GÜNDEM - 25 Haziran 2025 Çarşamba 11:47

Emekli doktor, ikramiyesiyle kurduğu çiftlikte 14 yıldır organik üretim yapıyor

A
A
A
Emekli doktor, ikramiyesiyle kurduğu çiftlikte 14 yıldır organik üretim yapıyor

Zonguldak’ta 35 yıllık çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak görev yaptıktan sonra emekli olan Tomris Özeler, 14 yıl önce tüm emekli ikramiyesini Polonya’dan getirdiği maviyemiş (blueberry) fidanlarına yatırarak organik sertifikalı bir çiftlik kurdu. Özeler, kurduğu sistemle çevresine de ilham verdi.


Zonguldak’ta emekli çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Tomris Özeler, 35 yıllık hekimlik kariyerinin ardından doğayla iç içe bir yaşamı tercih etti. 2007 yılında emekliye ayrılan Özeler, 2011 yılında Cemaller köyünde 21 dönümlük bölgedeki bozuk orman arazisini tarıma uygun hale getirmek için kiraladı.


Özeler, arazi ıslahının ardından tüm emekli ikramiyesiyle Polonya’dan ithal ettiği sertifikalı mavi yemiş fidanlarını dikerek üretime başladı. Özeler, ilk yıllarda verimlilik açısından sınırlı sonuçlar almasına rağmen sürdürülebilir üretim teknikleri uygulayarak zaman içinde ürün kalitesini ve miktarını artırdı. Yılın büyük bölümünü arazi üzerinde geçirerek organik ürünlerinin tanıtımı için sektörel fuar ve pazar organizasyonlarına katılan Özeler, halk pazarlarında stant açarak doğrudan tüketiciyle buluştu ve pazarlama ağını genişletti.


İdrar yolu enfeksiyonlarına karşı antibiyotik etkisi bulunan, kansere karşı koruyucu enzimleri aktive eden, antioksidan ve kanser önleyici özellikleriyle öne çıkan meyve, taze tüketildiğinde ise kanı temizlemeye ve kalp krizi riskini azaltmaya yardımcı oluyor. Bu faydaları duyan emekli çocuk sağlığı uzmanı Tomris Özeler, organik olarak mavi yemiş yetiştiriciliğinde 14 yılı geride bıraktı.



5 bin 500 fidanla sertifikalı organik ürün yetiştiriyor


Özeler; kurduğu çiftlikte 5 bin 500 adet maviyemiş (blueberry) fidanıyla birlikte geçen yıl 500 kilogram ürün elde etti. Özeler, maviyemiş sezonunun Haziran başında başladığını, Ağustos sonunda sona erdiğini ancak geçen yıl hasadın 1.5 ay sürdüğünü söyledi.


Özeler aynı zamanda yaşamaya başladığı çiftlikteki sürecini şöyle anlattı:


"Uzun yıllar Zonguldak’ta çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı olarak çalıştım. 35 yıl kadar. Şimdi sonradan da işte hep aklımda olan bir bahçecilik vardı. Bir tesadüf eseri Maviyemiş ile tanıştım ve bu bahçeyi kurmaya karar verdim. Ormandan yer kiraladım. Ondan sonra işte burada kestane, karayemiş ve maviyemiş yetiştiriyorum. Organik sertifikalı yetiştiriyorum."



"Maviyemişle tanışmam bir tesadüfle başladı"


Maviyemiş üretme fikrinin nasıl doğduğunu anlatan Özeler, "O bir seyahatte bir mola yerinde tesadüf oldu. Yaban Mersini ile tanıştım. Bu çok güzelmiş. Acaba Zonguldak’ta yetişir mi diye araştırırken mavi yemiş çıktı karşıma. Türkiye’ye gelişi henüz 10 yıllıktı o zaman. 2000 yılında Prof. Dr. Hüseyin Çelik, Samsun Ziraat Fakültesi’nde tanıtımını yapmış. Araziyi gördü, tür seçiminde yardımcı oldu. 3-4 sene danışmanlığımı yaptı. Sonra da kendi başımıza alıştık artık, ayaklarımızın üstünde duralım dedik yavaş yavaş" diye konuştu.



