EKONOMİ - 01 Haziran 2024 Cumartesi 09:43

TZOB Başkanı Bayraktar: "Çocuklarımız süt ürünlerini yeterince tüketemiyor"

A
A
A
TZOB Başkanı Bayraktar: "Çocuklarımız süt ürünlerini yeterince tüketemiyor"

Türkiye Ziraat Odaları Birliği (TZOB) Genel Başkanı Şemsi Bayraktar, "Çocuklarımız süt ve süt ürünlerini yeterince tüketemiyor, sağlıklı beslenemiyor. Bu ürünler özellikle yoksul aile çocuklarına ulaşamıyor" dedi.


Mayıs ayında üretici ile market arasındaki fiyat değişimlerini, aylık ve yıllık girdi fiyatlarındaki değişimleri, hasadı başlayan hububatta yaşanan son gelişmeleri ve 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla süt sektörüne yönelik beklentileri değerlendirdi.



"Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 284,6 ile limon takip etti"


Mayıs ayında üretici ve market arasındaki fiyat farkının en fazla yüzde 293,9 ile kuru incirde görüldüğünü belirten Bayraktar, “Kuru incirdeki fiyat farkını yüzde 284,6 ile limon, yüzde 247,3 ile salatalık, yüzde 233 buçuk ile elma, yüzde 213,2 ile kuru soğan takip etti. Kuru incir 3,9 kat, limon 3,8 kat, salatalık 3,5 kat, elma 3,3 kat, kuru soğan 3,1 kat fazlaya satıldı. Üreticide 115 lira olan kuru incir markette 452 lira 99 kuruşa, 7 buçuk lira olan limon markette 28 lira 84 kuruşa, 7 buçuk lira olan salatalık 26 lira 5 kuruşa, 10 lira 70 kuruş olan elma 35 lira 69 kuruşa ve 6 lira 25 kuruş olan kuru soğan 19 lira 58 kuruşa satıldı” ifadesini kullandı.


Bayraktar, Mayıs ayında fiyatı en fazla artan ürünün markette havuç, üreticide patlıcan olduğunu belirtirken fiyatı en fazla düşen ürünün hem markette hem de üreticide kuru soğan olduğunu söyledi.



"Mayıs’ta markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 34,7 ile havuç oldu"


Market fiyatlarını değerlendiren Bayraktar, 35 ürünün 22’sinde fiyat artışı, 12’sinde fiyat azalışı ve 1 üründe ise fiyat değişiminin olmadığını belirterek, şunları kaydetti:


“Mayıs ayında markette fiyatı en fazla artan ürün yüzde 34,7 ile havuç oldu. Havuçtaki fiyat artışını yüzde 16,6 ile limon, yüzde 16,3 ile patlıcan, yüzde 15 ile yumurta ve yüzde 13 ile Antep fıstığı takip etti. Markette fiyatı en fazla azalan ürün ise yüzde 21,6 ile kuru soğan oldu. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 15,5 ile tavuk eti, yüzde 12,7 ile sivri biber, yüzde 9,7 ile domates ve yüzde 9,2 ile yeşil soğan izledi.”



"Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 34,2 ile kuru soğanda görüldü"


Üreticideki fiyatları da değerlendiren Bayraktar, Mayıs ayında 27 ürünün 3’ünde fiyat artışı olduğunu, 13 ürünün fiyatında düşüş görüldüğünü ve 11 üründe ise fiyat değişiminin olmadığını dile getirerek, “Üreticide en çok fiyat düşüşü yüzde 34,2 ile kuru soğanda görüldü. Kuru soğandaki fiyat düşüşünü yüzde 31 ile salatalık, yüzde 23 ile elma, yüzde 22,2 ile kuru kayısı, yüzde 21 ile kabak ve yüzde 19,9 ile domates izledi. Üreticide en çok fiyat artışı yüzde 41 buçuk ile patlıcanda görüldü. Patlıcandaki fiyat artışını yüzde 25 ile patates ve yüzde 19,1 ile yumurta izledi” ifadelerini kullandı.



