GÜNDEM - 13 Ağustos 2025 Çarşamba 10:40

Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifi tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"

A
A
A
Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifi tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"

Sağlık ve Sosyal Hizmet Çalışanları Sendikası (Sağlık-Sen) Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, "Biz hem Kamu İşveren Heyeti’ne hem maliye bürokratlarına hem de Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" dedi.


Kamuda yaklaşık 4 milyon memur ve 2 buçuk milyon memur emeklisini kapsayan 8’inci Dönem Toplu Sözleşme görüşmelerinde takvim işliyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan başkanlığındaki Kamu İşveren Heyeti, toplam 11 hizmet koluna ilişkin tekliflerin ön müzakerelerinin tamamlandığı süreçte dün ilk teklifini açıkladı. Görüşmelerde sağlık hizmet kolunu temsil eden Sağlık-Sen Genel Başkanı Mahmut Faruk Doğan, sürece ve hükümetin teklifine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Doğan, toplu sözleşme sürecinin daraltılmış bir zamana yayıldığını savunarak, "Yani süreç bir ay gibi gözüküyor ama resmi iş günlerinde kıstığımız zaman 10-15 güne sığdırılmaya çalışılıyor. Tabii biz tekliflerimizi veriyoruz. Bu tekliflerin tasnif aşaması var, müzakere aşaması var. Bunlarla oyalanılıyor" diye konuştu.



"Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz"


8. Dönem Toplu Sözleşme kapsamındaki taleplerini sağlık çalışanlarının sorunlarını 11 aylık bir çalışma sonucunda belirleyerek hazırladıklarının altını çizen Doğan, şunları söyledi:


"Bugün verilen teklifte Kamu İşveren Heyeti’yle hastanedeki hemşirenin aynı pazardan alışveriş yapmadığını gördük. Paramediğin, ambulans süren şoförün kiralarıyla Kamu İşveren Heyeti’nin hazırlamış olduğu kiraların aynı olmadığını gördük. Bunlar olmuş olsaydı, bir hemşireyle, bir hekimle aynı pazara gidilmiş olsaydı, teklifler bu şekilde gelmezdi. Biz Kamu İşveren Heyeti’nin bu verilen teklifle gerçeklikle bağının koptuğunu gözlemliyoruz. Çünkü çarşı bu şekilde söylemiyor. Pazar bu şekilde söylemiyor. Kiralar böyle demiyor. Piyasa böyle demiyor. Piyasaya baktığımız zaman gerçek rakamlar var. Yani bu verilen teklifler gerçek rakamlar değil."


Doğan, Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifin ardından Memur-Sen’in Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı gerçekleştirdiği bilgisini vererek, "Burada alacağımız kararlarla bu teklife ne tür bir tepki verileceğini yine Genişletilmiş Başkanlar Kurulumuzda Memur-Sen’in tüm sendikaları buna karar verecekler. Bu süreçte müzakerenin devam etmesi amacımız. Yani bunun yeterli olmadığını, hakkaniyetli olmadığını Kamu İşveren Heyeti’ne anlatacağız" şeklinde konuştu.



"Verdiğimiz teklif sahanın masaya yansımasıydı"


Sağlık-Sen olarak Kamu İşveren Heyeti’ne sundukları teklifin 11 aylık bir çalışma sonucu olduğunu yineleyen Doğan, "Teklifimiz, sahanın masaya yansımasıydı. Çarşı, pazarın, mutfağın görüntüsüydü. Hissedilen enflasyonun, memurun cüzdanının röntgeniydi. Yani cüzdanın röntgenini çektik, biz ona göre teklifler sunmuştuk. Bir hekimin, hemşirenin emeğiydi, özverisiydi. Bir paramedik, bir ATT arkadaşımızın fedakarlığıydı. Kamu İşveren Heyeti acilde çalışan bir hemşirenin sesini bu teklifte duymamış oluyor" dedi.



