ASAYİŞ - 20 Ocak 2025 Pazartesi 14:24

Ankara Valisi Şahin: “Ankara Dünya’nın en güvenli kentlerinden biri”

A
A
A
Ankara Valisi Şahin: “Ankara Dünya’nın en güvenli kentlerinden biri”

Ankara Valisi Vasip Şahin, 2024 yılı genel değerlendirmesi toplantısında yaptığı sunumda Ankara’nın Dünyadaki en güvenli kentlerden bir tanesi olduğunu ifade etti.


Ankara Valiliği tarafından 2024 yılı değerlendirme toplantısı gerçekleştirildi. Valilik binası toplantı salonunda basın mensuplarıyla beraber kahvaltı yapan Vali Şahin, 2024 yılı genel değerlendirmesi sunumunu gerçekleştirdi.


Ankara’nın Türkiye’nin siyasi karar merkezi olduğunu belirten Şahin, Ankara’dan Türkiye’nin yönetildiğini ve birçok sorunun Ankara’da çözüldüğünü ifade ederek, “Ankara uzun yıllar siyaset ve bürokrasi şehri olarak anıldı. Ankara bunların yanın sıra aslında çok önemli bir sanayii kenti. Çok ciddi ihracat yapan, üretim yapan, üretim tesisleri, üretim kümeleri olan bir kent. Yine Ankara 22 Üniversitesiyle özel ve önemli bir eğitim kenti. Gerek üniversite bazında gerekse ortaöğretim bazında hem Türkiye’de hem Dünya’da ismini duyuran ve kalitesiyle öne çıkan okullara sahibiz. Yine Ankara’ya bir başka gözle baktığınızda sağlık altyapısıyla, hastaneleriyle, yetişmiş personeliyle, hekimleriyle önemli bir sağlık kenti ve sağlık ihracatı yapan bir kent” dedi.



“Ankara Dünya’nın en güvenli kentlerinden biri”


Ankara’nın kendi kulvarı içerisinde dünyanın en güvenli kentlerinden biri olduğunu belirten Şahin, “Ankara’da geçen yıl bizim evden hırsızlık olay sayımız günde 1.6 civarında. Tüm Ankara’da 25 ilçe dahil ortalamamız ikinin altında. Bu yönüyle baktığınızda Ankara önemli ve güvenli bir kent. Asayişi düzgün ve insanların bu anlamda birbiriyle güven ilişkisi iyi kurulmuş bir kent. Dolayısıyla kentimiz huzurlu bir kent ama amacımız, çabamız, hedefimiz biraz önce söylediğim rakamında altına indirmek. Son bir olay oluncaya kadar bu mücadeleyi hep birlikte yürütmek durumundayız. Bu tür iyimser rakamlar arkadaşlarımızı rehavete sevk etmiyor. Her gün daha fazla gayretle hizmetlerini sürdürmeye, Ankara’yı daha huzurlu, daha yaşanır bir şehir yapmaya gayret ediyorlar” diye konuştu.



“2024 yılında 10 milyon 191 bin 591 şahsa yönelik GBT sorgulaması yapıldı”


Vali Şahin 2024 yılı genel değerlendirmesi sunumu kapsamında Polis görev bölgesinde 78 karakol ve 24 bin 118 personel ile emniyet ve asayiş hizmetlerinin ifa edildiğini belirtti. Öte yandan güvenlik ve asayiş uygulamaları kapsamında 2024 yılında 10 milyon 191 bin 591 şahsa yönelik GBT (Genel Bilgi Toplama) sorgulaması yapıldığını ifade eden Şahin, 2024 yılı içerisinde 540 adet evden hırsızlık olayının gerçekleştiğini de ifade etti.


Trafik biriminde 2024 yılında görev yapan ekip sayısına 82 yeni ekip eklendiğini ve toplam ekip sayısının 356 ya yükseldiğini söyleyen Şahin, 225 bin 68 adet tescil edilmiş araç sayısı ile beraber tescilli araç sayısının 2 milyon 798 bin 158 olduğunu ifade etti. Narkotik suçlarla mücadele kapsamında gerçekleştirilen operasyonlarda ele geçirilen malzemelere de değinen Şahin, operasyonlarda 75 bin 518 gram eroin, 60 bin 605 gram kokain, 92 bin 243 gram skunk, 552 bin 312 gram esrar, 89 bin 928 gram metamfetamin, 2 milyon 767 bin 628 adet sentetik hap, 202 bin 279 adet extacy, 26 bin 669 adet captagon, bin 507 adet kenevir kök ele geçirildiğini duyurdu.


2024 yılı genel değerlendirme sunumunun ardından Vali Şahin Basın mensuplarının sorularını cevapladı. Bir basın mensubunun Ankara’dan Suriye’ye dönüş yapan mültecilerle ilgili yönelttiği soruya cevap veren Şahin, Suriye’de yaşanan gelişmelerin akabinde 660 Suriyelinin ülkesine döndüğünü dile getirdi.


