POLİTİKA - 25 Kasım 2025 Salı 17:05

Bakan Göktaş: "Eylem planımızı, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık"

A
A
A
Bakan Göktaş: "Eylem planımızı, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık"

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş, "2026-2030 dönemini kapsayan yeni eylem planımızı, kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık" dedi.


Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığınca 2026-2030 yıllarını kapsayacak Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 5’inci Ulusal Eylem Planı hazırlık çalışmaları, ilgili kurum ve kuruluşların katkılarıyla tamamlandı. Eylem planı, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde Ankara Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda duyuruldu. Programa Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile eşi Emine Erdoğan, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş ve çok sayıda davetli katıldı. Programda, yeni eylem planının tanıtım filmi ile kamu spotu seyredildi.



"Dünyada her 4 kadından biri, hayatının herhangi bir döneminde şiddetle karşı karşıya kalıyor"


Kadına yönelik şiddetin küresel bir sorun olduğunu vurgulayan Göktaş, "Bugün ne yazık ki dünyada her 4 kadından biri, hayatının herhangi bir döneminde şiddetle karşı karşıya kalıyor. Bu anlamda her 25 Kasım, bize üç temel kavramın önemini hatırlatıyor: Farkındalık, güçlenme, adalet. Farkındalık, toplumun tüm kesimlerinde bilincin yükselmesi ile ortaya çıkan değişimin ilk kıvılcımıdır. Kadına yönelik şiddetle mücadelede son 23 yılda attığımız adımlar, bu konudaki farkındalığın toplumsal bir refleks haline gelmesini sağladı. Güçlenme, kadınların desteklenmesi yoluyla ülkemizin geleceğine yapılan stratejik bir yatırımdır. Ekonomik güçlenmeden sosyal hizmetlere, yerel desteklerden koruyucu-önleyici adımlara kadar her hamlemiz, kadınların yaşam alanını genişletti. Güçlenen her kadın; ailesini, toplumunu ve ülkesini de güçlendirdi. Adalet, her kadının hakkının devletin güvencesi altında olmasıdır. Böylece hukuki mekanizmalarımızı daha etkin kılan bir adalet iklimi oluşturduk ve faillerin cezasız kalmasına müsaade etmeyen bir sistemi hayata geçirdik" diye konuştu.



"İlk defa fail odaklı bir destek modeli geliştiriyoruz"


‘Şiddete sıfır tolerans’ ilkesinin toplumun ortak iradesi haline getirildiğine değinen Göktaş, "6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun ile şiddet mağdurlarını koruyan güçlü bir hukuki zemine sahibiz. Her türlü şiddet, tehdit, istismar, ısrarlı takip vakaları ve iddialarını büyük bir titizlikle takip ediyor, 81 ilde avukatlarımızla davalara müdahil oluyoruz. Fiziksel, psikolojik, ekonomik ve dijital olmak üzere şiddetin her türüne karşı mücadelemizi, siyaset üstü bir anlayışla yürütüyoruz. Kadına yönelik şiddetle mücadelemizi, merkezde ve yerelde oluşturduğumuz koordinasyon kurullarıyla sistematik bir şekilde sürdürüyoruz. Adalet, İçişleri ve Sağlık bakanlıklarımız arasında kurduğumuz veri entegrasyon sistemleri ile şiddetle mücadelede teknoloji altyapısını güçlendirdik. ALO 183, KADES, elektronik kelepçe uygulaması ile şiddet vakalarına anında müdahale ediyoruz. Şiddet Önleme ve İzleme Merkezleri, kadın konukevleri ve Sosyal Hizmet Merkezlerinde bulunan Şiddetle Mücadele İrtibat Noktaları olmak üzere 630 kuruluşumuzla şiddetle mücadelede güçlü bir hizmet ağı oluşturduk. Şiddet döngüsünü kırmak amacıyla şiddetin kök nedenlerine inerek ilk defa fail odaklı bir destek modeli geliştiriyoruz" şeklinde konuştu.



"Eylem planımızı kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık"


‘Türkiye’de Kadına Yönelik Şiddet Araştırması’nda dijital şiddet ve ısrarlı takibe ilişkin ilk kez kapsamlı veriler elde edildiğini belirten Göktaş, "G20, Birleşmiş Milletler, OECD, Türk Devletleri Teşkilatı, Avrupa Konseyi gibi uluslararası platformlarda kadın alanında etkili politikalar geliştirilmesine katkı sağlıyoruz. Bugüne kadar edindiğimiz deneyim, şiddetle mücadelemizi yeni dönemde daha da ileri taşıyacak sağlam bir zemin hazırladı. Ulusal Eylem Planlarımız, bizler için her zaman önemli bir yol haritası oldu. 2026-2030 dönemini kapsayan yeni eylem planımızı kadına yönelik şiddetle mücadelenin tüm boyutlarını kuşatan bir çerçevede hazırladık. Bilimsel temele dayalı, katılımcı ve yenilikçi bir yaklaşımla hazırlanan eylem planı, 5 hedef, 15 strateji ve 130 faaliyetten oluşuyor. Hedefimiz bellidir; şiddeti önlemek, hukuki korumayı güçlendirmek, riskli durumlara müdahale etmek, kadınların iyi oluşunu artırmak ve daha güçlü bir toplum bilincini inşa etmek" ifadelerini kullandı.



