EKONOMİ - 18 Mart 2024 Pazartesi 23:06

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

A
A
A
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Ankara Sanayi Odası’nın (ASO) 60’ıncı yıl dönümü nedeniyle Ankara’da bir otelde düzenlenen ‘ASO 60’ıncı Kuruluş Yılı Ödülleri’ törenine katıldı. Tören, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü nedeniyle saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başladı. Programda ASO’nun 60. kuruluş yılı nedeniyle bir slayt gösterisi yayınlanırken, Üretimin Ritmi Orkestrası konser verdi.

Programda konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 109. yıl dönümü nedeniyle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları başta olmak üzere tüm şehitlere Cenab-ı Allah’tan rahmet diledi. Konuklara Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın selamlarını ileten Yılmaz, “Bir taraftan Gazze’de yaşananlar, Orta Doğu’da gördüğümüz barbarlıkta içimizi yakıyor, yüreklerimizi dağlıyor. Gıda almak için sıra bekleyen masumların dahi katledildiği bu barbarlık karşısında tüm insanlığa barış ve hayırlar getirmesini diliyoruz Ramazan’ın. Bir an önce bir ateşkes sağlanmasını, siyasi bir sürecin başlamasını hem bölgemize, hem tüm insanlık adına beklediğimizi bir kez daha ifade ediyoruz. Türkiye Cumhuriyeti olarak da Sayın Cumhurbaşkanımız, ilgili bakanlarımız, tüm kurumlarımızla bu yönde çaba sarf etmeye devam ediyoruz” ifadelerini kullandı.

“Dünya genelinde manşet enflasyonun düşmeye başladığını, çekirdek enflasyonun ise halen nispeten yüksek seyrettiğini görüyoruz”

Covid-19 salgını ve Rusya-Ukrayna savaşının ardından küresel ekonomide toparlanmanın yavaş ve düzensiz de olsa sürdüğünü belirten Yılmaz, “Küresel büyümedeki zayıf seyir devam ederken, jeopolitik riskler fiyatların oynaklığını ve risklerini arttırıyor. Bununla birlikte dünya genelinde manşet enflasyonun düşmeye başladığını, çekirdek enflasyonun ise halen nispeten yüksek seyrettiğini görüyoruz. Önde gelen Merkez Bankaları enflasyonu düşürmek için sıkı para politikası uygulamayı sürdürüyor. İmalat sanayi özellikle gelişmiş ülkelerde görece zayıf durumdayken, hizmetler sektörünün son dönemde hafif de olsa toparlanma içinde olduğunu görüyoruz. Böyle bir küresel iklimde geçtiğimiz yıldan bu yana ekonomimizde belirsizliği azaltıcı, tüm sektörlerin önünü daha net görebileceği politikaları hayata geçiriyoruz. Ekonominin düşmanı belirsizlik. Belirsizliği ne kadar azaltırsanız, öngörülebilirliği arttırırsanız ekonomiye de o derece güç vermiş olursunuz” diye konuştu.

Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası iş adamlarıyla istişare içinde ilgili kesimlerle, işçisi, işvereni tüm taraflarla istişareler içinde hazırlanan Orta Vadeli Program ve Kalkınma Planı ile birlikte politika belirsizliklerinın de ortadan kalktığını vurgulayan Yılmaz, “Gerek para politikası, gerek maliye politikası, gerek yapısal reformlar konusunda oldukça detaylı bir yol haritasını toplumumuzla paylaştık. Bizzat Cumhurbaşkanımız, Orta Vadeli Program’ı paylaştı. Dolayısıyla siyasi belirsizliklerin ve politika belirsizliklerinin minimum düzeye indiği bir ortamda, öngörülebilirliğin sağlandığı bir ortamda politikalarımızı hayata geçiriyoruz. Bunun da üç ayağı var biliyorsunuz; para politikası, maliye politikası ve yapısal reformlar. Her üç sütunu da birbiriyle ilişkilendirerek güçlü bir ekiple ve koordinasyon içinde hayata geçiriyoruz” ifadelerini kullandı.