Başıboş sokak köpekleri hakkında yapılan çalışmaların durumu hakkında soruya cevap veren Şahin, konuyla ilgili gereken hassasiyeti gösterdiklerini ifade etti.



Ankara Valisi Şahin: “Ankara Dünya’nın en güvenli kentlerinden biri”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Bursa Nilüfer’de afet bilinci için güç birliği Nilüfer Belediyesi, sivil toplum kuruluşları ile iş birliği yaparak afet bilincini artırıyor. Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi, Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu ve Pancar Deposu’nda düzenlenen eğitimlerde, deprem ve yangın anında yapılması gerekenler uygulamalı olarak anlatıldı. Afetlerde dirençli bir kent oluşturma hedefiyle çalışmalarını sürdüren Nilüfer Belediyesi, personelini ve vatandaşları tehlikelere karşı bilinçlendiriyor. Nilüfer Belediyesi, BAKUT, ANDA ve MAG-AME Arama Kurtarma dernekleriyle iş birliği yaparak kapsamlı bir eğitim programı gerçekleştirdi. İş birliği kapsamında Nilüfer Belediyesi Yüksek Öğrenim Kız Öğrenci Yurdu, Nilüfer Belediyesi Dr. Ceyhun İrgil Sağlık Müzesi ve Pancar Deposu’nda bir dizi etkinlik düzenledi. Eğitimlerde teorik bilgilendirmelerin yanı sıra, tahliye planları gözden geçirildi ve afet anında paniğin önüne geçilmesi için yapılması gerekenler anlatıldı. Eğitimler kapsamında, tatbikatlar da gerçekleştirildi. Senaryo gereğin alarmın çalmasıyla birlikte binaların tahliyesi sağlandı. "Çök-Kapan-Tutun" uygulamasını başarıyla gerçekleştiren personel, güvenli bir şekilde toplanma alanlarına ulaştı. Tatbikatlarda, yangın tüplerinin doğru kullanımı ve başlangıç aşamasındaki yangınlara müdahale teknikleri uygulamalı olarak gösterildi.
İzmir Adet sancılarının çaresi mutfakta Şişkinlik, karın ağrısı, iştah artışı ve benzeri durumlar; adet dönemlerinde çoğu kadın için zorlayıcı ve can sıkıcı olabiliyor. Buna karşı adet sürecinde görülebilen bu etkilerin hafif geçmesinde beslenmenin etkili olabileceğini aktaran Medicana Sağlık Grubu Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, "Adet döneminde beslenme, hormonel dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabilir. Ancak tek başına çözüm olarak düşünülmemelidir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su ile tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" dedi. Adet dönemleri çoğu kadın için sıkıntılı geçebiliyor. Özellikle adet sancısı ve şişkinlik durumu çoğu kadının yaşam konforunu bozabilecek noktalarda seyredebiliyor. Bu dönemi konforlu geçirmek adına çeşitli ilaçlar kullanılabiliyor. Ancak adet sürecinde hafiflemenin daha sağlıklı ve dengeli bir yolu olduğuna dikkat çeken Medicana International İzmir Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü’nden Op. Dr. M. Zeynep Kuşku, beslenmenin hormon dengesi ve sancılar üzerinde etkili olabileceğini dile getirdi. Kuşku, "Adet döneminde beslenmeyi tek başına çözüm gibi düşünmemek gerekir. Adet sancısının ana biyolojik sürücüsü çoğu kişide prostaglandin artışıyla oluşan rahim kasılmalarıdır. Beslenme; inflamasyon düzeyi, kan şekeri dalgalanmaları, su-tuz dengesi ve bazı mikrobesin yeterlilikleri üzerinden şişkinlik, ödem, yorgunluk ve ağrı algısını etkileyebilir. Diyet örüntülerinin (yüksek şeker/atıştırmalık ağırlığı gibi) dismenore şiddetiyle ilişkili olabildiğini gösteren çalışmalar vardır" açıklamalarını yaptı. Adet döneminde özellikle aşırı tuzlu ve işlenmiş gıdaların ödem ve şişkinliği artırabildiğini, bunun yanında; yüksek şeker ve rafine karbonhidratlı gıdaların kan şekeri dalgalanmasına neden olmakla birlikte iştah artışı, yorgunluk ve ağrı gibi sorunlara neden olabildiğini aktaran Kuşku, "Adet döneminde paketli işlenmiş gıdalardan, şeker ve karbonhidrat içeren gıdalar mümkün olduğunca tüketilmemeli. Ayrıca, yağdan