"Bir memur kolay olunmuyor"


Doğan, çalışma barışının sağlanması gerektiğini ve bu çerçevede bir teklif verilmesi gerektiğini sözlerine ekleyerek, "İşçi arkadaşımıza bu düzeyde bir zam verip de bir hemşire arkadaşımıza, bir hekim arkadaşımıza alt seviyede bir zam verilmesi vicdanları yaralıyor. Bir memur kolay olunmuyor. Bir hekim kolay olunmuyor. Bir hemşire kolay olunmuyor. Bir hekimin yetişme sürecine baktığımız zaman üniversite sınavlarına giriyor. Türkiye’nin en zeki çocukları tıp fakültelerine giriyorlar. En zekileri hemşire oluyorlar, öğretmen oluyorlar, mühendis oluyorlar. Bu arkadaşlarımız alın terleriyle emek sarf ederek eğitimlerini tamamlıyorlar. Sınavsız da alınmıyor, sınava giriyorlar. Bir emek sarf ediyorlar, devlet memuru oluyorlar. Yani bu kadar emek sarf ettikten sonra dirsek çürüttükten sonra öğretmeni, hemşiresi, hekimi, mühendisinin bu ücretlere tabi olması gerçekten vicdanları yaralıyor" ifadelerini kullandı.



"Bakanımızın profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum"


Çalışma barışının sağlanması adına ücret skalasının dengeli olması gerektiğini sözlerine ekleyen Doğan, "Bir şoför arkadaşımız bir genel müdürden yüksek ücret alırsa, bir hemşire arkadaşımızdan ya da beraber çalıştığı işçi arkadaşımız bir hekim arkadaşımızdan daha yüksek nöbet ücreti alırsa bu vicdanları yaralar. Buna siyaseten de bakmıyorum, sendikal boyutta da bakmıyorum. Buna bir alın teri gözüyle bakıyorum. Kamu İşveren Heyeti’nin başkanı Çalışma Bakanımız. Çalışma Bakanımız okumuş, ‘profesör’ unvanını almış. Bu kolay olmadı. Özellikle siyaseti, bakanlığı bir kenara bırakıp bakanımızın bu profesörlük unvanıyla hareket etmesini istiyorum. Yani bu kadar emek verdik, profesör olduk. Bütün kamudaki arkadaşlarımız, bu branşındaki arkadaşlarım profesör oldu ve bir emek sarf etti. Şimdi bir hemşire, bir hekim, bir profesör arkadaşımıza verilen nöbet ücreti 180 lira, 200 lirada kalıp da yanımızda beraber çalıştığımız işçi arkadaşımıza 450 lira, 430 lira nöbet ücreti verilirse bu vicdanları yaralar" açıklamasında bulundu.



"Kamu İşveren Heyeti’nin verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"


Toplu sözleşme sürecinin yılda iki defa gerçekleştirildiğini ve bu sürecin iyi değerlendirilmesi gerektiğini belirten Doğan, "Biz tekrar Kamu İşveren Heyeti’ne, hem maliye bürokratlarına hem Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına verdikleri teklifleri tekrar gözden geçirmelerini ve mutfakla, çarşıyla, pazarla aynı oranda bu işi görmelerini istiyoruz" diye konuştu.



Sağlık-Sen Genel Başkanı Doğan: "Kamu İşveren Heyeti’nin verdiği teklifi tekrar gözden geçirmelerini istiyoruz"

