POLİTİKA - 18 Eylül 2024 Çarşamba 16:24

Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur

A
A
A
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tekrar altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur” dedi.


Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Ankara’da Yurtdışı Müteahhitlik Hizmetleri Başarı Ödülleri Töreninde konuştu.


Ödül alan firmaları ve temsilcilerini tebrik eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, emeği geçenleri kutladı.


Bu sene proje gelirlerinden Türk firmalarının aldığı payda kısmı bir düşüş olduğu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu düşüşün gelecek yıllarda süratle telafi edileceğine inandığını söyledi. Türkiye’yi büyüklüğüne, uluslararası konumuna ve saygınlığına yaraşır çizgide temsil eden müteahhitler ve müşavirlik firmalarıyla iftihar ettiklerini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan,” "Sektörün dünyadaki başarısı, Türk ekonomisi ve insan kaynağının uluslararası alanda ne denli güçlü olduğunu gösteriyor. Bu başarının, mevcut ekonomik konjonktürde gelmesi daha da anlamlıdır. Koronavirüs salgınıyla beraber global ekonomide bozulan dengelerin halen yerli yerine oturmadığını görüyoruz. Son 70 yılın zirvelerini gören enflasyonun sorun olmaktan çıkmasının biraz daha zaman alacağı anlaşılıyor. Kuzeyimizdeki savaşın olumsuz etkilerini henüz aşamadan İsrail’in Gazze’ye saldırıları sebebiyle artan gerilim ciddi bir endişe kaynağı olmayı sürdürüyor. Afrika’dan Asya’ya dünyanın farklı coğrafyalarında hemen her gün yeni bir krizle, yeni bir siyasi istikrarsızlıkla veya çatışmayla karşılaşıyoruz. Tüm bunların ülkeleri korumacılığa ve yeni yatırımlar noktasında aşırı ihtiyatlı davranmaya ittiğinin farkındayız. Avrupa’nın da aralarında olduğu birçok gelişmiş ekonomi, büyüme beklentilerini düşürmekte, büyüme oranlarını aşağı doğru revize etmektedir. Karşılaştıkları tüm bu zorluklara rağmen Türk şirketlerinin yakaladıkları ivmeyi korumasını çok kıymetli buluyoruz. Sizlerin şahsında tüm şirketlerimize, tüm girişimcilerimize, ülkem ve milletim adına teşekkür ediyorum."dedi.


-


Türk ekonomisinin lokomotif sektörlerinden olan inşaat sektörünün ülkedeki ideolojik çevrelerin haksız eleştirilerine maruz kaldığını ve kalmaya devam ettiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları söyledi;


“ "Tenkit sınırlarını aşan, neredeyse düşmanlık derecesine varan bir zihniyetle karşı karşıyayız. Bakınız bugüne kadar inşaat sektörünün gelişmesine, büyümesine yönelik her adımımız ’israf’ yaftası vurularak itibarsızlaştırılmaya çalışıldı. Havalimanlarından otoyollara, hükümet binalarından prestij projelerine kadar her alanda yapılan devasa işlerle ilgili tek bir takdir cümlesi kurulmadı. Oysa biraz ekonomi bilseler, biraz dünyayı tanısalar inşaat sektörünün ne derece kritik bir konuma sahip olduğunu anlayabilir."


İnşaat alanındaki her hamlenin 250’den fazla alt sektörü etkilediğinin altını çizen Erdoğan, ”Sadece ülkemizde 6 milyon insan doğrudan ve dolaylı olarak bu sektörden geçimini sağlıyor. Firmalarımızın yurt dışında aldığı işler hem ülkemize döviz kazandırmakta hem de Türkiye’nin marka değerini yükseltmektedir. Rakamlar, ülkemizin bu alandaki başarısını açıkça ortaya koymaktadır. Türk inşaat sektörü, yurt dışı faaliyetlerine 1972 yılında başladı. Aradan geçen 52 yıllık sürede firmalarımız 137 ülkede, 515 milyar dolar değerinde 12 bin 277 proje üstlendi. 2005 yılında toplam üstlenilen proje bedelinde ilk defa 10 milyar doları aştık” dedi.


