GÜNDEM - 02 Ekim 2024 Çarşamba 15:24

Antalya’da cami imamı 6 dilde İslamiyet’i tanıtıyor

A
A
A
Antalya’da cami imamı 6 dilde İslamiyet’i tanıtıyor

Antalya’nın Kaleiçi semtinde bulunan tarihi Şehzade Korkut Camii’nde imamlık yapan Muhammet Deniz Tanrıverdi, 6 dil ile yerli ve yabancı turistlere İslam dinini tanıtıyor. Bu çabaları sayesinde toplamda 6 turisti Müslüman ettiğini belirterek, “Müslüman olan bir Alman vatandaşa Musa ismini verdik ve çok mutlu oldu” dedi


Antalya’nın tarihi Kaleiçi bölgesinde bulunan Şehzade Korkut Camii, zengin tarihi ve kültürel yapısıyla dikkat çekiyor. Diyarbakırlı imam Muhammet Deniz Tanrıverdi, camide hem imamlık hem de müezzinlik yaparak, yerli ve yabancı turistlere İslam dinini tanıtma görevini üstleniyor. Tanrıverdi, toplamda 6 dil konuşabilmesi sayesinde gelen ziyaretçilere kendi dillerinde bilgi vererek caminin tarihi hakkında farkındalık oluşturuyor.



“Rusça, Arapça, İngilizce, Kürtçe, Türkçe ve Zazaca dillerini biliyorum”


Eğitim geçmişiyle ilgili de bilgi veren imam Muhammet Deniz Tanrıverdi, "Doğu kökenli olduğum için Kürtçe ve Zazaca’ya hâkimdim. Arapçayı medrese eğitimi ile öğrendim. İngilizce ve Rusçayı ise kendi çabamla öğrendim. Şu anda Türkçe de dâhil toplamda 6 dil biliyorum. Ziyaretçiler genellikle İslamiyet hakkında ön yargılı geliyor, ancak onlara doğru bilgiyi verince bu ön yargıların kırıldığını görüyorum" dedi.



“Şehzade Korkut Camisi Türkiye’nin 2. Ayasofya Camisi”


İmam Muhammet Deniz Tanrıverdi, Antalya İl Müftüsü Nazif Fethi Yalçınkaya ve Muratpaşa İlçe Müftüsü İshak Göksel’e teşekkürlerini sunarak, "Burada genellikle turist ağırlıklı olduğu için İngilizce, Rusça ve Arapça konuşarak, camimizi tanıtıyorum ve gelen ziyaretçilere çeşitli kitaplar hediye ediyorum. Caminin tarihi hakkında bilgi vermem gerekirse bu yapı, 2. yüzyıldan kalma bir Roma tapınağı olarak inşa edilmiştir. 6. yüzyılda ‘Aya İrina’ kilisesi olarak faaliyet göstermiştir. Camimiz, bir bakımdan Türkiye’nin 2. Ayasofya’sı ve tarihi olarak Ayasofya’dan daha eskidir. 7. yüzyıldaki Arap fetihleriyle zarar görse de, Anadolu Selçukluları döneminde tekrar camiye dönüştürülmüştür" şeklinde konuştu.



“6 turistin İslam dinine geçmesine vesile oldum”


İki yıldır burada görev yaptığını belirten Tanrıverdi, "Gelen turistlerin çoğu Rus kökenli ve onlarla iletişime geçerek, camimiz hakkında bilgi veriyoruz. Bu sayede 6 turistin İslam dinine geçmesine vesile oldum. Bunlardan 5’i Rus, son olarak da 2 hafta önce bir Alman vatandaşı Müslüman oldu, kendisine Musa ismini verdik ve o da çok sevindi" dedi.



“Biz hoşgörü dinine sahip olduğumuz için tüm dinlere saygılıyız”


Caminin tarihî yapısında haç işaretlerinin olduğuna da dikkat çeken Tanrıverdi, "Şehzade Korkut Camisi tarihi bir müze olarak sergileme fikri edinilmiş. Yer altındaki kalıntılar, turistlerin ilgisini çekiyor. Eski bir kilise olduğu için burada haç işareti simgeleri de sergileniyor. Biz hoşgörü dinine sahip olduğumuz için tüm dinlere de saygılıyız. Bu bizim için sadece bir sembol ve ibadetimizi engellemiyor" şeklinde konuştu.



