GENEL - 24 Mart 2021 Çarşamba 00:59

ATO’dan “Ankara Taşı”na coğrafi işaret başvurusu

A
A
A
ATO’dan “Ankara Taşı”na coğrafi işaret başvurusu

Ankara Ticaret Odası (ATO), Başkentin ürünlerini kıymetlendirme çalışmaları çerçevesinde “Ankara Taşı” olarak da bilinen “Andezit Taşı” için coğrafi işaret başvurusu yaptı.

Ankara Ticaret Odası (ATO), Başkentin ürünlerini kıymetlendirme çalışmaları çerçevesinde “Ankara Taşı” olarak da bilinen “Andezit Taşı” için coğrafi işaret başvurusu yaptı. ATO Yönetim Kurulu Başkanı Gürsel Baran, “Yerli ürünlerimize katma değer kazandırmak, dünyaya tanıtmak ve ihracat yaparak ekonomimize katkı sağlamak için çalışıyoruz. Ankara Andezit Taşı için yerelde coğrafi işaret tescili aldıktan sonra ilk hedefimiz Avrupa Birliği’nden de tescil almak” dedi.


“Ankara Simidi”, “Ankara Döneri”, “Ankara Tavası” ve “Ankara Erkeç Pastırması”na coğrafi işaret tescili alan Ankara Ticaret Odası (ATO), “Ankara Tiftiği”, “Ankara Balı” ve “Çamlıdere Höşmerim Tatlısı”nın ardından “Ankara Andezit Taşı” için de tescil başvurusu yaptı. Ankara Andezit Taşı’nın tescil almasıyla birlikte ürünün daha da kıymet kazanacağını belirten ATO Başkanı Baran, “Ankara için büyük önem taşıyan ‘Andezit Taşı’nın coğrafi işaret tescili almasıyla ihracat imkânları ve buna bağlı olarak ekonomimize sağlayacağı katkı da artacak” diye konuştu.


Ankara Ticaret Odası 30 No’lu Doğal Taş, Mermer ve Hazır Beton İmalatçıları Meslek Komitesi’nin çalışmaları doğrultusunda Türk Patent ve Marka Kurumu’na (TÜRK PATENT) “ Ankara Andezit Taşı” için coğrafi işaret tescil başvurusu yaptıklarını anlatan Baran, Türkiye’de ilk kez Gölbaşı İlçesi’nde keşfedilen Ankara Andezit Taşı’nın aşınmaya karşı dayanıklılığı, don ve ısı farklılıklarından etkilenmemesi, yüzeyinin herhangi bir boyaya ihtiyaç duymaması ve bakım gerektirmeyen yapısı nedeniyle binaların temel ve duvarlarında, zemin döşemelerinde, dış mekan ıslak alanlarda, kent mobilyaları, parke ve bordur taşları olarak yol ve kaldırımlarda kullanıldığını bildirdi. Ayrıca Ankara Andezit Taşı’nın işlenmesinin kolay olması ve ekonomik olması nedeniyle yaygın olarak kullanıldığının altını çizdi.


Selçuklu ve Osmanlı mimarisinde büyük ustalıkla işlenerek cami, medrese, çeşme, han ve hamam gibi binalarda Andezit Taşı’nın kullanıldığını kaydeden Baran, Anıtkabir’den Ankara Kalesi’ne, Ankara Garı’ndan Hacı Bayram Veli Camisi’ne, Kurtuluş Savaşı Müzesi’ne (1. TBMM Binası) kadar Ankara’nın önemli tarihi yapılarında taşın yer aldığını söyledi.