2012, 2013 ve 2021 yıllarında 32 milyar dolarlık proje tutarlarıyla bu alanda rekor kırıldığını kaydeden Erdoğan,” 2023 yılında ise Rusya-Ukrayna çatması gibi tüm dünyayı etkileyen sorunlara rağmen yıllık proje büyüklüğü 28 milyar dolar olarak gerçekleşti. 2000’li yılların başında ortalama proje bedeli 21 milyon dolar iken 2023 yılında bu rakam 65 milyon dolara ulaştı. Yani her alanda, her başlıkta çok ciddi ilerlemeler kaydettik. Yılmadan, yorulmadan, engellere aldırmadan çalışarak bugünlere geldik. İnşallah bunları çok daha yukarılara taşıyacağız. Sektörün geleceğiyle ilgili tahminler bu noktada umutlarımızı artırıyor. En büyük 250 müteahhitlik firmasının toplam uluslararası gelirleri 2002 yılında 106,5 milyar dolar seviyesindeydi. 2023 üç yılında bu tutar 430 milyar dolar sınırına geldi. 2030’larda bunun 750 milyar dolara çıkması bekleniyor” diye konuştu.


Her yıl büyüyen bu pastadan Türk şirketlerinin de hak ettikleri payı alacağına inandığını belirten Erdoğan şunları söyledi.” "Şunun bilinmesini isterim, sizlerin başarısı ülkemizin başarısıdır. Yurt dışındaki başarılarınızla sadece ekonomimize değil ülkemizin dünya üzerindeki itibarına da büyük katkılar sağlıyorsunuz. Biz de hükümet olarak her ihtiyacınızda, her meselenizde sizin yanınızda olmaya gayret gösteriyoruz. İş adamlarımızın, müteahhitlerimizin, girişimcilerimizin meselelerini yaptığımız görüşmelerde sık sık dile getiriyor ve çözüm arıyoruz. İnşallah bundan sonra da sizin yanınızda olmaya devam edeceğiz.”


Müteahhitlik firmalarının bu başarılarının aslında Türkiye’nin itibarını, gücünü, vizyonunu, dış politikadaki başarısını net biçimde ortaya koyduğunu son 22 yılda ekonomiden dış politikaya geniş bir yelpazede devrim niteliğinde adımlar atıldığını ifade eden Erdoğan,” Rahmetli Menderes’in başlattığı, merhum Özal’ın bir üst aşamaya taşıdığı dış politika ufkunu daha da genişletmenin gayretindeyiz. Burada öncelikle şu tespiti yapmamız gerekiyor, Türk dış politikası uzun yıllar içe dönük, tabiri caizse idare-i maslahatçı bir karaktere sahipti. ’Risk almayalım, kimseyi ürkütmeyelim, belli aktörlerle aman karşı karşıya gelmeyelim. Bu anlayış kendi yakın coğrafyasını ilgilendiren meselelerde dahi Türkiye’yi uzun yıllar tribünlere mahkum etti. Bu içe kapanıklığın faturasını ekonomi, dış ticaret ve yatırımlar başta olmak üzere birçok başlıkta ödedik. Halen de ödüyoruz. 2002’den itibaren dış politikamızda önemli bir paradigma değişikliği tarih kültür medeniyet eksenimize hak ettiği ağırlığı vermeye çalıştık. Komşularımızla ilişkilerimizi farklı mekanizmalarla güçlendirdik. Türk devletleri teşkilatı vasıtasıyla kardeşliğimizi ve işbirliğimizi perçinledik. Pek çok bölgesel ve uluslararası kuruluşla ortaklıklar tesis ettik. Afrika açılımından Latin Amerika açılımına ve yeniden Asya girişimine kadar daha önce sınırlı varlık gösterdiğimiz bölgelerle yeni köprüler kurduk. 2002 yılında yani göreve geldiğimiz dönemde ihracatımız 36 milyar dolardı. Biz bunu 7 kat artışla 256 milyar dolara çıkardık. Nereden nereye bugün Türk ürünlerinin girmediği neredeyse hiçbir ülke kalmadı” açıklamasını yaptı.


Turizmde göreve geldiklerinde 13 milyon turist sayısının 56, 7 milyon turist rakamına ulaştığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, son 20 yılda ekonominin ortalama yüzde 5,4 büyüdüğünü kaydetti.



Milli gelirin tarihinde ilk kez 1, 1 trilyon doları aştığını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ Artık trilyonu konuşuyoruz. Neredeydik? Bakın şimdi neredeyiz? Uluslararası yatırımlarda 270 milyar dolar sınırına yaklaştık. Yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde biraz önce de ifade ettim. Göz kamaştıran bir başarı yakaladık. Her kıtayla hemen her ülkeyle ekonomik ilişkilerimizde katbekat artış yaşandı” dedi.