Üreticideki fiyat değişimlerini de değerlendiren Bayraktar, şu ifadelere yer verdi:


“Kuru soğanda erkenci çeşidin hasadı Nisan ayı itibarıyla başladı. Mevsim normalleri üzerinde gerçekleşen hava sıcaklıkları ile normal çeşitlerde de olgunlaşma erken oldu. Erkenci çeşidin depolanamaması ile arzda yaşanan artışla kuru soğan fiyatı geçen yılın altına düşerek 6 lira 25 kuruşa geriledi. Salatalık, kabak, domates ve yeşil soğandaki fiyat düşüşü tarla üretimine geçilmesinden dolayı arzda yaşanan artıştan kaynaklandı. Talepte yaşanan azalmadan dolayı elma ve kuru kayısı fiyatlarında düşüş yaşandı.


Patlıcandaki fiyat artışı seradan tarlaya geçiş dönemi olması sebebiyle yaşanan arz düşüklüğünden kaynaklandı. Patates fiyatlarındaki artış, aşırı yağışlardan dolayı hasadın yoğun yapılamaması nedeniyle düşen arzdan kaynaklandı. Yumurtada yaşanan fiyat artışı arz ve talepteki değişimden kaynaklandı.”



Mayıs ayı aylık ve yıllık girdi fiyatlarında yaşanan değişimleri değerlendiren Bayraktar, şöyle konuştu:


“Ziraat Odalarımız aracılığıyla girdi piyasalarından aldığımız fiyat verilerine göre; Mayıs ayında, Nisan ayına göre 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 0,1 oranında artarken ÜRE gübresi yüzde 5, DAP gübresi yüzde 1,1, amonyum sülfat gübresi yüzde 0,9 ve amonyum nitrat gübresi yüzde 0,7 oranında düştü.


Geçen yılın Mayıs ayına göre son bir yılda amonyum sülfat gübresi yüzde 56,4, ÜRE gübresi yüzde 35,6, amonyum nitrat gübresi yüzde 32,2, DAP gübresi yüzde 30,1 ve 20.20.0 kompoze gübresi yüzde 29,4 oranında arttı.


Mayıs ayında Nisan ayına göre besi yemi yüzde 1,7, süt yemi yüzde 1 buçuk, son bir yılda besi yemi yüzde 43,8, süt yemi ise yüzde 45,9 oranında arttı. Elektrik fiyatları yıllık olarak yüzde 19,8 oranında artarken tarım ilacı fiyatları yüzde 66,6 oranında arttı. Mazot fiyatları aylık yüzde 1,7 oranında düşmesine rağmen yıllık bazda yüzde 109 oranında artarak geçtiğimiz aylarda olduğu gibi yıllık bazda fiyatı en fazla artan tarımsal girdi oldu.”


Hububat üretiminde yüzde 5,4 oranında azalma beklendiğini kaydeden Bayraktar, konuşmasına şöyle devam etti:


“Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) 1. tahmin verilerine göre, bitkisel üretimin geçen yıla göre, yüzde 0,8 oranında artarak bu yıl 138 milyon tona yükselmesi bekleniyor. Veriler hububatta toplam üretimin geçen yıla göre yüzde 5,4 oranında azalacağını gösteriyor.


Hububat içerisinde üretimin, arpada yüzde 8,7, mısırda yüzde 5,6, buğdayda yüzde 4 buçuk oranında gerileyeceği tahmin ediliyor. Son 10 yılda buğday ekim alanlarının yüzde 13,7 oranında azaldığı görülüyor. Bu azalma, buğday üretiminden kaçış olduğunu gösteriyor. Buğday ekim alanları azalırken, arpada ekim alanları yüzde 20 buçuk, mısırda yüzde 45,1 meyve alanlarında yüzde 24,7 oranında artış görülüyor.


Buğday ülkemiz insanının beslenmesinde önemli yer tutan stratejik ürünümüzdür. Ülkemizde buğday üretiminin azaldığı, ithal maliyetlerin arttığı yıllarda, halkın temel gıdası olan ekmek başta olmak üzere unlu mamullerde fiyatlar artıyor. Buğdayda ekim alanlarının artırılması, dünyada yaşanabilecek risklere karşı stokların korunması her zaman çok önemlidir.”