“Yerel seçimler makro politikaların değişme ihtimali olan seçimler değil”

Yerel seçimler vesilesiyle bazı tartışmalar yaşandığını gördüklerini aktaran Yılmaz, “Bunların hiçbir zemine sahip olmadığını bir kez daha buradan ifade etmek isterim. Yerel seçimler makro politikaların değişme ihtimali olan seçimler değil. Yerel seçimler, yerel seçimlerdir. Genel seçimlerle Meclis belirlenir, hükümet belirlenir. Ulusal düzeyde politikalar belirlenir. Yerel seçimler ise ilimizin, şehrimizin yönetimiyle yerel hizmetlerle ilgili seçimlerdir. Dolayısıyla bu yerel seçim vesilesiyle makro politikalarımız konusunda yapılan tartışmaların hiçbir zemine sahip olmadığını, spekülatif birtakım söylemlerden ibaret olduğunu ifade etmek isterim” dedi.

“Enflasyonla mücadelede mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalışıyoruz”

Enflasyonla mücadelede mali disiplinin sağlanması, büyümenin dengelenmesi, cari açığın azaltılması ve rezervlerin güçlendirilmesi için çalıştıklarını söyleyen Yılmaz, “Eş zamanlı bir şekilde bütün bu alanlarda çaba sarf ediyoruz. Dünya ekonomisi geçtiğimiz yıl 2023’de yüzde 3 civarında büyürken, Türkiye ekonomisi olarak yüzde 4,5 büyümeyi sağladık. Biliyorsunuz dünya ekonomisi tarihsel ortalamalarının altında yüzde 3.6 civarında son 20 yıl ortalaması, dünya büyümesi geçen yıl yüzde 3 civarında gerçekleşti. Dolayısıyla dünya ticareti ve ekonomisi tarihsel ortalamaların altında. Bizim ise son 20 yıl büyüme oranımız, ortalama yıllık büyüme oranımız 5.4. Biz de tarihsel ortalamamızın bir miktarı altında 4.5 olarak gerçekleşti büyümemiz. Ama dünyayla mukayese ettiğimizde yine dünyanın bir buçuk puan daha üstünde bir büyüme hızını hayata geçirmiş olduk. Orta Vadeli Program’da öngördüğümüz büyümenin de bir miktar üstünde bir büyümeyle 2023 yılını kapatmış olduk” ifadelerini kullandı.

Yılmaz, sanayi yatırımlarının güçlü bir şekilde yoluna devam ettiğini, büyümenin kompozisyonunda yatırımların önemli bir noktaya doğru hareket ettiğini gösterdiğini kaydetti.

“Enflasyon temel meselemiz. Burada mücadeleyi uzun ve orta vadeli bir perspektifle kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor”

"Enflasyon temel meselemiz. Burada mücadeleyi uzun ve orta vadeli bir perspektifle kararlılıkla sürdürmemiz gerekiyor" diyen Yılmaz, “Dünyada da böyle, bizde de böyle. Bize özgü bir şey değil. Bütün dünyada enflasyonla mücadele belli bir zaman alan bir mücadele. Burada kararlılık göstermemiz, sabırla doğru politika, ısrarla ve sabırla takip etmemiz önemli. Doğrultuyu görmemiz önemli. Gündelik değişimler olabilir. Dünyada bir haber çıkar, bir hadise olur, Türkiye’de konjonktürel, günlük haftalık gelişmeler olabilir. Bunları bir kenara koyarak söylüyorum. Esas mesele politika çerçevemiz ve doğrultunuzdur. Bunun sizi nereye götürdüğü; doğru bir yola girmişseniz er veya geç hedefinize ulaşırsınız. Bir hafta erken olur, üç gün geç olur ama hedefinize ulaşırsınız. Dolayısıyla politika çerçevemiz ve gittiğimiz yolun önemli olduğunu ifade etmek istiyorum” açıklamalarında bulundu.

“Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

Enflasyonla mücadelede aylık sonuçlar almaya başladıklarını söyleyen Yılmaz, “Ocak ve şubat biraz beklentilerin üstünde geldi. Çeşitli sebeplerle burada vakit açısından detayına girmek istemiyorum. Ama giderek ivme kaybediyor, kaybedecek. Martla birlikte bunu daha da göreceğiz inşallah. Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz. Mayıstan sonra yaz aylarında haziran enflasyon rakamlarını aldığımızda, ki haziranın rakamı çıkıyor biliyorsunuz. Ama hazirandan başlayarak fiilen yıllık bazda enflasyondaki belirgin düşüşleri de göreceğiz. Yılın ikinci yarısında bu düşüşleri göreceğiz. 2025yılı için Orta Vadeli Program’da öngördüğümüz yüzde 15’ler civarında bir enflasyon. 2026 için ise tek haneli enflasyona yeniden dönüşü öngörüyoruz. Buna göre bütün planımızı, programı yapmış durumdayız” dedi.

