TEKNOLOJİ - 23 Aralık 2025 Salı 12:35

Yapay zekanın bilinçsiz kullanımı güvenlik, dezenformasyon ve mahremiyet risklerini artırıyor

A
A
A
Yapay zekanın bilinçsiz kullanımı güvenlik, dezenformasyon ve mahremiyet risklerini artırıyor

Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Semih Çakır, yapay zekanın sunduğu kolaylıkların yanında güvenlik, dezenformasyon ve mahremiyet risklerine dikkat çekerek dijital okuryazarlığın önemine vurgu yaptı.


Zonguldak Bülent Ecevit Üniversitesi Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Dr. Öğr. Üyesi Semih Çakır, yapay zekanın günlük hayatın ayrılmaz bir parçası haline geldiğini belirterek, bu teknolojinin bilinçsiz kullanımının çeşitli riskleri de beraberinde getirdiğini söyledi. Yapay zekanın sanıldığı gibi yeni bir kavram olmadığını dile getiren Çakır, son dönemde artan kullanım alanlarıyla birlikte güvenlik ve mahremiyet konularının daha fazla gündeme geldiğini ifade etti.



"Yapay zeka hayatımızın bir çok alanında var"


Yapay zekanın uzun süredir hayatın içinde olduğunu anlatan Çakır, bu teknolojinin temel olarak veriler üzerinden karar verme sürecini yürüttüğünü belirterek, "Aslında yapay zeka çok iyi bir kavram gibi görünse de hayatımızda uzun bir süren beri aslında bulunmaktaydı. Son zamanlarda oldukça popüler hale geldi ve her alanda kullanılır hal almakta. Şimdi yapay zeka deyince şunu söyleyebiliriz. Yapay zeka bilgisayarların insanlardan öğrendikleri verilerle karar verme sürecidir. Bugün baktığın zaman telefonlarımızda, bankalarda, hastanelerde ve birçok alanda kullanılmakta" dedi.



"Hayatımızın içine bu kadar girmiş bir teknoloji güvenlik risklerini de beraberinde getirmektedir"


Yapay zekanın düşünme ve sorgulama yeteneğine sahip olmadığını vurgulayan Çakır, yanlış verilerle eğitilen sistemlerin ciddi sorunlara yol açabileceğini söyledi. Çakır, "Hayatımızın tabii ki bu kadar içine girmiş olan bir teknoloji ve hayatımıza getirdikleri kolaylıklar küçümsenemez bir gerçek ve her anda şu an yapay zeka kullanıyoruz. Ve gündemdeki aslında diğer bir soru da şu olabilir, güvenlik. Yani güvenlik riskleri nelerdir? Çünkü hayatımızın içine bu kadar girmiş bir teknoloji her anda var olması güvenlik listenin de beraberinde getirmektedir. Yapay zeka düşünmez. Sorgulamaz. Sadece girdi olarak verilen verilerle sonuç üretir" ifadelerini kullandı.



"Yanlış veri üzerinden eğitim gerçekleşirse zararlı sonuçlar doğurabilir"


Yanlış veri ve dezenformasyonun yayılmasında yapay zekanın etkisine değinen Çakır, dijital okuryazarlığın bu noktada kritik öneme sahip olduğunu dile getirdi. Çakır, "Bu kapsamda siz ne kadar yanlış bir veri verirseniz ve bu yanlış veri üzerinden eğitim gerçekleşirse o zaman kullanıcıya yanlış yönlendirmeler hatta zararlı sonuçlar doğurabilir. Yapay zekanın bu noktada okuryazarlığı çok önemli bir husus. Çünkü çok hızlı bir giriş yapmış oldu hayatımıza" şeklinde konuştu.



"Kullanıcılar bilinçli yada bilinçsiz mahremiyet teşkil edecek verilerini verebiliyor"


Yapay zekanın gerçekçi ama doğru olmayan içerikler üretebildiğine dikkat çeken Çakır, bu durumun dolandırıcılık ve mahremiyet ihlallerini artırdığını belirtti. Çakır, "Şimdi yapay zeka bir lafa çok gerçekçi. Ama tamamen yanlış haberler, görüntüler hatta ve hatta bu görüntülerle beraber sesleri de üretebilir hale geldi. Aynı zamanda yanlış bilgin yanında suç oranında da artış var. Yani dolandırıcılık faaliyetleri. Dolandırıcılık faaliyetlerinde işte birinin sesini veya görüntüsünü alıp bu görüntü, Deep Fake dediğimiz buradaki görüntü ve içerikleri kişinin yani bunu kullanan kişinin vermiş olduğu direktifler doğrultusunda üreterek insanlar kandırılabilip suça hatta suça yönlendirmede gerçekleştirebiliyor. Diğer bir husus da bu noktada mahremiyet. Yani kişiye ait, kişiye özel olan demek olan mahrumiyet kavramında kişisel verilerimizde izinsiz analiz edilebiliyor. Bunu bilinçli veya bilinçsiz şekilde kullanıcılarımız ne yazık ki mahremiyet teşkil edecek, sıkıntı oluşturabilecek alanlarda verilerini kişiler verebiliyor" şeklinde konuştu.