"Çocuklarımız süt ürünlerini yeterince tüketemiyor"


1 Haziran Dünya Süt Günü’ne ilişkinde açıklamalarda bulunan Bayraktar, şöyle konuştu:


“Ülkemiz dünya koyun sütü üretiminde 2’nci, keçi sütü üretiminde 6’ncı, inek sütü üretiminde 10’ncu sırada yer alıyor. Ülkemizde hayvansal üretim değerinin yarısından fazlasını süt sektörü karşılıyor. Çocuklarımız süt ve süt ürünlerini yeterince tüketemiyor, sağlıklı beslenemiyor. Bu ürünler özellikle yoksul aile çocuklarına ulaşamıyor. Okul sütü programlarıyla tüm çocukların gerek bedensel gerekse zihinsel gelişimi için çok önemlidir.


İnsan sağlığı için çok önemli olan süt, hayvancılık sektörünün de en önemli lokomotif ürünüdür. İnsan beslenmesinde ve protein ihtiyacının karşılanmasında önemli bir yere sahip olan sütte, sektörün devam eden sorunlarına çözüm bulunmalıdır.


Süt fiyatlarını baskılamak yerine, yem fiyatları kontrol altına alınmalı, küçük aile işletmelerimiz başta olmak üzere süt üreticilerimize makul fiyatlardan kaba ve kesif yem temini sağlanmalıdır. Üretimde yaşanan sorunların çözüme kavuşması ile uluslararası pazarlarda rekabetimizin önü açılacaktır. Hedefimiz, süt ve süt ürünlerinde üretimimizi artırarak, 200’e yakın peynir çeşidimiz başta olmak üzere eşsiz kalitedeki süt ürünlerimizi dünya tüketicisiyle buluşturmak olmalıdır.”


Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Eskişehir Eskişehir 1 gün boyunca susuz kaldı Eskişehir’de arıza sebebiyle yaklaşık 24 saat boyunca yaşanan su kesintisi vatandaşları mağdur etti. Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Su ve Kanalizasyon İdaresi (ESKİ) Genel Müdürlüğü İçme Suyu Arıtma Tesisi’nde D4 deposunu besleyen ana hatta arıza meydana geldi. Buna bağlı olarak Batıkent, Yaşamkent, Aşağı Söğütönü, Yukarı Söğütönü, Zincirlikuyu, Şirintepe, Uluönder, Ertuğrulgazi, Çamlıca, Sazova, Orhangazi, Boyacıoğlu, Karagözler ve Karacaşehir mahallelerinde dün gece saat 22.00 itibariyle su kesintisi yaşandı. Gece saatlerinde başlayan onarım çalışmalarına rağmen arıza gün boyunca onarılamadı. Günü tamamen susuz geçiren vatandaşlar, büyük mağduriyet yaşadıklarını belirtti. "Şu anda perişan bir haldeyiz" Çamlıca Mahallesi’ndeki güncel durumu anlatan vatandaş Kadir İri, "Lavabolara, tuvaletlere giremiyoruz. Su olmadığı için kombileri kullanamıyoruz. Parasını almayı biliyorlar ama çalışma hiç yok. Marketlerde de su kalmamış, yetişemedik. Şu anda perişan bir haldeyiz" dedi. "Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz" Kıraathane işletmecisi Ahmet Sallabaş, "Sabahtan beri sular yok. Kahvemiz sabah 06.00’da açılıyor, 07.30 gibi sular gitmiş. Taşıma suyla işlerimizi görmeye çalışıyoruz. Çay için damacana su kullanıyoruz. Bugün 4 damacana su taşıdık" şeklinde konuştu. "ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" AK Parti Eskişehir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekili Ahmet Sivri, sosyal medyadan açıklama yaparak duruma tepki gösterdi. Sivri’nin açıklamasında şu ifadeler yer aldı: "Plan var, hizmet yok! ’Planlı çalışma’ denilerek başlatılan kesintilerin saatlerce uzaması artık teknik bir sorun değil, açık bir yönetim problemidir. En temel hizmet olan suyun bile zamanında verilememesi, plansızlık ve kriz yönetimi eksikliğini ortaya koymaktadır. Sorun sadece bir arıza değil verilen saatlerin tutulmaması, muhatap bulunamaması ve vatandaşın bilgiye ulaşamamasıdır. Yazıktır, günahtır! Sizin iş bilmezliğiniz yüzünüzden Eskişehirli hemşehrilerimiz eziyet çekmek zorunda mı? Hafta sonu yaşanan bu tablo, birkaç açıklamayla geçiştirilemez. Vatandaş artık geçici çözümlerden ve sürekli istenen ’sabırdan’ yorulmuştur. Tepebaşı’nın neredeyse tamamında sular kesik. Vatandaştan sabır ve anlayış bekleniyor ama konu zamlar olunca kimse vatandaşı düşünmüyor. ESKİ ne zaman işini gerçekten yapacak?" Arıza yaklaşık 24 saatin ardından onarıldı Öte yandan, kısa bir süre önce ESKİ yetkilileri tarafından yapılan açıklamada ise, "Müdahale sırasında çelik boru kesimi, ara parçaların hazırlanması, montaj ve kaynak işlemleri tamamlandıktan sonra borunun sızdırmazlık testi yapılmıştır. Sonrasında kontrollü olarak depoya su basılması gerçekleştirilmiş olup şebeke hatlarına su verilmiştir. Suyun depoya dökülerek hatta ulaşması mahallelerimizin yerleşim kotlarına göre zaman alabilecektir. Elimizde olmayan nedenlerden dolayı yaşanılan su kesintisinden ötürü vatandaşlarımızın gösterdiği sabır ve anlayışa teşekkür ederiz" denildi.
Elazığ Şehit aileleri ve gaziler vefa buluşmasında bir araya geldi EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı tarafından düzenlenen programda şehit aileleri ve gaziler, vefa buluşmasında bir araya geldi. Emniyet Teşkilatı Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı (EMŞAV) tarafından, şehit aileleri ile gazilerin birlik, beraberlik ve vefa duygularını pekiştirmek amacıyla "Şühedaya Vefa, Gazileri Hürmet Buluşması" düzenlendi. Program, İl Müftüsü Yusuf Bingöl’ün yaptığı dua ile başladı. EMŞAV Elazığ İl Başkanlığı öncülüğünde bir düğün salonunda gerçekleştirilen programa, Elazığ Valisi Numan ve Ayfer Hatipoğlu çifti, Elazığ Cumhuriyet Başsavcısı Aşkın Yeğin, Elazığ İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Alparslan Doğan, İl Emniyet Müdürü Adnan Karayel, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Ömer Faruk Ergün ile çok sayıda şehit ve gazi ailesi katıldı. Programın açılış konuşmasını yapan EMŞAV Elazığ İl Başkanı Murat Demir, vakfın kuruluş süreci ve yürüttüğü faaliyetler hakkında bilgi vererek, "Emniyet Teşkilatı, Vazife Malulü ve Şehit Aileleri Vakfı 1998 yılında dernek olarak Emniyet Teşkilatı’nın şehit yakınları