Baran, halen Ankara Gölbaşı’nda alt yükleniciler, yan iş kolları ve tedarikçilerle birlikte binlerce kişi için geçim kaynağı olan “Andezit Taşı”nın bir Ankara markası olarak tescil almasının yatırım ve iş birlikleri oluşturma açısından önem taşıdığını kaydetti. Baran, “Andezit Taşımız tescil aldığında Ankara sınırlarını aşıp Türkiye ekonomisi için önemli katkı sağlayacak” diye konuştu. Doğal taşların ticari olarak işletilebilen en eski inşaat malzemeleri olduğuna dikkat çeken Baran, madenciliğin bir alt grubunu oluşturan, mermerin de içinde yer aldığı doğal taşların yüksek katma değerli ekonomik yapısıyla önce çıktığını dile getirdi.


Andezit Taşı’nın sektördeki kullanımı için bu alanda yetişmiş eleman ihtiyacına değinen Baran, konuyla ilgili yaptıkları çalışmaları da “Kendine has özellikler taşıyan Ankara Andezit Taşı’nın işlenmesi de özel çalışma gerektiriyor. Bu alanda eğitimli gençlerimizin yetişmesi için Milli Eğitim Bakanlığı ile diyaloğa geçerek Mesleki ve Teknik Liseler ile Mesleki Eğitim Merkezleri’ne Doğal Taş İşletmeciliği derslerinin eklenmesine ilişkin taleplerimizi ilettik, bu sayede hem ürünümüzün katma değerini artırıp hem de bu alanda istihdam sağlamayı hedefliyoruz” sözleriyle ifade etti.


Hedef AB’den tescil almak


Baran, Andezit Taşı için coğrafi işaret tescil çalışmalarının tamamlanmasının ardından Avrupa Birliği’nden tescil almak üzere çalışmalara başlayacaklarını söyledi. Baran, “Tamamen yerli ve milli olan Ankara Andezit Taşı’nın ihracat yaptığımız Çin, ABD, İspanya, Belçika, Bulgaristan gibi ülkelerle sınırlı kalmayıp, tüm dünya pazarına ulaşması açısından AB’den tescil almamız faydalı olacak” diye konuştu.


Andezit taşı nedir?


