SAĞLIK - 05 Şubat 2020 Çarşamba 10:19

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Gönüllü: “Korona virüsler aslında çok yakından tanıdığımız virüsler”

A
A
A
Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Gönüllü: “Korona virüsler aslında çok yakından tanıdığımız virüsler”

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof.

Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Gönüllü, “Her virüsün yerleştiği, ürediği, hastalık yaptığı doğal konakçıları var. Bazı virüsler sadece yarasalarda hastalığa neden oluyor. Virüsler onlarla yakın temasta olan insanlara geçebiliyor. Son 20 yıl içinde gb kez yaşadığımız salgınlardaki korona virüsler hayvanlardan insana geçti ve insandan insana yayılma eğilimi göstermeye başladı” dedi.


Atılım Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Uğur Gönüllü, Çin’de ortaya çıkan ve dünya genelinde yayılan salgın hastalık hakkında İHA’ya açıklamalarda bulundu. Benzer salgınların son 20 yılda üçüncü kez görüldüğünü aktaran Prof. Dr. Gönüllü, yakın gelecekte hastalığın tedavi yollarının bulunacağının da altını çizdi. Çin’de ortaya çıkan ve tüm dünyada panik oluşturan korona virüsün aslında yabancı bir virüs olmadığını dile getiren Prof. Dr. Gönüllü, genellikle kış aylarında yakalanılan nezle hastalığının korona virüsler yoluyla kapıldığını aktardı. Yaşanan salgın hastalığın hayvanlardan bulaşması dolayısıyla tehlike oluşturduğunu vurgulayan Gönüllü, Severe Acute Respiratory Syndrome (SARS) ve MERS virüslerini hatırlatarak, “Korona virüsler aslında çok yakından tanıdığımız virüsler. Her kış onlarla ilgili bir hastalık geçiriyoruz. Sıradan nezleleri en çok yapan etkenlerin başında korona virüs ailesi geliyor. Son günlerde Çin’den bütün dünyaya yayılmakta olan korona virüsler aynı ailenin farklı fertleri. Bunların hayvanlardan insanlara geçtiği biliniyor. Bugüne kadar daha önce iki kez benzer tecrübeleri yaşamıştık. Bunlardan ilki SARS virüsüydü. Yine Çin’de ortaya çıkmıştı. Bu virüsün yabani bir kediden bulaştığı düşünülüyordu. Daha sonra Orta Doğu’dan bir virüs çıkmıştı ve ona da MERS virüsü adı verildi. Onun da develerden insanlara bulaştığı keşfedildi. Son olarak da yarasalardan insanlara bulaştığı düşünülen yeni korona virüs ailesiyle karşı karşıya kaldık” ifadelerini kullandı.



“Bu son 20 yıl içinde üç kez yaşadığımız salgınlardaki korona virüslerde hayvanlardan insana geçti ve insandan insana yayılma eğilimi göstermeye başladı”


Her virüsün doğal konakçılarının olduğunu vurgulayan Gönüllü, hava yoluyla hayvanlardan bulaşan virüsün yoğun bir şekilde alındığı takdirde mutasyona uğrayabileceğini söyledi. Gönüllü, benzer rahatsızlıkların son 20 yıl içinde üçüncü defa ortaya çıktığını belirterek, “Her hayvanın doğal konakçıları var. Yani her virüsün yerleştiği, ürediği, hastalık yaptığı doğal konakçıları var. Bazı virüsler sadece yarasalarda hastalığa neden oluyor, bazıları develerde veya kedilerde hastalığa neden oluyor. Sadece onlarda üreyen mikroorganizmalar, virüsler onlarla yakın temasta olan insanlara geçebiliyor. Bunların geçme şekli de; o virüsle bulaşmış olan partiküller hava yoluyla alındığında insana bulaşıyor. Çok yoğun bir şekilde geçtiğinde bu virüslerde birtakım mutasyon dediğimiz genetik değişiklikler oluşuyor. Bunlar eskiden insanlarda hastalık yapmazken, insanlar bu mikroorganizmalarla çok yoğun karşılaştığında hastalık yapmaya başlıyor. Hayvanlardan insanlara geçiyor. Dolayısıyla hayvanlarla iletişimi kestiğimizde bu hastalığın yayılması engellenmiş oluyor. Ne yazık ki virüs mutasyonlara devam ediyor. İnsandan insana bulaşma özelliği kazanıyor. Hayvandan insana geçen mikroorganizma kazandığı yeni formlarla insandan insana bulaşmaya başlıyor. Bizim alışkın olduğumuz, insanlarda hastalık yapan korona virüsler nezle yapıyordu. Bu son 20 yıl içinde üç kez yaşadığımız salgınlardaki korona virüslerdeyse hayvanlardan insana geçti ve insandan insana yayılma eğilimi göstermeye başladı” şeklinde konuştu.