“Hizmetimizin takdir edilmesi beni motive ediyor”


Cemaat ve esnaf tarafından da memnuniyetle karşılandığını belirten Tanrıverdi, "Hizmetimizin takdir edilmesi beni motive ediyor. İşimi en iyi şekilde yapmak için elimden geleni yapıyorum" şeklinde konuştu.



"Çok ilim sahibi hocaya sahip bir cami ve çok şanslılar"


İstanbul’dan misafir olarak geldiğini ve tarihi yapıları gezdiğini belirten Ömür Ünal, "Buradaki camiyi ziyaret etmeye geldim ve camimiz çok güzel, tarihi bir cami. Zemine kurulan cam terasları harika bir bir görüntü oluşturuyor. Buraya ilk defa geliyorum ve hocası çok dikkatimi çekti. Mükemmel bir namaz kıldırdı ve ben çok beğendim. Söylenecek çok bir şey yok, her şey çok mükemmel. Burası çok tarihi bir yer olduğu için Ayasoyfa Camisi’ne benziyor. Yapısı çok nezih görünüyor. Çok ilim sahibi hocaya sahip bir cami ve çok şanslılar. Bu zamanda 6 dil konuşabilen ve bunları aktarabilen bir imam benim için çok değerlidir. Tanışmak bile isterdim" şeklinde konuştu.


Şehzade Korkut Camii, tarihi ve kültürel zenginlikleriyle Antalya’nın önemli simgelerinden biri olduğunu belirten imam Muhammet Deniz Tanrıverdi, dinler arası diyalog ve hoşgörüye katkı sunmaya devam ediyor.



