EKONOMİ - 22 Temmuz 2017 Cumartesi 09:23

Kurban öncesi düve kesiminin yasaklanması

A
A
A
Kurban öncesi düve kesiminin yasaklanması

Van Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sabri Yılmaz, düvenin kesiminin normalde de yasak olması gerektiğini savunarak, "Bir düvenin kesilmesi, neslin tükenmesi anlamına gelir.

Van Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sabri Yılmaz, düvenin kesiminin normalde de yasak olması gerektiğini savunarak, "Bir düvenin kesilmesi, neslin tükenmesi anlamına gelir. Ayrıca elimizde yetecek kadar mal var. Hiç kimse endişe etmesin" dedi.


Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı Kurban Bayramına kısa bir süre kala düve kesimini yasakladı. Konuyla ilgili açıklama yapan Van Kırmızı Et Üreticileri Birliği Başkanı Sabri Yılmaz, hayvan stokunun yeterli olduğunu ve ciddi bir fiyat artışı beklemediklerini söyledi. Sabri Yılmaz, düvenin normalde de kesiminin yasak olması gerektiğini savunarak, "Bu olması gereken bir tebliğdir. Bunun yasak olması hayvanların pahalı olma nedeni olmamalıdır. Her yetiştirici düve kesimine karşıdır. Çünkü bir düvenin kesilmesi, neslin tükenmesi anlamına gelir. Ayrıca elimizde yetecek kadar mal var. Hiç kimse endişe etmesin. Bizlerin kurbanlık için yetecek kadar malımız da var. Gereken tedbirleri de almışız. Burada hayvan fiyatlarının fazla yükseleceğini zannetmiyorum. Kimse spekülasyonlara kapılmasın" dedi.



"Kimse spekülasyonlara kapılmasın"


Üreticilerin bu noktada duyarlı davranacağına inandıklarını ifade eden Yılmaz, hiçbir üreticinin bunu fırsatçılığa dönüştürmeyeceğini dile getirerek, şunları söyledi:


"İddia ediyorum, geçen sene 700 liradan alınan bir kurbanlık, bu senen de 750-800 lira arasında olacak. 5 bin liradan geçen sene alınan bir büyükbaş hayvan da bu sene 5 bin 500 ile 5 bin 600 lira arasında olacak. Yani bu sene dişi satışı yok diye 8 bin liradan satılacak diye bir şey söz konusu değildir. Kimse bizim adımıza konuşmasın ve kimse de spekülasyonlara kapılmasın."



"Kurban için beslediğimiz hayvan sayısı yüzde 50 düştü"


Besici Hikmet Oflas da, Kurban Bayramı için hazırlık yaptıklarını belirterek, "Kurban Bayramı için hayvan alıyoruz. Şu an için hayvan ucuz, ama yem pahalıdır. Samanın tonu 500-550 lira civarındadır. Arpanın tonu bin 100 lira civarındadır. Kuzuların çiftini 900 liradan aldık. Dişi hayvan kesilirse üretim düşer. Çiftçi sıkıntı yaşıyor. Daha önce 500 hayvan alıp kurban için beslerken, şimdi 250 hayvan ancak alabiliyorum. Kurban için beslediğimiz hayvan sayısı yüzde 50 düştü" ifadelerini kullandı.


Kurban Bayramı nedeniyle dişi hayvanların kesiminin yasaklandığını ifade eden besici Kemal Aslan ise, bunun fiyatları olumsuz yönde etkileyeceğini ifade ederek, "Dişi hayvan satılmazsa buradaki halka nasıl kurbanlık yetiştireceğiz" diye sordu.



"Yem fiyatları düşerse hayvan fiyatları da düşer"


Şırnak’tan Van’a hayvan bakmak için geldiğini söyleyen Ramazan Şanlı da, hayvan fiyatlarının yükselmesinin temelinde yem fiyatlarında yaşanan artış olduğunu belirterek, "Büyüklerimizden, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığımızdan bu noktada yem fiyatlarına bir el atmalarını istiyoruz. Yem fiyatları düşerse düve satılmazsa bile hayvan fiyatları dengelenir. Ama bu bayram dişi satışı da yasak olduğundan fiyatların yükseleceği düşüncesindeyim" diye konuştu.


