POLİTİKA - 06 Ocak 2013 Pazar 13:47

DSP LİDERİ TÜRKER`DEN 2012 YILI DEОERLENDİRMESİ

A
A
A
DSP LİDERİ TÜRKER`DEN 2012 YILI DEОERLENDİRMESİ

DSP Genel Başkanı Masum Türker, İmralı görüşmelerine ilişkin, ``Yapılan görüşmelerin Türkiye`nin üniter yapısının bozulmamasına, sırf birilerinin başkan yapılması için her şeyden vazgeçilecek anayasanın yapılmasına yol açmaması koşuluyla yürütülmesini istiyoruz`` dedi.
DSP Genel Başkanı Masum Türker, 2012 yılına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 2012 yılının bağımlılıkları artıran politikalarla geçtiğini söyleyen Türker, ``Telekom`la başlayan ve tekel olan muayene istasyonlarının özelleştirilmesiyle devam eden işleri bu kez imtiyazların devri olarak yolların ve köprülerin ihale edilmesiyle karşılaştık`` dedi. Özelleştirmeyle yapılan işlemi vatandaşın yoksullaştırılması olarak yorumlayan Türker, buradan elde edilen karların önemli bir miktarının yurt dışına transfer edildiğini belirtti.
Gıda maddelerinin fiyatlarında meydana gelen düşüşün en çok yoksulları ve orta gelirlileri ilgilendirdiğini ifade eden Türker, 2012 yılının cari açığın kapatıldığı yıl olarak gösterildiğini söyleyerek, cari açığın kapatılırken bütçe açığının ortaya çıktığını dile getirdi. Zamların vatandaşın üzerine binen yük olarak yapıldığını kaydeden Türker, Türkiye`nin başka ülkelerin tasarrufuyla geliştiğini bildirdi.
DIŞ POLİTİKA
Türkiye`de 2012 yılının olumsuzluklarla geçtiğini vurgulayan Türker, dış politikada hükümet politikası olarak Suriye`ye karşı kötü bir tutum takınılmasının ve ABD`nin talimatıyla hareket ediyor imajı verilmesinin Türkiye`nin bağımsızlığını zedelediğini söyledi. Başbakan Erdoğan`ın Esad yerine Esed demesinin sebebini değerlendiren Türker, ``Bunun temel nedeni Türkiye`nin Esad`a karşı tavır koyarken mezhep tartışması imajı vermek istemesidir. Bu tartışma Türkiye`ye pahalıya patlamıştır. Bu tartışma Türkiye`de bir alevi sunni tartışmasına neden olmamıştır ama bu kez mezhep farklılaşması göstererek Irak`ta Bağdat Hükümeti ile çatışmasına sebep olmuştur`` diye konuştu.
Yaşananlar sonucunda Irak Başbakanı Maliki ile karşı karşıya gelindiğine dikkat çeken Türker, Maliki`nin İran`a yaklaştığını söyleyerek, ``Bugün Irak bir savaşın eşiğine gelmiş durumdadır ve Türkiye Irak Kürt Bölgesel Yönetimi Başkanı Barzani`nin yanında olarak taraf olmuştur. Bu durum da Katar, Suudi Arabistan gibi ülkelerle 2013 yılında ciddi tartışmalara girmemize sebep olacaktır`` şeklinde konuştu.
``İSRAİL BUGÜN TÜRKİYE`NİN FİNANSMANI KONUMDADIR``
Türkiye`ye paranın fonlar halinde geldiğini dile getiren Türker, bu fonların İsrail ve ABD`nin kontrolünde olduğunu belirterek, ``İsrail bugün Türkiye`nin finansmanı konumdadır`` ifadesini kullandı.
2013 yılında Türkiye`yi etkileyecek gelişmeler olacağını söyleyen Türker, ``Irak`ta ve İsrail`de seçim olacak. Oradaki yapıların değişmesi söz konusu olacak. İsrail`deki seçim önemlisidir. Mevcut koalisyon önde giderse Türkiye`nin İsrail`le ilişkilerinin Ortadoğu`da büyük olumsuzluklara neden olabilecek. Bir yandan İsrail`in amacına hizmet edecek bir yandan da Türkiye`nin bağımlılığı daha da artacaktır`` dedi. Türkiye`de 2012 yılında özgürlükler konusunda kötü puanlar alındığını kaydeden Türker, ``Tutuklamalar ve gözaltılar Türkiye`de özgürlüklerin ne denli kısıtlandığını ortaya koyuyor`` açıklamasında bulundu.