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Kahramanmaraş Tescilli Maraş kelle paça kış mevsiminin vazgeçilmezi Soğuk havaların etkisini artırmasıyla birlikte, Kahramanmaraş’a özgü Maraş kelle paça, kış mevsiminin vazgeçilmez lezzetleri arasında yer aldı. Özellikle sabahın erken saatlerinden itibaren paça salonlarında yoğunluk yaşanıyor. Yüzyıllardır Maraş mutfağının önemli bir parçası olan Maraş kelle paça, Türk Patent ve Marka Kurumu tarafından 2011 yılında coğrafi işaretle tescillendi. Kış aylarında yoğun talep gören ürün, kentteki paça salonlarında vatandaşlardan ilgi görüyor. Soğuk havalarda tercih edilen lezzetler arasında yer alan Maraş kelle paça, özellikle gece ve sabah saatlerinde tüketiliyor. Kent genelindeki paçacılarda kış mevsimiyle birlikte müşteri sayısında artış yaşandığı gözlemleniyor. Kendine özgü hazırlanış yöntemi ve lezzetiyle öne çıkan Maraş kelle paça, coğrafi işaret tesciliyle birlikte Kahramanmaraş’ın gastronomi değerleri arasında önemli bir yer tutuyor. Vatandaşlar, kış mevsiminde kelle paçaya olan ilgisini sürdürmeye devam ediyor. Paçacı ustası Remzi Ulaş, "Elimizden geldiğince paçamızı dünyaya duyurmaya çalışıyoruz. Özellikle çocukların kemik gelişiminde, kırık ve çıkıklarda çok faydalıdır. İnsan sağlığına çok faydalıdır. Kış mevsimi havalar soğudu ve talepler arttı" dedi. Vatandaşlardan Ahmet İspir, "Kelle paça denilince Türkiye ve Kahramanmaraş gelir. Kentimizin meşhur yemeğidir. Ben 15 yıldır paça içerim" diye konuştu. Vatandaşlardan Mahmut Kaptanoğlu ise, "Göz, beyin, dil ve birçok faydası ile karışık şekilde yenmesi daha faydalıdır. Siyah paça furyası yoğunlaştı ama karışık paçanın daha lezzetli olduğunu iddia ediyorum" ifadesini kullandı.
İzmir Gökdelende nefes kesen tatbikat İzmir’de itfaiye ekipleri, Bayraklı’daki 47 katlı bir gökdelende gerçekleştirdikleri yangın ve arama kurtarma tatbikatıyla gerçeği aratmayan bir operasyona imza attı. Senaryo gereği 11. katta mahsur kalan bir personelin saniyelerle yarışarak kurtarıldığı dev tatbikatta, yüksek katlı binalarda tahliye yollarının önemi ve acil müdahale kapasitesi sahada test edildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Dairesi Başkanlığı ekipleri, yüksek katlı binalarda muhtemel yangın ve acil durumlara hazırlık amacıyla Bayraklı gökdelenler bölgesinde bulunan 47 katlı bir binada kapsamlı bir yangın ve arama kurtarma tatbikatı gerçekleştirdi. Senaryoya göre, binanın 11. katındaki temizlik odasında sigaranın söndürülmeden atılması sonucu çıkan yangın kısa sürede büyüdü. Çalışanlar 112 Acil Çağrı Merkezi’ne haber verdi. Olay yerine hızla ulaşan itfaiye ekipleri, mahsur kalan bir personeli güvenli şekilde kurtarırken, yangını da kontrol altına aldı. Dumandan etkilenen kişi AKS ekiplerince ilk müdahaleyi aldı. Yüksek katlı binalarda tatbikat can güvenliğinin anahtarı İtfaiye Merkez Bölge 3. Posta Amiri Yiğit Uygun, yüksek katlı binalarda yapılan tatbikatların can güvenliği açısından kritik olduğunu belirterek, "Bu yapılarda çok sayıda insan bulunuyor. Tatbikatlar, insanların tahliye yollarını öğrenmesi ve acil durumlarda güvenli hareket etmeleri için büyük önem taşıyor. Tatbikatlar sayesinde hem bina kullanıcıları kaçış yollarını öğreniyor hem de bu yolların görünürlüğü ve erişilebilirliği sahada test ediliyor. Amaç, muhtemel bir durumda can kaybı yaşanmadan sürecin yönetilmesini sağlamak" dedi.