çok zengin, ağır kızartmalar: sindirim yükü ve inflamatuar yanıt üzerinden yakınmaları artırabilir; düşük yağlı diyetle ağrıda azalma bildiren çalışmalar vardır. Alkol de PMS yakınmalarını artırabildiği için bu dönemde sınırlanması önerilir. Öte yandan gaz yapan gıdalarda belirlenerek tüketiminde dikkatli olunmalıdır" diye konuştu. Zencefil, bitkisel destekçilerden biri Adet sancılarıyla beslenme arasında bir ilişki olduğunun artık daha net bilindiğini aktaran Kuşku, sözlerini şöyle sürdürdü: "Özellikle bazı besin grupları ağrının şiddetini azaltmada destekleyici olabiliyor. Omega-3’ten zengin besinler, örneğin haftada 2 kez tüketilen yağlı balık, ceviz ya da chia tohumu, vücuttaki iltihap yolaklarını baskılayarak adet ağrısında hafif-orta düzeyde azalma sağlayabiliyor. Etkisi çok keskin değil ama düzenli tüketim genel sağlık açısından da oldukça faydalı. Magnezyum içeren besinler (ıspanak, avokado, kakao gibi) kas gevşetici etkileri sayesinde adet sancılarını hafifletebilir. Bu konuda çalışmalar umut verici olsa da herkese rutin magnezyum takviyesi önermek doğru değil. En güvenli yol, magnezyumu gıdalardan almak ve gerekirse kişiye özel değerlendirme yapmak. Kalsiyum, özellikle PMS belirtilerinde; şişkinlik, hassasiyet ve duygu durum değişikliklerinde fayda sağlayabiliyor. Potasyum ise doğrudan ağrı kesici bir etki göstermese de sıvı dengesini düzenleyerek ödem ve şişkinliği azaltmaya yardımcı olabilir. Özellikle zencefil adet sancısı konusunda en çok çalışılmış bitkisel desteklerden biri. Zencefilin klinik çalışmalarda ağrıyı azaltabildiği gösterilmiş durumda. Rezene ve papatya çayı da bazı kadınlarda rahatlama sağlayabiliyor. Ancak bitkisel ürünlerin de bilinçsiz ve sürekli kullanımının riskleri olabileceğini unutmamak gerekir. D vitamini eksikliği olan kadınlarda, bu eksikliğin giderilmesiyle adet ağrılarında azalma görülebiliyor. B6 vitamini daha çok PMS semptomları üzerinde etkili; B12’nin ise doğrudan ağrı azaltıcı güçlü bir kanıtı yok, ama eksiklik varsa mutlaka yerine konmalı. Yeterli su tüketimi de önemli. Hidrasyon, hem ağrı şiddetini hem de şişkinliği azaltmada destekleyici olabilir." Vücudunuz uyarı veriyor olabilir Adet sürecinde beslenmeye dikkat edildiği halde şiddetli sancı durumunun geçmemesi durumunda mutlaka altta yatan bir neden olup olmadığına bakılması gerektiğini vurgulayan Kuşku, "Özellikle ağrının ilk kez çok şiddetli başlaması ya da yıllar içinde giderek artması, ağrı kesicilere rağmen belirgin rahatlama olmaması önemli bir uyarı işaretidir. Bunun yanında aşırı veya pıhtılı kanama, ara kanama, ateş, kötü kokulu akıntı, cinsel ilişkide ağrı, idrar yaparken ya da dışkılama sırasında ağrı, bayılma hissi ya da günlük yaşamı ciddi şekilde aksatan sancılar mutlaka değerlendirilmelidir. Bu yaklaşım, uluslararası kılavuzlarda da açıkça vurgulanmaktadır. Adet ağrısı yalnızca adet günleriyle sınırlı değilse, adet dışı pelvik ağrı da eşlik ediyorsa; cinsel ilişkide derin ağrı, çocuk sahibi olamama öyküsü varsa veya kanamalar belirgin şekilde artmışsa endometriozis, miyom ya da adenomyozis gibi altta yatan hastalıklardan şüphelenmek gerekir. Muayene ve ultrason temel değerlendirme yöntemleridir; gerekirse ileri tetkikler planlanır" ifadelerini kullandı. Toplumda adet süreciyle ilgili bazı yanlış inanışlar olduğunu da belirten Kuşku, şöyle konuştu: "Soğuk içeceklerin herkeste mutlaka sancıyı artırdığı ya da şeker tüketilmezse ağrının dayanılmaz olacağı düşüncesi bilimsel bir genelleme değildir. Bitki çaylarının tamamen zararsız olduğu ve sınırsız içilebileceği algısı da doğru değildir. ‘Adet sancısı normaldir, katlanmak gerekir’ düşüncesi de yanlıştır. Şiddetli ve yaşam kalitesini bozan ağrı mutlaka ciddiye alınmalıdır."