“Umut verici çalışmalar devam ediyor”


Halihazırda bir tedavi yöntemi bulunmayan korona virüsle ilgili çalışmaların devam ettiğine değinen Gönüllü, farklı antiviralleri birbiriyle karıştırarak hastalık üzerinde denemelerin yapıldığını dile getirdi. Yakın bir gelecekte aşının geliştirileceği yönünde umutlu olduğunun altını çizen Gönüllü, “Şu anda virüsler için kullanılan ilaçların doğrudan bu yeni üremiş korona virüslere etkisi olmadı. Halihazırda bazı çalışmalar yapılıyor. Farklı antiviraller birbirleriyle karıştırılarak bu hastalık üzerinde deneniyor. Henüz kesinleşmiş, netleşmiş bilimsel bir yanıt alınamadı. Umut verici çalışmalar devam ediyor. Bu arada aşı geliştirilmeye çalışılıyor. Yalnız aşılar öyle birkaç gün içinde halledilecek şeyler değil. Uzun bir süreç gerektiriyor. Kısa bir süre içinde olmasa bile yakın bir gelecekte aşısının geliştirileceğini düşünüyorum. Bilimsel çalışmalar da o yönde gösteriyor” diye konuştu.



“Maske de yüzde 100 koruyucu değil”


Hastalığın doğrudan öldürücü bir etkiye neden olmadığını vurgulayan Gönüllü, şu ana kadar korona virüs tanısı konularak hayatını kaybeden kişilerin başka hastalıklarının olduğunu da belirtti. Hastalığın belirtilerinden de bahseden Gönüllü, herhangi bir şikayette hastaneye başvurulması gerektiğine dikkat çekti. Hastalığa yakalanılması durumunda evden çıkılmaması gerektiğini söyleyen Gönüllü, mutlaka dışarı çıkılacak durumlarda da maskenin yüzde 100 korumayacağı konusunda görüşlerini aktardı. Gönüllü, “Çin’de üredikten sonra bütün dünyaya yayıldı. 26’ya yakın farklı ülkede bu hastalık tespit edildi. 20 bin 500 civarında kaydedilmiş vaka vardı. Bu vakaların da 360 civarı vefat etmiş. Yani yüzde 2 gibi bir oranda hastalarımızı kaybetmişiz. Bu kaybedilen hastaların daha çok başka hastalıkları olan bireyler. Benim bildiğim kadarıyla 15 yaşın altında hiçbir hastaya rastlanmadı. İnsandan insana bulaştığı için; Çin’den gelen bireylerle de teması olmayan kişilerde de hastalık görülmeye başlandı. Hastalık yakınmalarını da iyi bilmek gerekiyor. Hastalar genelde; ateş ve akciğer belirtileriyle doktora başvuruyor. Ateşin yanı sıra da nefes darlığı, solunum sıkıntısı gibi yakınmaları oluyor. Dolayısıyla bu hastaların ‘Çin’den gelen yakınları var mı’ diye araştırmak gerekiyor. Her öksürük, nefes darlığı ve ateş korona virüs hastalığı değildir. Grip hastalığına yakalandığımızda ne yapıyorsak aynısını yapmamız gerekir. Eğer hastaysak dışarı çıkmayacağız. Mümkün olduğunca kendimizi izole bir ortama taşıyacağız. Dışarı çıkmak zorunda olanlar maske takabilirler ama maske de yüzde 100 koruyucu değil. Hasta birey öksürdüğünde ya da hapşırdığında yüzünü koluyla veya bir peçeteyle kapatması gerekiyor. Siz hasta olabilecek bir bireyle temasta bulunduysanız mutlaka elinizi yıkamanız gerekiyor. Elinizi en az 20 saniye boyunca sabunla yıkamanız gerekiyor. Sabun ve su bulamadığınız bir ortamdaysanız alkollü peçetelerle de olabilir. Benzer yakınmalarınız varsa da mutlaka bir hekime gözükmek gerekiyor. Ayrıca paket mektup gibi cansız objelerden bulaştığına dair bir bulgu yok. O yüzden Çin’den gelen kolilerden endişeye gerek yok ” ifadelerini kullandı.