Yılmaz, cari açıkta bir gerilemenin olduğunu, cari açığın 2023 ortalarında 60 milyar dolarlara kadar çıktığını ifade etti.

“Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri cari açıktır”

Cari açığın yıl sonunda 45 milyara gerilediğini belirten Yılmaz, “Ocak ayında 37,5 milyar dolara kadar cari açığın düştüğünü görüyoruz. Yıllıklandırılmış, geriye doğru 12 aylık cari açıktan bahsediyorum. Şubat ayı verileri de geldi ama daha cari açık hesabı çıkmadı. Şubat ayındaki verilerden ön bir değerlendirme yapacak olursak daha da düşeceğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Muhtemelen 32, 33 milyar dolarlara falan düşecek cari açığımız. Bu da çok sevindirici. Türkiye’de sürdürülebilir kalkınmanın önündeki en büyük engellerden biri cari açıktır. Sürdürülebilir kalkınma açısından cari açığı belli bir seviyeye çekmek durumundayız. son derece olumlu bir gelişim trendi içinde olduğumuzu söyleyebilirim. Baktığımızda mayıs ayından ocak ayına 22.6 milyar dolar bir düşüş var cari açıkta. Bu iyileşmenin özellikle son dönemde ihracatçımızı destekleyen, ithalatı azaltıcı politikalarımızın ve dış ticareti dengelemeye dönük politikalarımızın burada etkili olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.

“Kadınların eğitimi arttıkça mesleki eğitimi arttı. Daha fazla kadın istihdamı göreceğiz”

Her gittiği yerde iş dünyasıyla buluştuğunu ve sorunları bildiğini söyleyen Yılmaz, “En önde gelen sorunlardan biri vasıflı ve birçok bölgemizde de vasıflı olmayan iş gücü bulmada zorluklar sanayicimizin dile getirdiği. Bunun üzerine hep birlikte gerçekten kafa yormalıyız, çalışmalıyız. Ekonomi Koordinasyon Kurulunda da bu konuları tartışıyoruz. Bir özel çalışma grubu da oluşturduk. Mesleki eğitim konusunda ciddi çalışmalar yürütüyoruz. Sizin de önemli işler yaptığınızı biliyorum bu konuda. İş gücü piyasamızla eğitim sistemimiz arasındaki örtüşmeyi arttırmamız gerekiyor. Kadınların eğitimi arttıkça, mesleki eğitimi arttı. Daha fazla kadın istihdamı göreceğiz. Bu iş gücü açığının kapanmasında ve girişimciliğin artmasında önemli bir katkıda bulunacak diye de inanıyorum” diye konuştu.

Sanayi istihdamında gençlerin üretken alanlara, sanayiye ve tarıma daha fazla yönlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Yılmaz, “Bu alanların prestijini de katkılarını da arttırıcı bir yaklaşım içinde olmamız gerekir. Gençler daha çok başka alanlara yöneliyorlar. Ama sanayiye ve tarıma gençlerin daha fazla ilgisini cezbetmek durumundayız” dedi.

 

Yılmaz, Türkiye’nin bankacılık sisteminin sağlam bir yapıya sahip olduğunu sözlerine ekleyerek, sermaye yeterlilik oranlarının yasal gerekliliklerin çok üzerinde olduğunu söyledi. Yılmaz, bütçe açığının milli gelire oranının 6,4 olarak öngörüldüğünü ancak 5,2 şeklinde gerçekleştiğini dile getirdi. 5,2 olarak gerçekleşen cari açığın 3,7’sinin depremle bağlantılı harcamalar olduğuna değinen Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, bütçe açığının deprem harcamaları hariç yüzde 1,6 civarında olduğuna dikkati çekti.

Risk primlerinin düştüğünün altını çizen Yılmaz, “İşte cari açığın düşmesi, bütçe açığının beklenenden daha düşük olması, kurdaki olumlu gelişmeler. Bütün bu risk unsurlarındaki olumlu gelişmeler kredi risk primlerimize yansımış durumda. CDS dediğimiz ülke risk primi geçen yılın ortalarında 700 civarındaydı. Bugün geldiğimiz noktada 300’ler civarında seyrediyor. Kredi derecelendirme kuruluşlarının da giderek ülkemizin yatırım notunu yükselttiğini görüyoruz. En FİTCH’in kararı oldu. Programımızı uyguladıkça, sonuçları almaya devam ettikçe bu notların daha da artacağından ve ülkede risk primlerimizin daha da aşağılara geleceğinden hiçbir şüphemiz yok” dedi.