"Bir toplumun vicdanı en çok korunmaya ihtiyacı olana, sahip çıktığı anda görünür"


Bakan Göktaş, sözlerini şöyle tamamladı:


"Unutmayalım ki, bir toplumun vicdanı en çok korunmaya ihtiyacı olana, sahip çıktığı anda görünür. İşte o anın kapısını açan şey, güçlü bir dikkat ve dayanışmadır. Şiddet bir kadının dünyasını sessizleştirir, fark et. Şiddet çocukların kalbine korku eker, fark et. Şiddet bir aileyi dağıtır, fark et. Bu nedenle ‘Şiddeti önlemek için asla sessiz kalma, işareti fark et’ diyoruz. Bugün Gazze’nin yangınını yüreğinde taşıyan; sabrı, direnci ve vakarıyla tüm insanlığa onur dersi veren Gazzeli kadınlar, kardeşlerimiz de aramızda. Bu vesileyle şiddetin en zalimine maruz kalan ve bu özel günde bizlerle olan Gazzeli kadınları, tüm Filistinli kardeşlerimi selamlıyorum. Şu gerçeği bir kez daha hatırlatmak gerekir, şiddetin bahanesi yok. Şiddete asla müsamahamız yok. İşte bu nedenle biz, şiddetle mücadelemizi kararlılıkla sürdürmeye devam edeceğiz."


Bakan Göktaş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a Filistinli kadın ressam Yasemin Esad Muhaysin’in yağlı boya tablosunun replikasını takdim etti. Gazze Şeridi’nin orta kesimindeki Deyr el-Belah kampında yerinden edilmiş Filistinli ressam Yasemin Esad Ebu Muhaysin tarafından hazırlanan ‘Hayatta Kalanların Gözyaşları’ isimli tablonun orjinali, halen abluka altında bulunan Gazze’den tüm girişimlere rağmen çıkarılamayınca yağlı boya dokulu replikası hazırlatıldı.


