ÇEVRE - 03 Ekim 2020 Cumartesi 17:39

150’nin üzerinde kuş türünün bulunduğu Boğaçayı’nda kuş gözlemi

A
A
A
150’nin üzerinde kuş türünün bulunduğu  Boğaçayı’nda kuş gözlemi

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Kuş Gözlem Gününde Boğaçayı’nda Kuş Gözlemi gerçekleştirdi.

Antalya Büyükşehir Belediyesi, Avrupa Kuş Gözlem Gününde Boğaçayı’nda Kuş Gözlemi gerçekleştirdi. Etkinliğe katılan gözlemciler 150’den fazla türe ev sahipliği yapan Bogaçayı’nda teleskop ve dürbünlerle kuşları inceledi.


Büyükşehir Belediyesi, kuşlar için hayati önem taşıyan doğal kaynakların korunmasına dikkat çekmek, kuşların yılda iki kere gerçekleştirdiği uzun ve zorlu göç yolculuğu hakkında bilgilendirmek amacıyla 3-4 Ekim Avrupa Kuş Gözlem Günü’nde Antalyalı kuş gözlemcilerine yönelik etkinlik düzenledi. Etkinlik kapsamında kuş gözlemcileri sabahın erken saatlerinde Boğaçayı’na gelerek dürbünlerle ve fotoğraf makineleriyle yaklaşık 150’nin üzerinde yerleşik ve göçmen kuş türlerini gözlemleme imkanı buldu. Kuşların yaşam alanlarının bir parçası olduğu ve doğayı doğadan öğrenme kültürünü yaygınlaştırmayı hedefleyen etkinlikte az sayıda kalan doğal su kaynaklarının planlı bir şekilde korunmasına dikkat çekildi.


Avrupa Kuş Gözlem Gününde kuş gözlemcileriyle birlikte Boğaçayı’nda gözlem yapan Büyükşehir Belediyesi Çevre Kurulu Başkanı Lokman Atasoy, gözlemcilere Boğaçayı hakkında bilgi verdi. Boğaçayı’nın üzerinde yaşayan canlılar ve çevre açısından önemine değinerek kente ait bu tür doğal alanların korunarak gelecek nesillere taşınmasının önemini vurguladı.



150’nin üzerinde kuş türü var


Kuş Gözlem Günü kapsamında Antalya Büyükşehir Belediyesi koordinasyonunda bir etkinlik düzenlendiğine dikkat çeken Atasoy, “Etkinliğimize Antalya’daki kuş gözlemcileri ve kuş fotoğrafçıları eşlik ettiler. Kendileri özellikle Boğaçayı’nın yukarısındaki bu alanı tercih ettiler çünkü Boğaçayı’nda 150’nin üzerinde yerleşik ve göçmen kuş türü var. Burası hakikaten yaşayan bir alan, bir ekosistem. Yüzlerce kuş türü burada besleniyor, ürüyor, hayatını devam ettiriyor. Şehrimizle iç içe olan bu tür doğal alanların ve biyolojik çeşitliliğin korunması son derece önemli. Burada yapılacak çalışmalarda, çevresel etkilerin dikkate alınarak koruma odaklı planlaması önem arz etmektedir” dedi.


Uzman Veteriner Hekim kuş gözlemcisi Gökçe Coşkun, “Avrupa Kuş Gözlem Günü etkinliği adı altında Antalya Büyükşehir Belediyesi ile birlikte düzenlenen etkinlikte bir araya geldik. Alanı hem tanımak hem alandaki kuş çeşitliliğini görmek için kuş gözlemcileriyle beraber şu anda gözlem yapıyoruz. Bu alanın ne kadar değerli olduğunu hem insanlara göstermek hem de kuşların insanlar için önemli olduğunu anlatmak için buradayız. Boğaçayı Antalya’da yapılan gözlemlerde 150’den fazla kuş türüne ev sahipliği yapan bir alan olarak öne çıkıyor. Daha önce yapılan ıslah çalışmaları biraz ağır şekilde seyrettiği için alana baya zarar vermişti. Yalnız şimdi bu ıslah çalışmaları durduğu için alan yine eski haline gelmeye başladı. Tekrardan bu sazlıkların oluşması burada bir çok kuş türünün tekrar buraya gelmesini sağladı. Burada birçok kum kuşunu, balıkçılları, yalıçapkınlarını, İzmir yalıçapkını gibi daha ender türleri gözlemleyebiliyoruz. Birçok kuş türü yıl boyunca 4bin 5bin km yol kat edip buraya gelerek beslenmelerini ve üremelerini gerçekleştirebiliyorlar. Antalya’mız için Boğaçayı çok önemli. Şehrin içinde kalmış bir sulak alan hem doğa bilincinin gelişmesi hem de kuş gözlemciler için büyük bir değer’’ diye konuştu.