“Trilyon dolarlık ekonomiler ligine girmiş olduk”

Yılmaz, geçen yıl 13 bin 110 doları bulan kişi başına düşen milli geliri 2026’da sonunda 15 bin dolara ulaştırmayı hedeflediklerini belirterek, “İlk defa geçen yıl trilyon dolarlık bir ekonomi olduk. Artık trilyon dolarlık ekonomiler ligine girmiş olduk. Bu 15 bin dolara doğru giden süreçte de yüksek gelirli ülkeler ligine dahil olmuş olacağız. Ekonomide de eşikler önemli. Eşitleri aşmak bazen zordur zaman alır ama o eşiği bir defa aştıktan sonra daha rahat bir şekilde yol alırsınız, mesafe alırsınız. Türkiye bu kritik eşiği kamusuyla, özel sektörüyle bir millet olarak güçlü bir devlet olarak aşacaktır. Bundan da hiçbir şüphemiz yok. Cumhurbaşkanımızın yüksek sahiplenmesiyle öncülük ettiği programımızı sabırla, ısrarla, kararlılıkla uygulamaya devam edeceğiz” değerlendirmesinde bulundu.

Mehmet Kalay - Berkay Hasan Karayakas - Burak Can Ekizoğlu - Kemal Diri



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz: “Mayıs ayına kadar yıllık enflasyonda ciddi bir gerileme beklemiyoruz”

