ÇEVRE - 23 Kasım 2022 Çarşamba 15:54

Prof. Dr. Arslan: “Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yüz yılda bir şiddetli bir deprem meydana geliyor”

A
A
A
Prof. Dr. Arslan: “Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yüz yılda bir şiddetli bir deprem meydana geliyor”

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Abdussamet Arslan, Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu ifade ederek, “Yaklaşık 2 metre bir sıkışma meydana geldiği zaman, 2 metrelik bir sıkışmadan sonra aniden kopuyor ve deprem oluyor.

Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Abdussamet Arslan, Türkiye’nin deprem bölgesi olduğunu ifade ederek, “Yaklaşık 2 metre bir sıkışma meydana geldiği zaman, 2 metrelik bir sıkışmadan sonra aniden kopuyor ve deprem oluyor. Elde edilen verilere göre hızı da 2 santimetre. 200 santimetreyi 2 santimetreye bölerseniz 100 çıkıyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yüz yılda bir şiddetli bir deprem meydana geliyor” dedi.


Düzce’de saat 04.08’de meydana gelen 5.9 büyüklüğündeki deprem İstanbul’dan Ankara’ya kadar birçok ilde hissedilirken, 1’i ağır olmak üzere 68 kişi yaralandı. Depremde can kaybı yaşanmazken, kentte bazı ev ve iş yerleri hasar gördü. Gazi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi (DEMAR) Müdürü Abdussamet Arslan, İhlas Haber Ajansı (İHA) muhabirine depremle ilgili açıklamalarda bulundu. Depremin felaket değil sonucunun felaket olduğunu ifade eden Arslan, “Deprem esnasında bulunduğunuz ortam güvenliği ile ilgilidir. Kutuplarda örneğin o kadar şiddetli depremler oluyor ki, 9 şiddetinde deprem oluyor ama haber bile olmuyor. Çünkü insan yaşamıyor ama Türkiye’de ve dünyanın diğer yerlerinde, yerleşim bölgelerinde bu önemli bir olay oluyor. Dolayısıyla deprem olgusunu bilmek lazım. Bulunduğumuz yerin ne kadar sağlam olduğu, depreme ne kadar dayanıklı olduğu konusunda kafa yormamız lazım. Çok somut bir bilgi var elimizde; bir süre önce Endonezya’da bir deprem oldu. 5.6 şiddetindeydi yani bizim Düzce depreminden çok daha hafif bir depremdi ve 200 kişi öldü. Düzce depremi daha şiddetli bir deprem, hatta Amerika Birleşik Devletleri Jeoloji Araştırmaları Kurumu’na (USGS) göre 6 şiddetinde bile değil. 0,4’lük bir fark olmasına rağmen ki birbirinin katı seviyesinde bir farktır. Ona rağmen bizde çok şükür ki can kaybı ve göçen binamız olmadı” diye konuştu.



“Türkiye’nin bulunduğu bölgede üç tane adacık var”


Dünya zemininin sıvı üzerinde bulunan katı bir litosfer tabakası olduğunu ve bunların da adacıklar halinde bulunduğunu belirten Arslan, “Bu adacıklar birbirlerine sürtünerek, açılarak veya birbirlerine doğru hareket ederek o sıvının üzerinde yüzüyorlar. Türkiye’nin bulunduğu bölgede üç tane adacık var. Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde bir Arap plağı var. Türkiye’nin kuzey kısmında bir adacık var. Bir de Doğu Anadolu Fay Hattı’ndan Yunanistan’a doğru devam eden bir adacık daha var ve bu üç parça birbirlerine göre hareket ediyorlar” dedi.



“Adacıkları uzaydan gözlemleyebiliyoruz”


Adacıkların hareketlerini uzaydan gözlemleyebildiklerini vurgulayan Arslan, “Arap kıtası Türkiye’nin kuzeyine doğru hareket ediyor. Arap plağı ittirdiği zaman Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın birleşim noktasını sabit olarak düşünürsek kuzeydeki adacığı Türkiye’nin batısına doğru sıkıştırıyor. Bu sıkıştırma olurken Ege Bölgesi’nde açılma şeklinde kırıklar meydana geliyor. Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda ise kesme şeklinde ve birbirlerine göre sürtünerek hareket eden kırık görünüyor. Bu sebeple Türkiye’nin en kritik fay hatlarından birincisi Kuzey Anadolu Fay Hattı. Bu hat Yunanistan’dan başlıyor. Marmara Denizi’nin içerisinden geçerek depremi yaşadığımız Düzce bölgesine ulaşıyor. Bolu, Amasya ve Tokat’tan İran’a doğru devam ediyor” değerlendirmesinde bulundu.



“Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yüz yılda bir şiddetli bir deprem meydana geliyor”


Doğu Anadolu ve Kuzey Anadolu fay hatlarının birleşme noktasında sıkışma meydana geldiği zaman Orta Anadolu Bölgesi’nin Batı’ya doğru hareket ettiğini vurgulayan Arslan, “Batı’ya hareket edince Erzincan’dan başlayarak Kuzey Anadolu Fay Hattı üzerinden depremler tırtılın hareketi gibi Batı’ya doğru sıra şeklinde takip ediyor. Fay hattının kırılmasını bir lastiğe benzetirsek eğer, lastiği belli bir seviyeye uzatırsınız. O zamana kadar da kuvvet uygulandığı zaman uzamaya devam eder ve biraz daha uzattığınız zaman lastik kopar. İşte o kopma anı deprem anıdır. Ama deprem anını oluşturan şey nedir; o lastiğe biriken enerjidir yani çekerek uzattığınız kısımdır. Yaklaşık 2 metre bir sıkışma meydana geldiği zaman, kaba bir tabirle 2 metrelik bir sıkışmadan sonra aniden kopuyor ve deprem oluyor. Elde edilen verilere göre hızı da 2 santimetre. 200 santimetreyi 2 santimetreye bölerseniz 100 çıkıyor. Bu da Kuzey Anadolu Fay Hattı’nda yüz yılda bir ciddi şiddetli bir deprem meydana geliyor” dedi.



“(İstanbul depremi) Tetiklemiş de olabilir ama bunu söyleyebilmek için şimdilik çok erken"


Düzce’de yaşanan depremin İstanbul’da yaşanması beklenen depremle ilişkili olabileceğini ifade eden Arslan, sözlerine şöyle devam etti:


“Gerçekten bir enerji boşaltması mı meydana geldi yoksa tetikledi mi? Tam tersi de olabilir. Doğudan batıya doğru sürekli bir boşaltma meydana geliyor. Körfez depremi oldu, Düzce depremi tekrar oldu ama hala Marmara Denizi içerisine doğru ilerleyemedi. Bu bölgede hala sismik bir boşluk var ve ilerlemedi. Tetiklemiş de olabilir ama bunu söyleyebilmek için şimdilik çok erken” ifadelerini kullandı.