Dış misyonların sayısını da gelişen ekonomik ilişkilerle paralel olarak yükselttiklerini dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin 261 yurt temsilcilikle dünyanın en geniş üçüncü ağına sahip ülkesi olduğunu vurguladı.


Buna benzer başarı örneklerinin daha da çoğaltılabileceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şunu da söylemek durumundayım. Dış politikada tüm bu açılımları yaparken çok sık eleştirilere maruz kaldık. Hiçbir temeli olmayan eksen kayması tartışması bunlardan biriydi. Türkiye Batı’dan uzaklaşıyor iftirası bunlardan biri. Avrupa’yla köprüleri atıyoruz paronoyası bunlardan biriydi. Daha bunun gibi nice haksız, tamamen safsatadan ibaret olan çoğu niyet okumasından öte hiçbir anlam ifade etmeyen bir sürü iddiayla uğraştık halen de uğraşıyoruz. 22 yıllık mücadele ve başarılarla dolu sürecin sonunda artık şu gerçeği çok biçimde görebiliyoruz” değerlendirmesini yaptı.



“Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz”


2024 Türkiye’sini 30-40 yıl öncesinin kalıplarına mahkum etmenin ülkeye yapılacak çok büyük bir haksızlık olduğunu söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Dünya değişirken ekonomide, üretimde, teknolojide, yeni güç merkezleri ortaya çıkarken biz de kendimizi buna adapte etmek mecburiyetindeyiz. Türkiye’nin dış politikada kendine yeni rotalar keşfetmesi tenkit edilecek değil takdir edilecek, övgüyle karşılanacak bir çabadır. Türkiye’nin Afrika’da, Latin Amerika’da, Asya’da ne işi var demek, küresel siyaseti doğru bir şekilde okuyamamaktır. Dış politikamızı, bölgesel ve küresel meselelerdeki tutumumuzu anlamamakta ısrar edenler hatta anlayıp da inatla çarpıtanlar olduğunun farkındayız. Biz bunlara asla ve asla kulak asmıyoruz” şeklinde konuştu.


Türkiye’yi bölgesel ve küresel bir ağırlık merkezi haline getirmek için her imkanı değerlendirdiklerinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan şunları kaydetti;


“ Uluslararası sistemde çeşitlenen ve artan bölgesel bloklar karşısında her yapı ve aktörle fırsat pencerelerini açık tutmaya çalışıyoruz. Dünyanın en hızlı büyüyen ekonomilerinin ve en büyük beş ekonomisinden üçünün bulunduğu Asya Pasifik ve Hint Okyanusu coğrafyasıyla işbirliğimizi güçlendirmemizden daha doğal hiçbir şey olamaz. Artık bayatlamış eksen tartışmalarının bizim nazarımızda geçerliliği yoktur.”



“Türkiye’nin ekseni de rotası da bellidir”


Türkiye’nin eksen ve rotasının belli olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Üyesi olduğumuz parçası, mensubu olduğumuz ittifaklarda bellidir. Her zaman söylüyorum, Türkiye olarak yüzümüz elbette batıya dönüktür. Ancak bu Doğu’’ya sırtımızı döneceğimiz Doğu’yu ihmal edeceğimiz, Doğu’yla ilişkilerimizi geliştirmeyeceğimiz anlamına kesinlikle gelmez. Siyah beyaz bir dünyada iki bloktan birinin tercih edilmek zorunda olduğu bir dünyada artık yaşamıyoruz. Kazan kazan temelinde dengeli, karşılıklı saygıyı esas alan bir yaklaşımla iş birliğimizi tüm ülkelerle tüm aktörlerle geliştirmeyi arzu ediyoruz. Son 22 yılda bunu yaptık ve yurt dışı müteahhitlik hizmetlerinde olduğu gibi çok önemli başarılar elde ettik. İnşallah bundan sonra da korkularla değil özgüven içinde hareket etmeyi sürdüreceğiz” dedi.



