TEKNOLOJİ
Elazığ Belediyesinde dijital eğitimler sürüyor 05 Aralık 2025 Cuma - 17:11:39 Elazığ Belediyesi bünyesinde gençlere ve özel bireylere yönelik gerçekleştirilen ‘Bugünün gençleri geleceğin meslekleri’ projesi devam ediyor. Avrupa Birliği finansmanı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) kapsamında Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) iş birliği ile yürütülen ‘Bugünün gençleri geleceğin meslekleri’ projesi devam ediyor. Elazığ Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürlüğü bünyesinde faaliyetlerini sürdüren Engelsiz Yaşam Merkezi’nde Dijital Gençlik Merkezi eğitimleri yoğun bir şekilde gerçekleştiriliyor. Geleceğin meslekleri için dijital kapasite oluşturarak insan kaynağını güçlendirme hedefi ile bilgi teknolojileri, robotik ve kodlama, E-dönüşüm, dijital pazarlama, sosyal inovasyon, çözüm ve tasarım odaklı düşünme gibi alanlarda katılımcılara katkı sunulması hedefleniyor. Projenin amaçlarından bahseden Proje Müdürü Dr. Devrim Şavlı, "Birleşmiş Milletler ve Türkiye Belediyeler Birliği olarak Avrupa Birliği delegasyonunun desteği ile bu projeyi toplam 45 ilde gerçekleştiriyoruz ve bu illerden biri de Elazığ. Dijital Gençlik Merkezi’nin Engelsiz Yaşam Merkezi’nde kurulması bizim için çok önemli. Engelli vatandaşlarımıza ve gençlerimize burada dijital eğitimler veriliyor. Birçok konuda vatandaşlarımızın gelişimini hedefliyoruz. Projemizin amaçlarından biri de bölgemizdeki istihdamı artırarak staj imkanı sağlamaktır" dedi. Elazığ Belediyesi Kültür, Sanat ve Sosyal İşler Müdürü Mehmet Karaaslan "Elazığ Belediyesi her kulvarda gerçekleştirdiği çalışmalarla vatandaşların yanında olmaya devam ediyor. Hayatın her alanında gençlerimize, dezavantajlı gruplar ve engelli vatandaşlarımıza yönelik hizmetlerimiz devam ediyor. Dijital dünyanın yeniliklerini ve bu dünyanın gençlerimizin hayatına katacağı değerleri yükseltmek adına önemli olan bu projeyi uzun süredir başlatmıştık. Devam eden projemizin tamamlanmasının ardından gençlerimizin alacağı sertifika ile meslek edinme noktasında önemli bir avantaj sağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
05 Aralık 2025 Cuma - 16:38 ASELSAN satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruşla imha eden GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı ASELSAN, su üstü platformlarına taarruz senaryosu kapsamında satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruş ile imha yeteneğine sahip ASELSAN GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı. ASELSAN, sosyal medya hesaplarından satha yakın yüksek hızlı hedefi direkt vuruş ile imha eden ASELSAN GÖKSUR’un görüntülerini paylaştı. GÖKSUR, deniz yüzeyine yakın seyreden gemi savar füzelere karşı etkin koruma sağlıyor. Yapay zekâ özellikleriyle geliştirilmiş ileri atış kontrol sistemine sahip olan GÖKSUR, denizlerdeki kabiliyetleri bir üst seviyeye taşıyor. GÖKSUR, 360 derece tehdit imha kabiliyeti, yeni nesil kızılötesi (IIR) arayıcı başlıklı güdümlü mermi, satha yakın uçan tehditlere karşı yüksek etkinlik, çoklu angajman kabiliyeti, yapay zeka destekli atış kontrol sistemi, modüler mimari tasarımı sayesinde farklı boyutlardaki platformlara entegrasyon kolaylığı, müstakilen ve/veya platformun savaş yönetim sistemine entegre çalışabilme kabiliyeti, veri bağı ile uplink/downlink ara safha güdüm yetenekleri ile Türkiye’nin mavi vatanını savunma kabiliyetini üst düzeye taşıyacak. Gemilerin çelik kubbesi olarak atfedilen ASELSAN GÖKSUR’un yakın hava sisteminin dikey atış versiyonu da başarıyla test edildi. GÖKSUR’un modüler yapısı ile pek çok fırkateyn ve korvete uyarlanabilmesi nedeniyle yüksek ihracat potansiyeli de bulunuyor.
05 Aralık 2025 Cuma - 15:23 Ardahan’da "Teknofest Türkiye şampiyonluğu tecrübe paylaşımı" yapıldı Ardahan Üniversitesi, Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı (T3 Vakfı) ve ARÜ Teknofest Topluluğu iş birliğiyle düzenlenen "Teknofest Türkiye Şampiyonluğu Tecrübe Paylaşımı" programına ev sahipliği yaptı. Programa Rektör Prof. Dr. Öztürk Emiroğlu, il protokolü, akademisyenler, eğitimciler ve çok sayıda öğrenci katıldı. Etkinlikte Millî Teknoloji Hamlesi vizyonu, Türkiye’nin teknoloji geliştirme kapasitesi ve Ardahan’ın Teknofest sürecinde elde ettiği ulusal başarılar kapsamlı biçimde değerlendirildi. T3 Vakfı Ardahan İl Sorumlusu Doç. Dr. Tayfun Yıldız, açılış konuşmasında Türkiye Teknoloji Takımı Vakfı’nın Türkiye’nin teknoloji üreten bir ülke olma sürecindeki kritik rolüne dikkat çekti. Savunma ve havacılık alanında son yıllarda kaydedilen gelişmeler, Bayraktar KIZILELMA’nın görüş ötesi füze başarısı ve Türkiye’nin ilk hibrit motorlu yörünge transfer aracı Fergani Uluğbey’in uzaya gönderilmesi, Millî Teknoloji Hamlesinin güçlü örnekleri olarak katılımcılarla paylaşıldı. Ayrıca Teknofest’in 2018’de 550 bin ziyaretçiyle başlayan yolculuğunun bugün 12 milyona yaklaşan ziyaretçi sayısı ve 150’yi aşkın kurum paydaşlığıyla dünyanın en büyük teknoloji festivallerinden biri hâline geldiği ifade edildi. Ardahan Üniversitesi bünyesinde 2025 yılında kurulan ARÜ Teknofest Topluluğu, 135 gönüllü öğrencisiyle kısa sürede önemli projelere imza attı. Topluluk tarafından hazırlanan ÜNİDES Projesi, Teknofest’te 75.000 TL destek almaya layık görüldü. SERKA-Ardahan Üniversitesi iş birliğiyle yürütülen Siber Vatan Projesi’nin öğrenci organizasyonu da topluluk tarafından başarıyla yürütülüyor. Savaşan İHA, finansal teknolojiler, blokzincir sistemleri ve diğer yenilikçi alanlarda süren çalışmaların hedefi, Ardahan’da Teknofest başarısını sürdürülebilir bir teknoloji kültürüne dönüştürmek olarak belirtildi. Programın kapanış bölümünde Ardahan’ın teknoloji ekosisteminin güçlenmesine katkı sunan tüm kurumlara teşekkür edildi. Özellikle Ardahan Valiliği, Ardahan Üniversitesi Rektörlüğü, Gençlik ve Spor İl Müdürlüğü, İl Millî Eğitim Müdürlüğü ve Deneyap ekibinin destekleri vurgulandı. Konuşmaların sonunda gençler, Millî Teknoloji Hamlesi’nin bir parçası olmaya; üretmeye, yarışmaya ve geleceğin teknolojilerine katkı sunmaya davet edildi.