Tutuklanmaların yanlışlıklarından bahseden Türker, ``Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı`nın ifade verme olayı buna örnektir. Demek ki mevcut düzenleme tutuklama yapmadan da davaların görülebileceğini gösteriyor. Ama benzer şekilde olan başka kişileri aynı koşulda olmalarına rağmen tutuklanmalarını hayretle ve ibretle izliyoruz`` diye konuştu.
``İLK DEFA DİYANET SİYASETE ALET EDİLMİŞTİR``
Alevi vatandaşların doğal hakkı olan cemevlerinin ibadet yeri olarak tanımlanması yönünde adımlar atılmadığını kaydeden Türker, Diyanet İşleri Başkanlığı`nın Türkiye`deki bütün dinleri kapsaması gerektiğini belirterek, ``İlk defa diyanet siyasete alet edilmiştir. Suriye nedeniyle cuma hutbelerinde özellikle siyasi konuşmaların yapıldığına şahit olunmuştur`` şeklinde konuştu.
``˜BÖCEK` TARTIŞMASI
Başbakan Erdoğan`ın ofisinde bulunan ``˜böcek` olayına ilişkin değerlendirmede bulunan Türker, ``AK Parti Hükümetinin tavır alması gerekirdi ve istifa etmesi gerekirdi. Kendi kendisinin dinlenmesini kontrol edemeyen hükümet başka insanların dinlenmesini nasıl kontrol edecek`` şeklinde konuştu. AK Parti Sözcüsü Hüseyin Çelik`in dinleme konusuna ilişkin, ``Dijital sistemlerle herkes zaten dinleniyor`` sözlerini hatırlatan Türker, ``Bu bir ciddi beceriksizliktir. O zaman bu gerçek varsa tedbir al, ağır cezalar ver`` dedi.
YENİ ANAYASA ÇALIŞMASI
Yeni anayasa çalışmalarında AK Parti Hükümeti`nin tavrından bahseden Türker, ``İktidar partisi ``˜eğer anlaşma olmazsa biz bunu tek başımıza halka götürürüz` mesajı veriyor. Bunu nasıl yapacaklar? 330 milletvekili sayısını tutturamayan AK Parti nasıl yapacak? Milletvekilleri mi tehdit edilecek?`` dedi. Anayasa değişikliği ile özgürlüklerin kısıtlanacağını savunan Türker, Başkanlık Sistemi ile üniter yapının tehlikeye gireceğini söyledi.
İMRALI GÖRÜŞMESİ
PKK terör örgütü ile görüşmeler yapıldığını söylediklerini hatırlatan Türker, bunun üzerine Başbakan Erdoğan`ın bu görüşmeleri reddettiğini ancak daha sonrasında kendi bilgisi dahilinde görüşmelerin yapıldığını açıkladığını kaydetti. Kamuoyunda sürekli tek taraflı açıklamaların yapıldığına dikkat çeken Türker, ``Yapılan görüşmelerin Türkiye`nin üniter yapısının bozulmamasına, sırf birilerinin başkan yapılması için her şeyden vazgeçilecek anayasanın yapılmasına yol açmaması koşuluyla yürütülmesini istiyoruz`` açıklamasında bulundu.
Başbakan Erdoğan`ın tutukluların 24 saat eşleriyle birlikte olabilecekleri bir düzeni sağlamak istediklerini belirterek, ``Bu düzenlemelerin öteden beri yürütülen Oslo sonrası İmralı görüşmeleriyle ilgili olduğunu ve bu konuda buna benzer pek çok tavizin verildiğini biliyoruz`` dedi.