Volkanik kaynaklı bir doğal taş olan Andezit taşı, Ankara’da çıkartılması nedeniyle Türkiye’de Ankara taşı olarak da biliniyor. Dayanıklılığı ile meşhur Andezit Taşı, Cumhuriyet’in ilk yıllarında Ankara’da inşa edilen binaların birçoğunda kullanılmıştır. Suyu hapseden ve aşınmaya karşı dayanıklı olan Andezit Taşı, dirençli bir yapı malzemesi olması nedeniyle inşaat sektörü tarafından tercih ediliyor. Doğal bir ısı yalıtım malzemesi olan Andezit Taşı, yazın serinlik verdiği gibi kışın da ısı kaybını önlüyor.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara ÜNİPERSEN Başkanı Güzel: "Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" Üniversite İdari Personel Sendikası (ÜNİPERSEN) Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini söylüyoruz. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi" dedi. ÜNİPERSEN, memur ve emeklilerin artan hayat pahalılığı karşısında yaşadığı geçim sıkıntısına dikkat çekmek amacıyla eylem süreci başlattığını açıkladı. Sendika tarafından yapılan açıklamada; açıklanan maaş artış oranlarının kira, gıda, ulaşım, enerji ve temel yaşam giderlerindeki artışın gerisinde kaldığı belirtildi. Her geçen gün kamu çalışanları ve emeklilerin hayat pahalılığı karşısında duramadıklarını vurgulayan ÜNİPERSEN, bu konuya dikkat çekmek amacıyla Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı önünde bir eylem gerçekleştirdi. TÜİK tarafından açıklanan enflasyon verileri ile vatandaşın çarşıda ve pazarda karşılaştığı enflasyon arasında fark olduğunun altını çizen ÜNİPERSEN, bu tablo karşısında sessiz kalmayacaklarını belirterek adil bir maaş düzenlemesi olana kadar Ankara’da birtakım eylemler gerçekleştireceklerini açıkladı. Ayrıca ÜNİPERSEN, 9 Ocak 2026 tarihinde iş bırakma kararı alacaklarını duyurdu. "Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk" Memur ve emeklilerin enflasyon karşısında mağdur olduğunu ve bu durumdan dolayı yetkililerden destek beklediklerini belirten ÜNİPERSEN Genel Başkanı İbrahim Güzel, "3 buçuk aydır 8. Toplu Sözleşmenin memurun alım gücünü korumadığını, geleceğini kararttığını, bu nedenle ek protokol olması gerektiğini veya Türkiye Büyük Millet Meclisinin (TBMM) inisiyatif alması gerektiğini söylüyoruz. Meclis 2 buçuk aydır çalışıyor. Memurun geleceğini garanti altına alacak bir düzenleme maalesef gelmedi. Çalışma hayatının öncüsü olan bakanlığa bakıyoruz. Bırakın ek protokolü, konuya konuya ilişkin bir açıklama dahi gelmedi. Yaklaşık 1 aydır 2026 bütçesi Mecliste görüşülüyor. Tüm bakanlıklar ve bağlı kuruluşların bütçeleri karara bağlanıyor. Bu bütçenin memura refah getirmesi için bir adım var mı? Maalesef o da yok. Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verileri üzerinden yapılan artışlar tüm kamu çalışanlarının ev kirasını bile ödeyemez hale getirmiş, 4 milyon memur, 2 milyon memur emeklisi maaşları yattığı gün bile yakınlarından borç ister hale gelmiştir. Bunu kabul etmemiz mümkün değildir" diye konuştu. "Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor" Memur ve emeklilere yapılan zam teklifinin enflasyonla örtüşmediğinin altını çizen Güzel, sözlerini şöyle sürdürdü: "Memurun ne durumda olduğunu şu önümüzdeki koliler çok net bir şekilde ortaya koyuyor. Memurun kira ve faturalardan sonra gıdaya ayırdığı bütçe her geçen gün azalıyor. Devletin memuru, yardım kolisine muhtaç hale geldi. Biz memurlar olarak istiyoruz ki her gün kirayı nasıl ödeyeceğimizi düşünmeyelim. Kredi kartının asgarisini ödemek için bu ay kimden borç borç para isteyelim diye düşünmeyelim. Her gün maaş hesabı yapmaktan yorulduk. Tek isteğimiz insanca yaşanacak ücret. Şu an ilçelerde bile kiralar 20 bin liranın üzerine çıkmış durumda. Büyükşehirlerde maaşının yarısını kiraya veren bir memur nasıl geçim sağlayacak? 3600 ek gösterge sözü verildi ve kararı alındı. Bütçede onu da göremiyoruz. Kamuda mülakatlar her gün adaletsizlik oluşturuyor. Memurların tamamı ocak zammında refah payı bekliyor. TÜİK’in açıkladığı enflasyon oranlarıyla geçim sağlamak mümkün değildir. Bu nedenle her hafta refah payı talebimiz için mücadelemize devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