05 Aralık 2025 Cuma - 13:52 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi başladı, geleceğin teknolojisi Antalya’da masaya yatırılıyor Akdeniz Üniversitesi Antalya Teknokent tarafından düzenlenen 9. Akdeniz Bilişim Zirvesi, yoğun katılımla başladı. Geleceğin teknolojilerinin konuşulduğu zirvede Rektör Özkan, yapay zekânın çevresel maliyetine vurgu yaparak en hızlı değil, en sürdürülebilir teknolojiyi geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini söyledi. Türkiye’de bölgesel ölçekte başlayan ve yıllar içinde ulusal çapta takip edilen bir teknoloji buluşmasına dönüşen Akdeniz Bilişim Zirvesi, akademisyenleri, sektör profesyonellerini, girişimcileri, yatırımcıları ve öğrencileri aynı platformda buluşturdu. Mimar Sinan Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen zirveye Antalya Valisi Hulusi Şahin, Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan, Burdur Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hüseyin Dalgar, KOSGEB Başkanı Ahmet Serdar İbrahimcioğlu, Antalya İl Emniyet Müdürü Dr. Sabit Akın Zaimoğlu, Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz, kamu kurum ve kuruluşlarının yetkilileri, akademisyenler ile çok sayıda öğrenci katıldı. Yapay zeka dönüşümünün içindeyiz Programda yaptığı konuşmada Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin Türkiye’nin en büyük bilişim buluşmalarından biri haline geldiğini belirten Antalya Valisi Hulusi Şahin, "Gençleri herhangi bir ücret ödemeden teknolojinin liderleriyle bir araya getirmek büyük bir mesele ve büyük bir başarı. Genç bir nüfusa sahibiz. Gençlerimiz mücadeleci, çalışkan ve yeniliklere açık. Bu tür çalışmalar ve zirveler onlara ihtiyaç duydukları moral ve motivasyonu sağlıyor. Yapay zekâ dediğimiz olgunun tsunami etkisi oluşturacağını artık çok net görüyoruz. Bazı meslekleri ortadan kaldıracak ama bazılarını da ihya edecek. Hatta bugün olmayan yeni meslekler ortaya çıkaracak. Yani yapay zekâ dönüşümünün, devriminin eşiğinde değil, artık tam olarak içindeyiz. Bu süreci en iyi algılayacak ve yakalayacak olanlar da gençlerdir" dedi. "Katma değer üreterek ülkemizi büyüteceğiz" Kişi başına düşen milli geliri artırmanın en etkili yolunun katma değer üretmek olduğunu vurgulayan Vali Şahin, "Bugün 18 bin dolar seviyesinde olan milli gelirimiz, 20 bin doları aştığında ülkemiz bambaşka bir noktaya ulaşacaktır. Bunu başarmak için katma değeri yüksek işler üretmemiz gerekiyor. Bu işler ancak teknolojiyle, bilişimle ve yapay zekâ gibi büyük sıçramalarla mümkün olur. Dünya büyük bir dönüşümün tam ortasında. İnşallah geleceğin teknoloji devleri, artık Türkiye’nin adıyla anılan şirketler olacak. Savunma sanayiinde bunu hızla başarıyoruz; ancak sadece savunma sanayiinde değil, her alanda bunu gerçekleştirmemiz gerekiyor. Bu zirvenin de bu sürece önemli katkı sağlayacağına inanıyor ve başta Teknokent Genel Müdürümüz olmak üzere emeği geçen herkese teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. Açılışta konuşan Akdeniz Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Özlenen Özkan da, teknolojinin dönüşüm gücüne dikkat çekerek yapay zekânın hem büyük bir fırsat hem de doğru yönlendirilmediğinde bir risk alanı olabileceğine vurgu yaptı. Rektör Özkan, "Bugün burada geleceğin dünyasını, teknolojinin dönüşüm gücünü ve insanlığın yarınlarını konuşmak üzere bir aradayız. Yapay zeka, sağlıktan tarıma, ekonomiden eğitime kadar tüm alanları dönüştürüyor. Bana göre yapay zeka büyük bir fırsat; fakat doğru yönlendirilmezse risk oluşturabilecek bir güç. Onu fırsata da tehdide de dönüştürecek olan yine bizleriz." dedi. Yapay zekanın çevresel maliyeti Yapay zekânın genellikle göz ardı edilen çevresel yüküne dikkat çekerek veri merkezlerinin su tüketimi ve enerji ihtiyacına vurgu yapan Rektör Özkan, "Büyük dil modellerinin çalıştığı veri merkezleri, soğutma için ciddi miktarda su tüketiyor. Tek bir yapay zekâ sorgusunun bardak ölçeğinde su tüketimine yol açtığı, modellerin eğitim süreçlerinde ise milyonlarca litre su kullanıldığı biliniyor. Bu nedenle teknolojik ilerlemeyi hedeflerken doğal kaynaklarımızın sürdürülebilirliğine, su verimliliğine ve çevresel sorumluluğa daha fazla odaklanmamız gerekiyor. Geleceğin yapay zekâsı ancak doğayı koruyarak değer oluşturabilir" diye konuştu. Konuşmasında yapay zekânın iş gücü üzerindeki etkilerine de değinen Rektör Özkan, "MIT’nin Project Iceberg raporu, yapay zekânın iş gücü üzerindeki gerçek etkisinin henüz görünmeyen, yüzeyin altında olan büyük bir kütle olduğunu söylüyor. Özellikle idari