POLİTİKA - 28 Kasım 2025 Cuma 12:05

Yeni parti programının görüşüleceğıi CHP 39. Olağan Kurultayı başladı

A
A
A
Yeni parti programının görüşüleceğıi CHP 39. Olağan Kurultayı başladı

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) 39. Olağan Kurultayı başladı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, yeni parti programını delegelerin takdirine sunacaklarını belirterek, "Bu salondan bir iktidar perspektifi, bir iktidar yürüyüşü ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı için ortaya koyacağı bir hükümet programı ortaya çıkacak" dedi.


‘Şimdi iktidar zamanı’ sloganıyla düzenlenen CHP 39. Olağan Kurultayı, Atatürk Spor Salonu’nda başladı. Kurultayda divan başkanlığına delegelerin oylarıyla Eskişehir Büyükşehir Belediye Başkanı Ayşe Ünlüce seçildi. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, delegelerin tamamına yakınının hazirun listesine imzalarını atmasıyla toplantı yeter sayısının tamamlandığını söyleyerek, kurultayı açtı. Yeni parti programını delegelerin takdirine sunacaklarını aktaran Özel, "Yarın 81 ilden, Türkiye’nin dört bir yanından buraya koşup gelecek Cumhuriyet Halk Partililerin takip edecekleri bu salonda bugün delegelerimizle ve davetlilerimizle birlikte program çalıştayımızı yapacağız. Bildiğiniz gibi iki yıl önce bu salonda değişim kurultayımızda birtakım sözler, vaatler ve önümüze bir çalışma takvimi koyulmuştu. O takvimin içinde hiç şüphe yok ki en önemli iki hedefimiz, tüzüğümüzü değiştirmek ve programımızı yenilemekti" şeklinde konuştu.


Özel, bugün yalnızca program detaylarına ilişkin konuşma taraftarı olduğunu aktararak, "Bugün programla ilgili detayların, programla ilgili Cumhuriyet Halk Partisi’nin ortaya koyduğu perspektifin, Türkiye’nin önüne koyacağı yol haritasının önüne geçmemesi açısından konuşmamı sadece programla ilgili kısımlarla sınırlı tutacağım. Siyasi polemiklere, siyasi değerlendirmelere ya da önümüzdeki süreçle ilgili hep birlikte kararlılığımızı ifade edeceğimiz söylemlerin tamamını yarına bırakıyorum" ifadelerini kullandı.



"100 yıl sonra ‘Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeyi bir kez daha kurtarır’ dedirtebilmenin esas yolunun bu çalışmalardan geçtiğini biliyorduk"


Esas meselenin iktidar olmak olduğunu vurgulayan Özel, "Esas meselenin her şeyden kurtulmak için iktidar olmak, iktidar olmak için Türkiye’nin önüne Türkiye’nin sorunlarını çözecek hem kadroları, hem programı çıkarmak, bu programdan bir hükümet programı çıkarmak, o hükümet programının somut vaatlere evrilmesinin ve kamuoyunda ‘Evet, bizi bu program kurtarır, bu parti kurtarır, bu kadro kurtarır. 100 yıl sonra Cumhuriyet Halk Partisi bu ülkeyi bir kez daha kurtarır’ dedirtebilmenin esas yolunun bu çalışmalardan geçtiğini biliyorduk. O kararlılıkla da bugün sizlerle buradayız, sizlerle birlikteyiz" şeklinde konuştu.



"Güçlenen Türkiye’yi nasıl taahhüt edebiliriz, bugün burada bunları çalışacaksınız"


Umudu örgütlemek için yola çıktıklarını söyleyen Özel, sözlerini şöyle sürdürdü:


"Bu salonda bugün ben birazdan aranıza katıldıktan sonra Cumhuriyet Halk Partisi’nin demokrasi ve adalet konusunda kurumların yıpratıldığı, kuralların esnetildiği, gevşetildiği, terk edildiği bir büyük çöküşe, bir yandan sokakta çetelerin dolaştığı, bir yandan insanların yarın evine ekmek götürüp götüremeyeceği kaygısını taşıdığı bir güvencesizlik ortamında başta mahkemelerde, hukukta, sonra ekonomide, sonra sosyal hayatta ve Türkiye’nin yarınlarında nasıl güvenli yarınları kurabiliriz, dirençli bir yurttaşı, güvenli yarınları ve kalkınan Türkiye’yi, güçlenen Türkiye’yi, kazanan Türkiye’yi nasıl sağlayabiliriz, nasıl taahhüt edebiliriz, bugün burada bunları çalışacaksınız. Bu çökmüş sisteme karşı umudu örgütlemek için yola çıktık. Bunun için demokrasiyi konuşacağız, hukuku konuşacağız. Demokrasinin önündeki en büyük engel olan seçim barajını konuşacağız. Sadece belli partilere yapılan Hazine yardımının nasıl siyasetin toplumsallaşmasının önünde engel olduğunu ve bunu nasıl aşacağımızı konuşacağız. Siyasetin finansmanını, Siyasi Ahlak Yasası’nı, GRECO kriterlerini de aşacak, Türkiye’de siyasetin hem finansmanını şeffaflaştıracak, hem yolsuzlukların önünü kesecek hem de bundan sonra her türlü tartışma ve ikili hukuk uygulamalarının önüne geçecek bir çalışmayı burada olgunlaştıracaksınız."



"Vizesiz Avrupa’nın nasıl mümkün olduğunu bu salonda sizler olgunlaştıracaksınız"


Dış politika perspektifinin de tartışılacağını anlatan Özel, "Türkiye’nin bundan sonraki hem dış politikasını, hem Avrupa’nın çok ihtiyaç duyduğu güvenlik kaygıları için en önemli müttefiki olabileceğini hem de Cumhuriyet Halk Partisi’nin ortaya koyduğu cesur, kararlı ve doğru ilişkilerle ilerlediği Avrupa Birliği’ne tam üyelik hedefinde gençler için yasaksız bir Türkiye, vizesiz Avrupa’nın nasıl mümkün olduğunu bu salonda sizler olgunlaştıracaksınız" açıklamasında bulundu.



"Her şeye rağmen tartışmanın sesinin değil, içinin güçlü olduğu bir süreci birlikte örmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz"


Özel, kurultayda CHP iktidarı için bir hükümet programının ortaya çıkacağını söyleyerek şunları kaydetti:


"Bu salondan elbette bir program için beklenenden çok daha somut ama ‘Sorunlar nasıl çözülecek?’ meselesine didik didik baktığında belki bir parça soyut kavramlar çıkacak. Ama bu salondan bir iktidar perspektifi, bir iktidar yürüyüşü ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin iktidarı için ortaya koyacağı bir hükümet programı ortaya çıkacak. Sonra bu programı burada bırakıp gitmeyeceksiniz. Bu programı zihninize, gönlünüze ve elinize alıp şehirlerinize gideceksiniz. Önce yöneticilerimizle, sonra 2 milyon üyemizle bir büyük ordu olarak ev ev, sokak sokak, dükkan dükkan, işçi servisinde, iş yerlerinin önünde, köylerde ve evlerde, Türkiye’nin en önemli seçmen gruplarından birisi olan, evinde çalışmayan, aslında ev işçisi olarak evdeki emeğiyle Türkiye’nin yarını çocuklarını yetiştiren ama Cumhuriyet Halk Partisi’nin ulaşmakta güçlük çektiği ev kadınlarının kapısını çalacak, onun çocuğunun kreşini de, okul yemeğini de, barınma hakkını da, gelecek güvencesini de, bir dünya vatandaşı olması umudunu da onlarla birlikte öreceksiniz. Bu salondan Türkiye’nin gelecek iktidarının kararlılığını, o konuda Cumhuriyet Halk Partisi’nin inancını, birkaç gün içerisinde somutlaştıracağı ve zenginleştireceği kadrolarını ve bu konudaki yürüyüş ordusunun ilk harekete geçen takımını burada ağırlamaktan, bugün bu güçlü takımla, bu güçlü ekiple birlikte bunu her şeye rağmen oturup slogansız tartışmanın, sesinin değil içinin güçlü olduğu bir süreci birlikte örmekten büyük bir memnuniyet duyuyoruz."


3 gün sürecek kurultayın ilk gününde parti programı delegelere tanıtılacak. Ayrıca Parti Meclisi üye sayısının 60’dan 80’e yükseltilmesi ve gençlik kollarındaki yaş sınırının 18-40 aralığına çekilmesi gibi değişikliklerin de kurultayın ilk gününde yapılması planlanıyor. Bin 300’ün üzerinde delege, kuruytayda yeni parti programının yanı sıra, parti tüzüğündeki bazı maddelerde değişikliğe gidilmesi için de oy kullanacak.