Arslan, beklenilen İstanbul depreminin bir gün olacağını ve her geçen gün bu olasılığın arttığını kaydetti.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara Bakan Memişoğlu: "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu, "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" dedi. Bakan Memişoğlu, sosyal medya hesabından sağlıkta dijital dönüşümün yerli ve milli teknolojilerle güçlendirildiğini, vatandaşların sağlık hizmetine erişimi hızlandıran mobil sağlık uygulamaları ile etkin ve güvenli çözümler sunduğunu belirtti. Aynı zamanda Memişoğlu, 2025 yılında 79 milyonu aşkın vatandaşa hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’nin kullanıcı dostu bir ara yüzle yenilendiğini ifade etti. "Sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz" Bakan Memişoğlu tarafından yapılan açıklamada şu ifadeler yer aldı: "Sağlıkta dijital dönüşümü yerli ve milli teknolojilerimizle güçlendiriyor; vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerine erişimini hızlandıran mobil sağlık uygulamalarımızla, etkin ve güvenli çözümler sunuyoruz. Bu kapsamda 2025 yılında, 79 milyonu aşkın vatandaşımıza hizmet veren e-Nabız Kişisel Sağlık Sistemi’ni kullanıcı dostu bir ara yüzle yeniledik. Dijital Organ Bağışı düzenlememizi hayata geçirerek, son 2 ayda 45 binden fazla vatandaşımızı e-Devlet ve e-Nabız üzerinden güvenli dijital bağış sürecine dahil ettik. Annelik Yolculuğu Mobil Uygulaması ile gebelikten doğuma, lohusalık ve bebek bakımına kadar tüm süreçlerde on binlerce anne ve aileye rehberlik ediyoruz. NeyimVar? Uygulaması ile 5,9 milyon vatandaşımızın klinik bulgularına göre ihtiyaçlarına uygun branşa hızlı ve doğru şekilde yönlendirilmesini sağladık. ESİM Mobil Uygulaması üzerinden son bir yılda 109 binin üzerinde işitme engelli vatandaşımıza erişilebilir sağlık hizmeti sağladık. Sağlıkta dijital dönüşüm hamlelerimizle, Türkiye Yüzyılı’nda geleceğin sağlık teknolojilerini insanı merkeze alan, sürdürülebilir ve tam bağımsız bir yapıda kararlılıkla inşa etmeye devam ediyoruz."
Eskişehir Anadolu Üniversitesi 2025 Yılı Engelsiz Üniversite Ödülleri’nde büyük başarı gösterdi YÖK’ün 2025 Yılı Engelsiz Üniversite Ödülleri açıklandı. Anadolu Üniversitesi, farklı engel gruplarına yönelik geliştirdiği 4 özel programıyla "Engelsiz Program Nişanı"na layık görülerek büyük bir başarıya imza attı. Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından her yıl üniversitelerin erişilebilirlik alanındaki çalışmalarını teşvik etmek amacıyla verilen Engelsiz Üniversite Ödüllerinin 2025 yılı sonuçları açıklandı. YÖK tarafından paylaşılan verilere göre 2024-2025 eğitim-öğretim yılında, 112 üniversiteden yapılan toplam 1768 başvuru, ilgili kurumlar tarafından değerlendirildi. Değerlendirme süreci sonunda 124 başvuru Engelsiz Üniversite Bayrağı, 138 başvuru ise Engelsiz Üniversite Program Nişanı almaya hak kazandı. Anadolu Üniversitesi Engelsiz Program Nişanına layık görüldü Anadolu Üniversitesi, farklı engel gruplarına yönelik erişilebilirlik çalışmalarıyla Yapı Ressamlığı Programı (İşitme Engelli), Sanat Tarihi Programı (Görme Engelli), Bilgisayar Operatörlüğü Programı (İşitme Engelli) ve Türk Müziği Programı (Görme Engelli) "Engelsiz Program Nişanı" almaya layık görüldü. "Engelsiz üniversite anlayışını tüm alanlarda hayata geçiriyoruz" Anadolu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yusuf Adıgüzel, elde edilen başarıya ilişkin yaptığı değerlendirmede, erişilebilirliğin üniversitenin temel öncelikleri arasında yer aldığını vurguladı. Prof. Dr. Adıgüzel, "Anadolu Üniversitesi olarak eğitimde fırsat eşitliğini temel bir sorumluluk olarak görüyoruz. Fiziksel mekânlardan eğitim-öğretim süreçlerine, dijital altyapıdan sosyo-kültürel faaliyetlere kadar her alanda engelsiz üniversite anlayışını kararlılıkla hayata geçiriyoruz. 2025 yılında alınan Engelsiz Program Nişanları, bu yaklaşımın somut bir göstergesidir. Bu başarıda emeği geçen tüm akademik ve idari personelimize teşekkür ediyorum. Anadolu Üniversitesi olarak engelsiz bir yükseköğretim ortamı için çalışmalarımız artarak devam edecek." ifadelerini kullandı. Engelsiz Üniversite Ödülleri’nde istikrarlı başarı Anadolu Üniversitesi, YÖK tarafından 2018 yılından bu yana verilen Engelsiz Üniversite Ödülleri kapsamında bugüne kadar önemli başarılara imza attı. Üniversite; 13 Mekânda Erişim Ödülü, 9 Eğitimde Erişim Ödülü, 4 Sosyo-Kültürel Faaliyetlerde Erişim Ödülü, 1 Engelli Dostu Bireysel Ödül ve elde edilen son 4 nişan ile toplam 81 Program Nişanı alarak erişilebilirlik alanındaki öncü konumunu tescilledi. YÖK tarafından verilen Engelsiz Üniversite Ödülleri, üniversitelerin engelli bireyler için sunduğu erişilebilir eğitim ortamlarını ve iyi uygulama örneklerini görünür kılmayı amaçlıyor. Anadolu Üniversitesi, aldığı ödüllerle kapsayıcı ve erişilebilir üniversite vizyonunu güçlendirmeye devam ediyor.
Kars Sarıkamış Kayak Merkezi’nde hafta sonu yoğunluğu Dünyada sadece Alpler’de ve Sarıkamış’ta görülen eşsiz kristal kar yapısı ve sarıçam ormanları arasındaki güvenli pistleriyle ünlü Sarıkamış Kayak Merkezi, Aralık ayının son hafta sonunda yerli ve yabancı turistlerin akınına uğradı. Son yağan kar ile birlikte pistlerinde 80 santim kar bulunan Sarıkamış Kayak Merkezi yerli ve yabancı kayak severleri ağırlıyor. 2 bin 634 rakımlı kayak merkezinde vatandaşlar bir taraftan kayak kayarken, diğer yandan da güneşli havanın tadını çıkarıyor. Sarıkamış Kayak Merkezi’nde kar kalitesinin kayak ve snowboard için en üst seviyede olması, çevre iller başta olmak üzere İstanbul, Ankara ve İzmir gibi büyükşehirlerden gelen tatilcilerin akına uğradı. Hafta sonunu değerlendirdiklerini ifade eden kayak severler, "Dünya da nadir görülen kristal karın yağdığı Sarıkamış’a geldik. Pistler çok güzel, orman içinde kaymak çok güzel, tatilin keyfini çıkarıyoruz" dediler. Sarıkamış’ta çığ tehlikesi olmadan kaydıklarını belirten kayak severler, "Ortam çok kalabalık, çok güzel, çok güzel bugün burası, herkesi de bekleriz" şeklinde konuştular. Öte yandan kayakseverler, 5 telesiyej ve toplam 30 kilometreyi bulan farklı zorluk derecelerindeki 10 pistte güneşli havanın tadını çıkardı. Sadece kayakçılar değil, çocuklarıyla gelen aileler de kızak pistlerinde yoğunluk oluşturdu. Bölgedeki otellerin doluluk oranlarının hafta sonu itibarıyla yüzde 90 seviyelerine ulaştı. Bazı otellerde ise akşam saatlerinde meşaleli kayak gösterileri ve Kafkas halk oyunları performansları sergileniyor.