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Ankara TVHB’den ’Dünya Veteriner Hekimler Günü’ dolayısıyla basın açıklaması Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) tarafından, ’Dünya Veteriner Hekimler Günü’ nedeniyle basın açıklamasında bulundu. TVHB Merkez Konseyi Başkanı Murat Arslan, Dünya Veteriner Hekimler Günü dolayısıyla Ankara’nın Ulus semtinde bulunan Zafer Anıtı önünde yaptığı basın açıklamasında, veteriner hekimlerin yaşadığı hak kayıplarına ve özlük hakları ihlallerine dikkat çekti. Arslan, bu sorunlara çözüm bulunmaması halinde önümüzdeki süreçte iş bırakma dahil tüm demokratik haklarını kullanacaklarını da açıkladı. "Veteriner hekimler olarak çok uzun zamandır, yaşadığımız hak kayıplarına rağmen fedakarca görevimizi yapmaya çalışıyoruz" Arslan, veteriner hekimlerin 1800’lü yıllardan beri yaptıkları çalışmalarla dünya literatürüne girmiş ve çığır açan araştırmalar yaptığını söyledi. Veteriner hekimlerin 1980’li yıllardan itibaren hem çalışma alanlarının daraldığını hem de özlük haklarında kayıplar yaşadığını belirten Arslan, şunları kaydetti: "Veteriner hekimler olarak çok uzun zamandır, yaşadığımız hak kayıplarına, ötekileştirilmeye ve yok sayılmaya rağmen fedakarca ve sabırla görevimizi yapmaya çalışıyoruz. Çünkü üstlendiğimiz görevlerin ihmal edilmesi, koruyucu hekimlik, aşı üretimi, güvenilir ve yeterli gıdaya erişim, hayvan, insan ve çevre sağlığı gibi hayati alanlarda ciddi sorunlara sebep olabilecek niteliktedir. Ancak aldığımız risklere ve yıllardır süren sabırlı bekleyişimize rağmen, yaşanan haksızlık ve mesleki değersizleştirme artarak devam etmektedir. Gelinen noktada, insan onuruna yakışır yaşam ve görev yapma şartlarımız tamamen ortadan kalkmış, önlem alınması kaçınılmaz hale gelmiştir." TVHB’nin meslektaşlarının insan onuruna yakışır şartlarda çalışmaları ve yaşamaları için çaba harcadığını belirten Arslan, "Mesleğimizin uğradığı haksızlıklara karşı yıllardır sürdürdüğümüz diyalog yolları artık tükenmiş, sorunlarımızı kamuoyuna açık ifade etmekten başka bir yol kalmamıştır" dedi. Arslan, yaptığı açıklamada, kamu veteriner hekimleri için bir dizi çözüm önerisi de sundu. Bu öneriler arasında fiili hizmet zammının geri getirilmesi, emekli veteriner hekimlere ek ödeme yapılması, Özel Hizmet Tazminatları ve ek ödemelerin artırılması, Tarım ve Orman Bakanlığı’nda çalışan veteriner hekim ve veteriner hekim kökenli şube müdürlerinin büyük proje tazminatından yararlanması ve veteriner hekimlerin ek göstergesinin aldıkları eğitimle orantılı olarak artırılmasının yer aldığını söyledi. “Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü yeniden açılmalıdır” Veteriner hekimlerin birçok sorunun olduğunu da dile getiren Arslan, "Cenevre veteriner hekimliği sözleşmesine aykırı olarak Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü ve bağlı birimleri reorganizasyon adı altında kapatılmış, mesleğimize ve hayvancılığa önemli bir darbe vurulmuştur. Zaman geçirilmeden doğrudan Bakana bağlı Veteriner İşleri Genel Müdürlüğü yeniden açılmalıdır. Plansız arttırılan fakültelerle eğitimde nitelik tartışılır hale gelmiş, her yıl mezun olan 3 binin üzerinde genç veteriner istihdam sorunu yaşamaya başlamıştır. Hiçbir uygulama dersi almadan iki yıllık uzaktan eğitim bölümlerinden mezun olanların veteriner fakültelerine geçiş yapması bilime aykırı olup, hayvan ve insan sağlığı açısından da risktir. Atanamayan binlerce genç meslektaşımızın umutları kırılmış, geleceklerini yurt dışında aramaya başlamışladır. Son iki yılda yurt dışına gitmek için başvuranların sayısı 20 kat artmıştır. İnsana yapılan yatırım boşa gitmiş, nitelikli beyinler ülkeyi terk etmeye başlamışlardır. Serbest çalışan veteriner hekimler orantısız mevzuatın getirdiği ağır ceza ve baskılarla hastalarına yeterli zaman ayıramaz, işlerini yapamaz hale getirilmişlerdir. Belediyelerde çalışan veteriner hekimler, merkezi ve yerel idarecilerin inisiyatif almamaları nedeniyle hedef haline getirilmiş, mobing, psikolojik ve