TEKNOLOJİ
Elazığ Belediyesinde dijital eğitimler sürüyor 05 Aralık 2025 Cuma - 17:11:39 Elazığ Belediyesi bünyesinde gençlere ve özel bireylere yönelik gerçekleştirilen ‘Bugünün gençleri geleceğin meslekleri’ projesi devam ediyor. Avrupa Birliği finansmanı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) kapsamında Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) iş birliği ile yürütülen ‘Bugünün gençleri geleceğin meslekleri’ projesi devam ediyor. Elazığ Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Engelsiz Yaşam Merkezi’nde Dijital Gençlik Merkezi eğitimleri yoğun bir şekilde gerçekleştiriliyor. Geleceğin meslekleri için dijital kapasite oluşturarak insan kaynağını güçlendirme hedefi ile bilgi teknolojileri, robotik ve kodlama, E-dönüşüm, dijital pazarlama, sosyal inovasyon, çözüm ve tasarım odaklı düşünme gibi alanlarda katılımcılara katkı sunulması hedefleniyor. Projenin amaçlarından bahseden Proje Müdürü Dr. Devrim Şavlı, "Birleşmiş Milletler ve Türkiye Belediyeler Birliği olarak Avrupa Birliği delegasyonunun desteği ile bu projeyi toplam 45 ilde gerçekleştiriyoruz ve bu illerden biri de Elazığ. Dijital Gençlik Merkezi’nin Engelsiz Yaşam Merkezi’nde kurulması bizim için çok önemli. Engelli vatandaşlarımıza ve gençlerimize burada dijital eğitimler veriliyor. Birçok konuda vatandaşlarımızın gelişimini hedefliyoruz. Projemizin amaçlarından biri de bölgemizdeki istihdamı artırarak staj imkanı sağlamaktır" dedi. Elazığ Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürü Mehmet Karaaslan "Elazığ Belediyesi her kulvarda gerçekleştirdiği çalışmalarla vatandaşların yanında olmaya devam ediyor. Hayatın her alanında gençlerimize, dezavantajlı gruplar ve engelli vatandaşlarımıza yönelik hizmetlerimiz devam ediyor. Dijital dünyanın yeniliklerini ve bu dünyanın gençlerimizin hayatına katacağı değerleri yükseltmek adına önemli olan bu projeyi uzun süredir başlatmıştık. Devam eden projemizin tamamlanmasının ardından gençlerimizin alacağı sertifika ile meslek edinme noktasında önemli bir avantaj sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:38 ASELSAN satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruşla imha eden GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı ASELSAN, su üstü platformlarına taarruz senaryosu kapsamında satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruş ile imha yeteneğine sahip ASELSAN GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı. ASELSAN, sosyal medya hesaplarından satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruş ile imha eden ASELSAN GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı. GÖKSUR, deniz yüzeyine yakın seyreden gemi savar füzelere karşı etkin koruma sağlıyor. Yapay zekâ özellikleriyle geliştirilmiş ileri atış kontrol sistemine sahip olan GÖKSUR, denizlerdeki kabiliyetleri bir üst seviyeye taşıyor. GÖKSUR, 360 derece tehdit imha kabiliyeti, yeni nesil kızılötesi (IIR) arayıcı başlıklı güdümlü mermi, satha yakın uçan tehditlere karşı yüksek etkinlik, çoklu angajman kabiliyeti, yapay zeka destekli atış kontrol sistemi, modüler mimari tasarımı sayesinde farklı boyutlardaki platformlara entegrasyon kolaylığı, müstakilen ve/veya platformun savaş yönetim sistemine entegre çalışabilme kabiliyeti, veri bağı ile uplink/downlink ara safha güdüm yetenekleri ile Türkiye’nin mavi vatanını savunma kabiliyetini üst düzeye taşıyacak. Gemilerin çelik kubbesi olarak atfedilen ASELSAN GÖKSUR’un yakın hava sisteminin dikey atış versiyonu da başarıyla test edildi. GÖKSUR’un modüler yapısı ile pek çok fırkateyn ve korvete uyarlanabilmesi nedeniyle yüksek ihracat potansiyeli de bulunuyor.
05 Aralık 2025 Cuma - 15:23 Ardahan’da "Teknofest Türkiye şampiyonluğu tecrübe paylaşımı" yapıldı Ardahan Üniversitesi, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve ARÜ Teknofest Topluluğu iş birliğiyle düzenlenen "Teknofest Türkiye Şampiyonluğu Tecrübe Paylaşımı" programına ev sahipliği yaptı. Programa Rektör Prof. Dr. Öztürk Emiroğlu, il protokolü, akademisyenler, eğitimciler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Etkinlikte Millî Teknoloji Hamlesi vizyonu, Türkiye’nin teknoloji geliştirme kapasitesi ve Ardahan’ın Teknofest sürecinde elde ettiği ulusal başarılar kapsamlı biçimde değerlendirildi. T3 Vakfı Ardahan İl Sorumlusu Doç. Dr. Tayfun Yıldız, açılış konuşmasında Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın Türkiye’nin teknoloji üreten bir ülke olma sürecindeki kritik rolüne dikkat çekti. Savunma ve havacılık alanında son yıllarda kaydedilen gelişmeler, Bayraktar KIZILELMA’nın görüş ötesi füze başarısı ve Türkiye’nin ilk hibrit motorlu yörünge transfer aracı Fergani Uluğbey’in uzaya gönderilmesi, Millî Teknoloji Hamlesinin güçlü örnekleri olarak katılımcılarla paylaşıldı. Ayrıca Teknofest’in 2018’de 550 bin ziyaretçiyle başlayan yolculuğunun bugün 12 milyona yaklaşan ziyaretçi sayısı ve 150’yi aşkın kurum paydaşlığıyla dünyanın en büyük teknoloji festivallerinden biri hâline geldiği ifade edildi. Ardahan Üniversitesi bünyesinde 2025 yılında kurulan ARÜ Teknofest Topluluğu, 135 gönüllü öğrencisiyle kısa sürede önemli projelere imza attı. Topluluk tarafından hazırlanan ÜNİDES Projesi, Teknofest’te 75.000 TL destek almaya layık görüldü. SERKA-Ardahan Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen Siber Vatan Projesi’nin öğrenci organizasyonu da topluluk tarafından başarıyla yürütülüyor. Savaşan İHA, finansal teknolojiler, blokzincir sistemleri ve diğer yenilikçi alanlarda süren çalışmaların hedefi, Ardahan’da Teknofest başarısını sürdürülebilir bir teknoloji kültürüne dönüştürmek olarak belirtildi. Programın kapanış bölümünde Ardahan’ın teknoloji ekosisteminin güçlenmesine katkı sunan tüm kurumlara teşekkür edildi. Özellikle Ardahan Valiliği, Ardahan Üniversitesi Rektörlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve Deneyap ekibinin destekleri vurgulandı. Konuşmaların sonunda gençler, Millî Teknoloji Hamlesi’nin bir parçası olmaya; üretmeye, yarışmaya ve geleceğin teknolojilerine katkı sunmaya davet edildi.