"Manavdan iyi ürün için tavsiyede bile bulunabiliyor"


Yapay zekanın tamamen tehlikeli olarak görülmemesi gerektiğini vurgulayan Çakır, sağlık ve eğitim alanlarındaki olumlu uygulamalara dikkat çekti. Çakır, "Her gördüğünüz, duyduğunuz her şeye güvenmeyin. Tamamen tehlikeli diyemeyiz yapay zekaya. Neden? Çünkü iyi örnekleri yok mu? Çok iyi örnekleri var. Bunu nerede görüyoruz? Sağlıkta görüyoruz. Yani sağlıkta erken teşhis. Aynı zamanda eğitimde görüyoruz. Eğitimde çok güzel uygulamalar başladı. Kişiye özel öğrenme modelleri, yine yapay zeka tabanlı sistemlerle algoritmalar kullanılarak gerçekleştirmeye başladı. Yine engellilerle ilgili büyük kolaylıklar, sosyal hayatta yaşantımızda birtakım kolaylıklar yapay zeka ile gerçekleştirebiliyoruz. Hatta işte en büyük sıkıntımız bir manava gittiğiniz zaman işte bir meyve alacaksınız karpuz diyelim bunun bir görüntüsünü çekip sizin adınıza oradaki en iyi ürünü seçip size bir tavsiyede bulunabiliyor" ifadelerini kullandı.



BEUN’de yapay zeka farkındalık etkinlikleri düzenleniyor


Üniversite bünyesinde yapay zeka ve dijital güvenlik konusunda çalışmalar yürüttüklerini aktaran Çakır, farkındalık eğitimlerinin sürdüğünü belirtti. Çakır, "Üniversite olarak neler yapıyoruz? Üniversite, biz bünyesinde Karaelmas Siber Güvenlik Uygulama Araştırma Merkezi olarak birçok etkinliğe imza atıyoruz. Başta Rektörümüz Prof. Dr. İsmail Hakkı Özölçer önderliğinde üniversitemizde birçok farkındalık eğitimleri, seminerler, ulusal kongreler düzenledik ve olabildiğince de sadece üniversite öğrencilerimize yönelik değil hem personellerimize hem de halkımıza yönelik programlarla bu farkındalığı, yapay zeka ve teknoloji kullanımı, özellikle dijital alandaki kullanımla ilgili halkımızı bilinçlendirme faaliyetlerine devam ediyoruz" dedi.


Çakır, yapay zekanın kontrolsüz kullanımından kaçınılması gerektiğini vurgulayarak, özellikle gençlerin her işi yapay zekaya bırakma alışkanlığından vazgeçmesinin önemine dikkat çekti. Çakır, "Buradaki sorun aslında teknoloji ve yapay zeka değil, yine bunun kontrolsüz kullanımı. Okuryazarlık çok önemli bir kavram. Ve şu an görülüyor ki gençlerde de üniversitede biraz tabii ki öğretim üyesiyiz biz derslere giriyoruz. Derse girdiğimiz zaman şunu görüyoruz. Her şeyi yapay zekaya bırakma durumu var. Bu anlayıştan bir defa vazgeçmemiz gerekiyor" şeklinde konuştu.