işler, finans, hukuk, muhasebe, pazarlama gibi bilişsel mesleklerde değişimin çok daha büyük olacağı öngörülüyor. Bu nedenle bu dönemi doğru okumak hepimiz için kritik." şeklinde konuştu. "Toplumu ve gezegeni gözetmek zorundayız" "Geleceği inşa ederken hem gezegeni hem toplumu gözetmek zorundayız." diyen Rektör Prof. Dr. Özlenen Özkan, artık en hızlı teknolojiyi geliştirmenin yeterli olmadığını, en sürdürülebilir olanı geliştirmenin zorunluluk haline geldiğini vurguladı. Rektör Özkan, "Bu tabloyu bir tehdit olarak değil, yeni bir liderlik fırsatı olarak görmeliyiz. Türkiye’nin ve Akdeniz bölgesinin, bilişimde sürdürülebilirlik odaklı bir dönüşüm başlatma şansı var" dedi. Rektör Özkan, "Geleceği konuşmak aynı zamanda sorumluluğu konuşmaktır. Bu zirvede geleceği konuşacağız ve bunu konuşurken insanı, vicdanı, etik değerleri, ahlakı ve doğayı unutmamamız gerekiyor. Ancak maalesef unutuyoruz. Zira şu anda dünyanın dört bir yanında nadir elementler için ciddi savaşlar var. Ancak medeniyetler bir döngü şeklinde var oluyor ve biz bu değerleri unutursak korkarım ki insanoğlu kendini başladığı noktada bulacak" dedi. Akdeniz Bilişim Zirvesi’nin her yıl daha da büyüdüğünü belirten Özkan, Antalya Teknokent başta olmak üzere tüm paydaşlara teşekkür ederek sözlerini tamamladı. Antalya Teknokent Genel Müdürü Dr. İbrahim Yavuz ise "Geleceği Kodla, Evreni Keşfet temasıyla gerçekleştirdiğimiz bu zirve, Antalya’nın teknoloji ve bilişim alanında da bir cazibe merkezi olduğunu bir kez daha ortaya koymaktadır. Antalya Teknokent olarak, araştırma ve geliştirme faaliyetlerinin yanı sıra, girişimciliği ve teknolojiyi teşvik eden projelerle de bölgesel kalkınmanın öncüsü olmayı hedefliyoruz. Bu hedef doğrultusunda, üniversitelerimiz, sanayi kuruluşlarımız ve kamu kurumlarımız ile güçlü bir iş birliği içerisindeyiz. Aynı zamanda, teknoloji geliştirme bölgemizdeki firmalarımızı, uluslararası arenada rekabetçi kılmak için destekliyor ve projelerini dünya pazarına taşımalarını sağlıyoruz." dedi. Dr. Yavuz daha sonra Teknokentin projeleri, hedefleri ve vizyonunu anlatan detaylı bir sunum gerçekleştirdi. Açılış konuşmalarının ardından Vali Şahin ve Rektör Özkan, teknoloji, ticaret, yazılım, AR-GE ve otomasyon alanlarında başarı elde eden firmalara plaketlerini takdim etti. Akdeniz Bilişim Zirvesi, gün boyunca farklı oturumlar, uzman konuşmaları ve teknoloji panelleriyle katılımcılara sektörün geleceğine dair kapsamlı bir perspektif sunacak.
’Peace4All Hackathon’ tamamlandı: Agrito ekibi birinci oldu
21 Ekim 2025 Salı - 17:00 ’Peace4All Hackathon’ tamamlandı: Agrito ekibi birinci oldu Adana’da gerçekleştirilen "Peace4All Hackathon" tamamlandı. Çukurova Kalkınma Ajansı ev sahipliğinde gerçekleşen etkinliğin jüri değerlendirmesi sonucunda "Sürdürülebilir Topraksız Tarım Sahası" projesiyle Agrito ekibi birinci oldu. Avrupa Birliği (AB) tarafından desteklenen ve Çukurova Üniversitesi’nin de paydaşı olduğu EUPeace İttifakı kapsamında düzenlenen "Peace4All Hackathon" tamamlandı. Üç gün süren etkinliğe, Çukurova Kalkınma Ajansı ev sahipliği yaptı. Farklı disiplinlerden öğrencilerin katıldığı hackathon, gençlerin toplumsal sorunlara yenilikçi çözümler geliştirmesine imkan tanıdı. Katılımcılar, eğitimler aldı, ilham konuşmalarını dinledi ve alanında uzman 40 mentorun desteğiyle fikirlerini olgunlaştırdı. Üç günün sonunda oluşturulan 8 proje, jüri karşısında değerlendirildi. Gençler; barış, adalet ve kapsayıcılık ilkelerini merkeze alarak sürdürülebilirlik, dijital dönüşüm ve etik teknoloji ile nitelikli iş ve iş gücüne erişim temalarında projeler geliştirdi. Final gününde takımlar projelerini 7 kişilik uzman jüriye sundu. Projeleri değerlendiren jüri; Çukurova Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hacer Yapıcıoğlu Yıldızdaş, Prof. Dr. Deniz Zeren, Prof. Dr. Aslı Ilgıt, KOSGEB Adana İl Müdürü Merve Şemsi Ballı, Adana Sanayi Odası Genel Sekreteri Veli Oğuz, TOBB Adana Genç Girişimciler Kurulu Başkanı Mert Taşar ve Çukurova Kalkınma Ajansı Proje Yönetimi Birimi Başkanı Ayşegül Kaplan’dan oluştu. Jüri değerlendirmesi sonucunda, "Sürdürülebilir Topraksız Tarım Sahası" projesiyle Agrito ekibi birinci oldu. 4Topia ekibi, "4Topia" projesiyle ikinci, Peace X ekibi ise "Savaş İçin Silah Üretiliyorsa Barış İçin İçerik Üretilmeli" projesiyle üçüncülüğe layık görüldü. Üç gün süren maraton, gençlerin barış, adalet ve kapsayıcılık ekseninde bölgesel sorunlara yönelik çözümler üretmesine katkı sağladı ve yenilikçi fikirlerin hayata geçmesi için önemli bir platform sundu.