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:52 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent tarafından düzenlenen 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi, yoğun katılımla başladı. Geleceğin teknolojilerinin konuşulduğu zirvede Rektör Özkan, yapay zekânın çevresel maliyetine vurgu yaparak en hızlı değil, en sürdürülebilir teknolojiyi geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Türkiye’de bölgesel ölçekte başlayan ve yıllar içinde ulusal çapta takip edilen bir teknoloji buluşmasına dönüşen Akdeniz Bilişim Zirvesi, akademisyenleri, sektör profesyonellerini, girişimcileri, yatırımcıları ve öğrencileri aynı platformda buluşturdu. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Antalya İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Yapay zeka dönüşümünün içindeyiz Programda yaptığı konuşmada Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından biri haline geldiğini belirten Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Gençleri herhangi bir ücret ödemeden teknolojinin liderleriyle bir araya getirmek büyük bir mesele ve büyük bir başarı. Genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimiz mücadeleci, çalışkan ve yeniliklere açık. Bu tür çalışmalar ve zirveler onlara ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonu sağlıyor. Yapay zekâ dediğimiz olgunun tsunami etkisi oluşturacağını artık çok net görüyoruz. Bazı meslekleri ortadan kaldıracak ama bazılarını da ihya edecek. Hatta bugün olmayan yeni meslekler ortaya çıkaracak. Yani yapay zekâ dönüşümünün, devriminin eşiğinde değil, artık tam olarak içindeyiz. Bu süreci en iyi algılayacak ve yakalayacak olanlar da gençlerdir" dedi. "Katma değer üreterek ülkemizi büyüteceğiz" Kişi başına düşen milli geliri artırmanın en etkili yolunun katma değer üretmek olduğunu vurgulayan Vali Şahin, "Bugün 18 bin dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 20 bin doları aştığında ülkemiz bambaşka bir noktaya ulaşacaktır. Bunu başarmak için katma değeri yüksek işler üretmemiz gerekiyor. Bu işler ancak teknolojiyle, bilişimle ve yapay zekâ gibi büyük sıçramalarla mümkün olur. Dünya büyük bir dönüşümün tam ortasında. İnşallah geleceğin teknoloji devleri, artık Türkiye’nin adıyla anılan şirketler olacak. Savunma sanayiinde bunu hızla başarıyoruz; ancak sadece savunma sanayiinde değil, her alanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvenin de bu sürece önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve başta Teknokent Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Açılışta konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, teknolojinin dönüşüm gücüne dikkat çekerek yapay zekânın hem büyük bir fırsat hem de doğru yönlendirilmediğinde bir risk alanı olabileceğine vurgu yaptı. Rektör Özkan, "Bugün burada geleceğin dünyasını, teknolojinin dönüşüm gücünü ve insanlığın yarınlarını konuşmak üzere bir aradayız. Yapay zeka, sağlıktan tarıma, ekonomiden eğitime kadar tüm alanları dönüştürüyor. Bana göre yapay zeka büyük bir fırsat; fakat doğru yönlendirilmezse risk oluşturabilecek bir güç. Onu fırsata da tehdide de dönüştürecek olan yine bizleriz." dedi. Yapay zekanın çevresel maliyeti Yapay zekânın genellikle göz ardı edilen çevresel yüküne dikkat çekerek veri merkezlerinin su tüketimi ve enerji ihtiyacına vurgu yapan Rektör Özkan, "Büyük dil modellerinin çalıştığı veri merkezleri, soğutma için ciddi miktarda su tüketiyor. Tek bir yapay zekâ sorgusunun bardak ölçeğinde su tüketimine yol açtığı, modellerin eğitim süreçlerinde ise milyonlarca litre su kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle teknolojik ilerlemeyi hedeflerken doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine, su verimliliğine ve çevresel sorumluluğa daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Geleceğin yapay zekâsı ancak doğayı koruyarak değer oluşturabilir" diye konuştu. Konuşmasında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine de değinen Rektör Özkan, "MIT’nin Project Iceberg raporu, yapay zekânın iş gücü üzerindeki gerçek etkisinin henüz görünmeyen, yüzeyin altında olan büyük bir kütle olduğunu söylüyor. Özellikle idari işler, finans, hukuk, muhasebe, pazarlama gibi bilişsel mesleklerde değişimin çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu dönemi doğru okumak hepimiz için kritik." şeklinde konuştu. "Toplumu ve gezegeni gözetmek zorundayız" "Geleceği inşa ederken hem gezegeni hem toplumu gözetmek zorundayız." diyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, artık en hızlı teknolojiyi geliştirmenin yeterli olmadığını, en sürdürülebilir olanı geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Rektör Özkan, "Bu tabloyu bir tehdit olarak değil, yeni bir liderlik fırsatı olarak görmeliyiz. Türkiye’nin ve Akdeniz bölgesinin, bilişimde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlatma şansı var" dedi. Rektör Özkan, "Geleceği konuşmak aynı zamanda sorumluluğu konuşmaktır. Bu zirvede geleceği konuşacağız ve bunu konuşurken insanı, vicdanı, etik değerleri, ahlakı ve doğayı unutmamamız gerekiyor. Ancak maalesef unutuyoruz. Zira şu anda dünyanın dört bir yanında nadir elementler için ciddi savaşlar var. Ancak medeniyetler bir döngü şeklinde var oluyor ve biz bu değerleri unutursak korkarım ki insanoğlu kendini başladığı noktada bulacak" dedi. Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin her yıl daha da büyüdüğünü belirten Özkan, Antalya Teknokent başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ise "Geleceği Kodla, Evreni Keşfet temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu zirve, Antalya’nın teknoloji ve bilişim alanında da bir cazibe merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Antalya Teknokent olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, girişimciliği ve teknolojiyi teşvik eden projelerle de bölgesel kalkınmanın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, üniversitelerimiz, sanayi kuruluşlarımız ve kamu kurumlarımız ile güçlü bir iş birliği içerisindeyiz. Aynı zamanda, teknoloji geliştirme bölgemizdeki firmalarımızı, uluslararası arenada rekabetçi kılmak için destekliyor ve projelerini dünya pazarına taşımalarını sağlıyoruz." dedi. Dr. Yavuz daha sonra Teknokentin projeleri, hedefleri ve vizyonunu anlatan detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin ve Rektör Özkan, teknoloji, ticaret, yazılım, AR-GE ve otomasyon alanlarında başarı elde eden firmalara plaketlerini takdim etti. Akdeniz Bilişim Zirvesi, gün boyunca farklı oturumlar, uzman konuşmaları ve teknoloji panelleriyle katılımcılara sektörün geleceğine dair kapsamlı bir perspektif sunacak.