DÜŞÜRÜLEN TÜRK UÇAОI
Suriye sınırında düşürülen Türk uçağına ilişkin değerlendirmelerde bulunan Türker, ``Türk Hava Kuvvetleri Komutanı geçtiğimiz yıl iki kez istifa noktasına gelmiştir. Birincisi Uludere olayı ikincisi de düşürülen Türk uçağı sonrasıdır. Ama bu kamuoyundan saklanmıştır. Düşürülen uçaktaki pilotlardan bir tanesi astronottur. Türkiye böyle bir astronotu tehlikeye atmaktan çekinmemiştir`` diye konuştu.
BAŞKANLIK SİSTEMİ
Türkiye`de Başkanlık Sistemi`nin tehlikeli olduğuna vurgu yapan Türker, ``Biz kardeşliğin ve birliğin parlamenter sistemle daha iyi olacağını düşünüyoruz. Kuvvetler ayrılığı ilkesi ihlal edilerek, sadece yönetenlerin tahakküm ettiği bir düzene giriyoruz`` şeklinde konuştu.
DSP Genel Başkanı Türker, konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Tutukluların eşleriyle görüşebilmesini sağlayan düzenlemeye ilişkin açıklamalarının sorulması üzerine Türker, ``Oslo süreciyle birlikte ortaya çıkmış taleptir. Önümüzdeki günlerde bazı anlaşmalar yapıldıktan sonra kimler evlenecek, kimler eşleriyle birlikte serbest yaşayacak göreceğiz`` değerlendirmesinde bulundu.
``UÇAKTA ÖLEN PİLOTLARIN AİLELERİ DAVAYI MİT MÜSTEŞARLIОI`NA AÇIYOR``
Düşürülen Türk uçağına ilişkin açıklamalarını da derinleştiren Türker, ``Füzenin nereden fırlatıldığını bilen ülkeleri söyleyeyim size. Rusya, İngiltere, ABD ve İsrail. Bunların bildiğini de Türkiye bilebilir. Bu konular hava kuvvetleri aileleri tarafından da konuşuluyor. Uçakta ölen pilotların aileleri dava açıyor ve davayı Hava Kuvvetler Komutanlığı`na açmıyor, Milli Savunma Bakanlığı`na açmıyor, davayı MİT Müsteşarlığı`na açıyor`` diye konuştu.
Füzenin fırlatılmasının ardından bir barut izinin olmadığını söyleyen Türker, burada yeni nesil füzelerin kullanıldığını belirterek, ``Yeni nesil füzeler lazerlidir. Bu ilk defa Başbakan Erdoğan`ın arabasında mahsur kaldığında kullanıldı. Başbakan aldığı bir brifingden aylar sonra lazer sistemiyle arabası kilitlenmiştir. Ve o gün o araba camları balyozla kırılarak açılmıştır`` dedi.
AK Parti Ankara Milletvekili Yalçın Akdoğan`ın Başbakan`ın siyasi danışmanlığını yaptığını hatırlatan Türker, bunun hukuken yasal olmadığını iddia ederek, ``Anayasanın 82. Maddesine göre milletvekilleri yürütmenin ataması yoluyla görev alamaz, Başbakan danışmanı olamaz`` şeklinde konuştu.
Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Aydın Söke’de Priene Antik Kenti için önemli adım UNESCO Dünya Kalıcı Miras Listesi yolunda önemli bir süreç başlatan Priene Antik Kenti Alan Başkanlığı Danışma Kurulu, ilk toplantısını Söke’de gerçekleştirdi. Priene Antik Kenti Alan Başkanlığı Danışma Kurulu toplantısı, Söke Belediyesi’nin ev sahipliğinde yapıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın "Korunması Gerekli Taşınmaz Kültür Varlıklarının ve Sitlerin Tespit ve Tescili Hakkındaki Yönetmeliği" kapsamında oluşturulan Danışma Kurulu, alan yönetiminde kilit rol üstlenen yapılardan biri olarak ilk kez Söke’de bir araya geldi. Alan yönetiminin iki ana yapısından biri olan Danışma Kurulu’nun ilk gününde, Priene Antik Kenti’nde inceleme gezisi gerçekleştirildi. Kurul üyeleri, antik kentteki mevcut durum ve yürütülen çalışmalar hakkında yerinde değerlendirmelerde bulundu. Toplantının ikinci günü ise Söke Belediyesi Meclis Salonu’nda yapılan oturumlarla devam etti. Toplantıya, Priene Antik Kenti Alan Başkanı Mine Aşçı başkanlığında, Priene Kazı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hakan Mert, farklı üniversitelerden akademisyenler, mimarlar, şehir plancıları, koruma uzmanları, turizm temsilcileri, sivil toplum kuruluşları ve meslek odalarının temsilcileri katıldı. Ekosistemi Koruma ve Doğa Sevenler Derneği (EKODOSD) Başkanı Bahattin Sürücü de toplantıda yer aldı. Toplantıda konuşan Alan Başkanı Mine Aşçı, Priene Antik Kenti’nin UNESCO Dünya Kalıcı Miras Listesi’ne girme yolunda somut adımların atıldığını belirterek, "Alan Başkanlığının oluşumunun ardından paydaşlarla yapılan ara toplantılar çok kıymetliydi. Danışma Kurulu üyelerimizin görüş, öneri ve değerlendirmeleri sürecin sağlıklı ilerlemesi açısından büyük önem taşıyor" dedi. Toplantının ilk oturumunda, Priene Antik Kenti Kazı Başkanı Prof. Dr. İbrahim Hakan Mert tarafından kazı çalışmalarının geçmişi ve önümüzdeki döneme ilişkin kazı programı hakkında bir sunum yapıldı. Ardından Danışma Kurulu üyelerinin görüş ve önerileri dinlendi. İkinci oturumda yapılan oylama sonucunda, Danışma Kurulu Başkanlığı’na Prof. Dr. İbrahim Hakan Mert, Eşgüdüm ve Denetleme Kurulu üyeliklerine ise Dr. Ahmet Ali Altın ve Söke Ticaret Odası Başkanı Metin Sakalar seçildi. Priene Antik Kenti için tarihi bir sürecin başlangıcı olarak değerlendirilen toplantı, kültürel mirasın korunması, sürdürülebilir yönetimi ve uluslararası tanınırlığın artırılması adına önemli bir adım olarak kayıtlara geçti.
Bursa İznik’e yeni sosyal yaşam alanı İznik Belediyesi, kentin çehresini değiştirecek ve sosyal hayatı güçlendirecek önemli bir projeyi daha hayata geçiriyor. DSİ Tesisleri yanından başlayarak Bursa sapağına kadar uzanan güzergâhta planlanan yol ve çevre düzenleme çalışmaları, Fen İşleri Müdürlüğü ekipleri tarafından aralıksız sürdürülüyor. Proje kapsamında vatandaşların güvenli, konforlu ve modern bir şekilde faydalanabileceği 10 metre genişliğinde parke taşı yol, yürüyüş yolu, bisiklet yolu ve köprü bağlantıları inşa ediliyor. Toplam 11 milyon 558 bin 500 TL yatırım bedeline sahip olan projenin 2026 yılı Ocak ayında tamamlanarak hizmete açılması hedefleniyor. Çalışmaların tamamlanmasıyla birlikte bölge; piknik alanları, kamp ve karavan alanları ile İznik’e yeni bir cazibe merkezi kazandıracak. Doğayla iç içe planlanan bu alan, hem ilçe halkının sosyal ihtiyaçlarına cevap verecek hem de İznik’in turizm potansiyelini artıracak. Başkan Usta: "İznik’i sadece bugüne değil, geleceğe hazırlıyoruz" İznik Belediye Başkanı Kağan Mehmet Usta, proje ile ilgili yaptığı açıklamada şu ifadelere yer verdi: "İlçemizin gelişen ihtiyaçlarını göz önünde bulundurarak hem ulaşım anlamında hem de vatandaşlarımıza yeni sosyal yaşam alanları oluşturuyoruz. DSİ Tesisleri yanından Bursa sapağına kadar uzanan bu güzergâh; yürüyüş ve bisiklet yolları, köprü bağlantıları ve çevre düzenlemeleriyle İznik’e yakışır bir cazibe alanına dönüşecek. Yaz aylarında ilçe merkezimizde sahil bölgesinde oluşan yoğunluk bu bölgeye de yayılmış olacak. Toplam 11 milyon 558 bin 500 liralık yatırım bedeline sahip olan bu projemizi 2026 yılı Ocak ayında tamamlamayı planlıyoruz. İznik’i sadece bugüne değil, geleceğe hazırlayan projeleri bir bir hayata geçirmeye devam edeceğiz. Çalışmalarımız tamamlandığında ilçemize değer katan, vatandaşlarımızın keyifle kullanacağı örnek bir alan ortaya çıkmış olacak."
