SAĞLIK - 23 Mart 2024 Cumartesi 14:30

Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanlığına seçildi

A
A
A
Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Genel Başkanlığına seçildi

Bitkilerin profesörü olarak bilinen Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Başkanlığına seçildi. Karabulut, Türkiye’nin sağlık turizminde bölgesel bir çekim merkezi haline dönüştüğünü söyledi.


Merkezi Ankara’da bulunan Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Başkanlığının Olağan Genel Kurulu geniş katılımlı olarak yapıldı. Yapılan seçimde Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Başkanlığı’na Malatya Turgut Özal Üniversitesi’nin de kurucu Rektörü olan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut seçildi. Federasyon merkezinde yapılan Olağan Genel Kurul’da 600 delegasyon oy kullanırken Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut federasyonun yeni başkanı seçildi. Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu Başkanlığına seçilen Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, kendisine hizmet etme fırsatını veren tüm delegelere teşekkür ederek, “Seçimin tüm insanlığa, milletimize ve camiamıza hayırlı olmasını diliyorum” dedi.


Türkiye’nin iklimi, denizi, kumsalları, termal kaynakları ve yaylaları ile medikal turizm de alternatif sağlık turizmi için en ideal bölge olduğunu ifade eden Karabulut, “Aynı zamanda ülkemiz medikal sağlık turizmi açısından ülke genelindeki üniversite hastaneleri, eğitim ve araştırma hastaneleri, şehir hastaneleri ve özel sağlık kuruluşları ile kaliteli hizmetin odak noktasıdır. İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Antalya gibi şehirlerin dünya genelindeki tanınırlığı, devlet politikası haline gelmiş, turizm altyapısı ve dünya turizm pazarından aldığı pay ile Türkiye iyi bir planlama sayesinde sağlık turizminde de arzulanan noktaya ulaşacaktır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın öncülüğünde özellikle pandemi döneminde, ülkemiz sağlık turizminde bölgesel bir çekim merkezi haline dönüşmüştür” ifadelerine yer verdi.


Türkiye İstatistik Kurumu (TUİK) verilerine göre 2023 yılında da toplam 1 milyon 398 bin 504 kişinin sağlık hizmeti almak için yurt dışından Türkiye’ye geldiğini belirten Karabulut, “Geçen yıl sağlık turizminden 2 milyon 307 bin 130 dolar gelir elde edildi. Önümüzdeki yıllarda Türkiye’ye sağlık turizmi sayesinde gelecek hastalardan yaklaşık 20 milyar dolarlık bir katma değer kazanılacağı düşünüldüğünde, konunun ülkemiz açısından ne denli önemli olduğu ortaya çıkmaktadır.” dedi.


Yabancı ülkelerden gelen hastaların en çok tercih ettiği klinik branşları da ifade eden Karabulut, “Sırasıyla kadın hastalıkları, iç hastalıkları, göz hastalıkları, tıbbi biyokimya, genel cerrahi, diş hekimliği, ortopedi ve travmatoloji, enfeksiyon hastalıkları ve kulak-burun-boğaz branşlarına yabancı hasta ilgisi çok. Sağlık turizmi alanında faaliyet gösteren firmaların kurumsallaşma, pazarlama, altyapı ve kapasite geliştirmelerine yönelik finansman destekleri sağlanarak, geniş alanlarda ihtiyaç duyulan yatırımların finanse edilmesi çalışmalarına Ankara Sağlık Turizmi Federasyonu olarak, bir an önce başlamak için sabırsızlanıyoruz’’ şeklinde konuştu.



“Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’a ve ekibine olan güvenimiz tamdır”