Program sonunda ise Filistinli kadın ressam Muhaysin’in gönderdiği video mesaj izlendi. Muhaysin mesajında, "Gazze’nin ve çektiği acıların sesi olan herkese, özellikle de Gazze halkının ve içinde bulunduğu zor durumun her zaman yanında olan Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a içten teşekkürlerimi ve takdirlerimi sunuyorum" dedi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Sürdürülebilirlik gastronomide prestijin yeni ölçütü oluyor Biruni Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, gastronomi dünyasında başarı kriterlerinin değiştiğini belirterek, "Artık yalnızca lezzet ve teknik ustalık değil; çevresel, etik ve toplumsal sorumluluk da üst düzey gastronominin ayrılmaz bir parçası olarak görülüyor" dedi. Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, yaptığı değerlendirmede üst düzey gastronomi anlayışının önemli bir dönüşümden geçtiğini vurguladı. Uzun yıllar boyunca gastronomide mükemmeliyetin yıldızlarla tanımlandığını ifade eden Özer, günümüzde bu yaklaşımın sürdürülebilirlik ekseninde yeniden şekillendiğini söyledi. "Sürdürülebilirlik artık bir iletişim dili ya da pazarlama söylemi değil, mutfağın günlük işleyişine entegre edilen somut bir performans alanı" diyen Özer, yerel ve mevsimsel ürün kullanımı, gıda israfının azaltılması, enerji ve su yönetimi gibi kriterlerin restoranlar için temel kalite göstergeleri haline geldiğini kaydetti. "Yüksek gastronomi, yüksek tüketim anlamına gelmek zorunda değil" Üst düzey gastronomi mutfaklarının çoğu zaman yoğun kaynak tüketimiyle özdeşleştirildiğini belirten Özer, bu algının değiştiğine dikkat çekti. Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer "Üst düzey mutfak ile çevresel ve etik duyarlılık arasında zorunlu bir çatışma yok. Doğru planlanan mutfaklar sorumlu olabilir. Bu yaklaşım, restoranları yalnızca tüketim odaklı deneyim alanları olmaktan çıkarıp, sektöre örnek olan yapılar hâline getiriyor" ifadelerini kullandı. Gastronomi turizminde yeni beklenti Sürdürülebilirlik odaklı yaklaşımın gastronomi turizmini de etkilediğini dile getiren Özer, "Bugünün ziyaretçisi sadece ne yediğini değil, yediği ürünün kaynağını ve çevresel etkisini de sorguluyor. Kaynağını bilen bu yeni tüketici profili, destinasyonların etik ve değer temelli bir gastronomi kimliği kazanmasında belirleyici oluyor" diye konuştu. Türkiye seçkisinde sürdürülebilirlik vurgusu Michelin Rehberi Türkiye’nin 2026 seçkisinde farklı şehirlerin aynı çatı altında toplanmasının, ülkenin gastronomik çeşitliliğini daha görünür kıldığını belirten Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, sürdürülebilirlik odaklı restoran sayısındaki artışın da dikkat çekici olduğunu söyledi. Dr. Öğr. Üyesi Elif Zeynep Özer, Michelin’in resmi duyurularına da dikkat çekerek, "2026 Türkiye seçkisinde sürdürülebilirlik kriterleri kapsamında Yeşil Yıldız dört restorana verildi. Michelin Rehberi’nin genel değerlendirmesinde ise Türkiye genelinde Yeşil Yıldızlı restoran sayısının 13 olduğu, 2026 seçkisinde bu restoranlardan 4’ünün ilk kez listeye dahil edildiği görülüyor. Bu tablo, sürdürülebilirliğin gastronomi alanında artık istisnai değil, giderek standartlaşan bir kalite ölçütü haline geldiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Bilecik Bilecik, Yenilikçi Modeller Yarışması’nda Türkiye birincisi oldu Bilecik, Yenilikçi Modeller Yarışması’nda Türkiye birincisi olarak ödül aldı. EPALE Projesi kapsamında ‘Öğrenme alanlarının dönüşümü yoluyla hayat boyu öğrenme’ temasıyla düzenlenen Yenilikçi Modeller Yarışması’nda, 270 başvuru arasından Bilecik birincilik ödülüne layık görüldü. Yapay zekâ uygulamalarıyla geleceğin öğrenme ortamlarını tasarlamayı hedefleyen ve bu yaklaşımları hayat boyu öğrenme politikalarıyla ilişkilendirerek ‘Geleceğin hayat boyu öğrenme merkezi’ vizyonuna dönüştüren proje; yenilikçilik, sürdürülebilirlik ve kapsayıcılık kriterleri doğrultusunda değerlendirildi. Yarışmada birinciliği Bilecik Bozüyük Halk Eğitimi Merkezi elde ederken, Tokat Almus Halk Eğitimi Merkezi ikinci, Şanlıurfa Halfeti Halk Eğitimi Merkezi ise üçüncü oldu.Elde edilen başarıyla Bilecik’in hayat boyu öğrenme alanındaki yenilikçi yaklaşımı bir kez daha tescillenmiş oldu. Bilecik İl Milli Eğitim Müdürü Serdal Şimşek, "270 başvuru arasından Türkiye birinciliğine layık görülmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Yapay zekâ destekli öğrenme ortamlarını, hayat boyu öğrenme vizyonumuzla buluşturan bu çalışmada emeği geçen başta projenin mimarı Hakan Yandım olmak üzere tüm ekip arkadaşlarımıza ve paydaşlarımıza teşekkür ediyorum. Hayat boyu öğrenme alanında yenilikçi ve sürdürülebilir modeller üretmeye kararlılıkla devam edeceğiz" dedi.
Denizli Engelsiz yazar okuyucularıyla bir araya geldi Denizli’nin Kale ilçesinde doğuştan yürüme engelli olan ve "Engelsiz Yazar" kimliğiyle tanınan Gökhan Sağıt, büyük beğeni toplayan dört şiir kitabını okuyucuları için imzaladı. Denizli’nin Kale ilçesinde yaşayan 35 yaşındaki Gökhan Sağit’in engelli olduğu, yaklaşık 2 yaşına kadar fark edilemedi. Hayatının erken dönemlerinden itibaren zorluklarla karşılaşmasına rağmen, hiçbir zaman engeline takılmayan Sağit, yazma tutkusu ve hayalleriyle şiir kitapları yazmaya devam ediyor. Edebiyat dünyasında "Engelsiz Yazar" olarak tanınan Sağit, bugüne kadar yayımladığı dört şiir kitabıyla dikkatleri üzerine çekti. "Mucize Dizeler", "Bir Engellinin Yüreğinden Şiirler" "Bir Engellinin Yüreğinden Şiirler2" ve son olarak "Sonsuz Düşlerim" adlı kitaplarıyla hem duygularını hem de yaşam mücadelesini şiirle anlatan Sağit, Denizli Kitap Fuarında okuyucularıyla bir araya geldi. Sağit, okurlarıyla birebir buluşmanın mutluluğunu yaşadı. Son şiir kitabı Sonsuz Düşlerim’i 7 ayda yazdığını belirten Sağit, "Hayatım boyunca birçok zorlukla karşılaştım ama hiçbir zaman umudumu kaybetmedim. Çünkü biliyordum ki; düşü olan insanın yolculuğu da olur. Ben de hayallerime tutundum, kelimelere sarıldım, engelleri değil, umutları yazdım. Ben engelime takılmadım, canım yandığında susmadım ve yolum zorlaştığında dönmedim. Kelimelerle yürüdüm, umutla direndim ve 4 kitap bıraktım bu hayata. Okuyan herkes bilsin; inanan bir yürek için hiçbir engel aşılmaz değildir. Yazmaya ve umudu paylaşmaya devam edeceğim" dedi.