“Birden fazla antiviral kullanılarak hastalık önlenmeye çalışılıyor”


Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) denetiminde korona virüsün tedavisine yönelik çalışmaların devam ettiğini söyleyen Gönüllü, Pasteur Enstitüsünün 20 ay içinde aşının geliştirileceğine dair yaptığı açıklamaya da dikkat çekti. Gönüllü, “Dünya Sağlık Örgütünün denetiminde tedavi çalışmaları yapılıyor. Kullanılan ürünler antiviral dediğimiz ürünler. Birden fazla antiviral kullanılarak hastalık önlenmeye çalışılıyor. Ümit verici gelişmeler var. Bu tedavi edici kısmı. Aşı da koruyucu kısmı. Aşının geliştirilmesi kısa sürede olmuyor. Pasteur Enstitüsünün söylediğine göre 20 ay içinde bu ay oluşturulacak, etkinliği denenecek ondan sonra insanların kullanımına sunulacak. Aşı olan bireylere hastalığın bulaşması engellenmiş olacak” şeklinde konuştu.



“Çok korkulacak bir hastalık değil ama salgın yapabilir”


Çin’de ortaya çıkan virüsün tedirginlik yaratsa da korkulacak bir hastalık olmadığını söyleyen Gönüllü, “Çok korkulacak bir hastalık değil ama tabii ki salgın yapabilir. Hastalığın bulaştığı 1 birey 2,2 kişiye ulaştırabiliyor. 7 günde bir de bu sayı iki katına çıkıyor. Bugün 20 binse bir hafta sonra 40 bine çıkıyor. Önlemler alındığı için zaman içinde bulaştırma hızı da azalacak. Hastalık salgın yapamayacak hale de gelecek” dedi.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Recep Uçar: "Pozisyonlara baktığımızda maçın hakkı beraberlikti" Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Recep Uçar, Beşiktaş maçının ardından, "Pozisyonlara baktığımızda maçın hakkı beraberlikti" dedi. Trendyol Süper Lig’de 17. hafta müsabakasında Çaykur Rizespor, deplasmanda karşılaştığı Beşiktaş’a 1-0 mağlup oldu. Maçın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Çaykur Rizespor Teknik Direktörü Recep Uçar, "Buraya aslında iyi bir sonuç alarak devreye mutlu girmek için gelmiştik. Planladığımız oyunu özellikle ilk yarıda yansıtamadık. İkinci yarıda girdiğimiz pozisyonlarla aslında 1 puanla dönmek istiyorduk. Üçüncü bölgeye kadar gittik, iyi şutlarımız oldu. Yeteri kadar sonuca yönelik işler yapamadık. İçeride oynadığımız Eyüpspor maçındaki kadar üretken oynayamadık. Golü bulamadık. Maçta bizim daha çok pozisyona girdiğimiz dakikalarda gol yedik. İki tarafın da çok üretken olmadığı bir maçtı. Maçta daha net pozisyonları biz kaçırdık diyebilirim. Pozisyonlara baktığımızda maçın hakkı beraberlikti" diye konuştu. "Çıkaracağımız dersler var" Pozisyona girdikleri halde sonuca gidemediklerini belirten Uçar, "Yediğimiz gol sonrası değişiklikler yaptık. Yine golü bulmak için çalıştık. Gerçekçi olmak gerekirse 1 puan alabilirdik. Maçın tamamında 1’e 1 i iyi oynadık. Buradan daha farklı dönmeyi hayal ediyorduk. Çıkaracağımız dersler var. Devre arasında yapacağımız çalışmalarla performansımızı yukarı çıkartıp arzu ettiğimiz puanları almak için çabalayacağız. Sergen hocayı ve Beşiktaş’ı tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı.