Türkiye Siber Vatan Programı 2026 dönemi tüm ülkede uygulanıyor
06 Kasım 2025 Perşembe - 14:21 Türkiye Siber Vatan Programı 2026 dönemi tüm ülkede uygulanıyor Türkiye’de son yıllarda dijital teknolojiler alanında beşeri sermayenin güçlendirilmesine yönelik çalışmalarla yeni yetenekler ve girişimler ortaya çıkmaya başlamıştır. Temeli nitelikli insan kaynağına dayalı bu alanda özelleştirilmiş eğitim faaliyetleri büyük bir etki oluşturmakta ve özellikle gençlerin bu alanlara yönlenmesine aracılık etmektedir. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ve Savunma Sanayii Başkanlığı iş birliğinde Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda kalkınma ajansları, Türkiye Siber Güvenlik Kümelenmesi ve üniversiteler tarafından ülkemizin siber güvenlik uzmanı ihtiyacının karşılanması, genç istihdamının ve teknoloji odaklı genç girişimlerin arttırılması amacıyla 2019 yılından itibaren Siber Vatan Programı uygulanmaktadır. Gençlerin potansiyelini açığa çıkaran ve onları Türkiye’nin dijital geleceğinin aktörleri haline getiren Siber Vatan Programı, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü’nün yerel kalkınma hamlesi misyonunu doğrudan tamamlayan stratejik bir girişim niteliği taşımaktadır. Siber Vatan Programını diğer benzer eğitim faaliyetlerinden ayıran en önemli nokta çok taraflı ve sistematik işbirlikleri ile uçtan uca koordine edilmiş bileşenler kapsamında kapasite inşa edilmesidir. Siber Vatan Programı kapsamında özellikle üniversite öğrencilerine siber güvenlik alanında derinlemesine teknik eğitimler verilmekte, takımlar halinde görev ve uygulamalar yapılmakta, ulusal ve uluslararası yarışmalara katılım sağlanmakta ve teknoloji odaklı girişim geliştirme çalışmaları yapılmaktadır. 2019 yılından itibaren uygulanan program kapsamında bugüne kadar ulusal ve uluslararası birçok siber güvenlik yarışmasında önemli başarılar elde edilmiş, yaklaşık 380 öğrencinin istihdamına katkı sağlanmış ve 8 genç girişim ortaya çıkmıştır. Türkiye’nin siber savunma kapasitesini güçlendirmek ve gençlere fırsat eşitliği sunmak amacıyla, Siber Vatan Programı 2026 yılında Türkiye’nin 81 ilinde aynı anda uygulanacaktır. Siber Vatan Programı üniversite öğrencilerinin başvurularına açık olacak ve program 81 ilden katılacak öğrencilerin belirlenmesiyle çevrim içi eğitim ve uygulama süreciyle başlayacaktır. İlk adım olarak her bir il bazında öğrencilerin katılımıyla 30 gün süreyle çevrim içi interaktif eğitimler verilecektir. Çevrim içi eğitim sonunda yapılacak çevrimi CTF sınavında başarılı olan 40 öğrenci yüz-yüze eğitimlere katılmaya hak kazanacaktır. Her ilde düzenlenecek 5-7 günlük yüz yüze uygulamalı eğitimlerle sızma testi ve web güvenliği alanlarında yetkinlik kazandırılacaktır. Yüz-yüze eğitimlerin ardından öğrencilere Siber Vatan Öğrenci Yönetim Sistemi üzerinden çevrim içi eğitim verilerek uygulama becerileri geliştirilecektir. Eğitimlerin sonunda gerçekleştirilecek sınavlarla, her kalkınma ajansı bölgesinde en başarılı 5 öğrenci seçilerek o bölgenin Siber Vatan Takımı oluşturulacaktır. Bölgelerinde birinci olan 26 takım Ankara’da gerçekleştirilecek ulusal Siber Vatan CTF Yarışmasında birinci olmak için yarışacaklardır. Öncelikle 26 bölge birincisi takım üyeleri olmak üzere 81 ilde başarılı olan gençlerin staj ve istihdam süreçleri kalkınma ajansları ve Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülecektir. Serhat Kalkınma Ajansı koordinasyonunda Ağrı İbrahim Çeçen üniversitesi, Ardahan Üniversitesi, Iğdır Üniversitesi ve Kafkas Üniversitesi iş birliğiyle Bölgemizde yürütülecek olan Siber Vatan Programı’na 15 Kasım 2025 tarihine kadar sibervatan.org.tr internet sitesi üzerinden başvuru yapılabilecektir.
Şırnak’ta siber güvenlik eğitimi başvuruları başladı
06 Kasım 2025 Perşembe - 13:54 Şırnak’ta siber güvenlik eğitimi başvuruları başladı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Savunma Sanayii Başkanlığı iş birliğinde, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen "Siber Vatan Programı 2026 Dönemi" başvuruları başladı. Türkiye’nin siber güvenlik uzmanı ihtiyacının karşılanması, genç istihdamının artırılması ve teknoloji odaklı girişimlerin desteklenmesi amacıyla 2019 yılından bu yana yürütülen program, 2026 döneminde Türkiye genelinde 81 ilde uygulanacak. Program, geçtiğimiz yıl TRC3 Bölgesinde Batman’da başarıyla hayata geçirilmişti. Siber güvenlik alanında farkındalık oluşturmayı ve gençlere fırsat eşitliği sağlamayı amaçlayan program, bu yıl Şırnak’ta da hayata geçiriliyor. Üniversite öğrencilerinin katılımına açık olacak program kapsamında ilk olarak 30 gün sürecek çevrim içi interaktif eğitimler verilecek. Eğitim sürecinin sonunda yapılacak CTF (Capture The Flag) sınavında başarılı olan 40 öğrenci, beş gün sürecek yüz yüze uygulamalı eğitime katılma hakkı kazanacak. Bu eğitimlerde katılımcılara sızma testi ve web güvenliği konularında uygulamalı bilgi ve beceriler kazandırılacak. Eğitimlerin ardından yapılacak değerlendirmeler sonucunda, ülke genelinde 26 kalkınma ajansı bölgesinde en başarılı beş öğrenci seçilerek "Siber Vatan Takımı" oluşturulacak. Bölge birincileri, Ankara’da düzenlenecek Ulusal Siber Vatan CTF Yarışmasında Türkiye birinciliği için yarışacak. Program sonunda başarılı olan öğrencilerin staj ve istihdam süreçleri, Kalkınma Ajansları ve Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülecek. Siber güvenlik alanında kendini geliştirmek isteyen üniversite öğrencileri, 15 Kasım 2025 tarihine kadar internet üzerinden başvuru yapabilecek.
Mardin’de siber güvenlik eğitimi başvuruları başladı
06 Kasım 2025 Perşembe - 13:48 Mardin’de siber güvenlik eğitimi başvuruları başladı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile Savunma Sanayii Başkanlığı iş birliğiyle, Kalkınma Ajansları Genel Müdürlüğü koordinasyonunda yürütülen "Siber Vatan Programı 2026" başvuruları başladı. Program, Türkiye’nin siber güvenlik uzmanı ihtiyacını karşılamak ve gençlere bu alanda istihdam fırsatı sunmak amacıyla gerçekleştiriliyor. 2019 yılından bu yana uygulanan Siber Vatan Programı, gençlerin teknoloji odaklı girişimlerini desteklemeyi ve nitelikli insan kaynağı yetiştirmeyi hedefliyor. 2025 yılında 23 ilde yürütülen program, 2026 döneminde Türkiye’nin tüm illerinde hayata geçirilecek. Program, geçtiğimiz yıl ajans bölgesinde Batman’da başarıyla tamamlandı. Başvurular üniversite öğrencilerine açık olacak. Süreç, çevrim içi eğitim ve uygulama programı ile başlayacak. İlk aşamada, her ilde 30 gün boyunca çevrim içi interaktif eğitimler düzenlenecek. Eğitimlerin sonunda yapılacak CTF (Capture the Flag) sınavında başarılı olan 40 öğrenci yüz yüze eğitim hakkı elde edecek. Beş gün sürecek yüz yüze eğitimlerde öğrencilerin sızma testi ve web güvenliği alanlarında yetkinlik kazanması hedefleniyor. Bu aşamanın ardından öğrenciler, Siber Vatan Öğrenci Yönetim Sistemi üzerinden destekleyici çevrim içi eğitimlere devam edecek. Program finalinde yapılacak sınavlarla, Türkiye genelindeki 26 kalkınma ajansı bölgesinde en başarılı beş öğrenci seçilerek "Siber Vatan Takımları" oluşturulacak. Bölge birincisi 26 takım, Ankara’da düzenlenecek Ulusal Siber Vatan CTF yarışmasında mücadele edecek. Program kapsamında başarılı öğrencilerin staj ve istihdam süreçleri, kalkınma ajansları ve Savunma Sanayii Başkanlığı koordinasyonunda yürütülecek. Siber Vatan Programı başvuruları, 15 Kasım 2025 tarihine kadar internet sitesi üzerinden yapılabilecek.