Atatürk Üniversitesi, Bioexpo 2025’te Yaşam Bilimleri Ekosisteminin güçlü paydaşı oldu
21 Ekim 2025 Salı - 15:37 Atatürk Üniversitesi, Bioexpo 2025’te Yaşam Bilimleri Ekosisteminin güçlü paydaşı oldu Yaşam bilimleri alanında Türkiye’nin en kapsamlı etkinliği olarak kabul edilen BioExpo 2025, 15-17 Ekim 2025 tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayında gerçekleştirildi. Biyoteknoloji, ilaç, temizoda teknolojileri ve laboratuvar sistemleri alanlarında faaliyet gösteren kamu kurumları, akademik yapılar ve özel sektör temsilcilerini bir araya getiren fuar; yenilikçi fikirlerin, ileri teknolojilerin ve stratejik iş birliklerinin buluşma noktası oldu. Atatürk Üniversitesi, bu yılki BioExpo organizasyonunda yalnızca bir katılımcı değil, ülkemizin yaşam bilimleri araştırmalarında öncü rol üstlenen bir paydaş olarak yer aldı. Üniversite, bilimsel üretkenliğini ve Ar-Ge kapasitesini hem ulusal hem uluslararası ölçekte tanıtarak, geleceğin biyoteknoloji ve ilaç ekosisteminde etkin bir aktör olduğunu bir kez daha gösterdi. Yapay Zekâ Temelli İlaç Geliştirme Paneline Atatürk Üniversitesi Ev Sahipliği Yaptı Etkinlik kapsamında düzenlenen "Yapay Zeka Temelli İlaç Geliştirme" panelinin moderatörlüğünü, Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Türkez üstlendi. Panelde, yapay zekânın ilaç keşfi ve geliştirme süreçlerindeki dönüştürücü rolü, klinik veri analizi ve moleküler hedefleme teknikleri çok yönlü biçimde tartışıldı. Sanofi Avrasya Bölge Başkanı Cem Öztürk, KTH-Royal Institute of Technology & King’s College London’dan Prof. Dr. Adil Mardınoğlu ve Trustlife Ventures Ar-Ge Merkezi Genel Müdürü Dr. Duygu Dağlıkoca’nın konuşmacı olarak katıldığı oturumda, akademi-sanayi-yatırımcı iş birliklerinin önemi vurgulandı. Atatürk Üniversitesinin moderatörlüğünde gerçekleştirilen panel, üniversitenin biyoteknoloji ve yapay zekâ temelli ilaç araştırmalarındaki liderliğini gözler önüne serdi. Akademi-X Buluşması: Ulusal Araştırma Merkezleri Arasında İş Birliği Köprüsü Atatürk Üniversitesi, fuar kapsamında düzenlenen Akademi-X | Merkezler Arası İş Geliştirme ve Deneyim Paylaşımı Buluşması oturumunda da etkin rol üstlendi. DAYTAM, ATA-TTO ve Teknokent temsilcilerinin katılım sağladığı toplantıda; araştırma altyapılarının ortak kullanımı, proje koordinasyonu ve kamu-özel sektör iş birliklerinin geliştirilmesi konularında görüş alışverişinde bulunuldu. BioExpo CONNECT koordinasyonunda, SBÜ Teknopol İstanbul, Boğaziçi Üniversitesi HTTM ve DEÜ İBG’nin bilimsel desteğiyle gerçekleşen toplantıda Atatürk Üniversitesi, Doğu Anadolu bölgesinin temsilcisi olarak yer aldı ve ulusal araştırma merkezleri arasındaki etkileşimi güçlendirecek bir platformun hazırlık sürecine dahil oldu. DAYTAM ve ATA-TTO İş Birlikleriyle Ulusal Görünürlük Arttı Atatürk Üniversitesi standı, özgün tasarımı, etkileyici sunumları ve görsel içerikleriyle katılımcıların yoğun ilgisini çekti. Fuar boyunca ziyaretçiler, Doğu Anadolu Yüksek Teknoloji Uygulama ve Araştırma Merkezi (DAYTAM) ve ATA Teknoloji Transfer Ofisi (ATA-TTO) tarafından yürütülen araştırma projeleri, cihaz altyapıları ve Ar-Ge olanakları hakkında bilgi aldı. Boğaziçi, Yıldız Teknik, Dokuz Eylül ve Sağlık Bilimleri Üniversiteleri başta olmak üzere birçok kurum temsilcisi, Atatürk Üniversitesinin altyapısını örnek model olarak değerlendirdi. TÜBİTAK, TÜSEB ve İBG temsilcileriyle yapılan görüşmelerde, ortak projeler, fon desteği ve akademik iş birlikleri için somut adımlar atıldı. Geleceğe Yönelik Stratejik Kazanımlar BioExpo 2025, Atatürk Üniversitesinin bilimsel görünürlüğünü artırırken, yaşam bilimleri alanında yeni ortaklıklar, iş birliği platformları ve proje fırsatlarının doğmasına zemin hazırladı. Fuara katılan öğretim üyeleri, araştırmacılar ve öğrenciler, sektörün güncel dinamiklerini yakından tanıyarak akademik vizyonlarını genişletti. Etkinlik sonrası yapılan değerlendirmelerde, üniversitenin ulusal ölçekte oluşturulacak çevrim içi yaşam bilimleri platformunun Doğu temsilcisi olarak görevlendirilmesi kararlaştırıldı. Bu durum, Atatürk Üniversitesinin bölgesel Ar-Ge koordinasyonunda stratejik bir merkez haline geldiğini gösterdi. Prof. Dr. Hasan Türkez: "Atatürk Üniversitesi, Yaşam Bilimlerinin Geleceğinde Aktif Rol Oynamaya Devam Edecek" Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Hasan Türkez, fuarın ardından yaptığı değerlendirmede şunları söyledi: "BioExpo 2025, akademi, kamu ve özel sektörün bilgi ve deneyimlerini bir araya getiren çok değerli bir platformdu. Atatürk Üniversitesi olarak bu tür organizasyonlarda yer almak hem üniversitemizin görünürlüğünü artırıyor hem de bilimsel üretim kapasitemizi daha geniş bir ağda paylaşma imkânı sunuyor. Yaşam bilimleri, geleceğin stratejik alanlarından biri olacak. Biz de bu geleceğin şekillenmesinde öncü bir üniversite olarak aktif rol almaya devam edeceğiz." Atatürk Üniversitesinin Katılımı Sektörde Örnek Gösterildi Fuarda sergilenen kurumsal zarafet, profesyonel sunumlar ve etkin iletişim yaklaşımı, diğer üniversite ve firma temsilcileri tarafından örnek uygulama olarak değerlendirildi. BioExpo 2025 katılımı, Atatürk Üniversitesinin yaşam bilimleri alanında uluslararası vizyonunu güçlendirirken, Türkiye’nin bilimsel gelişimine katkı sunma misyonunu da pekiştirdi.