Samsun Dayısının reddettiği miras borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konuldu Samsun’da bir tekstil fabrikasında servis şoförü olarak çalışan iki çocuk babası Mithat Aydemir, vefat eden dayısının banka borcu nedeniyle maaşına ve evine haciz konulduğunu öne sürerek mağduriyetinin giderilmesi için yetkililerden yardım istedi. Samsun’un Canik ilçesi Gaziosmanpaşa Mahallesi’nde ikamet eden Mithat Aydemir (51), Muğla’nın Milas ilçesinde 8 Şubat 2024 tarihinde hayatını kaybeden dayısı Orhan Demir ile hiçbir bağının bulunmadığını, cenazesine dahi katılmadığını belirtti. Dayısının bankaya olan borçları nedeniyle hakkında icra takipleri başlatıldığını ifade eden Aydemir, bu süreçte maaşının dörtte birine haciz konulduğunu, ardından evine de haciz işlemi uygulandığını ileri sürdü. Aydemir, Muğla Sulh Hukuk Mahkemesi’nde açtığı dava sonucunda dayısının mirasını yasal süresi içerisinde reddettiğini ve bu durumun 2024/1461 Esas, 2024/1608 karar sayılı dosya ile 19 Temmuz 2024 tarihinde kesinleştiğini belirtti. Redd-i miras kararına rağmen ilgili banka vekili tarafından Bursa Banka Alacakları İcra Dairesi üzerinden farklı dosya numaralarıyla hakkında icra takiplerinin sürdürüldüğünü iddia eden Aydemir, her seferinde bu dosyalara itiraz etmek zorunda kaldığını söyledi. Sürecin kendisini ve ailesini psikolojik, maddi ve manevi olarak yıprattığını ifade eden Aydemir, icra takiplerinin kötü niyetli şekilde sürdürüldüğünü öne sürerek ilgili banka avukatı hakkında suç duyurusunda bulundu. Aydemir, hazırladığı dilekçeyi Samsun Adliyesi’ne sunarak Bursa Adliyesi’ne gönderilmesini talep etti. Şikayet dilekçesinde, reddedilen miras nedeniyle borçtan sorumlu tutulamayacağının açık olmasına rağmen yapılan icra işlemlerinin hukuka aykırı olduğunu savunan Aydemir, avukatlık görevini kötüye kullanma, görevi ihmal, resmi belgede sahtecilik ve kişiyi mağdur etme suçlarının işlendiğini iddia etti. Aydemir, yetkililerden yaşadığı mağduriyetin giderilmesini ve sorumlular hakkında gerekli yasal işlemlerin yapılmasını istedi.
Bitlis Bitlis’te karla mücadele toplantısı gerçekleştirildi Bitlis’te kış mevsiminin yaklaşmasıyla birlikte İl Özel İdaresi araç parkında, karla mücadele çalışmaları öncesinde kapsamlı bir değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Toplantıda, il genelinde yürütülecek kar temizleme ve yol açma çalışmalarının planlaması ele alınırken, ekiplerin görev dağılımları, kullanılacak iş makineleri, araçların teknik durumları konuşuldu. Bitlis Valisi Ahmet Karakaya’nın da katıldığı karla mücadele toplantısında muhtemel yoğun kar yağışı ve buzlanma durumlarına karşı alınacak tedbirler de değerlendirildi. Özellikle kırsal bölgelerde ulaşımın aksamaması için ekiplerin 7/24 esasına göre görev yapılacağını belirten Bitlis Valisi Ahmet Karakaya, "Artık bilindiği üzere kış mevsiminin başlarındayız ve bütün ekiplerimiz karla mücadele için hazırlıklarını tamamladılar. İnşallah yaz aylarında yapılan hizmetlere benzer şekilde kışın da vatandaşımızın yollarının açık tutulması için elimizden gelen gayreti sarf etmeye devam edeceğiz. Tabii bunun için iyi bir hazırlık dönemi gerekiyor. Bu çerçevede bizim malumunuz merkez ile birlikte 7 ilçemiz var ve bu 7 ilçemizde 10 şantiyemizle bu hizmetleri yerine getireceğiz" dedi. 92 personel ve 70’in üzerinde iş makinasıyla 354 köyde karla mücadeleyi en iyi şekilde sürdüreceklerini ifade eden Vali Karakaya, "Karla mücadeleye İl Özel İdaremiz hazır durumda. Bildiğiniz üzere 354 köyümüz var ve 288 mezramız var. Şu an itibariyle yol ağımız yaklaşık 3 Bin 365 kilometredir" diye konuştu. Konuşmaların ardından Bitlis İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Adem Aydoğdu ve teknik personel kış aylarında karla mücadelede kullanılacak olan araç ve ekipmanları tanıttı.