fiziki şiddet altında çalışmak zorunda kalmışlardır. Veteriner hekimler sağlıkta şiddet yasası kapsamı dışında tutulduğundan çalıştıkları her alanda şiddet girişimlerine açık hale gelmişlerdir. Gıda, ilaç ve diğer alanlarda çalışan veteriner hekimler yıllardır iş ve ücret güvencesi olmadan çalıştırılmaktadırlar" ifadelerini kullandı. Arslan, tüm bu sorunların çözümü için yetkililere harekete geçme çağrısında bulunarak, veteriner hekimlerin hayvan ve insan sağlığı için kritik öneme sahip bir meslek grubu olduğunu ve bu mesleğin sorunlarının acilen çözülmesi gerektiğini kaydetti. Uzun soluklu hayvancılık politikalarının uygulanmaması ve ithalat nedeniyle yetiştiricinin zor duruma düştüğünü vurgulayan Arslan, sürdürülebilir bir hayvancılığın her geçen gün zorlaştığını belirtti. Büyükbaş ve küçükbaş hayvancılık alanında çalışan veteriner hekimlerin çalıştıkları alanı bırakmak zorunda kaldıklarını aktaran Arslan, "Bu durum önümüzdeki yıllarda bu alanda çalışan veteriner hekim yokluğu nedeniyle hayvancılığa daha çok zarar verecektir" diye konuştu.
İstanbul Hepsiburada, drone ile teslimatı test ediyor Hepsiburada, ana destekçisi olduğu SDN Summit’in ilk gününde üzerinde çalıştığı Drone Teslimatı’nı ilk kez tanıttı. Test uçuşunun yapıldığı alanı ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, projeyle ilgili bilgi alarak, başarı dileklerini iletti. E-ticaret platformu Hepsiburada, ana sponsorlarından biri olduğu ve 27-28 Nisan tarihlerinde Haliç Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilen SDN Summit etkinliğinde, çalışmalarını tamamladığı Drone ile Teslimat’ı ilk kez tanıttı. Test uçuşu yapılan tanıtım alanını ziyaret eden Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin’den projeyle ilgili bilgi aldı. Kacır, projeyle ilgili duyduğu memnuniyeti belirterek, emeği geçenlere teşekkür etti. Test kapsamında, Haliç Kongre Merkezi’nin bahçesinde deneme teslimatı da gerçekleştirildi. Proje tamamlandığında e-ticaret platformu üzerinden verilen siparişler dronla dakikalar içerisinde alıcısına teslim edilebilecek. Teknolojiseverlerin yoğun ilgi gösterdiği etkinliğin açılış bölümünde Hepsiburada CEO’su Nilhan Onal Gökçetekin de bir konuşma yaptı. Gökçetekin konuşmasında, teknoloji, inovasyon ve girişimcilik üzerine görüşlerini paylaştı. “Hepsiburada’nın ilk günden beri amacı pozitif etki oluşturmak” Gökçetekin, Türkiye’deki e-ticaret hikayesinin, e-ticaret platformunun hikayesine paralel olduğunu hatırlatarak ticareti dijitalleştirme vizyonuyla teknolojinin yıkıcı değil, yapıcı gücüne odaklandıklarını ve tüm paydaşları için pozitif sosyal etki oluşturmayı hedeflediklerini belirtti. Hepsiburada’yı ‘e-ticaretin okulu’ olarak nitelendiren Gökçetekin, pazaryeri modeli ve oluşturdukları ekosistem sayesinde; KOBİ’lerin, aile işletmelerinin, kadın girişimcilerin ve kooperatiflerin dijitalleşme süreçlerinin her adımında yardımcı olduklarını belirterek, “Bugüne dek 400 bini aşkın şirketin dijitalleşmesini destekledik, 5 milyon kişinin geçimine katkıda bulunduk. Böylece ülkemizin kapsayıcı ve sürdürülebilir büyümesine, refahına katkı sağlıyoruz. E-ticaret platformunun ilk günden beri amacı pozitif etki oluşturmak. Girişimci ruhumuzla oluşturduğumuz HepsiJet, Hepsipay ve HepsiAd gibi hizmetlerimize işletmelere uçtan uca anahtar teslim çözümler sunuyoruz” dedi. “Türkiye’nin en büyük yerli e-ticaret oyuncusu” E-ticaret platformunun dünya teknoloji borsası NASDAQ’ta Türk bayrağını dalgalandıran ilk ve tek Türk şirketi olduğunu ve bu temsilin kendilerine ayrı bir sorumluluk da yüklediğini vurgulayan Gökçetekin, Türkiye’nin en büyük yerel e-ticaret oyuncusu olduğunu ifade etti. Hem kurucusu hem CEO’su kadın olan nadir şirketlerden biri olduklarını belirten Gökçetekin “Nasdaq şirketleri arasında bile, bizim gibi bir şirket yok. Tıpkı oluşturduğumuz ekosistemdeki gibi, şirketimizin de kapıları herkese açık. Kadınların gücüne inanıyoruz ve dünya çapındaki yetenekleri işe alıp bünyemizde tutmak istiyoruz. Mühendislerimizin