Türkiye-Çin teknoloji iş birliği toplantısı Düzce gerçekleştirildi
21 Ekim 2025 Salı - 09:46 Türkiye-Çin teknoloji iş birliği toplantısı Düzce gerçekleştirildi Düzce Teknopark ve Tianfu International Technology Transformation Center (ITTC) iş birliğiyle düzenlenen "B2MATCH Türkiye-Çin İkili İş Birliği Görüşmeleri" teknoloji ve iş dünyasının önemli temsilcilerini bir araya getirdi. Düzce Teknopark’ta düzenlenen programa; Rektör Prof. Dr. Nedim Sözbir, Düzce Belediye Başkan Yardımcısı Mehmet Saygun, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Ali Öztürk, Düzce Teknopark Genel Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Resul Kara, KOSGEB Müdürü Necdet Yaşar Şahin, Sanayi ve Teknoloji Müdürü Mehmet Sarıoğlan, Çin heyeti ve çok sayıda iş insanı katıldı. Açılış konuşmasını yapan Düzce Teknopark Genel Müdürü ve Mühendislik Fakültesi Dekanı Resul Kara, etkinliğin temelini 2023 Nisan ayında Tianfu Teknoloji Transfer Merkezi ile başlayan sağlam dostluk ve iş birliği çalışmalarına dayandığını ifade etti. 11 Çinli teknoloji firması ile Düzce ve bölge firmaları arasında ikili iş birliği görüşmelerinin yapıldığı programda konuşan Prof. Dr. Resul Kara konuşmasında, Düzce Teknopark hakkında da bilgilere yer verdi. Düzce Teknopark’ın 2011’den bu yana bölgede teknoloji ve inovasyonun merkezi olarak hizmet verdiğine değinen Kara, Teknopark’ın bünyesinde 90’dan fazla teknoloji firmasının faaliyet gösterdiği; 400’den fazla projenin ticarileştirildiği, yaklaşık 2 milyar TL Ar-Ge geliri sağlandığı ve 10 milyon dolara yakın ihracat yapıldığı aktardı. Başkan Yardımcısı Saygun, Türkiye ile Çin arasındaki teknoloji köprüsünde yer almaktan memnuniyet duyduklarını belirtti. Düzce’nin dijital dönüşüm ve kalkınmaya büyük önem verdiğini vurgulayan Saygun, etkinliğe katılan tüm paydaşlara teşekkür etti. Rektör Nedim Sözbir, bu tür görüşmelerin geleneksel hale gelmesini ve süreklilik kazanmasını temenni etti. Küresel ölçekte hızla değişen üretim ve teknoloji ekosisteminin, artık yalnızca ticaret değil; bilgi, yenilik ve sürdürülebilir iş modelleri üzerinden yürüyen iş birliklerini zorunlu kıldığını ifade eden Sözbir, Türkiye ile Çin arasında gelişen sanayi, teknoloji ve girişimcilik temelli ilişkilerin iki ülke için önemli kazanımlar sağlayacağını vurguladı. Düzce Üniversitesi’nin bilgi üretimi, sanayi ve girişimcilik arasındaki köprü olma hedefini sürdürdüğünün altını çizen Rektör Sözbir, bu iş birliğinin bölgesel kalkınmaya ve ülkenin yüksek katma değerli üretim hedeflerine katkı sunacağına inandığını dile getirerek, tüm kurumlara ve paydaşlara teşekkür etti. Açılış konuşmalarının ardından Tianfu Teknoloji Transfer Merkezi temsilcisi Sun Pihong, tanıtım sunumu gerçekleştirdi. Geçtiğimiz yıl başlatılan iş birliğini bu ziyaretle daha da derinleştirmeyi hedeflediklerini ifade eden Pihong, Düzce Teknopark yönetimine teşekkür ederek, iki ülke arasında güçlü ve verimli ortaklıkların gelişeceğine inandığını belirtti. Etkinlik kapsamında, 11 Çinli teknoloji firması ile Düzce ve bölge firmaları arasında ikili iş görüşmeleri yapılırken, Çengdu Belediyesi Teknoloji Direktörlüğü ve Düzce’nin teknoloji liderleri arasında da toplantı düzenlenerek güncel teknolojik gelişmeler ve geleceğe yönelik stratejiler ele alındı.
Bakan Uraloğlu: "Yatırımlarımız, ülkemize 1 trilyon 71 milyar dolarlık bir katkı sağladı"
20 Ekim 2025 Pazartesi - 13:51 Bakan Uraloğlu: "Yatırımlarımız, ülkemize 1 trilyon 71 milyar dolarlık bir katkı sağladı" Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "Bu yatırımlarımız, ülkemize 1 trilyon 71 milyar dolarlık bir katkı sağladı ve yıllık ortalama 1 milyon kişiye istihdama vesile oldu" dedi. Bakan Uraloğlu, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bölge Müdürleri Toplantısı’nda konuştu. Bakan Uraloğlu, Türkiye’nin ulaşım ve iletişim altyapısını yapan, işleten ve yürüten bir Bakanlık olduklarını belirterek ‘gidemediğin yer senin değildir’ yaklaşımıyla Türkiye’nin dört bir yanına ulaşmaya çalıştıklarını vurguladı. Uraloğlu, Bakanlığın yaptığı işlerin Türkiye’nin kalkınma hamlesinin lokomotiflerinden biri olduğunu ve altyapı noktasında yaptıkları yatırımların Türkiye’nin geleceğine adeta mühür vurduğunu ifade etti. "Durmak yok yola devam’ dedik ve bu sözümüzde de durduk" Bakan Uraloğlu, açıklamasında şu ifadelere yer verdi: "Bölge Müdürlüklerimiz de bu vizyonun sahada görünen yüzleridir. Bakanlığımızın politikalarını yerelde uygulayan, vatandaş memnuniyetini sağlayan ve ülkemizin her köşesine erişimi kolaylaştıran bir Bakanlığın ve kurumlarının temsilcileriyiz. Bizler 2002 yılında Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan ile birlikte aziz milletimize bir söz verdik; onun liderliğinde ‘durmak yok yola devam’ dedik ve bu sözümüzde de durduk." Uraloğlu, bugüne kadar Marmaray, Avrasya Tüneli, Kuzey Marmara, İzmir - İstanbul, Ankara-Niğde, Çanakkale-Malkara Otoyolları , Ordu-Giresun, Rize Artvin Havalimanları, Çamlıca Kulesi, Yavuz Sultan Selim, 1915 Çanakkale, Osmangazi, Kömürhan, Nissibi, Zarova Köprüleri, Filyos Limanı, Sabuncubeli ve Zigana Tünelleri gibi eserleri hayata geçirdiklerini kaydetti. Kent içi raylı sistemlerde de