POLİTİKA - 27 Kasım 2025 Perşembe 13:47

Bakan Tunç: "Kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimizdir "

A
A
A
Bakan Tunç: "Kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimizdir "

‘Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Paneli’ne katılan Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, "Hep diyoruz ki kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimizdir. Cumhurbaşkanımız kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir diyor. Bu derece bu noktada kararlıyız" dedi.


Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Günü dolayısıyla düzenlenen ‘Kadınların Adalete Erişiminin Güçlendirilmesi Paneli’ne katıldı. Dikmen Hakimevinde düzenlenen programa Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Gökhan Karaköse ile çok sayıda yargı mensubu katıldı.


Kadın haklarının güçlendirilmesi ve kadının korunması noktasında geçmiş yıllarda çok önemli çalışmalar yaptıklarından bahseden Bakan Tunç, "Bu alandaki özellikle kadınlarımızın adalete erişimini güçlendirmeye yönelik, onların korunmasına yönelik, kadın haklarının daha da tahkim edilmesine yönelik Adalet Bakanlığı olarak da ilgili bakanlıklarımız, hükümetimiz, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde çok önemli çalışmalar yapıldı" dedi.


Kadınların adalete erişiminin güçlendirilmesiyle ilgili geçtiğimiz yılda aynı şekilde bir panel düzenlediklerinden bahseden Tunç, "Kadının güçlenmesi koordinasyon kurulu toplantılarına ilgili bakanlıklarla beraber Adalet Bakanlığı’nın da hazır bulunduğu toplantılarla gerçekleştirmeye devam ediyoruz. Bu toplantılarda kadın haklarına ilişkin çok kıymetli görüşler ortaya konuluyor. Bu görüşler doğrultusunda da uygulama ve mevzuata yön verecek önemli düşünceler ortaya konuluyor" ifadelerinde bulundu.



"Kadın, toplumun birleştirici ve koruyucu gücüdür"


Panelin amacına değinen Tunç, "Kadına yönelik şiddetle yüzleşmek, olumsuzlukları ortadan kaldırmak adına neler yapabileceğimizi hangi adımları daha güçlü atabileceğimizi konuşmak için bir aradayız. İşte tam da bu nedenle kadına yönelik şiddet konusunu ele alırken varlığıyla hayatı anlamlandıran, değer katan, medeniyetimizi yoğuran kadınların kıymetini yeniden ve daha gür bir sesle hatırlamak zorundayız. Çünkü kadın sevginin, fedakarlığın ve hoşgörünün timsali toplumun ve ailenin temeli hayatın mimarıdır. Kadın toplumun birleştirici ve koruyucu gücüdür. Kadınların sabrı, merhameti ve mücadele gücüyle güzelleşmeyen hiçbir alan yoktur" dedi.


Kadına karşı şiddetin insanlığa ihanet ve bir insanlık suçu olduğunu vurgulayan Tunç, kadına yönelik şiddeti mazur gösteren hiçbir söz, hiçbir gerekçe, hiçbir bahaneyi tanımadıklarını ifade etti.



"Devlet en çok da susanların sesini duymakla devlet olur"


Kadına karşı şiddet karşısında adalete erişim politikalarını güçlendirdiklerini aktaran Tunç, "Mağdurun yalnız bırakılmadığı hakkın süratle tecelli ettiği koruma tedbirlerinin kararlılıkla uygulandığı bir sistemi daha da ileriye taşımak zorundayız. Çünkü devlet en çok da susanların sesini duymakla devlet olur. Bu kapsamda kadının adalete erişiminin önündeki her engeli kaldırmak, başvuru mekanizmalarını güçlendirmek, yargısal süreçlerin hızını ve etkinliğini artırmak hep temel önceliğimiz olmuştur. Adalet hizmetlerini bir imkan olarak değil, kadının doğuştan sahip olduğu hakların güvencesi olarak kabul ediyoruz. Her bir kadının güven içinde yaşadığı bir ülke ancak hukukun kudretiyle insan haklarına sadakatle ve şiddete karşı sıfır toleransla mümkün olacaktır. Bu yüzden kararlılığımız nettir. Adalete erişimi güçlendiren, mağduru koruyan, faile hızlı ve caydırıcı şekilde karşılık veren tüm yasal ve idari mekanizmaları hiçbir tereddüt göstermeksizin uygulamak durumundayız. Bugün geldiğimiz noktada devletimiz şiddeti gizleyen değil açığa çıkaran faile göz yuman değil, hesap soran mağduru yalnız bırakan değil, yanında dimdik duran bir iradeyi temsil etmektedir. Bizim için bu mücadele bir tercih değil, devlet olmanın gereğidir. Bu nedenle buradan bir kez daha güçlü bir şekilde ifade ediyoruz ki kadına yönelik şiddet konusunda geri adım yoktur. Hiçbir zaman taviz yoktur, müsamaha yoktur" diye konuştu.