yüzde 38’ini kadınlar oluşturuyor. Bu oran dünya ortalamasının üzerinde, biz bu oranı daha da yükseltmeye kararlıyız” şeklinde konuştu. Hepsiburada’yı, E-ticaretin Milli Takımı olarak gördüğünü vurgulayan Gökçetekin, “Binlerce mühendisten, e-ticaretin içinde yetişmiş binlerde yetenekten oluşan harika bir ekibimiz var. Benim hedefim, platformumuzun ekosistemiyle Türkiye’de e-ticaret ekosistemini büyütmek. Türkiye’ye de bunun için döndüm” dedi. “Hedef, 2030’a kadar 120 bin girişimci kadına ulaşmak” Geçtiğimiz yıl 6 Şubat’ta gerçekleşen deprem felaketinin ardından hayata geçirdikleri Deprem Bölgesine Ticaret ve Teknoloji Programı ile hem fiziksel hem de teknolojik destek sunarak bölgedeki binlerce işletmeyi tekrar ayaklandırdıklarını belirten Gökçetekin, programla birlikte iki sene boyunca bölgeye destek vereceklerine, teknoloji ve ticari yetkinlikleriyle bölgedeki e-ticaret ekosistemini geliştireceklerine yönelik olarak Hepsiburada Sözü verdiklerini ifade etti. E-ticaret platformu olarak bu yıl 8. yılına girecek olan Girişimci Kadınlara Teknoloji Gücü programıyla 50 bin kadına destek verdiklerini ve gerekli destek ve teşvik sağlandığında kadınların neler başarabileceğini tüm Türkiye’ye gösterdiklerini ifade eden Gökçetekin, kadın girişimcilere verdikleri devam ederek programdan yaralanan kadın sayısını 2030 yılının sonuna kadar 120 bine çıkarmayı hedeflediklerini aktardı. “LinkGelir ile 2024 yılında ev ekonomisine 1 milyar TL destek” E-ticaret platformu olarak kazandıklarını on binlerce satıcının yanı sıra, müşterileriyle de paylaşarak büyütmeyi arzuladıklarını ve bu amaçla Link Gelir modelini başlattıklarını belirten Gökçetekin, bu yıl projeyi yenileyerek müşterilerin beğendikleri ürünlerin linkini doğrudan arkadaşlarıyla, sevdikleriyle paylaşarak gelir elde edebileceklerini ve paylaştıkça kazanmayı daha kolay ve hızlı hale getirdiklerini vurguladı. Bugüne kadar bu modelden en çok kadın müşterilerinin yararlandığını belirten Gökçetekin, 2024 yılında, Link Gelir modelimizle ev ekonomisine 1 milyar TL destek olmayı hedeflediklerini aktardı. E-ticaret platformunun tüketici elektroniğindeki lider konumunu vurgulayan Nilhan Onal Gökçetekin, ayrıca en son teknolojiler için Türkiye’deki 1 numaralı adres olmaktan gurur duyduklarını ifade etti. Konuşmasında son olarak teknoloji alanında içerik üreten/üretmek isteyenlerin bir araya geldiği bir program olan TechStars ile alanında uzman gamer, streamer, teknoloji editörü gibi teknoloji alanında içerik üreten 200 kişiyi tek çatı altında topladıklarını aktaran Gökçetekin, bu ağı daha da genişletmek istediklerini belirterek, teknoloji alanında içerik üreten/üretmek isteyen, kendini denemek isteyen herkesi TechStars programına davet etti.
Gaziantep Yazar Samiha Ayverdi eserleriyle anıldı Gaziantep Büyükşehir Belediyesi (GBB) ve Türk Kadınları Kültür Derneği iş birliğinde vefatının 31’inci yılında mütefekkir, mutasavvıf, yazar Samiha Ayverdi eserleriyle anıldı. Türk Arkeoloji ve Kültürel Miras Enstitüsünde Ayverdi’yi eserleriyle anmak amacıyla panel gerçekleştirildi. Programa, Büyükşehir Belediye Başkanvekili Feray Yılmaz, Gaziantep Kent Konseyi Başkanı Dr. Samet Bayrak, GBB Gazikültür Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Hakan Tanrıöver, Gazikültür Genel Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar ve Türk Kadınları Kültür Derneği temsilcileri katıldı. Gaziantep Büyükşehir Belediyesi Başkanvekili Feray Yılmaz, Gaziantep’te, Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin’in 10 yıldır yaptığı çalışmalarda kadın konusunun çok daha fazla öne çıkmaya başladığını belirterek, “Gazikültür AŞ, kurulduğu günden itibaren kültür, tarih ve sanat alanlarında çok güzel işlere imza atıyor. Gaziantep Büyükşehir, sanatın, kültürün her zaman yanında olmaya devam edecek” dedi. GBB Gazikültür Yönetim Kurulu Başkanı Muhammed Hakan Tanrıöver ise Samiha Ayverdi’yi anmanın büyük mutluluk olduğunu ifade ederek, “Ayverdi, çok nadide, çok özel eserlere sahip. Benim