"Konvansiyonel üretim içime sinmedi; organik yapacağım dedim"


Organik tarıma nasıl karar verdiğini anlatan Özeler, ilk başta kendisine konvansiyonel üretim önerildiğini ancak bu yöntemin içine sinmediğini ifade etti. Özeler, "İlk bir sene kurduğumda konvansiyonel tarım dediler, gübre planlaması yaptık ama içime sinmedi. Dedim ki ben organik yapacağım. Aynı fiyata satarsın dediler bana ama halk biraz daha bilinçleniyor. Organik olduğu için tercih edenler çok fazla. Fakat toptan sattığınız zaman zorlanıyorsunuz. Çünkü öteki daha ucuz. Güvenenler, bilenler alıyor zaten" diye konuştu.



"Birçok kişi gelip danıştı, ilk fikri benden aldı"


Yaptığı çalışmaların başkalarına ilham verdiğini belirten Özeler, "Çok fazla oldu seneler içinde. Geldiler, danıştılar. O kendi yollarını ayrı çizdiler ama ilk fikirleri benden alan çok oldu. Ben de dilim döndüğünce benim yaptığım hataları yapmasınlar diye anlattım. Yaptıkça seviniyorum. Belki ileride insanlar kooperatifleşmeye gider de el birliğiyle ezilmeyiz" dedi.



"Pazarlamayı sevmiyorum ama mecburum"


Çiftliğin idamesi için pazarlama zorunluluğuna da değinen Özeler, bu süreci şu sözlerle anlattı:


"Benim işim yetiştirmek mesela. Pazarlamayı sevmiyorum. Ama mecburum yapmaya onu da. Çünkü belli bir masraf ediyorsunuz. O masrafın da karşılığını almak istiyorsunuz. Bu fidanları 13-15 yıl önce Polonya’dan getirdim. Tüm emekli ikramiyemi yatırdım. Üstüne de 5 bin lira ekledim. Öyle getirdim bu fidanları. Şimdi Türkiye’de de bulunuyor, ithal ediliyor herhalde."



"Zevkim için yapıyorum, cepten yiyoruz ama değiyor"


Gelecek hedeflerinden de bahseden Özeler, tüm zorluklara rağmen üretmeye devam edeceğini vurguladı.


"Israrla devam ediyorum. Umut kesilmez, illa elbet bir gün biz de kazanırız. Öyle milyonlar falan kazandığımız da yok. Kendi kendine çevirsin yeter dedik. Ben kendi zevkime harcıyorum parayı. Cepten çok yiyoruz ama zevkine harcıyorsun. Belli bir yaştan sonra dört duvar arasında çalıştık, bir de açık havada çalışalım dedim" ifadelerini kullandı.


Özeler, kiraladığı arazide maviyemişin yanı sıra kestane ve karayemiş de yetiştirdiğini sözlerine ekledi.



