ASAYİŞ - 01 Ekim 2020 Perşembe 17:30

Şırnak annelerinin HDP önündeki eylemi 4’üncü haftasında

A
A
A
Şırnak annelerinin HDP önündeki eylemi 4’üncü haftasında

Şırnak’ta eşleri ve evlatları terör örgütü tarafından dağa kaçırılan aileler, HDP il binası önünde 4’üncü haftada da bir araya geldi.

Şırnak’ta eşleri ve evlatları terör örgütü tarafından dağa kaçırılan aileler, HDP il binası önünde 4’üncü haftada da bir araya geldi. HDP’liler acılı ailelerin açıklama yapmasını tencere ve tavalara vurarak engellemeye çalıştı.


Çocukları terör örgütü PKK tarafından kaçırılan aileler, HDP binası önünde protesto eylemi düzenledi. Acılı ailelere şehit aileleri ve Şırnaklı kadınlar eşlik etti. HDP’liler, acılı ailelere açıklama yaptırmamak için il binası balkonlarından slogan atıp, tencere ve tavalara vurarak basın açıklamasını engellemeye çalıştı. Yoğun güvenlik önlemleri altında ellerinde Türk bayrakları ile HDP il binası önüne gelen kadınlar, terör örgütü PKK’ya ve HDP’ye tepkilerini dile getirdi. Kadınlar sık sık ’kahrolsun PKK’, ’Şehitler ölmez vatan bölünmez’ sloganları attı.


Şehir merkezinde düzenlenen yürüyüşün ardından gazetecilere açıklamada bulunan Hamdiye Aslan, oğlu Doğan Aslan’ın 14 yaşında dağa kaçırıldığını belirterek, örgütün adeta yüreğini bedeninden kopardığını ifade etti. Arslan, “5 yıl önce oğlumu benden zorla kopardılar 14 yaşındaydı. Ben oğlumu HDP’den istiyorum. Yazık değil mi 13-14 yaşındaki çocuklarımızı gidip savaştırıyorlar. Oğlumu bana versinler bizim ki fakir bir aileden ne istediler çocuğumu benden kopardılar. Çocuklarımı fakirlik içinde zor şartlar altında büyüttüm o seviyeye getirdim benden koparıp aldılar. Çocuklarını en yüksek okullarda okutuyorlar, onlar öğretmen mühendis oluyor bizimkileri silah altına alıyorlar. Neden kendi çocuklarını göndermiyorlar dağa onlar göndersinler benim çocuğumdan ne istiyorlar neden ben göndereyim? Oğlum gelene kadar eyleme devam edeceğim oğlumu HDP’den istemeye devam edeceğim. Bütün bu dağa kaçıranlar HDP eliyle dağa götürülüyor. HDP onlara yol açıyor ve biz çocuklarımızı HDP’den istiyoruz. Onlar olmazsa bu çocuklar nasıl yol yordam bilecek. Evin yolunu zor bulan oğlum dağa nasıl gidecek HDP yol göstermezse" dedi.


PKK’lı teröristlerin yola döşediği mayının patlaması sonucu babasını ve 8 akrabasını şehit veren Zehra Erzen Ece ise "1993 yılında PKK’lı teröristler tarafından yola döşenen mayın sonucu babamı kaybettim. Şırnak’ta teröristlere karşı uygulanan sokağa çıkma eylemleri sırasında 3 dayımı kaybettim. Ben babamın hesabını sormaya geldim. Biz her zaman buraya geleceğiz. İçimizdeki acı dinmeden bunun hesabını soracağız. Çok yaramız var, çok şehidimiz var. Babamla birlikte aynı minibüste 8 kişi şehit oldu. Devletimizin yanındayız. Her Perşembe günü HDP Şırnak il binası önünde toplanarak onlardan hesap soracağız" diye konuştu.


