POLİTİKA - 26 Temmuz 2025 Cumartesi 13:47

"Kenevir serbest bırakılıyor" iddialarına Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden açıklama

A
A
A
"Kenevir serbest bırakılıyor" iddialarına Dezenformasyonla Mücadele Merkezinden  açıklama

İletişim Başkanlığı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), kamuoyunda son günlerde gündeme gelen "Kenevir serbest bırakılıyor" iddialarına ilişkin açıklama yayımladı. Açıklamada, Türkiye’de kenevir üretiminin yalnızca yasal çerçevede, sıkı denetim altında ve kayıtlı olarak gerçekleştirildiği vurgulandı; uyuşturucu kullanımına yönelik herhangi bir serbestliğin kesinlikle söz konusu olmadığı belirtildi.


DMM tarafından yapılan açıklamada kenevir üretiminin 2313 sayılı Uyuşturucu Maddelerin Murakabesi Hakkında Kanun ve ilgili yönetmelikler kapsamında yapıldığı belirtilirken, tıbbi amaçlı üretimin yalnızca Sağlık Bakanlığı ve Tarım ve Orman Bakanlığı denetiminde, kapalı devre güvenlik sistemleriyle donatılmış, izinli tesislerde gerçekleştirildiğini bildirildi. Ayrıca açıklamada üretimin, Afyon Alkaloidleri Fabrikası sahasında ve yüksek güvenlik önlemleriyle sürdürüleceği ifade edildi.



Gençlerin korunması öncelik


"Gençlerin uyuşturucuya erişimi kolaylaşacak" iddialarına da açıklık getirilen duyuruda, kenevir üretiminin sıkı mevzuat ve kayıt sistemleriyle yürütüldüğü, bu sayede sahte ve kaçak ürünlerin önüne geçilmesinin hedeflendiği vurgulandı. Gençlerin ise bu sektörde yalnızca bilinçli üretici, araştırmacı ve girişimci olarak yer almalarının desteklendiği belirtildi.



Keyfi kullanım değil, tıbbi ve endüstriyel amaçlı üretim


Açıklamada, kenevirin psikoaktif etkili madde üretimiyle özdeşleştirilmesinin yanlış olduğu, endüstriyel türlerde uyuşturucu etkisinin bulunmadığına dikkat çekildi. Tıbbi amaçlı ürünlerin yalnızca Sağlık Bakanlığı onayıyla, doktor kontrolünde ve belirli hasta gruplarında kullanıldığı kaydedildi.



Tarım, sanayi ve tıbba katkı sağlıyor


Kenevirin; tekstil, yapı malzemesi, biyoplastik, otomotiv, kozmetik ve gıda sektörlerinde değerlendirilebildiği, tohumlarının ise yüksek besin değerine sahip olduğu belirtildi. Ayrıca CBD ve THC gibi bileşenlerin epilepsi, multipl skleroz ve kemoterapiye bağlı semptomların tedavisinde destekleyici rol oynadığı ifade edildi.



İklim dostu üretim modeli


Kenevirin düşük su ihtiyacı, pestisit gerektirmeyen yapısı ve hektar başına 15 tona kadar karbon emme kapasitesiyle iklim dostu bir üretim sunduğu belirtildi.Aynı zamanda döngüsel ekonomi prensiplerine uygun üretimiyle Avrupa Yeşil Mutabakatı hedefleriyle de uyum gösterdiği kaydedildi.



Dünyadan örnekler: Almanya’dan Fransa’ya


İsviçre, Fransa, Almanya, İtalya ve Hollanda gibi ülkeler, kenevir üretimini yasallaştırarak hem kırsal kalkınmayı teşvik ediyor hem de tıbbi ve endüstriyel alanlarda kullanımını artırıyor. Bu ülkelerde üretim süreci, şeffaf denetim mekanizmalarıyla sıkı şekilde kontrol altında tutuluyor. THC oranı ise yüzde 0,3 ila yüzde 1 arasında sınırlı tutuluyor. Türkiye de benzer bir yaklaşım benimseyerek, kamu sağlığına zarar vermeden ve uluslararası normlara uygun biçimde, kenevir üretiminde planlı bir genişlemeyi hedefliyor.



"Serbest bırakma yok, dezenformasyon var"