Seçim sonrası Sanayi ve Ticaret Konfederasyonu Genel Merkezi’nden yapılan yazılı açıklamada ise ‘Kısa sürede yürütülen çalışmalarla dikkat çeken Malatya Turgut Özal Üniversitesi (MTÜ) henüz ikinci yılında Tıp Fakültesi’ni Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut önderliğinde kurmayı başarmıştır. MTÜ kuruluşunda sadece aktif 1 fakülte ve 8 Meslek Yüksekokulu’na sahipken, yalnızca üç buçuk yılda tam 6 fakülte, 9 meslek yüksekokulu, 2 yüksekokul ve 1 lisansüstü enstitüye sahip oldu. MTÜ, akademik faaliyetlerin yanı sıra toplumsal katkı ile geleneksel ve tamamlayıcı tıp çalışmaları da yürüten 11 uygulama ve araştırma merkezine Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’un önderliğinde kavuşmuştur. Sayın Karabulut, şu anda Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyokimya öğretim üyesi olup, Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanlığı, Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksek Okulu Müdürlüğü ile Türkiye’de İlk Evde Bakım Hizmetleri Bölümü ve Geriatri ile Onkoloji ve Akreditasyon Sorumluluğu yapmıştır. Sağlık turizmi alanında Sayın Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut’a ve ekibine olan güvenimiz tamdır. Kendisine ve ekibine başarılar dileriz. Ülkemize ve camiamıza hayırlı uğurlu olsun” ifadelerine yer verildi.


