ÇEVRE - 08 Ağustos 2020 Cumartesi 10:24

(Özel) Ankara’daki "Gökkuşağı Tepeleri"nde renk cümbüşü

A
A
A
(Özel) Ankara’daki "Gökkuşağı Tepeleri"nde renk cümbüşü

Ankara’da, 10 milyon yıl önce oluşan "Gökkuşağı Tepeleri" görselliği ve renk cümbüşüyle vatandaşları kendine hayran bırakıyor.

Ankara’da, 10 milyon yıl önce oluşan "Gökkuşağı Tepeleri" görselliği ve renk cümbüşüyle vatandaşları kendine hayran bırakıyor.


Ankara’nın Nallıhan ilçesinde yer alan ’Kız Tepesi Tabiat Anıtı’ kırmızı, kahverengi, gri ve sarı tonlarına sahip toprak yapısıyla görülmeye değer görüntüler oluşturuyor. Kız Tepesi Tabiat Anıtı önünde yer alan Nallıhan Kuş Cenneti, gerek her mevsim barındırdığı kuş topluluklarıyla, gerekse jeolojik değerleriyle doğa fotoğrafçılığı ve kuş gözlemcileri için ideal ortam sunarken gölün arkasında yükselen 10 milyon yıl önce oluşmuş rengarenk tepeler, renk cümbüşüyle misafirlerinin gözünü kamaştırırken bölgenin turizm potansiyeline zenginlik katıyor.


Hacettepe Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Alaettin Tuncer, Kız Tepesi Tabiat Anıtının 10 milyon yıl önce oluştuğunu aktardı. Tuncer, “Nallıhan’da gözlenen istif, günümüzden yaklaşık 10 milyon yıl öncesine karşılık gelen ve Jeoloji’de geç Miyosen olarak bilinen dönemde oluşmuştur. Bu istifi oluşturan çökeller, eski bir göl dahilinde çökelmiştir. Gölde o dönemde bulunan sedimanlar göl tabanına çökelerek göl çökellerini meydana getirmiştir. Sonrasında diyajenez dediğimiz kayaçlaşma sürecine uğradıktan sonra istif meydana gelmiştir. İlerleyen evrelerde bölgedeki tektonik etkiler ve sonrasında gelişen aşınma ve erozyon süreçleriyle istif, bugünkü görünümüne kavuştu” dedi.


Tepelerde görülen çeşitli renklerin oluşum sürecine değinen Tuncer, “Renkler, sedimanların çökeldiği sırada ve çökeldikten sonra gerçekleşen diyajenez evrelerinde, çökellerin bünyelerinde bulundurdukları element ve minerallere bağlı olarak oluşmaktadır. Kahverengi-kırmızı tonlar, demir elementinin oksitlenmesi ve oluşturduğu minerallerin etkisi ile meydana gelmektedir. İstifin alt seviyelerinde siyah-gri seviyelerin gözlenmesi ise organik maddece zengin, oksijen etkisinin olmadığı yani oksidasyon etkisinin görülmediği ortamlarda, organik maddenin çürümediği ve çökeldiği koşulları işaret edebildiğini” söyledi.


Türkiye için hem turistik açıdan hem de bilimsel çalışmalar açısından önemli bir jeolojik miras olduğu dile getiren Tuncer, sözlerine şöyle devam etti:


“Yerli ve yabancı araştırmacılar tarafından çok sayıda bilimsel çalışma gerçekleştirilmiştir. Nallıhan’daki bu istif, eski bir göle ait kalın bir istif sunmaktadır. Gölde o dönemde çökelen sedimanların yanı sıra o dönemde gölde yaşamış olan canlılar ve gölün çevresinde o dönemde bulunan bitkilerin kalıntıları bu istiflerden elde edilerek geçmiş döneme ait iklim, tektonizma ve paleoortam değerlendirmeleri yapmak mümkündür. Bu yönden hem sosyal hem de bilimsel olarak önem arz etmektedir.”


Kız Tepesi Tabiat Anıtında yapılacak olan çeşitli düzenlemeler ile daha faydalı olabileceğini dile getiren Tuncer, “Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından tabiat anıtı olarak belirlenmiştir. Yürüyüş rotaları, parkurlar, tabelalar ve düzenlemeler yapılarak turistik gezilere açılırsa ilgi görebilme potansiyeli yüksektir. Dünya üzerinde Nallıhan’daki bu istif ile renkler açısından benzerlik sunan istiflere Çin, Peru, Arjantin ve Amerika‘da rastlanılmaktadır. Bu bölgeler jeosit ve/veya jeopark olarak koruma altına alınmakta ve turistik gezilere uygun hale getirildiğini” aktardı.


Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü tarafından 2019 yılında 542 hektar büyüklüğündeki alan “Kız Tepesi Tabiat Anıtı" olarak tescil edilerek koruma altına alındı.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul Hülya Koçyiğit: "Berrin Menderes’i canlandırmak içimde ukde kaldı" Esenler Film Festivali kapsamında düzenlenen panelde konuşan usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Halit Refiğ’in yazdığı senaryoda Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini ancak "Şeytan Aldatması" filminin çekilemediğini belirterek, "Bu rol içimde ukde kaldı" dedi. 6. Esenler Film Festivali; sinemanın estetik, teknik ve düşünsel boyutlarını bir araya getiren çok yönlü programıyla üçüncü gününde de sinemaseverlerden yoğun ilgi gördü. Dr. Kadir Topbaş Kültür Sanat Merkezi’nde "Onuruna Filmler" bölümü kapsamında bu yıl ‘Jüri Özel Ödülü’ kendisinin adına verilen efsane yönetmen Halit Refiğ’in "Bir Türke Gönül Verdim" filmi izleyiciyle buluştu. Filmin ardından düzenlenen "Bir Yorgun Savaşçı: Halit Refiğ" başlıklı panelde, usta yönetmenin sinemaya yaklaşımı ve Türk sinemasındaki yeri; usta oyuncu Hülya Koçyiğit, Gülper Refiğ ve Suat Köçer’in katılımıyla ele alındı. "Refiğ popüler kültüre hizmet etmiyordu" Halit Refiğ’i zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamı olarak tanımlayan Koçyiğit, "O sıradan bir yönetmen, günün popüler kültürüne hizmet eden bir sinemacı değildi. Hem ülkesi hem dünya için özgün fikirleri olan bir düşünce adamıydı. Ülkemizin yetiştirdiği nadide değerlerden biriydi. Sinema yoluyla insanlarla iletişime geçerek bütün erdemleri, güzel düşünceleri, saygıyı, sevgiyi vicdanı paylaşmak istedi. O yorgun bir savaşçıydı. Zamanın ruhuna yelken açmış bir düşünce adamıydı. O günlere değil, bugünlere seslenmek istedi" şeklinde konuştu. Usta yönetmenin öngörüsü sayesinde Altın Portakal aldığını anlatan Koçyiğit, ‘Karılar Koğuşu’ filminde Perihan Savaş’ın oynadığı Hanım karakterini beğendiğini; ancak usta yönetmenin Töze karakterinde ısrar ettiğini söyledi. Berrin Menderes’i canlandırmak istediğini usta yönetmen ile paylaştığını ve Refiğ’in çok güzel bir senaryo yazdığından bahseden Koçyiğit, "Muhteşem bir senaryo yazdı. Ancak o dönem, ben de sinemacı olarak çaldığım kapılardan olumlu dönüş alamadım. Bu nedenle ’Şeytan Aldatması’ filmi çekilemedi ve içimde ukde olarak kaldı" dedi. "Agresif karakterler beni rahatsız ediyor" Türk sinemasında son dönemlerde yer alan karakterleri gerçekçi bulup bulmadığı sorusu üzerine, dizi izleyicisi olmadığını belirten Koçyiğit, "Kanallar arasında gezinirken gözümün takıldığı, şaşırdığım ve beğendiğim işler oluyor. Ancak günümüzde hayat şartları, insan ilişkileri, var olma kaygıları insanları o kadar bunaltmış ki; bu karakterlere de yansımış. Agresif, kıskanç, kavgacı, sürekli gizli işler peşinde olan karakterlerin izlenmesi beni rahatsız ediyor. Böyle olmamalı bence. Toplum içinde bu tarz insanlar olabilir; ama herkes böyle değildir" ifadelerini kullandı.
Bursa Bursa Büyükşehir’den çiftçiye ‘çevreci’ destek Bursa Büyükşehir Belediyesi, tarımda verimliliği artıran suyu koruyan ve çevreye nefes aldıran projeleriyle örnek olmaya devam ediyor. Bursa’da her alanda çiftçiyi destekleyen projeleri hayata geçiren Büyükşehir Belediyesi, üretici maliyetlerinin düşürülmesi, suyun verimli kullanılması ve bereketli toprakların yeniden hayat bulması amacıyla çalışmalarını sürdürüyor. Türkiye’ye örnek proje Parklardan ve terminalden toplanan plastik atıkları, Damla Sulama Boru Üretim Tesisi’nde (Tarım Plast Fabrikası) modern teknolojilerle işleyerek damla sulama borusu olarak çiftçinin hizmetine sunan Büyükşehir Belediyesi, geliştirdiği çevreci ve doğa dostu projelerle Türkiye’ye örnek olmaya devam ediyor. Hem çiftçi hem çevre dostu Tarım Peyzaj AŞ’nin hayata geçirdiği ‘Eskiyi Getir, Yeniyi Götür’ projesiyle 17 ilçede ömrünü tamamlamış plastik borular toplanarak yenisiyle değiştiriliyor. Proje çerçevesinde kilosu 10 liradan hesaplanan plastik borular, yüzde 30 fire uygulanarak yeni damla sulama hortumu alımında çiftçiye sağlanan yüzde 50 hibe desteğine ek olarak fiyattan düşülüyor. Böylece üreticilerin yeni borulara çok daha uygun ve erişilebilir fiyatlarla ulaşması sağlanıyor. 110 bin kilogram plastik geri dönüşüme kazandırıldı Böylece hem atıklar geri dönüşüm sürecine dahil ediliyor hem de üreticilere ekonomik katkı sağlanıyor. Proje kapsamında şimdiye kadar 110 bin kilogram hurda damla sulama borusu toplanarak geri dönüşüm sürecine kazandırıldı. Geri dönüşümü teşvik eden uygulamayla üreticilerde çevre bilincinin artırılması, hava ve toprak kirliliğine karşı duyarlılığın güçlendirilmesi ve modern sulama sistemlerinin yaygınlaştırılması hedefleniyor.