ASAYİŞ - 19 Aralık 2025 Cuma 08:10

Bakan Yerlikaya: "32 ilde DEAŞ’a yönelik polisimizin yaptığı operasyonlarımızla 170 şüpheliyi yakaladık"

A
A
A
Bakan Yerlikaya: "32 ilde DEAŞ’a yönelik polisimizin yaptığı operasyonlarımızla 170 şüpheliyi yakaladık"

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, "32 ilde DEAŞ’a yönelik polisimizin yaptığı operasyonlarımızla 170 şüpheliyi yakaladık" dedi.


İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, geçmiş dönemlerde DEAŞ terör örgütü içerisinde faaliyet yürüten ve örgüte finans sağlayan şüphelilerin son 2 haftadır süren operasyonlarla yakalandığını belirtti.


Bakan Yerlikaya, şu ifadelere yer verdi:


"32 ilde DEAŞ’a yönelik polisimizin yaptığı operasyonlarımızla 170 şüpheliyi yakaladık. İlk etapta; 10’u tutuklandı. 15’i hakkında adli kontrol hükümleri uygulandı. Diğer şüphelilerin işlemlerine devam ediliyor. Cumhuriyet Başsavcılıklarımız ile EGM İstihbarat Başkanlığımız, TEM Daire Başkanlığımız ve MİT Başkanlığımız koordinesinde, İl Emniyet Müdürlükleri TEM Şube Müdürlüklerince; Adana, Afyonkarahisar, Amasya, Ankara, Antalya, Aydın, Bolu, Çankırı, Çorum, Diyarbakır, Düzce, Eskişehir, Gaziantep, Hatay, İstanbul, İzmir, Kahramanmaraş, Kilis, Kocaeli, Muğla, Niğde, Ordu, Osmaniye, Sakarya, Samsun, Siirt, Şanlıurfa, Tekirdağ, Uşak, Van, Yalova ve Yozgat olmak üzere toplam 32 ilde operasyonlar gerçekleştirildi. Ülkemizin her bölgesinde huzuru ve istikrarı sağlamak için yılın 365 günü, gece gündüz yürüttüğümüz operasyonlarımıza devam ediyoruz."