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kocaeli Türkiye ve Avrupa’nın girişimci kadınları Kocaeli’de buluşacak Türkiye ve Avrupa’nın girişimci kadınları 12-13 Eylül’de Kocaeli’de bir araya gelecek. Etkinlik kapsamında girişimci iş kadınlarına yeni iş birlikleri kurma ve ihracat fırsatları yakalama imkanı sunulacak. Kocaeli İş Kadınları ve Yöneticileri Derneği (KOİDER) tarafından her yıl geleneksel olarak düzenlenen KOİDER Bazaar etkinliği, 12-13 Eylül tarihleri arasında Kocaeli Kongre Merkezi’nde gerçekleştirilecek. Bu yıl bir ilke imza atan KOİDER Bazaar etkinliği, Türkiye ve Avrupalı iş kadınlarını bir araya getirecek. Etkinlik kapsamında, girişimci iş kadınlarına yeni iş birlikleri kurma ve ihracat fırsatları yakalama imkanı sunulacak. Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin ve Girişimci İş Kadınları Federasyonu’nun (GİFED) desteğiyle yapılacak organizasyona, tüm Türkiye’den geniş bir katılım olması bekleniyor. "20 ülkeden iş kadınlarını Kocaeli’de misafir edeceğiz" "KOİDER 5. Uluslararası Bazaar Türkiye ve Avrupa İş Kadınları İhracat Buluşması"nın lansman toplantısı yapıldı. KOİDER ile yaptıkları iş birliğinden mutluluk duyduklarını ifade eden Kocaeli Büyükşehir Belediyesi Sivil Toplum Kuruluşları ile İlişkiler Dairesi Başkanı Sabahattin Yamak, "Bu platform, Türkiye’deki tüm kadın dernekleri ve üyelerini, doğu ve batı Avrupa ülkelerinden gelen bin kadının gücüyle bir araya getirecek. KOİDER 5. Buluşması’nda 20 ülkeden iş kadınlarını Kocaeli’de misafir ederek, Kocaeli’deki iş kadınlarımızla görüşmelerini sağlayacak ve ihtiyaçlarımıza katkı sunacak bir ortam oluşturacağız" dedi. "Kadın kurar, yönetir ve yükseltir" Kadının girişimci ve aktif rol alma yönünün bugün dünyanın her yerinde kendinden söz ettirdiğinin altını çizen Yamak, "Kadın kurar, yönetir ve yükseltir. Bugün dünyada ihracat denildiğinde, kadın ihracatçıların öncü rol oynadığını göreceğiz. Perşembe günü kongre merkezinde hep birlikte bu başarıya tanıklık edeceğiz" diye konuştu. "Ülkemizdeki yüz güldüren ihracat sonuçlarında kadınlarımızın da ciddi katkısı olduğunu vurgulamakta fayda var" Türkiye’deki yüz güldüren ihracat sonuçlarında kadınların ciddi katkısı olduğunu belirten Sabahattin Yamak, "Kocaeli ve ülkemizdeki verilere bakarsak, hem ülkemizin hem de kentimizin ihracat oranlarının önemli bir yükseliş gösterdiğini söyleyebiliriz. İhracat verilerimize baktığımızda, 2024 yılı Ocak-Haziran dönemi ihracatı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,56 artışla 126 milyar 277 milyon dolar olmuştur. Kocaeli ili, 2024 yılının ilk 6 aylık döneminde ihracatını bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 6,11 artırarak 15 milyar 758 milyon dolar olarak gerçekleştirmiştir. 2024 yılının ilk 6 ayında Kocaeli, iller sıralamasında 2. sırada yer almış ve ülke ihracatına yüzde 12,48’lik bir katkı sağlamıştır" şeklinde konuştu. "Önceliğimiz iş kadınlarımızın ihracatını büyütmek" KOİDER Başkanı Nihan Çakıcı ise etkinlikte Avrupa’daki ülkelerinden ve Türkiye’den firma temsilcilerinin bulunacağını aktardı. Çakıcı, bu sene geçen yıldan farklı olarak işletmeler için özel bir "B2B" programı hazırladıklarını söyleyerek, yüz yüze network görüşmeleri sağlayacak olan bir platformun bu sene özel bir aplikasyon programı ve yapay zekayla hazırlandığını anlattı. Çakıcı, "Özellikle yurt dışından gelen kişilerde dil problemi yaşadığımız göz önünde bulundurulursa bu sene bunu da üniversitemizin AIESEC öğrencilerinden destek alarak ve aynı zamanda çok yoğun bir simültane tercüman ekibiyle birlikte aşacağız. Önceliğimiz iş kadınlarımızın ihracatını büyütmek, yurt içinde olduğu gibi yurt dışında da networkünü geliştirmektir” dedi. "Kadın girişimciler küresel düzeyde güçlenecek" GİFED Başkanı Oya Eroğlu da, "B2B" programının ardından etkinliği büyütmek ve kadınları daha iyi örgütleyebilmek için Küresel Ekonomilerde Kadın Liderler İttifakı’nın ilk çalışmasını başlattıklarını söyledi. Gelinen noktada çalışmanın, Kocaeli Kongre Merkezi’nde 13 ülkenin imza atacağı bir ittifak haline geldiğini söyleyen Eroğlu, "Kadın girişimcilerin karşılaştığı çok yönlü zorlukları ele almayı amaçlıyoruz. İttifakın bir diğer