Emekli doktor, ikramiyesiyle kurduğu çiftlikte 14 yıldır organik üretim yapıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Samsun Samsunspor’da Ntcham hariç sakatlığı bulunan futbolcular çalışmalara başladı Samsunspor’da sakatlığı bulunan futbolculardan Olivier Ntcham hariç Bedirhan Çetin, Afonso Sousa, Tanguy Coulibaly ve Celil Yüksel, salon veya saha çalışmalarına başladı. Samsunspor, uzun süredir sakatlıkları nedeniyle forma giyemeyen futbolcular hakkında bilgilendirmede bulundu. Bu kapsamda AEK Atina maçında sakatlanan Ntcham’ın tedavisinin devam ettiği açıklanırken, Bedirhan Çetin, Afonso Sousa, Tanguy Coulibaly ve Celil Yüksel’in saha veya salon çalışmalarına başladığı ifade edildi. Kulüpten futbolcuların sakatlıklarıyla ilgili yapılan yazılı açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Oyuncularımızın sağlık durumlarıyla ilgili tedavi ve rehabilitasyon süreçleri, sağlık ekibimizin kontrolünde planlandığı şekilde devam etmektedir. Olivier Ntcham’ın sol uyluk arka kas grubunda (hamstring) tespit edilen evre 2 yaralanma nedeniyle tedavi ve rehabilitasyon süreci sürmektedir. Tanguy Coulibaly’nin sol diz iç yan bağında (Medial Collateral Ligament) oluşan evre 3 tam kat yırtık nedeniyle rehabilitasyonu devam etmekte olup, salon ve saha çalışmalarına kontrollü şekilde devam etmektedir. Celil Yüksel’in sol el 4. tarak kemiğindeki (metakarp) kırık nedeniyle uygulanan alçı sonlandırılmış, thermoplast atel ile saha çalışmalarına başlanmıştır. Afonso Sousa’nın sol ayak bileğinde Anterior Talofibular Ligament ve Deltoid Ligament’i kapsayan çoklu bağ yaralanması ile birlikte kemik ezilmesi ve kemik ödemi (bone bruise) tespit edilmiş olup, tedavi ve rehabilitasyon süreci devam etmektedir. Salon çalışmalarına başlanmıştır. Bedirhan Çetin’in sağ diz ön çapraz bağında (Anterior Cruciate Ligament) oluşan total rüptür nedeniyle geçirdiği operasyonun ardından tedavi ve rehabilitasyon süreci devam etmekte olup, salon çalışmalarına başlanmıştır." Kırmızı-beyazlılarda Olivier Ntcham 16, Tanguy Coulibaly 7, Bedirhan Çetin ile Celil Yüksel 6’şar ve Afonso Sousa da 3 maçta süre almıştı. Yakın zamanda sakatlıklarını atlatan Lubo Satka ve Eyüp Aydın kısa süre önce takıma katıldı.
Kastamonu "Sazan sarmalı" oyununu eksperin dikkati bozdu Kastamonu’da 390 liraya otomobil alacağına inan ve 600 bin liraya aracını satacağını sanan vatandaşı "sazan sarmalı" yöntemiyle dolandırılmaktan durumu anlayan eksper kurtardı. O anlar ise cep telefonuyla görüntülendi. Kastamonu’da internet üzerinden otomobilini satmak isteyen bir vatandaş ile aracı satın almak isteyen kişiyi ağına düşüren dolandırıcı, "sazan sarmalı" yöntemiyle dolandırmaya çalıştı. Sosyal medya üzerinden aracını satmak isteyen vatandaşın ilanını kendisinin aracıymış gibi paylaşan dolandırıcı, Kastamonu’da bir vatandaşı ağına düşürdü. 600 bin TL değerindeki araç için 390 bin TL isteyen dolandırıcı, aracı başkasının kendisine teslim edeceğini belirterek yalanına inandırdı. Araç satıcısına da ulaşan dolandırıcı, aracı 600 bin TL’ye almak istediğini söyledi. Daha sonra araç sahibi ve aracı satın almak isteyen vatandaş, dolandırıldıklarını anlamadan ekspertiz firmasında buluştu. Araç satıcısının ve alıcısının tavırlarından şüphelenen eksper Ümit Muhammed Sağdıç, aracın kaç liraya satıldığını öğrenmek istedi. Durumu anlayan Sağdıç’ın ısrarı üzerine araç satıcısı aracı 390 bin liraya