birçok projeyi hayata geçirdiklerine değinen Uraloğlu, birçok projede de çalışmalara devam ettiklerini açıkladı. "Yatırımlarımız, ülkemize 1 trilyon 71 milyar dolarlık bir katkı sağladı" Bakan Uraloğlu, son 23 yılda toplam 298,4 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdiklerine dikkati çekerek "Bu yatırımlarımız, ülkemize 1 trilyon 71 milyar dolarlık bir katkı sağladı ve yıllık ortalama 1 milyon kişiye istihdama vesile oldu" şeklinde konuştu. "2028’e gelmeden aşağı yukarı 17 bin 500 kilometre ağa sahip olacağız" Bölünmüş yol ağını 6 bin 101 kilometreden 29 bin 926 kilometreye, otoyol ağını bin 714 kilometreden 3 bin 796 kilometreye çıkardıklarını belirten Uraloğlu, sözlerine şu şekilde devam etti: "Sadece 6 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlıyken bugün 77 ilimiz bölünmüş yollarla birbirine bağlı. Demiryolu ağımızı 10 bin 948 kilometreden yaklaşık 14 bin kilometreye yükselttik. 2 bin 251 kilometre hızlı tren hattı inşa ettik. Yaklaşık 4 bin kilometre demiryolu hattında da yapım çalışmalarını yürütüyoruz. 2028’e gelmeden aşağı yukarı 17 bin 500 kilometre ağa sahip olacağız. Cumhurbaşkanımızın ‘Dünyada ulaşamadığımız hiçbir nokta kalmayacak’ vizyonuyla beraber çalışmalarımızı yürüttük. Öncelikle yapmamız gerekenleri yapmaya gayret ettik. Öncelikle ticari uçuşa açık 26 havalimanımız vardı, biz bunu 58’e çıkarttık. 50 ülkede sadece 60 noktaya uçabiliyorduk. Bugün 132 ülkede 355 ülkeye uçuyoruz. Denizcilikte dünyadaki 10 ülkeden bir tanesi olduk." "Biz herkesi gideceği yere ulaştırmaya gayret ettik" Türkiye’nin ilk yerli ve milli haberleşme uydusu TÜRKSAT 6A’yı uzaya gönderdiklerini şimdi ise 7A’nın planlandığını ifade eden Bakan Uraloğlu, "Geçtiğimiz günlerde 5G ihalesini de gerçekleştirdik. Teknolojinin bir üst sınıfının hem teknoloji hem hizmet anlamında ülkemize girmesine vesile olmuştur. Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı olarak bizler sadece sözümüzde durduk. Biz herkesi gideceği yere ulaştırmaya gayret ettik. Verdiğimiz sözleri tuttuk, tutmaya da devam edeceğiz" ifadelerini kullandı. Bakan Uraloğlu, 2053 hedeflerine de değindi. Bölünmüş yol uzunluğunda 38 bin kilometreyi, demiryolu uzunluğunda ise 28 bin kilometreyi aşmayı hedeflediklerini ve bunun için çalışmaya devam ettiklerini ifade etti. Bakan Uraloğlu ayrıca ‘Net Sıfır Emisyon’ hedefine ulaşmayı istediklerini de belirtti. Uraloğlu, Türkiye’nin 4 saatlik uçuş mesafesiyle, 1,5 milyar insanın yaşadığı, 51,2 trilyon dolarlık gayrisafi yurtiçi hasılaya sahip bir coğrafyanın da merkezinde yer aldığını belirtti. Bölge Müdürlerine tavsiyelerde bulunan Bakan Uraloğlu, ekip ruhuyla çalışmanın da önemine dikkati çekti. Uraloğlu, kaynakların doğru kullanılmasının önemini vurgulayarak kalitenin olmazsa olmaz olduğunu ifade etti. Aynı zamanda Uraloğlu, Bölge Müdürlüklerinde verilen hizmetlerin standartlarının yükseltilmesi için iş birliğinin daha da güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizdi.
Başkan Büyükkılıç’tan "Bilim Festivali" teşekkürü
20 Ekim 2025 Pazartesi - 11:54 Başkan Büyükkılıç’tan "Bilim Festivali" teşekkürü Kayseri Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, bu yıl 7’ncisi düzenlenen ve 3 gün boyunca 300 binden fazla bilim tutkununu ağırlayan Kayseri Bilim Festivali’ne gösterilen yoğun ilgi için, tüm Kayserililere ve ziyaretçilere teşekkür etti. Festival, bilim, teknoloji ve uzay meraklılarına unutulmaz anlar yaşattı. Kayseri Büyükşehir Belediyesi ve TÜBİTAK iş birliğinde düzenlenen 7. Kayseri Bilim Festivali, 17-18-19 Ekim 2025 günleri arasında Recep Tayyip Erdoğan Millet Bahçesi’nde gerçekleştirildi. Festival; bilim, teknoloji, uzay ve yenilikçilik temalarında onlarca etkinlik, söyleşi, atölye ve gösteriye ev sahipliği yaptı. Büyükkılıç: "Kayseri’mize yakışır bir bilim şöleni oldu" Festivalin ardından açıklamada bulunan Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Memduh Büyükkılıç, şu ifadelere yer verdi: "Kayseri’miz bir kez daha bilimin ve teknolojinin merkezi oldu. 3 gün boyunca 300 binden fazla ziyaretçimizi ağırladık. Tüm hemşehrilerime, özellikle gençlerimize ve çocuklarımıza gösterdikleri yoğun ilgiden dolayı gönülden teşekkür ediyorum. Bilim Festivalimiz, sadece bir etkinlik değil; geleceğe yapılan bir yatırımdır. Emeği geçen tüm ekip arkadaşlarıma ve paydaş kurumlarımıza teşekkür ediyorum." Kayseri, bilimin merkezi oldu Başkan Büyükkılıç, festival boyunca kurulan 100’ün üzerinde bilim ve teknoloji standında ziyaretçilerin, robotik kodlama uygulamaları, VR-AR-MR deneyim alanları, mobil planetaryum, insansız hava aracı tanıtımları, etkileşimli deney düzenekleri ve daha pek çok içerikle bilimin dünyasını keşfettiğini ifade etti. SOLOTÜRK ve Astronot Atasever etkiledi Bilim festivalinin en dikkat çekici anlarından biri, SOLOTÜRK’ün gerçekleştirdiği nefes kesici hava gösterisi olurken, Türkiye’nin ikinci astronotu Tuva Cihangir Atasever de uzay yolculuğunu ve bilimsel misyonunu Kayserililerle paylaştı. Ziyaretçilerine bilimi sevdirmeyi amaçlayan festival, içerik zenginliği ve katılımcı yoğunluğu ile Kayseri’nin kültürel ve bilimsel marka değerine katkı sağlarken, katılımcılardan da tam not aldı.