amacı da kaynaklar, ağlar ve savunuculuk sağlayan işbirlikçi bir ekosistemi teşvik ederek, kadın girişimcileri küresel düzeyde güçlendirmektir" şeklinde konuştu. KOİDER in 12-13 Eylül tarihleri arasında gerçekleştirdiği etkinlikte, Doğu ve Batı Avrupa ülkelerinden ortalama 20 ülke ve 200’e yakın girişimci misafir edilecek. Doğu Avrupa ülkelerinden; Hırvatistan, Çek Cumhuriyeti, Macaristan, Kosova, Polonya, Slovak Cumhuriyeti, Slovenya, Avusturya, Arnavutluk, Bosna Hersek, Bulgaristan, Makedonya, Romanya, Sırbistan- Karadağ, Batı Avrupa ülkelerinden ise Belçika, Fransa, Yunanistan, Monako ve İngiltere yer alacak. Buluşmaya önemli STK yönetici ve üyeleri ile Türkiye’den binlerce iş insanı hem firmalarının tanıtımı için stant açacak, hem de B2B organizasyonuna katılacak.
Ordu Vali Erol: “Kahverengi kokarca kendi başına bırakılmaması gereken bir musibet” Ordu Valisi Muammer Erol, “Bu yıl hasat döneminde gördük ki, kahverengi kokarca kendi başına bırakılmaması gereken, çiftçimizi, insanımızı üzen sonuçlara neden olan bir musibet. Yapılması gerekenleri doğru zamanda, doğru yerde hep beraber yaparsak, bunun üstesinden geliriz” dedi. İstilacı bir zararlı olan ve başta fındık olmak üzere tarım ürünlerine zarar veren Kahverengi Kokarca ile bugüne kadar yapılan ve bundan sonra yapılması gereken çalışmalar, Vali Muammer Erol’un başkanlığında yapılan toplantıda değerlendirildi. Valilik toplantı salonunda gerçekleştirilen değerlendirme toplantısında İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Perşembe Ziraat Odası Başkanı Arslan Soydan, Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça, Fatsa Ziraat Odası Başkanı Haydar Gürsu, Ünye Ziraat Odası Başkanı Osman Sarıkahraman da hazır bulundu. “Kokarca zararlısını başımıza dert olmaktan çıkartacak ne varsa hep birlikte yapmalıyız” Son dönemde gerek Ordu’da ve bölgede hızlı bir şekilde popülasyon yoğunluğu artarak başta fındık bahçeleri olmak üzere her türlü meyve ve sebzede zarara yol açan istilacı bir tür olan kahverengi kokarca ile ilgili bütün paydaşlarla birlikte neler yapıldığı, bundan sonraki süreçte neler yapılabileceğini belirlemek için düzenlenen toplantıda konuşan Vali Muammer Erol, ”Fındığımızın anavatanı şehrimizde kahverengi kokarca zararlısı ortaya çıktı. Kokarca zararlısını başımıza dert olmaktan çıkaracak ne varsa birlikte yapma adına aramızda var olan istişarelerimizi daha verimli şekle dönüştürmek, yapacaklarımızın planını, programını netleştirip en kısa sürede faaliyete geçmek gibi bir kararlılığımız ve mecburiyetimiz bulunmaktadır” diye konuştu. “Kokarca kendi başına bırakılmaması gereken bir musibet” “Bu yıl hasat döneminde gördük ki, Kokarca kendi başına bırakılmaması gereken, çiftçimizi, insanımızı üzen sonuçlara neden olan bir musibet” diyen Vali Erol, “Yapılması gerekenleri doğru zamanda, doğru yerde hep beraber yaparsak, bunun üstesinden geliriz. Bugüne kadar yapılanlarla ilgili bir özeti ve bugünden sonra ne yapılabilir? İle ilgili değerlendirmeyi bugün toplantımızda yapacağız” şeklinde konuştu. Mücadelenin önemi İl Tarım ve Orman Müdürü Kemal Yılmaz, geçen yıldan bu yana kahverengi kokarca ile yoğun bir mücadele gerçekleştirildiğini belirterek, son bir yılda yapılan mücadele çalışmalarını anlattı. Yılmaz, ”2023 yılı başlarında Valimizin başkanlığında ilgili sektör temsilcileri ile birlikte bir araya geldik. İlimizde nasıl bir eylen planı oluşturacağımızla ilgili kararlar almıştık. Entegre mücadelenin tüm unsurlarını kullanmak üzere mekanik mücadele, kimyasal mücadele, biyoteknik ve biyolojik mücadele kullanılması kararı verilmişti. Alınan kararlarda kışlak mücadelesi önemliydi. Kokarcanın kışı geçirmek için sığındığı yerlerde ilaçlama yapıldı. Mekanik mücadele ile birlikte kışlaklarda kokarca mücadelesi yapıldı ve on binlerce kokarca imha edildi. Bakanlığımızın bahçelerde kullanılması amacıyla ruhsatlandırdığı 4 tane ilaç vardı ama evlerde kışlaklarda kullanılacak ruhsatlı ilacımız yoktu. Yapılan çalışmalar sonucu evlerde kullanılabilecek ruhsatlı ilaçlarımız var. Kokarcayı toplanma hormonu salgılayarak bir araya çeken feromon tuzaklar da biyoteknik mücadelede kullanılıyor. Bunların da ruhsatı yoktu. Bu sene