alacağını, araç satıcısı ise 600 bin liraya sattığını söyledi. Bunun üzerine iki vatandaş da dolandırılmaya çalışıldığını anladı. Eksper Ümit Muhammed Sağdıç, daha sonra dolandırıcıyı telefonla aradı. Başta kendisinin araç satıcısı olduğunu söyleyen dolandırıcı, Sağdıç’ın kendisinin vatandaşları dolandırmaya çalıştığını söylemesi üzerine hakaret ederek telefonu kapattı. O anlar ise cep telefonuyla kayıt altına alındı. "Hakaretler etmeye başladı, küfürler etmeye başladı" Yaşanan olayı anlatan Ümit Muhammed Sağdıç, "Olaydan bir gün önce müşterimiz bizden randevu istedi. Arkadaşımız vasıtasıyla bize ulaştı. Ertesi gün sabah için randevu verdik ve bize bir araç bulduklarını ve 390 bin TL civarında ücreti olduğunu ve aracın markasını söyledi. Biz de başta olabilir diye düşündük. Ama arabanın hatasız olduğu söylenince piyasa fiyatından 200-250 bin TL aşağında bir rakam olduğunu anladık. Satıcı bunu, daha sonra öğrendiğimizde 600 bin liraya sattığını, alıcı bunu 390 bin liraya aldığını sanıyor. Daha sonra alıcı da satıcı da ekspertiz için geldi. Satıcı daha önceden müşterimiz, tanıyoruz. Alıcı babasıyla geldi, satıcı tek başınaydı. Aracı, ekspertize soktular. Arabada yaptığımız kontrollede problem yoktu, daha sonra yol testine çıktım. Ben, yol testine çıkarken alıcıyı da satıcıyı da yanıma alırım, bir sıkıntı olursa ikisi de görsün diye. Bu sırada tekrar aracın fiyatını sordum. Bunları sürekli yaşadığımız için, televizyonlarda gördüğümüz için bu konulara dikkat ediyoruz. ’Satıcıya bu arabanın fiyatları nerelerde’ diye sordum. Alıcı hemen lafa girdi ve ’biz iş karşılığı alıyoruz, fiyatı karıştırmayalım’ gibisinden bir laf söyledi. Ben konuyu kapattım. Dükkana geri geldiğimizde alıcının sürekli telefonla görüştüğünü fark ettim. Alıcının babası da arabayı sormaya başlayınca satıcıyı yanıma çağırdım. ’Sen bu arabayı kaça satıyorsun’ dedim, ’600 bin TL dedi’, alıcının babası da 390 bin liraya aldıklarını söyledi. Alıcı yine telefonla konuşuyordu, ’ben de dolandırılıyorsunuz’ dedim. Alıcıdan telefonu aldım ve ’sen hiç karışma, ben konuşurum’ dedim. Satıcı, ’telefondaki arkadaşın alacağı varmış, iş karşılığı alacağını söyledi’ dedi. Telefondaki şahsı aradım, ’bu aracı kaça satıyorsunuz, parayı IBAN’a atmayacak mıyız’ dedim. Alıcının kardeşiymişim gibi konuştum. Sonra hakaretler etmeye başladı, küfürler etmeye başladı. ’Seninle görüşeceğiz’ dedi. Biz, burada arkadaşın dolandırıldığını anladık" dedi. "Öyle bir güven vermiş ki alıcının basireti bağlanmış" Dolandırıcının güvenli ödeme yöntemini kullanmamak için hem alıcıyı telefonda ikna ettiğini belirten Sağdıç, "’Ekspertizden notere gitmeden güvenli ödeme yapacaksın, bin lira atacaksın’ diyor. Bunu da Notere gitmeden isteyecekti. Adama öyle bir güven vermiş ki alıcının basireti bağlanmış. Allah kimsenin başına vermesin. Alıcıyı uyarmasaydım 390 bin TL parası dolandırıcı adama gidecekti ve mağdur olacaktı, aracı da satın alamayacaktı. Kaydı alsa dahi kayıt sahibi parayı almadığı için kayıt işi de iptal edilecekti. Burada mağdur olan alıcı olacaktı" diye konuştu. "Her iki tarafın da kafasını karıştırıyor" Dolandırıcının hem alıcı hem de satıcıyı sürekli telefonla aradığına dikkat çeken Sağdıç, "Alıcının telefonunu kapatıyor, satıcıyı arıyor, satıcıyı kapatıyor, alıcıya arıyor. Her iki tarafın da kafasını karıştırıyor. Allah kimsenin başına vermesin. Biz de buna engel olduk" şeklinde konuştu.