Yargı hizmetlerinde kadınlar çoğaldıkça vatandaşların yargı hizmetlerinden memnuniyetinin de artmaya devam ettiğini ifade eden Tunç, Kadın hakim ve savcı sayımız yüzde 38’leri buldu. Yüzde 40’lara doğru yükseliyor. Adaylara ve hakim savcı yardımcılarımıza baktığımız zaman yüzde 50’i aşan bir durum söz konusu. Gelecekte yargıda, kürsüde kadınların sayısının çok daha artmaya devam ettiğini görüyoruz. Hakimler ve savcılar kurulumuzda her ne kadar bir kadınımız varsa da inşallah onlar da ileride sayıları artar ve kadın hakim ve savcılarımız özellikle vicdanlarını ortaya koyarak anayasa, kanun, vicdan hepsini bir bütün şekilde uygulayarak adaletin hakkıyla tecellisi konusunda çok önemli gayret gösteriyorlar" diyerek, kadın hakim ve savcılara mesleklerinde kolaylıklar diledi.



"Türkiye genelinde 548 aile mahkemesi hizmet veriyor"


Türkiye Yüzyılındaki kadının önemine değinen Tunç, "Ülkemizde son 23 yılda Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde kadınların adaletin kapısına güvenle, güçle ve cesaretle ulaşabilmeleri için çok önemli adımlar attık. Kadın haklarına ilişkin mevzuatı sürekli yenileyerek uygulama mekanizmalarını da güçlendirdik. Adaletin her aşamasında kadının onurunu, güvenliğini ve haklarını önceleyen yeni yaklaşımlar geliştirdik. Hukukun koruyucu gücünü kadınların hayatına daha etkin bir şekilde yansıtmak için gerek anayasal, gerek yasal uygulamaya yönelik birçok düzenlemeyi hayata geçirdik. Aile mahkemeleri kurularak bir önemli eksikliği giderdik ve şu anda Türkiye genelinde 548 aile mahkemesi hizmet veriyor. Bizim politikalarımızın temelinde hep insan vardır. İnsanı güçlendirmek vardır. Eğitimden sağlığa, sosyal politikalardan adalete varıncaya kadar her alanda başta kadınlarımız olmak üzere çocuklarımız olmak üzere onları güçlendirmek için çalıştık. Güçlü ailenin yolunun kadınıyla erkeğiyle güçlü insandan geçtiğini biliyoruz" dedi.


Tunç konuşmasına şöyle devam etti:


"Şu anda il ve ilçelerimizde kadına yönelik şiddet vakalarında uzmanlaşmış tedbir mahkemeleri var ve 81 ilde 242 mahkemede bu faaliyetler gösteriliyor. 4. yargı paketiyle ceza mevzuatımıza önemli yenilikler bu anlamda girdi. Özellikle kadına karşı işlenen kasten öldürme, kasten yaralama, eziyet, kişiyi hürriyetinden yoksun kılma suçlarının kadına karşı işlenmesi durumunda ağırlaştırıcı sebep olarak değişiklik yapılmıştı ve bu önemli bir değişiklik birçok Avrupa ülkesinde, dünya ülkesinde olmayan kadınlara yönelik şiddetin önlenmesi ve caydırıcılığı sağlamak açısından önemli bir düzenleme. Yine kadına karşı işlenen kasten yaralama suçlarının kuvvetli suç şüphesi varsa tutuklama nedeni sayılmasına ilişkin CMK 100’de önemli bir düzenleme gerçekleştirildi. Israrlı takip eylemi ceza mevzuatımızda suç olarak düzenlendi. Tabii iyi hal indirimi, kravat indirimi dediğimiz özellikle sürekli eleştirilere maruz kalınan bir durum ortadan kaldırıldı. Şüphelinin duruşmada salt indirim almak amacıyla kılık kıyafetini düzeltmesi, kravat takması bir indirim sebebi sayılamayacağını, onun geçmişteki hali, gelecekte suça işleme eğilimi tüm bunların birlikte gözetilmesi gerektiği yönünde 62. maddede önemli bir düzenleme hayata geçirildi."



"Kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimizdir"


Bir tek kadının bile şiddete uğramasının herkesi yüreğinden yaralayacağını ifade eden Tunç, "O nedenle hep diyoruz ki kadına yönelik şiddet bizim kırmızı çizgimizdir. Cumhurbaşkanımız kadına yönelik şiddet insanlığa ihanettir diyor. Bu derece bu noktada kararlıyız. Ama maalesef bir kısım çevreler sanki bu alanda hiçbir tedbir alınmıyormuş gibi bu konu üzerinden özellikle kadın üzerinden çocuklar üzerinden maalesef politikaya alet edilen bu konunun özellikle bir siyasi rant vesilesi gibi kullanılmasını da doğru bulmuyoruz. Kadına yönelik şiddetle topyekun mücadele edeceğiz. Millet olarak mücadele edeceğiz. Devletimizin tüm kurumları bu kararlılığı sürdürerek kadınlarımızı da, çocuklarımızı da sonuna kadar koruyacağız. Adli süreçlerde adalet sistemiyle yolu kesişen her vatandaşımızın desteklenmesi bizim temel önceliğimiz. İşte bu bakış açısından hareketle Adalet Bakanlığı olarak mağdur odaklı adalet anlayışını hayata geçirmenin gayreti içerisinde olduk" diye konuştu.