Yeni parti programının görüşüleceğıi CHP 39. Olağan Kurultayı başladı

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
İstanbul L’oréal Türkiye genç bilim kadınlarını ödüllendirmeye devam ediyor Tekno-güzellik şirketi L’Oréal Türkiye’nin UNESCO Türkiye Milli Komisyonu iş birliğiyle yürüttüğü "Bilim Kadınları İçin" programı 23 yıldır devam ediyor. Program, bugüne kadar Türkiye’den 128 bilim kadınını destekledi. Bu yıl Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nden Doç. Dr. Banu İyisan, Üçlü Negatif Meme Kanseri için tamamen doğal biyomalzemelerle akıllı ve hedefli nanoilaç teknolojileri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle ödüllendirildi. Türkiye’nin önde gelen kurumsal sosyal sorumluluk programlarından biri olan "Bilim Kadınları İçin" programında, bu yıl ödül alan bilim kadınları L’Oréal Türkiye’nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen tören ile duyuruldu. Bu kapsamda Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü öğretim üyesi Doç. Dr. Banu İyisan, tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri (ÜNMK) tedavisinde hedefli ve akıllı nanoilaç sistemleri geliştirmeyi amaçlayan projesiyle öne çıkıyor. Kadınlarda en sık görülen kanser türü olan meme kanserinin agresif alt türlerinden Üçlü Negatif Meme Kanseri’ne yönelik bu çalışma, mevcut tedavilerin sınırlılıklarını aşmayı hedefleyen önemli bir yaklaşım sunuyor. Eğitim ve araştırma yolculuğu: Almanya’dan Türkiye’ye uzanan bilim kariyeri Programın uluslararası ayağı olan L’Oréal-UNESCO For Women in Science, 140’dan fazla ülkede 4 bin 700’den fazla bilim kadınını desteklemiş ve bu isimlerden 7’si daha sonra Nobel Ödülü’ne layık görülmüştü. Türkiye, bu programın en aktif yürütüldüğü ve en çok destek veren ilk beş ülkeden biri olarak öne çıkıyor. İstanbul Teknik Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünde lisans ve yüksek lisansını tamamlayan Doç. Dr. Banu İyisan 2012 yılında doktora eğitimi için Almanya’ya taşındı. Leibniz Polimer Enstitüsü’nde biyomedikal nanomalzemeler, kontrollü ilaç salım sistemleri, sentetik biyoloji ve biyosensör uygulamaları üzerine çalıştı; 2016’da Dresden Teknik Üniversitesi’nden doktora derecesini aldı. Doktora sürecinde International Helmholtz Research School for Nanoelectronic Networks (IHRS NANONET) programında nanoteknoloji ve malzeme bilimi üzerine eğitim alan araştırmacı, 2017-2020 yılları arasında Max Planck Polimer Araştırma Enstitüsü’nde yürütülen bir AB projesinde, meme kanseri teşhisi için nanofotonik sistemler geliştirmeye yönelik doktora sonrası çalışmalar yaptı. 2023 yılında Max Planck Partner Grup Lideri seçilerek, MPIP ile uluslararası iş birliğini güçlendirdi. Üçlü negatif meme kanserine yönelik yenilikçi tedavi yaklaşımı Yürüttüğü akıllı hibrit nanoilaç teknolojisi projesiyle, meme kanserinin en agresif alt türlerinden biri olan Üçlü Negatif Meme Kanseri’nin hedefli tedavilere yanıt vermemesi ve mevcut kemoterapi ilaçlarının ciddi yan etkilere yol açması nedeniyle ortaya çıkan ihtiyaca çözüm sunmayı amaçlayan İyisan, proje kapsamında tamamen doğal biyomalzemeler kullanarak Üçlü Negatif Meme Kanseri hücrelerini seçici biçimde hedefleyebilen ve pH gibi çevresel uyarılara duyarlı çalışan akıllı hibrit nanoilaç taşıyıcılarının tasarlanmasını hedefliyor. Bu yaklaşım, tedavi etkinliğinin artırılmasına ve yan etkilerin önemli ölçüde azaltılmasına katkı sağlamayı amaçlarken, sürdürülebilir teknolojilerle geliştirilen sistemin gelecekte farklı agresif kanser türlerinde de uygulanabilir olması hedefleniyor. 2020 yılından bu yana Boğaziçi Üniversitesi Biyomedikal Mühendisliği Enstitüsü’nde görev yapan Doç. Dr. Banu İyisan aldığı fonlarla Biyofonksiyonel Nanomalzeme Tasarım Laboratuvarı’nı kurarak araştırmalarını burada sürdürmeye devam ediyor.