Bursa Enes Çelik’ten taraftarlara transfer mesajı Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Aliağa FK maçı sonrası yaptığı açıklamada taraftara teşekkür ederken devre arası için net ve iddialı transfer mesajı verdi. Bursaspor Başkanı Enes Çelik, Aliağa FK ile oynanan ve ilk yarının son maçı olan karşılaşmanın ardından kamuoyuna açıklamalarda bulundu. Çelik, hem tribün desteğine hem de devre arası transfer planlamasına dikkat çekti. Enes Çelik’ten tribün ve transfer vurgusu Karşılaşmada tribünleri dolduran taraftarlara teşekkür eden Enes Çelik, sezonun ilk yarısı boyunca verilen desteğin önemine değinerek, "Bugün oynadığımız ve ilk yarının son maçı olan karşılaşmada stadı hınca hınç dolduran coşkulu taraftarlarımıza; hem bugün hem de ilk yarı boyunca takımımıza verdikleri tam destek ve kaos bekleyenlere verdikleri cevap için teşekkür ediyorum" dedi. Çelik, konuk ekip taraftarlarını da unutmadan centilmence bir mesaj vererek, "Bir teşekkürü de Aliağa taraftarlarına yapmak istiyorum. Hoş geldiniz, sağ salim evinize dönmenizi temenni ediyorum" diye konuştu. Alt liglerde sıkça karşılaşılan oyun anlayışına değinen Bursaspor Başkanı, hakem performansına ise özel bir parantez açarak, "Alt liglerde sıkça gördüğümüz, yatarak zamandan yemeye çalışan futbolcu ve takımlar sebebiyle futbol adına izlenmesi zor maçlar oynanıyor. Ancak hakkını teslim etmeliyim ki, son yıllarda gördüğüm en iyi hakem yönetimlerinden birini izledim. Maçı oynatmaya çalışan, vakit geçirenle gerçekten sakatlanan futbolcuyu net şekilde ayırt eden müthiş bir hakem vardı, kendisini tebrik ediyorum" ifadelerini kullandı. Son olarak taraftara doğrudan seslenen Enes Çelik, devre arası için bir yol haritası çizdiklerini vurgulayarak şunları söyledi: "Bu kadar coşkulu taraftar önünde ilk yarıyı galibiyetle kapatmak yakışırdı, maalesef olmadı. Son olarak taraftarımıza seslenmek istiyorum: Devre arası kampına nokta atışı ve çok net transferlerle gideceğiz. Birkaç gün içinde transferleri açıklamaya başlayacağız. Hiç endişeniz olmasın; siz bize gereken desteği veriyorsunuz, biz de yönetim olarak gerekeni yapacağız."
İstanbul Sergen Yalçın: "Planladığımız oyuncuları alamazsak kesinlikle oyuncu almayacağız" Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, Çaykur Rizespor galibiyeti sonrası, ligin ikinci yarısı öncesi yapılacak transfer sürecini çok titiz yürüttüklerini dile getirerek, "Planladığımız oyuncuları alamazsak kesinlikle oyuncu almayacağız" dedi. Trendyol Süper Lig’de 17. hafta müsabakasında Beşiktaş, sahasında karşılaştığı Çaykur Rizespor’u 1-0 mağlup etti. Karşılaşmanın ardından düzenlenen basın toplantısında konuşan Beşiktaş Teknik Direktörü Sergen Yalçın, "Oyuncularımı tebrik ediyorum. Bugün çok genç oyuncularla mücadele etmek zorunda kaldık. Alt yapıdan çıkan birçok oyuncu ile mücadele ettik. Beklediğimiz gibi zor bir oyun oldu. Zaten beklediğimiz bir oyundu. Abraham’ın sakatlanarak çıkmasının ardından daha da zor bir oyun oldu. Çocuklar iyi mücadele ettiler. 4 maç sonra iç sahada kazanmamız da bizim için güzel oldu" diye konuştu. "Bir değişim süreci başlatmak istiyoruz" Birçok sorunla uğraştıklarını dile getiren Yalçın, "Göreve başladığımda kötü senaryoya hazırdık. Ama ne kadar kötü? Yaşadığımız sorunlar oldu. 8 tane bireysel hatadan kaybettiğimiz puanlar oldu. O puanları kaybetmeseydik ligde çok daha iyi konumda olabilirdik. Göreve başladık hemen akabinde Rafa Silva sorunu gündeme geldi. Zor ve sorunlarla boğuştuğumuz bir ilk devre geçirdik. Fakat son maçlarda oynanan oyun bizi mücadeleci olması sebebiyle mutlu etti. 2 derbide de bazı bölümlerde 10 kişi oynadık. Mevcut şartlarda bulunulan yerin çok da kötü bir yer olmadığını düşünüyorum. Bir değişim süreci başlatmak istiyoruz. Bunu ne kadar yapabiliriz, bilmiyorum. Biraz acı çekeceğiz, taraftarımız da biraz acı çekecek. Dayanmaya, ayakta durmaya çalışıyoruz. Bundan sonra da birçok