Hayvan pazarının oldukça sesiz olduğu gözlenirken, kimi besiciler bir aylık sürede besiye almak için hayvan alırken, kimileri de ellerindeki hayvanları satmanın telaşına düştü.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Diyarbakır Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Bucak: “Kenti hep birlikte kalkındırmak istiyoruz” Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Serra Bucak, “Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları” programında yaptığı konuşmada, “Bu kenti hep birlikte kalkındırmak istiyoruz” dedi. Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesi (OSB), Doğu ve Güneydoğu Anadolu İş İnsanları Federasyonu (DOGÜNSİFED) ev sahipliğinde ve Ekonomi Gazetesi işbirliğiyle OSB Konferans Salonunda “Diyarbakır Ekonomi Buluşmaları; Enflasyonist Ortamda İşletmeleri Bekleyen Riskler ve Fırsatlar” adlı program düzenlendi. Programa, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanları Serra Bucak ve Doğan Hatun, Diyarbakır Ticaret ve Sanayi Odası (DTSO) Başkanı Mehmet Kaya, OSB Başkanı Mustafa Fidan, DOGÜNSİFED Başkanı Devrim Türk, Ekonomi Gazetesi yazarları, iş adamları ve çok sayıda davetli katıldı. DTSO Başkanı Mehmet Kaya, Diyarbakır’ın tarih boyunca ticaret merkezi olduğunu kaydederek, “OSB anlamında önemli kademe kat ettik. Bunun taçlandırılması ve hızlandırılması lazım. İller arasında rekabet başladı artık. Yereldeki sivil toplumu güçlendirecek sistemleri kurmadığımız zaman enflasyonla sağlıklı mücadele edemeyiz. Ve her zaman bu sorunla karşı karşıya kalırız” dedi. Büyükşehir Belediyesi Başkanı Serra Bucak da, belediyelerin, yerel yönetimlerin bir kentte, her alanda sorumlu oldukları gibi yatırım ve ekonomik gelişmelerde de sorumlu olduğunu söyledi. Bucak, “Hem kalkınma, hem yereldeki ekonomiyi sürdürmek, hem de partimizin politikaları gereği olarak ekonomik gelişmeleri destekleyecek çalışmaların elbette yanında olacağız ve ön açıcı olacağız. Tüm yatırımcılar, OSB, odalarla bir araya gelip tüm çalışmaları doğru temelde, derin yoksulluğu, derin krizi göreceğimizi daha önce de ifade ettik, bugün de ifade ediyoruz” diye konuştu. Kayyumlar döneminden krediler ve borçlar bulunduğunu söyleyen Bucak, “Kullandırılan krediler, yapılmış olan borçları bu kent, bu belediye hak ediyor muydu? Hak etmiyordu. Hesap verilemeyen bir yaklaşım ortada var, farkındayız. 8 yıl çok uzun bir süre. Bu 8 yılda bir sistem kurulmuş, bunun adını koymakta zorlanıyoruz, borçlarını, krizlerini her gün yaşıyoruz. Her kurumun, her devletin bir tercihi vardır. Bu tercihte hangi alanlara yatırım yapılacak, hangi alanda gelişmelerin olacağına dair kararlar olur. Kararlarınız istihdamdan yana değil güvenlik politikalarından yana olursa, ülkenin geldiği nokta böyle olur. Kararlarınız üretimden yana değil, savaş politikalarından yana olursa elbette üretim gelişmez. Sizin yatırımlarınız eko-kırımdan yana olursa ve üretimden yana olmazsa, bu zenginlikler hiçbir şey ifade etmez. Bu kentin zenginlikleri hep anlatılır durulur ama sanayi, üretim, sağlığa yatırım olmazsa bu yıkıcı