Samsun Türkiye’de ilk: ‘Uçan sinema’ ile ayaklar yerden kesilmeden Samsun gezilecek SAMSUN (İHA) – Samsun Büyükşehir Belediyesi (SBB) tarafından hayata geçirilecek ve Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan ‘uçan sinema’ ile ziyaretçiler, ayakları yerden kesilmeden şehri gezme imkânı bulacak. Birçok projenin hayata geçmek için gün saydığı Samsun’da Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, sona gelen projeler hakkında bilgi verdi. Başkan Doğan, özellikle Türkiye’de ilk olma özelliği taşıyan flying theater (uçan sinema) ile vatandaşlara şehrin tarihi, kültürel ve doğal güzelliklerini bambaşka bir bakış açısıyla sunacaklarını ifade etti. Proje ile ziyaretçilerin Samsun’un tüm güzelliklerini keşfederek hem kentin geçmişine hem de geleceğine dokunan bir yolculuğa çıkacağını dile getiren Başkan Doğan, tamamen yerli mühendislik gücüyle geliştirilen uçan sinemanın; ileri teknolojili hareketli platformu, yüksek çözünürlüklü kubbe ekranı, gerçek rüzgâr, koku ve su buharı gibi çoklu efektleriyle uçuş hissi oluşturduğunu da sözlerine ekledi. "Uçan sinema ile Samsun sanal gerçeklikle gezilebilecek" Şehrin sanal gerçeklikle gezilmesinin uçan sinema ile mümkün olacağını ifade eden Başkan Halit Doğan, "Türkiye’de ilk olan bir projeyi hayata geçireceğiz. Flying Theater adında bir projemiz var. 20 koltuklu bir alan. Samsunumuzun sanal gerçeklikle gezdirilebildiği ve yine 19 Mayıs şehri olma özelliğiyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün Çanakkale’den İstanbul’a, oradan da Samsun’a gelişinin gösterildiği bir yolculukta vatandaşlarımızı buluşturabileceğimiz bir mekân oluşturuyoruz" dedi. "Petek Teknik binası yapımına başlanıyor" Üniversite okuyan gençler için de projeler ürettiklerinin altını çizen Doğan, "Petek Genç ve Petek Kafe, genellikle üniversite öğrencilerine hizmet veren bir yer. Alt kısmı kafe, üstünde ise 2 kat ders çalışma alanı bulunuyor. Burada çamaşırhane ve kurutma hizmeti ücretsiz olarak veriliyor. Ders çalışma alanlarında ücretsiz çay ve kahve ikramımız da var. Altındaki kafede ise çok uygun fiyatlarla hizmet sunuluyor. Sahile sıfır konumda bulunan merkezde üniversite öğrencilerimizin memnuniyet oranı oldukça yüksek. Şimdi de Petek Teknik olarak yeni bir binanın yapımına başlıyoruz. Orayı da teknik bölümlerde okuyan üniversite öğrencilerimizin kullanımına açacağız. Bilim Samsun ve Samsun Keşif Kampüsü, TEKNOFEST Samsun sonrası kalıcı bir iz olarak yapılmıştı. Türkiye’de 3 keşif kampüsü bulunuyor. Bunlardan 2’sine Samsun ev sahipliği yapıyor. 2025 yılı Aralık ayına kadar 20 bine yakın çocuğumuz bu merkezlerden faydalandı. Bu kampüslerimize öğrenciler sınavla alınarak eğitim görüyor" diye konuştu. Hamidiye Aile Yaşam Merkezi’nin akıbeti hakkında da bilgi veren Samsun Büyükşehir Belediye Başkanı Halit Doğan, "Sultan Abdülhamid Han döneminde faaliyette bulunmuş eski Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesini dönüştürüyoruz. Ön taraftaki binayı Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte Kuluçka Merkezi olarak planlıyoruz. Arka taraftaki bölümü ise kadın, genç ve engelli merkezi haline getiriyoruz. Nefes isimli projemizle entegre şekilde, yardıma ihtiyacı olan vatandaşlarımızın bakımını burada yapmayı planlıyoruz" şeklinde konuştu. "Şehir Kütüphanesi 2026 Mart’ta 525 bin kitapla vatandaşın hizmetinde" 525 bin kitap kapasitesine sahip kütüphanenin yeni yılla birlikte hizmete gireceğini belirten Doğan, ayrıca şu bilgileri verdi: "Şehir Kütüphanesi 2026 Mart ayında tamamlanacak inşallah. Mustafa Demir başkanımız döneminde yapımına başlanmıştı. ‘Avrupa’nın en iyi kamu binası’ ödülüne de layık görüldü. Burada önemli bir kütüphane faaliyete geçecek. 525 bin kitaba ev sahipliği yapacak olan bu eser, Samsun’a uzun yıllar hizmet verecek."