Erzincan Erzincan’da 111 bin tuz çalısı toprakla buluşturuldu Erzincan’da 3 köyde 1000 dekarlık mera alanına dikilen tuz çalısı, erozyonla mücadele ve hayvancılıkta kaba yem ihtiyacına katkı sunacak. Erzincan İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen proje kapsamında, kent genelinde mera kalitesini artırmak ve hayvancılıkta kaba yem açığını azaltmak amacıyla bir çalışma hayata geçirildi. Bu kapsamda Erzincan’da 3 köyde toplam 1000 dekarlık mera alanına 111 bin adet Atriplex Halimus (Tuz Çalısı) fidanı dikildi. Son yıllarda hem hayvan beslenmesinde hem de erozyonun önlenmesinde etkin şekilde kullanılan tuz çalısı bitkisi, özellikle kurak ve tuzlu topraklara uyum sağlamasıyla dikkat çekiyor. Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürlüğü de bu özelliklerinden dolayı tuz çalısını meraların ıslahında yaygınlaştırarak, hayvancılığın sürdürülebilirliğine katkı sağlamayı hedefliyor. Proje kapsamında Mollaköy Mahmutlu Mahallesi’nde 300 dekarlık alana 33 bin 300 adet, Pınarönü köyünde 450 dekarlık alana 49 bin 950 adet ve Aydoğdu köyünde ise 250 dekarlık alana 27 bin 750 adet tuz çalısı fidanı toprakla buluşturuldu. Tarım ve Orman Bakanlığı Bitkisel Üretim Genel Müdürlüğü tarafından finanse edilen projenin toplam maliyeti ise 2 milyon TL olarak açıklandı. Proje sahasında incelemelerde bulunan Erzincan Tarım ve Orman İl Müdürü Alper Koçaker, Erzincan’ın yüzölçümünün yaklaşık üçte birinin meralardan oluştuğunu belirterek, bu alanların verimliliğinin artırılmasının hayvancılık açısından büyük önem taşıdığını ifade etti. Hayvancılık sektörünün ihtiyaç duyduğu kaba yemin önemli bir bölümünün meralardan karşılandığını vurgulayan Koçaker, özellikle küçükbaş hayvancılığın meralara bağımlı olduğuna dikkat çekti. Erzincan’da her yıl ortalama 3 meranın ıslah ve amenajman projelerine dahil edildiğini belirten İl Müdürü Koçaker, tuz çalısı projelerinin de bu çalışmaların önemli bir parçası olduğunu söyledi. Tuz çalısının derin ve kazık kök yapısı sayesinde toprağı tutma kapasitesinin yüksek olduğunu ifade eden Koçaker, bu özelliğiyle erozyonla mücadelede etkili bir bitki olduğunu kaydetti. Koçaker açıklamasında, "Tuz çalısı kuraklığa dayanıklı, iklim değişikliği ve çölleşmeye karşı dirençli, sorunlu ve tuzlu topraklarda bile yetişebilen çok önemli bir bitkidir. Kış mevsiminde yaprağını dökmemesi ve yoncaya eş değer besin değerine sahip olması hayvancılık açısından büyük avantaj sağlamaktadır. Hayvanlar tarafından sevilerek tüketilen tuz çalısı, tuzlu yapısı sayesinde hayvanların tuz ihtiyacını da doğal yoldan karşılamaktadır. Mahmutlu, Pınarönü ve Aydoğdu köylerimizde 111 bin adet tuz çalısı fidanını toprakla buluşturduk" ifadelerini kullandı. Hayata geçirilen proje ile birlikte Erzincan’da meraların verimliliğinin artırılması, erozyonun azaltılması ve hayvancılıkta sürdürülebilir yem kaynaklarının güçlendirilmesi hedefleniyor.