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Erzurum Bilim Kurulu toplantısı Rektör Hacımüftüoğlu’nun katılımıyla gerçekleştirildi; Bilim temelli sosyal politikalar vurgusu Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın başkanlığında düzenlenen Bilim Kurulu Toplantısı, Ankara Hakimevi’nde gerçekleştirildi. Sosyal politikaların bilimsel veriler ışığında şekillendirilmesini amaçlayan toplantıda; dijitalleşme, demografik dönüşüm, sosyal riskler ile koruyucu ve önleyici politikalar başta olmak üzere birçok başlık kapsamlı şekilde ele alındı. Bilim Kurulu Üyesi olarak seçilen Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu da toplantı da yer aldı. Toplantıda konuşan Bakan Göktaş, aile ve sosyal hizmetler alanının yalnızca bugünün ihtiyaçlarına cevap veren bir kamu hizmeti olmadığını, aynı zamanda toplumun geleceğini inşa eden stratejik bir sorumluluk alanı olduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ortaya koyduğu sosyal devlet vizyonunun bu anlayışın temelini oluşturduğunu ifade eden Göktaş, "Kadını, çocuğu, aileyi, yaşlıyı, özel gereksinimli bireyleri ve ihtiyaç sahiplerini merkeze alan her politika, toplumsal dayanıklılığı artırmakta ve sosyal yapıyı güçlendirmektedir. Bu nedenle Bakanlık olarak yürüttüğümüz her çalışmanın bilime dayanmasını son derece kıymetli görüyoruz" dedi. Bilim Kurulunun, sosyal politika alanında atılan her adımda akademik birikimi ve verinin gücünü esas aldığını belirten Göktaş, sahadan gelen tecrübe ile bilimsel analizlerin buluşturulmasının kapsayıcı ve etkili politikaların en önemli dayanağı olduğuna dikkat çekti. Değişen dünya düzeni içerisinde aile yapılarının dönüştüğünü, dijitalleşmenin sosyal ilişkileri yeniden şekillendirdiğini ve demografik dengelerin farklı ihtiyaçları beraberinde getirdiğini ifade eden Göktaş, bu süreçte Bilim Kurulunun rehberliğinin yol gösterici olacağını dile getirdi. "Atatürk Üniversitesi olarak bilgi üretimini toplumsal faydaya dönüştürmeyi önceliyoruz" Toplantıya Bilim Kurulu Üyesi olarak katılan Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ahmet Hacımüftüoğlu da değerlendirmelerde bulundu. Prof. Dr. Hacımüftüoğlu, bilimsel bilginin sosyal politikaların sürdürülebilirliği açısından vazgeçilmez olduğunu belirterek: "Öncelikle Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı Bilim Kurulu üyesi olarak seçilmiş olmaktan büyük bir memnuniyet duydum. Şunu belirtmek isterim ki; sosyal politika alanında kalıcı ve etkili çözümler üretmenin yolu, bilimi karar alma süreçlerinin merkezine yerleştirmekten geçmektedir. Akademik bilgi ile sahadan gelen deneyimin buluştuğu bu tür platformlar, toplumsal ihtiyaçların doğru tespit edilmesine ve uzun vadeli politikaların geliştirilmesine önemli katkılar sunmaktadır" ifadelerini kullandı. Üniversitelerin bu süreçte üstlendiği role de dikkat çeken Hacımüftüoğlu, bölgesel farklılıkları gözeten bilimsel araştırmaların sosyal hizmet politikalarına yön vermesinin büyük önem taşıdığını vurguladı. Atatürk Üniversitesi olarak bilgi üretimini toplumsal faydaya dönüştürmeyi öncelediklerini belirten Hacımüftüoğlu, Bilim Kurulunun ortaya koyacağı öngörülerin, sosyal politikaların daha güçlü bir zemine taşınmasına katkı sağlayacağını ifade etti. Toplantı, Bilim Kurulu üyelerinin görüş ve önerilerinin alınmasının ardından sona ererken, bilim temelli, kapsayıcı ve sürdürülebilir sosyal politikaların geliştirilmesine yönelik ortak çalışma iradesi bir kez daha vurgulandı.
Trabzon Maç günleri Akyazı Stadı ve çevresinde yaşanan trafik sorunu gündemden düşmüyor Trabzon’da maç günleri Akyazı Stadı ve çevresinde yaşanan trafik sorunu gündemden düşmüyor. Trabzon’da stadyum ve şehir hastanesinin aynı bölgede konumlandırılmasına yönelik eleştiriler yeniden gündeme gelirken, geçtiğimiz hafta Trabzonspor-Beşiktaş karşılaşmasında stada gelmeye çalışan sürücülerin yaşadıkları trafik yoğunluğu tepkilere neden olmuştu. Stadyum ve şehir hastanesi gibi yoğun trafik oluşturan yapıların, kapsamlı ulaşım analizleri yapılmadan aynı bölgede planlanmasının ciddi sorunlara yol açtığı belirten Şehir Plancıları Odası Trabzon eski Şube Başkanı ve Yönetim Kurulu Üyeliğini yapan Ercan Şen," Yer seçimi yapılmadan önce, ulaşım sorunlarını ortadan kaldıracak kriterler doğrultusunda kapsamlı analizler ve çalışmalar yapılmalıydı. Ancak