Uzay ve havacılığın derinliklerini GUHEM’de keşfediyorlar
20 Ekim 2025 Pazartesi - 11:06 Uzay ve havacılığın derinliklerini GUHEM’de keşfediyorlar Gökmen Uzay Havacılık Eğitim Merkezi (GUHEM), çocuklara uzay ve havacılık alanında keşif dolu bir deneyim sunuyor. Milli Uzay Programı’nın ‘uzay farkındalığı oluşturma’ hedeflerinde en önemli rolü üstlenen GUHEM, Türkiye’nin dört bir yanından ziyaretçi ağırlamayı sürdürüyor. Bursa Ticaret ve Sanayi Odası (BTSO) öncülüğünde GUHEM, ziyaretçilerine 154 interaktif düzenek ile Ay’da yürüme, uçak simülatöründe pilotluk yapma gibi uygulamalarla hem eğlenceli hem de öğretici bir ortam sağlıyor. Bilim iletişimcileri eşliğinde düzenlenen atölyelerde, ziyaretçiler, roket teknolojileri, uydular, Güneş Sistemi, ötegezegenler ve göktaşları gibi konularda önemli bilgiler ediniyor. Alanında Avrupa’nın en büyük merkezi olan GUHEM’i, Türkiye’nin farklı şehirlerinden binlerce öğrenci ve öğretmen ziyaret etmeyi sürdürüyor. 2023 yılından itibaren "Dünya Uzay Haftası Ulusal Koordinatörlük" görevini yürüten merkez, etkinliklerle gençleri, bilim insanlarını ve toplumu geleceğin uzay çalışmalarına daha da yakınlaştırmayı hedefliyor. "Öğrencilerimiz GUHEM’i çok seviyor" Bandırma’dan Bursa’ya gelen ve öğrencileriyle birlikte GUHEM’i ziyaret eden Okul Müdürü Melih Ustaoğlu, "Bugün ortaokul ve lise öğrencilerimizle birlikte burada çok güzel bir gün geçirdik. Daha önce de farklı öğrenci gruplarımızla burayı ziyaret etmiştik. Fırsat buldukça buraya gelmeye devam edeceğiz. Çünkü öğrencilerimiz GUHEM’i çok seviyor ve büyük bir ilgiyle takip ediyor. Programımız belli olur olmaz çocuklar heyecanla bugünü bekledi. GUHEM, Avrupa’nın en büyük, dünyanın ise beşinci büyük merkezi konumunda. Çocuklarımız için harika bir deneyim oldu. Bu ziyaret sayesinde uzaya ve pilotluğa olan ilgilerinin arttığını, hatta bu alanda ilerlemek isteyen öğrencilerimizin olduğunu görmek bizi çok mutlu etti" dedi. "Burada devasa uzay araçları var" GUHEM ziyaretine İnegöl’den gelen Gözdenur Can da, "Öğrencilerimiz GUHEM’e geldikleri için çok mutlu oldular. Biz de onlar kadar heyecanlı ve mutluyuz. GUHEM’i çok merak ediyorduk, bizim için de güzel bir deneyim oldu. Buraya gelmeden önce bu kadar büyük, devasa uzay araçları ve havacılıkla ilgili bu kadar ekipman olduğunu tahmin etmiyorduk. Ancak geldiğimizde simülasyonlar sayesinde eşsiz bir deneyim yaşadık. Öğrencilerimiz burayı gezdikten sonra uzay ve havacılıkla ilgili mesleklere yönelmeyi düşünmeye başladılar. Öğrencilerin, ailelerin ve öğretmenlerin mutlaka GUHEM’i ziyaret edip bu benzersiz deneyimi yaşamalarını tavsiye ediyorum" dedi. "Buraya ailemle de gelmek istiyorum" GUHEM’i ziyaret eden öğrencilerden Dilek Derviş, "GUHEM sayesinde birçok şey öğrendim. Roketler ve uzay araçlarıyla ilgili yeni bilgiler edindim. Bu, GUHEM’e ikinci gelişim ve ilkinde olduğu gibi yine çok keyif aldım. Buraya ailemle birlikte de gelmeyi düşünüyorum. Buradan birçok yeni bilgiyle dönüyorum. Uzay ve havacılığa olan ilgim daha da arttı. Hatta kardeşimin doğum günü yaklaşıyor, onun pastasının üzerine uzay mekiği şeklinde bir süs yapmayı planlıyorum. O da benim gibi bu konulara çok ilgili, GUHEM bana ilham verdi" dedi. GUHEM’e gelen öğrencilerden Hamza Dayan, GUHEM’i yapanlara çok teşekkür ettiğini belirtti. Uzay araçları, roketler ve havacılık tarihinin çok ilgisini çektiğini söyleyen Dayan, "Uzaya zaten ilgim vardı, burada gördüklerimle birlikte ilgim iyice arttı. Herkese buraya gelmesini tavsiye ediyorum. Okulumuzdan üç farklı sınıf olarak geldik, tüm arkadaşlarımın da burayı oldukça ilgi çekici bulduğunu gördüm. Buraya gelmeden önce aklımda başka meslekler vardı, şimdi ise astronomi üzerine daha fazla düşünmeye başladım. Uzay ve havacılık alanında bir meslek edinmeyi düşünüyorum" dedi. GUHEM’e gelen öğrencilerden Azra Rabia Tekiner, GUHEM’de gerçek bir uçağın kokpitini görme fırsatı bulduğunu ifaden ederek, "Bu benim için çok etkileyiciydi. İntertenten araştırmalar yapıyoruz ama burada gelip uzay ve havacılıkla ilgili düzeneklere dokunarak, buradaki görevlileri dinleyerek bilgi edinmek bana çok şey kattı. Çok eğlenceli bir etkinlik oldu" dedi. Öğrencilerden Buğlem Derabaşı ise, "Buraya daha önce hiç gelmemiştim, iyi ki gelmişim. Buraya en kısa zamanda tekrar gelmek istiyorum. Tüm simülasyonlar, merkezin mimarisi, her şey çok ilgi çekici. Birçok arkadaşım yanına tablet ya da telefon getirmişti. Ancak buradaki ekipmanlarla ilgilenmekten kimsenin telefonuyla oynamaya vakti olmadı" diye konuştu.
Van’da atıklar yakıt oldu: Enerji üretiminde yeni dönem
20 Ekim 2025 Pazartesi - 10:29 Van’da atıklar yakıt oldu: Enerji üretiminde yeni dönem Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi’nde (Van YYÜ) görevli akademisyenler tarafından yürütülen projede, biyokütleden üretilen yakıt katkı maddeleri kullanılarak enerji üretiminde çevre dostu ve verimli bir yöntem geliştirildi. Van YYÜ’deki akademisyenler, Türkiye ve dünya için önem taşıyan yenilenebilir enerji projesine imza attı. Van YYÜ Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Durak liderliğindeki araştırma ekibi, tarımsal ve hayvansal atıklardan elde edilen biyokütleyi, termokimyasal dönüşüm yöntemleriyle enerji değeri yüksek sıvı ürünlere dönüştürmeyi başardı. Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Durak ve ekibinin laboratuvarlarında yürüttüğü çalışmalar, biyokütlenin temel bileşenlerini daha değerli formlara çevirmeye odaklanıyor. Japon araştırmacıların da yer aldığı projede, laboratuvar ortamında geliştirilen sıvı ürünler geleneksel motorlarda test ediliyor. Çalışmayla, atık materyallerin enerji sektöründe yeniden değerlendirilebilir hale getirilmesi hedefleniyor. "Geleneksel motorlarda yakıt katkı maddesi olarak test ediyoruz" İHA muhabirine konuşan Van YYÜ Sağlık Hizmetleri MYO Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Durak, biyokütlenin termokimyasal dönüşümü üzerine araştırmalar yaptıklarını belirtti. Biyokütlenin bitkisel ve hayvansal kökenli organik, yenilenebilir bir enerji kaynağı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Durak, "Yaptığımız çalışmalarla biyokütle yapısında bulunan lignin, selüloz ve hemiselüloz gibi biyopolimerleri daha küçük birimlere ayırarak, yapısındaki oksijeni uzaklaştırıyor ve katma değeri yüksek, enerji değeri yüksek sıvı ürünlere dönüştürmeye çalışıyoruz. En son yaptığımız çalışmada farklı özelliklerde sıvı ürünler elde ettik. Bu ürünlerin içerisinde, yakıt katkı maddesi olarak kullanılabilecek çok sayıda organik bileşik bulunmaktadır. Şu anda bu organik bileşikleri geleneksel motorlarda yakıt katkı maddesi olarak test ediyoruz" dedi. "Atmosfere ek bir karbon salınımı yapmazlar" Japon ortaklarıyla yürüttükleri yeni projeyi dile getiren Durak, "Laboratuvarımızda yüksek sıcaklık ve basınç altında geliştirdiğimiz bu sıvı ürünleri, daha ılıman oda şartlarında yakıt hücreleri ile yeni ürünlere dönüştürmeye çalışıyoruz. Amacımız, atık olarak değerlendirilen biyokütle temelli bileşikleri hem yakıt katkı maddesi hem de çok daha değerli ürünlere dönüştürmektir. Yaptığımız çalışmalar sonucunda elde ettiğimiz sıvı ürünlerin içinde yakıt katkı maddesi olarak kullanılabilecek potansiyele sahip bileşikler bulunmaktadır. Şu anda bu bileşikleri dizel ve benzeri motorlarda test ediyoruz. Biyokütle temelli sıvı ürünlerin fosil yakıtlara karşı önemli avantajları vardır. En büyük avantajlarından biri karbon nötr olmalarıdır. Fosil yakıtlar yandığında atmosfere karbondioksit salarken, biyokütle temelli sıvı ürünler atmosfere saldıkları karbondioksiti büyüme sürecinde tekrar kullandıkları için atmosfere ek bir karbon salınımı yapmazlar. Bu nedenle biyokütle temelli sıvı ürünlerin kullanımı çevresel açıdan büyük avantajlar sunmaktadır" diye konuştu.