Yapay zekanın bilinçsiz kullanımı güvenlik, dezenformasyon ve mahremiyet risklerini artırıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Konya Ziraat Türkiye Kupası: Konyaspor: 1 - Antalyaspor: 0 (Maç sonucu) Ziraat Türkiye Kupası B Grubu ilk hafta maçında Konyaspor, konuk ettiği Antalyaspor’u 1-0 mağlup etti. Maçtan dakikalar (İkinci yarı) 71. dakikada sol kanattan topu taşıyan Guilherme topu Melih’e yolladı. Melih’in, Bardhi’yle duvar pası yaptıktan sonra vurduğu şutta meşin yuvarlak dışarı çıktı. 90+3. dakikada Yakub’un sağ kanattan açtığı ortada kaleci Deniz topu kontrol edemedi. Boşta kalan topa Ballet vurdu, kale önünde Jevtovic araya girerek topu engelledi. Hakemler: Kadir Sağlam, Kerem Ersoy, Murathan Çomoğlu Konyaspor: Deniz Ertaş, Andzouana, Uğurcan Yazğılı (Yasir Subaşı dk. 75), Utku Eriş, Guilherme, Jo Jin-Ho (Bardhi dk. 63), Tunahan Taşçı (Stefanescu dk. 87), Bjorlo, Melih İbrahimoğlu (Kaan Akyazı dk. 87), Muleka (Jevtovic dk. 75), Umut Nayir Yedekler: Bahadır Güngördü, Pedrinho, Calusic, Melih Bostan, Esaat Buğa Teknik Direktör: Çağdaş Atan Antalyaspor: Julian, Samet Karakoç, Giannetti, Hüseyin Türkmen, Ensar Buğra Tivsiz (Bünyamin Balcı dk. 81), Ceesay (Soner Dikmen dk. 73), Saric (Hasan Yakub İlçin dk. 81), Storm, Abdülkadir Ömür (Gueye dk. 73), Ballet, Doğukan Sinik (Van De Streek dk. 46) Yedekler: Kağan Arıcan, Paal, Dzhikiya, Ali Demirbilek, Ege İzmirli Teknik Direktör: Alaattin Gülerce Gol: Tunahan Taşçı (dk. 21) (Konyaspor) Sarı kartlar: Bjorlo, Utku Eriş, Deniz Ertaş (Konyaspor), Ballet, Ceesay (Antalyaspor) Kırmızı kart: Çağdaş Atan (Teknik Direktör) (Konyaspor)
Ankara Bakan Işıkhan açıkladı: 2026 yılı asgari ücret belli oldu Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan, "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net asgari ücret 28 bin 75 lira, brüt asgari ücret tutarı ise 33 bin 30 lira olarak belirlenmiştir" dedi. Çalışanları ve dolaylı olarak toplumun tamamını ilgilendiren yeni asgari ücretin belirlenmesine yönelik süreç sona erdi. İşçi, işveren ve hükümet temsilcilerinden oluşan Asgari Ücret Tespit Komisyonu, 2026’da geçerli olacak asgari ücreti belirleme çalışmaları kapsamında Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığında üçüncü toplantısını gerçekleştirdi. Toplantı, Bakan Işıkhan’ın başkanlığında saat 18.00’de başladı. Toplantının ardından Işıkhan, 2026 yılı için geçerli olacak asgari ücreti açıkladı. "Talep ve tekliflere kulaklarımızı kapatma lüksümüz bulunmamaktadır" Asgari Ücret Tespit Komisyonu’nun 12 Aralık’ta başlattığı müzakerenin tamamlandığını ve yeni Asgari Ücret miktarının tespit edildiğini belirten Işıkhan, "Bakanlık olarak çalışma hayatımızda, sosyal diyaloğun bir gereği olarak, tüm istişare mekanizmalarını aktif bir şekilde işlettik. Tabii bu süreçte, sizin de çok yakından takip ettiğiniz gibi, bakanlık olarak biz, her iki taraf arasındaki hakemlik rolümüzün gerektirdiği şekilde, hem işçi temsilcilerimizle hem de işveren temsilcilerimizle görüşmelerimizi kararlılıkla sürdürdük. Bu süreçte işçi konfederasyonlarımızla da, işveren temsilcileriyle de görüşmelerimizi yaparak, fikirlerini aldık ve onları, karar alma sürecine dahil ettik. Şartlar ne olursa olsun, nihai karar nasıl sonuçlanırsa sonuçlansın, bizim devlet olarak; sosyal paydaşlarımızla iletişimi kesme, talep ve tekliflere kulaklarımızı kapatma lüksümüz bulunmamaktadır. Ortak hareket, uzlaşı ve istişare kültürü oluşturan sosyal diyalogun çalışma hayatımızın sağlıklı bir şekilde sürdürülebilmesinin, ön şartı olduğuna inanıyoruz" diye konuştu. "Satın alma gücünün korunması ve yaşam kalitesinin geliştirmesini hedeflemekteyiz" İşçilerin de işverenlerin de çalışma hayatının asli unsurlar olduğunu