şeyi düzeltmeye çalışıyoruz. Taraftarımızı da anlıyorum ama mevcut şartlarda ancak bunları yapabiliyoruz" şeklinde konuştu. "Transferlerin hesabını biz vereceğiz" Transfer yapılacak isimlerin yavaş yavaş belirlendiğini belirten Sergen Yalçın, "Devre arası transferi çok zor bir dönem. Yaz transfer döneminde seçenekleriniz daha çok oluyor. Ama devre arasında alacağınız oyuncular mevcutta oynayan isimler oluyor ve normalden daha yüksek rakamlarla karşılaşacağımız kesin. Başkanla da sürekli iletişimdeyiz. Devre arasına tüm bu transferler yetişir mi? İnşallah yetişir. Ekonomimiz eğer uygunsa A plus oyuncuları da almak isteriz. Biz oyuncuları bulduk ve temas halindeyiz. Ekonomimiz uygun olursa bu oyuncuları takıma kazandıracağız. Bundan sonra yapılacak transferler eğer gelirse hesabını Serkan’la (Reçber) ben vereceğim" açıklamasında bulundu. "Planladığımız oyuncuları alamazsak kesinlikle oyuncu almayacağız" Yapılacak transferleri bizzat ekibiyle birlikte planladıklarının altını çizen 53 yaşındaki teknik adam, "Transfer döneminde 5-6 oyuncuyu değiştirmeyi hedefliyoruz. Kendi planlamamızdaki oyuncuları alamazsak kesinlikle oyuncu almayacağız. Merkez orta saha ve savunma hattı anlamında sorunlarımız var. Savunma bölümüne 3 oyuncu transfer yapmak için çalışmalarımız var" ifadelerini kullandı. "Rafa Silva’yı oynatmamız söz konusu olamaz" Rafa Silva hakkında sorulan soruya da cevap veren Sergen Yalçın, "Rafa hakkında çok konuşmak istemiyorum. Düşüncelerimi bir kere söyledim. Oyuncu antrenman yapmıyor. İdmandaki performansı 10 üzerinden sıfır. Bu oyuncunun sahaya çıkması kendi açısında da çok sakıncalı. Şu anda oynatmamız hem performansı hem de oyunun kendi sağlığı açısından söz konusu olamaz. Kendi antrenman performansı yeterli olursa tamam ama şu anda değil. Pahalı ve değerli bir oyuncu. Ama bana faydası yoksa ben ne yapacağım o oyuncuyu" dedi.
Eskişehir AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Tunç: "Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur" AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, yaşanan su kesintisiyle ilgili olarak, "ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" dedi. Gün boyu süren geniş çaplı su kesintisi sebebiyle siyasi isimler Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü’ne tepki göstermeye devam ediyor. Son olarak ise AK Parti Tepebaşı İlçe Başkanı Serhat Tunç, sosyal medya hesabından konuyla ilgili bir açıklamada bulundu. Başkan Tunç’un açıklamasında, "ESKİ tarafından yapılan açıklamada, Tepebaşı İlçesi’nin bazı mahallelerinde 00.00-08.00 saatleri arasında planlı su kesintisi uygulanacağı duyurulmuştu. Ancak bugün gelinen noktada, Tepebaşı İlçesi’nin tamamında hâlâ su yoktur. Bu tablo, planlama eksikliğini ve ciddi bir yönetim beceriksizliğini açıkça ortaya koymaktadır. Planlı olduğu söylenen bir çalışmanın saatleri belli olmasına rağmen, ne süreye uyulmuş ne de vatandaşlara doğru ve zamanında bilgi verilmiştir. Tepebaşı’nda yaşayan on binlerce vatandaş, sabah saatlerinden bu yana en temel ihtiyaçlarına dahi ulaşamamaktadır. Hijyen, sağlık ve günlük yaşam tamamen aksatılmıştır. Bu durum, ihmalkârlığın ve ciddiyetsizliğin sonucudur. Vatandaşlar açıklama değil bahane değil, çözüm beklemektedir. ESKİ ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’ni yaşanan bu mağduriyetin sorumluluğunu üstlenmeye, derhal net bir açıklama yapmaya ve Tepebaşı halkından özür dilemeye davet ediyoruz" ifadeleri yer aldı.