CW Enerji HIT-30 Desteğiyle Güneş Hücresi Teknolojisinde Türkiye’yi dünya sahnesine taşıdı
06 Kasım 2025 Perşembe - 12:20 CW Enerji HIT-30 Desteğiyle Güneş Hücresi Teknolojisinde Türkiye’yi dünya sahnesine taşıdı CW Enerji iştiraki CW SolarCell’in geliştirdiği TOPCon High Effiency güneş hücresiyle uluslararası arenada dikkat çeken bir başarı elde etti. Firmanın geliştirdiği güneş hücresi, dünyanın en prestijli fotovoltaik laboratuvarlarından biri olan Fraunhofer ISE tarafından test edilerek yüzde 25,03 verimlilik onayı alma başarısı gösterdi. Testler, IEC 60904 standartlarına uygun olarak, AAA sınıfı solar simülatör ve EA & ILAC uluslararası akreditasyon sistemleri çerçevesinde gerçekleştirildi. Elde edilen bu sonuç, Türkiye’nin güneş enerjisi teknolojilerinde ulaştığı seviyeyi tescillerken, CW Enerji’yi dünya ligine taşıyan önemli bir kilometre taşı oldu. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan CW Enerji Yönetim Kurulu Başkanı Tarık Sarvan, bu başarının Türkiye’nin güneş teknolojilerinde geldiği noktayı tüm dünyaya gösterdiğini söyledi. Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Yüksek Teknoloji Yatırım Programı (HIT-30) kapsamında aldıkları destekle hayata geçirdikleri güneş hücresi üretim tesislerinin Türkiye’nin ve Avrupa’nın en büyük tesisi konumunda bulunduğunu belirten Sarvan, "Hücre yatırımımızı aldığımız destekle hızlı bir şekilde devreye almamızın ardından Fraunhofer ISE test sonuçlarına göre %25 üzeri verimliliğe çıkarak Türkiye’yi dünya yarışına soktuk. Bu başarıda yerli üretimi ve teknolojik gelişimi teşvik eden HIT-30 programının büyük katkısı bulunuyor. Sağlanan bu destek yalnızca tesisin hayata geçmesini hızlandırmakla kalmadı, aynı zamanda ülkemizin yenilenebilir enerji alanındaki rekabet gücünü de önemli ölçüde artırdı. Bu sonuç, Cumhurbaşkanlığımızın yüksek teknolojiye dayalı üretim vizyonunun ne kadar güçlü ve yerinde bir strateji olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde yürütülen bu vizyoner yaklaşım, Türkiye’nin sadece enerji alanında değil, teknoloji ve sanayi yatırımlarında da dünya sahnesinde söz sahibi bir ülke olmasının önünü açıyor. Bizler de CW Enerji olarak, bu vizyon doğrultusunda üretim gücümüzü artırarak ülkemizin hedeflerine katkı sağlamaktan büyük onur duyuyoruz" dedi. Türkiye’yi güneş hücresi teknolojilerinde resmi olarak dünya ligine taşıdık Sarvan, çalışmalarıyla Türkiye’nin enerji teknolojilerinde küresel ölçekte söz sahibi olmasını hedeflediklerini vurgulayarak, " Fraunhofer testlerindeki onay çabalarımızın uluslararası alanda da karşılık bulduğunun bir kanıtı. Bu başarı, Türkiye’nin yerli mühendislik gücüyle dünya standartlarında ürünler geliştirebileceğini gösteriyor. Bu sonuç ile Türkiye’yi güneş hücresi teknolojilerinde resmi olarak dünya ligine taşıdık. Amacımız ülkemizin enerji alanındaki rekabet gücünü kalıcı şekilde artırmak" diye konuştu. AR-GE çalışmaları kapsamında geliştirilen yeni nesil yüksek verimli güneş hücrelerinde yüzde 25’in üzerinde verim seviyesine ulaştıkları için mutlu ve gururlu olduklarını belirten Sarvan, bu hücreleri önümüzdeki günlerde tekrar Fraunhofer ISE’ye göndererek uluslararası sertifikasyon sürecinin başlatılacağını kaydetti.
Uzmanı açıkladı: "Dijital diyet hayat kalitesinin artırıyor"
06 Kasım 2025 Perşembe - 11:26 Uzmanı açıkladı: "Dijital diyet hayat kalitesinin artırıyor" Dijitalleşmenin hızla arttığı günümüzde bireylerin dijital dünyayla olan ilişkilerini kontrol altına almaları gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Tuncay Dilci, dijital diyetin teknoloji kullanımını sınırlayarak dikkat dağınıklığı, uyku bozukluğu ve sosyal ilişki problemlerine karşı koruma sağladığını vurguladı. Günümüzde teknolojinin hayatın her alanına girmesiyle birlikte dijital bağımlılık oranı da giderek artıyor. Sosyal medya, akıllı telefon ve dijital oyunlara aşırı maruz kalmanın bireylerde dikkat dağınıklığı, odaklanma bozukluğu, uyku sorunları ve sosyal ilişkilerde kopukluk gibi problemlere yol açabiliyor. Özellikle yatak odasında telefon ve tablet bulundurmak, melatonin hormonunun yeterince salgılanamamasına neden olarak uyku kalitesini düşürüyor. Ayrıca sürekli bildirimlere maruz kalmak, kişilerin sabırsızlık, acelecilik ve dürtüsel davranışlar sergilemesine yol açabiliyor. Bu durum da dijital farkındalığın önemini daha da artırıyor. Bu sorunların önüne geçebilmek için önerilen ‘dijital diyet’, bireyin dijital temasını sınırlı, bilinçli ve amaçlı bir şekilde yönetmesini sağlayan bir yöntem olarak öne çıkıyor. Dijital diyet ise bireylerin gün içerisinde ne kadar süreyle, hangi amaçla ve kimlerle dijital etkileşimde bulunduğunu fark etmesini hedefliyor. Bu süreç, dijital araçların gereksiz kullanımını azaltarak daha dengeli ve sağlıklı bir yaşam alışkanlığı kazandırmayı amaçlıyor. Bilimsel araştırmalar, dijital diyet uygulayan bireylerde farkındalık seviyesinin yüzde 30 ila 35 oranında arttığını ve buna bağlı olarak yaşam kalitesinin yükseldiğini gösteriyor. Konuya ilişkin açıklamalarda bulunan Dijital Yaşam Enstitüsü Başkanı ve Dijital Bağımlılıkla Mücadele Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Tuncay Dilci, dijital diyetin üç aşaması olduğunu ve ilk olarak haftalık farkındalık çalışması yapılması gerektiğini söyleyerek, dijital yaşam risk haritasının çıkarılması gerektiğini söyledi. "Çeki düzen gerekiyor" Zayıflamak için beslenme ve doğru ilaç kullanımı gibi etkenlere dikkat edildiğini ve dijital nesnenin verebileceği zararlara karşı da diyet yapılması gerektiğini söyleyen Tuncay Dilci, "Yoğun bir dijitalizm çağı içerisindeyiz ve hiç beklemediğimiz yeni bir yaşam dönüşümüyle dijital sosyalizme giden bir boyutun içerisindeyiz. Bu noktada dijital diyet; bireyin yaşamını kontrol altına alabilmek adına dijital temas alışkanlıklarını kontrollü, amaçlı ve bilinçli bir şekilde hareket etmesini sağlayan süreçtir. Bu anlamda sınırlı ve sorumlu davranabilen bir takım uygulama silsilelerini ifade etmektedir. Bir nevi halk arasındaki perhiz yapma gibidir. Nasıl ki zayıflamak veya sağlık için doğru beslenme ve doğru ilaç kullanımı gibi alışkanlıklarımızı kontrol altına almak zorundaysak, aynı şekilde dijital nesnenin verebileceği