Türkiye’nin ekonomide, demokraside, küresel siyasetle hak ve özgürlüklerde hedeflerine ulaşabilmesi için yeni anayasa ihtiyacını sık sık dile getirdiklerini belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, sivil anayasa çağrısını bir kez daha yineledi. Erdoğan, “Siviller eliyle yapılmış tamamen sivil iradenin ürünü bir anayasa 15 Temmuz gecesi göğsünü tanklara siper eden kahraman milletimize karşı borcumuzdur. Darbe mahsulü mevcut Anayasanın yapılan tüm değişikliklere rağmen Türk demokrasisine yakışmadığını hepimiz çok ama çok iyi biliyoruz. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak milletimizi yeni, sivil ve kuşatıcı bir anayasa ile buluşturma irademizi farklı vesilelerle çok net biçimde ortaya koyduk. Yeni anayasadan neyi murat ettiğimizi, kırmızı çizgilerimizin neler olduğunu da şüpheye mahal bırakmayacak şekilde defalarca izah ettik” açıklamasını yaptı.


Demokratik siyasette, düşüncenin ifade edilmesine engel olunamayacağını söyleyen Erdoğan, “Şiddeti teşvik etmediği, terörü övmediği, hakarete varmadığı sürece katılmasak ve doğru bulmasak dahi farklı fikirlere müsamahayla yaklaşmak zorundayız. Bugüne kadar siyasette bu çizgiyi daima korumaya gayret ettik. Ancak maksimalist söylemlerin anayasa tartışmalarına katkı sunmak yerine bilakis ket vuracağını düşünüyoruz” dedi.



"Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur”


Cumhurbaşkanı Erdoğan, HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Yapıcıoğlu’nun Anayasa’nın 4 maddesi ile ilgili sözleriyle başlayan tartışmaya yönelik de açıklamalarda bulundu. Erdoğan,” Tekrar Altını çizerek söylüyorum. Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur. Özellikle Cumhur İttifakı’nın böyle bir sıkıntısı, böyle bir derdi de yoktur. Partimizin bu konudaki duruşu tutumu, yaklaşımı gayet açıktır. Biz mümkün olan en geniş toplumsal mutabakatla yeni anayasa sürecini yönetmek ve başarıyla neticelendirmek arzusundayız. Biz milletimizi darbe anayasasından bir an önce Türkiye’nin önünü açmak istiyoruz. Siyaset kurumunun da yeni anayasa sürecine yapıcı ve mutedil bir anayasa anlayışıyla yaklaşması gerektiğine inanıyoruz” diye konuştu.



Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Anayasanın ilk 4 maddesiyle ilgili bizim açımızdan herhangi bir tartışma yoktur