Adalet Bakanlığı olarak kadınların adalet ve yargı hizmetlerine aktif katılımını stratejik bir öncelik olarak gördüklerini vurgulayan Bakan Tunç, adalet akademisinde önemli çalışmalar olduğunu ifade ederek konuşmasını noktaladı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Çoruh EDAŞ, yetkisiz müdahaleler nedeniyle 10 ayda bin 469 kesinti yaşandığını açıkladı Doğu Karadeniz Bölgesi’nde elektrik dağıtım hizmeti sunan Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. (Çoruh EDAŞ), 2025 yılının ilk 10 ayında dağıtım şebekesine yönelik yetkisiz müdahaleler, izinsiz kazı, ağaç kesimi gibi faaliyetlerden kaynaklanan bin 469 adet elektrik kesintisi yaşandığını açıkladı. Çoruh Elektrik Dağıtım A.Ş. (Çoruh EDAŞ), dış müdahalelerin enerji arz güvenliği üzerindeki etkisine dikkat çekti. Yılın ilk 10 ayında dağıtım şebekesine yönelik yetkisiz müdahaleler, izinsiz kazı ve ağaç kesme çalışmaları ile kazalardan kaynaklanan bin 469 adet elektrik kesintisi yaşandığını açıklayan şirket, söz konusu kesintilerden toplam 2,7 milyon abonenin etkilendiğini belirtti. Aboneler ortalama 2,5 saat elektriksiz kaldı. En fazla hasar Ortahisar’da yaşandı Yılın ilk 10 ayında en fazla şebeke hasarının görüldüğü ilçe 241 kesinti ile Trabzon Ortahisar oldu. Ortahisar’ı 106 kesinti ile Trabzon Akçaabat, 49 kesinti ile Giresun Tirebolu izledi. Aynı dönemde Rize Derepazarı, İyidere, Kalkandere ve Giresun Güce ise yalnızca birer kesintiyle en az etkilenen bölgeler oldu. Yetkisiz müdahale hayati risk taşıyor Şirket, saha ekiplerinin hızlı ve koordineli müdahaleleri sayesinde günlük yaşamı etkileyen bu kesintileri büyük ölçüde kontrol altına almayı başardı. Üçüncü şahısların dağıtım şebekesine müdahaleleri ve izinsiz kazı faaliyetlerinin ciddi riskleri beraberinde getirdiğini hatırlatan Çoruh EDAŞ, şu uyarılarda bulundu: "Dağıtım yeraltı şebekesi bulunan tüm lokasyonlarda izinsiz kazı yapılmamalı. Başta can ve mal güvenliğini sağlanması ve herhangi bir hasar oluşmaması için tüm alt yapı kazılarında, bahçe düzenlemeleri, ağaç dikimi, çocuk parkı yapımı gibi kazı çalışmalarının Altyapı Koordinasyon Merkezi (AYKOME) ve/veya ilgili belediyenin koordinasyonunda elektrik dağıtım şirketinin bilgisi dahilinde olması gerekiyor. Ayrıca izinsiz kazıların yanı sıra, şahıslar tarafından gerçekleştirilen kontrolsüz müdahaleler de şebeke bütünlüğünü tehdit etmekte birlikte ciddi düzeyde can güvenliği riski oluşturuyor. Bunun için de 186 numaralı Arıza İhbar ve Çözüm Merkezimiz ile iletişime geçilebilir. Herhangi bir kazı çalışmasına dair şüpheli bir durumla karşılaşan vatandaşlarımız ise 7 gün 24 saat hizmet veren 186 Arıza İhbar ve Çözüm Merkezimizi arayabilir."
İstanbul Siemens Healthineers ve EBRD iş birliğiyle sürdürülebilirlik odaklı dönüşüm Siemens Healthineers Türkiye, sağlıkta ’yeşil dönüşüm’ hareketini temel alan projeyi hayata geçirdi. Proje kapsamında, BURTOM Sağlık Grubu’ndaki mevcut PET/BT cihazı, enerji verimliliği sağlayan yeni nesil bir sistemle değiştirildi. Bu adım; sürdürülebilir finansman, yüksek enerji verimliliği, artırılmış hasta güvenliği ve somut çevresel faydayı aynı çatı altında buluşturacak. Sağlık sektöründe önemli projeler hayata geçiren Siemens Healthineers, sürdürülebilir sağlık hizmetlerinin yaygınlaşmasına da katkı sağladığını duyurdu. GEFF Türkiye II anlaşmalı finansman kuruluşlarından QNB Leasing tarafından finanse edilerek hayata geçirilen yeşil dönüşüm projesinin ilk adımı, BURTOM Sağlık Grubu iş birliğiyle atıldı. Proje kapsamında, sağlık kurumunda halihazırda kullanılan Pozitron Emisyon Tomografisi/Bilgisayarlı Tomografi (PET/BT) cihazı, GEFF Türkiye’nin enerji verimliliği ve çevresel kriterlerine uyan yeni PET/BT sistemiyle değiştirildi. "Sağlıkta yeşil dönüşüme öncülük ediyoruz" Projenin Türkiye’deki sağlık sektörü paydaşları için güçlü bir örnek teşkil etmesini dilediklerini belirten Siemens Healthineers Türkiye CFO’su Nalan Abdullahoğlu, "Sürdürülebilir sağlık hizmetleri hem hastalar, hekimler ve sağlık kurumları açısından hem de çevresel açıdan her geçen gün kritik hale geliyor. Bu anlamda, sağlık kurumlarının sürdürülebilir adımlar atabilmesi, geliştirdiğimiz sürdürülebilir teknolojiler kadar önem taşıyor. EBRD’nin GEFF Türkiye programı bu adımların atılmasını finansman açısından kolaylaştırıyor. Sürdürülebilir teknolojilerimizle