Çorum Çorum’da iki baraj kuruma noktasına geldi: Belediyeden tasarruf çağrısı Çorum’da sonbaharda yağışların mevsim normallerinin altında olması sebebiyle içme ve sulama ihtiyacını karşılayan bir barajda su seviyesi yüzde 0,32, bir barajda ise yüzde 1,41’e düştü. Çorum Belediyesi’nden vatandaşlara tasarruf çağrısı yapılarak yaklaşan tehlikeye dikkat çekildi. Çorum’da yaz ve sonbahar mevsimindeki yağışların mevsim normallerinin altında olması barajları kuruma noktasına getirdi. Paylaşılan son verilere göre, kentte içme suyu ihtiyacının karşılandığı Çomar Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 37,96, Yeni Hayat Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 14,27, Hatap Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 1,41, Koçhisar Barajı’ndaki su seviyesi yüzde 0,32’e geriledi. 4 barajdaki toplam su miktarının ise yaklaşık 6 milyon 610 bin metreküpe düştüğü belirtildi. Hatap Barajı’nda havadan çekilen görüntüler ise kuraklığın boyutunu gözler önüne serdi. Barajın kurumasıyla eski yol ve tarlarlar gün yüzüne çıktı. Tasarruf çağrısı yapıldı Vatandaşların su kesintisi yaşaması için yatırımlarını hız kesmeden sürdüren Çorum Belediyesi’nden yapılan açıklamada ise vatandaşlara tasarruf yapmaları için çağrıda bulunuldu. Kesintisiz su temini için çalışmaların devam edeceğinin vurgulandığı açıklamada, vatandaşlardan günlük yaşamda daha duyarlı olmaları istendi. Suyun her zamankinden daha temkinli, özenli ve israf edilmeden kullanılması gerektiğinin vurgulandığı açıklamada, muslukların gereksiz yere açık bırakılmaması, bulaşık ve çamaşır makinelerinin tam kapasiteyle çalıştırılması, bahçe ve araç yıkamalarında içme suyunun kullanılmaması çağrısında bulunuldu. Suyun önemine dikkat çekilen açıklamada, "Çorum’da su hepimiz için en temel ihtiyaçtır. Ancak son dönemde yaşanan kuraklık nedeniyle barajlarımızda su seviyeleri oldukça düşmüştür. Bu doluluk oranları, birçok büyükşehir dâhil olmak üzere pek çok belediyeyi zorunlu su kesintilerine gitmek zorunda bırakmıştır. Buna rağmen vatandaşlarımızı susuz bırakmamak için büyük bir özveriyle çalışıyoruz. Yeni sondajlar yapıyor, barajlarımızın ölü hacimlerini kullanıyor ve artan arıtma maliyetlerini göze alarak suyu şehrimize ulaştırıyoruz. Yüksek terfilerle ve 60 kilometreyi bulan hatlardan suyu Çorum’a getiriyoruz. Tüm bu zorluklara rağmen önceliğimiz her zaman siz değerli halkımıza kesintisiz su temin etmektir" ifadelerine yer verildi.