zararlara karşı kendi yaşamımızı minimalize etmek ve bu minimum uygulamalar içerisinde her türlü temas alışkanlıklarımıza çeki düzen vermek gerekir. Dijital diyetin amacı; dikkat dağınıklığı ve odaklanma problemi gibi sorunlara karşı daha farkında hareket etmek. Bunun dışında sosyal ilişkilerimizi sabote ettiği için bu konuda yine bir farkındalık oluşturmak. En önemlisi de uyku. Özellikle dijital nesnelerin zorunlu kullanımı ve yatak odasında kalmasından dolayı melatonin hormonunun yeterince üretilememesinden kaynaklı sağlıksız bir durumla karşı karşıyayız. Yine zihinsel yorgunluğun ortaya koymuş olduğu bir takım odaklanma problemleri, ilişki, iletişim sorunlarından bahsedebiliriz. Zorunlu dijital nesne kullanımından kaynaklı en büyük sorunlardan bir tanesi de sabırsızlık, acelecilik ve dürtü bozukluğu ile karşı karşıyayız. Dolayısıyla insanların bu hal ve hareketlerine çeki düzen vermesi gerekiyor" dedi. "Farkındalık çalışmaları gerekiyor" Kişi sorun yaşıyorsa profesyonel destek alınması gerektiğini belirten Dilci, "Dijital diyetin üç aşaması var. İlk olarak yapmamız gereken şey haftalık farkındalık çalışması. Bir hafta boyunca nelerle temas halindeyiz, hangi amaçla giriyoruz, ne kadar düzeyde giriyoruz ve kimlerle muhatap oluyoruz? Bunların süresiyle birlikte dijital yaşam risk haritamızı çıkarmamız gerekiyor. İkinci aşama ise sınırlama evresi. Gereksiz ve amaçsız 5 saatin üzerinde temas halindeysek gerçekten ciddi bir dijital yaşam sorunumuz var demektir. Üçüncüsü ise sessiz moda almak. Dijital nesnenin herhangi bir şekilde uyarıcı niteliği olan imge, simge, ses ve mesajları sessize alarak biz istediğimiz zaman bakabileceğimiz moda getirmek. Yani farkındalıktan kurtuluşa doğru evirilen yeni bir yaşam biçimine dönük süreçleri başlatmamız ve bunun bir yaşam kültürü haline gelmesi. Bu konuda başa çıkma sorunu veya dijital diyet dediğimiz uygulamaları aşamalı bir şekilde gerçekleştirmekte sorun yaşıyorsak profesyonel bir destek almak gerekir" diye konuştu. "Yaşam kalitesi artacaktır" Dijital diyetle yaşam kalitesinin arttığını ifade eden Dilci, "Bu konuda yapılan birçok çalışma var. Dijital diyetle ilgili yapılan çalışmalarda yüzde 30 ila yüzde 35 arasında kişinin farkındalığı arttığı ve bu farkındalığa bağlı olarak da yaşam kalitesinin arttığı görülmüştür. Daha mutlu, nezih bir yaşam sürdüğü ve dijital nesneleri de daha sağlıklı ve kontrollü kullanma becerisinin arttığı yönünde sonuçlar bilimsel ve deneysel çalışmalara yansımıştır" şeklinde konuştu.
DTS Tasarım Merkezi yapay zeka destekli tekstil tasarımında Türkiye’nin ön saflarında
06 Kasım 2025 Perşembe - 10:08 DTS Tasarım Merkezi yapay zeka destekli tekstil tasarımında Türkiye’nin ön saflarında Türkiye çapında ihtisaslaşan ilk üniversitelerden biri olan Uşak Üniversitesi’nde kurulan Deri, Tekstil ve Seramik Tasarım Uygulama ve Araştırma Merkezi (DTS Tasarım Merkezi), ürettiği 3 boyutlu (3D tasarım) tasarımlarla da rakiplerinin önüne geçiyor. Uşak Üniversitesi bünyesinde faaliyet gösteren DTS Tasarım Merkezi, Türkiye’de dijital tekstil ve yapay zeka tabanlı tasarım alanında öncü projelere imza atıyor. Gelişen teknolojilerle birlikte tekstil sektöründe dönüşüm başlatan merkez, dijitalleşmeyi sadece bir araç değil, üretim süreçlerinin temel unsuru haline getirdi. Yaklaşık 6 yıldır Uşak’ta faaliyetlerini sürdüren merkez, özellikle CLO3D giysi simülasyonları konusunda Türkiye’nin en deneyimli ekiplerinden birine sahip. 2009 yılından beri bu yazılımı profesyonel düzeyde kullanan uzman kadro, fiziksel numune üretimi olmadan sanal ortamda 360 derece gerçekçi kıyafet tasarımları yaparak sektörde fark gösteriyor. Türkiye’nin önde gelen kurumları için tasarımlar hazırladıklarının altını çizen Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Savaş, DTS Tasarım Merkezinin 3 boyutlu tasarım çalışmaları ile ilgili şunları kaydetti: "DTS Tasarım Merkezimiz, özellikle Sağlık Bakanlığı 112 Acil Servis Kıyafetleri Projesi, PTT, Orman Genel Müdürlüğü, UMKE ve AB RescUE Sahra Hastaneleri gibi önemli kurumların kıyafetlerini dijital ortamda başarıyla tasarladı. CLO3D ile geliştirilen 3D sanal numuneler sayesinde üretim öncesi revizyonlar uzaktan yapılabildi, zamandan ve maliyetten ciddi tasarruf sağlandı. Ayrıca bu tasarımlar için insan kullanımına gerek kalmadı. Yaşlı, hasta ya da çocuklarının kullanılmasına gerek olmadan tasarlanan ürünler 3 boyutlu üretilen mankenlerle sunuldu." dedi. Geleneksel olarak günler süren tasarımların 3D tasarım sayesinde artık dakikalar içinde tamamlanabildiğini belirten Rektör Savaş, "Merkez, bu teknolojiyi sadece tekstil değil, endüstriyel tasarım ve otomotiv sektörü gibi farklı alanlarda da aktif şekilde kullanıyor. Bugüne kadar, Baby Cosy, MTN Trade, Cozzy Wolf, Columbus gibi uluslararası markaların ürünlerinin dijitalleştirilmesi ve yapay zeka destekli tasarımları geliştirildi. DTS Tasarım Merkezi’nin dijital kütüphanesinde bugüne dek 20 bin - 30 bin arasında görsel üretildi. Tüm bu çalışmalar; dijital dönüşüm, verimlilik ve kalite artışına somut katkılar sağladı." dedi. DTS Tasarım Merkezinin, yalnızca ürün geliştirme değil, aynı zamanda sektöre yönelik eğitim faaliyetleri de yürüttüğünü belirten Prof. Dr. Ekrem Savaş, "DTS Tasarım Merkezindeki uzmanlarımız tarafından Türkiye’nin önde gelen tekstil firmalarına yapay zeka destekli kalıp ve tasarım eğitimleri de veriliyor. Ayrıca çeşitli firmalar için demo projeler hazırlanıyor." diye konuştu. DTS Tasarım Merkezinde görev yapan Öğr. Gör. Fatih Aytekin konuyla ilgili verdiği bilgide yapay zekanın sosyal medyada yaygın olarak görülen yüzeysel kullanımlarının aksine; mühendislik temelli, üretim süreçlerine entegre ve verimlilik odaklı kullanımına dikkat çekti. Uşak Üniversitesi DTS Tasarım Merkezinin teknolojiyi bilimsel bir zeminde, ölçülebilir ve sürdürülebilir çıktılarla birleştirerek kullanmaya devam ettiğinin altını çizen Aytekin ‘‘DTS Tasarım Merkezi, dijitalleşme ve yapay zeka entegrasyonu konusundaki çalışmalarıyla Türkiye’nin tekstil ve moda sektöründe global rekabet gücünü artırmayı hedefliyor. Kamu kurumları ve özel sektörle yürütülen projeler sayesinde hem ulusal hem uluslararası alanda katma değer üretiliyor.’’ dedi.