Antalya’da cami imamı 6 dilde İslamiyet’i tanıtıyor

Bunlar Da İlginizi Çekebilir
Şanlıurfa Türkiye’nin en lezzetli karpuzlarından biri Şanlıurfa’da yetişiyor Farklı tadı ve aromasıyla Şanlıurfa’nın Yaylak kırsal Mahallesinde yetişen karpuz, Türkiye’nin en lezzetli karpuzları arasında yer alıyor. Fırat Nehrinin serin suyuyla sulanan karpuzun tadı adeta meyveli bir dondurmayı andırıyor. Yaylak kırsal Mahallesinde yetişen ve tadını yetiştirildiği 1toprağın özelliği ve Fırat Nehrinin serin sularından alan Yaylak Karpuzunun hasadı başladı. Farklı tadı ve aromasıyla ön plana çıkan Yaylak Karpuzunu diğer karpuzlardan ayıran en büyük özellik ise içerisinin kan kırmızısı olması ve yenildiğinde ağızlarda erimesi olarak gösteriliyor. Diğer karpuzlar gibi sert olmayan karpuz, içerisinde yüksek oranda su barındırıyor. Dağlarda eriyen kar karpuza tat veriyor Karpuzun tadını bereketli topraklar ile dağlardan eriyen karlardan aldığını söyleyen Ziraat Mühendisi Tahsin Durmaz," Lezzetinin farklı olmasının sebeplerinden biri bereketli topraklarda yetişiyor olması, bir diğeri ise dağdan eriyen kar sularıyla sulanıyor olmasıdır. Bu karpuzu diğer karpuzlardan ayıran en büyük özellik diğer karpuzları yerken ağzımızda elma, turp gibi bir sertlik oluşurken Yaylak Karpuzunu yerken ağızlarda eriyerek dondurma tadında bir aroma oluşuyor" dedi. Dondurma ve kola yerine karpuz Yıllardır Yaylak bölgesinde karpuz yetiştiren çiftçi Hasan Kurtaran ise, vatandaşları dondurma ve kola yerine Yaylak Karpuzu tüketmeye davet etti. Yaylak Karpuzunun tadı dışında faydaları da olduğunu söyleyen Kurtaran," Dondurma ve kola yerine Yaylak Karpuzu yiyin ve doktora da gitmeyin. Bizim burada karpuz ortalama 13 kilo gelir. En ufağı 9 kilo ama 20 kiloya kadar da büyüyor. Yaylak Karpuzu marka bir karpuzdur. Bu bölgeye su gelmeden önce de burada susuz karpuz yetişiyordu. Yaşlılarımız susuz karpuzu iyi bilir. Burada halen susuz karpuz yetiştiren ihtiyarlar var. Susuz karpuz da 20 kiloya kadar büyüyordu. Aslında karpuz denince akla Adana ve Diyarbakır geliyor ama kimse yeteri kadar Yaylak Karpuzunu tanıtamadı. Aslında karpuz Yaylak’ındır" diye konuştu. Diğer bölgelere göre biraz daha geç mahsul veren Yaylak Karpuzu, Şanlıurfa ve çevresinde en çok tercih edilen karpuz olarak dikkat çekiyor.
Ankara HAK-İŞ Genel Başkanı Arslan: "Toplu iş sözleşmesi sürecini havada olan uçak olarak değerlendiriyoruz" Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, Toplu İş Sözleşmeleri sürecine ilişkin basın toplantısı düzenledi. Verilen tekliflerin çalışanları tatmin edici bir teklif olmadığını ifade eden Arslan, "Biz toplu iş sözleşmesi sürecini havada olan uçak olarak değerlendiriyoruz" dedi. Hak İşçi Sendikaları Konfederasyonu (HAK-İŞ) Genel Başkanı Mahmut Arslan, Kamu Kesimi Toplu İş sözleşmeleri Çerçeve Anlaşma Protokolü sürecinde gelinen aşamaya ilişkin değerlendirmelerde bulunmak için bir basın toplantısı düzenledi. HAK-İŞ genel merkezinde gerçekleştirilen basın toplantısında konuşan Arslan, Konfederasyonunun Kamu Çerçeve Protokolü (KÇP), çalışmalarına aralık ayında başladığını belirtti. "Arslan, Yönetim kurulumuzun 13 Aralık tarihinde aldığı karar ile KÇP Koordinasyon kurulunun kurulmasına karar verdi. Daha sonra da 26 Aralık tarihinde koordinasyon kurulumuz ilk toplantısını yaptı. Bu süreç içerisinde Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu (TÜRK-İŞ) ten gelen teklifi dikkate alarak her iki konfederasyonun KÇP’ de ortak çalışması kararı iki konfederasyon tarafından da kabul edildi. Her iki konfederasyonun koordinasyon kurulu çalışmaları da ortak çalışmalar olarak başlatıldı. Hem TÜRK-İŞ’ te hem de HAK-İŞ’ te yapılan iki ayrı toplantıda ortak taleplerimizi değerlendirdik ve ortak bir taslak oluşturduk. Bu taslak 27 Şubat tarihinde Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığına dolayısıyla Türkiye Ağır Sanayii ve Hizmet Sektörü Kamu İşverenleri Sendikası (TÜHİS)’e ulaştırılmış oldu" diye konuştu. "Gecikmenin sorumlusu asla HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ değil" Sürecin konfederasyonlar tarafından zamanında hatta erken sayılacak bir dönemde gerçekleştiğine değinen Arslan, "Buna rağmen 27 Şubat tarihinde sunduğumuz teklife cevap olarak ilk toplantı maalesef 16 Nisan’da gerçekleşebildi. 