Grup, açıklamalarının ardından bölgeden ayrıldı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Zonguldak Enkazdan sağ çıkan Hediye hayırseverlerin desteğiyle dünyaevine girdi Hatay’da yaşanan depremde enkazdan beş gün sonra sağ kurtulan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı ile ertelediği düğününü hayırseverlerin de desteğiyle Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesinde gerçekleştirdi. Hatay’da yaşayan 21 yaşındaki Hediye Demirkol, nişanlısı Muhammet Yıldız ile birlikte düğün hazırlıkları yaparken 6 Şubat 2023’te yaşanan depremlerde annesi ve kardeşi ile enkaz altında kaldı. Deprem sonrası enkazın arasında nişanlısını arayan Muhammet Yıldız, günlerce umudunu kaybetmeden molozların arasında Hediye Demirkol’dan bir iz aradı. Ekiplerin çalışmaları sonucu beş gün sonra enkazdan sağ kurtulan Hediye Demirkol’un kolu ampute edildi. Enkazda annesini kaybeden ve kardeşinin de iki ayağı ampute edilen Hediye Demirkol, sevk edildiği Adana’da tedavisinin tamamlanmasının ardından kardeşiyle birlikte Zonguldak’ın Karadeniz Ereğli ilçesine taşındı. Türk Kızılay Şubesi ve hayırseverlerin de desteğiyle bir eve yerleştirilen Hediye Demirkol, Şube Başkanı Kürşat Yağız’a deprem nedeniyle ertelenen düğün planından bahsetti. Çiftin hayalini gerçekleştirmek isteyen Kızılay, düğün için hazırlık başlattı. Davul zurna eşliğinde gelin alma adetinin yerine getirilmesiyle birlikte çeyizler de eve taşındı. Yapılan duaların ardından konvoy halinde Gülüç Belediyesi Düğün Salonu’na gelen çift, burada dünyaevine girdi. “Evlilik sürecimiz depremden sonra çok farklı boyuta geldi” Hayırseverler ve sevenleri genç çifti düğünde yalnız bırakmadı. Dört senelik nişanlılık süreci sonrası düğün hazırlığı yaptıkları sırada depremin olduğunu anlatan Hediye Demirkol, “Birbirimizi görüp tanıştık. Uzun bir hikayemiz var. Zamanla konuşa konuşa ileriye dönük sürecimiz başladı. Söz takıp nişanlandık. Yaklaşık dört senedir birlikteyiz. Deprem bizim dönüm noktamız oldu. Önceleri evlilik sürecini düşünüyorduk ama depremden sonra çok farklı boyuta geldi. Birbirimizden kopamadığımızı o zaman anladık. Düğünü erteledik. Deprem olmasaydı geçen yaz düğün olacaktı. Tedavi süreçleri oldu" dedi. Karadeniz Ereğli’ye geldiklerinde nikah yaparak dünyaevine girmeyi planladıklarını ve Kızılay’ın desteğiyle düğün yaptıklarını anlatan Demirkol, “Bu şekilde bize güzel bir düğün organize ettiler. Hatay’dan Karadeniz Ereğli’ye geldik. Orada hiçbir şeyimiz kalmadı. Buradaki güzel insanlarla tanışma sürecimiz oldu. Birçok insanla tanıştık. Sağ olsunlar hiçbir zaman desteklerini ayırmadılar” diye konuştu. “Küs öleceğimizi bilmek beni kahretti” Depremin kendileri için dönüm noktası olduğunu söyleyen Muhammet Yıldız ise, “İnsan sevdiğinden asla kopamaz. Depremin olduğu gün kendisiyle küstük. Öleceğine değil de küs öleceğimize çok üzüldüm. Sürekli bunu düşünüyordum, kahroldum. Neden kavga ettiğimizi düşündüm. Demek ki iki günlük dünyaymış, kavga etmeye hiç gerek yokmuş” dedi. İlk depremin yaşanmasında bir saat sonra nişanlısının evinin enkazının başına geldiğini anlatan Yıldız, “Enkazdan araçlar geçemiyordu. Yakınlarında bir tane park vardı. İnsanlar ateş yakmış duruyordu. Bir umut oradadır diye kendisini, annesini ve küçük kardeşini aradım. Kimseyi bulamadım. Enkaz başında gördüğüm tablo her şeyi anlamama yetti. Oradan birisinin çıkması imkansız gibi bir şeydi. Arkadaşlarım da bunu söylüyordu. İlk başta Hediye’nin ölmediğini söylüyordum. Boşuna ümitlenmememi ve durumu kabullenmemi söylediler. Sonuna kadar Hediye’nin yaşadığını düşünüyor ve inanıyordum. Sonra Hediye’nin sesini duyduk ve yaşadığını öğrendik” ifadelerini kullandı.