Canik Ekofest 16 bine yakın kişiyi ağırladı
05 Kasım 2025 Çarşamba - 15:41 Canik Ekofest 16 bine yakın kişiyi ağırladı Samsun’da, Canik Belediyesi ve Canik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nün ilçede düzenlediği Samsun’un ilk doğa festivali Canik Ekofest’te 15 bin 768 kişi sıfır atık, geri dönüşüm, doğa ve çevre konularında uygulamalı eğitimlerle buluştu. Canik Belediyesi’nin sıfır atık kültürü ve sürdürülebilir gelecek anlayışıyla hayata geçirdiği projeler büyük ilgili görmeye devam ediyor. Canik Belediyesi ve Canik İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü iş birliğiyle düzenlenen ve Samsun’da düzenlenen ilk doğa festivali olma özelliğini taşıyan Canik Ekofest, her yaştan doğaseverin buluşma noktası oldu. Canik’te 3 gün süren ve 15 bin 768 kişinin katıldığı festivalde, sıfır atık, geri dönüşüm, enerji verimliliği, küresel iklim değişikliğine karşı alınması gereken önlemler, temiz enerji ve doğal yaşam konularında eğitimler ve atölye çalışmaları gerçekleştirildi. Canik Ekofest’te ziyaretçileri bilimsel deneyler, gözlem etkinlikleri ve yapay zekâ araçlarıyla desteklenen eğitim programlarıyla bir araya getirdiklerini dile getiren Canik Belediye Başkanı İbrahim Sandıkçı, "Canik’imizde sıfır atık konusunda farkındalık oluşturan çalışmalara imza atıyor, doğa ve çevre dostu nesiller yetiştiriyoruz" dedi. "Sıfır atık bilinciyle daha yaşanılabilir bir gelecek bırakabiliriz" Canik Ekofest’le doğanın ve çevrenin korunması ile ilgili toplumsal farkındalığın artmasına katkılar sunduklarını ifade eden Başkan İbrahim Sandıkçı, "Canik’imizde gerçekleştirdiğimiz şehrimizin ilk doğa festivali olan Canik Ekofest ile sıfır atık, geri dönüşüm, doğa ve çevre konularında toplumsal bilincin yaygınlaşmasına katkılar sunduk. 15 bin 768 ziyaretçimizi ağırladığımız Canik Ekofest’te çocuklarımızı ve gençlerimizi, sıfır atık ve enerji verimliliği başta olmak üzere doğa ve çevre konularında uygulamalı eğitimlerle buluşturduk. Doğa biliminin heyecan dolu yolculuğuna ilk adımı atan ziyaretçilerimizi, yapay zekâ araçlarıyla hazırladığımız atölye etkinlikleriyle bir araya getirdik. Doğa, çevre ve sıfır atık konusunda yeni çalışmaları hayata geçirmeyi sürdüreceğiz. Çünkü sıfır atık bilinciyle doğamızı koruyabilir, nesillerimize daha yaşanılabilir bir gelecek bırakabiliriz" şeklinde konuştu. Canik Ekofest’te 37 farklı atölyede uygulamalı eğitimler gerçekleştirdiklerini ifade eden Başkan Sandıkçı, ayrıca yapay zekâ ve hologram teknolojisi ile zenginleştirdikleri atölye etkinlikleri çerçevesinde ziyaretçileri, orman yangınlarına karşı alınması gereken önlemler ile ilgili eğitimlerle de bir araya getirdiklerini sözlerine ekledi. Canik Özdemir Bayraktar Keşif Kampüsü Şenlik Alanı’nda gerçekleştirilen ve TÜBİTAK 4007 Bilim Şenlikleri Destekleme Programı tarafından desteklenen Canik Ekofest’te düzenlenen eğitimler ve etkinlikler ziyaretçilerden tam not aldı. Canik Kaymakamlığı koordinasyonunda düzenlenen ve Canik Bilim ve Sanat Merkezi öğretmeni Fatma Ağaçdiken’in yürütücülüğünü üstlendiği festivalde, ziyaretçilere karaçam fidanı da hediye edildi.
