SAĞLIK - 12 Mayıs 2024 Pazar 10:56

Tunceli’de, kanser laboratuvarı kurulması önerildi

A
A
A
Tunceli’de, kanser laboratuvarı kurulması önerildi

Tunceli Munzur Üniversitesi’nde "IX. Multidisipliner Kanser Araştırma Kongresi” düzenlendi. Kongrede, kentte kanser laboratuvarı kurulması önerildi.


Moleküler Kanser Araştırma Derneği (MOKAD) tarafından dokuzuncusu düzenlenen IX. Multidisipliner Kanser Araştırma Kongresi, Munzur Üniversitesinin ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Kongre, Munzur Üniversitesi Kongre ve Kültür Merkezinde Öğretim Görevlisi Dr. Aziz Erdoğan ve Tunceli Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Öğretmeni Eser Gündüz’ün deyişleriyle başladı.


Kongrenin açılışında konuşan Munzur Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Kenan Peker, kongrenin düzenlenmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirerek, kentte bir kanser araştırma laboratuvarı kurulabileceğini söyledi.


MOKAD Başkanı ve İstinye Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Engin Ulukaya, Munzur, Koç, İstinye, Uludağ Üniversitelerinin MOKAD iş birliğinde düzenlenen kongrenin Tunceli’de gerçekleşmesinde, Rektör Prof. Dr. Kenan Peker ve MOKAD Tunceli temsilcisi ve IX. Multidisipliner Kanser Araştırma Kongresi’nin Eş Başkanı Doç. Dr. Yeliz Çakır Sahilli’nin büyük katkısı olduğunu belirterek kendilerine teşekkür etti.


Yürüttükleri kanser araştırmaları hakkında da bilgi veren Ulukaya, Tunceli’deki endemik bitki çeşitliliğinin kanser tedavilerindeki potansiyelini vurguladı.


Ulukaya’nın ardından Yeditepe Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ömer Faruk Bayrak, “IL-6 Sitokin Yolağının Kordama Patofizyolojisi Üzerindeki Etkilerinin Belirlenmesi” konulu bir sunum gerçekleştirdi. Kanserin sağlıklı somatik hücrelerde meydana gelen çeşitli mutasyonlar sonucu kontrolsüz hücre bölünmesine neden olduğunu ve edinsel genetik bir hastalık olduğunu ifade eden Bayrak, “Mutasyonların birikimi ve sebep olduğu moleküler değişimler sonucunda hücreler, kontrolsüz bir şekilde bölünür ve çoğalırlar. Sistem içinde fonksiyonel sorumluluk göstermezler. Kanserlerinin başlangıcında da “driver-öncül” mutasyon olarak adlandırılan onkogen ve/veya tümör baskılayıcı genlerde meydana gelen genetik değişimler rol oynamaktadır” dedi.


IX. Multidisipliner Kanser Araştırma Kongresi’nin ikinci günü ise, müzik bölümünden Dr. Öğretim Üyesi Uğur Çit’in kendi bestelerinden oluşan keman resitali ile başladı.


Gün boyu yapılan bilimsel çalışmaların sunumlarından Koç Üniversite’sinden Doç. Dr. Zelal Adıgüzel “Eksozomların Prostat Kanserindeki Kemoterapi Direncine Etkisi Üzerine” sunum yaptı.


Adıgüzel, kanserde ilaç direncinde eksozomların rolünün incelendiği çalışmada; ilaca dirençli hücrelerin eksozomlarını izole edip ilaca duyarlı hücreler üzerine eklenince nasıl bir direnç gösterdiği üzerine bilgilendirme yaptı.


IX. Multidisipliner Kanser Araştırma Kongresinin sonunda ödül töreni yapılırken Eray Metin Güler, en iyi genç kanser araştırmacısı ödülünü aldı.


Gelecek yıl için planlanan X. Multidisipliner Kanser Araştırma Kongresi’nin Van’da yapılmasının önerildiği çalışma, gala ve Ovacık ilçesine düzenlenen gezinin ardından sona erdi.



Tunceli’de, kanser laboratuvarı kurulması önerildi

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara MHP Lideri Bahçeli: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" dedi. MHP Genel Başkanı Bahçeli, 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü dolayısıyla yazılı mesaj yayımladı. "15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü; kökü mazinin derinliklerine uzanan, istikbale yönelen büyük Türk milletinin müşterek hafızasını, irfanını ve tarihi yürüyüşünü idrak etmeye imkan sunan müstesna bir gündür" diyen Bahçeli, mesajında bugünün önemine değinerek şu ifadeleri kullandı: "Türk dili; millet olma şuurunu besleyen, tarih bilincini diri tutan ve kültürel sürekliliği temin eden temel sütundur. Altaylar’dan Balkanlar’a, Hazar havzasından Akdeniz’e uzanan geniş coğrafyada Türkçenin taşıdığı anlam dünyası; birlik fikrini pekiştiren, dirliği esas alan ve kardeşlik hukukunu muhafaza eden bir medeniyet tasavvurunu yansıtmaktadır. Bu itibarla, Türkçenin tarihi derinliğini ve ifade kudretini tahkim etmek; onu yozlaşmadan, yabancılaşmadan ve anlam kaybından uzak tutarak gelecek nesillere güçlü, sahih ve köklü bir miras halinde intikal ettirmek, kültürel sürekliliğin teminatı olmanın yanında milli varlığın korunmasına yönelik stratejik bir sorumluluk mahiyeti taşımaktadır. 15 Aralık Dünya Türk Dili Ailesi Günü vesilesiyle; Türk diline emek veren ilim insanlarını, münevverleri ve gönül erlerini selamlıyor; Türk milletinin diliyle, kültürüyle ve ülküsüyle ilelebet var olmasını Yüce Allah’tan niyaz ediyorum."