YEREL HABERLER - 11 Nisan 2012 Çarşamba 16:43

AMYLUM NİŞASTA`DAKİ GREV

A
A
A
AMYLUM NİŞASTA`DAKİ GREV

Türk-İş 4. Bölge Temsilcisi Edip Gülnar, Amylum Nişasta`da 38. gününe giren grevin biran önce sonlandırılması gerektiğini söyledi.
İnönü Parkı`nda sağanak yağmurda basın açıklaması yapan Gülnar, sendikalarının tüm iyi niyetli yaklaşımına, işverenin aynı hassasiyeti göstermediğini ifade etti. Grevin amaç değil, araç olduğunu belirten Gülnar, ``Hak mücadelesi veren Tek Gıda-İş Sendikamız, toplu iş sözleşmesi görüşmelerinde tüm iyi niyetiyle işçinin hak ettiği ücret ve sosyal hakları talep etmesine karşın, işveren buna yanaşmamıştır. Bu grev Adanamıza, zarar vermektedir. Onun içindir ki bu grevin biran önce sonlandırılmasını en büyük isteğimizdir" dedi.
Bugün itibariyle grevde 38. güne girdiklerini hatırlatan Gülnar, işverenin yeni üsluplar denediğini, işçilerin evlerine mektup göndererek tehdit ettiğini, bunun yanı sıra iş yerinde kaçak işçi çalıştırdığını iddia etti. Gülnar, "İlk günkü heyecanı yaşayarak hakkımızı alana kadar mücadelemizin hep birlikte devam edeceğini bilinmesini istiyoruz. Grev 38 gün değil 138 gün dahi sürse aynı heyecanla devam edecektir" diye konuştu.
Türk-İş`in eylemine DİSK Bölge Temsilcisi kemal Aslan, Paksoy Fabrikası ile Özbucak Fabrikası işçileri de katılarak destek verdi.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Adıyaman Depremde yaşadıklarını unutmak için sanata yöneldi Adıyaman’da 6 Şubat depremlerinde evi yıkılan ve çok sayıda akrabasını kaybeden 3 çocuk annesi Nazan Taştan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak seramik ustası oldu. Asrın felaketinden önce özel okulda ve kurs merkezinde öğretmenlik yapan Nazan Taştan Yapıcı, depremde evi yıkılınca ailesiyle Mersin’e yerleşti. Bir yıl Mersin’de yaşadıktan sonra tekrar memleketi Adıyaman’a dönen Yapıcı, öğretmenlik yerine seramik ve çini sanatına yöneldi. Depremin acılarını unutmak için başlarda terapi amaçlı başladığı seramik ve çini sanatında ustalaşan Yapıcı, öğretmenlik mesleğini bırakarak atölye kurdu. Kendi elleriyle yaptığı eserlere şekil veren ve bunları vitrin ve raflara dizerek satışını yapan Yapıcı, bir taraftan da başka kadınlara bu sanatı öğretmeye başladı. Çocuk ve eğitim üzerine kitap da yazan Nazan Taştan Yapıcı’nın hayatı depremden sonra değişti. Öğretmenliği bırakıp sanata yönlendiğini söylendiğini söyleyen Nazan Taştan Yapıcı, "Deprem sürecinde öğretmenlik mesleğini icra ediyordum. Depremden sonra hepimizin bir çıkış yolu araması gibi Mersin’e gittik. Bir yıl oraya yerleştik. Çocuklarım vardı. Sonra bir yıldan sonra memlekete dönmek zorunda kaldık. Sonra dönünce seramik sanatıyla, çini sanatıyla, öğretmenlik mesleği arasında gidip geldim. Hatta bir sürede devam ettim öğretmenliğe. Ancak sonrasında sanatın daha ağır bastığını gördüm. Çünkü belki depremden sonra yaşadığım tramvaydı, o acılarla o üzüntülerle inanılmaz derece ruhumu rehabilite ediyordu. Bana çok iyi geliyordu çini ve seramikle uğraşmak. Ve neden olmasın ki dedim? Başkaları da neden faydalanmasın? Başkaları da neden iyi gelmesin? Bana iyi geldiyse başkalarına da iyi gelebilir diye düşündüm. Bunu bir mesleğe dönüştürmeye karar verdim. Hali hazırda zaten gerekli eğitimleri almıştım. Ondan sonra işyeri açma kararı aldım. Çevremdeki insanların desteğiyle beraber. Sonra işyerini açtıktan sonra böyle güzel bir konseptimiz oldu. İnsanlar gelip burada isterlerse çini ve seramik yapabiliyorlar. Yardım isterlerse yardımcıda olabiliyorum veya ürün satın alıp götürebiliyorlar. Bende hem gelenlere yardımcı oluyorum, hem ürün yapıp satışını yapıyorum" dedi. Zozan Tümüç isimli vatandaş, "Sanatıyla da buluşturduğu eserleri görmek, böyle tanımak, iç detayını öğrenmek böyle bana çok şey kattı açıkçası. Buraya geldikten sonra bir çalışma yaptım. Bir bardak boyama yaptım. Bir de kendimce bir sevgi tabağı hazırladım. Kendi el emeğimle. Kendisi bu süreçte bana yardımcı oldu. Açıkçası çok keyif aldım. Tekrar da gelip yapmayı istiyorum. Fırsat buldukça ilk geldiğim yer açıkçası burası" diye konuştu.