projeye dahil olarak, sektörümüze öncülük etmeye devam ediyoruz. Sağlık hizmetlerini herkes için, her yerde ve sürdürülebilir şekilde erişilebilir kılma amacımızla birebir örtüşen bu girişimi farklı sağlık kurumlarında da yaygınlaştırmayı hedefliyoruz" dedi. Sağlıkta sürdürülebilir gelecek vizyonu Sağlık sistemleri, dünyada en yüksek enerji tüketen alanlardan biri olarak dikkat çekiyor. Özellikle ileri görüntüleme cihazları, bu tüketimde kritik bir rol oynuyor. Bu durum, sağlık sektöründe çevresel etkinin azaltılmasına yönelik projelerin önemini gösteriyor. Siemens Healthineers, bu ihtiyaca yanıt olarak tüm görüntüleme çözümlerini ve laboratuvar çözümlerini sürdürülebilir şekilde tasarladığını duyurdu. Kullanılan malzemelerden enerji verimliliğine, helyum gibi kritik bileşenlerin tüketiminden üretim süreçlerine kadar her aşamada çevresel sorumluluğu ön planda tutuyor. Şirket, bu yaklaşımıyla yalnızca karbon ayak izini azaltmaya değil, aynı zamanda düşük radyasyon dozları ve yüksek görüntü kalitesi sayesinde hasta güvenliğini artırmaya da odaklandığını açıkladı. Böylece hem hastalar hem hekimler için tanı ve tedavi süreçlerini kolaylaştığı belirtilirken, sağlık kurumları için de verimliliğe katkı sağladığı kaydedildi. Bu yatırım, Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası (EBRD) tarafından 2024 yılında geliştirilen GEFF Türkiye’nin ikinci fazı (GEFF Türkiye II) kapsamında finanse edildi. 2022 yılında başlatılan ve Climate Investment Funds (CIF), EBRD Hissedarlar Özel Fonu ile Hazine ve Maliye Bakanlığı tarafından desteklenen birinci fazın başarısı üzerine inşa edilen GEFF Türkiye II, 2025’te tanıtılan üçüncü faz GEFF Türkiye III’ün de yolunu açtı. GEFF programı, 2010 yılından bu yana 12 binden fazla yeşil projeye finansman sağlayarak toplam 3 milyar euro tutarında finansman ve teknik destek sundu. Program kapsamındaki teknik destek faaliyetleri EBRD ve program donörleri tarafından finanse ediliyor.
İstanbul GAMEON Revival 2025’de şampiyon Misa Esports Türk Telekom’un oyun performansını internet ve oyun odaklı fırsatlarla güçlendiren markası GAMEON tarafından düzenlenen GAMEON Revival 2025 şampiyonu Misa Esports oldu. Türk Telekom, oyun ve oyuncuların ihtiyaç duyduğu teknolojileri GAMEON ile sunmaya devam ediyor. Espor ekosistemine sağladığı katkılara devam eden GAMEON, esporun en köklü oyunlarından League of Legends’da hem lig sponsorluğu hem de sezon sonrası GAMEON Revival 2025 ile yıl boyunca oyuncuların yanında oldu. Yılın son turnuvası, Revival 2025’de karşılaşan Misa Esports ile Last Wall arasında oynanan ve heyecan dolu anlara sahne olan büyük finalin ardından kazanan Misa Esports oldu. 3 Kasım’da açık elemeler ile başlayan turnuva, yaklaşık bir buçuk aylık serüvenin sonunda bin 200’den fazla başvuru ve 750’den fazla seyircinin katılımıyla ESA Arena’da son buldu. Seride kazanan Misa Esports Yapılan açıklamaya göre, turnuvada final maçı, yasaklama ekranından önce başladı. Takımlar günler boyunca büyük ödül için taktik çalışmalarını yaparken şampiyon seçimi sonrası Sihirdar Vadisi birbirinden güzel oyunlarla keyifli anlara sahne oldu. Vadinin her köşesinde seri boyunca mücadeleden kopmayan Misa Esports, Last Wall karşısında 3-0 skorla galip geldi ve kupanın sahibi oldu. Turnuvada birbirinden keyifli oyunlar ve akıl dolu taktik savaşları son maça kadar sürerken grup ve play-off aşamaları ile maçlar GAMEON Twitch & YouTube ve Tivibu Spor 4 kanallarından canlı yayınlandı. ESA Arena’da düzenlenen final müsabakası ise efsane oyunların yanı sıra taraftarlara güzel anlar yaşattı. Yılın son turnuvasında birçok özel isim taraftarlarla buluştu. Orta koridorun efsane ismi Naru, tecrübeli koç Lynx Çerezz ve esporun sevilen ismi Barış G gibi birçok isim taraftarlarla bir araya geldi. Ayrıca GAMEON Revival 2025 Büyük Final etkinliğinde yer alan Monster Notebook, XPrime, Playstore.com ve Avoya gibi markalar da katılımcılarla buluşma fırsatı yakaladı ve keyifli anlara eşlik etti. Marka, oyunculara yönelik sunduğu birbirinden özel içeriklerle kurulduğu günden bu yana oyun ekosistemi içerisindeki paydaşlarına faydalar sunuyor. Game Pass, Playstore, ByNoGame gibi platformlardaki faydaların yanında oyunculara yönelik internet kampanyaları ile marka, ekosistemi geliştirmeye ve kullanıcıların internet ihtiyaçlarını karşılamaya devam ediyor.