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Van Van’da "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" düzenlendi Van İl Sağlık Müdürlüğü tarafından mide kanserine dikkat çekmek amacıyla düzenlenen "Mide Kanseri Farkındalık Semineri" gerçekleştirildi. İpekyolu İlçe Kütüphanesi’nde düzenlenen seminerde, mide kanserinin risk faktörleri, erken tanının önemi ve korunma yolları ele alındı. Program kapsamında halka yönelik bilgilendirici sunumlar yapıldı. Programda endoskopi taramaları hakkında bilgilendirme yapılırken, seminere katılan muhtarlar ve vatandaşlar da merak ettikleri konular hakkında uzman hekimlerden bilgi alma imkânı buldu. Seminerde konuşan Van İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, halkla bire bir temas halinde olan muhtarların toplumun doğru şekilde bilgilendirilmesinde çok önemli bir role sahip olduğunu belirtti. İl Müdürü Op. Dr. Tosun, "Bu nedenle öncelikle muhtarlarımızı bilgilendirerek, onların halkla temasını artırmayı; vatandaşlarımızın bu kanser türüne yakalanmadan önce neler yapması gerektiğini ve hastalığa yakalanmış bireylerin nasıl takip edilmesi gerektiğini anlatmayı amaçlıyoruz. Bugün bu konuları, kıymetli hocalarımız bizlere aktaracak. Sizlerle birlikte bizler de bu eğitimden faydalanacağız. Van özelinde halk sağlığını doğrudan etkileyen bu ve benzeri önemli konularda, paydaşlarımızla birlikte eğitim ve bilgilendirme çalışmalarımıza devam edeceğiz" dedi. "Sıcak çay masum çıktı" Bölgeye özgü mide kanseri risk faktörlerinden bahseden Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Genel Cerrah Prof. Dr. Sabahattin Çelik ise "Mide kanseri için araştırdığımız birkaç faktör vardı. Bunlardan ilki otlu peynir, tuzlu balık, sıcak çay ve tandır maruziyetiydi. Bu çalışmada sıcak çay masum çıktı; bu faktörle ilgili herhangi bir olumsuzluk tespit edilmedi. Ancak otlu peynirin günlük 150 gramdan fazla tüketilmesinin kanser riskini iki kat artırdığı belirlendi. Bu çalışma, birçok dergide yayımlandı" diye konuştu. Genel Cerrah Dr. Ezgi Sönmez’in sunumuyla devam eden seminer, Genel Cerrahi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Remzi Kızıltan, Dr. M. Salim Demirci ve Radyasyon Onkolojisi Uzman Dr. İlyas Anıl Kılınç’ın yöneltilen soruları yanıtlamasıyla sona erdi. Seminere İl Sağlık Müdürü Op. Dr. Muhammed Tosun, Van Eğitim ve Araştırma Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Remzi Sarıkaya, akademisyenler, uzman hekimler, sağlık personeli ve muhtarlar katıldı.
Muğla Menteşe’de çocuklar İngilizceyi eğlenerek öğreniyor Muğla Menteşe’de faaliyet gösteren Uluslararası Gençlik Merkezi, çocukların dil gelişimine ve akademik başarılarına katkı sağlamak amacıyla düzenlediği İngilizce Konuşma Kulübü ve Akademik Destek programını başarıyla tamamladı. Menteşe Gençlik ve Spor İlçe Müdürlüğü bünyesindeki Uluslararası Gençlik Merkezi, çocuklara yönelik örnek bir eğitim çalışmasına imza attı. Program iki temel sütun üzerine inşa edildi: Pratik iletişim becerileri ve okul müfredatına uyumlu akademik destek. Konuşma kulübü etkinliklerinde çocuklar; oyunlar, grup çalışmaları ve günlük hayat senaryolarıyla İngilizceyi teoriden pratiğe döktü. Bu etkinliklerle öğrencilerin Kelime dağarcıklarının zenginleştirilmesi, Doğru telaffuz alışkanlığı kazanmaları, Yabancı dilde özgüvenli iletişim kurmaları sağlandı. Programın diğer ayağında ise öğrencilerin okul derslerindeki performanslarını artırmaya yönelik çalışmalar yürütüldü. Dil bilgisi, okuma-anlama ve kelime pekiştirme seanslarıyla öğrencilerin okuldaki sınav başarılarına doğrudan katkı sunuldu. Bireysel ihtiyaçlara göre yapılan