Nadir elementlerde Çin tekeli büyürken MTA, Eskişehir ve Malatya’da sondajlarını sürdürüyor
20 Ekim 2025 Pazartesi - 10:16 Nadir elementlerde Çin tekeli büyürken MTA, Eskişehir ve Malatya’da sondajlarını sürdürüyor Elektrikli araçlar ve batarya teknolojilerindeki gelişmelerin enerji depolama sorununu gündeme taşıdığını belirten Prof. Dr. Zeki Boyraz, nadir elementlerin küresel ölçekte önem kazandığını söyledi. Çin’in dünya rezervlerinin büyük kısmını elinde tuttuğuna dikkat çeken Boyraz, Türkiye’de Eskişehir ve Malatya-Kuluncak’ta MTA tarafından sondaj çalışmaları yürütüldüğünü belirtti. İnönü Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölüm Başkanı Prof. Dr. Zeki Boyraz, teknolojinin hızla gelişmesiyle birlikte dünyada "enerji depolama" sorununun baş gösterdiğini ve bu nedenle nadir elementlere olan ilginin arttığını söyledi. Elektrikli araçların bataryalarından cep telefonu teknolojilerine kadar pek çok alanda bu elementlerin kritik hale geldiğini kaydeden Prof. Dr. Boyraz, Eskişehir ve Malatya’da Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından çalışma yürütüldüğünü söyledi. Türkiye’de maden araştırmalarının Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü tarafından yapıldığını belirten Prof. Dr. Boyraz, bu çalışmalarda Malatya’nın önemli bir yere sahip olduğunu "Türkiye’de madencilikle ilgili araştırma yapan Maden Tetkik ve arama diye bir enstitümüz var. Bu kurumumuz Türkiye’deki madenler üzerine çalışmalar yapıyor. Bunlarla ilgili oluşturulmuş haritalar mevcut. MTA’nın bir bölge müdürlüğü de zaten Malatya da bulunuyor. Dolayısıyla Malatya madenciliği üzerine konuşacak olursak Malatya’da bu MTA’nın araştırmaları içerisinde önemli bir yere sahip" sözleriyle anlattı. Teknolojideki değişimlerle beraber madenciliğin daha çok konuşulduğunu söyleyen Prof. Dr. Boyraz, "Özellikle son zamanlarda madencilik basında da yer almaya başlandı. Teknolojide değişmeler ve gelişmeler meydana gelmeye başladı. İşte cep telefonlarımızdan bataryalarda tutun da araçlardaki değişim dönüşüm var. Dikkat ederseniz bunlar elektrikli arabalar. İşte bu elektrikli arabaların menzilleri ve bataryaları, kullandığımız cep telefonlarının bataryaları gibi. Dünyada aslında enerji depolanma sorunu başladı" dedi. "Çin, tekel olmaya başladı" Enerji depolama sorunuyla birlikte nadir elementlerin artık dünyada konuşulduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Boyraz, "Toprak elementi ya da nadir element diye isimlendirmeler başladı. Bunların artık rezervleri dünyada konuşulmaya başladı. Çin burada tekel olmaya başladı. Aslında en büyük sorun bu. Sadece yüzde 38 ile bu nitelikli toprak elementlerine sahip ülke olarak şu anda rezerv elinde bulunduruyor. Daha sonra Vietnam var ki ona yakın bir yüzde 26’lık bir rezervi var. Bunlar çok değerli. Brezilya var ve geride Rusya yüzde 6’lık ve Hindistan Avustralya gibi yüzde 5’lik rezervler var" şeklinde konuştu. Eskişehir ve Malatya-Kuluncak’ta çalışmalar var Nadir elementlerin Türkiye’deki rezerv durumu üzerinden açıklamasına devam eden Prof. Dr. Boyraz, "Türkiye’de var mı kısaca da ben ona değineyim. Eskişehir’de var. Cumhurbaşkanı’nın kararnamesi ile kurulmuş Nitelikli Toprak Elementleri Enstitüsü var. Türkiye’de de bununla ilgili çalışmalar var. Eskişehir’deki rezervlerin tespiti var. Malatya ise Kuluncak ve çevresinde nitelikli toprak elementlerinin olduğu söyleniyor. Bununla ilgili MTA’nın da çok ciddi sondaj çalışmaları yapıldı. Yaklaşık 4 yıldır da buralarda sondaj çalışmaları var. Bunlar stratejik madenler statüsündedir ve devlet ancak çalıştırabilir. Eti Madencilik bunlarla ilgileniyor ve devletten başka özel sektörde çalıştırması söz konusu değil. Özellikle nitelikli toprak elementlerinin bunların en başta uranyum ve toryum geliyor. Bunlar enerjinin kullanılabilirlik alt yapısını oluşturuyor. Şu anda uranyum işletilebilir düzeyde ama toryum uranyum kadar kolay işletilebilir düzeyde bir element henüz değil. Bunların işletilmesi için de yüksek teknoloji ihtiyacı duyuluyor, dediğim gibi stratejik konumda" diye konuştu.