ve gazileri tarafından kurulmuş olup, 2011 yılında vakıf statüsüne yükselmiştir. Şu an 50’ye aşkın şubemiz ve il temsilcilerimizde ve biri Avrupa ve biri Almanya olmak üzere temsilciliklerimiz bulunmaktadır. Vakfımız şehit ayrımı yapmadan, gazi ayrımı yapmadan yani mesleki olarak ayrım yapmadan değerli ailelerimize hizmet etmekte yarışan bir kuruluştur" dedi. Şehit aileleri ve gazilerin devlet için taşıdığı anlamı vurgulayan Vali Hatipoğlu ise "Sizlerle bir arada olmaktan dolayı büyük bir mutluluk duyduğumu ifade etmek istiyorum. Şehit ailelerimizi ve gazilerimizi biz kendi ailelerimiz olarak, devletimizin birer emaneti aynı zamanda aziz şehitlerimizin bize emanetleri olarak görerek onları kendi ailelerimiz bilerek, devletimizin bir ailesi olarak görerek elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz. Bu anlamda bundan sonra da aynı şekilde davranacağız. Sizler en sevdiğiniz evlatlarınızı yitirmiş olan, yine çeşitli çatışmalarda belki gazilik payesini almış olan kardeşleriniz olarak ülkemiz için en zor zamanda, en kara günde ortaya çıkmış kahramanların emanetisiniz. Bu anlamda sizleri saygıyla, hürmetle selamlıyorum" şeklinde konuştu. Program, yapılan konuşmaların ardından şehit aileleri ve gazilerle yapılan sohbet ve hatıra fotoğraflarıyla sona erdi.
Ankara Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: "Çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, mesleki ve teknik eğitim konusunda "Valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz" dedi. Tekin 2024 Kesin Hesap kanun Teklifi görüşmelerine katıldı ve milletvekillerinin sorularını cevapladı. Tekin, Kürtçe eğitim konusunda, "Kürtçe eğitimin, vatandaşların Kürtçe öğrenmesine değin bir dizi etkinliği hayata geçirdik. Bakın, şu anda, Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde talep edilmesi durumunda vatandaşlarımız Kürtçe, Kurmanci ve Zazaca dâhil olmak üzere, 30’a yakın yaşayan dil ve lehçeyle ilgili olarak seçme ve seçtiği dersin, dilin öğrenilmesinin sağlanmasını mümkün hâle getirdik; şu anda bu mümkün. Ayrıca, Kürtçe bu dersleri okutmak üzere öğretmen atamaları da yaptık, yapmaya da devam ediyoruz. "Kaç öğretmen atadınız?" sorusuyla ilgili olarak ben şu ifadenin altını çizmek istiyorum, burada değerli milletvekillerimize şöyle bir çağrıda bulunmak istiyorum: Siz bizim öğretmen atamamızı istiyorsanız Zazaca ve Kurmanci derslerini okutmak üzere, bölgede çocukların bu dersleri seçmelerini sağlamanız lazım. Ben size şunu söylüyorum: Biz, herhangi bir branştan atama yaparken, norm hesabını yaparken okutulan derslerin Türkiye genelinde sayısını topluyoruz ve akabinde kaç öğretmenimiz var, maaş karşılığı olarak ne kadar derse girilmesi gerekiyor bölüyoruz ve norm ihtiyacımızı buluyoruz. Dolayısıyla bu konunun şöyle çözülmesi gerekir: Talep oldukça norm ihtiyacı olacaktır ve atama yapacağız. Şu anda, hâlihazırda sistemde var olan öğretmenlerimiz bizim norm ihtiyacımızı karşılar durumda olduğu için norm ihtiyacı gözükmüyor" ifadelerini kullandı. Tekin şöyle konuştu: "Bir diğer konu şu: Bakın, şu anda, okullarımız dışında isteyen herkesin Kürtçeyi öğrenebileceği özel öğretim kursu açma hakkı vardır. Teşvik edin, orada işverenler, orada işletmeciler bu kursları açsınlar Kürtçeyle ilgili. O yüzden, bütün bunlar yapılmışken hükûmetimizi, Bakanlığımızı Kürtçe düşmanlığıyla suçlamanızı gerçekten kabul etmiyorum. Lütfen karşılaştırma yaparken öncesiyle beraber karşılaştırın." Tekin Mesleki ve Teknik eğitim veren okullara ilişkin, "Mesleki ve Teknik Eğitim veren okullarda iş başı ve iş başı beceri eğitimi ile ilgili olarak öğrencilerimizin sahada bu konuda becerilerini geliştirecek işletmelerle protokoller yapıyoruz. Bu protokolleri yaparken, valiliklerimizin, il müdürlüklerimiz, il istihdam kurullarımız, bu protokollerin yapılacağı her bir işletmeyle oturup iş sağlığı ve güvenliği üzerinden incelemeler yaparlar. Bu incelemeler sonucunda çocuklarımızın en ufak can güvenliği riski varsa bu işletmeyle protokol imzalanmaz. Protokol imzalandıktan sonra bizim Çalışma Bakanlığı müfettişleri, Milli Eğitim Bakanlığı müfettişleri rutin aralıklarla denetimlerini yaparlar, çocuklarımızın güvenliğine dair en küçük risk söz konusu ise protokoller iptal edilir. Bugün 25 bin bu yıl için protokol iptali yapılmış" şeklinde konuştu.