yönlendirmeler sayesinde çocuklar, zorlandıkları konuları uzmanlar eşliğinde aşma fırsatı buldu. Gençlik Merkezi yetkilileri, erken yaşta yabancı dil öğreniminin kişisel gelişimdeki kritik rolüne dikkat çekerek şunları kaydetti: "Çocuklarımızın yabancı dile karşı olumlu bir tutum geliştirmesi en büyük önceliğimiz. Eğlenceli ve etkileşimli yöntemlerle hem derslerine destek oluyor hem de dünya ile iletişim kurabilecekleri bir kapı aralıyoruz. Bu tür gelişim odaklı projelerimiz önümüzdeki dönemde de artarak devam edecek "ifadesi kullanıldı.
Samsun 800 milyonluk umut, depresyon riski taşıyor Yılbaşı ikramiyesi beklentisiyle kurulan hayallerin psikolojik zararlarına dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, "İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. Umut satın almak, küçük gibi görünse de çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir" dedi. Yılbaşı özel çekilişinde büyük ikramiyenin 800 milyon TL olarak belirlenmesini ve bunun insanların psikolojisine etkisini değerlendiren Samsun Büyük Anadolu Hastanesi Psikiyatri Uzmanı Dr. Akif Taşdemir, ikramiyenin çıkmaması durumunda bazı kişilerin ruh halinde ümitsizlik ve yoğun hayal kırıklığı yaşanabileceğini söyledi. "Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor" Dr. Taşdemir, "Piyango bileti satın almak, altında ekonomik, psikolojik, sosyal ve kültürel nedenleri olan bir davranış biçimidir. İnsanlar bilet değil, umut satın alıyor. İnsanlar istatistiksel olarak o paranın kendilerine çıkma ihtimalinin farkındadırlar. Umut satın almak küçük görünse bile çok derin bir psikolojik etkiye sahiptir. İnsanlar bu umudu ucuza satın aldıkları için bir hayal kuruyorlar. Hayal kurmak insana mutlu hissettiriyor. ’Bu bilet bana çıkarsa borçlarımı öderim, yeni bir iş kurabilirim, çevremdeki insanların hayatını değiştirebilirim’ gibi hayal kurmak insanları mutlu edebiliyor. İnsanlar, ’almayacağım bilete ikramiye çıkarsa’ diye kaçırma korkusuyla da yöneliyorlar. Bundan dolayı birçok insan hayal kırıklığına uğruyor" diye konuştu. "Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir" İkramiyenin çıkmamasının herkeste aynı etkiyi oluşturmadığını belirten Taşdemir, "Aslında birçok insanda o ikramiyenin çıkmaması derin bir hayal kırıklığı oluşturmuyor. O biletin üstüne kurduğu hayaller boşa gittiğinde ilk başta derin bir iç çekiş ve hayal kırıklığı yaşayabilir. Birçok insan bunu mantıkla onarır. ’Zaten bana çıkma ihtimali çok düşüktü, hayırlısı böyleymiş’ diye düşünebilir. Bazı insanlar bu durumdan dolayı derin depresyona sürüklenebilir. Bardak dolmuştur ve taşmak için son bir damlayı bekliyordur. Yoğun bir hayal kırıklığı sonrasında depresyonu tetikleyebilir. Bu, insanların çok azında görülen bir durumdur" şeklinde konuştu. "Umut ile bağımlılık arasındaki çizgi çok ince" Yoksulluk süresi uzadıkça insanların risk algısının değişebildiğine dikkat çeken Psikiyatri Uzmanı Taşdemir, "Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça, maalesef başka bir çıkış yolu ümidi insanların zihninde kalmıyor. Birikim veya çalışma ile bu gidişatı değiştiremeyeceklerini düşünüyorlar. Kısa bir yoldan çıkış arayışına giriyorlar. Bu durum, insanların bu umuda sıkı sarılmasına sebep olabiliyor. Yoksul insanların yoksulluk süresi uzadıkça onların risk algıları da değişebiliyor. ’Battı balık yan gider’ misali ’son parayı da buna harcayayım’ diye düşünebilirler. İkramiye çıkmayınca diğer bilet tarihini bekleyerek, ’bu sefer olmadı ama bir dahaki sefere olabilir’ diyerek boş bir ümide tekrar kapılabilirler. Umutla bağımlılık arasındaki kısa çizgi budur" ifadelerini kullandı.