ifade eden Bakan Işıkhan, "Bugüne kadar ülkemizin ve milletimizin istikbali için, nasıl birlikte çalışıp birlikte alın teri döktüysek Türkiye’yi, nasıl el ele verip birlikte büyüttüysek; bundan sonra da aynı birlik ve beraberlik ruhuyla aynı hedeflere yürümeye devam edeceğiz. Bu ülke çok kısa süreler içinde ekonomik saldırılar, büyük depremler yaşadı, dünya çapında pandemi yaşadı, küresel krizler yaşadı, bölgemizdeki savaşların, enerji krizlerinin ve tedarik zinciri kırılmalarının tam ortasında kaldı. Geçmişte nasıl olduysa, bundan sonra da her iyileşme, her ilerleme, her büyüme ve kalkınma, vatandaşımıza refah artışı olarak dönmeye devam edecektir. Bu bizim en temel anlayışımız, en temel yaklaşımımızdır. Asgari ücrette de, diğer meselelerde de esas olan, yapılan artışların; çarşıda, pazarda, market raflarında, etiketlerde eriyip gitmemesidir. Yapılan artışlarla; vatandaşımızın satın alma gücünün korunması ve yaşam kalitesinin geliştirmesini hedeflemekteyiz" şeklinde konuştu. "Hiçbir zaman muhalefetin popülist yaklaşımlarını da ciddiye almadık" Popülist olmadıklarını dile getiren Işıkhan, "Hiçbir zaman muhalefetin popülist yaklaşımlarını da ciddiye almadık. Biz işimize baktık, çalıştık, ve projelerimizle, eserlerimizle vatandaşlarımızın ihtiyaçlarına en uygun, en reel politikaları geliştirdik ve hayata geçirdik. Biz 23 yıldır, AK Parti olarak, günü kurtaran değil, geleceği inşa eden bir anlayışla hareket ediyoruz. Türkiye Yüzyılı’nı; emeğin kıymet gördüğü, çalışanın hakkının korunduğu, büyümenin tabana yayıldığı bir yüzyıl yapmakta da kararlıyız. Bakanlık olarak gerçekleştirdiğimiz tüm çalışmalarımızda, hedef ve önceliklerimizde Türkiye’nin küresel dönüşümde; güçlü, rekabetçi, üretim odaklı ve aynı zamanda ’kimseyi dışarıda bırakmayan’ bir çalışma hayatı vizyonu inşa etme çabamız vardır" ifadelerini kullandı. "Temel hedefimiz işçilerimizi de, işverenlerimizi de memnun edecek, bir denge seviyesinin tespit edilmesidir" Türkiye’nin yarınlarının, bugünün emek ve üretim gücünü daha nitelikli hale getirerek güvence altına alınabileceğini vurgulayan Işıkhan, "Bu anlayışla, asgari ücrette de çalışanlarımızın hakkını ve emeğini enflasyona ezdirmeyecek, işverenlerimizi mağdur etmeyecek; en doğru ve en makul, ortak noktada fikir birliğine varmak, sadece mali kazanımlar için değil aynı zamanda toplumsal barış ve dayanışma şuurumuz bakımından da hayati bir öneme sahiptir. Burada temel hedefimiz işçilerimizi de işverenlerimizi de memnun edecek, bir denge seviyesinin tespit edilmesidir. Bu sebeple bugün açıklayacağımız kararın bu dengeyi gözetecek nitelikte olması için yoğun çaba harcadığımızı özellikle vurgulamak isterim. Bu süreçte olumlu yaklaşımları dolayısıyla tüm sosyal paydaşlarımıza teşekkür ediyorum" dedi. "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere; net asgari ücret 28 bin 75 lira olarak belirlenmiştir" Son olarak asgari ücreti açıklayan Bakan Işıkhan, şu ifadelere yer verdi: "1 Ocak 2026 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere net asgari ücret 28 bin 75 lira, brüt asgari ücret tutarı ise 33 bin 30 lira olarak belirlenmiştir. Yaptığımız bu artışla asgari ücreti; geçtiğimiz yıla göre yüzde 27 oranında artırmış oluyoruz. Asgari ücrette 2002 yılına göre nominal olarak 171 kat, reel olarak ise yüzde 251’lik bir artış sağlamış bulunuyoruz. Ayrıca geçtiğimiz yıl bin lira olarak uyguladığımız asgari ücret desteğini önümüzdeki yıl bin 270 lira olarak uygulamaya devam edeceğiz. Yeni ücret ile birlikte çalışanlarımızı; enflasyona ezdirmeme sözümüzün arkasında olduğumuzu bir kez daha vurgulamak isterim. Devletimiz; tüm kurum ve kuruluşlarıyla işçimizin, işverenimizin ve vatandaşımızın yanında olmaya devam edecektir."