13 Haziran tarihinde bize ilk teklif sunuldu. Yani 1’nci yılın 1’nci altı ayının sonunda bize ilk teklif sunulmuş oldu. Bu gecikmenin sorumlusu asla HAK-İŞ ve TÜRK-İŞ değil. Bu gecikmenin sorumlusu Kamu işveren sendikası, Bakanlık ve ilgililerdir. Gecikmenin en büyük faturasını da maalesef çalışanlar ödemektedir. Çalışanlarımızın ilk 6 ay alacağı zamlar ne yazık ki müzakerelerin henüz tamamlanmamış olduğu 1’nci altı ayı geride bırakmış olduk" dedi. HAK-İŞ’ in kamu çerçeve protokolünde 600 bin civarında ki işçinin yarısından fazlasını temsil eden bir konfederasyon olduğunu belirten Arslan, "Türkiye’nin en hassas iş kollarında KÇP bünyesinde arkadaşlarımız çalışmakta. Sağlık Bakanlığı aynı zamanda Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, Çaykur, Orman Genel Müdürlüğü ve TİGEM, Milli Savunma Bakanlığı, Milli Eğitim Bakanlığı, Devlet Su İşleri, Karayolları Matbaaları, BTK gibi hassas işler söz konusu" şeklinde konuştu. "Toplu iş sözleşmesi sürecini havada olan uçak olarak değerlendiriyoruz" Toplu İş sözleşmelerinin gecikmesinden kaynaklı yaşanan enflasyon ve buna bağlı olarak verilen tekliflerin çalışanları tatmin edici bir teklif olmadığını ifade eden Arslan, "Biz toplu iş sözleşmesi sürecini havada olan uçak olarak değerlendiriyoruz. Mutlaka uçak inecektir. Allah korusun ya kazayla veya sert iniş yapacaktır. Ya da normal iniş yapacaktır. Ama her ihtimalde uçak hava da kalmayacaktır. Bu toplu iş sözleşmesi mutlaka bir şekilde sonuçlanacak. Biz bu sürecin barışçıl bir şekilde çalışanların tatmin olduğu ve mutlu olduğu hem ülkemizi yönetenlerin hem de kamunun bu konuda makul ve gerçekten çalışanların haklarının azami düzeyde koruyan bir yaklaşımla Kamunun meseleye bakmasını ve bu çerçevede Türkiye’nin önemli bir sürecinin barışçıl bir şekilde sonra ermesini istiyoruz" ifadelerini kullandı. Öte yandan Arslan KÇP görüşmelerinin her dönemde 2’nci 6 aya sarktığını ifade etti. Arslan işçilerin büyük bir kayıpla karşı karşıya kaldığını söyledi. "Biz almadığımız ücretin borçlusu durumuna düştük" Verilen tekliflerin çalışanlarda büyük bir hayal kırıklığı oluşturduğuna değinen Arslan, "Bu hayal kırıklığının nedeni enflasyona karşı yenilmiş olmaktır. Gerçekten bize verilen teklifler yüzde 15.6 birinci 6 ayın enflasyon rakamları, 2’nci teklifte önerilen ise yüzde 17 oldu. Bu arada Mart, Nisan aylarında vergide yüzde 20 dilimine girdik. Yüzde 5 oranında kaybımızı düşünürseniz biz almadığımız ücretin borçlusu durumuna düştük" ifadelerini kullandı. Arslan, "Üyelerimizin beklentilerinin karşılandığı Toplu iş sözleşmelerinin masa başında barışçıl bir şekilde sonuçlanmasının Türkiye’nin bu zorlu sürecine katkı yapacağını düşünüyoruz. Biz kriz olsun istemiyoruz, kaos olsun istemiyoruz" dedi.
Muğla Menteşe’de Kaskom projesinde öğrencilere belgeleri takdim edildi Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından yürütülen ’Kaskom Projesi’ kapsamında düzenlenen eğitim programını başarıyla tamamlayan öğrencilere, katılım belgeleri törenle takdim edildi. İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından koordine edilen proje ile öğrencilerde özellikle motosiklet kullanımı ve kask takma alışkanlığının kazandırılması, trafik güvenliği bilincinin artırılması hedeflendi. Belge takdim töreni Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürü İdris Kömürcü’nün katılımıyla gerçekleştirildi. Müdür Kömürcü, programa katılım sağlayan öğrencilerle tek tek ilgilenerek belgelerini takdim etti ve başarılarından dolayı öğrencileri tebrik etti. Törende konuşan Kömürcü, trafik güvenliği eğitiminin küçük yaşlarda başlamasının önemine dikkat çekerek "Bu projeyle gençlerimizi sadece bilinçlendirmeyi değil, aynı zamanda gelecekte trafikte daha güvenli bireyler olmalarını sağlamayı amaçladık. Motosiklet kullanımında kask takmanın hayati bir önemi var. Trafikte güvenli bir gelecek için bu alışkanlıkların erken yaşta kazanılması gerekiyor. Katılım gösteren tüm öğrencilerimizi gönülden kutluyorum" dedi. Proje sonunda belgelerini alan öğrenciler, trafik kurallarına karşı daha duyarlı olduklarını ifade ederek eğitimin kendilerine büyük katkı sağladığını belirttiler. Menteşe İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü yetkilileri, trafik güvenliği konusunda benzeri projelerin önümüzdeki dönemlerde de süreceğini vurguladı.