politikaların yanında halkları daha da yoksullaştıran, krizi derinleştiren durumla karşı karşıyayız. Bu toplum 3 haneli enflasyonla karşı karşıya ise bunda hükümet, biz ve iş adamlarına çok iş düşmektedir” şeklinde konuştu. Toplumsal kriz ve ekonominin gelişememesiyle genç nüfusun istihdam edilmediği ve gelecek istikrarı olmadığı için kenti ve ülkeyi terk ettiğine dikkat çeken Bucak, “Yereldeki üretimden bahsediyorsak genç nüfusu, istihdamda yer bulamayan gençlerimizi, kadınlarımızı ve geleceğimizi düşünmek zorundayız. Bu anlamıyla ülkenin derinleşmiş sorunlarının yegane çözümünün olduğunu, bu salondaki herkes bilmekte. Bugün burada yatırımcılar var. Merkezi hükümeti ne kadar eleştirsek de burada yerel ekonomi politikası üretmek zorundayız. Yüksek enerji ve ham madde, katlanan kira, artan enflasyon bütün iş adamlarını, üreticileri derin bir şekilde etkilemekte. Bizler birlikte bir yaşam sürmeyi niyet ettiğimiz bu topluma karşı sorumluluk sahibiyiz” ifadelerine yer verdi. Yerel yönetimler olarak iki aydır mazbatalarını aldıklarını hatırlatan Bucak, sözlerini şöyle tamamladı: “Bu kenti hep birlikte kalkındırmak istiyoruz. Bu adaletli bölüşümü hep birlikte kurabilirsek başka yerlere de örnek olabiliriz. Derin bir yoksulluk bu kenti sardı, sarmaladı. Bunun ağırlığını hissettik. Bu salonda oturan bu kente gönül vermiş her bir yatırımcı, iş adamı aynı sorumluluğu, ağırlığı uzun yıllardır yaşıyor. Bir yandan bu ekonomik krizlerle mücadele ederken, bir yandan bu şehirde kalma inadını sürdüren, istikrarın önüne güvenlik politikalarının konulduğu bir kentte, kredilerin bile doğru yere gidemediği bir yerde, ısrar etmek, inat etmek, yatırımları burada kalıcı kılmak için çabalamak sizin de önemli sorumluluğuydu. Kayyumların 8 yılda oluşturduğu tahribatı bir biçimiyle tolere edebilen, bir biçimiyle bu kentte yine de istihdam olanakları ve ekonomik perspektifler sağlayan, bu kentin gelişmesi mümkün diyen, tarım ve turizm açısından bu kenti önemli kılmaya çalışan tüm yatırımcılara teşekkür etmek istiyorum. Bundan sonra doğru bir ekonomik gelişmenin yanında yer alabilmeyi çok önemsiyoruz.” Açılış konuşmaları ardından akademisyenler, sunumlar yaptı.
Samsun SBB’nin milli sporcusu Nisanur Erbil olimpiyatlara katılmaya hak kazandı Samsun Büyükşehir Belediyesi (SBB) Spor Kulübü’nün milli eskrimcisi Nisanur Erbil, Paris 2024 kafilesine adını yazdırdı. Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, milli sporcu Nisanur Erbil’i tebrik ederek başarılarının devamını diledi. Samsunlu milli eskrim sporcusu Nisanur Erbil için Türkiye Milli Olimpiyat Komitesinden yapılan açıklamada, “Milli eskrimcimiz Nisanur Erbil, Uluslararası Eskrim Federasyonu’ndan (FIE) 28 Mayıs 2024 tarihinde aldığı davetle Avrupa kıta kotasını kullanarak kadınlar kılıç disiplininde Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na katılma hakkı kazandı” ifadelerine yer verilirken öte yandan Nisanur’un bir ilke imza attığı da aktarıldı. Nisanur aldığı davetle Olimpiyat tarihinde kılıç disiplininde Türkiye’yi temsil edecek ilk kadın