de kendisiyle tanışmam ‘İstanbul Geceleri’ eserini okumakla başladı. Gerçekten bugün burada siz güzide temsilcilerle bu toplantıyı icra etmek, bizim için büyük öneme sahip” ifadelerini kullandı. Gazikültür Genel Müdürü Prof. Dr. Halil İbrahim Yakar da mütefekkir, mutasavvıf, yazar Samiha Ayverdi’yi bugün burada anmanın kendileri için gurur verici olduğunu dile getirerek, “Samiha Ayverdi, bizler için çok kıymetli. Gazikültür, özellikle kadınlarla ilgili çok önemli çalışmalara imza attı. Bu programda bunlardan birisi” diye konuştu. Program, daha sonra Prof. Dr. Mustafa Fayda’nın moderatörlüğünde Prof. Dr. Mehmet Demirci ve Doç. Dr. Ayhan Pala’nın katıldığı “Kölelikten Efendiliğe” ve “Samiha Ayverdi’nin Eserlerinde Siyonist Yahudiler” konulu panelle devam etti.
Denizli Avcılar yangın gönüllüsü oldu Denizli’de Buldanlı avcılar, orman yangınlarında mücadelede eden ekiplere destek ve yardım amacıyla gönüllü yangın savaşcısı oldul. Buldanlı avcılar, orman yangınlarına karşı mücadele etmek için gönüllü oldular. Geçmiş dönemlerde, şu anda Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğü görevini yürüten Hamdi Akan’ın, Buldan Orman Şefliği döneminde Buldan Kara Avcılar Derneği işbirliği ile çalışma yürüttüklerini dile getiren Buldan Kara Avcılar Derneği Başkanı Hakan Aytekin “Bu çalışmayı günümüzde de yapmak, yangına müdahalelerde Orman çalışanlarımıza destek vermek, milli servetimizi olan ormanlarımızı korumak ve toplumumuzu bilinçlendirmek amacıyla yangın gönüllüleri birliği oluşturmayı amaçladık. Üyelerimizle birlikte, Türkiye’nin ilk yangın gönüllüsü olan Buldan Kara Avcılar Derneğinde çoğu rahmetli olan başkan ve üyelerimizden aldığımız bayrağı taşımak için gönüllü yangın ekibi oluşumuna katılma kararı aldık. Buldan Orman İşletme Müdürlüğümüzün Üç Yol orman deposu ve yangına müdahale binasında yirmi kişilik gruplar halinde orman şefi Mutlu Kublay ve personeli tarafindan eğitim alarak gönüllü yangın ekibi olmak için hazırlanıyoruz. Ekibe katılan arkadaşlara ekipmanları orman işletme müdürlüğümüz tarafından temin edilecektir. Özellikle kırsal mahallelerimizde oluşturulacak ekiplerimiz, olası orman yangınlarında ilk müdahaleyi yapacak ekiplere destek olacaklar. Unutulmasın ki dağlarda yolları ve giriş çıkışları en iyi çobanlar ve avcılar bilir. İnşallah yangın ve benzeri felaketler yaşanmazda bizlere de iş düşmez” dedi.
Kırıkkale Kuraklık her geçen gün etkili oluyor: Yağmur için dualar edildi, ekmekler dağıtıldı Kırıkkale’de azalan yağışlar ve aşırı sıcaklara bağlı kuraklığın sürmesi üzerine vatandaşlar yağmur duası etti. Yahşihan ilçesinde bir araya gelen kadınlar ise imece usulüyle pişirdikleri ekmekleri vatandaşlara dağıttı. İç Anadolu Bölgesinde en çok kuraklıktan etkilenen illerden biri olan Kırıkkale’de vatandaşlar yağmur duası ediyor. Kış ve bahar aylarında yağışların az olması sebebiyle kentte, son yılların en kurak mevsimi yaşanıyor. Türkiye’nin en uzun nehri Kızılırmak’ta da su seviyesi düştü. Yahşihan ilçesinden geçen bölümde de ırmak yatağında adacıklar ortaya çıktı. Bu sebeple birçok ilçede vatandaşlar, yağmur duası ediyor. Yahşihan ilçesinde 300 haneli sitenin bahçesinde toplanan kadınlar, imece usulüyle "yağmur ekmeği" yaptı. Duaların kabulü, yağmurun yağması ve yılın bereketli geçmesi için pişirilen ekmekler, vatandaşlara ikram edildi. Doğanlık Mahallesi muhtarı Doğan Ulusoy, İHA muhabirine, toplanma amaçlarının yağmur duası edip, vatandaşlarla birlikte kaynaşmayı sağlamak olduklarını söyledi. Ulusoy, "Bugün ki amacımız bayanlarla birlikte toplanıp hem etkinlik düzenleyip hem de yağmur duası edip vatandaşla halkla bir araya gelip kaynaşmayı sağlamak. Allah, memleketimiz için yağmurları gönderir" dedi. Yağmur duası için ekmek pişirdiklerini anlatan Emine Koçdoğan, birlik ve beraberlik içerisinde olduklarını kaydetti. Hacer Sandalcı, "Allah’ımızdan yağmurlarımızı bekliyoruz. İnşallah hayırlı kısmetlerimizi, hayırlı nimetlerimizi verir. Dualarımız kabul olur inşallah" ifadesini kullandı. (HA-MK