feromonlar da ruhsatlandırıldı. Biyolojik mücadele için 28 bin samuray arıları doğaya bırakıldı. Üreticilerimizi havalar ısınmaya başladığında dönem dönem ilaçlama yapılması konusunda uyarmaya çalıştık” şeklinde konuştu. “Şehir dışında oturan üreticilerimiz dezavantajımız oldu” Yılmaz, “Dezavantajımız, sayıları yüzde 40’ları bulan şehir dışında oturan üreticilerimiz oldu. Burada yapılan mücadeleye tam anlamıyla destek veremediler, mücadelenin içinde olamadılar. En büyük zararı Fatsa İlçemizde yaşadık. Ünye, Perşembe ve Altınordu’nun belli kısımlarında kokarca zararlısıyla karşılaştık. Geçen seneye göre elimiz daha güçlü. Feromon tuzaklarımız ve ruhsatlı ilaçlarımız var. Entegre mücadelenin her türlüsünü kullanarak, ‘cezbet-yoket’ yöntemiyle mücadeleye devam edeceğiz. Ekim aynın ikinci yarısı kasım ayı başından itibaren yoğun şekilde ilaçlama yapılacak. Bakanlığımız bin 400 feromon, 600 tane feromen tuzak gönderdi. İlçelerimize dağıtım yaptık. Yoğun olan mahallelerde tuzaklar asıldı. İlaçlama için de bir bütçe ayrıldı. Hiçbir alanı atlamamak kaydıyla topyekûn mücadele yapılacak ve kokarcanın popülasyonu en alt seviyeye indirilecek” ifadelerine yer verdi. Toplantıda, Türkiye Ziraat Odaları Birliği Yönetim Kurulu Üyesi ve Perşembe Ziraat Odası Başkanı Arslan Soydan ile Altınordu Ziraat Odası Başkanı Atakan Akça da söz alarak, hızlı yayılma popülasyonuna sahip Kahverengi Kokarca zararlısı ile mücadelede topyekûn birlikte hareket edilmesi gerektiğinin altını çizerek, üreticiye görev düştüğünü, doğru zamanda, doğru yerde, doğru teknikle yapılacak mücadeleden güzel sonuçlar alınabileceğine dikkat çektiler ve özellikle gurbette yaşayan üreticilerin ilaçlama konusunda yakınları ile irtibat kurmalarını istediler.
Kilis Kilis’te biber kurutma mesaisi başladı, sınırın sıfır noktası kırmızıya büründü Kilis’te, acı biber hasadının başlamasının ardından yaklaşık 10 gün süren kurutma mesaisi başladı. Kuruması için güneşe bırakılan biberler sınırın sıfır noktasını kırmızıya bürürken renkli görüntüler ortaya çıktı. Kilis’te, hasat edilen acı biberler kuruması için güneşe bırakılmaya başlandı. Yaklaşık 10 gün süren kurutma mesaisi başlarken güneşe bırakılan biberler sınırın sıfır noktasını kırmızıya bürüdü. Kilis’in Musabeyli ilçesinde çiftçilerin önemli geçim kaynağı olan biberler havaların sıcaklığına göre 7 ile 10 günde kuruduktan sonra sonra pul ve toz biber haline getirilerek paketleniyor. Paketlenen pul ve toz biberler daha sonrasında ise sofralardaki lezzete tat katmak için Türkiye’nin dört bir yanına gönderiliyor. Baharatlık haline gelen biberler çeşitli ülkelere de ihraç ediliyor. ‘‘7 ay süren zorlu mesainin sonuna geldik’’ Kilis’te yaklaşık 7 ay önce fideleri ekilen ve şimdi hasat edilen biberlerin kurutma işlemlerinin başladığını söyleyen üretici Halil Bozkurt, "Türkiye genelinde birçok ile gönderiyoruz, yurtdışında bir çok ülkeye ihracat yapıyoruz. İlçenin en büyük köyünde üretim, kurutma ve ayıklanma aşamasında birçok kişinin emeği var. Piyasaya sahte ürün koyan kişilere karşı elimizden geleni yapıyoruz. Hasadı yapılan biberlerin kurutma mesaisi başladığı için tarlalar kırmızıya büründü. Biz üreticiler olarak fiyat ve verim noktasında beklentimiz çok yüksek" dedi. "Kurutulan biberlerde katkı maddelerine dikkat edilmesi gerekiyor’’ Geçen seneye göre verimin düşük olduğunu, fiyatların ise üreticilerin beklentisinin altında kaldığını söyleyen Kilis Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Güven Özdemir, "Türkiye’de hem belimde hem de kalitede ikinci sırada olan kırmızı baharatlı biberinde kurutma mesaisi başladı. Tarlalardan hasat edilen biberler, kurutma alanına getirilip yaklaşık olarak bir hafta ile 10 gün arasında burada bekletilerek güneş altında kurutuluyor. Kuruyan biberler, fabrikalara götürülerek orada ayıklanıp pul ve toz biber haline getiriliyor. Bu sezon rekolte ve fiyatlar çok düşük kaldı. Kurutma işlemi, biberin kalitesini belirleyen en önemli aşamalardan biri. Aflatoksin oluşumuna karşı çiftçilerimize uyarılarda bulunduk. Biberlerin doğru şekilde kurutulup, fabrikalara gitmesi gerekiyor. Toprakta ve uygun olmayan şartlarda kurutma aflatoksin riskini artırıyor’’ dedi.