POLİTİKA - 07 Ocak 2020 Salı 14:34

MHP’li Bulut, Ankara Barosu’nun kararını eleştirdi

A
A
A
MHP’li Bulut, Ankara Barosu’nun kararını eleştirdi

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Tokat Milletvekili Yücel Bulut, Ankara Barosu tarafından verilen disiplin cezasını eleştirerek, "Bu bir yönüyle FETÖ’den halen soruşturma altında bulunan veya firari olan FETÖ mensuplarına bir moral aşılamak anlamına geliyor" dedi.

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Tokat Milletvekili Yücel Bulut, Ankara Barosu tarafından verilen disiplin cezasını eleştirerek, "Bu bir yönüyle FETÖ’den halen soruşturma altında bulunan veya firari olan FETÖ mensuplarına bir moral aşılamak anlamına geliyor" dedi.


MHP Genel Merkezi’nin parti içi muhaliflerin 2016’da gerçekleştirdiği kurultay hakkında aldığı “tedbir” kararını kaldırıp kurultayın yapılabileceği yönünde karar veren, 15 Temmuz sonrasında “FETÖ üyeliğinden” hapis cezası alan eski hakim Burhan Yaz’a, dönemin MHP Genel Merkez Avukatı Yücel Bulut’un “FETÖ’cü imasında bulunduğu” gerekçesiyle, Ankara Barosu “disiplin cezası” verdi. Disiplin cezasıyla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulunan MHP’li Bulut, aradan geçen 4 yılın ardından bir disiplin cezası verilmesinin ayrı bir anlam taşıdığını ileri sürerek, “Bu bir yönüyle FETÖ’den halen soruşturma altında bulunan veya firari olan FETÖ mensuplarına bir moral aşılamak anlamına geliyor. Bu aynı zamanda biz halen buradayız, güçlüyüz anlamı taşıyor. Dolayısı ile çok yönlü değerlendirilmesi gereken bir karar. Bizler açısından can sıkıcı bir durum değil. Bugüne kadar ki duruşumuzu bundan sonra da muhafaza etmeye devam edeceğiz. Yasal yollardan da itirazlarımızı Türkiye Barolar Birliğine akabinde bir netice alamazsak yargı organlarına taşımaya devam edeceğiz. Ancak gelinin nokta itibariyle FETÖ ile mücadelenin vardığı nokta itibariyle halen gerek yargı organlarından gerek bu tip meslek kuruluşlarından bu anlamda kararların çıkıyor oluşunu siyasi iktidar parlamento STK’lar ve basın çok yönlü olarak değerlendirmeli ve masaya yatırmalı diye düşünüyorum" dedi.