Açıklamanın sonunda, "Devlet esrarı serbest bırakıyor" yönündeki söylemlerin gerçeği yansıtmadığı ifade edildi. Üretimin, Birleşmiş Milletler (BM) kayıt sistemi dahilinde şeffaf şekilde izlendiği ve yasa dışı üretim veya kullanımın kesinlikle kabul edilmediği vurgulandı.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kayseri MHP’li Özdemir: "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisinde" Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde Türkiye Büyük Milleti’nde (TBMM) aldığı sözde, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir" dedi. MHP Genel Başkan Yardımcısı ve Kayseri Milletvekili İsmail Özdemir, TBMM’de yapılan Cumhurbaşkanlığına bağlı bazı kuruluşların bütçe görüşmelerinde söz aldı. Özdemir görüşmelerde yaptığı konuşmada, "İnsanlık sanayi devriminin ardından girdiği ve yüksek hızla devam eden ilerleme sürecine 1940’lı yıllardan sonra uzaya ve başka gezegenlere erişim, böylelikle de rekabetin yeni koşullarına uzanan süreçle başlamıştır. Bu çabalar bilgisayar teknolojisinin ve uzaktan haberleşme imkânlarının getirdiği diğer koşullarla istihbarat çalışmalarını ve faaliyetlerini de derinden etkilemiştir. Belirsizliğin, düzensizliğin ve meydan okumaların fazlalaştığı mevcut zaman diliminde ise yeni bir kırılmayla daha karşı karşıyayız. Haber kaynakları ve bunların güvenilirlik derecesi her ne kadar fazla, hatta çoğu da açık alanlardan temin edilse bile analiz ve işleme yeteneği açısından teknolojinin getirdiği yüksek kazanımlar, devletlerarası verilen mücadelede fark oluşturmaktadır. Bu sebeple Milli İstihbarat Teşkilatının başta kuantum teknolojisi olmak üzere ileri nesil yapay zekâ ekosistemine sahip olması elzem hale gelmiştir. Karar alma süreçlerinde son derece değerli katkıları olan milli şuura sahip inanmış kadroların sergilediği üstün gayretler kadar, teknoloji ile doğru yöntemlerle harmanlanmış bir çalışma sistematiğinin, muadil istihbarat kuruluşlarıyla kıyaslandığında kendi kurumlarımızı farklı ve üstün kılmasını sağlamak gerekir. Allah, vatan, namus; yani Kur’an, bayrak ve silah üzerine edilen şerefli yeminlerin tutulması için sergilenen üstün gayretlerle verilen emeklerin hedefe tam manasıyla ulaşması için teknolojiden azami ölçüde istifade edilmelidir. Bu durum espiyonaj faaliyetleri kadar kontraespiyonaj alanında da Türk mührünün vurulması mecburiyetini doğurur. Son dönemlerde ülkemize karşı yürütülen bazı casusluk faaliyetlerinde şimdiye kadar alışılagelmedik metotların kullanıldığının anlaşılması da bizi buna mecbur kılmaktadır. Malum ve meşum yapılanmaların mensubu bulunduğu ülkelerin durumuyla, bilhassa savunma sanayimizle alakalı yürüttükleri anlaşılan uğraşları dikkate alındığında, resmi yahut özel tüm savunma sanayi kuruluşlarımızın hem fiziki hem de veri güvenliklerinin tesis edilebilmesi için ayrı bir politika geliştirilmesinin de gelinen aşamada elzem olduğu anlaşılmaktadır" dedi. "Bölgesinde lider Türkiye" Türkiye’nin, Cumhur İttifakı’nın dirayetli duruşu ve Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin getirdiği istikrarlı yapıyla bölgesinde lider, küresel seviyede de giderek, daha da fazla söz sahibi olmayı başardığını dile getiren Özdemir, "Türk ve Türkiye Yüzyılı hedefimizin gerçekleştirilmesi için tüm kurumlarımız üstün bir gayret içerisindedir. Terörsüz Türkiye’nin hayata geçmesiyle beraber ülkemizin küresel bir güç olması istikametinde kararlılıkla ilerleyişinde İletişim Başkanlığımızın da sorumluluğu oldukça fazladır. Zira aynı anda beş lobi, küresel seviyede ülkemize karşı hem kamuoylarını hem de diğer ülkelerin karar alma mekanizmalarını etkileyebilmek için aktif bir faaliyet yürütmektedir. Rum, Ermeni, Siyonist ve Hindu lobilerine ilave olarak İslamofobik yapılanmalar doğrudan Türkiye’yi kötüleyecek, uluslararası itibarımıza saldıran, aziz milletimiz arasında kin ve nefret tohumları ekmek üzere FETÖ ile de işbirliği yapmak suretiyle uğraş vermektedir. Bu şartlarda gerek bölgesel ve uluslararası politikalarımız, gerekse küresel barış ve istikrarın tesisi için sürdürdüğümüz gayretlerimizin sağlıklı mekanizmalarla doğru biçimde anlatılması önemlidir. Sosyal medyanın psikolojik harekâtlar ve beşinci kol faaliyetleri için de ana mecralar haline geldiği gerçeği göz ardı edilmemelidir. Dünya ile beraber ülkemiz de belirsizliklerle dolu ve öngörülemez bir iklimde artık her an tetikte ve teyakkuzda olunmalıdır. İletişim Başkanlığımız da bu anlamda yedi gün, yirmi dört saat uyanık ve şuurlu olmak durumundadır. Bu çabalarda kamu yayıncısı olarak önemli bir sorumluluğu yerine getiren TRT’nin de faaliyetlerini başarılı bulduğumuzu ifade etmek istiyorum. Türk milletinin gür sesini ve Türkiye’nin tezlerini küresel seviyeye ulaştırmada etkili bir yayıncılık anlayışı sürdüren TRT’nin milli değerlerimizden olduğu unutulmamalı, kurumsal niteliğinin yıpratılmaması için herkes gereken hassasiyeti göstermelidir" ifadelerini kullandı.