Uşak Üniversitesi yenilikçi fikirlerle geleceğe yön veren gençleri ödüllendirdi
05 Kasım 2025 Çarşamba - 15:02 Uşak Üniversitesi yenilikçi fikirlerle geleceğe yön veren gençleri ödüllendirdi Uşak Üniversitesi tarafından, Helal Finans Araştırmaları Derneği (HEFİAD) ve Sigortambir sponsorluğunda düzenlenen "3. Genç Nesiller Yarışıyor" Proje Yarışmasının proje sunumları ve ödül töreni, 4 Kasım 2025 tarihinde Güzel Sanatlar Fakültesi Mustafa Kemal Paşa Amfisinde gerçekleştirildi. Yenilikçi, ülke ekonomisine katkı sağlayacak mühendislik, mimarlık, bilgi işlem teknolojileri, nanoteknoloji, biyoteknoloji, teknoloji bilimleri, eğitim teknolojileri ve diğer alanlardaki öğrenci projelerinin değerlendirildiği yarışmanın kapanış programına; Uşak Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Savaş, Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Kenan Taş, ile Prof. Dr. Osman Birgin, Genel Sekreter Bülent Şahin, HEFİAD Başkanı Mehmet Gürdaş, Uşak Üniversitesi Teknoloji Transfer Ofisi (UTTO) Koordinatörü Doç. Dr. Atike İnce Yardımcı ile UTTO ekibi, akademik ve idari personel ile öğrenciler katıldı. Ayrıca programa Uşak İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Zafer Kalkınma Ajansı, TKDK temsilcileri de katılım sağladı. "Bilgiyle hayalin buluştuğu anlamlı bir etkinlik" Törenin açılış konuşmasını yapan Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş, yarışmanın bilgiyle yenilikçiliği buluşturan çok değerli bir etkinlik olduğunu belirterek şöyle konuştu: "Bu yarışma, yalnızca bir rekabet platformu değil; aynı zamanda öğrencilerimizin fikirlerini gerçeğe dönüştürebilecekleri, girişimcilik ruhlarını ortaya koyabilecekleri bir öğrenme ve gelişim alanıdır. Yaşadığımız çağ, bilginin üretildiği kadar ticarileştiği, fikirlerin hızla değere dönüştüğü bir çağdır. Girişimcilik artık sadece ekonomik bir faaliyet değil; bir vizyon, bir yenilikçilik kültürüdür. Biz üniversiteler olarak, siz gençlerin sadece bilgi tüketen değil, aynı zamanda bilgi üreten, sorunlara çözüm geliştiren bireyler olmasını hedefliyoruz." Prof. Dr. Savaş, Uşak Üniversitesi’nin proje ve girişimcilik kültürünü geliştirmeye yönelik önemli adımlar attığını belirterek 2024 yılında 210 öğrencinin TÜBİTAK 2209-A projeleriyle başvuru yaptığını, bu projelerden 119’unun destek almaya hak kazandığını vurguladı. Rektör Savaş, "Öğrencilerimizin teknolojiye ve bilime ilgisi arttıkça ülkemizin geleceğine duyduğumuz umut da güçleniyor. Her bir proje küçük bir fikirden doğsa da büyük bir etki oluşturma potansiyeli taşır. Cesur olun, farklı düşünün ve hayallerinizi gerçeğe dönüştürmekten korkmayın." ifadelerini kullandı. HEFİAD Başkanı Mehmet Gürdaş ise ‘Genç Nesiller Yarışıyor’ Proje Yarışmasının paydaşı olmaktan ve bu yıl yarışmanın üçüncüsünü gerçekleştirmekten duydukları memnuniyeti dile getirerek başta Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş olmak üzere tüm Uşak Üniversitesi ailesine teşekkür etti. Gürdaş konuşmasında, bilim ve teknolojinin hızla geliştiği günümüzde, insanın bu gelişimin merkezinde yer alması gerektiğine dikkat çekti. Gürdaş, bilimin ve teknolojinin insana hizmet etmesi gerektiği vurgulayarak ‘‘İnsanı oluşturulanların en şereflisi olarak gören anlayışla yapılan bilim ve teknoloji çalışmaları tüm insanlığa barış, huzur, refah ve adalet sağlar. Bu kapsamda siz değerli gençlerin hedefi, bilim ve teknolojiyi; milletimizin, İslam coğrafyasının ve tüm insanlığın barış, güven ve adalet içinde bir geleceğe ulaşması için bir araç olarak kullanmak olmalıdır’’ dedi. Finale kalan projeler sunum yaptı, ödüller sahiplerini buldu Programın devamında finale kalan 9 proje jüriye sunuldu. Jüri üyelerinin değerlendirmesi sonucunda dereceye giren öğrencilere ödülleri Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş ve HEFİAD Başkanı Mehmet Gündaş tarafından takdim edildi. Yarışmada Niğde Ömer Halisdemir Üniversitesi’nden Özge Nur Cingitaş, "Postral Bozukluklar için Akıllı Destek ve Uyarı Sisteminin Geliştirilmesi" konulu projesi ile birinci oldu ve ödülünü Rektör Prof. Dr. Ekrem Savaş’ın elinden aldı. Sakarya Üniversitesi’nden Şevval Nur Kalaycı "Yapay Zeka Destekli Toplu Taşıma" konulu projesi ile ikinci oldu ve ödülünü HEFİAD Başkanı Mehmet Gürdaş’ın elinden aldı. Uşak Üniversitesi’nden Nesibe Özge Toy, "Doğal İçerikli Yerli ve Milli Ürün: Propolisli Islak Mendil, Kolonya ve Maske Üretimi" konulu projesi ile üçüncü oldu ve ödülünü Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Osman Birgin’in elinden aldı. Diğer projelere ise mansiyon ödülleri verildi. Etkinlik, toplu fotoğraf çekiminin ardından sona erdi.
Endüstri 4.0’ın kör noktası: Veri güvenliği
04 Kasım 2025 Salı - 13:43 Endüstri 4.0’ın kör noktası: Veri güvenliği Sensörlerle yönetilen akıllı hatlar ve bulut tabanlı veri süreçleri fabrikaları verimlilikte öne taşıyor. Ancak internet bağlantılı bu ekosistem, fidye yazılımları ve veri ihlalleriyle üretimi saatlerce hatta günlerce durdurabiliyor. Uzmanlara göre bu tehdit, yalnızca BT ekiplerinin değil, şirket yönetimlerinin doğrudan sorumluluğu hâline geldi. Akıllı sensörlerle çalışan hatlar, otomasyon düzeyi yüksek karanlık/akıllı fabrikalar ve bulut tabanlı veri akışları, Endüstri 4.0’ın verimlilik avantajını büyütürken siber risklerin ölçeğini de artırıyor. Üretim tesislerinin durma nedeni artık yalnızca mekanik arızalar değil; internet bağlantılı yapılara yönelen sofistike saldırılar, operasyonel sürekliliği ve marka itibarını tehdit ediyor. Bu tablo, siber güvenliği teknik bir BT görevi olmaktan çıkarıp yönetim seviyesinde ele alınması gereken stratejik bir iş riski hâline getiriyor. Fidye yazılımları, tedarik zinciri açıkları ve çalınan kimlik bilgileri; üretim planlarını aksatıyor, teslimat takvimlerini zorluyor ve müşteri güvenini aşındırıyor. Küresel ölçekte bazı üreticilerin yaşadığı veri ihlalleri ve haftalarca süren üretim duruşları, siber dayanıklılığın artık rekabetin ayırt edici unsurlarından biri olduğunu gösteriyor. Yükselen tehdit: Veri ihlali ve kurumsal casusluk Saldırganların yöntem seti genişliyor. Kimlik avı, üçüncü taraf yazılım açıkları, yetkisiz erişim için çalınmış kimlik bilgileri ve tedarik zincirine sızma girişimleri öne çıkıyor. Üretimin bir saatlik kesintisi dahi önemli maliyet oluştururken, sözleşme iptalleri ve yasal süreçler toplam faturayı büyütüyor. İş dünyası açısından