Oy birliği ile disiplin kurulu tarafından verilen kararı hukuki anlamda bir garabet olarak değerlendiren Bulut, “Sosyal medyada dile getirilen tepkileri gördüğümüz vakit kamu vicdanını ne kadar rahatsız ettiği bütün yönleri ile oraya çıkıyor. Nihayetinde FETÖ’cüye FETÖ’cüsün demek yani yargı kararı ile FETÖ’cü olduğu tespit ve tescil edilmiş bir şahsa FETÖ’cü demenin bir disiplin suçu olduğunu iddia etmek bunu bir karar metnine dökmek aynı zamanda şu anlama geliyor. Yani bugün Abdullah Öcalan’a terörist başı dediğimizde de bizi şikayet etse benzer bir disiplin cezasına muhatap olacağız demektir. Birebir aynı durum söz konusu. Dolayısı verilen cezanın içeriğinden ziyade ortaya çıkarmış olduğu hukuki garabet çok büyük bir tehlikedir ve biran önce ortadan kaldırılması gerekir diye düşünüyorum" diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kütahya Lösemiyi yendi mücadelesini ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında lösemi farkındalığı etkinliği gerçekleştirildi. Etkinlikte lösemiyle mücadelesini ve tedavi sürecini anlatan lösemiyi yenen Elif Naz Holoğlu’nun konuşması oldukça duygulandırdı. Kütahya Dumlupınar Üniversitesi (DPÜ) Domaniç Hayme Ana Meslek Yüksekokulu’nda (MYO) Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında düzenlenen lösemi farkındalığı etkinliğinde, daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencisi Elif Naz Holoğlu, lösemi ile mücadele ve tedavi süreci, ailenin desteği ve başarı hikayesini arkadaşlarıyla paylaştı. Öğr. Gör. Yasemin Durmaz’ın yürüttüğü Sosyal Sorumluluk Projeleri dersi kapsamında gerçekleştirilen etkinlikte lösemi ve onunla mücadele ve tedavi süreci konusunda sosyal güvenlik bölümü öğrencileri Esma İrem Temur, Senanur Kezban Balta, Elif Yıldız ve Ayşe Yakar tarafından öğrencilere bilgiler verildi. Daha önce lösemi hastalığına yakalanan ve tedavi olan MYO öğrencilerinden Elif Naz Holoğlu, Lösemi, tedavi süreçleri, tedavi süreçlerinde yaşadıkları, ailesinin destek ve ilgileri konusunda yaşadıklarını öğrenci arkadaşları ile paylaştı. Öğr.Gör. Yasemin Durmaz “Lösemi hastalığını tanıtmak, farkındalık oluşturarak bu hastalıkla ile mücadele yolları konusunda bilinç kazandırmak, lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla lösemi konusunda çevremizde duyarlılık oluşturulmasına katkı sunmak istiyoruz” dedi. Lösemiyi yendi, okumayı kendi öğrendi Küçük yaşta lösemi teşhisi konulan Holoğlu, kemoterapi ve ışın tedavisi süreci ile iyileştiğini anlattı. Bu süreçte yaşadığı zorlukları ve doktorların kendisine okuyamayacağına dair söylediklerini paylaşan Holoğlu, "Ben ortaokula başladığımda okuma yazmayı kendim öğrendim. Bu süreçte çok zorlandım. Adalet lisesini kazandım. Çalışarak ve kendi çabamla. Anneannemle yaşıyorum ben, onlar dedi ki üniversiteye gerek yok. Zaten yeterince zorlandın lisede. Ama ben kendi çabamla üniversiteyi kazandım. Sonrasında da işte burada yaptığım bir çok etkinlik, çalışmalar var devam da ediyorum." dedi. Holoğlu, lösemi ile mücadelede pes etmenin ve hayallerinden vazgeçmenin asla bir çözüm olmadığını vurgulayarak, "Bu süreci çocukluğumdan beri yaşadım. Şimdi gördüğünüz gibi sağlıklıyım. Yaşadıklarımdan öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Sizlerde lütfen Lösemi ile ilgili burada öğrendiklerinizi cevrenizle paylaşarak Lösemi farkındalığı oluşturunuz, birlikte bunu oluşturalım" diyerek katılımcılara lösemi ile ilgili farkındalık çağrısı yaptı.
Ankara Bakan Bayraktar: “Türkiye, yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, “Bugün gelinen noktada Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” dedi. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Tesisi’nde incelemelerde bulundu. Bayraktar, depolama tesisini gezdikten sonra yetkililerden bilgi aldı. Ardından tesiste çalışan işçilerin 1 Mayıs İşçi ve Emekçiler Bayramı’nı kutlayan ve onlarla sohbet eden Bayraktar, basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Doğal gaz boru hatlarıyla, Türkiye’nin Rusya, Azerbaycan ve İran’dan uzun yıllar doğal gaz tedariki yaptığını hatırlatan Bayraktar, 2016 yılından sonra “Milli Enerji ve Maden Politikası” kapsamında doğal gazı sıvılaştırılmış şekilde alabilmek için altyapıyı şekillendirmeye başladıklarını ifade etti. Bu hedefleri doğrultusunda Türkiye’nin yaklaşık 30 milyon metreküp günlük sıvılaştırılmış LNG alabildiğini söyleyen Bayraktar, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Bugün itibarıyla 160 milyon metreküp doğal gazı sıvı halde alabilecek hale geldik. Bu bir anlamda Türkiye’deki hane halkının kışın en soğuk zamanında ihtiyacı olan gazı, sıvı olarak gemilerle tedarik edebilecek altyapıya sahip olduğumuz anlamına geliyor. Hem boru hatları hem de LNG alabilecek altyapılarımızı gerçekleştirdik.” Tuz Gölü Yer Altı Doğal Gaz Depolama Projesi’nin çok önemli olduğunun altını çizen Bayraktar, “Burada da hem kapasite artışı, ikinci faz, üçüncü fazda da Türkiye’nin doğal gaz depolama kapasitesini artırmayı ve doğal gazdaki arz güvenliğimizi daha güçlü hale getirmeyi hedefliyoruz. Doğal gazda bir başka önemli hamlemiz, yeni boru hatları, depolama tesislerimiz” dedi. “1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik” Sıvı olarak doğal gazı almanın ötesinde Türkiye’nin şimdi de kendi doğal gazını üretir hale geldiğini vurgulayan Bayraktar, “Bugün itibarıyla üretimimiz yaklaşık 4,6 milyon metreküp günü buldu. 1 milyon 800 bin hanenin doğal gazını kendi doğal gazımızdan karşılar hale geldik. Bunu da artırmayı hedefliyoruz. İlk etapta, önümüzdeki yılın ilk çeyreğinde 10 milyon metreküpe ulaşmış olacağız” diye konuştu. Son 8 yılda yaklaşık 4,3 milyar dolar altyapı yatırımlarına kaynak ayırdıklarını ve yatırım yaptıklarını belirten Bayraktar, depolamada ve tesislerin kapasitesinin artırılmasında yatırımların yaklaşık 4.3 milyar doları bulduğunu ifade etti. “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor” Özellikle Tuz Gölü’nde çok büyük bir depolama potansiyelinin var olduğunu aktaran Bayraktar, “Türkiye yaklaşık 5.8 milyar metreküp gazını depoluyor. Önümüzdeki 5 yıl içinde yani 2028 yılına geldiğimizde Türkiye kullandığı yıllık doğal gazın yüzde 20’sini depolar hale gelecek. Türkiye’nin tüm ihtiyacının yüzde 50’sini depolayabilecek altyapıya sahip olabiliriz. Bu yatırımları hedefliyoruz. Hem bu bölgede hem de diğer bölgelerde hızlı bir şekilde bu yatırımlarla Türkiye’nin arz güvenliğini tamamen sağlamış olacağız. Onun ötesinde bütün bunlar kendi üretimimiz, farklı kaynaklardan doğal gazı almamızla beraber Türkiye’yi bir doğal gaz merkezi haline getirmiş olacağız. Bu proje bizim için çok önem arz ediyor. Onun için ara ara buraya geliyoruz” şeklinde konuştu. Bakan Bayraktar basın açıklamasının ardından yetkililerle ve işçiler ile yemek yedi.