bundan sonra yer seçimine karar verilmeliydi" dedi. Alınan yer seçimi kararlarının; önce stadyum, ardından şehir hastanesi için verilmiş olmasının hatalı olduğunu kaydeden Şen, "Şehir Plancıları Odası’nın bir üyesi ve daha önce oda yönetiminde görev almış bir meslek mensubu olarak kişisel görüşüm bu bölgede alınan yer seçimi kararlarının; önce stadyum, ardından şehir hastanesi için verilmiş olmasının hatalı olduğunu görüyoruz. Bu tür yapılar, özellikli yapılaşmalar olup yoğun trafik çeken ve trafik üreten kullanımlardır. Öncelikli olarak ciddi ulaşım sorunlarına neden olmaktadır. Dolayısıyla önce stadyum, ardından şehir hastanesi gibi kullanımlar getirdiğinizde, bunların ulaşım sorunlarını çözmeniz gerekir. Ancak gördüğümüz kadarıyla bu sorunlar hâlâ devam etmektedir. Geçtiğimiz hafta oynanan maçta da benzer bir durum yaşanmış, ciddi trafik sıkışıklıkları oluşmuştur. Bu durum, bizim yıllar önce dile getirdiğimiz öngörülerle örtüşmektedir. Tabi ki alanın deniz dolgusu yapılarak kazanılmış olması durumundan hiç bahsetmiyorum. Buda yapılan yer seçiminin farklı bir boyutunu oluşturuyor. Yer seçimi yapılmadan önce, ulaşım sorunlarını ortadan kaldıracak kriterler doğrultusunda kapsamlı analizler ve çalışmalar yapılmalıydı. Ancak bundan sonra yer seçimine karar verilmeliydi" dedi. "Farklı ve alternatif yaklaşımların ortaya konulması gerekir" Trafik sorunlarının çözümü için farklı ve alternatif yaklaşımların ortaya konulması gerektiğine dikkat çeken Şen, "Sürece müdahil olduğumuz dönemlerde hem stadyum hem de şehir hastanesi için görüşlerimizi ifade ettik; bu alanın doğru bir yer seçimi olmadığını ve farklı alanlarda bu kullanımların yer seçim kararlarının alınması gerektiğini dile getirdik. Ancak gelinen aşamada bu kararlar artık fiili bir duruma dönüşmüştür. Bu nedenle, trafik sorunlarının çözümü için farklı ve alternatif yaklaşımların ortaya konulması gerekmektedir. Trabzon, genel olarak yaya yürüme mesafesi içinde kullanımlara sahip bir kent iken, artık taşıtla ulaşılması gereken yeni mekânlar üretmeye başladık. Bunlardan biri stadyumdur. Stadyum eski yerindeyken yaya olarak ulaşılabilen bir konumdaydı. Bu nedenle taşıt trafiği yoğunluk oluşturmuyor, insanlar bu kültür içerisinde yürüyerek stadyuma ulaşabiliyordu. Ancak stadyumun Akyazı bölgesine taşınmasıyla birlikte yolculuk talepleri artmış, buna bağlı olarak bireysel araç kullanımı da yükselmiştir. İnsanlar artık maç günlerinde ve spor faaliyetlerini izlemek için bölgeye kendi araçlarıyla gelmektedir. Bunun bir diğer nedeni ise Trabzon’da etkin bir toplu taşıma sistemi bulunmamasıdır. Bu sistem; lastik tekerlekli otobüsler üzerinden kurgulanabilir ya da metrobüs gibi sistemler ya da gündemde olan raylı sistemle desteklenebilir. Ancak şu anda, trafik yoğunluğunu azaltabilecek ve etkin biçimde çalışabilecek bir toplu taşıma sistemimiz ne yazık ki yoktur. Spor faaliyetlerinin gerçekleştirildiği bir kullanım ile sağlık hizmetlerinin sunulduğu bir kullanımın birbirleri ile uyuşmadığı ve aynı kentsel alanda bulunmaması gerektiğini açıktır; bu iki kullanım birbiriyle çelişmektedir. Buna rağmen stadyum ve şehir hastanesi aynı alanda konumlandırılmıştır. Oysa her iki yapının da farklı kullanım zamanları, farklı kullanım periyotları ve farklı kullanıcı profilleri vardır. Yaklaşık 900 yataklı ve çok sayıda birimi barındıran bir şehir hastanesinden söz ediyoruz. Bu da günün her saati trafik çeken, sürekli hareketli bir alan anlamına gelmektedir. Ayrıca acil durumların varlığı da mutlaka göz önünde bulundurulmalıdır" diye konuştu. Bölgede Alışveriş Merkezi tarzı yeni yapılan düşünülmesinin mevcut sorunları daha da derinleştireceğini kaydeden Şen, "Stadyumun yapılmasını hatalı bir yer seçimi olarak değerlendirmiştik; ardından gelen şehir hastanesi için de aynı görüşü ifade etmiştik. Şimdi ise farklı bir kullanım için yeni bir öneri gündemdedir. Ulaşımla ilgili sorunlar çözülmediği sürece, bölgeye eklenecek her yeni kullanım mevcut sorunları daha da büyütecektir. Erişilebilirlik sorunlarının yanı sıra ciddi güvenlik riskleri de söz konusudur. Kaza, afet, yangın gibi durumlarda bu alana erişim trafik yoğunluğunda ciddi problemler oluşturacaktır. Tüm bu unsurların birlikte ele alındığı bütüncül bir ulaşım planlaması ve yönetim anlayışı ortaya konulmalıdır" şeklinde konuştu.