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Büyükçekmece Belediyesi’nden sosyal tesis ve anıt açılışı Büyükçekmece Belediyesi tarafından Demokrasi Parkı Çınaraltı Sosyal Tesisi ile Adalet ve Özgürlük Anıtı’nın açılışı yapıldı. Büyükçekmece Belediyesi tarafından Büyükçekmece Sahil’nde Demokrasi Parkı Çınaraltı Sosyal Tesisi açılışı ve Büyükçekmece Belediye Meclisi tarafından ilan edilen 2026 yılı Adalet ve Özgürlük Yılı kapsamında, ‘Adalet ve Özgürlük Anıtı’ açılış törenleri gerçekleştirildi. Törene, Büyükçekmece Belediye Başkanvekili Hakan Çebi, hakkında açılan soruşturma kapsamında görevden uzaklaştırılan ve cezaevinde tutuklu bulunan Büyükçekmece Belediye Başkanı Hasan Akgün’ün eşi Hatice Akgün ve çok sayıda vatandaş katıldı. İlk olarak Çınaraltı Sosyal Tesisi açılışı kurdele kesimi ile yapıldı. Ardından Adalet ve Özgürlük Anıtı açılışı gerçekleştirildi. Açılışta Hasan Akgün tarafından cezaevinden gönderilen mektup okundu. Açılış töreninde konuşan Büyükçekmece Belediye Başkan Vekili Hakan Çebi, "Büyükçekmece Belediye Meclisimizde aldığımız kararla 2026 yılını ‘Adalet ve Özgürlük Yılı’ ilan ettik. Bugün burada açılışınızı yaptığımız bu eser işte bu ortak değerlerin ortak vicdanın somut ifadesindir. Bu heykelin kanatları kapalıdır. Çünkü özgürlük her zaman uçmak değildir. Bazen dimdik ayakta durmak sabırla beklemek inandığın yoldan sapmamaktır. Bu heykel susmayanları vazgeçmeyenleri zor zamanlarda adalet talebini diri tutan halkın duruşunu temsil ediyor. Bu heykel özgürlükten ve halkın iradesinden yana olan herkesin simgesidir. Bugün burada bir de sandığımız var. Bu sandığa mektuplarınızı atarak kendi sesinizi kendi yüreğinizi umutlarınızı doğrudan bu meydanda görünür kılabilirsiniz. Bu sandık halkın iradesinin adalet ve özgürlük talebinin yaşayan bir simgesidir" dedi.
Düzce Düzce Belediyesi’nden musiki ziyafeti Düzce Belediyesi, Türk sanat müziğinin yaşayan efsanesi Amir Ateş’i sanatseverler ile buluşturdu. Konserde, Ayşe Taş şefliğindeki Türk Sanat Müziği Korosu ile birlikte sahneye çıkan Amir Ateş, sevilen bestelerini seslendirerek, sanatseverlere unutulmaz bir gece yaşattı. Türk musikisinin yaşayan en önemli bestekarlarından Amir Ateş’in birbirinden kıymetli eserleri, Ayşe Taş Sanat Akademisi Türk Sanat Müziği Korosu’nun icrasıyla Düzce’de sanatseverlerle buluştu. Prof. Dr. Erol Güngör Kültür Merkezi’nde düzenlenen konser, izleyenlere unutulmaz bir musiki gecesi yaşattı. Konsere; Vali Selçuk Aslan, Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü, Düzce Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nedim Sözbir, Ayşe Taş Sanat Akademisi Korosu Başkanı Birgül Devrim, onur konuğu Amir Ateş ve eşi ile çok sayıda davetli katıldı. Ayşe Taş şefliğinde sahne alan koro, Türk sanat müziğinin yaşayan çınarı, son mevlidhan ve bestekar Amir Ateş’in hafızalara kazınan eserlerini seslendirdi. Sahneye davet edilen Amir Ateş koroya eşlik ederken, sanatseverler usta bestekârı canlı dinlemenin mutluluğunu yaşadı. Konserin ardından Düzce Valisi Selçuk Aslan ve Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü tarafından Ayşe Taş ve Amir Ateş’e çiçek takdim edildi. Programda konuşan Düzce Valisi Selçuk Aslan, Amir Ateş’i Düzce’de ağırlamaktan büyük gurur duyduklarını belirterek, "Amir Ateş hocamızı bugün Düzce’mizde misafir etme noktasında gösterdiği özveri ve ev sahipliği noktasında Sayın Başkanımız Dr. Faruk Özlü’ye teşekkür etmek istiyorum. Gelişen büyüyen bir Düzce’miz var, iddialıyız. Türkiye’de birçok sosyo ekonomik parametrede önde giden bir vilayetiz. Kültür sanat noktasında da Düzce Belediyemizin, sayın bakanımızın liderliğinde kültüre, sanata, estetiğe vermiş olduğu değer her türlü takdirin üzerinde ve alkışı hak eden bir değerdir. Ben tekrar Amir Ateş hocamıza vilayetimize hoş geldiniz diyor, emek veren Ayşe Taş hanımefendiye, Birgül Devrim Hanımefendiye ve koroda ve sazende heyette yer alan arkadaşlarımıza teşekkürlerimi sunuyorum" dedi. Düzce Belediye Başkanı Dr. Faruk Özlü ise Amir Ateş’i Türk sanat müziğinin günümüzde yaşayan en büyük ustalarından biri olarak nitelendirerek, "Hocamız yaşayan son hafız bestekar, çok kıymetli, çok değerli. Hocam Düzce’mize şeref verdiniz, sağ olun" ifadelerini kullandı. Ayşe Taş, Amir Ateş’in eserlerini seslendirmenin kendileri için büyük bir onur olduğunu vurgulayarak, sanata ve sanatçıya verilen destekten dolayı teşekkür etti. Geceye duygusal sözlerle katkı sunan Amir Ateş ise, Düzce’de bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek, "Musikimizi seven, destekleyen insanlar oldukça Türk Sanat Müziği yeniden güçlenecek ve ülkemizin dört bir yanına yayılacaktır" dedi. Sanatseverlerin yoğun ilgisiyle gerçekleşen konser, izleyicilerden aldığı uzun süreli alkışlarla taçlandı. (ALI-