risk, yalnızca teknik bir açık değil; doğrudan finansal dayanıklılık ve itibar yönetimi meselesi. "Teknik bir sorun değil, stratejik bir iş riski" Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş. CTO’su Barış Bayram, üretim sektörünün maruz kaldığı siber tehditlerin yalnızca BT departmanlarının sorumluluğunda görülemeyeceğini söyledi. Bayram’a göre modern saldırılar, şirketlerin iş sürekliliğini ve marka itibarını doğrudan etkileyen stratejik bir risk boyutuna ulaştı. Yıllardır kullanılan operasyonel teknoloji (OT) altyapılarının güncel saldırı tekniklerine karşı savunmasız kaldığını belirten Bayram, "güncelleme veya yenileme" kararının çoğu zaman bir maliyet kalemi değil, oluşabilecek zararı azaltan yönetsel bir yatırım olarak düşünülmesi gerektiğini vurguladı. BT ve OT aynı pencereden izlenmeli Üretim sistemleri masaüstü bilgisayarlarla sınırlı değil; hat üzerindeki sensörler, PLC’ler, HMI’lar, endüstriyel ağ anahtarları ve SCADA bileşenleri de saldırı yüzeyinin parçası. Bayram, mümkün olduğu ölçüde BT altyapısıyla birlikte OT katmanının da izlenmesini; olay kayıtlarının tek bir platformda ilişkilendirilerek anormalliklerin üretimi durdurmadan önce tespit edilmesini öneriyor. Riskleri azaltmak için odak başlıklar Uzmanlara göre üretim şirketlerinin önceliği, eyleme geçirilebilir tehdit istihbaratı, sürekli izleme ve anomali tespiti, ağ segmentasyonu ve erişim kontrolü, otomatik yama ve zafiyet yönetimi ile çevrimdışı yedekleme ve geri yükleme senaryoları olmalı. Bu beşli çerçeve, saldırı yüzeyini küçültmenin yanı sıra kesinti sürelerini de anlamlı biçimde kısaltıyor. XDR ve MDR ile genişletilmiş savunma Geleneksel uç nokta koruması tek başına yeterli değil. Genişletilmiş Tespit ve Müdahale (XDR), uç noktalar, sunucular ve bulut sistemlerinden gelen sinyalleri bir araya getirerek saldırı paternlerini bütünsel biçimde ortaya çıkarıyor. Maliyet yalnızca veri kaybı değil Endüstriyel bir ihlalin faturası çoğu zaman dosya kurtarma bedelinin ötesinde; üretim kaybı, gecikmiş teslimatlar, ceza şartları ve müşteri sadakati üzerindeki etkilerle büyüyor. Sonuç: Veriyi koruyabilen kazanır Endüstri 4.0 yarışında belirleyici olan yalnızca otomasyon seviyesi değil; dijital tehdide karşı dayanıklılık. En akıllı fabrikalar, en çok veri toplayanlar değil; verisini güvenle işleyip sürekliliği koruyanlar olacak. Yalnızca teknoloji değil, kültür ve yönetişim Barış Bayram, işletmelerdeki en büyük zafiyetin güncel olmayan yazılımlardan ziyade güvenlik kültürü eksikliği olduğunu belirterek, Fazlanet’in teknik çözümleri yönetişim politikalarıyla birlikte kurguladığını ifade etti. Şirket; kullanıcı erişim yetkilendirmeleri, ağ segmentasyonu, yama süreçleri ve felaket senaryoları gibi başlıkları operasyonel kapasiteyle uyumlu hale getiriyor. Bayram’a göre bu çerçeve, üretim tesislerinde kesinti sürelerini kısaltan ve müşteri güvenini koruyan bir güvenlik omurgası oluşturuyor. Kurumsal çözüm ortağı olarak Fazlanet Bilgi Teknolojileri A.Ş., Türkiye’de 7/24 Türkçe destek, üretim hatlarına özel siber güvenlik danışmanlığı ve sektör bazlı risk modellemesi sunan az sayıda firmadan biri. Şirket, işletmelerin dijital dönüşüm süreçlerini güvenlik, süreklilik ve maliyet optimizasyonu temelinde yapılandırarak, Endüstri 4.0 yatırımlarının kesintisiz ve sağlıklı ilerlemesini hedefliyor.
Kütahya’da ’yapay zeka’ konferansı
04 Kasım 2025 Salı - 12:06 Kütahya’da ’yapay zeka’ konferansı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi’nde (DPÜ) "Yapay Zekâ Yükseköğretimin Kapısında" başlıklı konferans gerçekleştirildi. Etkinlik, Yapay Zekâ ve Bilişim Teknolojileri Topluluğu tarafından Güzel Sanatlar Fakültesi Ahmet Yakupoğlu Konferans Salonu’nda düzenlendi. Konferansa, İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Muhammet Kurulay konuşmacı olarak katıldı. Programa ayrıca Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Cengiz Karagüzel, akademisyenler ve öğrenciler de yoğun ilgi gösterdi. Prof. Dr. Kurulay, konuşmasında yapay zekânın yalnızca teknolojik bir yenilik değil, yükseköğretim açısından pedagojik ve felsefi bir dönüşüm anlamına geldiğini belirtti. Kurulay, "Üniversiteler artık bilgi aktaran kurumlar olmaktan çıkıyor. Yapay zekâ çağında üniversitelerin en temel görevi, öğrencilere düşünme, sorgulama ve üretme becerileri kazandırmak olmalı" dedi. Yapay zekânın kişiselleştirilmiş öğrenme süreçlerini mümkün kıldığını ifade eden Kurulay, bu dönüşümün üniversiteler için tarihî bir fırsat sunduğunu söyledi: " "Yapay zekâ bilgiye erişimi kolaylaştırıyor ama bilginin anlamı insanın tarihî, kültürel ve ahlaki sorgulamalarına bağlıdır. Üniversiteler artık bilgi sağlayıcısı değil, anlam inşa eden kurumlar olmalı" Kurulay, yapay zekânın duygusal zekâ, ahlaki muhakeme ve oluşturuculuk gibi alanlarda insanın yerini alamayacağını da vurguladı.
Turunç Masa’da memnuniyet oranı yüzde 94 oldu
04 Kasım 2025 Salı - 11:06 Turunç Masa’da memnuniyet oranı yüzde 94 oldu Antalya’da Muratpaşa Belediyesi’nin halkla ilişkiler ve yönetişim projesi Turunç Masa, Ekim ayında 17 bin 548 çağrıya yanıt verdi. 7 gün 24 saat hizmet veren sistemde, ay boyunca kayda alınan 10 bin 970 başvurunun çözüme kavuşturulmasıyla oluşan memnuniyet oranı yüzde 94,64’e ulaştı. 2014 yılında hayata geçirilen Turunç Masa, 444 80 07 numaralı çağrı merkezi, gezici ekipler, sosyal medya ve web kanalları aracılığıyla Muratpaşalıların talep, öneri ve şikayetlerini kayıt altına alarak çözüme ulaştırıyor. Muratpaşalıların günün her saatinde ulaşabildiği çağrı merkezinin telefonları ekim ayında 17 bin 548 kez çaldı. Bu aramalardan 10 bin 970 tanesi kayıt altına alındı. Başvurular değerlendirilerek, çözüm sürecinin takip edildiği sisteme en çok başvuru Muratpaşa’nın en yüksek nüfusa sahip mahallesi Güzeloba’dan geldi. 940 başvurunun kayda alındığı Güzeloba Mahallesi’ni, 647 başvuru ile Çağlayan Mahallesi ve 615 başvuru ile Şirinyalı Mahallesi takip etti. Başvuruların konularına göre dağılımında ise Sağlık İşleri Müdürlüğü ilk sırada yer aldı. Evde bakım, hasta nakil ve veterinerlik hizmetleri için 2 bin 361 başvuru kayda alındı. Bunu takip Temizlik İşleri Müdürlüğü takip etti. Bahçe, dal atığı temizliği, cadde-sokak süpürge temizliği ve yıkama, park temizliği, konteyner tamiri, yıkama ve boşaltma, cami ve pazar yeri temizliği gibi hizmetler için 2 bin 235 başvuru kayda geçti.