Serpme Programı’nda toprakla buluştu. Yerli tohum geleneğini yeniden canlandırmak amacıyla Gölbaşı Belediyesi serasında üretilen tohumların ekimi sırasında Odabaşı, çocuklarla tek tek ilgilendi. Programda domates, biber, salatalık tohumlarının ekimi gerçekleştirildi. Belediye Başkanı Odabaşı yaptığı konuşmada, “Belediye olarak teknolojinin nimetlerinden yararlanırken, geçmişimizi de unutmuyoruz. Bu tohumlar bize atalarımızın emaneti. GDO’suyla oynanmamış, yerli ve milli tohumlar. Bu tohumları müdürlüğümüzün serasında fide haline getirip vatandaşlarımıza dağıtıyoruz. Vatandaşlarımızın sağlıklı ürünler tüketmesini sağlıyoruz. Biz kültürümüze sahip çıkıyoruz. Bu tohumları gelecek nesillere aktarmak için de koruma altına aldık. Bugün çocuklarımızın tohumları toprakla buluşturduğu anlarda yaşadıkları heyecana tanık olduk. İnşallah geleceğin ziraat mühendisleri, bakanları bu çocuklarımızın arasından çıkacak. Onların da bu ata tohumlarına sahip çıkacağına inancımız tam" dedi. Odabaşı, etkinliğe katılan çocuklara hediyeler de verdi. Program hatıra fotoğrafının çekilmesinin ardından sona erdi.
Sivas Doktorlar bildiri yayınladı: “Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyoruz" Suşehri Devlet Hastanesi çalışanları, İsrail’in Gazze halkına yaptığı katliamlara dikkat çekmek amacıyla hastane önünde toplanıp bildiri okuyarak, açılan dövizlerle Gazze halkına destek verdiler. Suşehri Devlet Hastanesi binası önünde gerçekleştirilen eyleme Suşehri Devlet Hastanesi hekimleri ve çalışanlar katıldı. Suşehri Devlet Hastanesi Diş Hekimlerinden Merve Matur’un Gazze zulmüyle ilgili okuduğu bildiride, “ İsrail’in 2023 Ekim ayında Gazze Şeridi’ne yönelik önce hava saldırıları, ardından kara harekatı şeklinde işgal girişimi 5 ayı aşkın süredir şiddeti tırmanarak sürüyor. Bu süreçte çok sayıda çocuk, kadın, yaşlı ve sivil hayatını kaybetti. Ayrıca halkın önemli bir kısmı göç etmeye zorlandı. İsrail savaş hukukunu tamamen ayaklar altına alarak dokunulmazlığı olan hastaneler, sağlık kuruluşları, ibadethaneler gibi özel mekanlara da saldırılarda bulundu. Dünya halklarının ve onurlu insanların aylardır seslendirdiği üzere bizde Gazze’de yaşanan işgali ve soykırımı reddediyor, her zaman Gazze halkının yanında olduğumuzu beyan ediyoruz’’ dedi. “İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor” İşgalci İsrail’in insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza attığını söyleyen Uzman Doktor ve Psikiyatri Uzmanı Mücahit Gökduman, “Burada İsrail’in yatığı insanlık dramına ve soykırıma dikkat çekmek için toplandık. Filistin toprakları, yağmalanıyor, işgal ediliyor, insanlar acımasızca öldürülüyor. İşgalci İsrail insanlık tarihinde hiç görülmemiş suçlara imza atıyor. Gazze’de çalışan sağlık çalışanlarının hepsi bu durumdan etkilenmiş durumda. Gazze’de gözyaşı var, kan var, zulüm var fakat sabır da var, direniş de ve tevekkül de var’’ dedi. Yapılan açıklamaların ardından sağlık çalışanları görev yerlerine dağıldı.