sporcu olacak. Başkan Doğan’dan Nisanur’a tebrik Nisanur Erbil’in Olimpiyata katılmaya hak kazanmasının ardından Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan yaptığı açıklamada, "Milli gururumuz Nisanur Erbil kardeşimizin, Paris 2024 Olimpiyat Oyunları’na katılmaya hak kazandığı haberini almanın mutluluğunu ve gururunu yaşıyoruz. Sporun her dalında fark oluşturan ve büyük başarılara imza atan, sporun şehri Samsun’umuzda yetişen Nisanur Erbil kardeşimiz ülkemizi ve şehrimizi, Paris’te temsil edecek. Büyükşehir Belediyesi Spor Kulübümüzün milli sporcusu Nisanur Erbil’e ve tüm milli sporcularımıza canı gönülden başarılar diliyorum" dedi.
İstanbul Sultangazi’de raylara düşen çocuk tramvayın altında kaldı Sultangazi’de arkadaşıyla şakalaşırken raylara düşen 13 yaşındaki çocuk, tramvayın altında kalarak ağır yaralandı. Olay, saat 16.00 sıralarında Sultançiftliği Mahallesi T4 Tramvay hattı Hacı Şükrü durağında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, okul çıkışı arkadaşları ile birlikte evine dönen Ahmet Murat Şahin (13), Hacı Şükrü durağında tramvaydan indikten sonra, tramvay içinde bulunan arkadaşları ile şakalaşmaya başladı. Bir süre sonra tramvayın hareket etmesi ile bir anda dengesini kaybeden Şahin, raylara düştü. Çocuğun düştüğünü fark etmeyen vatmanın aracı hareket ettirmesi sonucu Şahin tramvayın altında kaldı. Durumu fark eden vatandaşlar küçük çocuğun yardımına koşarken, olay yerinin yakınında bulunan bir diyaliz merkezi çalışanları hemen çocuğa müdahale etti. İhbar üzerine olay yerine polis, itfaiye ve sağlık ekipleri sevk edildi. Ağır yaralanan çocuk, sağlık ekipleri tarafından tedavi edilmesi için hastaneye kaldırıldı. Kazada çocuğun kolu koparken, tramvay sürücüsünün ise durumdan habersiz şekilde devam ederek ilerlediği anlar çevrede bulunan bir iş yerine ait güvenlik kamerasına yansıdı. Yaşanan olayı görünce küçük çocuğun yardımına koşan esnaf Engin Asan, "Okul çıkışı istasyonda bekleyen okul öğrencilerinden bir tanesi, iki vagon arasında bulunan demire elini uzattığı anda vagonun boşluğuna düşüyor. Sonra tramvay kolunun üzerinden geçiyor. Daha sonra yanımızda bulunan diyaliz hastanesinden hemşireler olaya müdahale ediyor. İlk yardım ekipleri geliyor, itfaiye ekipleri geliyor, polisler geliyor. Olaya bu şekilde müdahale ediliyor" dedi. Çocuğun yardımına koşan vatandaşlardan Yunus Yıldırım ise, "Ben burada kuruyemiş dükkanındaydım aniden bayan sesi geldi, çığlık sesi geldi. O esnada ben de dışarıya baktım. Millet koşuşuyor tramvay raylarına. Dedim ki herhalde çocuk öldü. O esnada diyalizden çıkan bayanlar oldu, beyefendiler oldu. O tarafa doğru bir koştular. O esnada müdahale ettiler. Çocuğun kolu kırılmıştı. Bana da seslendiler, sargı bezi istediler. Ben de gittim sargı bezini getirdim. Sonra sedye için etraftaki arkadaşlardan yardım istediler. Sonra babası geldi ve çocuğunun o durumda olduğunu görünce tabi ağladı. Güvenlikçiler de bu konuda onu teselli etmeye başladılar. Maalesef çocuğun kolunun dirsekten ezildiğini, koptuğunu duydum üzüldük yani" dedi.